Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Lula: Çin’le ilişkileri geliştirmemizi kimse yasaklayamaz

Yayınlanma

Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, cuma günü Pekin’de, yeniden yakın ilişkiler kurmaya hazırlandığı Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile bir araya geldi.

Bugün Pekin’in Tiananmen Meydanı’nda Halk Kahramanları Anıtı’na çelen koyan Brezilya Devlet Başkanı, ardından Büyük Halk Salonu’nda Başbakan Li Qiang’la biraraya geldi ve Xi Jinping ile görüşmeye geçti.

Xi, görüşmenin başında, Lula’nın iyileştikten kısa bir süre sonra Çin’e yaptığı ziyaretin, Brezilya cumhurbaşkanının Çin-Brezilya ilişkilerine ne kadar değer verdiğini gösterdiğini söyledi.

Lula’ya “kadim dostumuz” diye hitap eden Çinli lider, iki ülke ilişkilerinin bugünkü düzeye çıkarılmasının Lula’nın desteğiyle olduğunu belirtti.

Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Hua Chunying’in bildirdiğine göre, Xi Jinping görüşmenin başında, yeni dönemde Çin-Brezilya ilişkilerine yön vermek ve yeni bir gelecek yaratmak için Lula da Silva ile birlikte çalışmaya hazır olduğunu ifade etti.

Xi ayrıca, “sağlam ve istikrarlı büyümeye devam eden bir Çin-Brezilya ilişkisinin bölgelerinde ve ötesinde barış, istikrar ve refah için önemli ve olumlu bir rol oynayacağına olan güvenini” vurguladı.

Huawei vurgusu

Lula da Silva ise Xi’ye, “Brezilya’nın Çin ile ilişkilerini geliştirmesini kimsenin yasaklamayacağını” söyledi.

Brezilyalı lider, “Dün, Çinlilerle ilişkilerimizde hiçbir önyargımız olmadığını dünyaya göstermek istediğimiz için Huawei’yi ziyaret ettik. Kimse Brezilya’nın Çin ile ilişkilerini geliştirmesini yasaklamayacak” ifadelerini kullandı.

Lula, iki ülke arasındaki ilişkilerin ticaretin yanı sıra, bilim ve teknoloji, iklim değişikliği ile mücadele stratejileri, temiz enerji ve elektrikli araba ve otobüs üretimi gibi alanlarda yoğunlaşmasına da değindi:

“Ticari çıkar çok önemli olsa da, sadece ticari çıkar ilişkisinden ibaret olmayan bir Brezilya-Çin ilişkisi yaratmak için çok çalışmalıyız.”

Farklı alanlarda 20 ikili anlaşma imzalandı

Latin Amerika basınının bildirdiğine göre, Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, Çin ile yaklaşık 20 ikili anlaşma imzaladı. Anlaşmalar, Lula’nın Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’i ziyareti sırasında imzalandı.

Anlaşmaların, yenilenebilir enerjiler, otomotiv endüstrisi, tarım ticareti, yeşil kredi hatları, bilgi teknolojisi, sağlık ve altyapı gibi alanları kapsadığı kaydedildi. Ayrıca, anlaşmalar arasında, Brezilya ve Çin ortaklığındaki yedinci uydunun fırlatılması da yer alıyor.

İki devlet başkanının Çin’deki Brezilya Büyükelçiliği’nde basın açıklaması yapması bekleniyor.

Xi ile görüşme öncesinde, Büyük Halk Salonu’nda Çin Halk Meclisi başkanı Zhao Leji ile bir araya gelen Lula, “Dış ticaretin en önemli akışını Çin ile sürdürüyoruz. En büyük ticaret dengemizi Çin ile sağladık ve en önemli konuları tartışarak dünya jeopolitiğini Çin ile birlikte dengelemeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

‘Brezilya geri döndü’

Çin ziyaretine “Brezilya geri döndü” mesajıyla başlayan Devlet Başkanı Lula, dün ‘BRICS Bankası’ etkinliğinde dolar hegemonyasına son verilmesi çağrısı yaparken, BRICS ülkeleri için para birimi önerisinde bulundu.

Çin ziyaretine Şanghay şehrinden başlayan Lula, kendisinin el vermesiyle 2011-16 arası Brezilya Devlet Başkanı olan Dilma Rousseff’in ‘BRICS bankası’ olarak da bilinen Yeni Kalkınma Bankası’nın (NDB) başına atanması münasebetiyle düzenlenen etkinlikte yarım saatlik bir konuşma yaptı. Gelişen ülkeler için ‘BRICS Bankasını’ IMF’ye alternatif olarak sunan Latin Amerikalı lider, gelişmekte olan ülkelere uluslararası ticarette doları terk ederek ulusal para birimlerine geçmeleri çağrısı yaptı.

Brezilya siyasetine geri dönüşünü, “Brezilya geri döndü. Brezilya’nın önemli dünya kararlarında yer almadığı zamanlar geçmişte kaldı. Açıklanamayan bir yokluğun ardından uluslararası sahneye geri döndük” diye ortaya koyan Lula, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS grubunun ticarette dolara alternatif para birimi araması çağrısında bulunarak şunları söyledi:

“Her gece kendime şu soruyu soruyorum: Neden tüm ülkeler ticaretlerini dolara dayandırmak zorunda? Neden kendi para birimimizle ticaret yapamıyoruz? Altın standardının ortadan kalkmasından sonra doların (rezerv) para birimi olduğuna kim karar verdi?”

BRICS’e ortak para birimi önerisi

“Herkes tek bir para birimine bağımlı” diye eleştiren Lula, ‘Brezilya ile Çin, Brezilya ve diğer ülkeler arasındaki ticari ilişkileri finanse edecek bir para birimi’ önerisini dile getirdi:

“BRICS bankası gibi bir banka neden Brezilya ile Çin, Brezilya ile diğer BRICS ülkeleri arasındaki ticareti finanse edecek bir para birimine sahip olamıyor?… Bugün ülkeler, kendi para birimleriyle ihracat yapabilecekken, ihracat yapmak için dolar peşinde koşmak zorunda kalıyor.”

‘BRICS bankası IMF’ye alternatif’

Latin Amerika lideri konuşmasına şöyle devam etti: “NDB, Küresel Güney’in büyük bankası olmak için tüm şartları yerine getiriyor. İlk kez, başlangıç aşamasında gelişmiş ülkelerin katılımı olmaksızın küresel ölçekte bir kalkınma bankası kuruldu. Bu nedenle, geleneksel kurumlar tarafından gelişmekte olan ekonomilere dayatılan koşullulukların prangalarından özgür. Ve dahası: Projeleri yerel para biriminde finanse etme imkanına sahip.”

IMF’nin ‘kurtarma kredileri’ karşılığında Brezilya’nın komşusu Arjantin gibi nakit sıkıntısı çeken ülkelere halkı vuran aşırı sert tasarruf tedbirleri dayattığını da hatırlatan Lula, şöyle konuştu:

“Hiçbir banka, IMF’nin şu anda Arjantin’de yaptığı veya uzun süre Brezilya’da ve her üçüncü dünya ülkesinde yaptığı gibi ülkelerin ekonomilerini boğmamalı. Hiçbir lider ülkesi borçlu diye boğazına bıçak dayalı halde çalışamaz.”

BRICS bankasının, IMF’ye alternatif oluşturabileceğini vurgulayan Brezilya Devlet Başkanı,  “Yükselen ekonomilerimizi, bizi yönetmek isteyen geleneksel finans kurumlarına boyun eğmekten kurtarabilir” dedi.

Çin ziyaretinde Lula’ya eşlik eden 40 kişilik heyette yer alan Brezilya Maliye Bakanı Fernando Haddad da, Brezilya’nın, gelişmekte olan ülkelerin doların kullanımını devre dışı bırakmaları için ticaret mekanizmaları oluşturmayı amaçladığını belirtti. Haddad, “Bunun avantajı, ticari işlemlerin, illa ki işlemde yer almayan bir ülkenin para biriminde yapılmasının dayattığı deli gömleğinden kaçınmaktır” dedi.

İki ülke, geçen ay karşılıklı ticaretlerinde Amerikan doları yerine kendi yerel para birimlerini kullanmak üzere anlaşma imzalamıştı.

Ayrıca Çin medyası önceki gün, Çin Sanayi ve Ticaret Bankası (ICBC) Brezilya şubesinin, ilk sınır ötesi Yuan takas işlemini gerçekleştirdiğini duyurdu.

En büyük ticaret ortağı

Çin, üst üste 14 yıldır Brezilya’nın en büyük ticaret ortağı konumunda. Brezilya aynı zamanda Çin’in soya fasulyesi, tavuk ve şeker gibi birçok tarım ürününün en büyük kaynağı iken Çin, Brezilya’nın ana yabancı yatırım kaynağı.

Pekin, 23 Mart’ta, Lula’nın nisan ayında planlanan ziyaretinden sadece haftalar önce, hastalık nedeniyle Brezilya’dan sığır eti ithalatına getirilen yasağı kaldırdı. Ayrıca Çin hükümeti de Brezilya’da çeşitli yatırımlar için atmosfer arıyor.

Bolsonaro’nun başkanlığı sırasında birçok Çinli şirket, belirsiz politika ortamı ve Çin’e yönelik düşmanca politikalar nedeniyle Brezilya ile işbirliği planlarını askıya almıştı. Şu anda ise, birçok Çinli firma Brezilya’da iş yapmanın koşullarının oluştuğuna inanıyor.

Bununla birlikte, Brezilya’nın Çin’e ihracatının hâlâ ağırlıklı olarak soya fasulyesi, sığır eti, ham petrol, demir cevheri ve kağıt hamuru gibi birincil ürünlere odaklanıyor, Çin’in Brezilya’daki yatırımı ise imalat, enerji ve madencilik gibi konvansiyonel alanlara yönelik. Dolayısıyla Lula, bu ziyarette, iki ülke arasındaki ticaret ve yatırımdaki sürdürülebilir büyümenin yanı sıra, çeşitlilik ve dengeyi sağlamak için işbirliğini farklı alanlara da yaymayı umuyor.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English