Bizi Takip Edin

RUSYA

Rusya’da enflasyon, Nisan 2022’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı

Yayınlanma

Rusya’da enflasyon, 2022 yılının nisan ayından sonra en yüksek seviyeye ulaşarak, gıda fiyatlarında dramatik artışlara yol açtı. Uzmanlar, rubledeki değer kaybı ve tarımsal üretimdeki düşüşün enflasyonu daha da artırabileceğini belirtiyor.

Rusya’da enflasyon, yetkililerin fiyatları dizginleme çabalarına ve Merkez Bankası’nın faiz oranlarını 2000’li yılların başındaki seviyelere yükseltmesine rağmen tırmanışını sürdürüyor.

Rosstat, çarşamba günü açıkladığı verilerde, tüketici fiyat endeksinin 19-25 Kasım haftasında yüzde 0,36 artış gösterdiğini duyurdu.

Bu artışla birlikte enflasyon, ay başından bu yana yüzde 1,15, yılbaşından bu yana ise yüzde 7,8 yükseldi.

Kasım ayındaki aylık enflasyon artışı, Nisan 2022’den bu yana en yüksek seviyeye ulaştı (söz konusu dönemde fiyatlar yüzde 1,56 artmıştı).

Ayın henüz tamamlanmayan dört haftalık dönemindeki artış, ekim ayının tamamında kaydedilen artışın (yüzde 0,75) 1,5 katına, ağustos ve eylül aylarının toplamındaki artışın (yüzde 0,2 ve yüzde 0,48) ise iki katına ulaştı.

Gıda enflasyonunun en çarpıcı örnekleri süpermarketlerin manav reyonlarında görülüyor.

Rosstat verilerine göre, yılbaşından bu yana patates fiyatları yüzde 78,4, lahana yüzde 30,7, pancar ise yüzde 27 oranında arttı. Hükümetin Türkiye ve İran’dan ithalatı artırma çabalarına rağmen tereyağı fiyatlarındaki artış yüzde 31,6’ya ulaştı.

Yılbaşından bu yana koyun eti yüzde 21,9, ekşi krema yüzde 16,4, süt yüzde 15,7 oranında zamlandı. Elma fiyatları yüzde 15’in, ekmek fiyatları ise yüzde 13’ün üzerinde artış gösterdi.

Rosstat’a göre domates bir yıl öncesine göre yüzde 22,5, salatalık yüzde 40,8, soğan ise yüzde 17 daha pahalı.

Bloomberg Economics Rusya ekonomisti Aleksandr İsakov, genel gıda enflasyonunun Ocak 2023’ten bu yana ilk kez yüzde 10’u aşmasını kısmen tarımsal sorunlara bağlıyor: Don olayları ve ardından yaşanan kuraklık nedeniyle hasat geçen yıla göre düşük kaldı.

Buna ek olarak yaptırımlar da çiftçilerin ekipman ve tohum tedarikini zorlaştırıp maliyetleri artırıyor.

Merkez Bankası’nın enflasyonist baskıyı azaltmak için temel faiz oranını daha da yükselteceği ve İsakov’un tahminlerine göre muhtemelen yüzde 25’e çıkaracağı öngörülüyor; bu Vladimir Putin’in 2000 yılında ilk devlet başkanlığı dönemine başladığı dönemdeki seviyeye denk geliyor.

Merkez Bankası’nın eski başkan yardımcısı Oleg Vyugin, kurumun gelecek yıl büyümeyi dengelemeyi ve 2026’da yüzde 4’lük yıllık hedefine ulaşmayı vaat etmesine rağmen, Rusya’nın en az önümüzdeki iki ila üç yıl boyunca yüksek enflasyonla yaşamak zorunda kalacağını kaydetti.

Bütçe harcamalarının arttığına ve bu kaynakların üretim yapmayan ordu ve güvenlik kurumlarına aktarıldığına dikkat çeken Vyugin, “Geçmişte bu durum bir şekilde ithalatla dengeleniyordu, ancak şimdi yaptırımlar nedeniyle süreç zorlaşıyor ve asıl sorun, kur artışları nedeniyle ithalat maliyetlerinin yükselmesi,” ifadelerini kullandı.

RUSYA

Rus petrolünün varil fiyatı bu yıl 50 doların altına düşebilir

Yayınlanma

OPEC+ ülkelerinin petrol üretimini artırması ve Donald Trump’ın başlattığı ticaret savaşlarının küresel ekonomiyi yavaşlatması, önde gelen analistleri petrol fiyatı tahminlerini düşürmeye yöneltiyor. Bu tahminler gerçekleşirse, Rus petrolünün varil fiyatı 50 doların altına inebilir. Düşen petrol fiyatları ve rublenin değer kazanması, Rusya bütçesi için ciddi sorunlar yaratabilir ve hükümeti harcamaları kısmaya zorlayabilir.

OPEC+ ülkelerinin petrol üretimini artırması ve Donald Trump’ın başlattığı ticaret savaşlarının küresel ekonomiyi yavaşlatması, önde gelen analistleri dünya petrol fiyatlarına ilişkin tahminlerini düşürmeye zorluyor.

Bu değerlendirmelerin doğrulanması hâlinde, Rus petrolünün varil fiyatı 50 doların altına düşebilir.

Bloomberg‘in aktardığına göre, en büyük yatırım bankaları arasında en karamsar tahminleri Citigroup ve JPMorgan Chase yapıyor.

Söz konusu bankalar, Brent petrolünün varil fiyatının bu yıl içinde 60-65 dolara düşmesini bekliyor. Citigroup, ortalama fiyatın ikinci ve üçüncü çeyreklerde 60 dolar olacağını, dördüncü çeyrekte ise 55 dolara gerileyeceğini öngörerek en ciddi yaklaşımı sergiliyor.

JPMorgan’ın değerlendirmesi ise daha uzun vadede fiyatların toparlanacağına dair umut vermiyor: Banka, 2026’da ortalama fiyatın 61 dolar olacağını ve ABD’nin Rus ve İran petrolüne yönelik yaptırımlarını hafifletmesi sonucunda varil fiyatının 50 dolara kadar düşebileceğini tahmin ediyor.

Düşüş eğilimine, doğrudan büyük ölçekli petrol operasyonlarıyla ilgilenen petrol tüccarları da katılıyor.

Seçim kampanyasındaki açıklamalarına bakarak Trump’ın petrol sektörüne verdiği desteğin sektöre önemli fayda sağlayacağı düşünülüyordu. Ancak fiyatlardaki düşüş, üretim yapan şirketlerin işine gelmiyor ve Trump, düzenlemeleri hafifletmekle ilgilenmiyor; zira kendisi ticaret savaşlarıyla meşgul.

En büyük petrol tüccarlarından Gunvor’un yönetim kurulu başkanı Torbjörn Törnqvist, geçen hafta Houston’daki bir enerji konferansında yaptığı açıklamada, “Petrol endüstrisi çok fazla sondaj yapıyor. Hem OPEC içinde hem de dışında, talep artışının haklı çıkarabileceğinden daha fazla sondaj yapılıyor,” ifadelerini kullandı.

OPEC+ ülkeleri, mart ayının başlarında, geçen eylül ayından bu yana üç kez erteledikleri petrol arzını nisan ayından itibaren kademeli olarak artırma konusunda anlaştılar.

Aynı zamanda analistler, Trump’ın ticaret ortaklarına karşı uyguladığı çok sayıda gümrük vergisi nedeniyle küresel ekonomide büyümenin yavaşlayacağını öngörmeye başladılar ve bu duruma ticaret ortakları da kendi kısıtlamalarıyla karşılık veriyor.

Ek bir olumsuz faktör ise tüketici ve girişimci güvenini zayıflatmaya başlayan belirsizlik.

Sonuç olarak, diğer önde gelen yatırım bankalarına göre daha uzun süre yüksek petrol fiyatı tahminlerini koruyan Goldman Sachs, pazartesi günü tahminini 70-85 dolardan 65-80 dolara düşürdü.

Bankanın analiz raporunda, “Brent’in önümüzdeki aylarda 70 doların üzerinde kalmasını bekliyoruz,” ancak “70 doları artık bir destek seviyesi olarak görmüyoruz,” değerlendirmesine yer verildi.

Morgan Stanley ve Bank of America, fiyatın yılın ikinci yarısında varil başına 65-70 dolar civarında dalgalanmasını bekliyor.

OPEC+’ın kararının ardından Brent 70 doların altına düştü ve o zamandan beri bu seviye civarında işlem görüyor. Pazartesi günü saat 20.00 itibarıyla varil fiyatı yaklaşık 71 dolardı.

Bu arada, Rus Ural petrolünün fiyatı, Joe Biden yönetiminin Rus petrol filosuna ve sektörüne yönelik veda yaptırımlarını uygulamaya koymasının ardından son iki aydır varil başına yaklaşık 15 ila 16 dolar indirimli işlem görüyor.

Bu durum, Maliye Bakanlığı’nın varil başına 69,7 dolar fiyat öngördüğü bütçe için ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Yılın başında Ural petrolünün varili 70 dolar ve üzerinde satılırken, şubat ayının başında 62 dolara, mart ayında ise son 14 ayın en düşük seviyesi olan 54 dolara kadar geriledi.

Brent’in 60 dolara düşmesi ve indirimlerin devam etmesi hâlinde, Rus petrolünün varil fiyatı yaklaşık 45 dolar olabilir.

Bütçe için ek bir darbe ise ulusal para biriminin değer kazanması, bu da hükümetin satılan varillerden daha az ruble elde etmesine neden oluyor. Yılın başında dolar 102 rublenin üzerindeyken, pazartesi günü 84 rublenin altına geriledi.

Finam ekonomisti Olga Belenkaya’ya göre, Ural petorlünün varil fiyatının 50 doların altına düşmesi durumunda, hükümetin 60 doların altındaki fiyatlarda bütçe açığını kapatmak için kullanması gereken Varlık Fonu’ndaki kaynaklar bir yıl yeterli olacak.

Ukrayna’daki askeri müdahalenin başlangıcından bu yana, fonun likit, yani harcanmamış kaynaklarının hacmi üçte bir oranında azaldı ve geriye kalan 37,5 milyar dolar Çin yuanı ve altın, 2008’de Varlık Fonu’nun kurulmasından bu yana en düşük seviyede.

MMI analistleri, Ural petrolünün varil fiyatının 50 doların altına düşmesi durumunda hükümetin bütçede kesintiye gitmek zorunda kalacağını yazıyor.

Ancak, Rusya ile ABD arasındaki ilişkilerde gerginliğin azalması durumunda, Ural petrolünün Brent’e göre iskontosu azalabilir. Örneğin, Trump yönetimi, yaptırımları, petrol için tavan fiyatı konusunu da kapsayacak şekilde hafifletmeyi düşünüyor.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Gazprom, 1 trilyon rubleden fazla zarar açıkladı

Yayınlanma

Rus enerji devi Gazprom, 2024 yılında 1,076 trilyon ruble zarar açıkladı. Bu durum, şirketin 2023’teki 696 milyar rublelik kârının aksine büyük bir düşüşe işaret ediyor. Zararın temel nedenleri arasında Gazprom Neft hisselerinin değer kaybetmesi ve ertelenmiş gelir vergisi giderlerindeki artış yer alıyor.

Rusya’nın enerji devi Gazprom, 2024 yılında 1,076 trilyon ruble (yaklaşık 11,7 milyar dolar) net zarar açıkladı.

RBK gazetesinin aktardığına göre Gazprom’dan yapılan açıklamada, zararın temel nedenleri şöyle sıralandı:

“Gazprom’un ana şirketinin muhasebe raporlarında gösterilen zararın oluşmasında en büyük etkenler, Gazprom Neft hisselerinin piyasa değerindeki 852 milyar rublelik düşüş ve 1 Ocak 2025’ten itibaren vergi oranının yüzde 25’e yükseltilmesiyle bağlantılı olarak ertelenmiş gelir vergisi giderlerindeki 444 milyar rublelik artış olmuştur.”

Şirket, 2023 yılını 696 milyar ruble kâr ile kapatmıştı.

Geçtiğimiz yıl Gazprom hisseleri yaklaşık yüzde 17 oranında değer kaybetti ve yılı hisse başına 133 ruble seviyesinde tamamladı.

Aralık ayında ise hisse fiyatları 2009 yılından bu yana en düşük seviyeyi görerek hisse başına 105 rubleye kadar gerilemişti.

Fakat daha sonra hisseler yükselişe geçti ve 17 Mart’ta birim başına 170 rubleden fazla işlem gördü.

Gazprom Neft hisseleri de 2024 yılının ilk çeyreğine kıyasla Kasım ayına kadar önemli ölçüde değer kaybetti. En düşük seviyede yaklaşık 520 rubleden işlem gören hisseler, şu an hafif bir yükseliş göstererek 17 Mart’ta 615-620 ruble aralığında işlem görüyor.

Ancak bir yıl önce bu rakam 810 rubleden fazlaydı.

Gazprom, Mayıs 2024’te 2023 yılına ait Uluslararası Finansal Raporlama Standartları’na (UFRS) göre hazırlanan raporunu yayımlamış ve şirketin bir önceki yıl elde ettiği 1,23 trilyon ruble kâra karşılık 629 milyar ruble zarar ettiğini duyurmuştu.

Şirket, UFRS’ye göre en son 1999 yılında 79 milyar ruble zarar açıklamıştı.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rusya, stratejik maden şirketi Dalpolimetal’i devletleştirdi

Yayınlanma

Rusya’da, Primorskiy Krayı Dalnegorsk Bölge Mahkemesi, ülkenin en büyük kurşun konsantresi üreticilerinden biri olan madencilik ve metalürji kompleksi Dalpolimetal’in hisselerinin tamamının devlete devredilmesine karar verdi. Başsavcı Yardımcısı İgor Tkaçev’in yolsuzluk gerekçesiyle açtığı dava sonucunda alınan bu karar, şirketin stratejik önemi ve mühimmat üretiminde kullanılan ürünleri nedeniyle dikkat çekiyor. Eski Duma Milletvekili Eduard Yanukov’un da aralarında bulunduğu davalılar hakkındaki suçlamalar mahkeme tarafından kabul edildi.

Rusya’nın Primorskiy Krayındaki Dalnegorsk Bölge Mahkemesi, ülkenin en büyük kurşun konsantresi üreticilerinden Dalpolimetal madencilik ve metalürji kompleksinin yüzde 100 hissesinin devlet mülkiyetine devredilmesine hükmetti.

Kommersant gazetesinin haberine göre karar, Başsavcı Yardımcısı İgor Tkaçev’in, şirketin mal varlığının yolsuzluk yoluyla elde edildiği iddiasıyla açtığı dava sonucunda alındı.

Davalılar arasında iş insanı ve eski alt parlamento kanadı Duma milletvekili Eduard Yanukov da bulunuyordu. Mahkeme, savcılığın iddialarını yerinde buldu.

Dalpolimetal, stratejik öneme sahip bir işletme olarak biliniyor. Şirketin ürettiği kurşun ve çinko konsantreleri, mühimmat ve askeri teçhizat üretiminde kullanılıyor.

Şirketin varlıklarının değeri 32 milyar ruble, maden rezervlerinin değeri ise 270 milyar ruble olarak tahmin ediliyor.

Son dönemde Dalpolimetal’in mali durumu kötüleşmişti. 2022’de 101,1 milyon ruble net kâr elde eden şirket, 2023’te 165,5 milyon ruble net zarar açıkladı.

Şirketin cirosu ise 3,63 milyar ruble ile neredeyse değişmedi. Geçtiğimiz ay şirketin borçlarının toplam varlıklarını 1 milyar ruble aşması ve alacaklıların çok sayıda iflas davası açması nedeniyle Dalpolimetal hakkında denetim süreci başlatıldı.

Örneğin Sberbank, şirketten 1,72 milyar ruble talep ediyor.

Geçtiğimiz yıl, Primorskiy Krayı Valisi Oleg Kojemyako, Dalpolimetal’in hissedarları arasında yabancıların bulunduğunu ve şirketin, daha önce devletleştirilen Dalnegorsk Maden İşleme Tesisi ile aynı kaderi paylaşabileceğini belirtmişti.

2008-2011 yılları arasında Amur oblastından Duma milletvekilliği yapan Yanukov, 2009 yılında Dalpolimetal’in çoğunluk hissesini (yüzde 50+1 hisse) Rus Madencilik Şirketi aracılığıyla satın almıştı.

İş insanının Letonya’da gayrimenkul, iş ve oturma iznine sahip olduğu ve burada Rusça bir gazete çıkardığı biliniyor.

Son dönemde Dalpolimetal’in en büyük hissedarı (yüzde 67 hisse), 2022’den beri doğrudan Yanukov’a ait olan Çanam şirketiydi.

Uzun süre Seyşeller, Britanya Virjin Adaları ve Güney Kıbrıs gibi farklı ülkelerdeki yapılar tarafından kontrol edilen offshore şirket, Mart 2024’te Rusya’daki Russkiy Adası’na yeniden kaydedildi.

Geri kalan hisseler ise Güney Kıbrıs merkezli Mimoro Constructions ve Wanester Management şirketlerine (her biri yüzde 16,5) aitti. Şubat ayında, Başsavcılığın talebi üzerine mahkeme, şirketin varlıklarına el koymuştu.

Dalpolimetal, Primorskiy Krayı’nda Nikolayevskoye, Verhneye, Partizanskoye, Yujnoye, Mayminovskoye ve Silinskoye olmak üzere altı maden yatağını işletiyor.

2023’te şirket 791,8 bin ton cevher çıkardı ve üretimin neredeyse tamamı (yüzde 98,9) Kore ve Çin’e ihraç edildi.

Geçtiğimiz yıl ise şirket, bir önceki yıla göre 10,3 bin ton daha az, yani 32 bin ton kurşun ve çinko konsantresi üretti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English