Bizi Takip Edin

Avrupa

İtalya-Arnavutluk göç anlaşmasına yönelik tepkiler devam ediyor

Yayınlanma

Arnavutluk ile İtalya arasında imzalanan göçmen anlaşması kapsamında kurulan göçmen gözaltı merkezlerindeki kolluk kuvveti personelinin ciddi ölçüde azaltılmasının ardından, operatörler İtalya’ya geri dönmeye hazırlanırken, bu durum muhalefet partilerinin Tiran ile yapılan anlaşmayı “tam bir başarısızlık” olarak nitelendirmesine yol açtı.

Şingin ve Gjader merkezlerindeki polis varlığının önemli ölçüde azaltılmasının ardından, Arnavutluk’ta İtalyanların işlettiği merkezlerin yönetiminden sorumlu kuruluş olan Medihospes tarafından istihdam edilen sosyal hizmet uzmanlarının da İtalya’ya döneceği doğrulandı.

Fakat İçişleri Bakanlığı kaynakları, mevcut ihtiyaçlar doğrultusunda personel seviyeleri düşürülmüş olsa da merkezlerin faaliyette ve gözetim altında kalmaya devam edeceği konusunda ısrarlı.

Buna rağmen aynı kaynaklar, personelin 295’ten 170’e düşürüldüğünü ve kooperatiften sadece yedi idari personel ile sağlık personeli de dahil olmak üzere Arnavut personelin sahada kaldığını kaydetti.

Volt Europa’nın eş başkanı Francesca Romana D’Antuono cuma günü Gjader’deki merkezlerden birini ziyaret etti ve Repubblica’ya personelin %75’inin çoktan ayrıldığını söyledi. Dahası, merkezlerin hiçbiri göçmenleri gerçekten barındırmıyordu.

Hem birinci hem de ikinci transferler durdurulmuş ve sığınmacılar, Roma’daki bir mahkemenin gözaltında tutulmalarını onaylamayı reddetmesi ve konuyu Avrupa Adalet Divanına havale etmesinin ardından İtalya’ya geri gönderilmişti.

Lüksemburg’daki yargıçların konuyla ilgili karar vermesini beklerken, İtalyan hükümeti 4 Aralık’ta Yargıtayın İçişleri Bakanlığının Roma mahkemesinin kararına karşı yaptığı temyiz başvurusunu ve ‘güvenli ülkeler’ konusunu karara bağlayacağı bir başka zorlukla karşı karşıya kalacak.

Kilit soru, yargıçların bir ülkenin ‘güvenli’ olup olmadığını değerlendirirken takdir yetkisini kullanıp kullanamayacakları ya da hükümetin listesine sıkı sıkıya bağlı kalmak zorunda olup olmadıkları.

Bu arada muhalefet partileri Roma-Tiran protokolünü bir başarısızlık olarak eleştirmeye devam ediyor.

Eski başbakan ve Italia Viva’nın lideri Matteo Renzi, X’te bir paylaşımda bulunarak, “Geri adım atan Meloni rotayı tersine çeviriyor. Feribotlar Puglia’ya geri dönüyor, polis memurlarını ve operatörleri eve getiriyor. Peki Arnavutluk’ta ne kaldı? Çok az şey,” dedi.

Arnavutluk’ta geriye kalanın, “İtalyan vergi mükelleflerinin parasıyla yerel girişimciler tarafından inşa edilen ve çürümeye mahkum devasa bir yapı” olduğunu savunan Renzi, “Arnavutluk’ta geriye kalan, sadece seçim hevesiyle eşi benzeri görülmemiş bir kaynak israfından sorumlu olan Giorgia Meloni’nin yüzüdür ve yargıçların bununla hiçbir ilgisi yok, hata yapmayın: Arnavutluk operasyonu hem sayılar hem de yasalar açısından geçerli değil,” diye ekledi.

“+Avrupa” lideri Riccardo Magi de bu görüşleri yineleyerek projeyi “muazzam bir başarısızlık” olarak nitelendirdi. Magi, Geri Dönüş Merkezlerinin (CPR) açılmasından bu yana 6.000 göçmenin İtalya’ya ulaştığına dikkat çekti.

Magi, “Eğer yargıçlar yasayı uygulamamış olsalardı, Arnavutluk’ta sadece 18 göçmen olacaktı. Neden bahsettiğimizi anlıyor musunuz? Giorgia Meloni sadece İtalyanları kandırmakla kalmıyor, aynı zamanda her birimizi pahalı propagandasının bedelini ödemeye zorluyor: bir milyar avro,” dedi.

Magi, Meloni’yi “bu saçmalığa son vermeye, yasalara ve haklara saygı göstermeye ve tüm İtalyanlardan özür dilemeye” çağırdı.

Avrupa

Almanya’da milyoner sayısı %18 arttı

Yayınlanma

Federal İstatistik Ofisi’nin açıkladığı rakamlara göre, Almanya’da geliri en az bir milyon avro olan milyoner sayısı %18 artarak 34.500’e yükseldi.

Wiesbaden merkezli istatistikçiler, istatistiklerin mevcut olduğu en son dönem olan 2020 ve 2021 verilerini karşılaştırdı.

Yetkililere göre, zenginlerin sayısındaki artış, 2021’deki yüksek enflasyonla kısmen açıklanabilir. Enflasyon etkisi hesaba katılmadığında, milyonerlerin sayısı 2020’ye göre yine de %12 artmış oluyor.

Milyonerler ortalama 2,8 milyon avro kazandı. On kişiden altısı, gelirinin büyük bir kısmını ticari faaliyetlerden elde etti. Milyonerlerin %20’sinden biraz azı çalışırken, %15’i “serbest meslek” sahibi olarak nitelendiriliyor.

junge Welt’in aktardığına göre sendika bağlantılı Hans Böckler Vakfı (HBS) bu rakamlar hakkında endişelerini dile getirdi. HBS’nin Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü bilimsel direktörü Bettina Kohlrausch çarşamba günü AFP’ye verdiği demeçte, kriz dönemlerinde milyoner sayısındaki artışın yoksulların sayısındaki artışla dengelendiğini söyledi.

Kohlrausch, rakamların özellikle düşük ve orta gelirli birçok insanın Almanya’daki sosyal eşitsizlikle ilgili endişelerinin “haklı” olduğunu gösterdiğini ekledi.

Okumaya Devam Et

Avrupa

AB ulaştırma bakanları ‘uçuş iptalleri’ konusunda anlaşamıyor

Yayınlanma

AB ulaştırma bakanlarının yolcu hakları konusunda bir araya geldiği bugün, geciken uçuşlar için tazminat talep etme hakkı belirsizliğini koruyor.

Mevcut AB kurallarına göre, uçuşunuz üç saatten fazla gecikirse tazminat talebinde bulunabiliyorsunuz. Fakat, şu anda AB toplantılarına başkanlık eden Polonya, bu eşiği yükseltmek istiyor. Bu durumda, tazminat almaya hak kazanan gecikmeli uçuşların sayısı azalacak.

Dün dağıtılan AB içi bir uzlaşma metninde, tazminat için bekleme süresinin kısa uçuşlar için dört saate, uzun uçuşlar için altı saate çıkarılması ve çok kısa uçuşlar için özel bir üç saatlik eşik getirilmesi önerildi.

Polonyalıların argümanı, bunun havayolu şirketlerini, kendilerine daha ucuza gelen uçuşları iptal etme davranışından vazgeçmeye teşvik edeceği yönünde. Bir AB diplomatı, “Yolcular, tazminat alıp uçuşlarının iptal edilmesindense, gecikmeli de olsa varış noktalarına ulaşmayı tercih ediyor,” dedi.

Berlin ve Madrid, üç saatlik kuralı korumak istedikleri için engel çıkarıyorlar. BEUC gibi tüketici grupları da bu görüşe katılıyor. 

Fakat diplomatlar, İtalya ve İrlanda gibi düşük maliyetli havayolu şirketlerinin güçlü olduğu ülkelerin eşik değerinin yükseltilmesinden yana olduklarını belirttiler.

Değişiklikler müşterilerin cebine de yansıyabilir. Berlin, 300 avroluk sabit bir talep ücreti istiyor; ama Polonya’nın uzlaşma teklifinin en yüksek tutarı 500 avro olacak. Şu anda geri talep edilebilen maksimum tutar 600 avro.

2024 yılında uçuşların sadece %65’i zamanında varış noktasına ulaştı ve 2035 yılında gecikmelerin altı kat daha fazla olması bekleniyor.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Moldova: Rusya, Transdinyester’e 10 bin asker konuşlandırmayı planlıyor

Yayınlanma

Moldova Başbakanı Dorin Recean, Rusya’nın Ukrayna’nın Odessa oblastı ile sınırı olan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Transdinyester Moldova Cumhuriyeti’ne 10 bin asker konuşlandırmayı planladığını iddia etti. Recean, Moskova’nın bu amaçla eylül ayındaki parlamento seçimlerine müdahale ederek Kişinev’de kendisine sadık bir hükümet kurmayı hedeflediğini öne sürdü.

Moldova Başbakanı Dorin Recean, Rusya’nın Ukrayna’nın Odessa oblastı ile sınırı bulunan ve tek taraflı bağımsızlığını ilan etmiş olan Transdinyester Moldova Cumhuriyeti’ne 10 bin asker konuşlandırmayı planladığını öne sürdü.

Financial Times‘a konuşan Recean, bu bilginin istihbarat verilerine dayandığını ve Kremlin’in bu hamle için eylül ayında yapılacak parlamento seçimlerine müdahale ederek Kişinev’de kendisine sadık bir hükümet kurmayı amaçladığını iddi etti.

Başbakan Recean, “Bu, Moldova demokrasisini baltalamaya yönelik devasa bir çaba. Onlar [Ruslar] Transdinyester bölgesindeki askeri varlıklarını güçlendirmek istiyorlar,” dedi.

Recean, Moskova’nın müdahalesinin “internet propagandası ve partilere ile seçmenlere yönelik yasa dışı para transferlerini içerdiğini” savundu.

Recean’a göre, Rusya 2024 yılında nüfuz kampanyalarına Moldova’nın gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 1’ine denk gelen bir meblağ harcadı ve bu durum, AB’ye katılım referandumunun sadece yüzde 0,7’lik bir oy farkıyla geçmesine neden oldu.

Başbakan, “10 bin askerin Ukrayna’nın güneybatı kesimi ile NATO üyesi olan Romanya üzerinde ne tür bir etki ve baskı oluşturacağını tahmin edebilirsiniz,” diye ekledi.

Transdinyester’deki mevcut Rus askeri varlığı

Rusya’nın halihazırda 33 yıldır ayrılıkçıların kontrolünde olan Transdinyester’de az sayıda askeri bulunuyor.

Ancak, bu bölgenin denize çıkışı olmaması ve Ukrayna ile Moldova tarafından çevrelenmiş olması nedeniyle Rusya’nın buraya ek asker göndermesi mümkün görünmüyor.

2023 yılında bölgenin Rusya Federasyonu’ndaki temsilcilik başkanı Leonid Manakov, bölgede 450 Rus barış gücü askerinin konuşlu olduğunu ve toplamda 3 bin 100’e kadar asker yerleştirilebileceğini söylemişti.

Bölgede ayrıca, barış gücü operasyonuna destek sağlayan ve Sovyetler Birliği döneminden kalma 20 bin ton mühimmatın bulunduğu depoları koruyan yaklaşık 1000 kişilik bir Rusya Operasyonel Asker Grubu da bulunuyor.

Moldova’nın talepleri

Moldova, defalarca Kremlin’den, bölgenin “işgalci güçler” ve “ulusal güvenlik tehdidi” olarak algıladığı askerlerini Transdinyester’den çekmesini talep etti.

Benzer bir çağrıyı içeren bir karar Birleşmiş Milletler’de (BM) kabul edilmiş, ancak Rusya bu kararı uygulamayı reddetmişti.

Tiraspol, Moskova’ya çağrıda bulunmuştu

Geçen yılın şubat ayında Tiraspol, Kişinev’in “baskısı”, “soykırım politikası” ve “dilin zorla dayatılması” nedeniyle Moskova’dan müdahale talebinde bulunmuştu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Ukrayna’da savaşı başlatma kararından bahsederken benzer ifadeler kullanmıştı. Bu durum, benzer bir senaryonun Moldova’ya karşı da devreye sokulabileceği yönünde tahminlere yol açtı.

Savaşın başlamasının ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu’nun NATO’ya “can attığı” için Moldova’nın “bir sonraki Ukrayna” olabileceği konusunda defalarca uyarıda bulunmuş ve Rusya’nın “Transdinyester’de yaşayan 220 bin vatandaşının bir başka Batı macerasının kurbanı olmasına izin vermeyeceğini” beyan etmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English