Bizi Takip Edin

Diplomasi

Putin ve Katar Emiri, Moskova’da Suriye ve Gazze’yi görüştü

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad es-Sani, bugün Moskova’da bir araya geldi. Görüşmede, Suriye’deki HTŞ yönetiminin yeni lideri Ahmed eş-Şaraa’nın Moskova ile ilişki kurma isteği, Gazze’deki durum ve Ukrayna savaşı ele alındı. Putin, Suriye’nin egemenliğinin korunması gerektiğini vurgularken, Katar Emiri Gazze’deki ateşkesin İsrail tarafından ihlal edildiğini belirtti.

Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad es-Sani, bugün Moskova’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmede, Suriye’nin yeni liderinin Moskova ile ilişkiler kurmaya istekli olduğunu belirtti.

Katar Emiri, Kremlin’deki görüşmede Putin’e hitaben, “Suriye konusuna gelince, birkaç gün önce Devlet Başkanı (HTŞ yönetiminin lideri Ahmed) eş-Şaraa Katar’daydı ve kendisiyle Suriye ile Rusya arasındaki tarihi ve stratejik ilişki hakkında konuştuk. İki ülke arasında karşılıklı saygıya dayalı bir ilişki kurmaya istekli,” ifadelerini kullandı.

Putin ise son haftalarda mezhepçi şiddet olaylarıyla sarsılan Suriye’deki durumun gelişiminin ciddi önem taşıdığını belirtti.

Putin, Katar Emiri’ne yönelik olarak, “Suriye’nin öncelikle egemen, bağımsız ve toprak bütünlüğüne sahip bir devlet olarak kalmasını sağlamak için her şeyi yapmak istiyoruz. Sizinle Suriye halkına insani yardım da dahil olmak üzere yardım sağlama olasılığını görüşmek istiyoruz,” dedi.

Putin sözlerine, “Orada siyasi, güvenlik ve tamamen ekonomik olmak üzere pek çok sorun var,” diyerek devam etti.

İki lider ayrıca Gazze’deki durumu da ele aldı.

Katar, ocak ayında İsrail ile Hamas arasında üç aşamalı bir ateşkes anlaşmasına aracılık etmede kilit rol oynamıştı.

İsrail’in mart ayında bölgedeki saldırılarını yeniden başlatmasının ardından ateşkesi yeniden sağlama amaçlı görüşmelerde henüz bir ilerleme kaydedilemedi.

Şeyh Temim, “Birkaç ay önce Gazze ile ilgili bir anlaşmaya vardık ancak İsrail anlaşmaya uymadı,” diye konuştu.

Katar Emiri, “Doha, arabulucu rolüyle, Filistin halkının acılarına son verecek bir anlaşmaya varmak amacıyla farklı bakış açıları arasında köprü kurmaya çalışacaktır,” diye ekledi.

Putin, Katar Emiri’ne hitaben, “Katar’ın İsrail-Filistin çatışmasını çözmek için çok ciddi çabalar sarf ettiğini biliyoruz. Maalesef, sizin de aralarında bulunduğunuz girişimler hayata geçirilmedi. Filistin’de sivil insanlar ölmeye devam ediyor ki bu günümüzün mutlak bir trajedisidir,” değerlendirmesini yaptı.

Taraflar, iki liderin Ukrayna’daki savaşı sona erdirme çabalarını da görüşeceğini belirtti.

Katar, Rusya ve Ukrayna arasında arabuluculuk yapmak için bir dizi girişimde bulunmuş ve savaş sırasında ailelerinden ayrı düşen her iki ülkeden çocukların geri gönderilmesine yardımcı olmuştu.

Diplomasi

Japonya ve ABD stratejik üste ‘nükleer caydırıcılık’ mesajı verdi

Yayınlanma

Japonya ve ABD, 5-6 Haziran tarihlerinde Louisiana’daki Barksdale Hava Üssü’nde “Genişletilmiş Caydırıcılık Diyaloğu” gerçekleştirdi.

Yıllık nükleer güç gösterisinde, ABD hükümet yetkilileri Japon mevkidaşlarına Louisiana’daki bir hava üssünde B-52 stratejik bombardıman uçaklarından oluşan bir filoyu gösterdi.

Donald Trump’ın ikinci yönetiminin ilk Genişletilmiş Caydırıcılık Diyaloğu, geçen perşembe ve cuma günü Hava Kuvvetleri Küresel Saldırı Komutanlığı’nın merkezi olan Barksdale Hava Üssü’nde gerçekleştirildi. Ziyaretin fotoğrafları pazartesi günü yayınlandı.

Louisiana’daki küresel saldırı komutanlığı, B-52, B-1 ve B-2 kanatları da dahil olmak üzere Hava Kuvvetleri’nin tüm bombardıman güçlerini denetliyor. Stratejik bombardıman uçağı, nükleer üçlüden en esnek olanı ve düşmanların yakınına konuşlandırıldığında en görünür caydırıcı unsur.

2022’den bu yana müttefikler, Çin, Rusya ve Kuzey Kore gibi düşman ilan ettikleri ülkelere karşı ABD’nin nükleer şemsiyesini göstermek amacıyla, Amerika’nın deniz, hava ve kara tabanlı nükleer üçlüsünün kilit noktalarında diyalog toplantıları düzenliyor.

Trump’ın ikinci döneminde bu geleneğin devam etmesi, Japon tarafına genişletilmiş caydırıcılığın öneminin değişmediğine dair güvence verdi.

Stratejik noktalara yapılan ziyaretler, 2022 Haziranındaki diyalog sırasında Georgia’daki Kings Bay Denizaltı Üssü’nde Ohio sınıfı balistik füze denizaltısı (SSBN) USS Maryland’ın teftişiyle başladı.

Ertesi yıl Japonlar, Missouri’deki Whiteman Hava Üssü’nde B-2 hayalet bombardıman uçağını yakından inceledi.

Geçen yıl Japonlar, Wyoming’deki Francis E. Warren Hava Üssü’nde bazı kıtalararası balistik füzeleri gözlemleyerek nükleer füze fırlatma öncesindeki özel prosedürler hakkında bilgi aldı.

Japonya Dışişleri Bakanlığı’nın pazartesi günü yayınladığı basın açıklaması tek bir cümleden oluşuyordu: “Japonya ve ABD, 5-6 Haziran 2025 tarihlerinde Louisiana’daki Barksdale Hava Üssü’nde Genişletilmiş Caydırıcılık Diyaloğu gerçekleştirdi.”

Görüşmeler, 2010 yılında iki hükümet arasında resmi bir diyalog mekanizması olarak kuruldu ve düzenli olarak gerçekleştiriliyor. Amaç, nükleer araçlar da dahil olmak üzere caydırıcılık konusunda karşılıklı anlayış oluşturmak olarak ifade ediliyor.

Diyalogda, iki taraf genellikle bölgesel güvenlik ortamını tartışır ve ittifak savunma duruşu, nükleer ve füze savunma politikası, silah kontrolü ve risk azaltma konularında görüş alışverişinde bulunur.

Görüşmelere Japonya Dışişleri Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı yetkilileri ile Öz Savunma Kuvvetleri ve Japonya’nın Washington Büyükelçiliği mensupları katıldı. ABD tarafını ise Dışişleri Bakanlığı, Pentagon ve ordu yetkilileri temsil etti.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Durov: Fransa’da 7 metrekarelik penceresiz bir hücrede tutuldum

Yayınlanma

Telegram’ın kurucusu Pavel Durov, Amerikalı gazeteci Tucker Carlson’a verdiği röportajda, Fransa’da gözaltına alınma sürecini ve kendisine yöneltilen suçlamaları anlattı. Dört gün boyunca 7 metrekarelik penceresiz bir hücrede tutulduğunu belirten Durov, suçlamaların ‘saçma’ olduğunu ve Telegram’ın kullanıcı verilerini asla kötüye kullanmadığını vurguladı.

Telegram’ın kurucusu Pavel Durov, Amerikalı gazeteci Tucker Carlson’a verdiği ikinci mülakatta, ağustos ayında Fransa‘da gözaltına alınması ve hakkında açılan ceza davası hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Durov, dört gün boyunca iletişim kurmasına izin verilmeden tek kişilik bir hücrede tutulduğunu ve kendisine yöneltilen suçlamaları “saçma” bulduğunu belirtti.

Durov, 24 Ağustos’ta Paris’teki bir havalimanına indikten sonra gözaltına alındığını ve takip eden dört günü iletişim imkanı olmadan tek kişilik bir hücrede geçirdiğini söyledi.

Telefonuna el konulduğunu ve sadece avukat bulmasına yardımcı olan asistanıyla görüşebildiğini aktaran Durov, tutulduğu yeri, “7 metrekarelik, penceresiz, beton bir bloktu. Nevresimsiz, yastıksız, yoga matı gibi ince bir şiltesi olan dar bir yatak vardı. Sürekli yanıp sönen ışık da biraz rahatsız ediciydi,” sözleriyle tarif etti.

İş insanı, kilitli bir hücrede tutulmasına rağmen buranın bir hapishane veya tutukevi olmadığını ifade ederek, Fransa’nın “tutuklanmak için en beklenmedik yer” olduğunu kaydetti.

Gözaltı sürecinde strese dayanıklı olduğu için kendisiyle ilgilenebildiğini belirten Durov, “Ama orada kilitli kalıp annemin ne düşündüğünü düşünmek… Sonradan öğrendiğime göre çok endişelenmiş,” dedi.

Durov, iletişim kuramadığı için çocuklarıyla da konuşamadığını ve yakınlarının büyük bir endişe ve kafa karışıklığı yaşadığını da ekledi.

Durov, kendisine tam olarak neyle suçlandığını anlamadığını ifade etti. Gözaltına alındıktan sonra Fransız yetkililerin, Telegram’ın adli taleplere yanıt vermemesinden endişe duyduklarını söylediklerini aktardı.

Ancak Durov, bunun “doğru olmadığını” çünkü Telegram’ın Fransa’dan yasal olarak bağlayıcı hiçbir adli talep almadığını belirtti.

Daha sonra yasa dışı faaliyetlere iştirakle suçlandığını söyleyen Durov, Fransız makamlarının kendisini Telegram kullanılarak işlenen suçları önleyememekle itham ettiğini dile getirdi.

Bu durumu “saçma” olarak nitelendiren Durov, bunun, kendi ülkelerinin vatandaşları tarafından işlenen suçlar nedeniyle ABD Başkanı Donald Trump’ı veya Fransa lideri Emmanuel Macron’u tutuklamaya benzediğini savundu.

‘Telegram kullanıcı verilerini kötüye kullanmıyor’

Pavel Durov, Telegram yönetiminin, kullanıcıların kişisel verilerini kötüye kullanmaya gerek duymayan bir iş modeli geliştirdiğini ifade etti.

Telegram’ın, hedefli reklamcılık için kişisel verilerin çıkarılmasına dayalı yöntemler kullanmadan, ücretli abonelikler ve diğer yollarla başarılı bir şekilde para kazandığını söyledi.

Uygulamanın içeriği otomatik olarak önermediğini, bunun da platformu tarafsız ve özel kıldığını ve ifade özgürlüğünü desteklediğini belirten Durov, teknik olarak mümkün olmadığı için kişisel mesajlara erişimi kimseye vermediklerini vurguladı.

Durov, Telegram’ın yasal bir dayanak olmadan kişisel verileri asla ifşa etmediği konusunda güvence verdi.

WSJ: Fransa ve BAE istihbaratı, 2017’de Durov’un telefonunu hackledi

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Londra’da yapılan ABD-Çin ticaret görüşmeleri ikinci gününde

Yayınlanma

Çin ve ABD’nin üst düzey yetkililerinin, küresel ekonomiye şok dalgaları gönderen ticaret ve teknoloji konusunda yaşanan gerginliği yatıştırmak için yerel saatle salı sabahı Londra’da ikinci gün müzakerelerine başlaması bekleniyor. Gözler ABD-Çin ticaret görüşmeleri için düzenlenen ikinci turda.

Pazartesi günü yapılan ilk tur görüşmelerin ardından herhangi bir resmi açıklama yapılmadı ve görüşmeler anlaşma sağlanamadan sona erdi. Ancak her iki taraf da beklentileriyle ilgili sinyaller verdi.

ABD

Bir Beyaz Saray yetkilisi, görüşmelerin başlamasından kısa bir süre sonra, ABD’nin Pekin’in daha fazla nadir toprak mineralinin Amerikan pazarına sevk edilmesine izin vermesi karşılığında Çin’i hedef alan bazı ihracat kontrollerini hafifletmeye hazır olduğunu belirtti.

Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Kevin Hassett, CNBC’ye verdiği demeçte, “el sıkışmanın hemen ardından, ABD’nin tüm ihracat kontrolleri hafifletilecek ve nadir toprak elementleri büyük miktarlarda serbest bırakılacak, ardından daha küçük meseleleri müzakere etmeye devam edebileceğiz” dedi.

Wall Street Journal’ın konuyla ilgili kaynaklara dayandırdığı habere göre, ABD Başkanı Donald Trump, Londra görüşmeleri öncesinde Amerikan heyetine, Çin’e ileri teknoloji ve diğer ürünlerin satışına getirilen son kısıtlamaları müzakere etme yetkisi verdi.

Rapora göre, son ABD ihracat kontrolleri, Washington tarafından hiçbir zaman kamuoyuna duyurulmamış olsa da jet motorları ve ilgili parçaları, Çinli şirketlerin ileri mikroçipler üretmek için ihtiyaç duyduğu tasarım yazılımlarını ve plastik üretiminde kullanılan doğal gaz bileşeni etanı kapsıyor.

Çin

Pekin, geçen ay İsviçre’nin Cenevre kentinde yapılan ABD-Çin ticaret görüşmelerinin ardından müzakere ekibini değiştirdi ve Londra’daki görüşmelerde Ticaret Bakanı Wang Wentao, Maliye Bakan Yardımcısı Liao Min’in yerini aldı.

Bu değişiklik, ABD’nin Londra’daki heyetine Ticaret Bakanı Howard Lutnick’i eklemesiyle yaptığı personel değişikliğini yansıtıyor gibi görünüyor.

Her iki değişiklik de, bu tur müzakerelerin odak noktasının gümrük vergileri değil, ihracat kontrolleri olduğu izlenimini güçlendirdi. Wang ve Lutnick, her iki ülkenin ihracat kısıtlamalarını denetleyen bakanlardır.

Salı günü, Komünist Partinin sözcüsü People’s Daily gazetesi, devam eden ticaret müzakereleri hakkında iki makale yayınladı.

Makalelerden biri, ABD ve Çin ekonomilerinin birbirini tamamlayıcı niteliklerini övürken, ABD’nin yüksek teknoloji ürünlerine uyguladığı ihracat kontrollerinin ABD’nin kendi şirketlerine zarar verdiğini ekledi.

Makalede, Washington’un “ulusal güvenlik kavramını aşırı genişleterek ticaret konularını siyasallaştırdığı” belirtildi. “Sürekli kısıtlayıcı önlemler, Amerikan şirketlerinin Çin pazarındaki fırsatları kaçırmasına neden oldu. Eşit şartlarda istişare ve pragmatik işbirliği yoluyla Çin ve ABD’nin karşılıklı yarar ve kazan-kazan çözümleri bulabileceğine inanıyoruz” denildi.

Diğer yorumda ise Çin’in nadir toprak ihracat kontrollerinin, kendi doğal kaynaklarını korumak için meşru hakkı olduğunu savundu.

Ayrıca, Çin’in nadir topraklarla ilgili ihracat başvurularının birçoğunu yasaya uygun olarak onayladığını ve stratejik kaynakların ihracat kontrolleri konusunda diğer ülkelerle diyaloğu derinleştirmeye hazır olduğunu da ekledi.

Londra turu

Görüşmeler, Londra’nın merkezinde bulunan İngiliz hükümetine ait Lancaster House’da yapılıyor.

Görüşmelere yakın bir kaynak Reuters’a verdiği bilgiye göre, müzakereler pazartesi akşamı sona erdi ve salı günü yerel saatle 10:00’da yeniden başlayacak.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English