Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Netanyahu’dan Gazze ve Lübnan’da ateşkes beklentilerine ‘soğuk duş’

Yayınlanma

İsrail Başbakanı Netanyahu, Lübnan ve Gazze Şeridi’nde ateşkes beklentilerine meydan okuyarak, mevcut koşulların İsrail’in taleplerini karşılamadığını ve anlaşmanın ancak savaşla elde edilecek bir dizi şartla mümkün olabileceğini savundu.

Lübnan ve Gazze Şeridi’nde ateşkesin yakın olduğuna dair iyimser haberler kısa sürede söndü.

Bu süreçte ABD’den üç üst düzey yetkili bölgeye ulaştı: ABD Başkanı Joe Biden’ın Lübnan Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein, Orta Doğu Danışmanı Brett McGurk (İsrail’de) ve CIA Direktörü William Burns (Mısır’da).

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ateşkes umutlarına “soğuk duş” etkisi yaratacak bir açıklama yaparak, “mevcut koşulların yeterli olmadığını ve İsrail’in daha avantajlı anlaşma koşulları dayatabilmesi için çatışmanın devam etmesi gerektiğini” söyledi.

Netanyahu’nun yeni şartları

Netanyahu, Lübnan’la yapılacak bir anlaşmada, İsrail’in Lübnan’daki operasyon özgürlüğünü koruyan bir maddeye yer verilmesinde ısrarcı.

Hochstein ve McGurk ile yaptığı görüşmede, Netanyahu şunları dile getirdi: “Önemli olan çeşitli anlaşma maddeleri veya sayılar (1701, 1556) değil; İsrail’in, halkımızı güvenli bir şekilde evlerine döndürecek şekilde anlaşmanın uygulanmasını sağlama ve Lübnan’dan gelebilecek tehditleri bertaraf etme yeteneği ve kararlılığıdır.”

Lübnan’ın geçici Başbakanı Necib Mikati, çarşamba günü yaptığı açıklamada İsrail ile bir ateşkes anlaşması ilan etme umudunda olduğunu belirtti.

Bu açıklama, İsrail medyasında, Lübnan’da İsrail ile Hizbullah arasında 60 günlük bir ateşkes öngören taslak anlaşma haberlerinin ardından geldi.

Washington’dan sızdığı iddia edilen bu taslakta, İsrail’in ateşkesin ilk haftasında Lübnan’daki güçlerini geri çekeceği belirtiliyordu.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü Sean Savett ise, “Müzakerelerin mevcut aşamasını yansıtmayan birçok rapor ve taslak dolaşıyor,” ifadelerini kullandı.

Netanyahu’nun tutumu ve İsrail ordusunun görüşleri

İsrail Genelkurmayından üst düzey bir yetkili, Şark’ul Avsat gazetesine yaptığı açıklamada, Netanyahu’nun sürece yaklaşımını, “Niye beklediğini veya gerçekten neyi hedeflediğini kestirmek zor,” diyerek eleştirdi.

Yetkili, “Netanyahu sessiz kalıyor, kulağının üstüne yatıyor. Sadece zaman kazanmak istiyor gibi bir izlenim veriyor; fakat zaman her daim lehimize değil, bizi belirsiz bir yıpratma savaşına sürükleyebilir,” ifadelerini kullandı.

Yetkili: Lübnan’daki savaşın sadece güney Lübnan’daki köylerin işgaliyle sona ermeyeceğine işaret ediyor: “İsrail ordusu, Hizbullah güçlerini yok etmek ve kuzeydeki kasabaların sakinlerini geri döndürmek için karadan harekâta girişmese bile, kalıcı bir anlaşmaya varılmadığı sürece, Hizbullah ve Lübnan hükümetini İsrail lehine bir sona zorlamak için operasyonel başarılarını artırmak zorunda kalacaktır. Amaç, stratejik durumu değiştirmek.”

Bunun yanı sıra Yediot Aharonot gazetesinin askeri analisti Yossi Yehoshua, ordu komutanlarının, “Siyasi anlaşma uzaklaştıkça askeri operasyonun daha derinleşmesi gerekecek, bu nedenle işgalin orijinal plandan daha ileriye götürülmesi talimatı almamız mümkün,” uyarısını yaptı.

Yehoshua, İsrail’in kendisini uzun soluklu bir yıpratma savaşı içinde bulması durumunda kuzeyde bir güvenlik kuşağı oluşturma zorunluluğu doğacağını belirtti.

Makalede, “Bir aydır süren kara muharebelerinin ardından İsrail’in beş tümeni ve bir yedek tugayı güney Lübnan’da ilerleyemedi. 2006’daki Temmuz Savaşı’na katılan asker sayısının üç katı olan 50 binden fazla asker tek bir köyü bile işgal edemedi,” değerlendirmesi yapıldı.

Bu arada, ABD elçisinin arabuluculuğunda devam eden müzakerelerde İsrail, Lübnan ordusu ve UNIFIL’in ateşkesi denetlemesi ve Lübnan ordusunun güneyde Hizbullah’ın kurduğu askeri altyapıyı yok etmesini talep etti.

İsrail hükümetinde, Lübnan’ın bu şartları kabul etme olasılığının düşük olduğu değerlendirmesi yapıldı. Bu nedenle, Hochstein’ın bu turdaki başarı şansına dair iyimserlik giderek azalıyor.

ORTADOĞU

İsrail’de hükümet-yargı kavgası yeniden alevlendi

Yayınlanma

İsrail’de hükümet ile yargı arasında tansiyonu yeniden yükselten bir karar geldi. Yüksek Mahkeme, gece yarısı alınan hükümet kararına karşı harekete geçerek, Şin-Bet Direktörü Ronen Bar’ın görevden alınmasını geçici olarak durdurdu.

7 Ekim’de Hamas’ın düzenlediği baskın öncesinde İsrail’de siyaset gündeminin en hararetli başlığı “yargı reformu”ydu. Bu reform girişimi, kararları üzerindeki yargı denetimini kırmak isteyen hükümet ile Yüksek Mahkeme’yi sert biçimde karşı karşıya getirmiş; ülkede kitlesel protestolara yol açmıştı. Ancak 7 Ekim sonrası başlayan savaş atmosferi bu gerilimi bir süreliğine gölgede bırakmıştı. Şimdi ise, savaşın gölgesinde geçen ayların ardından, İsrail yargısı ile hükümeti yeniden açık bir çatışma yaşıyor.

“Qatargate” skandalını soruşturan Şin-Bet Direktörü görevden alındı

Yüksek Mahkeme, Ronen Bar’ın görevden alınmasına karşı açılan davalar sonuçlanana kadar hükümetin kararına tedbir koyduğunu açıkladı. Mahkeme, ilgili itirazları en geç 8 Nisan’a kadar görüşeceğini belirtti.

Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümet, yaptığı oylamayla Bar’ın en geç 10 Nisan’a kadar görevden alınmasına karar vermişti.

Hükümetten sert tepki

Kararın hemen ardından hükümet cephesinden tepki gecikmedi. İletişim Bakanı Shlomo Karhi, Yüksek Mahkeme’nin müdahalesini sert sözlerle eleştirdi. Karhi, mahkemenin böyle bir konuda yetkisi olmadığını savunarak, “Bu konuda hukuki bir yetkiniz yok. Bu, hükümetin yetki alanıdır. Verdiğiniz karar geçersizdir” dedi.

Likud Partisi üyesi Karhi, hükümetin dün gece aldığı kararı hatırlatarak Bar’ın görev süresinin 10 Nisan veya daha erken bir tarihte sona ereceğini ve yerine yeni bir bir Şin-Bet başkanının atanacağını söyledi.

Muhalefetten Yüksek Mahkeme’ye destek

Karara muhalefetten ise destek geldi. Demokratik İsrail Partisi Başkanı Yair Golan, Yüksek Mahkeme’nin tedbir kararını “önemli bir kazanım” olarak nitelendirdi. Golan, “Halkın kitlesel seferberliği etkisini gösteriyor, yılmadan süren sivil mücadele başarıya ulaşıyor” diyerek kararın arkasında halk desteğinin yattığını savundu.

Ronen Bar’ın “kötü ve tehlikeli bir hükümete karşı durarak cesaret gösterdiğini” ifade eden Golan, demokrasi için verilen mücadelenin süreceğini belirtti. Golan, hükümetin Gazze Savaşı sürecinde sıkça kullandığı bir sloganı da muhalefet lehine uyarlayarak, “Savaşacağız ve kazanacağız” dedi.

Netanyahu’nun yargı reformu Yüksek Mahkeme’den döndü

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrailli Bakandan “zorunlu göç ve işgal” tehdidi

Yayınlanma

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, İsrail ordusuna “Gazze’de yeni bölgelerin ele geçirilmesi, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesi ve Gazze Şeridi çevresindeki tampon bölgelerin genişletilmesi” talimatı verdiğini aktardı.

Hamas’ın İsrailli esirleri serbest bırakmayı reddettiğini ileri süren Katz, Hamas bu tavrını devam ettirdikçe “daha fazla toprak kaybedeceğini ve İsrail’in bu toprakları ilhak edeceğini” açıkladı.

Katz, “İsrail ordusunun Filistinlileri sürgün ederek kara işgaliyle ele geçirdiği noktalarda kalıcı kontrol sağlayacağını” söyledi.

Gazze Şeridi’ne yönelik havadan, denizden ve karadan şiddetli saldırıların süreceği tehdidini yineleyen Katz, şu ifadeleri kullandı: “Gazze nüfusunu güneye tahliye etmek ve ABD Başkanı (Donald) Trump’ın Gazze sakinleri için gönüllü transfer planını uygulamak da dahil tüm askeri ve sivil baskı araçlarını kullanacağız.”

İsrail ordusu Gazze’ye bomba yağdırıyor

İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.

İsrail ordusunun saldırıları yeniden başlatmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 600’e yakın Filistinli hayatını kaybetti, yaklaşık 1000 kişi yaralandı.

Ateşkesi bozan İsrail, yeni ateşkes tekliflerini reddettiği gerekçesiyle Hamas’a karşı “gittikçe artan askeri güçle” hareket edeceğini duyurdu.

Hamas ise “İsrail’in verdiği sözlere uymadığını ve ateşkese arabulucu ülkelerin gözü önünde sorumluluklarını yerine getirmeyerek Gazze Şeridi’nde Filistin halkına karşı soykırımını yeniden başlattığını” açıkladı.

İsrail’in saldırıları, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörü’nü görevden alması gibi tartışmalı siyasi adımlarının gölgesinde başlatması dikkati çekti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Eski Şin-Bet Direktörü: Netanyahu “gayrimeşru” taleplerde bulundu

Yayınlanma

Yoram Cohen

İsrail iç istihbarat servisi Şin Bet’in eski direktörü Yoram Cohen, görev süresi boyunca Başbakan Binyamin Netanyahu’nun kendisinden birden fazla kez gayimeşru taleplerde bulunduğunu açıkladı. Cohen, güvenlik teşkilatının yeni başkanının bu tür taleplere karşı duramayabileceğinden endişe ettiğini belirtti.

İsrail’in Kanal 12 televizyonuna verdiği röportajda Cohen, Netanyahu kabinesinin mevcut Şin-Bet Başkanı Ronen Bar’ın görevden alınmasına onay vermesinin ardından, kurumun etkinliğinin yeni atanacak isme bağlı olduğunu söyledi.

Cohen, “Eğer [Bar] görevini tamamlar ve yerine şu anki iki yardımcısından biri ya da eski yardımcılarından biri atanırsa ki bu üç isim de değerli kişiler, o zaman işlerin usulüne uygun yürütüleceğine dair içimiz rahat olabilir” dedi.

Ancak Cohen, bu üç ismin dışında biri atanırsa, “Başbakana karşı kendini ‘borçlu’ hisseden biri göreve gelebilir. Böyle biri göreve başlarken daha en baştan işi gerektiği gibi yapmaktan kaçınabilir” ifadelerini kullandı.

“Başbakan, gelecekte karşılaşacağımız pek çok mesele nedeniyle, yeni direktörden de gayrimeşru taleplerde bulunabilir. Zira Başbakan, Şin-Bet başkanından meşru olmayan taleplerde bulunuyor” diyen Cohen, bu iddiaların kişisel deneyimlerine dayandığını da belirtti.

Netanyahu’nun kendisinden birden fazla kez “meşruiyeti sorgulanabilir ve yasal sınırda” taleplerde bulunduğunu söyleyen Cohen, aynı taleplerin kendisinden sonra göreve gelen Nadav Argaman ve mevcut başkan Ronen Bar’a da iletildiğini ifade etti.

İsrail’in, devlete değil kişilere sadakat gösteren bir Şin-Bet direktörüyle karşı karşıya kalabileceğini söyleyen Cohen, böyle bir ismin, Başbakana siyasi muhalefet edenlere karşı “siyasi gerekçelerle” harekete geçebileceği uyarısında bulundu.

Cohen, daha önce 2011’de Netanyahu’nun, gizli bir güvenlik toplantısından bilgi sızdırıldığı şüphesiyle üst düzey savunma yetkililerinin telefonlarının dinlenmesini istediğini öne sürmüştü.

“Şin-Bet direktörünün görevden alınması ve yakında gerçekleşmesi beklenen [Başsavcı Gali Baharav-Miara’nın] görevden alınması, toplum içinde büyük çatışmalara, daha derin ayrışmalara yol açacaktır” diyen Cohen, bu sürecin şiddeti artıracağını ve bunun sadece Netanyahu’nun değil, tüm hükümetin sorunu olacağını kaydetti.

“Bunun nereye gideceğini biliyorlar ama koyun gibi sessizce hareket ediyorlar” ifadelerini kullanan Cohen, bakanları “siyasi, ekonomik ve kişisel çıkarlar uğruna koltuklarına yapışmakla” suçladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English