Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

İsrail’den Batı Şeria’da “Gazze” adımları

Yayınlanma

İsrail ordusu işgal altındaki Batı Şeria’nın kuzeyindeki kentlerin mülteci kamplarına başlattığı ve ikinci gününde de devam eden saldırılarda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısı 17’ye yükseldi. İsrail, aralarında çocukların da bulunduğu 20 Filistinliyi gözaltına aldı.

İsrail dün Batı Şeria’nın kuzeyinde “geniş çaplı operasyon” başlattığı duyurdu. Cenin ve Tulkerim kentlerinde eş zamanlı harekete geçen İsrail Kara Kuvvetlerine destek için savaş helikopterleri ve insansız hava araçları (İHA) da kaldırıldı.

Dünden beri 17 kişinin hayatını kaybettiği saldırılarda yaşamını yitiren isimler arasında Nur Şems’teki Filistin silahlı direniş gruplarının liderlerinden “Ebu Şuca” lakaplı Muhammed Cabir’in de yer aldığı belirtildi.

İsrail ordusu bir askerinin çatışmada hafif yaralandığını ve hastaneye kaldırıldığını paylaştı.

Öte yandan İsrail geniş çaplı saldırına devam ederken, Tubas yakınlarındaki El-Faria Mülteci Kampı’ndan çekildiği bildirildi. Görgü tanıklarından alınan bilgiye göre, İsrail güçleri Tulkerim’deki saldırının ise kapsamını genişletti; bölgedeki mülteci kampları ile Filistinlilere ait evlere baskın düzenledi. Tulkerim’in pek çok noktasından zaman zaman patlama sesleri yükseliyor.

Dünden bu yana devam eden İsrail saldırıları nedeniyle Cenin kentinde tüm iletişim ve internet hizmetlerinin kesildiği ifade edildi.

İsrail güçleri ayrıca Tulkerim’deki Nur Şems Mülteci Kampı’ndaki baskınlarına devam ediyor. Kampın tüm giriş-çıkışlarını kapayan İsrail askerleri, evlere baskın düzenliyor; Filistinlileri herhangi bir merkeze ya da hapishaneye sevk etmeden haklarında “soruşturma” gerçekleştiriyor.

İsrail askerleri ile Filistinliler arasında çatışmalar yaşanıyor, zaman zaman patlama sesleri yükseliyor.

Bölgedeki İsrail ordu güçlerine takviye kuvvet gönderildi.

Ayrıca İsrail güçlerine eşlik eden buldozerler, kentteki ve kamptaki altyapıyı tahrip ediyor, önüne çıkan araçları sürüklüyor. Tanıklara göre, İsrail ordusu Tubas yakınlarındaki Faria Mülteci Kampı’ndan 30 saatten fazla süren baskının ardından çekildi. Baskından geride yıkılmış evler, altyapının yanı sıra can kayıpları ve gözaltılar kaldı.

İsrail ordusuna ait iş makineleri, Filistin beldelerindeki altyapıya, özel mülklerine zarar verdi. Tulkerim ve Cenin kentlerinde gece boyu ve sabah silah ve patlama sesleri duyuldu.

Öte yandan İsrail ordusuna ait insansız hava araçları da bölgede uçuş yapıyor.

Son baskınlarla birlikte İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail askerleri ile Filistin topraklarını gasp eden İsraillilerin saldırılarında en az 670 Filistinli hayatını kaybetti.

Filistin Esirler Cemiyeti ile Filistin Kurtuluş Örgütüne bağlı Esirler ve Serbest Bırakılanlar Heyetinden yapılan ortak açıklamada “İşgalci İsrail güçleri, aralarında çocukların da bulunduğu en az 20 Filistinliyi gözaltına aldı” denildi. İsrail ordusunun, Gazze Şeridi’ne saldırılarını başlattığı 7 Ekim 2023’ten bu yana işgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te gözaltına alınan Filistinlilerin sayısının 10 bin 300’ü aştığı aktarıldı.

Hamas: Soykırımı genişletme girişimi

Hamas’tan yapılan yazılı açıklamada, “İsrail ordusunun Batı Şeria kentlerinde başlattığı geniş çaplı askeri operasyon, aşırı sağcı Siyonist hükümetin faşist bakanları tarafından ifade edilen planları uygulamaya ve Gazze Şeridi’nde devam eden acımasız soykırım savaşını Batı Şeria’daki kent ve mülteci kamplarını kapsayacak şekilde genişletmeye yönelik bir girişimdir” ifadelerine yer verildi.

İsrail’in insansız hava araçları ve savaş uçaklarıyla büyük bir askeri gücü Batı Şeria’daki saldırılarına dahil ettiği belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Faşist işgal hükümetinin Gazze’deki Filistinlilere yönelik imha kampanyasını sürdürmesi ve bu suç operasyonuyla Batı Şeria’daki ihlallerini tırmandırması, şüphe uyandıran uluslararası sessizliğin doğal bir sonucudur.”

Açıklamada, ABD ve Batılı bazı ülkelerin İsrail’e mutlak surette siyasi ve askeri destek sağladığına dikkati çekilerek, “İsrail 10 yıllar boyunca birbirini izleyen faşist hükümetler aracılığıyla Batı Şeria’daki direnişi çeşitli yollarla bastırmaya çalıştı ancak başarılı olamadı” ifadeleri kullanıldı.

Filistinli direnişçilerin İsrail güçlerine karşı kahramanca savaştığı vurgulanan açıklamada, İsrail’in Batı Şeria’da yürüttüğü vahşi saldırıların Filistin halkının ve direnişinin karşısında kırılacağı kaydedildi.

Kantz’ın açıklamalarına tepki

Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanı Yisrael Katz’ın Batı Şeria’daki “tehdide karşı Gazze’deki gibi muamele etmeleri gerektiği”, buradaki Filistinlilerin de “Gazze’de yapıldığı gibi topluca zorla yerinden edilmesi” gibi tüm adımların atılması gerektiğine ilişkin açıklamaya tepki yağdı.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, İsrail’i, Gazze’de yaptığı yıkımı ve saldırıları Batı Şeria’ya taşımaması konusunda uyardı.

Borrell, X hesabından yaptığı açıklamada, “İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’da yürüttüğü büyük askeri operasyonu, tam ölçekli yıkım dahil Gazze’deki savaşın genişletilmesine zemin oluşturmamalı” ifadesini kullandı. Katz’ın özellikle Batı Şeria’daki Filistinli sakinlerin zorla yerlerinden edilmeleri konusunda Gazze ile çizdiği paralelliğin istikrarsızlığın daha da artması tehdidini taşıdığını belirtti.

AB Dönem Başkanı Belçika’nın Dışişleri Bakanı Hadja Lahbib de X hesabından paylaştığı açıklamasında, “Batı Şeria’daki askeri operasyonlar durmalı. İsrail, işgali altındaki topraklarda insancıl hukuk dahil uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerine uymak zorundadır. Tek kalıcı barış çözümü iki devletli çözümdür” değerlendirmesinde bulundu.

İsrail ordusunun bu sabah işgal altındaki Batı Şeria’nın Tubas kentindeki Faria Mülteci Kampı başta olmak üzere bazı bölgelerinde “geniş çaplı” saldırı başlattığı bildirilmişti.

Devam eden saldırılarda şu ana kadar en az 9 Filistinli öldü, 11 Filistinli de yaralandı.

ORTADOĞU

İsrail askerleri tarafından öldürülen Ayşenur Ezgi Eygi’nin cenazesi Türkiye’ye getirildi

Yayınlanma

İşgal altındaki Batı Şeria’da İsrail askerlerince katledilen Ayşenur Ezgi Eygi’nin naaşı, Azerbaycan’dan İstanbul’a getirildi.

Türk Hava Yolları’nın uçağıyla İstanbul Havalimanı’na getirilen Eygi’nin cenazesi, askeri manga tarafından alana getirildi. Eygi’nin naaşı VİP Terminali’nde düzenlenen törenin ardından Aydın’a defnedilmek üzere uçakla İzmir’e gönderildi.

İsrail askerleri, işgal altındaki Batı Şeria’da barışçıl bir gösteri sırasında katılımcıların üzerine ateş açmış, Filistinlilere destek amacıyla gösteriye katılan ve ABD vatandaşlığı da bulunan Eygi, başından vurularak ağır yaralanmıştı.
Filistinlilere ait bir hastaneye kaldırılan Eygi, 6 Eylül’de müdahalelere rağmen hayatını kaybetmişti.

Filistin topraklarının İsrail tarafından işgaline karşı barışçıl ve sivil yöntemlerle Filistinlilere destek veren Uluslararası Dayanışma Hareketi gönüllüsü insan hakları aktivisti olan Eygi, 2003’te İsrail buldozeri tarafından ezilerek öldürülen ABD vatandaşı Rachel Corrie ile aynı harekete mensuptu.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Netanyahu, UCM’nin tutuklama emrini engellemek için Başsavcıdan kendisini ve Gallant’ı soruşturmasını istedi

Yayınlanma

İsrail televizyonunda çarşamba günü yayınlanan bir habere göre Adalet Bakanı Yariv Levin, Başbakan Benjamin Netanyahu’nun emriyle hareket ederek Başsavcı Gali Baharav-Miara’dan başbakan ve Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında Gazze savaşıyla ilgili bir ceza soruşturması açmasını istedi. Böylece Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) ikili hakkında tutuklama emri çıkarması talebini bertaraf etmeyi amaçlıyor.

Channel 12’de yer alan habere göre Netanyahu, devam eden savaş ve Hamas’a karşı yürütülen askeri harekatın nasıl yürütüldüğüne dair bir soruşturma açılıp ardından kapatılmasını ve UCM’ye suçlamaların İsrail tarafından soruşturulduğu ve dolayısıyla mahkemenin müdahalesini gerektirmediğine dair bir güncelleme yapılmasını istedi.

Habere göre Baharav-Miara bu talebi bariz bir hile olduğu ve UCM’yi tatmin etmeyeceği gerekçesiyle reddetti. Baharav-Miara’nın ayrıca Hamas’ın 7 Ekim’de düzenlediği saldırı ve ardından Gazze’de yaşanan savaşla ilgili olarak sadece İsrail’in en üst düzey soruşturması olan bir devlet soruşturma komisyonunun yeterli olacağını zaten kamuoyuna açıkladığını belirttiği bildirildi.

Netanyahu, 7 Ekim öncesi ve sırasındaki bir dizi başarısızlıkla ilgili olarak, bazı koalisyon üyeleri de dahil olmak üzere sık sık yapılan çağrılara rağmen, şimdiye kadar bir devlet soruşturma komisyonu kurmayı reddetti. Netanyahu bir hükümet soruşturmasını tercih ettiğini söylerken, Baharav-Miara daha bağımsız ve kapsamlı olacağını savunduğu bir devlet komisyonu kurulması için bastırıyor. İsrail savaş suçu işlediği suçlamalarıyla karşı karşıya kalırken, bir soruşturmanın bu konuları da ele alması bekleniyor.

Kanal 12’nin kaynaksız haberinde Netanyahu’nun devlet soruşturma komisyonunun kendisini görevden almak için yasal bir manevra olacağından korktuğu belirtildi. Netanyahu uzun süredir yargılandığı yolsuzluk suçlamalarıyla ilgili olarak da benzer bir iddiada bulunuyor.

Kanal, Baharav-Miara gibi bir devlet komisyonunu tercih eden Gallant’ın yine de başsavcıdan en azından bir hükümet soruşturmasını desteklemesini istediğini söyledi. Baharav-Miara’nın bu fikri reddettiği ve “soruşturulan soruşturmacıyı atayamayacağı için” bunun İsrail’in UCM’deki imajına yarardan çok zarar getireceğini söylediği belirtildi.

Netanyahu’nun Likud partisinden üst düzey müttefiki olan Levin’in talebi, UCM Savcısı Karim Khan’ın bu hafta mahkemeden mayıs ayında Netanyahu, Gallant ve Hamas’ın bazı üst düzey isimleri hakkında talep ettiği tutuklama kararlarını “son derece acil bir şekilde” çıkarmasını istemesinin ardından geldi.

Hafta sonu Kanal 12, Baharav-Miara’nın Netanyahu’yu, İsrailli üst düzey sivil ve askeri yetkililer hakkında uluslararası tutuklama emri çıkarılmasını önlemenin en iyi yolunun bir devlet soruşturma komisyonu kurulması olduğu konusunda uyardığını bildirdi.

Kanalın aktardığına göre Baharav-Miara bir mektupta, uluslararası kuruluşlar harekete geçmeden önce bir komisyon kurulması için fırsat penceresinin kapanmakta olduğu uyarısında bulundu.

Baharav-Miara, İsrail’in Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi kurumların ancak ulusal hukuk sistemleri görevlerini yerine getiremediğinde devreye girebileceği ilkesi olan tamamlayıcılığı savunmasının “ancak bir devlet soruşturma komisyonu ile gerçekleştirilebileceğini” söyledi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Washington Post raporuna göre Ayşenur Eygi, protesto yatıştığında geri çekilirken vurulmuş

Yayınlanma

Washington Post gazetesi çarşamba gecesi yayınladığı bir haberde, Batı Şeria’daki Beita Kavşağı yakınlarında İsrail askerlerinin ateşiyle öldürülen Amerikan-Türk vatandaşı Ayşenur Eygi’nin zaman çizelgesinin bölgedeki en yoğun çatışmalarla uyuşmadığına dair bağımsız bir araştırma yapıldığını bildirdi.

Raporda Eygi’nin, kalabalığın ana yolda İsrail güvenlik güçlerinden 200 metreden fazla uzaklaşmasından yaklaşık 20 dakika sonra vurulduğu belirtiliyor.

26 yaşındaki Aysenur Eygi, cuma günü İsrail ordusu tarafından açılan ateş sonucu öldürülmüştü. İsrail ordusu (IDF), Eygi’nin “şiddetli bir isyan” sırasında “kasıtsız” olarak vurulduğunu iddia etmişti.

İsrail ordusu yaptığı soruşturmanın ardından bir açıklama yayınlayarak Eygi’nin IDF güçlerinin açtığı “dolaylı ateş sonucu kasıtsız olarak” vurulmuş olma ihtimalinin “yüksek olduğunu” öne sürmüştü.

Ancak Washington Post’un raporu bu iddiayı çürütüyor.

Washington Post’un yaptığı araştırma, Eygi’nin Beita’daki çatışmaların başlamasından yarım saatten fazla bir süre sonra ve protestocuların İsrail güçlerinden 200 metreden fazla uzaktaki ana yola inmesinden yaklaşık 20 dakika sonra vurulduğunu ortaya çıkardı.

The Post, o gün yaşananları yeniden canlandırmak için 13 görgü tanığı ve Beita sakiniyle konuştu. Ayrıca Eygi’nin gönüllü olarak çalıştığı Uluslararası Dayanışma Hareketi ile bir başka Filistinli savunuculuk grubu olan Faz3a tarafından özel olarak sağlanan 50’den fazla video ve fotoğrafı inceledi.

Devam eden bir soruşturmayı gerekçe gösteren IDF, güçlerinin, göstericiler geri çekildikten bu kadar uzun bir süre sonra ve görünürde bir tehdit oluşturmadıkları bir mesafeden neden ateş ettiğine dair The Post’un sorularını yanıtlamayı reddetti.

İsrail tarafından katledilen Ayşenur Ezgi Eygi için Filistin’de cenaze töreni düzenlendi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English