Bizi Takip Edin

Diplomasi

Peru Chancay Limanı, Çin’in Kuşak Yol’u için de yeni fırsatlar açacak

Yayınlanma

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Peru Devlet Başkanı Dina Boluarte perşembe günü Peru’nun Chancay kentinde dev bir limanın açılışını online olarak yaparak 3,6 milyar dolar yatırım çekmesi beklenen ve Çin’den Pasifik Okyanusu üzerinden Güney Amerika’ya doğrudan bir rota oluşturacak bir altyapı projesini kutladılar.

Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği forumu ve Xi’nin Başkan Joe Biden ile yapacağı son toplantı öncesinde gerçekleşen liman açılışı, bir zamanlar ekonomik fırsatlar için öncelikle ABD’ye bakan bir bölgede Çin’in artan etkisinin altını çiziyor.

Xi, Peru’ya varışından önce El Peruano gazetesinde yayınlanan başyazısında “Çin, Perulu dostlarımızla tek yürek ve aynı hedefle el ele çalışmaya ve dostluğumuzun gemisini daha da parlak bir geleceğe doğru yönlendirmeye hazırdır” diye yazdı .

Çin lideri mega limanın açılış töreninde yaptığı konuşmada projeyi “Kuşak ve Yol Girişimi himayesinde Çin-Peru işbirliğinin başarılı bir örneği” olarak övdü.

Xi, yatırımın Çin ve Latin Amerika arasında yeni bir deniz koridoru oluşturacağını, “büyük İnka yolu ile deniz İpek Yolu’nu birbirine bağlayarak Peru ve bölgedeki diğer uluslar için ortak refahın yolunu açacağını” söyledi.

Çin lideri, “2,000 yıldan daha uzun bir süre önce Çinli atalarımız Pasifik boyunca yelken açarak Deniz İpek Yolu’nu oluşturdular ve Doğu ile Batı’yı birbirine bağladılar. Perulu İnka halkı 500 yılı aşkın bir süre önce dağları ve vadileri korkusuzca aşarak And Dağlarını kuzeyden güneye kat eden İnka Yolu’nu inşa etti” dedi ve şöyle devam etti:

“Bugün Chancay Limanı modern İnka Yolu için yeni bir başlangıç noktası haline geliyor. Chancay’dan Şanghay’a, Peru’daki Kuşak ve Yol girişimi kapsamında sadece yeni bir gelişmeye değil, aynı zamanda yeni bir çağ için yeni bir kara-deniz geçidinin doğuşuna tanık oluyoruz.”

Çin lideri ayrıca proje ortaklarını ulaşım kapasitesini artırmaya, hizmetleri iyileştirmeye ve Güney Amerika ile Çin arasındaki bağlantıları güçlendirmeye çağırdı.

Peru lideri Boluarte bu projeyi kıtayı Asya’ya bağlayan potansiyel bir “sinir merkezi ” olarak nitelendirdi ve bunun yılda 8,000 kişiye istihdam ve 4.5 milyar dolarlık ekonomik faaliyet yaratabileceğini söyledi.

Çinli şirketler derin su limanı projesinin neredeyse her aşamasında yer alıyor. Yüksek teknolojili lojistik merkezi, 2019 yılında projeye yüzde 60 hisse almak için 1,3 milyar dolar yatırım yapan Çinli nakliye devi Cosco tarafından işletilecek. Çin devlet medyası, tamamlanmış projenin toplam maliyetinin 3,6 milyar dolar kadar olduğunu tahmin ediyor.

Sadece küçük gemileri elleçleyecek bir liman inşa eden ilk aşamanın bu ay faaliyete geçmesi bekleniyor.

Otomatik kargo vinçleri Shanghai Zhenhua Heavy Industries tarafından tedarik ediliyor. Çinli şirketler tarafından üretilen elektrikli sürücüsüz kamyonlar ise konteyner ve kargoları taşımak için kullanılacak. Bu arada Kongre müfettişleri bu Çinli şirketin ABD limanları için güvenlik riski oluşturduğunu iddia etmişti.

ABD tedirgin

Çin’in bölgede artan etkisinden endişe duyan ABD, Peru’nun Çin askeri gemileri tarafından kıtada bir dayanak noktası olarak kullanılabileceğini öne sürdü.

Kısa bir süre önce emekli olan ABD Güney Komutanlığı eski başkanı General Laura J. Richardson, Financial Times’a verdiği bir röportajda Chancay’in Çin donanmasına ait savaş gemilerine ev sahipliği yapabileceğini söylemişti. Pekin yönetimi projenin ticari çıkarlar dışında bir amacı olduğunu reddetti.

Washington Post’a konuşan, Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin Amerika Programı Direktörü Ryan Berg, “Çinliler ille de büyük bir gösteri yapmak ve orada bir savaş gemisi konuşlandırmakla ilgilenmiyorlar, ancak bunun bir seçenek olduğunu bilmek istiyorlar” dedi.

Liman, kıtanın Çin ile giderek güçlenen bağlarını vurguluyor.

Çin’in Latin Amerika’daki yatırımları, madencilik ve diğer maden çıkarma endüstrilerinin ötesine geçerek hızla gelişiyor.

Peru bölgesel merkez olabilir

Bu arada Peru kamuoyu, bölgeye yatırım çekecek bir yüksek teknoloji merkezi olasılığını memnuniyetle karşıladı.

Tamamlandığında limanın 15 rıhtımı, Güney Amerika’da Panama Kanalı’ndan geçemeyecek büyüklükteki taşıyıcı gemilere ev sahipliği yapabilecek ilk yer olacak.

Çinli araştırmacılar, bu rotanın maliyetleri düşüreceğini ve sefer sürelerini 10 ila 20 gün kısaltarak bölgedeki diğer merkezlerden iş çekeceğini söyledi.

Ayrıca Peru’yu yeni ihracat pazarları ve hatta kıtada fabrika kuracak yerler arayan Çinli şirketler için cazip bir yer haline getirebilir. Haziran ayında Çin’e yaptığı bir ziyarette Boluarte, Çinli elektrikli otomobil devi BYD’nin ülkede bir montaj tesisi kurmayı düşünmesinin nedeni olarak Chancay’i gösterdi.

Peru liman otoritesi bu yıl Cosco’nun yatırım anlaşmasının şartlarını değiştirmeye çalıştı ve Çinli firmaya liman üzerinde 30 yıl boyunca münhasır işletme hakkı vermeyi kabul ederken “idari bir hata ” yapıldığını öne sürdü. Dava, Boluarte’nin Xi ile görüşmek üzere Çin’e gitmesinden günler önce haziran ayında düştü.

Chancay, Xi tarafından 2013 yılında başlatılan ulaşım ve teknoloji altyapısı inşa etmeye yönelik 1 trilyon dolarlık bir plan olan Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında 40’tan fazla limandan oluşan genişleyen bir küresel ağa katılacak.

Xi ve Boluarte’nin ayrıca genişletilmiş bir serbest ticaret anlaşması imzalaması bekleniyor. Çin on yıldır Peru’nun en büyük ticaret ortağı konumunda. İki ülke geçen yıl 36 milyar dolarlık mal ticareti yaparken, Peru’nun ABD ile ticareti 21 milyar dolardı.

Pekin için liman, Peru ve komşu ülkelerdeki bir dizi mevcut yatırımı bir araya getirmeyi vaat ediyor.

Çin, Chancay’ı Latin Amerika’daki en büyük ticaret ortağı olan Brezilya’ya bağlayan bir demiryolu hattı inşa etmeyi hedefliyor ve Çinli firmalar Lima’nın elektrik dağıtımını devralma sürecinde.

Peru madencilik sektöründeki Çin yatırımlarının toplamı 11.4 milyar dolar. Bunun büyük bir kısmı elektronik ve temiz enerji teknolojilerinin üretimi için gerekli olan bakıra erişimi güvence altına almaya odaklanmış durumda.

Dünyadaki bakır rafinasyonunun neredeyse tamamı Çin’de gerçekleştiğinden, Chancay limanı Pekin’in Güney Amerika’nın ikinci en büyük ham bakır üreticisindeki madenlere erişimini geliştirmesine yardımcı olacak.

Diplomasi

Aliyev, Moskova’daki Zafer Günü törenine katılmaktan vazgeçti

Yayınlanma

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Moskova’da düzenlenecek Zafer Günü törenlerine katılımını son anda iptal etti. Rusya, Aliyev’in iç programları gerekçe gösterdiğini belirtirken, bu kararın iki ülke arasındaki son dönemdeki gergin ilişkilerle alakalı olduğu düşünülüyor.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Moskova’da düzenlenecek 80. Zafer Günü kutlamalarına katılımını son anda iptal etti.

Aliyev’in, İkinci Dünya Savaşı’nda kazanılan zaferin 80. yıl dönümü münasebetiyle Moskova’da yapılacak törenlerde yer alması bekleniyordu.

Rusya Devlet Başkanı Yardımcısı Yuriy Uşakov, Aliyev’in ziyaretini iptal ettiğini duyurdu. TASS ajansının haberine göre Uşakov, Aliyev’in iptal gerekçesini açıklarken, “Heydar Aliyev’e adanmış iç etkinliklere katılması gerektiğini belirttiler,” dedi.

Moskova ziyaretini iptal eden diğer lider ise Laos Devlet Başkanı Thongloun Sisoulith oldu.

Uşakov, Laos liderinin koronavirüse yakalandığını söyledi. Thongloun Sisoulith yerine Laos’u Dışişleri Bakanı Thongsavanh Phomvihane temsil edecek.

Moskova’daki kutlamalara 20’den fazla yabancı devlet liderinin katılması bekleniyor.

Katılacak liderler arasında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Slovakya Başbakanı Robert Fico, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Vietnam Komünist Partisi Genel Sekreteri To Lam, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva ve Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić yer alıyor.

İlham Aliyev, en son on yıl önce, 2015 yılında Moskova’daki Zafer Geçidi’ne katılmıştı.

Bu yılın mart ayında, Azerbaycan ve Rusya devlet başkanlıkları, Aliyev’in Putin’in kutlama etkinliklerine katılım davetini kabul ettiğini doğrulamıştı.

Davetin kabul edilmesi, Moskova ile Bakü arasındaki ikili ilişkilerde gözle görülür bir soğuma yaşandığı döneme denk gelmişti.

Bu soğumanın temel nedeni, Aralık 2024’te Azerbaycan havayolu şirketi AZAL’a ait yolcu uçağının yaşadığı facia oldu.

Grozni semalarında Rus hava savunma sistemi tarafından vurulan uçak, Rusya’daki havalimanlarına acil iniş izni verilmemesi üzerine Kazakistan’a yönelmiş ve Aktau yakınlarında düşmüştü.

Kazada 38 kişi hayatını kaybetmişti. Aliyev, olayın ardından Rus tarafını olayı örtbas etmeye çalışmakla ve “saçma sapan anlatılarla” saldırı gerçeğini gizlemeye çalışmakla suçlamıştı.

Azerbaycan, uçak kazası nedeniyle Rusya’ya dava açacak

Okumaya Devam Et

Diplomasi

AB, Rusya’yı kimyasal silah kullanmakla suçladı

Yayınlanma

Avrupa Konseyi, Rusya’yı Ukrayna’da savaş yöntemi olarak CS göz yaşartıcı gazı kullanmakla ilk kez resmen suçlayan yeni bir yaptırım düzenlemesi hazırladı. Suçlama, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) raporlarına dayanıyor. AB, Rusya Savunma Bakanlığı’na bağlı ilgili birimleri yaptırım listesine eklemeyi planlıyor.

Avrupa Birliği (AB) Konseyi, Rusya’yı Ukrayna topraklarında savaş yöntemi olarak CS göz yaşartıcı gazı kullanmakla ilk kez resmen suçlayan yeni bir yaptırım düzenlemesi hazırladı.

Radio Svoboda’nın aktardığına göre, bu düzenleme Rusya’ya yönelik resmi bir kimyasal silah kullanım suçlaması içeriyor.

AB’nin bu sonuca varması, Ukrayna’nın talebi üzerine Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (OPCW) tarafından Kasım 2024 ve Şubat 2025’te yayımlanan raporlara dayanıyor.

Söz konusu raporlar, “Dnipropetrovsk oblastında bulunan Maryivka ve İlyinka yerleşim yerleri civarında CS gazı kullanım vakalarının yaşandığını” iddia ediyor.

Ukrayna Savunma Bakanlığı da “CS kapsüllerinin sadece bombalarda değil, Rusya ordusunun Ukrayna topraklarına yönelik saldırılarda yoğun olarak kullandığı Şahid tipi insansız hava araçlarının içinde de bulunduğunu” öne sürüyor.

Avrupa Konseyi, yaptırım düzenlemesinin gerekçesinde, “Durumun ciddiyeti, Rusya’nın belgelenmiş göz yaşartıcı madde kullanımı hakkında güvenilir bir açıklama yapmaması ve kimyasal silah kullanımına yönelik küresel yasağı güçlendirme amacıyla, Avrupa Birliği, OPCW’yi bu maddelerin savaş yöntemi olarak kullanıldığı belgelenmiş vakaların atfedilmesini hızla gerçekleştirmeye çağırıyor,” ifadelerini kullandı.

Yaptırım taslağına göre, kısıtlamalara tabi tutulacak kişi ve kuruluşların güncellenmiş listesine, Rusya Savunma Bakanlığı’nın kimyasal silahlarla doğrudan ilişkili birimleri dahil edilecek.

Bu birimler arasında Radyasyon, Kimyasal ve Biyolojik Koruma Birlikleri ile zehirli maddelerin geliştirilmesinde ve olası kullanımında yer alan 27. ve 33. araştırma merkezleri bulunuyor.

CS göz yaşartıcı gaz, aynı zamanda “Leylak” kod adıyla da biliniyor. Bu gaz, gözlerde, ciltte ve solunum yollarında akut tahrişe neden olarak geçici yön kaybına ve boğulma hissine yol açıyor.

Gaz, resmen toplumsal olayları bastırmak için kullanılan ölümcül olmayan bir araç olarak kabul edilse ve birçok ülkede kolluk kuvvetlerinin envanterinde bulunsa da, savaş koşullarında kullanılması Kimyasal Silahların Yasaklanması Sözleşmesi hükümlerini doğrudan ihlal ediyor.

Rus General İgor Kirillov’un ölümü

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Ukrayna’nın devlet borcu GSYİH’nin yüzde 100’üne yaklaştı

Yayınlanma

Ukrayna Maliye Bakanı Sergey Marçenko, ülkenin devlet borcunun GSYİH’nin yüzde 100’üne yaklaştığını ve bazı borçların ortaklara 30 yıl boyunca geri ödenmeyeceğini açıkladı. Marçenko, Ukrayna’nın Batılı ortakların mali desteği olmadan ayakta kalamayacağını vurguladı.

Ukrayna Maliye Bakanı Sergey Marçenko, ülkenin devlet borcunun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH)’nın yüzde 100’üne yaklaştığını ve bazı borçların ortaklara 30 yıl boyunca geri ödenmeyeceğini belirtti.

Ülke parlamentosunun televizyon kanalında açıklamalarda bulunan Marçenko, Rusya’nın askeri müdahalesi başlamadan önce Ukrayna’nın borç/GSYİH oranının yüzde 55 olduğunu açıkladı.

Bakan, biriken devlet borcu miktarının önemli olduğunu ancak ortaklardan alınan borçların çoğunun imtiyazlı koşullarda sağlandığını da ekledi.

Bu nedenle Marçenko, fonların önümüzdeki on yıllarda geri ödenmesi gerekmeyeceğini kaydetti.

Maliye Bakanı, “Mesele şu ki, önümüzdeki, tabiri caizse, 30 yıl içinde bu borçları geri ödemeyeceğiz,” ifadelerini kullandı.

Bakan, “Elbette, borç servisi söz konusu, ancak borç servisi oranı ya imtiyazlı ya da ortaklar borç yükümlülüklerinin faizlerini kendi bütçelerinden ödeme kararı alıyorlar,” diye ekledi.

Marçenko, şu anda borcun Kiev için büyük bir yük olarak görülmediğini de sözlerine ekledi.

Bununla birlikte Bakan, Ukrayna’daki çatışmaların yakın gelecekte sona erip ermeyeceğinden bağımsız olarak, batılı ortakların mali desteği olmadan Ukrayna’nın tek başına başa çıkamayacağını kabul etti.

Marçenko, “Ortakların, Ukrayna’daki olayların herhangi bir gelişim senaryosunda ek finansman kaynaklarına ihtiyacımız olduğunu anlamaları için çalışıyoruz,” dedi.

Bakan, “Ve herhangi bir senaryoda, durum şu anki savaş hâlinde olsa da barışçıl bir varoluş olsa da, durumu kendi başımıza sürdüremeyiz,” diyerek sözlerini tamamladı.

Ukrayna Maliye Bakanlığı verilerine göre, ülkenin en büyük dış kreditörü Avrupa Birliği. Ocak ayında Ukrayna’nın AB’ye 44 milyar dolar borcu bulunuyordu (yıllık yüzde 34 artış).

Kiev’in ikinci en büyük kreditörü ise Dünya Bankası. Ocak ayı itibarıyla Dünya Bankası’na olan borç 22,6 milyar dolardı (2024’te yüzde 65 artış).

O dönemde Ukrayna’nın toplam devlet borcu 6,9 trilyon grivna (yaklaşık 167 milyar dolar) veya ülkenin GSYİH’sinin yüzde 92’siydi.

Buna göre, devlet borcundaki AB payı yüzde 27, Dünya Bankası payı yüzde 14. Yüzde 11’i ise Uluslararası Para Fonu (IMF)’na ait. Toplamda bu, devlet borcunun yüzde 52’sini oluşturuyor. Ukrayna’nın 2024 yılı GSYİH’si 189 milyar dolar olarak tahmin ediliyordu.

Strana gazetesinin haberine göre, IMF’nin tahminine göre devlet borcu 2025 yılı sonuna kadar Ukrayna’nın GSYİH’sini aşacak.

Bu yıl yüzde 106,6’ya, gelecek yıl yüzde 107,6’ya ulaşacak ve 2027’de yüzde 102,6’ya biraz düşecek.

Fonun verilerine göre, GSYİH hacmine kıyasla daha yüksek devlet borcu dünyada istisnai bir durum değil.

Örneğin, 2023 yılında ABD’de (yüzde 112), Japonya’da (yüzde 205), Yunanistan’da (yüzde 184) ve Sudan’da (yüzde 252—en yüksek oran) devlet borcu GSYİH’nin yüzde 100’ünü aştı.

Ukrayna’nın temerrüde düşmesine ramak kaldı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English