Bizi Takip Edin

RUSYA

Referandumdan Rusya’ya ‘evet’ çıktı

Yayınlanma

Ukrayna’dan tek taraflı olarak bağımsızlığını ilan eden Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetleri ile 24 Şubat’ta başlayan askeri müdahaleden sonra kısmi olarak Rus kuvvetlerinin kontrolüne geçen Ukrayna’nın Herson ve Zaporijya bölgelerinde düzenlenen Rusya’ya bağlanma referandumu 27 Eylül’de sona erdi.

Katılımın yoğun olduğu gözlemlenen oylamada, sandıklardan ağırlıklı olarak ‘evet’ oyu çıkarken, Donetsk Halk Cumhuriyeti (DHC) hariç diğer bölgeler, 28 Eylül’de Rusya’ya bağlanmaya yönelik resmi taleplerini Moskova’ya iletti. DHC, ilgili talebi 2014’te düzenlediği referandumun ardından Rusya’ya halihazırda sunmuştu.

Oylama, 23-27 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirildi. Referandumun ilk dört gününde çeşitli güvenlik gerekçeleri ve Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin saldırıları nedeniyle seçim yetkilileri kapı kapı ziyarette bulunarak bölge sakinlerine oy pusulaları ulaştırdı. Sandıklara giderek oy verme işlemi sadece son gün olan 27 Eylül’de gerçekleşti.

Ayrıca Rusya’da da Ukrayna ve Donbass’tan gelen sığınmacılar için sandıklar kuruldu.

Katılım düzeyi

Herson bölgesinde oylamaya toplamda 571 bin kişi, yani bölge nüfusunun yüzde 76,86’sı katıldı. Zaporijya’da ise görece daha fazla katılım söz konusuydu ve nüfusun yüzde 85,4’ün tekabül eden 541 bin 93 kişi oy kullandı.

Öte yandan Lugansk Halk Cumhuriyeti’nde (LHC) 1 milyon 662 bin 607, DHC’de de 2 milyon 131 bin 207 kişinin bölge sakininin oylamaya katıldığı duyuruldu. Bu sayılar Lugansk nüfusunun yüzde 94,15’ine, Donetsk’in ise yüzde 97,51’ine karşılık geliyor.

Sonuçlar

Herson’da Rusya’ya katılma kararına ‘evet’ diyenlerin oranı yüzde 87,05, ‘hayır’ diyenlerin ise yüzde 12,05 olarak kaydedildi.

Zaporojya’da seçmenlerin yüzde 93,11’i ‘evet’ derken bu oran Donetsk’te yüzde 99,23 ve Lugansk’ta yüzde 98,42 oldu.

Tepkiler

DHC lideri Denis Puşilin, resmi sonuçların açıklanmasının ardından 28 Eylül Çarşamba günü bölgenin Rusya’ya bağlanma yönündeki talebini tanıması yönünde Moskova’ya çağrı yaptı. Aynı çağrı, LHC lideri Leonid Paseçnik’ten de geldi.

Zaporijya’nın Rus kuvvetlerinin kontrolünde olan bölgesindeki askeri-sivil yönetim, yine çarşamba günü ilgili taleple Rusya Devlet  Başkanı Vladimir Putin’e müracaat etti.

Son olarak Herson askeri-sivil yönetiminin başkanı Vladimir Saldo, Rusya’ya bağlanma yönündeki niyeti Moskova’ya iletti.

ABD, Almanya ve Fransa başta olmak üzere Avrupa Birliği (AB) üye ülkelerinin yanı sıra Kanada ve Japonya, referandum sonuçlarını tanımadığını duyurdu.

Washington yönetimi, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’ne Rusya’nın kınanması ve referandum sonuçlarının tanınmaması çağrısının yer aldığı bir karar taslağı sundu. Tasarının hafta sonu veya önümüzdeki hafta Konsey’de oylanması bekleniyor.

Bununla beraber BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, 29 Eylül’deki basın toplantısında bölgelerin Rusya’ya bağlanmasına dair herhangi bir yasal dayanağın olmadığını savunarak savaş ortamında yapılan oylamanın halkın iradesinin gerçek ifadesi olamayacağını söyledi. 

Rusya: Gerçeği kabul etmek istemiyorlar

Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan 27 Eylül’de yapılan yazılı açıklamada, oylamanın uluslararası hukukun norm ve ilkelerine tam olarak uygun olarak gerçekleştirildiği vurgulandı. Bunun yanı sıra Bakanlık Sözcüsü Mariya Zaharova, 29 Eylül’de düzenlediği basın toplantısında, Kiev yönetimi ve Washington başta olmak üzere müttefiklerinin referandumu ve sonuçlarını alaycı bir şekilde sorgulayarak gerçeği kabul etmediklerini belirtti. Zaharova, “(Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir) Zelenskiy rejimi ve tabii en önemlisi Amerikalı sponsorları gerçeği kabul etmek, uluslararası hukukun bu yanını görmek istemiyorlar” ifadelerini kullandı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise 27 Eylül’deki basın toplantısında dört bölgenin Rusya’ya bağlanmasına ilişkin zaman çizelgesine dair detay vermeyerek, ‘en azından DHC’nin tüm topraklarının özgürleştirilmesini beklemek gerektiğini’ dile getirdi. Peskov, gazetecilere “Zaman içinde gereken belgeler imzalandığında daha ayrıntılı bir yanıt alacaksınız” dedi.

Rusya parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi, 29 Eylül’deki açıklamasında konunun resmi prosedürün tamamlanmasından sonra 4 Ekim’de düzenlenecek oturumda ele alınacağını bildirdi.

Bölgelerin Rusya’ya bağlanmasına ilişkin anlaşmaların imzalanacağı törenin 30 Eylül Cuma günü Moskova saatiyle 15.00’da Kremlin’de yapılması planlanıyor.

RUSYA

Zaharova: Kuzey Akım sabotajında ABD ve İngiltere’nin dahli olduğuna dair elimizde kanıtlar var

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Kuzey Akım boru hatlarına yönelik sabotajda ABD ve İngiltere’nin suçlu olabileceğine dair ellerinde kanıt bulunduğunu bildirdi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, düzenlediği basın toplantısında, Kuzey Akım boru hatlarına yönelik bombalı saldırılarda ABD ve İngiltere’nin dahli olduğuna dair ellerinde kanıt bulunduğunu ve bu kanıtları duruma göre açıklayacaklarını söyledi.

Zaharova, “Bu kanıtlar elimizde mevcut. Ancak bunları kamuoyuna açıklayıp açıklamayacağımıza, amaca ve soruşturmanın gidişatına göre karar vereceğiz,” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın, bu davaya ilişkin yalnızca kamuoyu önünde değil, aynı zamanda yerleşik yasal kanallar aracılığıyla da defalarca iş birliği teklif ettiğini vurgulayan Zaharova, Almanya’nın bu soruşturmada Rusya ile bilgi paylaşımında bulunması gerektiğini belirtti.

Kuzey Akım ve Kuzey Akım-2 boru hatları, 26 Eylül 2022’de gerçekleştirilen bir sabotaj sonucu zarar gördü. Kuzey Akım-2’nin sadece bir hattı sağlam kaldı, ancak Almanya, boru hattının inşası tamamlanmış olmasına rağmen gaz sevkiyatı için kullanılmasına izin vermedi.

İsveç, Danimarka ve Almanya olayla ilgili soruşturma yürüttü, ancak ilk iki ülke suçluları tespit edemedi ve davayı kapattı. Ağustos 2024’te Almanya, üç Ukrayna vatandaşı hakkında yakalama kararı çıkardı. İlk bulgulara göre, dalgıçların boru hatlarına patlayıcı düzenekler yerleştirdiği iddia ediliyor.

Almanya, Kuzey Akım patlamalarıyla ilgili çok sayıda tutuklama emri çıkardı

Okumaya Devam Et

RUSYA

Kırım’da iki gündür yanmakta olan petrol deposuna ATACMS füzeleriyle saldırı düzenlenmiş olabilir

Yayınlanma

Kırım’ın Feodosiya bölgesindeki büyük bir petrol deposuna yapılan saldırıda ABD yapımı ATACMS füzelerinin kullanılmış olabileceği iddia edildi. Saldırı sonucunda çıkan yangın iki gündür devam ederken, bölgede acil durum ilan edildi ve binden fazla kişi tahliye edildi.

Telegram’da yayın yapan Astra haber ve analiz kanalının güvenilir kaynaklardan edindiği bilgilere göre, Ukrayna 7 Ekim’de Feodosiya’daki bir petrol deposuna saldırıda ABD yapımı ATACMS füzelerini kullandı.

Elde edilen verilere göre, tesise bu türden toplam iki füze fırlatıldı. Saldırı sonucunda 5 bin ve 10 bin metreküp kapasiteli iki tank hasar gördü.

Meydana gelen yakıt sızıntısı, hâlâ söndürülemeyen şiddetli bir yangına yol açtı. Kaynaklar ayrıca, bir dizel yükleme boru hattının da zarar gördüğünü belirtti.

Beregovoye köyü yakınlarındaki petrol deposu, 7 Ekim gecesi saldırıya uğradı. Hedef alınan tesis, Kırım’ın petrol ürünleri aktarımı açısından en büyüğü olan Deniz Petrol Terminali’ydi.

Kırım’ın Feodosiya kentinde petrol deposu yangını: Binden fazla kişi tahliye edildi

Yarımadada bu türden iki terminal bulunuyor; diğeri Sivastopol’de yer alıyor. Yerel sakinler Krımskomiy Vetru (Kırım Rüzgarı) adlı haber kaynağına, saat 04:30 civarında uçak gürültüsüne benzer bir ses ve ardından üç patlama duyduklarını aktardı.

Saldırı sonrası başlayan yangının parıltısı, 25 kilometre uzaklıktaki Kirovske köyünden bile görülebiliyordu. Sosyal medyada paylaşılan, üç sütun halinde yükselen yoğun siyah duman içeren fotoğraflar, füzelerin tesisi birkaç noktadan vurduğuna işaret ediyor.

Olay üzerine terminal bölgesinde, insanların erişimini ve etkilenen alana ulaşımı kısıtlayan belediye düzeyinde bir teknolojik acil durum rejimi ilan edildi.

Rus kolluk kuvvetlerine yakınlığıyla bilinen Baza adlı Telegram kanalı, petrol deposuna iki füzenin isabet ettiğini bildirdi. Kanala göre üç kişi yaralandı ve hastaneye kaldırıldı. İki yakıt tankı tamamen yok olurken, üç tank da hasar gördü.

Pazartesi akşamı bir başka tankın daha alev aldığı öğrenildi. 8 Ekim sabahı, Feodosiya’nın Rusya tarafından atanan belediye başkanı İgor Tkaçenko, acil durum bölgesinin yakınında -Karadeniz kıyısı ve Kamışı civarında- yaşayan 1047 kişinin geçici barınma merkezlerine tahliye edildiğini duyurdu.

Tkaçenko ayrıca, “Yangını söndürme çalışmalarının devam ettiğini” de sözlerine ekledi.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Kadirov, Rusya’nın göç politikasını sıkılaştırmasına tepki gösterdi

Yayınlanma

Çeçenistan lideri Ramzan Kadirov, Rusya’nın sıkılaşan göç politikasını sert bir dille eleştirdi. Kadirov, mevcut yöntemlerin ‘iğrenç’ olduğunu belirterek, göç sorunlarının kitlesel sınır dışı etmelerle çözülemeyeceğini vurguladı.

Çeçenistan Devlet Başkanı Ramzan Kadirov, Rusya’nın giderek sertleşen göç politikasını ağır bir dille eleştirdi. Kadirov, uygulanan yöntemleri “iğrenç” olarak nitelendirirken, “göç sorununun kitlesel sınır dışı etmelerle çözülemeyeceğini” vurguladı.

Kadirov, Telegram kanalında yaptığı açıklamada, “Alınan bazı tedbirler, en hafif tabirle hayal kırıklığı yaratıyor. Sanki birileri kasıtlı olarak Rusya’yı komşu kardeş bölgelerle karşı karşıya getirmeye çalışıyor gibi görünüyor,” ifadelerini kullandı.

Çeçen lider, mevcut göç kontrol unsurlarının kaotik ve sert bir şekilde uygulandığını belirtti.

Ayrıca, bu yöntemlerin sürekli kullanılmasının göç sorununu daha da ağırlaştıracağı uyarısında bulunan Kadirov, “yetkin bir göç kontrol sistemi kurulmasının” gerekliliğine de dikkat çekti.

Bu açıklamalar, Rus parlamentosunda yaşanan son gelişmelerin ardından geldi. 3 Ekim’de Duma’ya, Rusya’da yasa dışı göçün örgütlenmesini sınırlamayı amaçlayan beş yasa tasarısı sunuldu.

Meclis Başkanı Vyaçeslav Volodin’in öncülüğünde 350’den fazla milletvekili, bu tasarılara imza attı.

mOSKOVA, 22 Mart’ta Crocus City Hall’a düzenlenen terör saldırısının ardından göç politikasını sıkılaştırmak için harekete geçti. Söz konusu saldırıda dört teröristin silahlı eylemi sonucu 145 kişi hayatını kaybetti, 551 kişi de yaralandı.

Bu olayın ardından açılan davadaki sanıkların çoğunun Tacikistan vatandaşı olması, göç politikasındaki değişiklikleri hızlandırdı.

Tacikistan, Rusya’nın sıkılaşan göç politikasından rahatsız

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English