Bizi Takip Edin

Ortadoğu

İsrail; ABD-İran müzakereleri çökerse saldırı seçeneği için bastırıyor

Yayınlanma

İran’ın nükleer programını sonlandıracak “Libya modeli”ni savunan İsrail, ABD-İran müzakereleri çökerse askeri saldırı seçeneğini değerlendirmesi için ABD’ye baskı yapıyor.

İsrail basını ABD Başkanı Donald Trump’ın duyurduğu, İran ile nükleer programına ilişkin dolaylı nükleer müzakerelerin anlaşmayla sonuçlanabilecek olmasının Tel Aviv’de ciddi endişelere yol açtığını yazdı.

Trump, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile 7 Nisan’da Oval Ofis’te yaptığı ortak basın açıklamasında, İran’la müzakerelerin başlatılacağını duyurdu.

İsrail Hükümet Sekreteri Yossi Fuchs, Netanyahu’nun, Washington’un Tahran’la nükleer müzakereleri başlatılmasını ortak basın açıklamasında Trump’tan sürpriz bir şekilde öğrendiğini aktardı.

Netanyahu’nun korkusu müzakerelerden anlaşma çıkması

Haaretz’te Amos Harel imzalı analizde, Trump’la yaptığı görüşmede sürpriz bir şekilde ABD’nin İran’la üst düzeyde müzakerelere başlayacağını öğrenen Netanyahu için durumun “pek iç açıcı olmadığı” vurgulandı.

Netanyahu’nun müzakerelerin başarısız olmasını ummaktan başka bir alternatifinin olmadığını savunan Harel, “Bundan sonra ne olacağı İsrail’in çekincelerine değil, Amerika ve İran’ın anlaşmaya varma kabiliyetine bağlı” ifadesini kullandı.

İran-ABD müzakereleri: Maskat görüşmesi ne anlama geliyor?

Netanyahu’nun muhtemelen etrafındakilerle paylaştığı ancak “yüksek sesle ifade etmek istemediği korkusuna” değinen Harel, bunun Trump’ın İran tehdidini ortadan kaldırmayacak vasat hatta kötü bir anlaşma imzalaması ve İsrail’in ABD’nin sert tepkisinden korktuğu için bunu sessizce kabul etmek zorunda kalacağını yazdı.

ABD Başkanı Trump’ın öncelikle barışçıl yollarla bir anlaşmaya varılması olasılığını değerlendirmek istediğinin altını çizen Harel, “İsrail ordusu, görüşmelerin çökmesi ve nihayetinde İran’ın nükleer tesislerine yönelik bir saldırıya- ABD’nin desteği ve belki de yardımıyla- yeşil ışık yakılması ihtimaline karşı hazırlıklı olmalı” ifadesini kullandı.

“Libya modeli” talebi veya askeri saldırı seçeneği

Netanyahu’nun Washington ziyareti sonrası Axios’a konuşan ismi açıklanmayan İsrailli yetkili, başbakanın ABD’den İran’la dolaylı müzakerelerde “Libya modelini” önermesini istediğini belirtti.

İsrailli yetkili, “Netanyahu Libya modelini istiyor. Bu da İran nükleer programının tamamen sonlandırılması demek” ifadelerini kullandı.

Axios’ta çıkan başka bir haberde Tel Aviv yönetiminin müzakerelerin anlaşmaya varacağı konusunda oldukça şüpheci bir yaklaşıma sahip olduğunu ve Beyaz Saray’ı, müzakerelerin çökmesi durumunda askeri bir seçeneğe yönelmeye zorladığını vurguladı.

İsrail basını, Netanyahu’nun uzun süredir İran’ın nükleer programı için “Libya modeline” işaret ettiğini aksi halde askeri seçeneğin masada tutulmasını ABD yönetiminden istediğini aktarıyor.

Beyaz Saray’da “İran” çekişmesi

Öte yandan basına konuşan ismi açıklanmayan İranlı bir yetkili, müzakereleri yürüten ABD’li özel temsilci Steve Witkoff’un ilk turda sunduğu taslakta İran’ın nükleer altyapısının sökülmesi talebini ve herhangi bir açık askeri tehdidi içermediğini açıklamıştı.

Muammer Kaddafi liderliğindeki Libya, ABD ile Aralık 2003’te yaptığı anlaşmayla yürütülen nükleer programı sonlandırma kararı almıştı.

Olumlu mesajlar endişeyi artırıyor

Yedioth Ahronot gazetesinin haberinde, Umman’daki müzakerelerden gelen “olumlu ve yapıcı” mesajlara ilişkin İsrailli yetkililerin endişelerinin arttığı belirtildi.

ABD ile İran arasındaki dolaylı görüşmelerde, İsrail’in tek etkili çerçeve olarak gördüğü “Libya modelinin” gündemde olmamasına da dikkati çekilen haberde, Tel Aviv’de bunun endişe yaratan hususlardan biri olduğunun altı çizildi.

İsrail’deki endişelerin başında Trump’ın İran ile doğrudan bir çatışmadan kaçınmak adına İran açısından daha ılımlı bir uzlaşmayı tercih etmesinin geldiği de kaydedildi.

İran’ın “altı nükleer bomba için gerekli kapasiteye sahip olmaya çok yaklaştığını” öne sürülen haberde, İsrailli yetkililer, “müzakerelerden çıkacak bir anlaşmanın İran’a Trump sonrası anlaşmayı terk ederek nükleer silah elde edecek olmasından” endişe duyuyor.

“İranlı bakan müzakereleri manipüle edip anlaşmaya ikna edebilir”

İsrailli yetkililerin olası bir anlaşmayı “son derece sorunlu bulduğu” aktarıldı.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi’nin tecrübesi ve müzakere becerileriyle öne çıktığına dikkati çekilen haberde, Irakçi’nin ABD heyetini manipüle ederek Trump’ı aceleyle bir anlaşmaya ikna edebileceği veya müzakereleri geciktirebileceği konusunda İsrail yönetiminde kaygının hâkim olduğu da kaydedildi.

“Trump’ın açıklamaları büyük bir hata”

İsrailli Maariv gazetesine konuşan Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nde (INSS) kıdemli İran araştırmacısı Dr. Benny Sabti, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran ile ABD arasındaki nükleer görüşmelere yaklaşımının “tehlikeli sonuçlara” yol açabileceğini öne sürdü.

Sabti, Trump’ın müzakerelerin iyi geçtiğine ilişkin açıklamalarının zayıflık sinyali verdiğini ve İran’ın konumunu güçlendirebileceğini savunarak, “(Trump) Zaten görüşmeleri iyi olarak adlandırarak çok büyük bir hata yaptı” dedi.

İsrail basını, Netanyahu’nun, Trump ile Beyaz Saray’da İran ile nükleer müzakereleri duyurduğu görüşmeden “eli boş döndüğünü” ve “küçük düşürüldüğünü” aktarmıştı.​​​​​​​

İsrail basını: Trump, Netanyahu’ya saksı muamelesi yaptı

Ortadoğu

Trump, Fed Başkanı Powell’ı görevden almak istiyor

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump’ın, faiz ve tarifeler konusundaki görüş ayrılığı nedeniyle Fed Başkanı Jay Powell’ı kovmanın yolları aradığı iddia ediliyor. İddiayı ilk olarak Wall Street Journal (WSJ) dile getirdi.

Powell, Chicago Ekonomi Kulübü’nde yaptığı konuşmada gümrük tarifelerinin enflasyon ve istihdam hedeflerini baltaladığını söylemişti.

Trump ise hemen ardından Truth Social’da yaptığı açıklamada Powell’ın “suyunun ısındığı” mesajını vererek Fed’den derhal faiz indirmesini istemişti.

POLITICO’da yer alan göre ise Hazine Bakanı Scott Bessent, Beyaz Saray yetkililerini Powell’ı kovmaya yönelik herhangi bir girişimin finansal piyasaları istikrarsızlaştırma riski taşıyacağı konusunda defalarca uyardı.

Powell’ı görevden almaya yönelik herhangi bir girişim zaten son gümrük vergisi darbesinden dolayı sersemlemiş olan piyasalarda istikrarsızlığı besleyecek bir unsur olarak görülüyor.

Beyaz Saray kaynakları, Trump’ın perşembe sabahı yaptığı paylaşımı Powell’ı derhal görevden alma girişiminden ziyade Fed başkanının “dengesini bozma” ve onu ülkenin iktisadi sıkıntıları için gelecekte bir “günah keçisi” olarak konumlandırma çabası olarak görüyor. Paylaşım aynı zamanda Powell’ın teslim olması için üzerindeki baskıyı artırmayı amaçlıyor gibi görünüyor.

POLITICO’ya göre elbette söz konusu Trump olduğunda hiçbir şey kesin değil ve müttefikleri onun bir anda fikrini değiştirip Powell’ı görevden almaya daha ciddi bir şekilde karar verebileceği konusunda uyarıyor.

Bir kaynak, “Bunu yapacağını sanmıyorum ama açıkçası bu pimi çekilmiş bir el bombası. Bu yüzden hiçbir garanti yok,” dedi.

Trump’ın perşembe günü Oval Ofis’te gazetecilere yaptığı açıklamalar da Powell’ı kovmaya hazır olmadığının altını çizdi. 

Trump, “Eğer ondan bunu istersem, oradan ayrılır. İşini iyi yaptığını düşünmüyorum. Ondan memnun değilim. Bunu bilmesini istiyorum. Eğer gitmesini istersem, inanın bana çok hızlı bir şekilde gidecektir,” iddiasında bulundu.

Fakat Powell, Başkan istese bile görevinden ayrılmayacağını söylemişti.

Öte yandan Trump, Powell’ın ilk dönemindeki başkanlığından şikayetçi olamayacağını da sözlerine ekledi. Başkan, “Çünkü ülke tarihimizin ekonomik açıdan en başarılı yönetimine sahiptik,” dedi. Trump Powell’ı 2017’nin sonlarında bu göreve aday göstermişti ve gazetecilerin sorusu üzerine bu kararından dolayı pişmanlık duyduğunu ifade etmekten kaçındı.

Trump, bazı iktisatçıların resesyona yol açabileceğinden korktuğu gümrük vergileri nedeniyle faiz oranlarının düşürülmesi çağrısında bulunurken, Powell ve diğer Fed yetkilileri artan fiyatları kontrol altında tutmak amacıyla faiz oranlarını yüksek tutuyor.

Piyasalar, gümrük tarifeleri enflasyonu artırsa bile, Fed’in artan işsizlik karşısında eninde sonunda faiz indirimine gideceğini bekliyor. Fakat şimdilik, iktisadi veriler hâlâ “sağlam” görünüyor ve Powell, kendisinin ve politika yapıcı arkadaşlarının faiz oranlarını ayarlamak için acele etmelerine gerek olmadığını söylüyor.

Federal yasalar uyarınca, Fed Yönetim Kurulu üyeleri 14 yıllık dönemler için atanır ve başkan onları yalnızca “sebepten dolayı” görevden alabilir; bu terim genellikle görevi kötüye kullanma veya suiistimal anlamına gelir. Bu kısıtlamanın amacı kurumu siyasi müdahalelerden korumak.

Fakat Trump yönetimi şu anda başkanın diğer bağımsız kurumların başkanlarını görevden alma yetkisine getirilen benzer sınırlamaların anayasaya uygunluğuna itiraz ediyor.

Şu anda Yüksek Mahkeme’de bekleyen acil temyiz başvurusunda Trump, Ulusal Çalışma İlişkileri Kurulu ve Liyakat Sistemleri Koruma Kurulu üyelerini görevden alma konusunda sınırsız yetkiye sahip olması gerektiğini savunuyor.

Çarşamba günü Chicago Ekonomi Kulübü’nde konuşan Powell’ın da altını çizdiği gibi, yüksek mahkemenin bu temyiz başvurusunda vereceği kararın Fed için geçerli olup olmayacağı net değil.

Powell, “Bu, insanların hakkında çok konuştuğu bir dava. Bu kararın Fed için geçerli olacağını düşünmüyorum ama bilemiyorum. Bu dikkatle izlediğimiz bir durum,” demişti.

Yine de Powell’ı kovmaya yönelik herhangi bir hamleye mahkemede hemen itiraz edilmesi muhtemel. Beyaz Saray’daki müttefiklerine göre Fed Başkanı’nın görev süresinin bitmesine sadece bir yıl kaldı ve bu da Başkan’ın Powell’ın gitmesini bekleme isteğini artırabilir.

Bu arada Trump, Truth Social paylaşımında perşembe günü temel faiz oranını yüzde 2,5’ten yüzde 2,25’e indiren Avrupa Merkez Bankası’nı (ECB) övdü.

Merkez bankasının kararından önce, “ECB’nin faiz oranlarını 7. kez düşürmesi bekleniyor” diyen Trump, Powell’ın “ECB gibi Faiz Oranlarını uzun zaman önce düşürmesi gerekirdi, ama kesinlikle şimdi düşürmeli,” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

ABD’den Şam’a normalleşme şartı: Filistinli gruplar sınır dışı edilsin

Yayınlanma

Ahmed Şara

Trump yönetimi, normalleşme karşılığında Ahmed Şara liderliğindeki yeni yönetimden radikal gruplara karşı açık tutum alınmasını ve ülkedeki Filistinli örgütlerin sınır dışı edilmesini talep ediyor. Taleplerin karşılanması halinde Washington, yaptırımları hafifletmeye ve diplomatik ilişkileri yeniden değerlendirmeye açık olabileceğini belirtiyor.

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberine göre, Trump yönetimi Suriye’deki yeni hükümete yönelik kapsamlı bir politika yönergesi hazırladı. Yönergede, Esad döneminden kalan kimyasal silahların denetimi için Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü ile iş birliği yapılması, yüksek zenginleştirilmiş uranyumun güvence altına alınması ve Suriye’de kaybolan 14 ABD vatandaşının akıbetinin araştırılması amacıyla bir irtibat görevlisi atanması gibi teknik güvenlik başlıkları yer alıyor.

“Suriye ve İsrail normalleşmeye hazırlanıyor” iddiası

Filistinli örgütlerle karşı karşıya gelme riski

Ancak güvenlik başlıklarının ötesinde, Trump yönetimi yeni yönetimden çok daha siyasi ve hassas adımlar da talep ediyor. Bunların başında, ülkede onlarca yıldır faaliyet gösteren Filistinli grupların sınır dışı edilmesi ve finansal faaliyetlerinin engellenmesi geliyor.

ABD’nin talepleri arasında yer alan Filistinli gruplar, Suriye’nin uzun süredir barındırdığı mülteci topluluklarının içinden örgütlenmiş yapılardan oluşuyor. Bunlar arasında, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC), El-Fetih, İslami Cihad ve Hamas gibi gruplar bulunuyor.

ABD, ayrıca Şam’dan radikal gruplara karşı kamuoyuna açık şekilde mesafe koymasını da istiyor.

ABD, HTŞ’ye kısmi yaptırım muafiyeti için şartlar sundu

Yaptırımların gevşetilmesi gündemde

ABD yönetimi, söz konusu taleplerin karşılanması halinde Suriye’ye yönelik yaptırımların kısmen gevşetilebileceğini, özellikle Biden döneminde insani yardımların akışını hızlandırmak için başlatılan sınırlı yaptırım muafiyetlerinin uzatılmasının değerlendirilebileceğini ifade ediyor. Ayrıca toprak bütünlüğünün tanınabileceği, diplomatik ilişkilerin yeniden kurulabileceği ve yeni yönetimdeki bazı isimlerin terör listesinden çıkarılabileceği kaydediliyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir yetkili WSJ’ye  “ABD şu anda Suriye’deki herhangi bir oluşumu meşru hükümet olarak tanımamaktadır. Ancak Suriye’nin geçici yetkilileri terörizmi tamamen reddetmeli ve bastırmalı” diyerek resmi duruşu bir kez daha vurguladı.

Şara hâlâ ‘terörist’ listesinde

Suriye’nin yeni lideri Ahmed Şara, Washington tarafından resmî olarak hâlâ “terörist” olarak sınıflandırılıyor. Biden yönetimi, Aralık 2022’de Şara ile doğrudan görüşmeler başlatmış ve FBI tarafından hakkında konulan 10 milyon dolarlık ödülü kaldırmıştı.

NYT: ABD’nin Suriye’deki askeri varlığı azalıyor: 3 üssünü kapattı

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Hamas “kısmi ateşkesi” reddetti

Yayınlanma

Halil el-Hayye

Hamas, savaşın sona ermesi, İsrail’in Gazze’den çekilmesi ve yeniden inşa süreci karşılığında tüm rehineleri bırakmaya hazır olduklarını açıkladı.

Hama’ın baş müzakerecisi Halil el-Hayye, İsrail’in sunduğu “kısmi” ateşkes tekliflerine yanıt verdi. Hamas’ın, bir buçuk yıl süren müzakereler sonrası varılan üç aşamalı ateşkes anlaşmasındaki tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini söyleyen Hayye, “Ancak Netanyahu hükümeti, daha ilk aşama tamamlanmadan anlaşmayı sabote etti ve halkımıza karşı ağır katliamlar gerçekleştirdi” dedi.

Gazze’de ateşkes trafiği: Trump’ın ziyareti öncesi pazarlık hızlandı

Netanyahu’ya siyasi ajanda suçlaması

Hayye, Netanyahu’nun siyasi geleceğini korumak adına savaşı sürdürmek istediğini belirterek, ramazan ayında arabulucuların sunduğu teklifi kabul ettiklerini ancak Netanyahu’nun bu teklifi de reddederek savaşın bitmesini ve çekilmeyi içermeyen yeni bir öneri sunduğunu ifade etti.

“Hamas kapsamlı müzakereye hazır”

Hamas lideri, İsrail’in saldırıları sona erdirmesi, Gazze’den tamamen çekilmesi, yeniden imar sürecinin başlaması ve ablukanın kaldırılması karşılığında tüm rehinelerin serbest bırakılabileceğini söyledi. Hayye, bu kapsamlı paket için derhal müzakerelere hazır olduklarını vurguladı.

Silahların meşruiyeti vurgulandı

Hayye, Netanyahu’nun teklifinin savaşı ve açlığı uzattığını, bu nedenle kabul edilemeyeceğini belirtti. Hamas’ın elindeki silahların işgalin sonucu olduğunu ve bu silahların meşru bir direniş hakkı olduğunu dile getirdi.

Uluslararası müdahale çağrısı

ABD Rehine İşleri Temsilcisi’nin “savaş ve esir konusunun birlikte çözülmesi” gerektiği yönündeki görüşünü memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Hayye, bu tutumun Hamas’ın pozisyonuyla örtüştüğünü söyledi. Ayrıca uluslararası topluma, Gazze ablukasının kaldırılması için acil müdahale çağrısı yaptı.

ABD ve İsrail Filistinlileri Gazze’den sürmek için Afrika’dan yer bakıyor

ABD’den sert yanıt

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü James Hewitt, Hamas’ın açıklamalarının barışa değil şiddete hizmet ettiğini savundu. Hewitt, “Trump yönetiminin şartları değişmedi: Rehineleri serbest bırakın ya da cehennemi yaşayın” dedi.

İsrail ile Hamas, ocak ayında kademeli bir ateşkes planına imza atmış ancak bu plan ilk aşamanın ardından çökmüştü. Hamas, anlaşmada yer alan ikinci aşamaya geçilmesini isterken, İsrail savaşın tamamen bitmesini garanti etmeksizin daha fazla rehine serbest bırakılması için şartları yeniden düzenlemeye çalıştı. Hamas’ın bu öneriyi reddetmesi üzerine İsrail, 18 Mart’ta Gazze’deki askeri saldırıları ve işgaline yeniden başladı.

İsrail, ABD oluruyla Gazze’de katliama yeniden başladı

İsrail iç politikası ve kamuoyu baskısı

Netanyahu, Hamas’ın askeri ve yönetsel kapasitesi tamamen yok edilmeden savaşı sona erdirmeye yanaşmıyor. Bu tutumu, koalisyonundaki aşırı sağcı ortaklar tarafından da destekleniyor. Bu ortaklar, Netanyahu’nun savaşı sonlandırması durumunda hükümeti düşürmekle tehdit ediyor.

“Trump’ın planı uygulansın”

El-Hayye’nin açıklamasına yanıt veren İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, İsrail’in Hamas’a boyun eğmeyeceğini ve “tam zafer” sağlanmadan Gazze’deki savaşın sonlandırılmayacağını söyledi. Smotrich, X hesabından yaptığı paylaşımda “Hamas’a cehennemin kapıları açılmalı, savaş derinleştirilerek Gazze’nin tamamen işgali, Hamas’ın yok edilmesi Trump’ın Gazelilerin başka bir ülkede gönüllü olarak yeniden yerleştirilmesine dair planı uygulanmalı” dedi.

Aşırı sağcı koalisyon ortağı ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir ise İsrail’in askeri baskısını artırarak Hamas’ı “diz çöküp yalvaracak duruma” getirmesi gerektiğini söyledi. Ben Gvir, “Hamas şart koşamaz, şartlara boyun eğer! Anlaşma yok, ateşkes yok, yardım yok; sadece Gazze’deki Nazi benzeri unsurlar teslim olana dek savaşın sürdürülmesi var” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English