Bizi Takip Edin

AVRUPA

İtalyan koalisyon hükümetinde Berlusconi krizi

Yayınlanma

Eski İtalya Başbakanı ve şu anda koalisyon ortağı Forza Italia’nın liderlerinden Silvio Berlusconi’nin Ukrayna ve Volodimir Zelenski hakkında yaptığı açıklamalar hükümeti zora soktu.

Geçen hafta Lombardiya yerel seçimlerinde oy kullanmasının ardından Milano’da konuşan Berlusconi, Zelenski’ye çatarak, “Ülkesinin harap olduğuna ve askerleri ile sivillerinin katledildiğine tanıklık ediyoruz,” demişti.

“Donbas’ın iki özerk cumhuriyetine saldırmayı kesse yeterdi,” diyen İtalyan lider, Zelenski’ye ‘bu beyefendi’ diye hitap ederek “Davranışlarını çok ama çok olumsuz buluyorum,” ifadelerini kullanmıştı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un, Zelenski’nin katıldığı Paris’teki çalışma yemeğine Başbakan Giorgia Meloni’yi çağırmaması nedeniyle ortaya çıkan gerilimi de değerlendiren Berlusconi, “Ben başbakan olsaydım Zelenski ile konuşmazdım bile,” sözlerini sarf etmişti.

Berlusconi, ABD’ye de çağrı yaparak devreye girmesini ve ateşkes karşılığında Ukrayna’yı yeniden inşa edecek ‘6,7,8,9 trilyon dolarlık bir Marshall Planı’nı devreye sokmasını istemişti.

Berlusconi’yi dışişleri bakanı savundu

Berlusconi’nin Forza Italia’sı, Matteo Salvini’nin Lega’sı ile birlikte Meloni’nin koalisyon ortağı.

İtalya Dışişleri Bakanı ve Forza Italia üyesi Antonio Tajani, BM Genel Kurulunda yaptığı açıklamada müttefiklerini teskin ederek, “Açık olmak istiyorum: İtalyan hükümeti, partim ve partimin lideri daima Rusya’nın işgalinin karşısında ve Ukrayna’nın bağımsızlığından yana oldu. Forza Italia ve Berlusconi her zaman Rusya’ya karşı ve Ukrayna’dan yana oy kullandı,” dedi.

Berlusconi’yi ‘barış adamı’ olarak tanımlayan Tajani, onun İtalyan başbakanı olduğu dönemde her zaman transatlantik ilişkilere bağlılığını vurguladı.

Meloni’den yanıt

Başbakan Meloni ise Berlusconi’yi ‘kendisinin uluslararası profiline bilinçli olarak zarar vermekle’ suçladı.

“Bunu bilinçli yapıyor. Beni dışarıda zayıflatmak için yapıyor,” diyen Meloni, kendisi için açıklamalardan ziyade olguların önemli olduğunu sözlerine ekledi.

Meloni daha önce de, “Ukrayna’nın işgali savaşı daha yakına getirdi, daha uzağa değil. Ukrayna’ya kim yardım ediyorsa barış için çalışıyordur,” demişti.

Salvini kenardan izliyor

Koalisyonun diğer ortağı Lega’nın lideri Matteo Salvini de Avrupa’nın ‘Putinci’ olarak nitelendirilen isimlerinden.

Meloni’ye göre AB’ye de daha şüphe ile yaklaşan Salvini, Forza Italia ile İtalya’nın Kardeşleri arasındaki Zelenski atışmasında taraf olmamayı tercih etti.

Aynı zamanda hükümette Ulaşım ve Altyapı Bakanı da olan Salvini, daha önce Rusya yanlısı açıklamalar yapsa da savaş başlayınca Rusya’yı kınamıştı.

Bununla birlikte Lega’nın meclis grup başkanvekili Massimiliano Romeo, Meloni’nin taraftar olduğu Ukrayna’ya daha fazla silah gönderilmesi tasarısına karşı çıkmıştı.

Romeo, Ukrayna’nın askeri olarak desteklenmesinin doğru olduğunu, ama daha fazla silah göndermenin NATO’yu savaşa çekeceğini ve bunun da nükleer bir savaş anlamına geleceğini söylemişti.

Meloni Kiev’de

Öte yandan Başbakan Meloni Kiev’e giderek Zelenski ile buluştu.

Burada Ukrayna’ya askeri destekte bir tereddüt olmadığının altını çizen Meloni, bununla birlikte savaş uçakları tedariğinin masada olmadığını belirtti.

İtalya lideri, Ukrayna’nın kendilerine güvenmeye devam edebileceğini, bu güne kadar yaptıkları yardımları bundan sonra da devam ettireceklerini söyledi.

Meloni’nin ziyaretinin, koalisyon ortağının açıklamalarının ardından İtalya’nın yönünde bir değişiklik olmadığını göstermeyi de amaçladığı yorumları yapılıyor.

Öte yandan 24 Ocak’ta Euromedia Research tarafından yapılan kamuoyu anketinde, İtalyanların Ukrayna’ya askeri desteğin çatışmaları alevlendirmesinden ve NATO’yu savaşa müdahil etmesinden korktuğunu gösteriyor.

Ankete katılanların yalnızca yüzde 33,9’u Ukrayna’ya silah gönderilmesine tam destek veriyor.

AVRUPA

Avrupa Komisyonu, Macaristan ve Slovakya’nın Lukoil talebini reddetti

Yayınlanma

Macaristan ve Slovakya’nın Ukrayna ile yaşadıkları son Lukoil anlaşmazlığında AB’yi devreye sokma girişimleri dün başarısızlıkla sonuçlandı.

Financial Times (FT) Avrupa Komisyonu’nun, Kiev’i Rus petrol şirketi Lukoil’e yönelik son yaptırımları kaldırmaya teşvik etme talebini durdurduğunu yazdı.

Macaristan ve Slovakya, savaşın ardından Rus petrol ithalatına AB çapında getirilen yasaktan muaf tutulmuştu. Fakat iki ülke, Kiev’in Lukoil ürünlerinin Rusya’dan Drujba boru hattı üzerinden geçişini durdurma kararının arzı azaltabileceğini söylüyor.

İkili, AB’nin ticaret politikasını yürüten Avrupa Komisyonu’na bir mektup yazarak Ukrayna ile olan ticaret anlaşması kapsamında istişarelerde bulunmasını istedi.

Fakat AB Ticaret Komiseri Valdis Dombrovskis FT’ye, “Brüksel’in kanıt toplamak ve hukuki durumu değerlendirmek” için daha fazla zamana ihtiyacı olduğunu söyledi.

FT’ye konuşan üç diplomat, dün üye devletlerin ticaret yetkililerinin katıldığı bir toplantıda 11 ülkenin Dombrovskis’in görüşünü desteklemek üzere araya girdiğini ve hiçbirinin Budapeşte ve Bratislava’nın tarafını tutmadığını söyledi.

Diplomatlardan biri Ukrayna ticaret anlaşmasının, tedarikin kesilmesine izin verebilecek bir güvenlik maddesi içerdiğini söyledi.

Kiev, diğer Rus şirketleri sayesinde boru hattından eskisi gibi aynı miktarda petrol aktığı konusunda ısrar ediyor.

Slovakya’nın tek rafinerisindeki girdilerin yüzde 35-40’ını Rus petrolü oluşturuyor. Bu petrolden üretilen ürünler de 5 Aralık’a kadar tanınan bir başka muafiyet kapsamında Ukrayna’ya ve Çek Cumhuriyeti’ne ihraç ediliyor.

Bir AB diplomatı Slovakya’nın Rusya’dan ithalat yapamaması halinde bunun “etkisinin çok büyük olacağını” söyledi.

Slovakya Cumhurbaşkanı Peter Pellegrini, Ukrayna’nın Lukoil konusundaki tutumunu değiştirmemesi halinde “tepki vermek zorunda kalacaklarını” söyledi.

Pellegrini, Slovakya’nın Ukrayna’ya gaz rezervleri ve elektrik tedariki konusunda yardımcı olduğunu da sözlerine ekledi.

Macaristan konu hakkında henüz yorum yapmadı. Ukrayna üzerinden geçen Lukoil tedarikleri ülkenin petrol ithalatının yaklaşık %25-30’unu oluşturuyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Romanya: Topraklarımızda Rusya’ya ait İHA parçaları bulduk

Yayınlanma

Romanya 25 Temmuz Perşembe günü topraklarında Rusya’ya ait insansız hava aracı parçaları bulduğunu açıklarken NATO da Moskova birliklerinin gece boyunca Ukrayna’ya 38 uzun menzilli insansız hava aracı fırlatmasının ardından ittifak topraklarına yönelik “kasıtlı bir saldırıya” dair herhangi bir işaret görmediğini açıkladı.

Ukrayna Hava Kuvvetleri Komutanı Telegram’dan yaptığı açıklamada 25 Rus insansız hava aracını imha ettiklerini söyledi. Üç insansız hava aracının “Romanya sınırını geçtikten sonra kaybolduğunu” da sözlerine ekledi.

Romanya Savunma Bakanlığı, Ukrayna’nın güney liman kenti İzmail’den Tuna Nehri’nin karşısındaki Plauru köyü yakınlarında, üst üste ikinci gece saldırıya uğrayan bir Rus Geran 1/2 insansız hava aracının parçalarını bulduğunu söyledi.

Enkaz haberlerini yorumlayan bir NATO sözcüsü, ittifak topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırı olduğuna dair herhangi bir belirti olmadığını söyledi.

Sözcü yaptığı açıklamada, “NATO’nun elinde Rusya’nın Müttefik topraklarına yönelik kasıtlı bir saldırıda bulunduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmamakla birlikte, bu eylemler sorumsuzca ve potansiyel olarak tehlikelidir,” dedi.

Bakanlık, Romanya’daki NATO hava polisliği görevlerinin bir parçası olan iki Fin F-18 savaş uçağının saldırıyı izlemek üzere görevlendirildiğini de sözlerine ekledi.

Diğer parçaların aranmasına devam edildiği ve insansız hava araçlarının düşmüş olabileceği tüm yerlerin “yerleşim alanlarının dışında olduğu ve hiçbir altyapı unsurunun zarar görmediği” belirtildi.

Odesa bölge valisi Oleh Kiper, drone enkazının İzmail bölgesindeki özel bir eve isabet etmesi sonucu iki kişinin yaralandığını söyledi.

Jitomir bölge valisine göre ise, hava savunma sistemleri gece boyunca 10 hava hedefinin çoğunu vurdu, ancak drone enkazı 10 özel eve ve bir altyapı tesisine zarar verdi.

Kiev’in askeri yönetim başkanı Serhiy Popko, insansız hava araçlarının başkente farklı yönlerden saldırdığını, fakat hepsinin yaklaşırken imha edildiğini söyledi. Popko, Kiev’de herhangi bir hasar ya da can kaybı rapor edilmediğini söyledi.

Dün bazı sosyal medya hesapları, Rumen hava savunma sistemlerinin Rusya’ya air İHA’ları Gepard tipi kundağı motorlu hava savunma silahları tarafından Ukrayna hava sahasında düşürüldüğünü öne sürmüştü.

Rusya sık sık Ukrayna’nın Tuna Nehri üzerindeki yerleşim bölgesi İzmail’i hedef alıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Ukrayna temerrütten kurtuldu, sıra vergi yükünün artırılmasında

Yayınlanma

Ukrayna hükümetinin temerrüde düşme riski ortadan kalıktı. Kiev’in borcunun yüzde 37’si ya da 8 milyar dolardan fazlası silinecek.

Ancak Oakland Enstitüsü’nde ekonomist olan Frederic Mousseau, Ukrayna’nın hala dünyanın Uluslararası Para Fonu’na (IMF) en borçlu üçüncü ülkesi olduğunu anımsattı.

Mousseau, Berliner Zeitung gazetesine verdiği demeçte, Kiev’in vergi artışları gibi halk için acı verici sonuçları olan ‘yapısal reformlar’ yapmaya devam etmek zorunda kalacağına dikkat çekti.

Kiev, alacaklılarla aylarca süren müzakerelerin ardından temerrüde düşmekten kurtulmayı başardı.

Ukrayna borçlarına yatırım yapan Amundi, Blackrock, Fidelity ve Pimco fonları, Ukrayna’ya 23,3 milyar dolarlık orijinal kredi tutarı üzerinden ‘yüzde 37 indirim’ yapmayı kabul etti.

Sonuç olarak alacaklılar 8,67 milyar dolar açıkta kaldı. Ukrayna Maliye Bakanı Sergey Marçenko da faiz oranının düşürülmesi ve vadenin uzatılması anlaşması sayesinde Kiev’in önümüzdeki üç yıl içinde 11,4 milyar dolar tasarruf edeceğini bildirdi.

Ancak devlet borçlarının iktisadi kalkınma üzerindeki etkisini inceleyen ekonomistler anlaşmanın ‘nispeten mütevazı’ olduğunu söyledi. Mousseau, anlaşmayı ‘kızgın bir kayanın üzerine düşen bir damlaya’ benzeterek “Bu anlaşmayla bile Ukrayna, IMF’ye en fazla borcu olan üçüncü ekonomi olmaya devam ediyor,” değerlendirmesini yaptı.

Mousseau, 143 milyar dolarlık toplam borçla karşılaştırıldığında 8,67 milyar doların ‘önemsiz’ olduğuna işaret etti.

Öte yandan Mousseau, “Ukrayna hükümeti anlaşma sayesinde iflastan kurtulmuş olsa da bu halk açısından önemsiz bir haber,” dedi.

Bu tür anlaşmalara her zaman ‘Ukraynalılar için çok maliyetli tedbirler içeren yapısal uyum’ taleplerinin eşlik ettiğini vurgulayan Mousseau, bariz tedbirler arasında halka yönelik doğalgaz ve elektrik sübvansiyonlarının azaltılmasını, emeklilik reformunu, tarım arazilerinin ve devlete ait işletmelerin özelleştirilmesini saydı.

Ekonomist, “Sanki önemli kamu mallarının ve sosyal güvenlik sistemlerinin kaybı yetmiyormuş gibi, bu kez bu listede halk için vergilerin artırılması da yer alacak,” ifadelerini kullandı.

Halk için bunun bir ‘felaket’ olduğuna işaret eden Mousseau, Kiev yönetiminin müzakerelerde hedefine ulaşamadığını, Kiev’in talep ettiği yüzde 60’lık indirim yerine alacaklıların yalnızca yüzde 37’de anlaştığını anımsattı.

Alacaklılar, Ukrayna’nın borcunu yapılandırmayı ‘ülke halkının yararına ülkenin gelecekte yeniden inşasına katkıda bulunabilmeyi’ bekledikleri için kabul ettiklerini iddia etmişti.

Ukrayna, alacaklılarıyla anlaşarak borçlarını erteledi

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English