Bizi Takip Edin

AMERİKA

Meloni’ye Atlantik Konseyi ödülünü Musk verdi

Yayınlanma

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’ye pazartesi günü kendi isteği üzerine milyarder Elon Musk tarafından Atlantik Konseyi’nin “Küresel Vatandaş Ödülü” verildi. Euractiv’in aktardığına göre Meloni’nin bu kararı İtalyan medyası tarafından Cumhuriyetçi aday Donald Trump ile bağların yeniden canlandırılmasına yönelik olası bir adım olarak yorumlandı.

Pazartesi akşamı İtalya Başbakanı, New York’taki Atlantik Konseyi tarafından verilen ve “transatlantik ilişkilerin güçlendirilmesine önemli katkılarda bulunan” liderleri ödüllendiren Küresel Vatandaş Ödülünü aldı.

POLITICO’ya göre Meloni’nin ödül için Musk’ı istemesi Atlantik Konseyi çalışanları içerisinde de tartışmalara neden oldu.

Törende Musk, Meloni’yi “içi dışından daha güzel biri” ve “otantik, dürüst ve düşünceli” olarak övgü dolu sözlerle tanıttı.

“Bu her zaman politikacılar için söylenemez,” diye ekleyerek de kalabalığın kahkaha atmasına neden oldu.

İtalyan lider ise Musk’ın “değerli dehasını” överek karşılık verdi.

İkili daha önce de birkaç kez bir araya gelmiş, Meloni geçen yıl milyarderi Roma’daki resmi konutunda ağırlamış ve burada Batının azalan doğum oranları ve yapay zekanın potansiyeli gibi ortak ilgi alanlarını tartışmışlardı.

Musk ayrıca geçtiğimiz aralık ayında Meloni’nin sağcı İtalya’nın Kardeşleri partisi tarafından düzenlenen bir siyasi festivalde konuk konuşmacı olarak yer almıştı.

Meloni “Batı muhafazakârlığını” ve “değerlerini” övdü

Musk’ın kısa konuşmasının ardından Meloni, 15 dakikalık bir konuşma yaparak “Batı muhafazakârlığı” vizyonunu anlattı.

Bloomberg’e göre Meloni, Avrupa’da olduğu gibi ABD’de de “medeniyetlerimizin sembollerini şiddetle silme” arzusundan yakınarak sola üstü kapalı bir sitemde bulundu.

İtalya’nın Ukrayna’ya verdiği destekten kısaca bahsetmek dışında Meloni güncel jeopolitik kaygılardan uzak durdu. Bunun yerine muhafazakâr felsefesini uzun uzun anlatmaya girişti. Anthony J. Constantini’nin geçen yıl POLITICO’da yayınlanan bir makalesini örnek olarak kullanan Meloni, Batının “değerlerini” ve “yüzyıllar boyunca inşa edilen bir medeniyeti” tutkulu bir şekilde savundu.

İtalyan lider, “Batının kaçınılmaz çöküşü” fikrine meydan okurken, vatanseverliğin “gerilemeye karşı en iyi yanıt olduğunu” söyledi.

Meloni, “Derin köklerimizi savunmak, olgun meyveler toplamanın ön koşuludur,” dedi.

“Vatanseverlik” ve “Batı medeniyeti” vurgusu

“Vatanseverliği” savunarak Batıyı “yüzyıllar boyunca inşa edilmiş bir medeniyet” olarak selamlayan Meloni, Roger Scruton ve Giuseppe Prezzolini gibi muhafazakâr filozoflara atıfta bulundu, “Özgürlüğümüz, değerlerimiz ve bunlardan duyduğumuz gurur, düşmanlarımızın en çok korktuğu silahlardır,” dedi.

İtalya Başbakanı, “Batı, bireyin merkezde olduğu, kadın ve erkeklerin eşit ve özgür olduğu, dolayısıyla sistemin demokratik ve hukukun üstünlüğüne dayalı olduğu bir değerler sistemidir. Soruyorum ve merak ediyorum: utanmamız gereken değerler bunlar mı?” diye sordu.

İngilizce konuşan Meloni, özel akşam yemeğinde 600’den fazla katılımcıya seslendi ve annesi, model ve diyetisyen Maye Musk’ın yanındaki masada oturan Elon Musk tarafından ayakta alkışlandı.

AMERİKA

ABD, araçlarda Çin yazılım ve bileşenlerinin yasaklanmasını planlıyor

Yayınlanma

ABD Ticaret Bakanlığı pazartesi günü yaptığı açıklamada, Çin menşeli araçların ABD pazarından men edilmesine yol açacak bir hamleyle, internet bağlantısı olan araçlar için Çin menşeli yazılım ve donanımların yasaklanmasını önerdi.

Financial Times‘ın (FT) aktardığına göre yasak talebinin gerekçesi, Biden yönetiminin Çinli şirketlerin Amerikalı sürücüler ve altyapı hakkında veri toplamasının yanı sıra “yabancı düşmanların” ABD yollarındaki bağlantılı arabaları uzaktan manipüle etme potansiyeline ilişkin endişeler.

ABD bu yıl Çin’den ithal edilen elektrikli araçlara uygulanan yüzde 100 vergi de dahil olmak üzere, Çin’den ithal edilen araçlara uygulanan gümrük vergilerini sert bir şekilde artırmıştı.

Rus yazılımı ve donanımı da hedefte

Önlem, şirketlerin denetim veya saha kontrolü gibi hafifletici önlemler aldıklarını göstermeleri halinde yasağa bazı istisnalar getirilmesine izin verecek.

Fakat yetkililer kuralın esasen Çin araçlarını yasaklayacağını söyledi. Üst düzey bir yetkili, “Şu andaki varsayımımız Çin araçlarının yasak kapsamına gireceği yönünde,” dedi. Yasak ayrıca Rus yazılım ve donanımını da etkileyecek.

Biden şubat ayında Çin bağlantılı araçların Amerikalılar için bir güvenlik riski oluşturup oluşturmadığının araştırılması talimatını vermişti.

Yetkililer, şu anda ABD’de yollarda çok az sayıda Çin ya da Rus arabası bulunduğunu ve kuralın gelecekte oluşturabilecekleri herhangi bir ulusal güvenlik tehdidini etkisiz hale getirmek için tasarlandığını savundu.

Bakan Raimondo, Avrupa’daki Çin etkisi için “ibretlik” dedi

Ticaret Bakanı Gina Raimondo, “Çin veya Rusya bağlantılı tedarikçiler, otomobil üreticileri ve otomobil bileşenleri ABD otomotiv sektöründe sıradan ve yaygın hale gelmeden önce bu yeni ulusal güvenlik tehditlerini ele almak için önerilen bir kural yayınlıyoruz,” dedi.

Raimondo, Çin otomobillerinin hızla pazara akın ettiği Avrupa’yı “ibretlik bir hikâye” olarak işaret etti ve “Çinlilerin oyun kitabını biliyoruz, sübvanse ediyorlar, bu yüzden yollarımız arabalarla dolana ve risk son derece önemli olana kadar beklemeyeceğiz,” ifadelerini kullandı.

Biden yönetimi, 30 günlük bir kamuoyu tartışma döneminin ardından nihai bir kural taslağı hazırlayacak ve bunu başkan görevden ayrılmadan önce yayınlamayı hedefliyor.

Yazılım yasakları 2027 model yılında, donanım yasakları ise Ocak 2029 veya 2030’da yürürlüğe girecek.

İHA’lar ve bulut altyapısına yönelik yasaklar da gündemde

Yetkililer, Ticaret Bakanlığının insansız hava araçları veya bulut altyapısı gibi benzer adımlar atmak isteyebileceği diğer sektörleri de değerlendirdiğini söyledi.

Yetkililer, ABD’deki az miktardaki Çin ve Rus yazılımının aşamalı olarak kaldırılmasını nispeten kolay olduğunu, fakat donanımın daha büyük bir zorluk olacağını söyledi.

Üst düzey bir ABD’li yetkili, “Bu sistemler için donanım tedarik zinciri biraz daha karmaşık, daha fazla Çin donanımı var. Bu süre zarfında tedarik zincirinin başka tedarikçilere kaydırılmasına odaklanılması gerekecek,” diye konuştu.

Bakanlık “yeni tehditleri” ortaya çıkarıyor

Yetkililer, Ticaret Bakanlığının soruşturmasının, araçlar şarj istasyonları, akıllı yollar ve şehirler de dahil olmak üzere kritik altyapıya daha fazla bağlandıkça bir dizi olası tehdidi ortaya çıkardığını söyledi.

Bunlar arasında sürücülerin nerede yaşadıkları, çocuklarını okula gönderdikleri ya da doktora gittikleri hakkında veri toplamak gibi Amerikalı tüketicilere yönelik olası tehditler de yer alıyor.

Uç bir örnek olarak, “yabancı bir düşmanın” ABD’de çalışan araçlarını kapatabileceğini veya kontrolünü ele geçirebileceğini, bunun da kazalara ve yolların kapanmasına neden olabileceğini söylediler.

ABD ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan, “KDHC’nin kritik altyapımıza kesinti ve sabotaj amacıyla kötü amaçlı yazılımları önceden yerleştirdiğine dair çok sayıda kanıt gördük. Yollarda her biri 10 ila 15 yıllık ömre sahip milyonlarca araç varken, kesinti ve sabotaj riski önemli ölçüde artıyor,” iddiasında bulunmuştu.

Çin yapımı bataryalar yasağa dahil değil

İkinci bir üst düzey yönetim yetkilisi, Çin yapımı bataryaların kurala dahil olmadığını söyledi. Yetkili, “Donanım yasağı yalnızca araç bağlantı sistemine yönelik bileşenler için geçerlidir,” dedi.

Çin bağlantılı çok çeşitli tedarikçiler ABD otomotiv endüstrisi için giderek daha önemli hale geliyor. Shenzhen merkezli BYD, Kaliforniya’daki tesisleri aracılığıyla ABD’deki en büyük elektrikli otobüs üreticisi konumunda.

Bir başka yetkili, BYD’nin kurala istisna getirilmesi için başvuruda bulunabileceğini söyledi.

Dünyanın en büyük batarya grubu olan Çinli Contemporary Amperex Technology Co, Limited (CATL), Michigan’da planlanan 3,5 milyar dolarlık fabrikası için Ford’a teknoloji lisansı vermeyi kabul etmişti. Şirket diğer ABD’li otomobil üreticilerine de tedarik sağlıyor.

Çinli Wanxiang Group ise ABD’de önemli bir otomobil parçası tedarikçisi ve 1990’ların ortalarından beri Chicago’da faaliyet gösteriyor.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD bankalarından büyük vurgun: Fed’in yüksek faizi 1,1 trilyon dolar kazandırdı

Yayınlanma

Financial Times’ın (FT) resmi veriler üzerinde yaptığı bir analiz, ABD bankalarının Fed’in iki buçuk yıllık yüksek faiz döneminden 1 trilyon dolar kazanç sağladığını ortaya koydu.

Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) verilerinin incelenmesi, kredi verenlerin Fed’deki mevduatları için daha yüksek getiri elde ettiklerini, fakat birçok tasarruf sahibi için faiz oranlarını daha düşük tuttuğunu gösterdi.

ABD’nin 4.000’den fazla bankasına sağlanan destek, kâr marjlarının artmasına yardımcı oldu. Bazı tasarruf hesaplarının faiz oranları Fed’in yüzde 5’in üzerindeki hedefi doğrultusunda artırılırken, mevduat sahiplerinin büyük çoğunluğu, özellikle de JPMorgan Chase ve Bank of America gibi en büyük bankalardakiler çok daha azını aldı.

Hiç faiz ödemeyen hesapları da içeren regülatör verilere göre, ikinci çeyreğin sonunda ortalama bir ABD bankası mevduat sahiplerine yıllık sadece yüzde 2,2 oranında faiz ödüyordu. Bu oran iki yıl önce ödedikleri yüzde 0,2’den daha yüksek fakat Fed’in bankaların alabileceği yüzde 5,5’lik gecelik faiz oranından çok daha düşük.

Bu verilere göre JPMorgan ve Bank of America’da yıllık mevduat maliyetleri sırasıyla yüzde 1,5 ve yüzde 1,7. FT’nin hesaplamalarına göre, mevduat sahiplerine yapılan bu düşük ödemeler bankalar için 1,1 trilyon dolar fazla faiz geliri anlamına geldi.

Bankalar Fed’den önce mevduat faizlerini düşürdü

Fed bu hafta ana politika faizini yarım puan düşürünce bazı ABD bankaları, kârlarını destekleyecek bir hamle olarak, indirimleri mümkün olduğunca çabuk mevduat sahiplerine yansıtmaya çalıştı. 

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kişiye göre, Fed’in geçen çarşamba günkü faiz indiriminden saatler önce Citi, zengin müşterilerine genellikle ayrıcalıklı faiz oranları uygulayan bankasındaki çalışanlarına, ABD merkez bankasının faizleri yarım puan düşürmesi halinde bankanın da yüzde 5 veya daha fazla ödeme yapan hesaplara uygulayacağı faiz oranını aynı şekilde düşüreceğini söyledi.

JPMorgan da 10 milyon dolar ve üzeri nakit parası olan müşterilerin tasarruf oranlarının 50 baz puan düşürüleceği ve gelecekteki indirimlerin Fed’in eylemlerine paralel olarak hareket edeceği söylendi. 

KBW ABD banka araştırmaları başkanı Chris McGratty, Fed’in faiz indirimi nedeniyle bankaların “kesinlikle” mevduat maliyetlerini düşürme kabiliyetine sahip olacağını söyledi ve “Bence agresifliğin derecesi bankadan bankaya değişecektir,” dedi.

JPMorgan, bankanın “adil ve rekabetçi bir oran sağlamayı” amaçladığını söyledi. Citi ve Bank of America yorum yapmayı reddetti. 

Küçük ve orta büyüklükteki bankalardan kaçış büyüklere yaradı

Bankaların, mevduat ve tasarruf hesapları için sundukları faiz oranlarını yükseltmekte yavaş, düşürmekte hızlı oldukları anlaşılıyor. 

Fed Mart 2022’de para politikasını sıkılaştırmaya başladığında birçok analist, yeni finansal teknoloji şirketlerinin rekabeti ve tüketicilerin nakit para taşıma kolaylığının artmasının bankaları mevduat sahiplerine yüksek oranlardan daha fazla pay vermeye zorlayacağını öngörmüştü.

Fakat FT’nin hesaplamaları, önceki Fed sıkılaştırma döngülerinden biraz daha az olsa da, bankaların kazancın çoğunu ellerinde tutabildiklerini gösteriyor.

Silicon Valley Bank ve bazı bankaların 2023’ün başlarında iflas etmesi, birçok orta ölçekli ve küçük bankayı mevduat sahiplerinin kaçmasını önlemek için faiz oranlarını yükseltmeye zorladı. Daha büyük bankalar, mevduat sahiplerinin bu küçük ve orta büyüklükteki bankalardan kaçışı sırasında nakit akışının arttığını gördü ve bu da daha yüksek oranlara uyum sağlama ihtiyacını ertelemelerine izin verdi.

FT’nin eldeki en son verilere dayanarak yaptığı hesaplamalara göre, ABD bankaları Fed’in Mart 2022’den bu yılın ortasına kadar uyguladığı yüksek faiz oranlarından elde edilen gelirin yaklaşık üçte ikisini elde etti.

Bankalar, mevduat sahiplerine yaklaşık 600 milyar dolar faiz ödediler. Fed’in faiz oranlarını en son artırdığı 2016 başından 2019 başına kadar olan dönemde ABD bankaları gelirin yüzde 77’sini elde etmişti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD tarihinin en büyük nükleer kazasına konu olan reaktör, Microsoft’a enerji sağlayacak

Yayınlanma

Amerikan tarihinin en büyük nükleer felaketinin yaşandığı Three Mile Island, Microsoft’a elektrik sağlamak üzere yeniden faaliyete geçiyor.

1979’da kısmi nükleer erimeye maruz kalan Pennsylvania’daki santralin sahibi Constellation Energy, hafta sonu yaptığı açıklamada teknoloji deviyle 20 yıllık bir enerji anlaşması imzaladığını duyurdu.

Kötü şöhretli santralin yeniden canlanması, ABD’de nükleer canlanmanın bariz bir kanıtı olarak görülüyor. Elektrikli araçların, yerli üretimin ve özellikle de enerjiye aç yapay zeka patlamasına hizmet eden veri merkezlerinin elektrik ihtiyacı, nükleer santrali tekrar cazip hale getirdi.

Constellation, kazada hasar görmeyen fakat beş yıl önce mali nedenlerle hizmet dışı bırakılan bir reaktörü yeniden çalıştırmak için 1,6 milyar dolar harcayacak.

Şirket, ekipman iyileştirmeleri ve düzenleyici kurumlardan yeşil ışık bekleyerek 2028 yılına kadar tesisi yeniden çalışır hale getirmeyi ve 700.000 hanenin (ya da bir grup ChatGPT sorgusunun) elektrik ihtiyacını karşılamaya yetecek 835 megawatt’ı pompalamayı umuyor.

Nükleer endüstri, yüksek profilli kazalardan kaynaklanan kötü halkla ilişkiler ve doğalgaz ve diğer yenilenebilir enerji kaynaklarının rekabetinden muzdarip olduğu için 2022’ye kadar geçen on yılda on üç nükleer reaktör devre dışı kaldı.

Şimdi ise, teknoloji şirketleri 7/24 temiz enerji kaynağının değerini anladıkları ve hükümet sübvansiyonlar dağıttığı için nükleer enerjiye geri dönüyor.

Three Mile Island’ın yeniden faaliyete başlamasının yanı sıra, Microsoft’un Virginia’daki veri merkezlerinden birinde kullanılan enerjiyi dengelemek için Constellation ile halihazırda bir nükleer enerji üretim sözleşmesi de bulunuyor.

Bu arada Amazon kısa bir süre önce Pennsylvania’da nükleer enerjiyle çalışan bir veri merkezi satın aldı ve Michigan’daki eskimiş bir nükleer enerji santrali federal hükümet ve eyaletten alınan 2 milyar dolar sayesinde yeni bir hayata kavuşuyor.

Öte yandan Constellation, düzenleyici gecikmelerden kaçınmak için Three Mile Island projesi için devlet hibesi almayacağını ve böylece restorasyona hemen başlayabileceğini söyledi.

Eski usul nükleer santraller pahalı olmaya devam ediyor ve inşa edilmeleri uzun zaman alıyor, bu nedenle Bill Gates ve Sam Altman tarafından desteklenenler de dahil olmak üzere birçok şirket, küçük reaktörler ve son teknoloji nükleer füzyon projeleri gibi deneysel çözümlere yatırım yapıyor.

ABD Enerji Bakanlığı, Three Mile Island nükleer kazasında herhangi bir yaralanma, ölüm veya doğrudan sağlık etkisi meydana gelmediğini öne sürüyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English