Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Orbán ile Meloni Roma’da bir araya geldi

Yayınlanma

Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ile bir araya geldi. Macar lider, çoğunluk ülkelerinin AB’nin üst düzey görevlerinin paylaşımı konusundaki tartışmaları ele alma biçimine karşı çıktı ve bunun diğerlerini dışladığını söyledi.

Roma’daki toplantıda Orbán, “Avrupa’da bir çoğunluk ve muhalefet yaratılmasını ve üst düzey görevleri bölüşen bir koalisyonu kabul edemeyiz,” dedi.

Geçen hafta yapılan gayri resmi bir zirvede Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) “merkez sağ” Avrupa Halk Partisi (EPP), sosyalistler’ ve liberal Renew, bir sonraki AB üst düzey görevleri için bir isimler paketi önerdi.

Brüksel’deki koltuklar tartışma konusu

Bu haftaki görüşmeler için masada duran paket, görevdeki Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Avrupa Konseyi başkanlığı için eski Portekiz başbakanı António Costa ve bloğun en üst düzey diplomatlığı için Estonya Başbakanı Kaja Kallas’tan oluşuyor.

Orbán 2014’ten bu yana “anlaşmaların koruyucusu olması gereken” Komisyon’un, “hükümet gibi davranan bir aktör” haline geldiğini savundu ve “Üç parti çoğunluğu oluşturdu ve bir çoğunluk ve bir muhalefetle hükümet gibi hareket etti. Aslında Avrupa böyle değildi: Avrupa, dışlamalara değil, büyük küçük herkesin dahil edilmesine dayanıyordu. Macaristan olarak bunu kabul edemeyiz,” dedi.

Meloni ise bu konuya odaklanmamayı tercih etti; fakat geçen hafta, “bazılarının vatandaşların işaretinin ne olduğunu ve öncelikler konusundaki değişimin ne olması gerektiğini düşünmeden” üst düzey görevler için isimler ortaya atmasını “gerçeküstü” olarak nitelendirmişti.

Fidesz ECR’ye katılmayacak

Meloni konuşmasında Roma ve Budapeşte arasındaki yakın ilişkilere ve bu ilişkilerin daha da güçlendirilmesi ihtiyacına vurgu yaptı.

Meloni, “Macaristan bizim için önemli bir Avrupalı ortak, NATO içinde bile değerli bir müttefik… Son aylarda siyasi diyaloğumuzun yoğunlaşmasından ve ekonomik ilişkilerimizin güçlenmesinden büyük memnuniyet duyuyorum,” dedi.

Bununla birlikte, “Roma ve Budapeşte arasındaki ikili ilişkilerin mükemmel durumuna” rağmen, iki lider Orbán’ın partisi Fidesz’in AP’deki Avrupa Muhafazakârları ve Reformistleri (ECR) grubuna katılması konusunun kesin olarak kapandığını açıkça belirttiler.

“Parti meselelerini görüşmedik çünkü pazartesi günü Brüksel’de bu konuyu zaten karara bağladık. Ulusal politikalar izlediğimizi ve Macaristan karşıtı bir Rumen partisini içeren bir siyasi ailenin parçası olamayacağımızı açıkça belirttik,” diyen Orbán, geçen hafta ECR’ye katılan Romanya partisi AUR’a atıfta bulundu.

Roma ile Budapeşte’dan “göç” ortaklığı

ECR ayrıca, gruba katılmanın ön koşulu olarak Fidesz’den “Ukrayna davasını desteklediğini” ifade eden resmi bir yazılı açıklama talep etmişti.

Meloni, “Ukrayna’daki çatışmayı da görüştük. Pozisyonlarımızın her zaman örtüşmediğini çok iyi biliyoruz, bu nedenle Macaristan’ın şimdiye kadarki duruşunu takdir ettiğimi ifade etmek istiyorum… tam olarak aynı fikirde olmasa bile diğer üye devletlerin ve müttefiklerin çok önemli kararlar almasına izin verdi,” dedi.

İtalyan lider ayrıca Macaristan’ın yaklaşan AB dönem başkanlığındaki önceliklerini, özellikle de Avrupa’nın demografik sorununu ve göçü ele almasını övdü.

İki lider, “üye ülkelerin çoğunluğu tarafından imzalanan ve gelecekte bu yaklaşımın benimsenmesini talep eden bir mektubun konusu olan” İtalya-Arnavutluk protokolünden başlayarak göç akımlarının yönetilmesinde yeni biçim ve çözümlerin denenmesinin önemini vurguladılar.

DİPLOMASİ

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

Yayınlanma

Çin bankaları, Rusya ile ticarette yeni kontroller uygulayarak Hindistan, BAE ve Hong Kong üzerinden yapılan ödemelerde ‘Rusya bağlantısı’ tespit etmeye odaklanıyor.

İzvestiya gazetesine konuşan iş dünyası temsilcileri, Çin bankalarının Hindistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Hong Kong’dan gelen ödemelerdeki “Rusya bağlantısını” tespit etmeye yönelik kontrolleri sıkılaştırdığını ifade etti.

Impaya Rus şirketinin ticari direktörü Aleksey Razumovskiy, ödeme işlemlerinin giderek zorlaştığını belirtti.

Razumovskiy’e göre, Çin bankaları artık nakliye belgelerini analiz ederek malların kimlere, nerelere ve hangi amaçla gönderildiğini detaylı bir şekilde inceliyor.

Daha önce Türkiye ve Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri üzerinden yapılan transferlerde uygulanan bu tür gelişmiş kontroller, artık diğer ülkelere de genişletilmiş durumda.

Opora Rusya’nın Çin Temsilcisi İlona Gorşeneva-Dolunts, Çin bankalarının, ödeme yapılan ülkeden gelen malların yine o ülkeye gönderilmesi şartını koştuğunu doğruladı.

Dış ticaret uzmanı ve Atvira Genel Müdürü Yekaterina Kiseviç de bu kontrollerin sıkılaştırılmasının amacının, Çin bankalarının ikincil yaptırımlara maruz kalmaktan kaçınması olduğunu dile getirdi.

First Group CEO’su Aleksey Poroşin, Çin bankalarının ödeme süreçlerini sıkılaştırmasının geçmişe dayandığını hatırlattı.

Poroşin, Donald Trump’ın başkanlığı döneminde başlatılan ticaret savaşı politikalarının hala etkili olduğunu ve Çin bankalarının yeni yaptırım riskleriyle karşılaşmamak için ihtiyatlı davrandığını belirtti. Ayrıca, mevcut durumun 2025 yılına kadar düzelmeyeceğini öngördü.

Alternatif ödeme yöntemleri var mı?

Poroşin’e göre, Çin’e ödeme göndermek için hâlâ bazı alternatifler mevcut. Bölgesel Rus bankalarından Çin bankalarına doğrudan transferler yapılabiliyor.

Bunun yanında, Malezya ve Endonezya üzerinden gerçekleştirilen ödemeler de seçenekler arasında yer alıyor.

Kiseviç, en güvenli ve hızlı yöntemin, Rus bankalarının Çin’deki şubeleri aracılığıyla doğrudan ödeme yapmak olduğunu ifade etti.

Ancak Kiseviç bunun için, Çin’deki karşı tarafların bu bankalarda hesap açması gerektiğini belirtti. Böyle bir durumda, ödemelerin genellikle 2 ila 3 gün içinde tedarikçilere ulaştığını ve bankanın transfer için yüzde 4 oranında sabit komisyon aldığını ekledi.

Çin bankalarının Rus şirketlerine yönelik bu tür sıkı kontroller uygulamaya başlaması, 2022’de Ukrayna’daki savaş nedeniyle devreye alınan yaptırımlarla alakalı.

2023’ün sonlarından itibaren, “dost ülkelerin” bankaları da ABD Başkanı Joe Biden’ın nedeniyle Rusya ile olan işbirliklerine yeni tedbirler getirdi.

Bu yıl ise, ABD’nin yaptırımları daha da genişletilerek, bankalar dahil olmak üzere tüm Rusya bağlantılı kuruluşları savunma sanayii kapsamında değerlendirilmeye başlandı.

Çin-Rusya ödemeler sorunu

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Britanya Başbakanı Starmer yatırım çekmek için Körfez’i ziyaret edecek

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın önümüzdeki ay Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne seyahat edeceği bilgisini veren bir kaynak çarşamba günü Reuters’a yaptığı açıklamada, Britanya’nın zengin Körfez ülkeleriyle bağlarını derinleştirmeye çalıştığını söyledi.

Starmer’ın BAE seyahat planları hakkında bilgi veren bir başka kaynak da BAE ziyaretini doğruladı.

Kaynak, Londra’nın BAE’nin enerji projeleri de dahil olmak üzere Körfez ülkelerinden yatırım çekmeyi umduğunu söyledi. Starmer’ın Gazze, İsrail ve Lübnan’daki çatışmalar da dahil olmak üzere bölgesel konuları da ele alması bekleniyor.

Gezi, İşçi Partisi’nin temmuz ayında iktidara gelmesinden bu yana Starmer’ın Körfez’e yaptığı ilk ziyaret olacak.

Starmer hükümeti, BAE ile önceki Muhafazakâr hükümet döneminde, kısmen bazı Muhafazakâr parlamenterlerin BAE bağlantılı Telegraph gazetesini satın alma teklifi gibi İngiltere’deki BAE yatırımlarına karşı çıkması nedeniyle gerilen ilişkileri onarmaya çalışıyor.

Starmer’ın ziyareti ilk olarak çarşamba günü Financial Times tarafından, planları hakkında bilgi sahibi olan kişilere dayandırılarak duyuruldu.

Gazete Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın önümüzdeki yıl Londra’yı ziyaret edebileceğini fakat seyahat planlarının henüz kesinleşmediğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Tamim bin Hamad Es-Sani 3-4 Aralık tarihleri arasında Britanya’yı ziyaret edecek ve Buckingham Sarayında Kral Charles ve Kraliçe Camilla tarafından ağırlanacak.

Birleşik Krallık’ın bakanları ayrıca Bahreyn, Kuveyt, Umman, Katar, Suudi Arabistan ve BAE’den oluşan Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ile serbest ticaret anlaşmasına yönelik müzakereleri ilerletmek amacıyla eylül ayında Körfez’i ziyaret etmişti.

Birleşik Krallık İş ve Ticaret Bakanlığı, KİK ile yapılacak bir serbest ticaret anlaşmasının Britanya ekonomisine uzun vadede 1,6 milyar pound (2,10 milyar dolar) katkı sağlayacağını tahmin ediyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

UCM’den Netanyahu’ya tutuklama emri

Yayınlanma

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Gazze’de savaş suçu ı̇şledikleri gerekçesiyle İsrail Başbakanı Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.

İsrail ve ABD’nin yaptırım ve tehditlerine rağmen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında tutuklama emri çıkardı.  Mahkeme, İsrail’in Filistinlilere karşı işlediği savaş suçları ve insanlığa karşı suçlarla ilgili ezici deliller doğrultusunda harekete geçerek bu kararı aldı. Netanyahu ve Gallant’a yöneltilen suçların arasında açlığı silah olarak kullanmaktan suçlu bulunduklarını da belirtildi. Mahkeme bu suçlamaların, “makul temellere” dayandığını söyledi.

“İsrailli yetkililer hakkında yakalama kararı almaması UCM’nin sonunu getirebilir”

İsrail, mahkemenin kendisiyle ilgili soruşturmaları engellemek amacıyla istihbarat teşkikatı Mossad’ı gözetlemek, hacklemek, baskı yapmak, karalamak ve iddiaya göre üst düzey UCM personelini tehdit etmek için devreye sokmuştu. Uluslararası basına da yansıyan UCM yetkililerinin de bir kısmını kamuoyuna duyurduğu bu baskılar sonuç vermedi.

UCM, İsrail’in kararı ya da mahkemeyi tanımasının bir önemi olmadığını belirtti.

Mahkeme, bunun yanında Hamas lideri Muhammed Diab İbrahim Al-Masr için de bir tutuklama emri çıkardı.

İsrail, UCM savcısı Khan’ı da tehdit etmiş

Bu kararın İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını engellemesi veya ABD’nin bu saldırılara verdiği desteği azaltması beklenmiyor. Ancak karar sonrası Avrupa ülkelerinin İsrail’e verdikleri destek konusunda daha fazla iç bölünme yaşamaları muhtemel.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English