Ortadoğu
İsrail’den Türkiye’ye “bombalı” mesaj

İsrail, Suriye’de Türkiye’nin askeri üs kuracağı iddia edilen T4 Hava Üssü’nü bombaladı. İsrailli bir yetkili, “Bu saldırı Türkiye’ye ‘Suriye’de askeri üs kurmayın’ mesajı taşıyor” dedi.
Suriye resmi haber ajansı SANA’nın haberine göre, İsrail uçakları dün akşam saatlerinde Hama Havalimanı ve çevresindeki noktalara 14’ten fazla hava saldırısının yanı sıra Humus iline bağlı T4 Askeri Hava Üssü ve başkent Şam’daki bir askeri altyapıya hava saldırıları, Dera ilinin batısına ise havan ve topçu saldırıları düzenledi.
İsrail ordusundan yapılan açıklamada, Suriye’de bir dizi hava saldırısı yapıldığı doğrulandı. Açıklamada, İsrail savaş uçaklarının, Hama Askeri Havaalanı ve Suriye’nin Humus iline bağlı T4 Askeri Havaalanının yanı sıra başkent Şam bölgesindeki askeri altyapıyı hedef aldığı belirtildi. Ayrıca açıklamada Şam’ın Barzeh mahallesindeki bilimsel araştırma binasının hedef aldığını da doğruladı.
İsrailli bir yetkili The Jerusalem Post ‘a yaptığı açıklamada, Suriye’deki son hava saldırılarının “Türkiye’ye bir mesaj iletmek” için yapıldığını söyledi. Yetkili, “Suriye’de askeri üs kurmayın ve ülke semalarındaki İsrail faaliyetlerine müdahale etmeyin” mesajının verildiğini belirtti.
Middle East Eye’ın (MEE) konu hakkında bilgi sahibi kaynaklara dayandırdığı haberinde, Türkiye’nin T4 Hava Üssü’ne Türk yapımı Hisar tipi hava savunma sistemleri ile gelişmiş gözetleme ve vuruş kabiliyetine sahip insansız hava araçlarının konuşlandıracağı iddia edildi.
Ankara’nın İsrail’in vurduğu Palmira antik kenti yakınındaki T4 Askeri Hava Üssü’nü kontrolüne almaya hazırlandığı iddia edilmişti.
Katar merkezli Middle East Eye’ın (MEE) Türkiye’den askeri kaynaklara dayandırdığı habere göre Ankara, söz konusu üssü savaş uçakları, insansız hava araçları ve füzelere karşı kısa, orta ve uzun menzilli kabiliyetlere sahip karmaşık savunma sistemiyle donatmayı planlıyor.
Türkiye’nin ayrıca üsse Hisar tipi hava savunma sistemlerinin yanı sıra S-400 hava savunma sistemlerini yerleştireceği de iddia ediliyor. Ancak S-400’lerin konuşlandırılması için Rusya’nın onayı gerekiyor.
Haberde üssün “Türkiye’ye Suriye’de daha fazla hava kontrolü sağlayacak ve IŞİD’e karşı yoğunlaştırılmış operasyonlar için başlangıç noktası olacağı” belirtiliyor. Haberde ayrıca “Türkiye’nin SİHA ve hava savunma sistemlerinin varlığı, İsrail’i bölgede hava saldırıları düzenlemekten caydıracak” deniliyor.
İsrail ordusu, 21-22 Mart tarihlerinde de T4 ve yakınlardaki Palmira üslerini hedef almıştı ve hava saldırıları üsteki pistler, hangarlar ve kontrol binaları dahil olmak üzere altyapıya zarar vermişti.
Ortadoğu
İran: Yaptırımların kaldırılması halinde anlaşma imzalanabilir

İran’ın dini lideri Hamaney’in danışmanı Ali Şemhani, ekonomik yaptırımların kaldırılması halinde Tahran’ın nükleer anlaşmaya “bugün” imza atmaya hazır olduğunu açıkladı. Şemhani, ABD ile yürütülen görüşmelerde net bir tavır sergilediklerini belirtti.
İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in üst düzey danışmanlarından Ali Şemhani, NBC News’e verdiği röportajda, İran’ın ABD Başkanı Donald Trump ile nükleer anlaşma yapmaya hazır olduğunu söyledi. Ancak bunun tek koşulu: yaptırımların derhal kaldırılması.
Yaptırımların kaldırılması Tahran’ın temel şartı
Siyasi, askeri ve nükleer konularda Hamaney’e danışmanlık yapan Şemhani, İran’ın nükleer silah geliştirmeme taahhüdü verebileceğini, yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stoklarını elden çıkarabileceğini ve sürecin uluslararası denetime açılmasına izin verebileceğini belirtti. Karşılığında ise ABD’nin ekonomik yaptırımları “hemen” kaldırmasını talep etti.
Kendisine yöneltilen “Bu şartlar sağlanırsa bugün anlaşma imzalanır mı?” sorusuna ise net bir şekilde “Evet” yanıtını verdi. Şemhani’nin bu açıklamaları, Tahran’ın anlaşmaya olan istekliliğine dair Hamaney’e yakın çevreden gelen en açık mesaj olarak yorumlandı.
Netanyahu uyarısı: Süreci rayından çıkarabilir
Şemhani, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ABD’deki lobiler aracılığıyla müzakere sürecini sabote etmeye çalışabileceğini, ancak Washington’un bu etkiyi bertaraf etmesi durumunda anlaşmanın rahatlıkla imzalanabileceğini söyledi.
“Amerikalılar söyledikleri gibi davranırsa, elbette daha iyi ilişkiler kurabiliriz. Bu, yakın gelecekte olumlu gelişmelere kapı aralayabilir” diyen Şemhani, İran’ın diplomasiye açık olduğunun da altını çizdi.
Trump’ın tehditlerine yanıt: Zeytin dalı değil, dikenli tel
ABD Başkanı Donald Trump, Riyad’da düzenlenen Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) – ABD Zirvesi’nde İran’la bir anlaşma yapmak istediğini ama bunun için nükleer silah programının durdurulması ve “teröre desteğin” sona ermesi gerektiğini söylemişti. Aksi halde ağır yaptırımlar uygulanacağını ifade eden Trump, İran’a “zeytin dalı” uzattığını öne sürmüştü.
Bu söylemi eleştiren Şemhani, “Zeytin dalından bahsediyor ama bizim gördüğümüz sadece dikenli tel” yanıtını verdi.
Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’dan sert tepki: Hiçbir zorbaya boyun eğmeyiz
İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan da Trump’ın açıklamalarına tepki gösterdi. Devlet televizyonunda canlı yayınlanan konuşmasında, Trump’ın İran’ı “bölge için tehdit” olarak tanımlamasını eleştiren Pezeşkiyan, “Biz mi Gazze’de 60 bin çocuğu katlettik, yoksa siz mi? Ekmeği, suyu kim kesti?” dedi.
“Şehadet bizim için, yatakta ölmekten daha tatlıdır” ifadelerini kullanan Pezeşkiyan, İran’ın 47 yıldır baskılara direndiğini vurguladı: “Bizi korkutmaya mı geldiniz? Bu halkı diz çöktüremezsiniz. Tehditlerle geri adım atacağımızı sanmak aptallıktır.”
“Barış istiyoruz ama onurumuzdan taviz vermeyiz”
Pezeşkiyan, Trump’ın İran’ın enerji sorunlarına değinerek ülke liderlerini suçlamasına da yanıt verdi: “Barış yapsalar da yapmasalar da biz bu ülkeyi yeniden inşa edeceğiz. Su, elektrik ve doğalgaz sorunlarını da çözeceğiz.”
İran’ın bölge ülkeleriyle kardeşlik temelli bir ilişki kurmak istediğini belirten Pezeşkiyan, “Toprak talebimiz yok. Halkımızın onurunu ve ülkemizin şerefini korumakta kararlıyız. Bilim insanlarımızı katledenler, terörist olarak nitelendirilen biz değil, sizsiniz” diye konuştu.
Ortadoğu
Trump: Gazze’yi ele geçirip ‘özgürlük bölgesine’ dönüştürmeliyiz

ABD Başkanı Donald Trump Katar’da açıklamada, ABD’nin Gazze’yi “ele geçirip” bir “özgürlük bölgesi” haline getirmesini istediğini söyledi.
Orta Doğu turunun Katar ayağında Trump, “Gazze için çok iyi olduğunu düşündüğüm konseptlerim var. Gazze’yi bir özgürlük bölgesi haline getirelim, ABD bu sürece dahil olsun ve Gazze’yi sadece bir özgürlük bölgesi haline getirelim,” dedi.
Trump, “ABD’nin Gazze’yi ele geçirip bir özgürlük bölgesi haline getirmesinden gurur duyacağını” da sözlerine ekledi.
“İyi şeyler olsun, insanlar güvenli evlere yerleştirilsin ve Hamas ile hesaplaşılsın,” iddiasında bulunan Trump, Gazze için çok çalıştıklarını, buranın “yıllardır ölüm ve yıkım bölgesi” olduğunu savundu.
Trump, “Gazze sorununu hiç çözmediler ve eğer bakarsanız, hava fotoğraflarım var, yani neredeyse ayakta duran bina yok, bina yok. İnsanlar yıkılan binaların enkazı altında yaşıyor, bu kabul edilemez, bu büyük bir ölüm. Ve ben oranın bir özgürlük bölgesi olmasını istiyorum,” dedi
Öte yandan Filistinli sağlık yetkililerine göre, çarşamba günü İsrail’in Gazze Şeridi’nde düzenlediği hava saldırılarında en az 70 Filistinli öldü.
Trump bu fikri daha önce şubat ayında, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile düzenlediği basın toplantısında, ABD’nin Gazze Şeridi’ni “ele geçirmek” istediğini söyleyerek dile getirmişti.
Başkan o vakitler, “Orayı ele geçireceğiz ve bölgedeki tüm tehlikeli patlamamış bombaları ve diğer silahları imha etmekten sorumlu olacağız. O bölgeyi ele geçireceğiz ve geliştireceğiz, binlerce iş yaratacağız ve bu, tüm Orta Doğu’nun gurur duyacağı bir şey olacak,” demişti.
Ortadoğu
Eski ABD Büyükelçisi Jeffrey: Şaraa’yı Esad’a karşı koruduk

ABD’nin eski Suriye özel temsilcisi James Jeffrey, Washington’un Ahmed eş-Şaraa (eski adıyla Ebu Muhammed el-Colani) ile dolaylı ilişkileri olduğunu ve onu Beşar Esad yönetiminden koruduklarını açıkladı. Jeffrey ayrıca, Suudi Arabistan’ın Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılması için dönemin başkanı Donald Trump’a talepte bulunduğunu ve Katar’ın İran dosyasında ABD’ye yardımcı olduğunu belirtti.
ABD’nin eski Suriye özel temsilcisi ve eski Ankara büyükelçisi James Jeffrey, el-Meşhed kanalına yaptığı açıklamalarda, Washington’un Suriye’de Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) lideri Ahmed eş-Şaraa (eski adıyla Ebu Muhammed el-Colani) ile dolaylı bir ilişkisi olduğunu ve onu Beşar Esad hükümetine karşı koruduklarını söyledi.
Jeffrey, bu ilişkinin Şaraa’nın İdlib’de bulunduğu döneme dayandığını belirtti.
Jeffrey, “Suriye konusunu devraldığımdan beri, dolaylı olarak beraber çalışıyorduk. O zamanlar İdlib’de bulunan Ebu Muhammed el-Colani ile —bildiğiniz gibi bölge hâlâ 3 milyon kişiyi barındırıyor— onlara yardım ulaştırılmasını ve Esad’dan korunmalarını sağlamaya çalışıyorduk ve bu adımda başarılı olduk,” dedi.
Bu temelde dolaylı bir ilişki kurduklarını ifade eden Jeffrey, “Ayrıca Sayın Şaraa’nın, iki ay önce kendisine güvenlik meseleleriyle ilgili sunduğumuz geniş kapsamlı talepler listesi üzerinde ABD ile çalışmaya istekli göründüğüne de şahit olduk. Kendisi aynı zamanda Dürziler ve Kürtlerle de başarılı bir şekilde çalışmaya ve azınlıklara yönelik her türlü baskıyı önlemeye çalışıyor,” diye ekledi.
جيمس جيفري يفجر مفاجأة: علاقة #أميركا بالشرع قديمة منذ أن كان اسمه الجولاني وحميناه من الأسد pic.twitter.com/ioqP7kpVFg
— المرصد السوري لحقوق الإنسان (@syriahr) May 15, 2025
Jeffrey, Alevi katliamlarından sonra durumun istikrarlı göründüğünü ve bunun Başkan Donald Trump’ın üzerinde çalışmaya karar verdiği temel olduğunu belirtti.
Eski temsilci, “Öte yandan Avrupalılar, Birleşmiş Milletler ve Arap ülkelerinin hepsi bir şekilde Şaraa’yı kabul etti,” ifadelerini kullandı.
Suriye’ye yönelik ABD yaptırımlarına da değinen Jeffrey, bu yaptırımların, özellikle de Sezar Yasası’nın, her türlü ekonomik gelişmeyi engellediğini vurguladı.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın bizzat Başkan Trump’tan Suriye’ye yönelik yaptırımların kaldırılmasını talep ettiğini aktaran Jeffrey, şunları söyledi:
“Başkan bazı yaptırımların kaldırılmasına karar verebilir. En önemli yaptırımlar olan ve hazırlanmasında benim de yer aldığım Sezar Yasası, Kongre tarafından dayatıldı ve aralık ayında yenilendi. Bu, Esad’ın iktidarının son günü olması itibarıyla da Kongre için önemli. Kongre, yaptırımların tamamen kaldırılmasına sıcak bakıyor ancak Trump yönetimi geçici olarak kaldırılması için öneriler sunabilir. Bu konuyu burada, Washington’da tartışmalıyız, zira bu yaptırımların kaldırılması gerekiyor.”
Jeffrey, sunucunun Katar’ın İran dosyasında ABD’ye nasıl yardım ettiğine dair sorusuna ise, “Katar elbette çok yardımcı oldu. Müzakerelere ve esir takasına katılıyorlardı. Evet, Husiler (Ensarullah) ile çözüm bulma konusunda da çalıştıklarını biliyoruz. Bu nedenle Katar’ı ve Umman’ın yardımını da kullandık,” yanıtını verdi.
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan ve Pakistan savaşır mı?
-
Rusya1 hafta önce
Rusya’da havaalanlarında toplu uçuş ertelemeleri
-
Görüş1 hafta önce
Kim kazandı?
-
Dünya Basını1 hafta önce
Güçlü Amerikan Tanrıları, Trump ve Uzun Yirminci Yüzyılın Sonu
-
Görüş1 hafta önce
Hindistan-Pakistan savaşı henüz başlamadı
-
Asya1 hafta önce
Cammu ve Keşmir: Yarım asırlık çatışmanın tarihi
-
Söyleşi1 hafta önce
Alexander Rahr: Bu hükümetin dört yıl dayanması beni şaşırtır
-
Amerika3 gün önce
Zuckerberg ve AI terapistler: Aklınıza mukayyet olun!