Bizi Takip Edin

Amerika

Joe Biden, oğlu Hunter Biden’ı affetti

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden, oğlu Hunter Biden için geniş kapsamlı bir af imzalayarak, yaşayan en büyük çocuğuna yardım etmek için yürütme yetkilerini kullanmayacağına dair önceki tutumunu değiştirdi.

Biden imzaladığı affı, oğluna karşı açılan davanın siyasi içerikli, aşırı ve kendisini ve Hunter’ı “kırmak” için tasarlanmış olduğunu söyleyerek gerekçelendirdi. Biden açıklamayı Afrika’ya gitmek üzere yola çıkacağı sırada yaptı.

Biden pazar günü yaptığı yazılı açıklamada, “Davalarındaki suçlamalar, Kongredeki bazı siyasi rakiplerimin bana saldırmak ve seçilmeme karşı çıkmak için onları kışkırtmasının ardından ortaya çıktı,” dedi.

Biden, Hunter Biden’ın davalarındaki gerçeklere bakan “hiçbir makul kişinin”, Hunter’ın sadece Biden’ın oğlu olduğu için seçildiğinden başka bir sonuca varamayacağını ileri sürdü.

İlk olarak NBC tarafından haberleştirilen Başkanın affı, Hunter Biden’ın mahkum olduğu suçların yanı sıra kendisini bekleyen diğer potansiyel yasal zorlukları da kapsayacak şekilde geniş kapsamlı.

Biden’ın oğlu için imzaladığı “tam ve koşulsuz af”, “suçlanan veya kovuşturulan tüm suçlar dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak üzere, 1 Ocak 2014‘ten 1 Aralık 2024’e kadar olan dönemde Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı işlediği veya işlemiş olabileceği veya katıldığı suçları” da kapsıyor.

54 yaşındaki Hunter Biden eylül ayında ayrı bir ağır vergi davasında da suçunu kabul etmişti.

Hunter Biden aftan sonra yaptığı açıklamada, “Bağımlılığımın en karanlık günlerinde yaptığım hataları kabul ettim ve sorumluluğunu üstlendim; siyasi eğlence uğruna beni ve ailemi kamuoyu önünde küçük düşürmek ve utandırmak için istismar edilen hatalar. Bugün bana verilen affı asla hafife almayacağım ve yeniden inşa ettiğim hayatımı hâlâ hasta ve acı çekenlere yardım etmeye adayacağım,” dedi.

Hunter Biden’ın hukuk ekibi, vergi kaçırdığı iddia edilen ayrı bir davada suçlamalara maruz kaldığı Delaware ve Los Angeles’taki mahkemelere, affı bildiren ve davaların artık reddedilmesi gerektiğini söyleyen dilekçeler sundu.

Hunter Biden önemli bir süre hapis yatma tehdidiyle karşı karşıya kalmıştı. Silah suçlamalarından ikisinin azami hapis cezası 10 yıl; üçüncüsünün cezası ise beş yıla kadar çıkabiliyor. Vergi suçlamalarından dolayı 17 yıla kadar hapis cezasıyla karşı karşıya kalmıştı.

İlk döneminde kızı Ivanka’nın kayınpederi Charles Kushner’i affeden ve Kushner’i kısa bir süre önce ABD’nin Fransa Büyükelçisi olarak atayan Trump, Biden’ın affına tepki gösterdi.

Trump pazar günü Truth Social platformunda yaptığı bir paylaşımda Başkan’ın kararını eleştirdi ve “Joe’nun Hunter’a verdiği af, yıllardır hapiste tutulan J-6 Rehinelerini de kapsıyor mu? Adaletin böylesine kötüye kullanılması ve yanlış uygulanması!” diye yazdı.

Biden ve Beyaz Saray, Başkanın bu yılın başlarında Delaware’deki bir federal mahkeme tarafından ateşli silah kullanmaktan suçlu bulunan ve görevdeki bir ABD başkanının suçtan hüküm giyen ilk çocuğu olan oğlunu affetmeyeceğini defalarca söylemişti. Bu davadaki cezasının infazı 12 Aralık’ta yapılacaktı.

Kasım ayında Beyaz Saray Basın Sekreteri Karine Jean-Pierre gazetecilere af ya da cezanın hafifletilmesi olasılığı sorulduğunda, “Yapacağımız şey bu değil,” demişti.

Af duyurusu, Temsilciler Meclisi Gözetim Komitesi lideri Temsilci James Comer da dahil olmak üzere Cumhuriyetçi Kongre üyelerinden hızlı bir kınama aldı.

Temsilciler Meclisi Gözetim Komitesi, Biden ailesinin iş uygulamalarını araştırıyor fakat henüz başkanın görevi kötüye kullandığına dair herhangi bir kanıt bulamadı.

Amerika

Los Angeles’ta sokağa çıkma yasağı

Yayınlanma

Los Angeles Belediye Başkanı Karen Bass, göçmen protestolarının beşinci gününe girmesiyle “yağma ve vandalizmi önleme” gerekçesiyle salı akşamı (10 Haziran) şehir merkezinde sokağa çıkma yasağı ilan etti.

Karar, Trump yönetiminin Bass ve Vali Gavin Newsom’un itirazlarına rağmen Deniz Piyadeleri ve Kaliforniya Ulusal Muhafızlarını bölgeye gönderme emri vermesinin ardından geldi.

Kaliforniya, bu kararın iptal edilmesi için dava açtı ve eyalet, kısıtlama emri talebiyle ilgili perşembe öğleden sonra yapılacak duruşmayı bekliyor.

Bass, gazetecilere “Los Angeles şehir merkezinde yaşamıyor veya çalışmıyorsanız, bu bölgeden uzak durun,” dedi ve sokağa çıkma yasağının şehrin bir mil karelik (yaklaşık 2,6 kilometre kare) bir alanı kapsayacağını söyledi.

Sokağa çıkma yasağı dün Batı saatiyle 20:00’de başladı ve bugün sabah saat 06:00’ya kadar sürdü.

Yasağın istisnaları arasında bölge sakinleri, işe gidip gelenler ve medya mensupları yer alıyor. Bass, şehrin önümüzdeki birkaç gece boyunca sokağa çıkma yasağını tekrar uygulayabileceğini söyledi.

Demokratlar, göstericilerin sayısının yerel polislerden çok daha fazla olduğu federal göçmen baskınlarına karşı çoğunlukla barışçıl protestoları bastırmak için müdahalelerin gereksiz olduğunu ısrarla savunuyorlar.

Trump ise, Los Angeles’ta her gün göçmen baskınlarının devam edeceğini vaat etti. Associated Press’in (AP) haberine göre, bölgeye sevk edilen muhafız birlikleri, ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Ajansı (ICE) ajanlarını göstericilerden korumak için operasyonlara destek vermeye başladı.

Öte yandan bir yargıç, Kaliforniya Valisi Gavin Newsom’un Başkan Trump’ın Los Angeles’a asker gönderilmesini sınırlama talebini reddetti.

Newsom, salı günü erken saatlerde bir federal yargıçtan, Trump’ın Los Angeles’ta Ulusal Muhafızların konuşlandırılmasını sınırlamak için derhal müdahale etmesini ve o gün saat 13:00’e kadar acil bir karar vermesini talep etmişti. 

Fakat ABD Bölge Yargıcı Charles Breyer, Trump yönetiminin Newsom’ın talebine yanıt vermek için daha fazla süre talebini kabul etti. Yönetimin, argümanlarını sunmak için bugün (11 Haziran) saat 11:00’e (TSİ 18:00) kadar süresi var.

Newsom’ın sözcüsü The Hill’e yaptığı açıklamada, “Mahkeme, valinin geçici kısıtlama emri talebini reddetmedi veya karara bağlamadı. Mahkeme, federal hükümet ve eyalet ek dilekçelerini sunduktan sonra perşembe günü duruşma tarihi belirledi ve mahkemenin kısa süre sonra geçici kısıtlama emri talebine ilişkin kararını vereceğini tahmin ediyoruz,” dedi.

Öte yandan bazı güçlü Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, Trump yönetiminin bölgeye deniz piyadelerini konuşlandırmasına itiraz ediyor.

Senato Tahsisat Komitesi Başkanı Senatör Susan Collins, Los Angeles’a aktif görevdeki deniz piyadelerinin gönderilmesine karşı çıkan ilk önde gelen Cumhuriyetçi oldu.

Bununla birlikte Collins, eylemlere müdahale için Ulusal Muhafızların kullanılmasını destekliyor.

Maine kentinin Cumhuriyetçi senatörü, kitlesel sınır dışı etme politikalarına karşı şiddetli protestoların yaşandığı bir ortamda, eyalet ve yerel yetkililere destek için Ulusal Muhafızların gönderilmesinin “muhtemelen en mantıklı” olduğunu söyledi. Fakat Collins, Trump’ın deniz piyadelerini gönderme kararını onaylamadığını belirtti.

Collins, Kongre’de gazetecilere verdiği demeçte, “Ulusal Muhafızların kullanımı ile Deniz Piyadelerinin kullanımı arasında bir ayrım yapıyorum. Aktif görevdeki kuvvetler genellikle iç hukukun uygulanmasına yönelik operasyonlara dahil edilmez,” diye konuştu.

Trump, protestolarda kolluk kuvvetlerine destek olmak üzere 4.000 Ulusal Muhafız ve 700 deniz piyadesinin Los Angeles’a gönderilmesini emretmişti.

Collins, POLITICO’ya Los Angeles’taki “ciddi” ayaklanmaları kınadığını ve “sert bir yanıtı hak ettiğini” söyledi ve ayrıca yerel liderlerin Ulusal Muhafızlarla işbirliği yapması gerektiğini de söyledi.

Collins, “Bu şiddetle başa çıkmak için herkesin aynı sayfada olması için çaba gösterilmeli,” dedi.

Collins’in açıklamaları, Trump’ın deniz piyadelerini gönderme kararında Cumhuriyetçi liderlikten ilk kez kamuoyu önünde ayrıldığını gösteriyor ve bu, daha fazla iç anlaşmazlığın kapısını açabilir.

Pentagon yetkilileri salı günü Temsilciler Meclisi bütçe oturumunda, Başkan’ın Los Angeles’a asker gönderme kararının 134 milyon dolara mal olacağını söylediler.

Okumaya Devam Et

Amerika

Musk, Trump’tan özür diledi

Yayınlanma

Elon Musk, geçen hafta Başkan Donald Trump ile yaşadığı sözlü savaştan duyduğu pişmanlığı X’te dile getirdi ve bir haftadan kısa bir süre sonra geri adım atarak, Başkanı hedef alan bazı paylaşımlarının “çok ileri gittiğini” kabul etti.

Dünyanın en zengin adamı, çarşamba sabahı (11 Haziran) sahibi olduğu sosyal medya platformunda, “Geçen hafta Başkan Donald Trump hakkında yaptığım bazı paylaşımlardan pişmanlık duyuyorum. Çok ileri gittiler,” diye yazdı.

Özür, Trump’ın, eski özel danışmanı ve kampanya bağışçısı Musk’ın “Büyük, Güzel Yasa”sını eleştirdiği için “çok hayal kırıklığına uğradığını” söylemesinden altı gün sonra geldi.

Musk, başkana bir dizi kişisel saldırıda bulunmuş, Trump da kendi platformu Truth Social’da aynı şekilde yanıt vermişti.

Musk’ın hükümet çalışanı olarak maliyet kesintisi departmanı olan Devlet Verimliliği Departmanını (DOGE) yönettiği 130 günlük görev süresi 30 Mayıs’ta sona erdi, fakat birkaç gün sonra milyarder, Trump’ın imzalamış olduğu vergi ve harcama paketini bir X gönderisinde “iğrenç bir rezalet” olarak nitelendirerek sert bir şekilde eleştirdi.

Musk, “Üzgünüm, ama artık dayanamıyorum. Bu devasa, çirkin, domuz eti dolu Kongre harcama tasarısı iğrenç bir rezalet. Buna oy verenler utanmalı: yanlış yaptığınızı biliyorsunuz. Bunu biliyorsunuz,” demişti.

Bir gün sonra, milyonlarca takipçisine “YASA TASARISINI ÖLDÜRÜN” çağrısında bulunan yeni bir mesaj yayınlayarak, temsilcilerine ve senatörlerine “Amerika’yı iflas ettirmek kabul edilemez!” diye hatırlatmalarını istedi.

Başkanın, Musk’ın müdahalesine karşı hızla “sabrını yitirdiği” ve onun düşmanca tavırlarından “şaşkına döndüğü” bildirildi. Trump, geçen perşembe Beyaz Saray’da Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’i ağırlarken de bu duygularını dile getirdi.

Trump, Tesla ve SpaceX patronuna olan hayal kırıklığını dile getirmenin yanı sıra, başkanlık seçimlerinde Musk’ın yardımı olmasaydı da kritik öneme sahip Pennsylvania eyaletini kazanabileceğini iddia etti.

Musk, X’te “Ben olmasaydım, Trump seçimi kaybederdi, Demokratlar Temsilciler Meclisini kontrol ederdi ve Cumhuriyetçiler Senato’da 51-49 çoğunluğa sahip olurdu,” diye yanıt vermişti.

Okumaya Devam Et

Amerika

ABD, Ukrayna’ya askeri yardım bütçesini kısma kararı aldı

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ukrayna Güvenlik Yardımı Girişimi kapsamındaki harcamaların azaltılacağını duyurdu. Hegseth, Trump yönetiminin çatışmaya farklı baktığını ve müzakere yoluyla barışçıl bir çözümü desteklediğini belirtti.

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Washington’un, Amerikalı üreticilerden silah alımını öngören Ukrayna Güvenlik Yardımı Girişimi (USAI) kapsamındaki harcamaları azaltacağını duyurdu.

Associated Press haber ajansının aktardığına göre Hegseth, Temsilciler Meclisi’ndeki bir oturumda konuya ilişkin bir soruya, “Bu bütçe azaltılacak,” yanıtını verdi.

Hegseth, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesi hakkında konuşurken, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin “bu çatışmaya tamamen farklı bir bakış açısına” sahip olduğunu hatırlattı.

Bakan, “Özellikle sayısız küresel zorluk göz önüne alındığında, müzakere yoluyla barışçıl bir çözümün her iki tarafın ve ülkemizin de çıkarına olduğuna inanıyoruz,” ifadelerini kullandı. Savaşın başlangıcından bu yana ABD, Ukrayna’ya 66 milyar dolardan fazla yardım sağlamıştı.

Yeni Beyaz Saray yönetimi, göreve geldiğinden bu yana Ukrayna’ya askeri yardım tahsis etmedi. ABD’de mali yıl 1 Ekim’de başlayıp 30 Eylül’de sona eriyor.

Ukrayna’nın Patriot talebi

Ukrayna Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Georgiy Tıhiy, 10 Haziran’da yaptığı açıklamada, ülkesinin bir önceki Beyaz Saray yönetimi tarafından tahsis edilen silahları almaya devam ettiğini ve yeni sevkiyatlar için de görüşmeler yürüttüğünü belirtmişti.

Tıhiy, önceliğin şehirleri Rus balistik füzelerinden korumak için gerekli olan Patriot hava savunma sistemleri olduğunu vurgulamıştı.

Bu talebi ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da teyit ederek, söz konusu silahların tedarikinde sıkıntı yaşandığını kaydetmişti. Rubio’ya göre Washington, NATO müttefiklerini kendi stoklarındaki Patriot sistemlerini Kiev’e devretmeye “çağırıyor” ancak “bu ülkelerin hiçbiri” sistemlerini paylaşmak istemiyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ise Amerikalılardan 15 milyar dolara 10 adet Patriot sistemi satın almaya hazır olduklarını açıklamıştı.

Almanya Savunma Bakanlığı’nda silah sevkiyatlarını denetleyen Tümgeneral Christian Freuding, haziran başında yaptığı bir açıklamada, Trump’ın yeni sevkiyatlara izin verip vermeyeceği veya en azından üçüncü ülkelerin Kiev için alım yapmasına olanak tanıyıp tanımayacağı sorusunun belirsizliğini koruduğunu ifade etti.

Bununla birlikte Freuding, Avrupa’nın genel olarak ABD’nin yardımı olmadan da Ukrayna’yı destekleyebileceğini vurguladı. İstisnalar arasında ise istihbarat, gözetleme ve keşif verileri, hava savunma sistemleri ve Amerikan silahlarına ait yedek parçalar bulunuyor.

Daha önce Pentagon, Ukrayna ordusunun Rus insansız hava araçlarıyla mücadelede kullandığı füzelerin tapalarını, Kiev için satın alınmış olmasına rağmen vermemişti.

Hegseth, bu bileşenlerin neredeyse hiçbir gerekçe göstermeden Orta Doğu’daki ABD Hava Kuvvetleri birimlerine yönlendirilmesi emrini vermişti.

Hegseth ayrıca, Ukrayna’ya askeri yardımın görüşüldüğü Ramstein formatındaki son toplantıya da katılmamıştı.

Bakan, savaşın başlangıcından bu yana ilk kez 50 ülkeden oluşan koalisyonun toplantısını es geçmiş oldu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English