Bizi Takip Edin

RUSYA

Rusya, ‘Alman senaryosuna’ karşı

Yayınlanma

Rusya, Ukrayna’nın NATO üyeliğine, özellikle de ülkenin bir kısmının üyeliği içeren “Alman senaryosuna” karşı çıkarken, bu önerinin çatışmayı daha da tırmandıracağını savundu.

Rusya Dışişleri Bakanlığı Özel Temsilcisi Rodion Miroşnik, Moskova’nın, Ukrayna’nın NATO’ya katılımını içeren ve Kiev’in Rusya’nın kontrolündeki topraklardan feragat edeceği “Alman senaryosuna” karşı olduğunu belirtti.

İzvestiya gazetesine mülakat veren Miroşnik, “Ukrayna’nın herhangi bir kısmının NATO’ya katılması kesinlikle kabul edilemez ve bu durum yalnızca çatışmayı daha da tırmandırmaya yönelik bir girişim olarak değerlendirilebilir. NATO’nun Doğu Avrupa’ya doğru genişlemesi, halihazırda Ukrayna’daki mevcut krize yol açtı; dolayısıyla bu yöndeki adımlar çözüm değil, gerilimi artırıcı bir unsur olarak görülmelidir,” dedi.

Yetkili, “Alman senaryosu, İkinci Dünya Savaşı sonrası Almanya’nın durumuna benzetilerek, Ukrayna’nın bir bölümünün NATO’ya katılmasını öneriyor. Savaştan sonra, Almanya’nın batı bölgesi (Federal Almanya Cumhuriyeti) NATO’ya katılırken, doğu kısmı (Demokratik Almanya Cumhuriyeti) SSCB’nin etki alanına girerek Varşova Paktı’nın üyesi olmuştu,” anımsatmasını yaptı.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, geçtiğimiz temmuz ayında yaptığı açıklamada, ülkenin NATO üyeliği konusunda toprak kaybetmeden ilerleyip ilerleyemeyeceğine yalnızca Ukrayna halkının karar verebileceğini söylemişti.

Zelenskiy, “Eğer bize Alman modeli ya da başka bir model, Kore modeli gibi teklifler sunuluyorsa, bu tekliflerin amacını, kim tarafından ve hangi koşullarla yapıldığını anlamalıyız. Bu tür kararlar Ukrayna halkının genel görüşünü dikkate almalı, sadece benim düşüncemi değil,” ifadelerini kullanmıştı.

Financial Times, Batılı müttefiklerin bu sonbaharda “Alman senaryosunu” ciddi şekilde değerlendirmeye başladığını bildirdi.

Eski NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise Kiev’in NATO üyeliği karşılığında bazı topraklardan feragat edebileceğini açıkça ifade etti.

Stoltenberg, “Niyet varsa, her zaman bir çözüm bulunabilir. Bu durumda, NATO’nun kolektif savunma ilkesi olan 5. Maddeyi belirleyen sınır çizgisine ihtiyaç duyulacaktır. Ukrayna’nın bu sınıra kadar olan toprakları kontrol etmesi gerekir; bu çizgi ise uluslararası tanınan sınırlarla örtüşmek zorunda olmayabilir,” diye ekledi.

Financial Times gazetesinin kaynakları, “toprak karşılığında NATO” fikrinin hem Rusya’nın NATO üyeliğine kesinlikle karşı olan tavrı hem de ABD ve diğer NATO ülkelerinin bu öneriye hazır olup olmaması nedeniyle uygulamada zorluklar barındırdığını belirtti.

Haziran ayında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kiev ile barış görüşmelerinin başlaması için NATO üyeliğinden vazgeçme ve Ukrayna ordusunun Luhansk, Donetsk, Zaporojye ve Herson oblastlarından çekilmesi gibi şartlar öne sürdü. Zelenskiy ise bu talepleri bir “ültimatom” olarak nitelendirerek reddetti.

Le Monde: ABD, Ukrayna’nın NATO’ya katılımına artık karşı değil

RUSYA

Kremlin: Göçmenlere ihtiyacımız var

Yayınlanma

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın mevcut demografik zorlukları aşabilmesi ve dinamik bir kalkınma süreci yürütebilmesi için yurt dışından gelen işgücüne ihtiyacı olduğunu belirtti.

Peskov, RIA Novosti‘ye verdiği açıklamada, şu ifadeleri kullandı: “Son derece gergin bir demografik durumumuz var. Dünyanın en büyük ülkesi olan Rusya’da yaşıyoruz, ancak nüfusumuz yetersiz. Dinamik bir şekilde gelişebilmek ve tüm planlarımızı hayata geçirebilmek için çalışan ellere ihtiyacımız var. Bu nedenle onlara kucak açıyoruz.”

Sözcü, Rusya’daki kaçak göçmenlerin dini aşırıcılık da dahil olmak üzere çeşitli suçların yayılması için zemin hazırladığını vurgulayarak şu açıklamayı yaptı: “Sorun, göçmenler değil, kaçak göçmenlerdir. Yasal olmayan bir ortamda her türlü suç için ön koşullar ortaya çıkar.”

Rusya’nın göç politikaları, 22 Mart’ta Moskova’daki Crocus City Hall’da meydana gelen ve 145 kişinin öldüğü, 550’den fazla kişinin yaralandığı terör saldırısının ardından sıkılaştırıldı.

Saldırının faillerinin Tacikistan vatandaşı olması, kamuoyunda göçmen karşıtı bir dalgaya yol açtı.

Bu kapsamda kolluk kuvvetleri, 2013’ten bu yana kaçak göçmenlere yönelik en geniş kapsamlı operasyonu başlatarak 68 bölgede baskınlar düzenledi.

Haziran ayında Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma, yabancı vatandaşların haklarını kısıtlayan bir yasayı kabul etti. Yeni düzenlemeler kapsamında, göçmenlerin özel bir sicile kaydedilmesi ve yaşam alanlarını değiştirme, araç kullanma, evlenme ve banka hesabı açma gibi haklarının sınırlandırılması planlandı.

Eylül ayında İçişleri Bakanlığı, 2 milyondan fazla göçmenin Rusya’yı terk ettiğini açıkladı.

Doğum oranları kritik seviyede

Rusya’da düşük doğum oranları, demografik krizin en büyük göstergelerinden biri olarak göze çarpıyor.

Federal İstatistik Kurumu (Rosstat) verilerine göre toplam doğurganlık oranı, kadın başına sadece 1,4 çocuk seviyesinde.

Bu oranı “son derece düşük” olarak nitelendiren Peskov, nüfusun her yıl azaldığına dikkat çekmişti. 2023 yılı sonunda doğan çocuk sayısının 1,264 milyona düşmesi bekleniyor ki bu, 1999’dan bu yana en düşük rakam olacak. Uzmanlara göre, ülkenin doğum oranı 18. yüzyılın sonlarından bu yana rekor seviyede düşük.

Tacikistan, Rusya’yı göçmenlerin haklarını ihlal etmekle suçladı

Okumaya Devam Et

RUSYA

Putin’den füzelere yanıt: Çatışma küresel nitelik kazandı

Yayınlanma

Yazar

Rusya televizyonları yayınlarını keserek ve hiçbir duyuruda bulunmadan Putin’in açıklamasını girdiler. Açıklama televizyon yayınından bir süre sonra Kremlin internet sitesinde de yayınlandı.
Açıklamanın tam çevirisi:

* * *

“Daima bir cevap olacak”

Rusya Federasyonu silahlı kuvvetler personelini, ülkemizin yurttaşlarını, bütün dünyadaki dostlarımızı, keza Rusya’yı stratejik  bozguna uğratma fırsatıyla ilgili hayaller besleyenleri, bugün özel askeri harekat bölgesinde meydana gelen, topraklarımızda batı yapımı uzun menzilli silahlar kullanılmasından sonraki olaylar hakkında bilgilendirmek istiyorum.

Ukrayna’da batı tarafından provoke edilen çatışmayı tırmandırma siyasetine devam eden ABD ve onun NATO’daki müttefikleri daha önce, Rusya Federasyonu topraklarına karşı uzun menzilli yüksek hassasiyetli silah sistemlerini kullanma izni vermediklerini açıklamışlardı. Uzmanlar şunu iyi biliyorlar ve Rusya tarafı da devamlı surette vurguladı: bu silahları üreten ülkelerin askeri uzmanlarının doğrudan dahli olmaksızın benzer silahların kullanılması mümkün değildir.

19 Kasım günü ABD yapımı altı taktik ATACMS füzesiyle, ve 21 Kasım günü Büyük Britanya yapımı Storm Shadow ve ABD yapımı HIMARS sistemleriyle Rusya Federasyonu topraklarında, Bryansk ve Kursk oblastlerindeki askeri tesislere kombine bir füze saldırısı gerçekleştirildi. Bu andan itibaren, daha önce devamlı surette vurguladığımız gibi, Ukrayna’da batı tarafından provoke edilen bölgesel çatışma küresel bir niteliğin unsurlarını kazandı. Hava savunma sistemlerimiz bu saldırıları püskürttü. Neticede, düşmanın belli ki önüne koymuş olduğu hedeflere ulaşılamadı.

Bryansk oblastinde ATACMS füzelerinin parçalarının düşmesiyle çıkan yangın söndürüldü, kurban ve ciddi bir hasar yok. Kursk oblastinde saldırı, “Kuzey” ordu grubumuzun komuta noktalarından birine karşı yapıldı. Saldırı ve hava savunma muharebesi sonucunda ne yazık ki tesisin dış güvenlik birimleri personelinden zarar görenler, ölenler ve yaralananlar var. Yönetim noktasının komuta ve operasyon personeli zarar görmedi ve kıtalarımızın Kursk oblastindeki düşman birliklerini yok etme ve söküp atmaya yönelik faaliyetleri normal bir şekilde devam ediyor.

Bir kez daha özellikle vurgulamak istiyorum: düşmanın bu tür silahları kullanması özel askeri harekat bölgesinde askeri eylemlerin gidişatına etkide bulunamaz. Kıtalarımız bütün askeri temas hattı boyunca taarruza başarıyla devam ediyor. Önümüze koyduğumuz bütün görevler yerine getirilecektir.

Rusya silahlı kuvvetleri Amerikan ve Britanya uzun menzilli silahlarının kullanılmasına cevap olarak 21 Kasım’da Ukrayna’nın savunma sanayisi tesislerinden birini kombine bir saldırıyla vurmuştur. Askeri şartlarda, Rusya’nın orta menzilli yeni füze sistemlerinden biri, mevcut durumda nükleer olmayan hipersonik konfigürasyonda bir füze de denenmiştir. Füze uzmanlarımız bunun adını Oreşnik koydular. Deneme başarıyla tamamlandı, fırlatma hedefine ulaşıldı. Ukrayna topraklarında Dinyepropetrovsk şehrindeki büyük ve daha Sovyetler Birliği zamanından beri bilinen sanayi komplekslerinden bugün de füze ve diğer silahların üretimini yapan biri vuruldu.

Kısa ve orta menzilli füzeler tarafımızdan ABD’nin orta ve kısa menzilli füze üretimi ve Avrupa’ya ve Asya-Pasifik bölgesine konuşlandırma planlarına karşı cevabi tedbir olarak geliştirilmektedir. ABD’nin orta ve kısa menzilli füzelerin tasfiyesi anlaşmasını uydurma bir bahaneyle tek taraflı olarak yıkmakla hata ettiği kanısındayız. Bugünse ABD bu araçları sadece üretmekle kalmıyor, görüyoruz ki, kıtalarının eğitim faaliyetleri sırasında gelecek vaat eden füze sistemlerinin dünyanın muhtelif bölgelerine ve bu kapsamda Avrupa’ya da konuşlandırılması meseleleri üzerine çalıştılar. Dahası, tatbikatlar sırasında da bunların kullanılmasına yönelik eğitim veriyorlar.

Rusya’nın orta ve kısa menzilli füzeleri, bu türden Amerikan silahları dünyanın herhangi bir bölgesinde ortaya çıkıncaya kadar konuşlandırmama yükümlülüğünü gönüllü ve tek taraflı olarak üstlendiğini hatırlatırım.

Tekrar ediyorum: Oreşnik füze sisteminin muharebe şartlarında denenmesi, tarafımızdan, NATO ülkelerinin Rusya’ya karşı saldırgan eylemlerine cevap olarak gerçekleştiriliyor. Orta ve kısa menzilli füzelerin konuşlandırılmasına devam edilip edilmeyeceği meselesine tarafımızdan ABD ve uydularının eylemlerine bağlı olarak karar verilecektir. Modern füze komplekslerimizin denenmesine devam edilmesi sırasında yok edilecek hedefler tarafımızdan Rusya Federasyonu’nun güvenliğine yönelik tehditler dikkate alınarak belirlenecektir. Silahlarımızı, kendi  silahlarının bizim tesislerimize karşı kullanılmasına izin veren ülkelerin askeri hedeflerine karşı kullanma hakkımız olduğu kanısındayız; saldırgan eylemlerin devam etmesi durumunda da kararlı ve simetrik bir şekilde cevap vereceğiz. Rusya’ya karşı kendi muhariplerini kullanma planları kuran ülkelerin yönetici elitlerine bu hususta ciddiyetle düşünmelerini tavsiye ediyorum.

Elbette, Ukrayna topraklarında zaruret halinde ve cevabi tedbir olarak Oreşnik gibi sistemlerle vurulacak hedefleri seçerken orada bulunan sivillere tehlikeli bölgeleri terk etmelerini önerecek ve dost devletlerin yurttaşlarından da bunu rica edeceğiz. Bunu insani mülahazalarla yapacağız: açıkça, kamuoyu önünde, bu istihbaratı alacak düşman tarafından girişilecek karşı tedbirlerden endişe etmeden.

Neden endişe etmeden? Çünkü bu tür silahlara karşı koyacak vasıtalar günümüzde mevcut bulunmuyor. Füzeler hedeflere 10 Mach, saniyede 2,5-3 kilometre hızla saldırıyor. Dünyada mevcut modern hava savunma sistemleri ve Amerikalıların yaptığı Avrupa’daki füzesavar sistemleri bu tür füzeleri yakalayamaz, bu mümkün değil.

Bir kez daha vurguluyorum: uluslararası güvenlik sistemini yıkan Rusya değil ABD’dir ve mücadeleye devam ederken kendi hegemonyasına sarılıyor, bütün dünyayı küresel bir çatışmaya itiyorlar. Biz, bütün tartışmalı meseleleri barışçıl vasıtalarla çözmeyi her zaman tercih ettik ve bugün de hazırız, ama hadiselerin her türlü gelişmesine de aynı şekilde hazırız.

Eğer bundan şüphesi olanlar varsa beyhude; daima bir cevap olacak.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Ukrayna, Rusya’nın ilk kez kıtalararası balistik füzeyle saldırdığını iddia etti

Yayınlanma

Ukrayna Hava Kuvvetleri, Rusya’nın bu sabah (21 Kasım) Ukrayna’ya yönelik saldırısında, Astrahan oblastından bir kıtalararası balistik füze  fırlattığını duyurdu.

Reuters ajansı söz konusu saldırının, Rusya’nın savaşın başlangıcından bu yana ilk kez bu kadar uzun menzilli bir füze kullandığına işaret ettiğini yazdı.

Bu saldırı, Ukrayna’nın bu hafta Rusya topraklarını hedef almak için ABD ve İngiltere’den sağlanan füzeleri kullanmasının hemen ardından gerçekleşti.

Moskova, bu tür eylemlerin çatışmayı daha da tırmandıracağı yönünde uyarılarda bulunmuştu.

Kiev, açıklamasında füze türüne dair ayrıntı vermeyerek, “Rusya’nın Astrahan oblastı topraklarından kıtalararası balistik füze fırlatıldı,” ifadelerini kullandı.

Bu tür balistik füzeler hem nükleer hem de konvansiyonel savaş başlıkları taşıma kapasitesine sahip olmasıyla dikkat çekiyor.

Bir gün önce Ukrayna’daki Telegram kanallarında, kaynak belirtilmeksizin, Rusya’nın nükleer yük taşıma kapasitesine sahip RS-26 Rubej füzeleri ile Ukrayna’yı hedef alabileceği yönünde iddialar ortaya atıldı.

Aynı gün ABD, İtalya, Yunanistan ve İspanya, Ukrayna’daki büyükelçiliklerini geçici olarak kapatma kararı aldı.

Dinyeper Bölgesel Askeri Yönetim Başkanı Sergey Lisak, saldırının bir rehabilitasyon merkezine hasar verdiğini belirtti.

Merkezin kazan dairesi kısmen tahrip olurken, onlarca pencere kırıldı. Olayda can kaybı yaşanmadı.

Fakat dokuz garaj, bir sanayi tesisi ve iki özel ev zarar gördü. Evlerden birinde çıkan yangın kontrol altına alındı.

Rusya’nın saldırıları yalnızca Dinyeper ile sınırlı kalmadı. Kiev, Odessa ve Suma oblastları da hedef alındı. Bu bölgelerde elektrik arzında ciddi aksaklıklar meydana geldi.

İsviçreli askeri uzman Bosshard ile mülakat: Rusya’dan hangi karşılık beklenebilir?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English