Bizi Takip Edin

Amerika

Nvidia ABD’de yapay zeka çipleri üretmeye başlayacağını açıkladı

Yayınlanma

Dünyanın önde gelen yarı iletken şirketi Nvidia, dün yaptığı açıklamaya göre yapay zeka süper bilgisayarlarının bir kısmını ilk kez tamamen Amerikan topraklarında üretmeyi planlıyor.

Nvidia önümüzdeki dört yıl içinde ABD’de 500 milyar dolar değerinde yapay zeka cihazı üretmeyi, test etmeyi ve paketlemeyi hedefliyor.

Kaliforniya merkezli çip devi, tasarımlarının üretimini genellikle ABD dışına yaptırıyor, fakat yabancı yarı iletkenlerle yapılan teknolojiye yönelik yeni bir gümrük vergisi yaklaştığı için bu sefer işler değişiyor.

Nvidia’ya göre, Blackwell adlı mevcut nesil çiplerinin tamamen yerli üretimi Arizona’daki TSMC tesislerinde başladı. Wistron ve Foxconn üreticileri tarafından işletilen Teksas’taki tesislerde de üretim önümüzdeki yıl içinde “artacak.”

Beyaz Saray, Nvidia’nın hamlesini “Trump Etkisi’nin eyleme geçmesi” olarak nitelendirdi. Başkan Donald Trump kapsamlı gümrük vergileriyle “Amerikan imalat rönesansı” sağlamayı hedefliyor.

Fakat tüm teknoloji devlerinin Nvidia gibi tepki vermesi beklenmiyor. Örneğin Apple şubat ayında ABD’ye 500 milyar dolarlık yatırım sözü vermişti. Fakat Wedbush’un teknoloji araştırmaları küresel başkanı geçen hafta CNN’e verdiği demeçte, Apple’ın tedarik zincirinin onda birini ABD’ye kaydırmasının şirkete üç yıl içinde tahmini 30 milyar dolara mal olacağını söyledi ve ABD üretiminin tamamen yeniden şekillendirilmesini “bir masal” olarak nitelendirdi.

Trump’ın gümrük vergileri Asya tedarik zincirine sahip ABD’li şirketleri tehdit etmişti. ABD şirketleri fabrika işçiliğini ucuza denizaşırı ülkelere taşırken, ABD’deki işgücü seri üretim becerisini kaybetti.

Hizmet sektörü (oteller, hastaneler, hukuk büroları vb.) geliştikçe ve robotlar montaj hatlarını otomatikleştirdikçe, 1970 yılında imalatta çalışan Amerikalı işçilerin oranı %25’ten fazla iken bugün %8’e düştü. Fabrika işlerinin daha teknik hale geldiği de görülüyor.

Apple CEO’su Tim Cook 2017’de Fortune’a verdiği demeçte, Çin’in Apple teknolojisini inşa etmek için gereken uzman takım mühendisleriyle “birden fazla futbol sahasını” doldurabileceğini, fakat ABD’nin bir odayı doldurmakta zorlanacağını söylemişti.

Öte yandan 1,3 milyon kişilik bir işçi sendikası olan Teamsters, gümrük vergilerini destekliyor. Sendikadan bir sözcü Newsweek’e yaptığı açıklamada, yerli imalat işleri konusunda “bir şeyler yapılması gerektiğini” söyledi.

Cato Enstitüsü/YouGov tarafından yapılan bir ankete göre, Amerikalı işçilerin %80’i ABD’nin daha fazla imalat işinden fayda sağlayacağı konusunda hemfikir, fakat neredeyse %75’i kişisel olarak bir fabrikada çalışmanın “daha iyi olacağı” konusunda hemfikir değil.

Amerika

Gazeteci Blumenthal: CIA Direktörü Ratcliffe, İsrail lobisi tarafından yetiştirildi

Yayınlanma

Gazeteci Max Blumenthal, CIA Direktörü John Ratcliffe’in İsrail lobisi AIPAC tarafından yetiştirildiğini ve ‘Mossad’ın stenografı’ olarak hareket ettiğini iddia etti. Blumenthal’e göre Ratcliffe, Mossad’dan aldığı düzmece İran istihbaratını Donald Trump’a iletiyordu ve Trump şimdi kendini kurtarmak için daha fazla İsrail istihbaratı yayımlamaya hazırlanıyor.

Gazeteci Max Blumenthal, Judge Napoitano’nun YouTube yayınında ABD Başkanı Donald Trump yönetiminde CIA Direktörü olarak görev yapan John Ratcliffe hakkında çarpıcı iddialarda bulundu.

Blumenthal, Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (AIPAC) CEO’su Elliot Brandt’ın özel bir toplantıda yaptığı konuşmanın ses kaydına dayandırdığı iddialarında, Ratcliffe’in “Mossad’ın stenografı” olarak hareket ettiğini ve Trump’a düzmece İsrail istihbaratı taşıdığını öne sürdü.

‘İstihbarat geçmişi olmayan bir belediye başkanıydı’

Blumenthal’in aktardığına göre, AIPAC CEO’su Brandt, kurumunun Ratcliffe’i Dallas bölgesinden bir kongre üyesi olduğu dönemden beri “yetiştirdiğini” itiraf etti. Herhangi bir istihbarat veya askeri geçmişi olmayan Ratcliffe’in siyasete atılmadan önce küçük bir kasabada avukatlık yaptığını belirten Blumenthal, Ratcliffe’in Dallas dışında 7 bin nüfuslu Heath kasabasının belediye başkanlığını yaptıktan sonra Kongre’ye seçildiğini söyledi.

Blumenthal, Ratcliffe’in bu süreçte “İsrail lobisi parasıyla” finanse edildiğini ve ardından Donald Trump’ın en sadık savunucularından biri olarak ortaya çıktığını ifade etti.

‘Adaylığı Mossad bağlantılı dava yüzünden düştü’

Trump’ın, sadece sadık bir isim istediği için Ratcliffe’i geçmişine veya tecrübesizliğine aldırmadan Ulusal İstihbarat Direktörlüğüne aday gösterdiğini kaydeden Blumenthal, bu ilk adaylığın başarısızlıkla sonuçlandığını hatırlattı. Başarısızlığın nedeninin, Ratcliffe’in Amerikan tarihindeki en politize terör davalarından biri olan Holy Land Vakfı davasında başrol oynadığına dair yalan söylemesi olduğunu belirtti.

Blumenthal, bu davanın İsrail’in istihbarat servisi Mossad tarafından yönetildiğini, hatta duruşma salonuna bir Mossad ajanının gönderilmesi üzerine salonun boşaltıldığını iddia etti.

Filistin asıllı Amerikalı sanıkların, Hamas’ın finansman ağının merkezinde olduklarını iddia eden “şaibeli dosyalarla” suçlandığı bu “düzmece yargılama” sonucunda ömür boyu hapis cezasına çarptırıldıkları belirtildi.

‘Mossad’ın stenografı’

Ratcliffe’in, adaylığının düşmesinden bir yıl sonra Ulusal İstihbarat Direktörlüğü görevine getirildiğini söyleyen Blumenthal, Trump’a yakın bir yetkilinin Ratcliffe’i “Mossad’ın stenografı” olarak tanımladığını aktardı.

İddiaya göre Ratcliffe, Mossad Direktörü David Barnea’dan aldığı düzmece İsrail istihbarat brifinglerini Donald Trump’a ulaştıran kilit kanal hâline geldi.

Bu brifinglerde, İran’ın nükleer stokunun bir hafta içinde silaha dönüşebileceği ve Trump’ın “Top Gun” tarzı bir saldırıyla bunu derhal ortadan kaldırabileceği gibi asılsız bilgilerin yer aldığı öne sürüldü.

‘Trump kendini kurtarmak için yeni adım atacak’

Blumenthal, açıklamalarının sonunda Trump’ın mevcut durumuna dikkat çekti. Fordo sığınağını havaya uçurma planıyla ilgili davası çöken Trump’ın, şimdi “kendini kurtarmak için” Pentagon’daki kendi Amerikalı istihbarat yetkililerine karşı koymak amacıyla daha fazla İsrail istihbaratı yayınlamaya hazırlandığını dile getirdi.

Elbit, Filistin yanlısı eylemcileri mahkum ettirmek için lobi yapmış

Okumaya Devam Et

Amerika

Trump’tan Güney Kore ve Japonya’dan sonra 12 yeni ülkeye tarife mektubu

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump; Malezya, Kazakistan, Tunus, Güney Afrika, Bosna Hersek, Endonezya, Bangladeş, Sırbistan, Kamboçya, Tayland, Laos ve Myanmar’a yönelik tarife oranlarını içeren mektupları yayımladı.

Trump, Truth Social sosyal medya hesabından, Güney Kore ve Japonya’nın ardından söz konusu 12 ülkeye yönelik tarife mektuplarını da paylaştı.

Mektuplarında bu ülkelere 1 Ağustos’tan itibaren uygulanacak tarife oranlarını bildiren Trump, herhangi bir misilleme durumunda bu oranların artacağını kaydetti.

Trump, mektuplarda “belki” düzeltmeler yapılabileceğini belirterek “Bu tarifeler, ülkenizle olan ilişkilerimize bağlı olarak yukarı ya da aşağı doğru değiştirilebilir” ifadesini kullandı.

Söz konusu mektuplarda Trump, uygulanacak tarife oranlarının; Malezya, Kazakistan ve Tunus için yüzde 25, Güney Afrika ve Bosna Hersek için yüzde 30, Endonezya için yüzde 32, Bangladeş ve Sırbistan için yüzde 35, Kamboçya ve Tayland için yüzde 36, Laos ile Burma için yüzde 40 olduğunu aktardı.

3 Anlaşma: İngiltere, Çin, Vietnam

Trump öncesinde, 1 Ağustos’tan itibaren Japonya ile Güney Kore’den ABD’ye gönderilen tüm ürünlere sektörel tarifelerden ayrı olarak yüzde 25 gümrük vergisi uygulanacağını da açıkladı.

Bu vergiler, Trump’ın 2 Nisan’daki “kurtuluş günü” açıklamasında duyurduğu ve küresel finans piyasalarında ciddi çalkantılara neden olan vergilerle hemen hemen aynıydı.

Karşılıklı gümrük vergileri bir hafta sonra 9 Temmuz’a ertelenmiş ve piyasalar istikrar kazanmıştı. Ancak o zamandan bu yana Beyaz Saray sadece üç ticaret anlaşması imzaladı: İngiltere, Çin ve Vietnam ile.

Japonya ve Günet Kore’ye sopa ve havuç

Beyaz Saray basın sekreteri Karoline Leavitt pazartesi günü yaptığı açıklamada, yeni gümrük vergilerinin 1 Ağustos’ta henüz anlaşma imzalamamış ülkelere uygulanacağını ve bu ülkelere ticaret müzakereleri için daha fazla zaman tanınacağını söyledi.

Trump’ın pazartesi günü yaptığı gümrük vergisi tehdidinin boyutu, uygulamanın ertelenmesine rağmen piyasaları baskı altına aldı. S&P 500 pazartesi günü %0,8 düşüşle kapandı. Japonya, Güney Kore ve Güney Afrika para birimleri ise ABD doları karşısında yaklaşık %1 değer kaybetti.

Trump, Truth Social platformunda yayınladığı mektuplarda, ABD’nin Japonya ve Güney Kore ile olan mal ticaret açığının “ekonomimiz ve hatta ulusal güvenliğimiz için büyük bir tehdit” olduğunu söyledi.

Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba ve Güney Kore Cumhurbaşkanı Lee Jae-myung’a hitaben yazdığı mektuplarda Trump, her iki ülkenin de misilleme olarak gümrük vergilerini artırması halinde “artırmayı seçtiğiniz rakam ne olursa olsun, bunu bizim uyguladığımız %25’e ekleyeceğiz” dedi.

Ancak, önerilen gümrük vergilerinin müzakere edilebileceğine işaret ederek, ülkelerin pazarlarını açması halinde “belki bir ayarlama yapmayı düşünebiliriz… Bu gümrük vergileri, ülkenizle ilişkilerimize bağlı olarak yukarı veya aşağı yönde değiştirilebilir” dedi.

Trump ayrıca pazartesi günü Endonezya, Malezya, Tayland, Kazakistan, Laos, Myanmar ve diğer bazı ülkelere karşı yüksek gümrük vergileri uygulayacağını duyurdu.

ABD, tüm ülkelerden yapılan ithalata bir dizi sektörel gümrük vergisi uygulamaktadır. Bunlar arasında otomobiller ve otomobil parçaları için yüzde 25, çelik ve alüminyum ithalatı için yüzde 50 gümrük vergisi bulunmaktadır.

Bir ABD yetkilisi, otomobiller ve metaller gibi halihazırda sektörel gümrük vergilerine tabi olan malların, Trump’ın açıkladığı yeni oranlardan etkilenmeyeceğini doğruladı.

Washington’da ayrıca, havacılık, ilaç, kereste, bakır, çip ve tüketici elektroniği gibi bir dizi başka mal ve sektöre gümrük vergisi getirilmesine yol açabilecek ulusal güvenlik soruşturmaları da bulunuyor.

Trump, son haftalarda Tokyo’ya yönelik söylemlerini sertleştirerek, bu önemli ticaret ortağını hedef aldı ve daha fazla Amerikan pirinci satın almayı reddettiği için “şımarık” olmakla suçladı.

ABD ve Japonya ticaret müzakerecileri arasında haftalarca süren müzakereler, Japonya’nın daha fazla ABD enerji ve tarım ürünü satın almasını da içeren, ticaretin çıkmaza girmesini önlemeye yönelik bir dizi öneri ile sonuçlandı. Ancak Tokyo, Trump’ın yüzde 25’lik otomobil gümrük vergilerinden tamamen muaf tutulmasını da talep etti.

Bu arada, Güney Kore ile ABD arasındaki ticaret müzakereleri, eski Güney Kore Cumhurbaşkanı Yoon Suk Yeol’un görevden alınmasının ardından Seul’de yaşanan siyasi kargaşa nedeniyle ertelendi.

AB müzakereleri

Ayrıca, Avrupa Birliği’nin bu hafta ABD ile müzakereler devam ederken gümrük vergilerini yüzde 10’da tutacak geçici bir ticaret anlaşması imzalaması bekleniyordu.

AB Ticaret Komiseri Maroš Šefčovič pazartesi günü üye ülkelere yaptığı açıklamada, iki tarafın araçlara uygulanan yüzde 25’lik gümrük vergisini düşürmek için planlar üzerinde çalıştığını, ancak çelik vergilerinin yüzde 50’den düşürüleceğine dair bir garanti olmadığını söyledi.

Müzakereler hakkında bilgi sahibi iki kişiye göre, iki tarafın araçlara uygulanan yüzde 25’lik gümrük vergisini düşürmek için planlar üzerinde çalıştığı, ancak çelik vergilerinin yüzde 50’den düşürüleceğine dair bir garanti olmadığı belirtildi.

Okumaya Devam Et

Amerika

Trump ile köprüleri atan Musk, Amerika Partisi’yle siyasete giriyor

Yayınlanma

Milyarder iş insanı Elon Musk, ‘Amerika’ adıyla yeni bir siyasi parti kurduğunu duyurdu. Musk, partinin amacının 2026 ara seçimlerinde kilit rol oynamak olduğunu belirtirken, ABD Başkanı Donald Trump bu hamleye sert tepki göstererek Musk’ı ‘tren enkazı’ olarak nitelendirdi.

SpaceX’in kurucusu ve milyarder iş insanı Elon Musk, “Amerika” adıyla yeni bir siyasi parti kurduğunu duyurdu.

Musk, kararın sosyal medya platformu X’te yaptığı anket sonucunda alındığını belirtti. Ankete katılan 1,3 milyon kullanıcının yüzde 65,4’ü yeni bir partiye “evet” derken, yüzde 34,6’sı karşı çıktı.

Musk yaptığı açıklamada, “İkiye bir oranla yeni bir siyasi parti istediğinizi söylediniz ve onu alacaksınız. Ülkemizin israf ve yolsuzluk nedeniyle iflas etmesi söz konusu olduğunda, bir demokraside değil, tek partili bir sistemde yaşadığımız ortaya çıkıyor. Bugün Amerika Partisi, size özgürlüğünüzü geri vermek için kuruldu,” ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump ise Musk’ın bu hamlesine kendi sosyal medya platformu Truth Social üzerinden sert tepki gösterdi.

Trump, “Elon Musk’ın son beş haftadır tamamen ‘yoldan çıkmasını’ ve adeta bir ‘tren enkazına’ dönüşmesini üzüntüyle izliyorum. Üçüncü partilerin ABD’de asla başarılı olamamasına rağmen bir parti kurmak istiyor. Üçüncü partilerin tek iyi olduğu şey, tam bir kargaşa ve kaos yaratmaktır,” dedi.

Trump ile yollar neden ayrıldı?

Musk’ın parti kurma hamlesi, bir zamanlar müttefik olduğu Donald Trump ile ilişkilerinin kopmasının beraberinde geldi.

Musk, Trump’ın seçim kampanyasına 250 milyon dolardan fazla harcama yapmış ve zaferinin ardından özel olarak oluşturulan Hükümet Verimliliği Dairesi’nin başına geçmişti.

Ancak Bloomberg‘in haberine göre, Musk’ın elektrikli araçlar için 7,5 bin dolarlık sübvansiyonların ve yenilenebilir enerjiye yönelik diğer vergi teşviklerinin korunması yönündeki talepleri Beyaz Saray tarafından reddedildi.

Bu gelişmenin ardından Musk, Trump’a karşı açık bir medya kampanyası başlattı.

İkili arasındaki gerilim, Trump’ın vergileri azaltan ve kamu borcu tavanını 5 trilyon dolar artıran “büyük ve harika” olarak nitelendirdiği yasa tasarısıyla zirveye ulaştı.

Musk, bu yasanın bütçede 2,5 trilyon dolarlık bir açık yaratacağını ve borç yükünü ABD için taşınamaz hâle getireceğini savunuyordu. Yasa tasarısı 4 Temmuz’da nihai olarak kabul edildi.

Sosyal medyada sert atışma

Haziran başında Trump ve Musk, sosyal medya hesapları üzerinden kamuya açık bir kavgaya tutuştu. Trump, tasarruf etmenin en kolay yolunun Musk’ın şirketlerinin aldığı devlet ihalelerini ve teşviklerini kesmek olduğunu belirterek, milyarderi soruşturma ve ülkeden sınır dışı etme tehdidinde bulundu.

Buna karşılık Musk, insanlı Dragon uzay aracını hizmetten çekeceğini duyurdu ancak daha sonra bu kararından vazgeçti.

Ayrıca Trump’ın reşit olmayanların istismarıyla ilgili skandallara karıştığını ima eden paylaşımlar yapan Musk, kısa süre sonra özür dileyerek “bazı paylaşımlarından” pişmanlık duyduğunu belirtti.

Bloomberg‘e göre, başkanla yaşadığı bu çatışma nedeniyle Musk’ın serveti 34 milyar dolar azaldı.

Partinin hedefi ‘altın hisse’

Musk, yeni partinin 2026’daki ara seçimlere katılacağını ve Senato’da 2-3, Temsilciler Meclisi’nde ise 8-10 sandalye kazanmayı hedeflediğini açıkladı.

Musk’a göre bu sayılar, tartışmalı yasa tasarılarını engellemeye yetecek bir “altın hisse” anlamına gelecek.

Partinin programının ana hatları da belli oldu. Musk, X’te bir kullanıcının sorusuna verdiği yanıtta, parti programının kamu borcunu azaltma, silahlı kuvvetleri yapay zeka ve robot teknolojisiyle modernize etme, özellikle enerji alanında kuralsızlaştırma, ifade özgürlüğü, yüksek doğum oranlarını destekleme ve merkezci bir politika izleme gibi maddeleri içereceğini kaydetti.

Resmi başvurular yapıldı mı?

Musk’ın duyurusundan kısa bir süre sonra, 6 Temmuz’da Federal Seçim Komisyonunun internet sitesinde Amerika Partisi’nin tescili için bir form yayınlandı. Ancak bu başvurunun Musk veya ekibi tarafından yapılıp yapılmadığı belirsizliğini koruyor.

Aynı gün, “DOGE partisi”, “X partisi”, “Jüpiter partisi” gibi isimleri doğrudan veya dolaylı olarak Musk ile bağlantılı olan birkaç siyasi örgütün daha tescil formları yayınlandı.

Hatta “İşe Yaramaz Parti” adıyla bile bir başvuru bulunuyor. Kayıtlarda ayrıca Musk’ın Teksas’ın 1. bölgesinden Temsilciler Meclisi adayı olarak gösterildiği bir başvuru da yer alıyor, ancak bu başvuruların gerçekliği de teyit edilmiş değil.

ABD’de üçüncü partilerin şansı yok

ABD’de Cumhuriyetçiler ve Demokratlara meydan okuyabilecek üçüncü bir siyasi güç yaratma fikri yeni değil. 2025 itibarıyla ülkede eyalet düzeyindekilerle birlikte 50 ila 60 arasında parti bulunuyor ancak bu listede hiçbir başarı öyküsü yok.

Milyarder Ross Perot tarafından kurulan Reform Partisi, 1992 ve 1996 başkanlık seçimlerinde sırasıyla 20 milyon ve 10 milyon oy almasına rağmen Cumhuriyetçi adaylar için oyları bölmekten öteye gidemedi.

Yine de yeni bir siyasi güce olan talep, istikrarsız da olsa devam ediyor.

Gallup’un 2024 sonbaharında yaptığı bir araştırmaya göre, Amerikalıların yüzde 58’i üçüncü bir partinin kurulmasını onaylıyor. Ancak 2023’te yapılan aynı ankette bu oran yüzde 63 seviyesindeydi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English