Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Ramstein temas grubu toplantısında neler konuşulacak?

Yayınlanma

12 Ekim’de Almanya’daki Amerikan hava üssü Ramstein’da NATO ortakları, Ukrayna’ya yönelik planları konuşacak. Toplantıda, ittifakın Kiev’e üyelik için ‘somut adımlar’ önermesi bekleniyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, yaptığı açıklamada ülkesinin “zafer planını” 12 Ekim’de Almanya’nın Ramstein kentinde düzenlenecek Kiev destekçilerinin olağan toplantısında sunacağını duyurdu.

Henüz kamuoyuna açıklanmayan planın, ABD Başkanı Joe Biden’a ve kasım seçimlerinde Beyaz Saray için yarışan her iki başkan adayına da gösterildiği bildirildi.

Frankfurt yakınlarındaki Ramstein’daki Amerikan askeri üssünde gerçekleşecek toplantıya, Biden da dahil olmak üzere Ukrayna’nın 50’den fazla müttefikinin katılması bekleniyor.

Zelenskiy, mesajlaşma uygulaması Telegram’da şu ifadeleri kullandı: “12 Ekim’de liderler düzeyinde gerçekleşecek ilk toplantı olacak 25. Ramstein buluşmasına hazırlanıyoruz. Zafer planımızı, savaşın adil bir şekilde sona erdirilmesi için net ve belirli adımları sunacağız.”

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, planın ABD’nin Ukrayna ile etkileşime geçeceği “bir dizi verimli adım” içerdiğini belirtti.

Ancak Wall Street Journal gazetesinin, ismini vermek istemeyen Amerikalı yetkililere dayandırdığı haberine göre plan, Rus güçlerini yenmek için kapsamlı bir strateji içermiyor. Bunun yerine Kiev’in sıkça dile getirdiği daha fazla silah ve Rusya’daki hedeflere karşı Batılı uzun menzilli silahları kullanma izni taleplerini yineliyor.

Bu arada Rusya ordusu da sahada ilerliyor. Rusya Savunma Bakanlığı, geçen hafta Donetsk’e bağlı Ugledar kasabasını ele geçirdiğini duyurmuştu.

Biden, kasırga nedeniyle Almanya’daki Ramstein temas grubu toplantısına katılmayacak

NATO, Kiev’e ‘somut adımlar’ önerecek

Öte yandan Washington Post‘un Batılı bir diplomattan aktardığına göre, NATO müttefikleri Ukrayna’ya gelecekte ittifaka üye olması yönünde daha somut adımlar atmayı teklif edecek. Diplomata göre bu teklif, Ramstein toplantısında sunulacak. ABD Başkanı Joe Biden da bu toplantıya katılmayı planlıyor.

Toplantı sırasında Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Rusya ile savaş için “zafer planını” bir kez daha sunacak.

Kaynağa göre NATO, Rusya’yı uzun menzilli Batı silahlarıyla vurmak için izin alma konusunda yaşanan başarısızlığın ardından Ukrayna’nın ittifaka katılımı konusundaki tutumunu yumuşatmaya karar verdi.

Bununla birlikte, Almanya’daki toplantıda Kiev’e önerilecek adımların, Ukrayna tarafının daha önce talep ettiği “acil önlemlerin” gerisinde kaldığını da sözlerine ekledi.

Ukraynalı yetkililer, yaklaşan ABD başkanlık seçimlerinin -sonucu ne olursa olsun- Ukrayna’ya gelecekte yapılacak güvenlik yardımları konusunda şüphe uyandırdığına inanıyor.

Kiev, Biden’ı siyasi mirasının önemli bir parçası haline gelebilecek bir “zafer planını” desteklemeye ikna etmeye çalıştı. Fakat yetkililer, Beyaz Saray’ın Kamala Harris’in kampanyasını tehlikeye atmamak için popüler olmayabilecek herhangi bir adım atma ihtimalinin düşük olduğunu söylüyor.

Kiev Uluslararası Sosyoloji Enstitüsü Direktörü Anton Gruşetskiy, Zelenskiy ve hükümetinin Ukrayna’nın yüzde 20’sinden fazlasını işgal eden Rusya ile barış için toprak vermek gibi bir niyetleri olmadığını defalarca söylemelerine rağmen, halkın giderek artan bir şekilde NATO üyeliği ya da müttefiklerin güvenlik garantilerinin anlaşmanın bir parçası olması koşuluyla egemenlikten geçici olarak taviz verilmesini öngören müzakerelerden yana olduğunu belirtiyor.

Gruşetskiy, “Mutlak çoğunluğun kendi topraklarının işgalini tanıması gibi bir durum söz konusu olmayacaktır. Fakat Ukraynalılar, sadece bir tür güvenlik faktörü yaratılması koşuluyla, belirli bölgelerin tamamen geri verilmesini geleceğe erteleyecek bir formata hazırlar,” dedi.

Eski NATO Genel Sekreteri’nden Ukrayna için ‘Batı Almanya modeli’ önerisi

Ramstein hava üssünün geçmişi

Almanya’nın en stratejik askeri tesislerinden biri olan Ramstein Hava Üssü’nün temelleri, İkinci Dünya Savaşı yıllarında atıldı. 1940 yılında, Mannheim yakınlarındaki Ren Nehri üzerinde yaşanan bir köprü kazası, bugünkü Bundesautobahn 6’nın inşasını sekteye uğrattı. Bu durum, beklenmedik bir şekilde bölgenin askeri tarihini şekillendirecek olaylar zincirinin başlangıcı oldu.

Savaş yıllarında, Mannheim’ın batısında Kaiserslautern yakınlarındaki kullanım dışı kalan otoban kesimi, Alman Hava Kuvvetleri (Luftwaffe) tarafından acil iniş pisti olarak değerlendirildi. İlerleyen süreçte, bu stratejik nokta ABD Ordusu Hava Kuvvetleri’nin de dikkatini çekti ve savaşın son döneminde Amerikan uçakları tarafından aktif şekilde kullanıldı.

Savaş sonrası dönemde Amerikan hava kuvvetleri, Bavyera’daki eski Luftwaffe tesislerinin onarımına öncelik verdi. Fakat asıl büyük dönüşüm, 1948 yılında başlayacaktı. Bölgenin iki metre yükseltilmesi gereken bataklık yapısı, ABD ve Fransız işgal güçlerinin ortak çabasıyla aşıldı. Einsiedlerhof-Kaiserslautern’den üsse uzanan özel bir demiryolu hattı inşa edildi.

İnşaat çalışmaları, dönemin en büyük tek noktalı yapım projesi olarak tarihe geçti. Bir defada 270 binden fazla işçinin çalıştığı projede, iki ayrı üs planlandı: güneyde Landstuhl Hava Üssü ve kuzeyde Ramstein Hava İstasyonu. Bu dev proje, 1948’den 1953’e kadar sürdü.

Landstuhl Hava Üssü, 5 Ağustos 1952’de hizmete girdi. Modern bir pist, kontrol kulesi ve gerekli tüm uçuş tesisleriyle donatılan üs, kısa sürede operasyonel hale geldi. 86. Avcı-Bombardıman Kanadı’nın bir birliği, Neubiberg’den buraya transfer edildi.

1953 yılının haziran ayında açılan Ramstein Hava İstasyonu, On İkinci Hava Kuvvetleri’nin karargâhı olarak hizmet vermeye başladı. Üs, özellikle Kadın Hava Kuvvetleri (WAF) personeli için tasarlanan modern yaşam alanları ve idari tesislerle donatıldı.

İki üssün birleştirilmesi kararı 1957 yılında alındı. Ramstein-Landstuhl Hava Üssü adıyla hizmet vermeye başlayan tesis, NATO kontrolündeki en büyük hava üssü unvanını kazandı. 1961’de ismi Ramstein Hava Üssü olarak değiştirildi.

Üssün modernizasyonu ve genişlemesi yıllar içinde devam etti. Özellikle 2004-2006 yılları arasında gerçekleştirilen Rhein-Main Geçiş Programı kapsamında, yeni bir terminal binası ve çeşitli tesisler inşa edildi.

NATO zirvesinin taslak bildirgesi: ‘Ukrayna’nın kabulü geri döndürülemez’

DİPLOMASİ

Avrupa, Ukrayna’da ‘güvenlik garantisi karşılığında toprak tavizi’ planını tartışıyor

Yayınlanma

Ukrayna’nın Avrupalı müttefikleri, Kiev ile Moskova arasında toprak tavizlerini de içerebilecek müzakerelerle savaşın sona erdirilmesi şansını sessizce değerlendirmeye başladı.

Bu bağlamda, Rusya’nın bazı tavizler vermesi ve Ukrayna’nın güçlü güvenlik garantileri alması gerekecek ki bu da ülkenin askeri gücünü artırmaya yönelik yardımların devamını zorunlu kılabilir.

The Washington Post gazetesinin Avrupa ve NATO ülkelerinden 10 mevcut ve eski diplomatla yaptığı görüşmelere dayandırdığı haberine göre, Ukrayna’nın Avrupalı müttefiklerinden bazıları, görünürde tereddütsüz destek açıklamalarına rağmen, yavaş yavaş Ukrayna ile Rusya arasında müzakereler için zemin hazırlamaya başladı.

Diplomatlar, Ukrayna’nın muhtemel toprak tavizlerinden söz etmenin artık eskisi kadar rahatsız edici bir konu olmadığını, artık bu durumu “barış karşılığı toprak” yerine “güvenlik karşılığı toprak” şeklinde ifade ettiklerini belirtiyor.

Batılı bir yetkili, “Bu artık kesinlikle marjinal bir fikir değil,” diyerek görüşlerin değişmeye başladığını ifade etti.

AB makamları, olası barış görüşmelerinde Ukrayna’nın konumunu güçlendirmek için askeri desteğin artırılması gerektiğini vurgularken, özellikle Donald Trump yönetiminin bir anlaşma müzakere etmeye başlaması halinde yaşanabilecek sürprizlerden kaçınmak istediklerini belirtiyorlar.

Gazeteinin kaynaklarına göre, geçen hafta Budapeşte’de AB liderlerinin katıldığı bir akşam yemeğinde Ukrayna’ya sağlanan parasal ve askeri desteğin devam etmesi gerektiği tartışıldı ve ABD’nin yardımlarını sona erdirmesi halinde Avrupa’nın nasıl finansman sağlayacağı üzerinde duruldu.

Avrupa Dış İlişkiler Konseyi araştırma görevlisi ve NATO’nun eski genel sekreter yardımcılarından Camille Grand’a göre, Avrupa’da birçok kişi müzakerelerin beklenenden daha erken başlayabileceğini ve “her iki tarafın da bazı tavizler vermesini gerektireceğini” kabul ediyor.

Görüşmelere dair bilgi sahibi kaynaklara göre, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, geçen hafta Trump ile yaptığı 25 dakikalık görüşmede, Moskova’nın da anlamlı tavizler vermesinin şart olduğunu açıkça ifade etti.

Eski Estonya Başbakanı Kaija Kallas, Avrupa Parlamentosu’nda AB’nin yeni Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilciliği görevine kabul edildiği 2015 Minsk Anlaşmaları’nın uygulanmadığını hatırlatarak basit bir barış anlaşmasının yeterli olmayacağını söyledi.

“Belki de kendimi yeterince açık ifade edemedim: Ben barıştan yanayım,” diyen Kallas, AB’nin Ukrayna’ya devrettiği savunma ve silah yardımlarındaki ‘son derece yetersiz yatırımları’ eleştirerek, “Rusya’nın son sömürgeci savaşını kaybettiği bir konumda olmamız gerekiyor,” diye ekledi.

Richard Haass: ABD, Ukrayna’da hedeflerini yeniden tanımlamalı

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

The Economist: Cephede kötüleşen durum hakkındaki bilgiler Zelenskiy’den gizleniyor

Yayınlanma

The Economist‘e konuşan bir kaynak, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin cephede karşılaştığı sorunlardan haberdar edilmediğini ileri sürdü.

Kaynak, “Kendisinin sıcak bir banyoda tutulduğu bile söylenemez. Adeta bir saunada tutuluyor,” diyerek yetkililerin tüm gerekli bilgileri başkana bildirmediğine dikkat çekti.

Donald Trump’ın ABD başkanlık seçimlerini kazanmasının ardından Ukrayna yönetimi değişikliklere hazırlanmaya başladı.

Üst düzey bir Ukraynalı yetkiliye göre, Trump’ın Ukrayna’ya sempati duyan eski Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’yu yeni yönetimine dahil etmeyecek olması, Kiev’de hayal kırıklığı yarattı.

The Economist’e konuşan yetkili, “Bu, çok olumsuz bir gelişme,” dedi. Ukraynalı yetkililer, Trump’ın Ukrayna politikasının başkan yardımcısı adayı J.D. Vance’in sunduklarına benzemesinden endişe ediyor.

Söz konusu plan, Rusya ve Ukrayna birlikleri arasında mevcut temas hattında bir askerden arındırılmış bölge oluşturulmasını ve Kiev’in NATO’ya katılmayı reddetmesini öngörüyor.

Devlet Başkanı Zelenskiy, bu öneriyi “radikal” ve “kabul edilemez” olarak nitelendirerek, bunun aslında Ukrayna’ya topraklarından vazgeçme teklifi olduğunu ifade etmişti.

Daha önce The Wall Street Journal kaynakları, Trump’ın Ukrayna’ya topraklarından feragat etmeden Rusya ile savaşı dondurmayı ve en az 20 yıl NATO’ya katılmaktan vazgeçmeyi önerebileceğini belirtmişti. Bu arada plana göre ABD, Kiev’e silah desteğini sürdürmeye devam edecek.

AFP’nin Amerikan Savaş Araştırmaları Enstitüsü (ISW) verilerine dayandırarak yaptığı analize göre, Rus birlikleri ekim ayı sonu itibariyle Ukrayna topraklarının 478 kilometrekaresini ele geçirerek Mart 2022’den bu yana bir rekor kırmış durumda.

27 Ekim itibariyle Rusya ordusu, 2024 yılının ağustos ve eylül aylarına göre -sırasıyla 477 ve 459 kilometrekare- daha fazla toprak ele geçirdi.

Ayrıca Rusya ordusu, Donetsk oblastının doğusunda 300 kilometrekareden fazla alanı ele geçirdi. Şu anda Rus kuvvetleri, stratejik öneme sahip Pokrovsk kasabasından sadece birkaç kilometre uzaklıkta bulunuyor.

Trump’ın Ukrayna planı: NATO üyeliğinden vazgeçiş ve askerden arındırılmış bölge

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Milei, Arjantin heyetini COP29 zirvesinden çekti; Fransa Aliyev’e tepkili

Yayınlanma

Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei, COP29 iklim zirvesindeki ekibini Azerbaycan’dan çekerken, Fransa’nın iklim bakanı da konferansta yaşanan siyasi gerilim nedeniyle görüşmelere geri dönmeyeceğini söyledi.

Arjantin’in sürpriz hamlesi müzakereciler arasında, ABD Başkanı Donald Trump’ın 2015’te imzalanan Paris Anlaşması’ndan çıkma tehdidini takip edebileceği endişesine yol açtı. Arjantin’in katılmaması, zirvenin trilyonlarca dolar tutarında önemli bir iklim finansmanı anlaşması üzerinde uzlaşmaya varma hedefini de zora sokuyor.

Arjantin’in hamlesinin tek seferlik mi yoksa Paris Anlaşmasından olası bir çekilmeye giden yolda ilk adım mı olduğu net değil.

Bloomberg’e konuşan gelişmiş bir ülkeden bir müzakereci, herhangi bir koordineli hareketin sınırlı olduğunu ve iklim ilerlemesine karşı başka bir hareketle sonuçlanma ihtimalinin düşük olduğunu düşündüklerini söyledi. Katılımcı listesine göre Arjantin’in zirveye kayıtlı yaklaşık 20 müzakerecisi ve yetkilisi bulunuyor.

ABD’li yetkililer Başkan Joe Biden’ın Enflasyonu Düşürme Yasasının (IRA) kilit bölümlerinin büyük olasılıkla kalacağını ve Trump’ın seçilmesinin ulusal ve özel sektör ilerlemesini durdurmayacağını vurguladılar.

Öte yandan gerginlik çarşamba günü Fransız Bakan Agnes Pannier-Runacher’in Bakü’deki görüşmelerin ikinci haftası için geri dönmeyeceğini açıklamasıyla doruğa çıktı.

Bu açıklama Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Paris’i “yeni sömürgecilik” ve bu yılın başlarında protestolarla sarsılan Yeni Kaledonya da dahil olmak üzere denizaşırı topraklarında “suç işlemekle” suçladığı zirvenin açılış konuşmasının ardından geldi.

Pannier-Runacher parlamentoda yaptığı konuşmada, “Azerbaycan iklim değişikliğiyle mücadeleyi aşağılık bir kişisel gündem için araçsallaştırıyor. Önümüzdeki hafta Bakü’ye gitmeyeceğim,” dedi.

COP29 Başkanlığı sözcüsü Arjantin ekibinin ayrıldığını doğruladı fakat Fransız bakanın pozisyonu hakkında yorum yapmayı reddetti. Pannier-Runacher, ülkenin müzakere ekibinin zirvede kalacağını ve ülkenin AB’nin karar alma sürecinin bir parçası olmaya devam edeceğini söyledi.

Fransa, Avrupa Birliği’nin bir parçası olarak en büyük iklim finansmanı sağlayıcılarından biri.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English