Rusya
Riyad görüşmeleri: Yeni tahıl anlaşması gündemde

Rusya, tahıl anlaşmasının yenilenmesinden yana olduğunu belirtti. Karadeniz’de güvenli seyrüsefer konusu, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da ABD heyetiyle yapılan görüşmelerde ele alındı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, görüşmelerin sona ermesinin ertesi günü, 25 Mart öğleden sonra, Pervıy Kanal‘a yaptığı açıklamada, “(Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin’in de belirttiği gibi, Karadeniz girişiminin (Ukrayna’dan tahıl ihracatını sağlayan 2022-2023 tahıl anlaşmasının resmi adı) bir şekilde, herkes için daha kabul edilebilir bir biçimde yenilenmesinden yanayız,” dedi.
Lavrov, bu konunun daha önce 18 Mart’ta Putin ile ABD Başkanı Donald Trump arasında da görüşüldüğünü belirtti.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise Riyad’daki görüşmelerin sonuçlarının “başkentlere rapor edildiğini” ve “şu anda analiz edildiğini” kaydetti.
Suudi Arabistan’da 23-24 Mart tarihlerinde sırasıyla ABD-Ukrayna, ABD-Rusya ve tekrar ABD-Ukrayna görüşmeleri yapıldı.
25 Mart akşamına doğru önce Beyaz Saray, ardından Kremlin, Suudi Arabistan’daki toplantıların sonuçlarına ilişkin açıklamalar yayınladı.
Kremlin’in açıklamasına göre, Moskova ve Washington, Karadeniz’de seyrüsefer güvenliğini sağlama ve güç kullanmama konusunda anlaştı.
Açıklamada ayrıca, ABD’nin “Rusya’nın tarım ürünleri ve gübre ihracatının dünya pazarına yeniden erişimini kolaylaştıracağı, deniz taşımacılığı sigorta maliyetlerini düşüreceği ve bu tür işlemlerin gerçekleştirilmesi için limanlara ve ödeme sistemlerine erişimi genişleteceği” belirtildi.
Ancak bu anlaşmalar, 2022-2023 tahıl anlaşmasının Rusya ile ilgili kısmının yerine getirilmesinden sonra yürürlüğe girecek.
Bu kısım, Rosselhozbank (Rusya Ziraat Bankası) ve Rus üreticilere yönelik yaptırımların kaldırılmasını, gıda taşıyan Rus gemilerine limanlarda hizmet verilmesine ilişkin yasakların kaldırılmasını ve Rusya’ya tarım makineleri ile tarımsal üretim için gerekli diğer malların satışına izin verilmesini içeriyor.
Karadeniz girişiminin yeni bir versiyonu için Temmuz 2022’den Temmuz 2023’e kadar geçerli olan önceki anlaşmalar şeklinde bir temel halihazırda mevcut.
‘Amerikalıların şu anki ‘ev ödevi’ Avrupalıları bu yönde adım atmaya ikna etmek’
Ülkenin önde gelen düşünce kuruluşlarından Rusya Uluslararası İlişkiler Konseyi Araştırma Direktörü Andrey Kortunov, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte, o dönemde Rus tahıl ve gübrelerinin dünya pazarlarına erişimini kolaylaştırmayı amaçlayan anlaşmanın Rusya ile ilgili kısmının yerine getirilmediğini anımsattı.
Kortunov, “Ancak tüm bu ürünler ABD’ye değil, Avrupa’ya veya Avrupa limanları üzerinden tedarik ediliyordu. Bu limanlar şimdi AB yaptırımları nedeniyle Rus gemilerine kapalı. Bu nedenle, Amerikalıların şu anki ‘ev ödevi’ Avrupalıları bu yönde adım atmaya ikna etmek,” değerlendirmesinde bulundu.
Moskova Uluslararası İlişkiler Üniversitesi (MGIMO) Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü’nden araştırmacı Artyom Sokolov da ABD’nin Rusya’ya yönelik yaptırım tedbirlerinde yapacağı herhangi bir değişikliğin AB tarafından destekleyici kararlar gerektireceği ve bu nedenle Amerikalıların Avrupalılar üzerindeki etkisinin kaçınılmaz olacağı konusunda hemfikir.
Bunun yanı sıra Valday Tartışma Kulübü Program Direktörü İvan Timofeyev, bu alandaki işlemler için yasal imkanların uzun zamandır mevcut olduğu görüşünde.
‘ABD yönetiminin yumuşak hukuk yöntemlerinden daha fazlasına başvurması pek mümkün değil’
Timofeyev’e göre, söz konusu olan ABD Hazine Bakanlığı’nın gıda ve ilaç işlemlerine izin veren 6D sayılı genel lisansı.
Timofeyev, ABD yönetiminin, piyasa aktörlerine aşırı uyumu azaltmaları yönünde açıklamalar yaparak “yumuşak hukuk” yöntemlerinden daha fazlasına başvurmasının pek mümkün olmadığını belirtti.
Bununla birlikte Kortunov, enerji santralleri ve genel olarak altyapıya yönelik saldırıların durdurulması konusunun, daha az gündeme gelmesine ve Kiev’in bu tür saldırıları durdurma sorumluluğunu üstlenmemesine rağmen, müzakere gündeminden “çıkamayacağını” düşünüyor.
Uzman, “Zira Ukrayna bu konuda anlaşmaya yanaşmazsa, Karadeniz girişimi ve diğer tüm konularda da anlaşmaya yanaşmaz olarak kabul edilecektir,” diye ekledi.
Kortunov ayrıca, anlaşmanın uygulanmasını izleme mekanizmaları hakkındaki tartışmaların devam ettiğini de kaydetti.
Kortunov, Karadeniz anlaşmasının “öncü” olabileceğini ve altyapıya yönelik saldırıların durdurulması ile izleme konularının bu anlaşmaya bağlanacağını dile getirdi.
Rusya Parlamentosunun üst kanadı Federasyon Konseyi Savunma ve Güvenlik Komisyonu Birinci Başkan Yardımcısı Vladimir Çijov, Rossiya-24‘e yaptığı açıklamada, NBC ve diğer medya kuruluşlarının kaynaklarının 25 Mart’ta beklediği ABD ve Rusya heyetlerinin ortak açıklamasının Ukrayna’nın tutumu nedeniyle yapılamadığını söyledi.
Çijov’a göre, Kiev’in oluşturduğu engel “oldukça semptomatik” idi. Fakat Çijov, ABD ve Rusya arasında Riyad’da somut görüşmeler yapılmasını olumlu olarak değerlendirdi.
Rus ve Amerikan heyetlerinin 24 Mart’ta Riyad’daki görüşmeleri aralıklarla 12 saatten fazla sürdü.
Rus heyetine FSB Direktörü Danışmanı Sergey Beseda ve senatör ve eski Dışişleri Bakan Yardımcısı Grigoriy Karasin başkanlık etti.
Amerikan tarafında ise görüşmeleri Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Kıdemli Direktörü Andrew Peek ve Dışişleri Bakanlığı Planlama Direktörü Michael Anton yürüttü.
Kortunov, Riyad’daki ABD-Rusya görüşmelerinin ardından Ukrayna nedeniyle ortak bir açıklama yapılmamasını, Amerikalıların, ABD-Rusya anlaşmaları da dahil olmak üzere her türlü anlaşmanın en azından sembolik olarak Ukrayna tarafından onaylanması konusunda ısrar eden Kiev’i “rahatsız etmek” istememesine bağlıyor.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, şimdilik “üst düzey bir görüşme planı olmadığını, ancak gerektiğinde bu tür görüşmelerin oldukça hızlı ve etkin bir şekilde ortaya çıktığını” belirtti.
Peskov, “Temasların devam edeceği yönünde bir anlayış var. Ancak henüz net bir durum yok ve bu durum üzerinde mutabık kalınacak,” diye ekledi.
Diğer yandan Rusya’nın önde gelen diplomasi yayınlarından Vzglyad‘a konuşan uzmanlar, gerçek bir ateşkese ulaşılmasındaki temel sorunun Ukrayna ordusu ve Ukrayna makamlarının eylemlerinin kontrol edilmesi olacağını düşünüyor.
Batı medyası, ABD ve Rusya’nın Karadeniz mutabakatına nasıl tepki verdi?
‘Ukrayna’yı çöküşten kurtaran tek şey, hane halkı tüketicilerinin sayısındaki keskin düşüş’
Zelenskiy yönetiminin ana denetleyicisi olarak ABD öne çıkabilir, ancak Washington’un bile bu konuda yeterli nüfuz kaldıracı bulunmuyor. Bu durum, Ukrayna makamlarının enerji açığının en azından kısmen giderilmesiyle ilgilenmesi gerektiği gerçeğine rağmen geçerliliğini koruyor.
Osnovaniye Bilimsel Araştırmaları Destekleme ve Sivil Girişimleri Geliştirme Vakfı Başkanı Aleksey Anpilogov, Vzglyad‘a yaptığı açıklamada “Ukrayna enerjisinin mevcut durumu içler acısı olarak tanımlanabilir. Son bir yılda ülke net elektrik ithalatçısı haline geldi. Ülkeyi çöküşten kurtaran tek şey, hane halkı tüketicilerinin sayısındaki keskin düşüş,” dedi.
Anpilogov, “Şu anda Ukrayna’da termik üretim segmenti neredeyse tamamen yok edilmiş durumda. Harkov enerji merkezi devre dışı bırakıldı. Tripilska ve Pridniprovska Termik Santralleri ciddi hasar gördü. Ayrıca, ülkenin batısındaki santrallerin çalışması önemli ölçüde zorlaştı,” diye ekledi.
Anpilogov, “Bununla birlikte, Ukrayna’nın enerji sistemine yönelik saldırılarımız şimdiye kadar insani boyutunu korudu. Örneğin, hidroelektrik santrallerinin (HES) barajlarına vurmadık, sadece makine dairelerini devre dışı bırakmaya odaklandık. Yani, barış görüşmelerinin başlaması durumunda düşmana altyapıyı hızla yeniden inşa etme imkanı bıraktık,” vurgusunu yaptı.
Uzman, “Ayrıca, Ukrayna enerjisinin nükleer sektörü de dokunulmadan kaldı. Aslında, ülke şu anda kalan HES’ler ve nükleer santraller sayesinde ayakta duruyor. Bu yaklaşım, Ukrayna vatandaşlarının evlerinde elektriğin kesilmemesini garanti etti,” diye belirtti.
‘Varılan anlaşmalara uyulup uyulmadığını nasıl kontrol edebiliriz?’
Anpilogov, “Enerji alanında ateşkese gelince, öncelikle şu soruya cevap vermemiz gerekiyor: Varılan anlaşmalara uyulup uyulmadığını nasıl kontrol edebiliriz? Teorik olarak, kararlaştırılan rejimin ihlallerini tespit etme işini her iki taraf da yapabilir: Rusya ve Ukrayna. Bunu yapmak oldukça basit, üstelik saldırılara ait tüm fotoğraf ve video materyalleri hızla internete sızıyor,” değerlendirmesinde bulundu.
Anpilogov, “Yani, ihlal edenin sorumluluğunu kanıtlama gerekliliğini haklı çıkarmak zor olmayacaktır. Ancak kim ‘hakem’ rolünü üstlenebilir? Teoride, ABD bu role talip olabilir. Bu görevi yerine getirip getiremeyecekleri yakın zamanda anlaşılacak,” yorumunu yaptı
Bunun yanı sıra uzman, “Zelenskiy, Krasnodar Krayı’ndaki petrol deposuna yapılan saldırıyla ateşkesle ilgilenmediğini zaten gösterdi. Siyasi nedenlerle bundan vazgeçemez, bu yüzden karar yürürlüğe girmeden önce saldırmaya karar verdi. ABD bu durumda bazı cezai tedbirler uygulamayı deneyebilir. Örneğin, askeri sevkiyatları sınırlayabilir veya yakın zamanda olduğu gibi Kiev’e istihbarat verilerinin aktarılmasını reddedebilir,” dedi.
Anpilogov, “Ancak bu, Zelenskiy yönetimi üzerindeki neredeyse tek baskı aracı. Eğer ABD bunu kullanırsa, Beyaz Saray’ın Ukrayna üzerinde etki kurma yöntemi kalmayacak. Yüksek ihtimalle Amerikalılar, Zelenskiy yönetimini sıkı kontrol altına almak için Kiev’i sürekli tehditlerle kontrol altında tutmaya çalışacaklar,” görüşünü paylaştı.
‘Moskova, Ukrayna’yı tamamen elektriksiz bırakma hedefi gütmedi’
Öte yandan iktisatçı İvan Lizan, genel olarak Rusya’nın son aylarda Ukrayna’nın enerji sistemine yönelik büyük çaplı saldırılara başvurmadığını hatırlattı.
Lizan, “Yani Moskova, Ukrayna’yı tamamen elektriksiz bırakma hedefi gütmedi. Ancak ülkedeki durum karmaşık. Bu nedenle hükümet, Avrupa Birliği’nden ek kapasite satın almak zorunda kaldı. Özel askeri harekat başlamadan önce Ukrayna yaklaşık 55 GW elektrik üretebiliyordu. Şu an itibarıyla bu gösterge 19 GW’a düştü. Üstelik 5-6 GW’lık kısım yalnızca AB tarafından sağlanan akışlardan oluşuyor. Dolayısıyla, ülkenin bu alandaki kendi kendine yeterlilik seviyesi neredeyse üç kat azaldı,” diye belirtti.
Lizan, “Ayrıca Ukrayna manevra kapasitesini neredeyse tamamen kaybetti, rüzgar ve güneş enerjisi üretim göstergeleri ciddi şekilde düştü. Bu bağlamda hükümet, sanayi elektrik tüketimini sınırlamaya başladı. Prensip olarak Rusya, ulaşmak istediği tüm hedefleri vurdu,” dedi.
Lizan, “Elbette Kiev misilleme saldırıları yapmaya çalıştı. Zelenskiy yönetimi, bizim petrol rafinerisi altyapımıza kısmi zararlar vermeyi başardı, fakat birçok veri gizli tutulduğu için verilen zararı şu anda tam olarak değerlendirmek mümkün değil. Dolaylı göstergelere göre hasarın nispeten küçük olduğu söylenebilir,” diye açıkladı.
Eğer Rusya’nın bu sektörde ciddi sorunları başlasaydı, Moskova’nın Belarus’tan ek benzin hacimleri talep etmek zorunda kalacağını kaydeden Lizan, “Ancak böyle bir durum yaşanmadı. Ukrayna’nın, kararlaştırılan ateşkesi ihlal ederek tesislerimize saldırmaya devam etmeye çalışması muhtemel,” diye ekledi.
‘Zelenskiy yönetimini dizginlemeyi başarırlarsa iyi’
Lizan, “Fakat bizim için bu durum daha çok diplomatik öneme sahip. ABD önlem almaya çalışmadan Zelenskiy yönetiminin eylemlerine tepki vermek anlamsız. Fakat biz niyetimizin ciddiyetini gösterdik: Hedefi düşmanın üretim tesisleri olan kendi İHA’larımızı durdurduk,” dedi.
Lizan sözlerini şöyle tamamladı: “Şimdi sıra ABD’de. Eğer askeri sevkiyatları durdurma tehdidiyle Zelenskiy yönetimini dizginlemeyi başarırlarsa iyi. Aksi takdirde Washington, çözümle ilgilenmeyenin Moskova değil, Kiev olduğundan kesin olarak emin olacaktır.”
Rusya
Çin, Rusya’nın kredi notunu ‘istikrarlı’ olarak teyit etti

Çinli kredi derecelendirme kuruluşu CSCI Pengyuan, Rusya’ya ulusal ve yabancı para cinsinden ‘A-i’ seviyesinde kredi notu verdi. Bu not, Rusya’nın borçlarını ödeme kabiliyetinin yüksek olduğunu ancak olumsuz ekonomik koşullara karşı hassasiyetinin bulunduğunu ifade ediyor. Kuruluş, jeopolitik gerilimler ve yaptırımların uzun vadeli belirsizlikler yarattığı uyarısında bulundu.
Çinli kredi derecelendirme kuruluşu CSCI Pengyuan, Rusya’ya bir ay içinde ikinci kez egemen kredi notu verdi.
Kuruluşun Vedomosti gazetesine yaptığı açıklamaya göre, Rusya’nın ulusal ve yabancı para cinsinden uzun vadeli uluslararası kredi notları ‘A-i’ olarak belirlendi. Not görünümü ise ‘istikrarlı’ olarak açıklandı.
Bu not, Rusya’nın borçlarını ödeme kabiliyetinin yüksek ve temerrüt riskinin düşük olduğu, ancak olumsuz ekonomik ortama karşı hassasiyetinin de bulunduğu anlamına geliyor.
Gazetenin incelediği açıklamada, Rusya’nın CSCI Pengyuan’dan bir not talep etmediği ancak derecelendirme sürecinde kuruluşla işbirliği yaptığı belirtildi.
Çin’den ikinci ‘istikrarlı’ not
Rusya, mayıs ayında da bir başka Çinli kuruluş olan China Chengxin International Credit Rating’den (CCXI) ‘istikrarlı’ görünümlü ‘BBB+g’ notu almıştı.
Bu not, orta düzeyde ekonomik ve finansal istikrar ile aynı seviyede temerrüt riskine işaret ediyordu.
Rusya’nın CCXI’deki bu yeni notu, 2022 öncesindeki ‘BBB-g’ seviyesindeki notundan daha yüksek bir seviyede bulunuyor.
CCXI, 2022’deki olayların ardından Rusya’nın notunu önce ‘BBg’ye düşürmüş, ardından 2022 yazında tamamen geri çekmişti.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları Fitch, Moody’s ve S&P, 2022’de başlayan süreç sonrası Rusya’nın ve Rus şirketlerinin notlarını önce düşürmüş, daha sonra ise geri çekmişti.
ABD merkezli bu üç büyük kuruluş, Avrupa Birliği’nin (AB) yaptırımlarını gerekçe göstermişti.
Mart 2022’den itibaren AB merkezli kuruluşların Rusya ve yerel şirketleri derecelendirmesi yasaklanmıştı.
Ekonomik dayanıklılık ve riskler
CSCI Pengyuan, not kararının gerekçesinde Rusya’nın önemli bir uluslararası statüye, büyük bir ekonomiye, bol enerji kaynaklarına ve ileri bir kalkınma aşamasında olduğuna dikkat çekti.
Kuruluş, jeopolitik gerilimler ve Batı yaptırımlarının yarattığı baskıya rağmen Rus ekonomisinin dayanıklılığını koruduğunu belirtti.
Açıklamada, Rusya’nın maliye politikasının ihtiyatlı olduğu, cari işlemler pozisyonunun ve dış borç yapısının sağlam olduğu vurgulandı.
Enflasyonun etkin yönetimi ve rublenin istikrara kavuşmasının, ekonominin gücünü ve olumsuz koşullarda bile istikrarlı kalkınma yeteneğini teyit ettiği ifade edildi.
Ayrıca, de-dolarizasyon stratejisinin sadece rezerv yapısını iyileştirmekle kalmayıp, Rusya’nın uluslararası yatırım pozisyonunun çeşitliliğini de artırdığı kaydedildi.
Ancak kuruluş, jeopolitik durum ve yaptırımların ülkenin uzun vadeli ekonomik beklentileri üzerinde önemli bir belirsizlik yarattığı uyarısında bulundu.
Dış borcun önemli bir kısmının yurt dışı altyapıya bağımlı kalmaya devam ettiği ve Batılı ülkelerin bunu Rusya’ya karşı kullanmak için araçlara ve teşviklere sahip olduğu belirtildi.
Enerjiye bağımlılığın mali gelirleri petrol fiyatlarındaki dalgalanmalara ve yaptırım rejimlerindeki değişikliklere karşı savunmasız bıraktığı, jeopolitik gerilimlerin ise ekonomik beklentileri gölgelediği ifade edildi.
Not artışı ve düşüşü için senaryolar
CSCI Pengyuan, Rusya’nın Ukrayna ile olan çatışmasının tırmanması, yeni yaptırımlar, rublede keskin bir devalüasyon ve bütçe açığında belirgin bir artış yaşanması durumunda ülkenin kredi notunun düşebileceği uyarısında bulundu.
Kuruluş, not artışı için ise jeopolitik risklerin ve yaptırımların önemli ölçüde hafiflemesi, ekonominin beklentilerin üzerinde büyümesi, çeşitliliğinin artması ve enflasyonun kontrol altında tutulması gibi koşulların sağlanması gerektiğini belirtti.
Rusya
Rusya ile Kuzey Kore arasındaki ticaret Sovyetler Birliği döneminden bu yana rekor kırdı

Rusya ve Kuzey Kore arasındaki ticaret hacmi, akaryakıt sevkiyatı ve gıda ihracatı sayesinde geçen yıl 34 milyon dolara ulaşarak Sovyetler Birliği döneminden bu yana en yüksek seviyesini gördü. BM yaptırımlarına rağmen gerçekleşen bu artış, Rusya’nın Kuzey Kore’den tütün ve bira gibi ürünleri ithal etmeye başlamasıyla da destekleniyor.
Rusya ile Kuzey Kore arasındaki ticaret hacmi, akaryakıt sevkiyatı ve gıda ihracatı sayesinde geçen yıl 34 milyon dolara ulaşarak Sovyetler Birliği döneminden bu yana en yüksek seviyesini kaydetti.
Rusya İhracatçılar ve İthalatçılar Birliği Uluslararası Lojistik Komitesi Başkanı Yevgeniy Nikiforov, Kuzey Kore: Kapalı Pazar – Açık Fırsatlar başlıklı etkinlikte yaptığı konuşmada, 2022’de 3,78 milyon dolar olan ticaretin yaklaşık on kat arttığını belirtti. Nikiforov, önceki yıllarda sürekli düşüş gösteren ikili ticaretin yeniden canlandığını vurguladı.
Kuzey Kore’ye yapılan ham madde sevkiyatı, gayri meşru Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarının ihlali anlamına geliyor.
Yaptırımlar, bu ülkeye yıllık 500 bin varili aşan petrol ürünü ithalatını yasaklıyor. Analistlerin tahminlerine göre, Kuzey Kore uzun yıllardır bu limiti aşıyor ve 2024’te Rusya’nın Vostoçniy limanından bir milyon varilden fazla petrol taşıdı. Pyongyang yönetiminin bu sevkiyatlar için kendi tanker filosunu kullandığı belirtiliyor.
Rusya, Kuzey Kore’ye direkt tren seferlerini yeniden başlatıyor
Silah ticareti rakamlara dahil değil
Kookmin Üniversitesi profesörü ve Korea Risk Group Direktörü Andrey Lankov, Nikiforov’un açıkladığı 34 milyon dolarlık rakamın, Rusya’dan barter usulüyle yapılan silah ve diğer mal sevkiyatını muhtemelen içermediğini ifade etti.
NK News‘e konuşan Lankov, “Bu rakam, sıradan geleneksel ticareti yansıtıyor,” dedi.
Seul yönetimi, Kuzey Kore’nin Ukrayna’daki savaş süresince Rusya ordusuna yaptığı mühimmat ve topçu sevkiyatından yaklaşık 20 milyar dolar kazandığını düşünüyor.
Kuzey Kore’den bira ve tütün ithalatı
Nikiforov’a göre, Rus girişimciler Kuzey Kore’de üretilen ürünleri de ithal etmeye başladı. Bu ürünler arasında tütün ve bira öne çıkıyor.
Rusya’ya Taedonggang ve Tumangang markalı biraların yanı sıra ginseng bazlı ilaçlar, kozmetik ürünleri ve giyim eşyaları da sevk ediliyor. Lankov, bu tür sevkiyatlarla “Rusya’nın, Kuzey Kore’nin ekonomisini canlandırması için basit yollar bulmaya çalıştığını” öne sürdü.
Lankov, “Tütün ve bira, yoksul ülkelerin kalkınması için klasik yöntemlerdir,” diye ekledi.
Dongseo Üniversitesi’nde Rus ekonomisi üzerine araştırmalar yapan Chris Munday ise NK News‘e yaptığı açıklamada, Rusya ile Kuzey Kore arasındaki mevcut alışveriş rejiminin, takasın ana mekanizma olduğu “modern öncesi” bir ticaret sistemini andırdığını belirtti.
İnternet ve mobil iletişimin bulunmadığı Kuzey Kore’de iş dünyasıyla iletişim kurmak, sabit bir telefon numarasından geri arama talebi içeren sıradan mektuplar aracılığıyla sağlanıyor.
Rusya
Rusya’dan İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına kınama

Rusya Dışişleri Bakanlığı, İsrail’in İran topraklarına yönelik gece saatlerinde düzenlediği saldırıları sert bir dille kınayarak, bu eylemlerin BM Şartı’nı ihlal ettiğini belirtti. Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov ise, Moskova’nın gerilimdeki keskin tırmanıştan endişe duyduğunu açıklarken, Rusya vatandaşlarına bölgeye seyahat etmemeleri yönünde uyarıda bulunuldu.
Rusya, İsrail’in gece saatlerinde İran topraklarına yönelik düzenlediği saldırılar nedeniyle son derece endişeli olduğunu belirterek, Orta Doğu’daki tehlikeli tırmanışı kınadı. Rusya Dışişleri Bakanlığı ve Kremlin’den yapılan açıklamalarda, saldırıların uluslararası hukuku ihlal ettiği vurgulanarak taraflara itidal çağrısında bulunuldu.
Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, İsrail’in eylemlerinin Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’nı ve uluslararası hukuk normlarını ihlal ettiği kaydedildi.
Açıklamada, BM üyesi egemen bir devlete yönelik saldırıların, özellikle de sivil hedeflere ve nükleer altyapıya yönelik olanların kabul edilemez olduğu ifade edildi. Bu tür eylemlerin bölgesel ve küresel güvenliği baltaladığının altı çizildi.
Saldırıların zamanlaması endişe yarattı
Bakanlık, saldırıların Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Yönetim Kurulu oturumu sırasında ve İran ile ABD arasında yapılması planlanan müzakerelerin hemen öncesinde gerçekleştirilmesinin özel bir endişe kaynağı olduğunu belirtti.
Moskova’ya göre bu durum, İran’ın nükleer programı etrafındaki gerilimi azaltma çabalarını boşa çıkardı.
Açıklamada, “Uluslararası toplum, barışı yok eden, bölgesel ve uluslararası güvenliğe zarar veren bu tür zulümlere kayıtsız kalamaz,” ifadeleri kullanıldı.
Rusya, uluslararası toplumu saldırıların olası sonuçları da dahil olmak üzere yaşananlara ilişkin objektif bir değerlendirme yapmaya çağırdı.
Kremlin’den kınama
Öte yandan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov da Rusya’nın İran ile İsrail arasındaki çatışmanın keskin bir şekilde tırmanmasından endişe duyduğunu ve bunu kınadığını söyledi.
TASS haber ajansının aktardığına göre Peskov, “Rusya endişeli ve gerilimdeki keskin tırmanışı kınıyor,” dedi.
Putin anbean bilgilendiriliyor
Kremlin Sözcüsü Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in İsrail ve İran arasındaki durumun gelişimi hakkında anlık olarak bilgilendirildiğini de aktardı.
Peskov, “Devlet Başkanı Putin, bölgede meydana gelen olaylar hakkında Rusya Savunma Bakanlığı, Dış İstihbarat Servisi ve Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla gerçek zamanlı olarak rapor alıyor,” diye konuştu.
Vatandaşlara ‘bölgeye gitmeyin’ uyarısı
Gelişmelerin ardından Rusya’nın diplomatik temsilcilikleri, vatandaşlarına yönelik seyahat uyarıları yayımladı.
Rusya’nın Tel Aviv Büyükelçiliği, ülkedeki durum normale dönene kadar vatandaşlarına İsrail’i ziyaret etmemelerini tavsiye etti.
Halihazırda İsrail’de bulunanların ise sakin kalmaları, dikkatli olmaları ve yerel makamların talimatlarına uymaları istendi.
İran’daki Rusya Büyükelçiliği de vatandaşlarına ülkeyi ziyaret etmemelerini önerdi. Ülkede bulunanlara ise resmi açıklamaları takip etmeleri, teyakkuzda olmaları ve askeri tesislerden kaçınmaları tavsiye edildi.
Ayrıca, Mısır’da bulunan Rus vatandaşları, İsrail sınırına olan 190 kilometrelik mesafe nedeniyle Orta Doğu’daki gerilimin tırmanmasının ardından daha dikkatli olmaları konusunda uyarıldı.
İran’ın misilleme tehdidi İsrail’de hayatı durma noktasına getirdi
-
Görüş2 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Asya5 gün önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Dünya Basını7 gün önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Avrupa2 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Rusya2 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 2
-
Dünya Basını2 hafta önce
Rusya ve Ukrayna heyetleri tekrar İstanbul’da: Masada neler var?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Savaş sonrası Suriye’yi dönüştüren ‘Sünni popülizm’