Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Nijer’de yatırımları olan Çin, diplomatik adımlar için devreye girebilir

Yayınlanma

Nijer’de gerimin yükselmesi, bu yılın sonunda tamamlanması planlanan PetroChina destekli bir ihracat boru hattının inşaatıyla ilgili endişeleri artırdı.

Africa Risk Consulting’in Londra merkezli genel müdürü Tara O’Connor, Nikkei Asia’ya verdiği demeçte, “Ülke hava sahasını kapattığı için Nijer’deki gerilim son derece yüksek” dedi.

Çin, Fransa’dan sonra ülkenin en büyük ikinci yatırımcısı. Pekin pazartesi günü vatandaşlarına Nijer’i terk etmelerini tavsiye etti.

Perşembe günü Reuters, China Gezhouaba Group Co.’nun Nijer’deki askeri yönetime uygulanan yaptırımların ardından Kandadji hidroelektrik barajının 808 milyon dolarlık inşaatını askıya aldığını bildirdi.

Nijer bütçesinin yüzde 40’ını oluşturan hem Avrupa Birliği’nden hem de ABD’den gelen kalkınma yardımları darbeden sonra durdurulmuştu.

ECOWAS da, salı günü sınırları kapatma ve mali ve ticari etkileşimleri kesmeyi amaçlayan önlemlere eklemeler yapma kararı aldı.

Pekin merkezli ve Afrika odaklı bir yatırım avukatı olan Kai Xue, “Yaptırımların Nijer’e etkisi, özellikle Mali’ye uygulananlara benzerleri, potansiyel olarak boru hattı projesini aksatabilir ve Çin yatırımlarını etkileyebilir” dedi.

Nijer’in Agadem petrol sahasını Benin’in Cotonou limanına bağlayacak olan 4 milyar dolarlık boru hattı projesi, Nijer hükümeti tarafından 1960 yılında Fransa’dan bağımsızlığını kazanmasından bu yana ülkedeki en büyük yatırım olarak lanse edilmişti.

PetroChina, Agadem tesisinden petrol üretmek için hükümetle ortak girişim kurduğu 2011 yılından beri Nijer’de varlık gösteriyor. Mevcut proje 2019 yılında kabul edildi ve tamamlandığında Afrika’daki en uzun sınır ötesi ham petrol boru hattı olacak.

China National Petroleum Corp. tarafından ihale edilen boru hattının şu anda %75’inden fazlası tamamlandı ve 2023’ün sonlarında ticari petrol taşımacılığına başlayacak. Nijer hükümeti daha sonra petrol boru hattının ülkenin gayri safi yurtiçi hasılasının dörtte birini ve yarısını üretebileceğini söylemişti.

Ancak, ECOWAS’ın son askeri harekât tehdidi göz önüne alındığında, bölgede daha büyük çatışmalar çıkabileceği yönünde endişeler mevcut. Ayrıca, Nijer’de daha sert yaptırımların arzı ve finansal istikrarı bozabileceğine dair korkular da var.

Xue, “[Mali] yaptırımları, ülkenin borç geri ödemelerinde temerrüde düşmesine yol açtı ve bu da bölgeye yeni finansmanı daha az çekici hale getirdi. Bunlar aynı zamanda yakıt ve arzı kesintiye uğratarak milyonlarca insanın hayatını tehlikeli hale getirdi” dedi ve ekledi: “Bölgesel örgütlerin Nijer’e yaklaşımlarında itidalli davranacaklarını umuyorum.”

Batı Afrika’daki Çin yatırımları

Çin’in Sinopec şirketi de mayıs ayında Nijer hükümetiyle petrol ve gaz projelerinde daha fazla işbirliği için bir anlaşma imzalamıştı. Ayrıca Çin’in Nijer’deki yatırımları petrolün ötesine geçerek güneş enerjisi santrallerini, tarımın geliştirilmesini, altyapıyı ve inşaatı kapsıyor.

Batı Atlantik kıyılarından Kızıldeniz’e uzanan Sahel bölgesindeki ülkelerden Nijer, bol petrol ve uranyum kaynaklarına sahip.

Çinli şirketler Batı Afrika’nın başka yerlerinde de yatırımlar yapıyor. Mali’de lityum madenciliği ve Moritanya’da balıkçılık endüstrisi ile ilgileniyorlar. Çin Ulusal Petrol Şirketi de Çad’ın petrol sektöründe önemli bir yatırımcı.

Uzmanlar, Çin’in bölgedeki yatırımları göz önüne alındığında, Pekin’in bölgeyi istikrara kavuşturmak için arabulucu olarak devreye gireceğini düşünüyor. Kıtada aktif askeri angajmandan kaçınan Pekin’in Birleşmiş Milletler ve 55 üyeli Afrika Birliği aracılığıyla diplomatik çabaları desteklemeye devam edeceğine inanılıyor.

DİPLOMASİ

Tusk, Putin’i aradığı için Scholz’u önce övdü sonra eleştirdi

Yayınlanma

Yazar

Polonya Başbakanı Donald Tusk hafta sonu gelmeden Almanya Şansölyesi Olaf Scholz’un Rusya lideri Vladimir Putin’le yaptığı telefon görüşmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirmişti, fakat pazar günü Rus liderle yapılan telefon görüşmelerinin faydasız olduğunu öne sürdü.

Scholz cuma günü Putin’i arayarak Ukrayna’daki son gelişmeleri ve barış beklentilerini görüşmüştü. Scholz daha sonra Tusk’ı arayarak görüşme hakkında bilgi verdi.

Tusk aynı gün X’te yayınladığı mesajda, “Şansölyenin sadece Rus saldırganlığını kesin bir dille kınamakla kalmayıp aynı zamanda Polonya’nın pozisyonunu da yinelediğini duymaktan memnuniyet duydum: Ukrayna olmadan hiçbir şey olmaz,” yazmıştı.

Alman hükümet sözcüsü Steffen Hebestreit, Scholz’un Putin’e Rusya ve Ukrayna arasında ‘adil ve kalıcı’ bir barış için müzakere etme isteğini göstermesi çağrısında bulunduğunu söyledi.

Cumartesi günü Rusya’nın Ukrayna’nın enerji altyapısına yönelik saldırılarının ardından ise Tusk, Scholz’un Putin ile yaptığı görüşmeye atıfta bulunarak, “Kimse Putin’i telefon görüşmeleri ile durduramaz. Bu savaştaki en büyük saldırılardan biri olan gece saldırısı, telefon diplomasisinin Ukrayna’ya tüm Batıdan gelen gerçek desteğin yerini alamayacağını kanıtladı,” diye yazdı.

Tusk, önümüzdeki haftaların “sadece savaşın kendisi için değil geleceğimiz için de belirleyici olacağını” ekledi.

Scholz, Putin ile görüşmeyi savundu

Scholz, Tusk’un da aralarında bulunduğu eleştirileri reddederek Ukrayna’nın Batılı müttefiklerine güvenebileceğini ve Kiev olmadan hiçbir karar alınmayacağını söyledi.

Scholz ayrıca hiçbir Avrupalı liderin Putin ile düzenli temas halinde olmamasından yakınırken, ABD’nin Beyaz Saray’a yeniden seçilen Donald Trump ile temas halinde olacağını söyledi.

AFP’nin aktardığına göre Scholz, pazar günü Brezilya’daki G20 zirvesine gitmeden önce Berlin’de yaptığı açıklamada, Scholz’un Putin’le yaptığı görüşmenin çok detaylı olduğunu fakat Rusya liderinin savaşla ilgili görüşlerinde çok az değişiklik olduğunu gösterdiğini ve bunun iyi bir haber olmadığını söyledi.

Zelenskiy, Scholz’a tepki gösterdi

Öte yandan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in Scholz’u Putin’le konuşmaması konusunda uyardığı bildirildi. Ukrayna Devlet Başkanının ofisinden bir kaynak Reuters’a yaptığı açıklamada Zelenskiy’in bu görüşmenin Rus liderin izolasyonunu artırmayacağına ve savaşın daha kısa sürede sona ermesine yardımcı olmayacağına inandığını söyledi.

Zelenskiy, Ukrayna halkına hitaben yaptığı günlük konuşmada Avrupalı liderlerin Putin’i aramasının “Putin’in uzun zamandır istediği şey olduğunu” belirtti.

Ukrayna lideri, “Bana göre Olaf’ın çağrısı pandoranın kutusunu açtı. Şimdi başka konuşmalar, başka telefon görüşmeleri olabilir. Sadece bir sürü kelime,” dedi.

Zelenskiy, Putin için “izolasyonunu zayıflatmak […] ve onlarca yıldır yaptığı gibi hiçbir yere varmayacak sıradan müzakereler yürütmek son derece önemli” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Rusya’dan ABD’ye uranyum ihracatına geçici kısıtlama

Yayınlanma

Rusya, ABD’ye zenginleştirilmiş uranyum ihracatına geçici kısıtlamalar getirdi. Rusya hükümetinin basın servisi, bu adımın ABD’nin Rus ürünlerine uyguladığı ambargolara yanıt olarak alındığını açıkladı.

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Bu kısıtlama, ABD’ye veya ABD’nin yargı yetkisi altında olan kişilere yapılan dış ticaret anlaşmaları kapsamında zenginleştirilmiş uranyum ihracatını kapsıyor. Ancak Federal Teknik ve İhracat Kontrol Kurumu tarafından verilen tek seferlik lisanslar istisna teşkil ediyor.”

Karar, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in talimatıyla alındı ve ABD’nin 2024-2027 yılları arasında Rus uranyum ürünlerine getirdiği kısıtlamalar ile 2028 itibarıyla uygulamaya koyacağı ithalat yasağına yanıt niteliği taşıyor.

ABD Enerji Enformasyon İdaresi verilerine göre, Rusya 2023 yılında ABD’nin ticari reaktörleri için gereken zenginleştirilmiş uranyumun yüzde 27’sini sağlayarak en büyük tedarikçi oldu.

Rusya’nın ABD’ye gerçekleştirdiği uranyum ihracatının yıllık yaklaşık 1 milyar dolar değerinde olduğu tahmin ediliyor.

ABD Başkanı Joe Biden, mayıs ayında Rusya’dan zenginleştirilmiş uranyum ithalatını yasaklayan bir karara imza atmıştı.

Ancak tedarik sorunları yaşanması halinde yasak kapsamında bazı istisnalar uygulanabilecekti.

Rusya ise bu yasağı piyasa dışı bir müdahale ve haksız rekabet olarak nitelendirdi.

Putin, eylül ayında yaptığı bir açıklamada, hükümetin uranyum, titanyum ve nikel gibi stratejik hammaddelerin ihracatını kısıtlamayı değerlendirmesi gerektiğini, fakat bu kısıtlamaların ülkenin iç çıkarlarına zarar vermemesi gerektiğini vurgulamıştı.

ABD’den Rusya’ya karşı yeni nükleer atılımı

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Graham’den Netanyahu’ya: Nükleer İran’ı durdurmak için ne gerekiyorsa yapın

Yayınlanma

Güney Carolina Cumhuriyetçi Senatörü Lindsey Graham, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’ya, İran’ın nükleer tesislerine saldırması halinde ABD’nin İsrail’in arkasında olduğunu söyledi.

Cumartesi gecesi Kudüs’te yapılan görüşmenin ardından Graham’in ofisinden yapılan açıklamada, “ABD’nin İran’dan gelen tehdide karşı İsrail’in arkasında olduğunun görülmesi ve duyulması zorunludur,” denildi.

ABD Başkanı Joe Biden İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine yönelik doğrudan saldırılarını desteklemediği, ama seçilmiş başkan Donald Trump’ın İsrail’i engellemeyeceği tahmin ediliyor.

Aralarında Graham’in de bulunduğu pek çok Cumhuriyetçi senatör şimdiden böyle bir hamleye destek vereceklerini açıkladılar. Ekim ayında İsrail İran’ın füze üretim tesislerini vurmuştu; Axios’un geçen haftaki iddiasına göre Perçin’deki bir nükleer silah araştırma tesisi de vuruldu.

Görüşmenin ardından ofisinden yapılan açıklamada, “Senatör Graham Amerika’nın İsrail’den daha iyi bir dostu olmadığına inanıyor. İran’ın nükleer patlamasından hiçbir zaman şimdiki kadar endişe duymamıştı. [Senatör] Başbakana şu mesajı iletti: İranlı Ayetullahın nükleer silah kapasitesine sahip olmasını engellemek için ne gerekiyorsa yapın,” denildi.

Senatörün ofisinden yapılan açıklamada, Graham’e göre “nükleer silah sahibi bir İran Ayetullahı”nın İsrail için “varoluşsal bir tehdit”, dünya için ise “bir kabus” olduğu ileri sürüldü.

Graham, “İranlı Ayetullah sürekli olarak Amerika Birleşik Devletleri’nden ‘Büyük Şeytan’ olarak bahsetmektedir. İran rejiminin nükleer silaha sahip olmamasını sağlamak Amerika’nın çıkarınadır. Bu, İsrail’deki dostlarımız ve tüm dünya için kritik ve tehlikeli bir andır,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English