Bizi Takip Edin

AMERİKA

Küba’dan diplomasi turu

Yayınlanma

Onlarca yıldır ABD ablukasının altında sosyalizm mücadelesi veren Küba’nın lideri Miguel Diaz-Canel’in peş peşe yaptığı Cezayir, Rusya ve Türkiye ziyaretleri önemli mesajlarla sonlandı. 

Aynı zamanda Küba Komünist Partisi (PCC) Merkez Komitesi Birinci Sekreteri de olan Diaz-Canel, Moskova ziyaretinde Sovyet Büyük Anayurt Savaşı’nda hayatını kaybeden Sovyet yurttaşları için dikilen Meçhul Asker Anıtı’nı ziyaret etti.

Diaz-Canel, Rusya’daki mevkidaşı Vladimir Putin ile görüşmeden önce, Rusya Federasyonu Komünist Partisi (RFKP) lideri Gennadi Züganov ile görüştü. Küba lideri, Züganov’a Raul Castro’nun da selamlarını iletti.

Küba devriminin efsanevi lideri Fidel Castro’nun heykelinin Moskova’daki açılışına Diaz-Canel’le birlikte katılan Vladimir Putin, Castro ile olan kişisel tanışıklığına da değindi. “O, dünyada olan her şeyi biliyor ve analiz edebiliyordu,” diyen Putin, devrimin liderinin “olağanüstü bir kişi” olduğunu söyledi.

Küba halkının bağımsızlık ve egemenlik mücadelesini her zaman desteklediklerini ve desteklemeye devam edeceklerini söyleyen Rus lider, Ada’ya yönelik Amerikan ablukasına da değinerek Küba’yı uluslararası platformlarda desteklemeyi de sürdüreceklerini kaydetti.

Miguel Diaz-Canel de hükümetinin, Moskova’nın dünyayı çok kutuplu hale getirme çabalarını desteklediğini açıkladı. Her iki ülkenin de yaptırımlara maruz kaldığını hatırlatan Küba lideri, Moskova’nın her zaman Havana’ya güvenebileceğini, ülkesinin Rusya ile olan ilişkileri geliştirmeye ve sürdürmeye kararlı olduğunu söyledi.

Rusya parlamentosunda da bir konuşma yapan Diaz-Canel, Ukrayna Savaşı nedeniyle batının Rusya’ya yönelik yaptırımlarının “tek taraflı ve adaletsiz” olduğunu savundu. Küba lideri, Ukrayna’daki savaşın nedeni olarak “ABD’nin saldırgan siyaseti ve NATO’nun Rusya sınırlarına genişlemesini” gösterdi.

Küba ile Türkiye arasında 6 işbirliği anlaşması

Moskova’nın ardından Ankara’ya gelen Küba Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la görüştü.

Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Erdoğan, Latin Amerika ve Karayipler bölgesindeki başlıca ortaklarından birisinin de Küba olduğunu söyledi. 

Erdoğan, Küba ile Türkiye arasındaki ilişkilerin istenen seviyelere gelememesinde ABD’nin tek taraflı yaptırımlarının da payı bulunduğunu sözlerine ekledi. Cumhurbaşkanı, iki ülke arasındaki ticaret hacmini 200 milyon dolara çıkarmak konusunda mevkidaşı ile anlaştıklarını belirtti.

Türkiye’den hemen sonra Çin’i ziyaret edecek olan Diaz-Canel’in, dönüş yolunda İstanbul’da iş dünyasının temsilcileriyle görüşeceğini de Erdoğan duyurdu. Erdoğan, TİKA’nın Küba’daki faaliyetlerinin devam edeceğini, koronavirüse karşı ortak aşı yatırımlarının de gündeme geldiğini açıkladı.

Küba lideri de iki ülkenin siyasi ilişkilerinin geliştirilmesi konusunda ortak kararlılık bulunduğunu kaydetti. Diaz-Canel, ülkesine ABD tarafından uygulanan ekonomik, finansal ablukaya karşı verilen desteği çok büyük ve değerli gördüklerini söyledi.

Twitter hesabından da bir açıklama yapan Küba Devlet Başkanı, yaptığı temasları “verimli” ve “ümit verici” olarak nitelendirdi. Küba Devlet Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada da iki ülkenin biyoteknoloji, yenilenebilir enerji, turizm, tarım, sağlık, eğitim, spor ve kültür alanlarında işbirliğine devam kararı aldığı belirtildi. 

Görüşmeler esnasında iki ülke arasında 6 anlaşma imzalandı. Anlaşmalar şöyle: Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) ile Küba Radyo Televizyon Enstitüsü (ICRT) Arasında İşbirliği Protokolü; Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ve Küba Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi ve Planlama Bakanı Alejandro Gil Fernandez tarafından imzalanan “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ile Küba Cumhuriyeti Merkez Bankası Arasında İşbirliği Anlaşması”; “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı ile Küba Cumhuriyeti Ulusal Arşiv Kurumu Arasında Ulusal Arşivler Arasında İşbirliği Protokolü”, “Türkiye Cumhuriyeti Türk İşbirliği Ve Koordinasyon Ajansi (TİKA) ile Küba Cumhuriyeti Dış Ticaret ve Yabancı Yatırım Bakanlığı (MİNCEX) Arasında Mutabakat Zaptı”; “Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile Küba Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Arasında Diplomatik Arşiv Alanında İşbirliği Konusunda Mutabakat Zaptı” ve “Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ile Küba Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı Arasında Protokol Konularında Eğitim Verilmesi Maksadıyla Mutabakat Muhtırası.”

Miguel Diaz-Canel, ayrıca Ankara’da Jose Marti Küba Dostluk Derneğinin (JMKDD) düzenlediği etkinlikte Küba dostlarıyla buluştu. 

Yurt dışı gezisine Cezayir’le başlayan Küba lideri, burada da iki ülke arasında ikili ticari ve siyasi ilişkileri geliştirme kararı aldıklarını duyurmuştu. Diaz-Canel’in Türkiye’den sonraki durağı Çin.

AMERİKA

Demokrat New York Belediye Başkanı Adams’tan Musk’a övgü

Yayınlanma

New York’un Demokrat Belediye Başkanı Eric Adams, Elon Musk’ın seçilmiş başkan Donald Trump’ın kabinesine dahil edilmesini memnuniyetle karşıladığını söyledi.

Son zamanlarda Trump’a karşı oldukça yumuşak bir tutum sergilediği öne sürülen Adams, Musk’ın Devlet Verimlilik Departmanındaki (DOGE) yeni yerini, “Belediye Binasını düzene sokma teklifine benzer bir çaba” olarak nitelendirdi.

Adams, PIX 11’e verdiği röportajda, “Bazılarının tartışabileceği gibi, bu göreve getirilmesinin önemli olduğunu düşündüğüm kişilerden biri de Elon Musk. Herhangi bir değişiklik yapmak istemeyen bürokrasiyle dolu çağdışı bir hükümetle karşı karşıyayız,” dedi.

New York Belediye Başkanı Adams’ın Türkiye bağlantılarına ilişkin yeni iddialar

Adams, hükümeti modernleştirmenin insansız hava araçları kullanmak kadar basit olabileceğini savundu.

Central Park yakınlarındaki bir basın brifinginde Adams, drone ekiplerini New York Polis Departmanının (NYPD) çeşitli bölgeleriyle eşleştirecek yeni bir girişimden bahsetti. Görevliler, acil durum çağrıları alınır alınmaz cihazları konuşlandıracak ve bunları rutin mahalle devriyeleri için kullanacak.

Adams ayrıca Trump’ın Florida’daki konutunu korumak için kullanılan robot köpekten de övgüyle bahsetti. Belediye Başkanı, 2023 yılında Times Meydanında düzenlenen bir basın toplantısında aynı üretici tarafından üretilen bir makineyi tanıtmıştı.

New York polisinden gözaltındaki Filistin yanlısı eylemcilere işkence

Adams, “Ben teknolojiye inanan biriyim. Birçoğunuzun yeni başkanın bizim burada kullandığımız teknolojilerden biri olan Digidog’u kullandığını fark edip etmediğini bilmiyorum. Şu anda Florida’da arazisini korumak için kullanıyor. Bu da bizim önden gittiğimizi gösteriyor,” dedi.

Belediye Başkanı, “Vizyonunuzu anlayan ve bu vizyonla hareket etmeye istekli olan doğru insanları seçmelisiniz ve [Trump] buna inananları seçiyor,” ifadelerini kullandı.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Trump, Adalet Bakanlığını Gaetz’e, istihbaratı Gabbard’a emanet etti

Yayınlanma

ABD’nin seçilmiş başkanı Tulsi Gabbard kabinesini yeni atamalar yapıyor.

Trump sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, en sadık destekçilerinden biri olan Florida Temsilciler Meclisi üyesi Matt Gaetz’i Adalet Bakanı olarak aday göstereceğini duyurdu.

Gaetz hakkında daha önce çeşitli soruşturmalar açılmış ve bazı Cumhuriyetçi senatörler Gaetz’in adaylığına destek verme konusunda çekincelerini dile getirmişlerdi.

Trump yaptığı açıklamada, “Matt, Silah Olarak Yapılandırılmış Hükümete son verecek, Sınırlarımızı koruyacak, Suç Örgütlerini dağıtacak ve Amerikalıların Adalet Bakanlığına karşı kötü bir şekilde sarsılan İnanç ve Güvenini yeniden tesis edecektir,” dedi.

Hakkında soruşturma olan Adalet Bakanı

Trump, Gaetz’in ilk görevden alınma soruşturması sırasında kendisini savunmasına atıfta bulunarak, yeni bakanın “Rusya Aldatmacasının yenilgiye uğratılmasında” kilit bir rol oynadığını savundu.

Temsilciler Meclisi Etik Komitesi haziran ayında Gaetz hakkında cinsel suiistimal, uyuşturucu kullanımı ve görevi engelleme gibi iddialarla ilgili soruşturma yürüttüğünü açıklamıştı. Gaetz tüm suçları reddetti ve seks ticareti yasalarını ihlal ettiği ve adaleti engellediği iddialarına ilişkin geçen yıl kapatılan Adalet Bakanlığı soruşturması boyunca masum olduğunu savundu.

New York Times’ın haberine göre, Adalet Bakanlığı iki yıl boyunca, 17 yaşındaki bir kızla uygunsuz cinsel ilişkiye girdiği ve muhtemelen federal seks ticareti yasalarını ihlal ettiği iddialarını inceledi. Bakanlık geçen yıl Gaetz hakkında herhangi bir suçlamada bulunmadan soruşturmayı kapattı.

İsrail lobisi Gaetz’in seçimine tepkili

Öte yandan ABD’deki İsrail lobisi Gaetz’in seçiminden memnun kalmadı.

2018’de ADL ve Cumhuriyetçi Yahudi Koalisyonu, o dönemde ilk dönemini yaşayan Gaetz’i, Holokost inkârcısı bir kişiyi Birliğin Durumu konuşmasına konuk olarak davet ettiği için eleştirmişti.

Konuk Charles Johnson, Holokost’ta 6 milyon Yahudinin öldürüldüğünden şüphe ettiğini söylemiş ve “sadece 250.000 kişinin hastalıktan öldüğünü” öne sürmüştü.

Gaetz, Johnson’ın “Holokost inkârcısı” olduğunu reddetmişti. BuzzFeed’e verdiği demeçte, “Holokost inkârcısı değil ve Yahudi karşıtı da değil. O bir provokatör, onu Birliğin Durumu’na davet etmeden önce daha iyi incelemeliydim, bunu yapmadığım için pişmanım. Bu benim hatam. Bunun sorumluluğunu üstleniyorum. Ama o bir Holokost inkârcısı değil,” demişti.

Tulsi Gabbard

Eski Demokrat Tulsi Gabbard istihbaratı yönetecek

Trump, eski Demokrat Kongre üyesi Tulsi Gabbard’ı ulusal istihbarat direktörü olarak seçtiğini açıkladı.

Trump yaptığı açıklamada, “Tulsi yirmi yılı aşkın bir süredir ülkemiz ve tüm Amerikalıların özgürlükleri için mücadele etti,” dedi.

Gabbard Ulusal Muhafız Ordusunda görev yapmış ve 2022’de bağımsız olmadan önce 2013-2021 yılları arasında Hawaii’yi Temsilciler Meclisi’nde temsil etmişti.

Trump açıklamasında Gabbard için “artık gururlu bir Cumhuriyetçi!” dedi.

Gabbard 2020’de Demokratların ön seçimlerinde başkanlığa adaylığını koymuştu.

Suriye’ye giderek “Esad ABD’nin düşmanı değil” demişti

Ocak 2017’de, o zamanlar Temsilciler Meclisinde Hawaii’nin ikinci bölgesini temsil eden Demokrat Tulsi Gabbard Suriye’ye gitmişti.

O dönemde bir blog yazısında, “Suriye halkını doğrudan görmek ve onlardan haber almak” için ülkeye gittiğini yazmıştı.

Gabbard daha sonra da Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad’ın “ABD’nin düşmanı olmadığını” söyleyerek dikkatleri üzerine çekmişti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD Hazinesi, Rusların İsviçre’deki banka hesaplarını mercek altın aldı

Yayınlanma

ABD Hazine Bakanlığı, UBS’in Credit Suisse’i devralması sonrası Rus müşterilere ait hesaplar üzerinde geniş çaplı bir soruşturma başlattı ve İsviçre’nin “şeffaflık eksikliğinden kaynaklanan risklere” dikkat çekti.

Reuters‘a bilgi veren üç kaynağa göre, ABD Hazine Bakanlığı, UBS’in Credit Suisse’i satın almasıyla devraldığı Rus müşterilerin hesaplarını soruşturuyor.

Kaynaklardan ikisi, bu inceleme kapsamında Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi’nin (OFAC), bankadan resmi bir talepte bulunduğunu aktardı.

İsviçreli bankayla temas halinde olan Amerikalı bir yetkili, görüşmelerin devam ettiğini ifade etti.

Bir kaynak, OFAC’ın geçtiğimiz birkaç hafta içinde UBS’ye resmi bir yazı gönderdiğini belirtti. UBS ve OFAC temsilcileri ise konuyla ilgili yorum yapmaktan kaçındı.

Soruşturmanın odağında, Credit Suisse’in UBS tarafından devralınması sonrası UBS’e geçen Rus müşterilerin olduğu belirtiliyor.

Kaynaklardan biri, UBS’in yaptırım risklerinden kaçınmak amacıyla “şaibeli varlıkları” izole etmeye ve hesapları kapatmaya yönelik adımlar attığını, bu şekilde OFAC soruşturmasının etkilerini sınırlamayı amaçladığını ifade etti.

UBS’deki “sorunlu varlıkların” büyüklüğü henüz tam olarak bilinmiyor. Fakat Credit Suisse’in CEO’su, 2022’de bankanın yönetimindeki varlıkların yaklaşık yüzde 4’ünün Rus müşterilere ait olduğunu ve bu tutarın yaklaşık 35 milyar dolar olduğunu açıkladı.

Başka bir kaynağa göre, Amerikalı yetkililer UBS’in işbirliği konusundaki olumlu yaklaşımını takdir etmekle birlikte, sürecin çözümlenmemesi halinde cezai yaptırımların uygulanabileceği uyarısında bulundu.

İsviçreli düzenleyiciler de UBS’in Credit Suisse müşterileri ile yürüttüğü işlemleri ve bankanın kara para aklamayı önleme prosedürlerini inceliyor. Bu incelemenin, bankanın riskli müşteri portföyüne sahip olabileceği endişesinden kaynaklandığı belirtiliyor.

ABD ile İsviçre arasında anlaşmazlık

ABD ve İsviçre, Rus sermayesinin tespiti ve önlenmesine yönelik çalışmalarda bazı görüş ayrılıkları yaşıyor. Washington’ın başlıca şikayetlerinden biri, İsviçre’nin mülk ya da şirket gibi varlıkların gerçek sahibinin beyan edilmesini zorunlu kılan bir yasaya sahip olmaması. Bir Amerikalı yetkili, bu durumun, yaptırımlara tabi mülk sahiplerinin tespitini zorlaştırdığını ifade etti.

Bir başka kaynak, OFAC’ın İsviçre’nin bu alandaki durgunluğundan ötürü hayal kırıklığı yaşadığını ve ülkenin yalnızca Rusya değil, İran gibi ülkeler için de yasadışı mali işlemler için bir kanal haline gelebileceğinden endişe duyduğunu savundu.

Bu endişelerin, esas olarak, mülk sahiplerinin kimliklerini gizleyerek para transferi yapan avukatlara yönelik olduğu, ancak UBS’in bu davada suçlu sayılmadığı da vurgulandı.

ABD’de seçimleri kazanan Donald Trump’ın göreve gelmesi, Rusya’ya yönelik yaptırımlar ya da İsviçre ile ilişkilerde bir değişikliğe işaret edebilir. Ancak yeni başkanın bu konuda nasıl bir politika izleyeceği henüz belirsizliğini koruyor.

Credit Suisse ve UBS’e ‘Rusya yaptırımlarını delme’ soruşturması

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English