Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Şam’dan diplomaside çoklu atak: Moskova, Cezayir, Umman, Riyad, Abu Dabi, Tahran, Ankara…

Yayınlanma

Mayıs ayındaki Arap Birliği zirvesi öncesinde Şam merkezli diplomasi çabaları önem kazandı. Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Suriye’ye büyükelçi atanması talimatı verdi. Türkiye, Suriye İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Moskova’da bir araya geldi. Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, Cezayir Cumhurbaşkanı ile telefonda görüştü. Gelişmeleri yakından izleyen İsrail’de ise “endişe” var.

Suriye’nin Türkiye ile normalleşme temasları Moskova merkezli devam ederken Arap devletleri ile doğrudan temaslar öne çıkıyor. Şam, Mayıs ayındaki Arap Birliği zirvesi öncesinde bölgesel diplomaside “geri dönüş” için uygun zemini yakaladığını düşünüyor.

Türkiye ile normalleşmede seçim gündemine dahil olmak istemeyen Şam’ın Ankara’dan talebi egemen bir devlet olarak muamele görmek. Bu bakımdan Şam karşıtı silahlı gruplara desteğin kesilmesi ve Türk askerlerinin Suriye’den çekilmesi yönünde atılacak adımları Suriye tarafı kendisi açısından öncelik olarak görüyor.

Türkiye ise sınırında ABD destekli bir “terör koridoru” oluşacağı endişesiyle asker çekmeyi öncelik olarak görmüyor ancak devlet ricali “Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılıyız” mesajı veriyor. Bunu yeterli görmeyen Şam’ın kaygılarını gidermek içinse Moskova, 2019 yılında “Adana Mutabakatı” formülünü canlandırmıştı.

Türkiye’de yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde Ankara-Şam hattında üst düzey temaslar için “erken” yorumları yapılırken iki taraf da teması kesmemeye özen gösteriyor. Moskova’nın arabuluculuğunda yürütülen müzakerelere İran’ın da katılımıyla oluşan dörtlü format Dışişleri Bakan Yardımcıları düzeyinde bir araya geldi.

Rusya Dışişleri Bakan Sergey Lavrov’un açılış konuşmasını yaptığı toplantıda, Dışişleri Bakan Yardımcısı Burak Akçapar Türk heyetine başkanlık ediyor.

Toplantıya Rusya’yı temsilen Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Orta Doğu ve Afrika Ülkeleri Özel Temsilcisi Mihail Bogdanov, İran’ı temsilen Dışişleri Bakanı Siyasi İşler Danışmanı Ali Asgar Hacı, Esed rejimini temsilen de Dışişleri Bakan Yardımcısı Eymen Susan katılıyor.

Diplomatik kaynaklar, Moskova görüşmelerinin 4 ülkenin dışişleri bakanları arasında yapılması beklenen toplantı için zemin yoklaması niteliğinde olduğunu kaydediyor.

Tunus’tan Şam’a büyükelçi kararı

Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said, Suriye’ye büyükelçi atanması talimatı verdi. Cumhurbaşkanlığından yazılı açıklamada Kays Said’in, Tunus Dışişleri Bakanı Nebil Ammar’ı Kartaca Sarayı’nda kabul ettiği kaydedildi. Bu görüşmede Cumhurbaşkanı Said’in görüşme sırasında Suriye’ye büyükelçi atanması için resmi sürecin başlatılması talimatı verdiği duyuruldu.

Tunus da bir çok Arap ülkesi gibi Suriye ile diplomatik ilişkiler 11 yıl önce kesilmişti. 2017’de Suriye ile sınırlı diplomatik temsile geri dönen Tunus, 2018’in sonunda iki ülke arasındaki hava trafiğini yeniden başlatma kararı almıştı.

Esad Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun ile görüştü

Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulmecit Tebbune ile telefon görüşmesi yaptı. İki lider Suriye’deki son durumu görüştü. Esad, deprem sonrasında Cezayir’in ülkesine verdiği destek dolayısıyla Cezayir Cumhurbaşkanına teşekkür etti.

Cezayir 2011 yılında Suriye’de başlayan istikrarsızlık nedeniyle ilişkilerini Şam’la koparmayan nadir ülkelerden. Suriye’nin Arap dünyası ile normalleşmesinde de Cezayir ara buluculuk rolüyle öne çıkmıştı. Geçtiğimiz yıl Arap Birliği toplantısına ev sahipliği yapan Cezayir, Suriye’nin toplantıya katılımı konusunda aktif diplomasi yürütmüş ancak pürüzleri giderememişti.

Bu yıl ki Arap Birliği toplantısı ise 19 Mayıs’ta Suudi Arabistan da yapılacak. Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) de devrede olduğu Şam – Riyad normalleşme sürecinin de etkisiyle Beşar Esad’a zirve davetiyesi çıkması bekleniyor.

Irak, Suudi Arabistan, Suriye ve İran’ın Umman’daki büyükelçileri “bölgesel barışı” görüştü.

Bölge devletlerinin elçileri Suriye için bir araya geliyor

Irak, Suudi Arabistan, Suriye ve İran’ın Muskat büyükelçilerinin, Umman’da bir araya geldi. “Bölgesel barış” konusunu ele aldı.

Umman basınında yer alan habere göre, Irak’ın Muskat Büyükelçisi Kays el-Amiri, mevkidaşları Suudi Arabistan Büyükelçisi Abdullah bin Suud el-Anazi, Suriye’deki Esed rejiminin Büyükelçisi İdris Maya ve İran Büyükelçisi Ali Necefi’yi konuk etti.

Amiri, basına yaptığı açıklamada Suudi Arabistan, Suriye ve İran büyükelçileriyle bir araya gelerek, “bölgesel barış ışığında” bölge ülkelerini bekleyen büyük fırsatlar hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını belirtti.

Mevkidaşlarını konuk etmekten duyduğu mutluluğu dile getiren Amiri, “Topraklarında toplanmamızı sağlayan Umman’ın ve gerginlik dönemleri boyunca bölgedeki kardeş ve dost ülkeler arasında diyaloğu kolaylaştırmaya önem gösteren barış yurdu Bağdat’ın çabaları olmasaydı bu gerçekleşemezdi” ifadelerini kullandı.

İsrail yakından izliyor

İbranice yayın yapan Maariv, Suudi Arabistan’ın Beşar Esad’ı davet edeceği yönündeki haberleri okurlarına “önemli bir gelişme” olarak duyurdu. Gazeteye normalleşme sürecini “Suriye ile bazı Arap ülkeleri arasındaki yakınlaşma Yeni Ortadoğu’nun oluşmasıdır” sözleriyle olarak değerlendirdi.

İsrail’in kamu yayın kuruluşu Kan’ın Arap İlişkileri muhabiri Roi Kais, “Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ile Körfez ülkeleri arasındaki yakınlaşma O’na (Esad’a) politikalarını değiştirme şansı verebilir” yorumunda bulundu.

Jerusalem Post’ta Seth J. Frantzman da Suriye’nin bölge devletleriyle yeni ilişkiler kurmasını ele aldı. Frantzman, Riyad – Tahran arasında Çin’in arabuluculuğunda gelişen normalleşme süreci ile eş anlı yürüyen Suriye normalleşmesini “Suriye her seferinde bir ülkeyle bağlarını tazeliyor. Suudi Arabistan bu projenin en değerli parçası” değerlendirmesinde bulundu.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İİT-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi başladı: İsrail’in soykırımı ve İran’a saldırıları kınandı

Yayınlanma

Riyad zirvesi

ABD Başkanı Donald Trump görevi devralmadan önce İslam ve Arap ülkeleri, İsrail’in Gazze soykırımına yönelik tepkisini ortak zirvede deklare etti.

İsrail’in Filistin topraklarına ve Lübnan’a yönelik devam eden saldırıları ve ateşkesin ele alınacağı İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) -Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da başladı.

11 Kasım 2023’te Riyad’da düzenlenen İİT-Arap Birliği ortak zirvesinin devamı niteliğindeki zirveye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Lübnan Başbakanı Necib Mikati ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani başta olmak üzere çok sayıda Arap ve Müslüman ülke lideri katıldı.

İran lideri Mesud Pezeşkiyan’ın zirveye katılmaması dikkat çekti. Pezeşkiyan dün akşam Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ı arayarak “yoğun programı” nedeniyle zirveye katılamayacağını bildirmişti.

Zirvenin açılış konuşmasını yapan Muhammed bin Selman, İsrail’in Filistin’deki saldırılarını ilk kez “soykırım” olarak niteledi ve İsrail’in İran’a yönelik saldırganlığını kınadı.

Selman zirvenin İsrail’in Filistin topraklarına yönelik saldırılarının gölgesinde gerçekleştirildiğine işaret ederek, İsrail’in saldırılarını kesin bir şekilde reddettiklerini belirtti. Filistin devletinin kurulmasının gerekliliğine vurgu yapan Bin Selman, iki devletli çözüm lehinde daha fazla ülkenin desteğini seferber ettiklerini ifade etti.

Filistin yönetiminin rolünün azaltılmasını reddettiklerini belirten Bin Selman, UNRWA’nın bölgede görevini yerine getirmesinin engellenmesinden üzüntü duyduklarını kaydetti.

Bin Selman, İsrail’in Lübnan’da gerçekleştirdiği saldırıları ve ülkenin güvenliğini tehdit etmelerini kınadıklarını söyledi. ​​​​​​​

“Bir avuç Batılı ülke…”

Selman, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarını da kınayarak uluslararası toplumun İsrail’i “kardeş İran İslam Cumhuriyeti’nin egemenliğine saygı göstermeye” zorlaması gerektiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da konuşmasında “İsrail’in amacı Gazze’ye yerleşmek, Doğu Kudüs dahil olmak üzere Batı Şeria’daki Filistin varlığını yok etmek ve nihayetinde ilhak etmektir. Adım adım buraya doğru bir gidiş söz konusudur. Buna engel olmalıyız” dedi. Erdoğan, “Bir avuç Batılı ülke, İsrail’e askeri, siyasi, ekonomik ve moral açıdan her türlü desteği verirken Müslüman ülkelerin tepki göstermekte yetersiz kalması, maalesef sahadaki durumun bu noktaya gelmesine yol açmıştır. Uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler Şartı temelinde Filistin’de soykırım suçu işleyenlere özellikle zorlayıcı tedbirler alınması için girişimlerimizi eş güdüm halinde sürdürmemiz fevkalade önemlidir” dedi.

“İslam ülkeleri olarak öncülük etmeliyiz”

Aralarındaki görüş ve tutum farklılıklarının ortak davalarında ayak bağı olmasına izin verilmemesi talebini dile getiren Erdoğan, “Filistinli kardeşlerimizin de kendi içlerinde milli birlik sağlayabilmelerini gönülden arzu ediyoruz. Bunu da ayrıca teşvik ediyoruz. Aziz kardeşlerim, İslam ülkeleri olarak İsrail’e karşı atılabilecek adımlara öncülük etmeliyiz. Her şeyden önce İsrail’e silah ambargosu uygulanması, İsrail’le ticaretin sonlandırılması ve İsrail’in saldırganlığı sona ermedikçe uluslararası alanda tecrit edilmesi, son derece mühimdir. Türkiye olarak İsrail’e yönelik ticari kısıtlamaları yürürlüğe koyduk. Netanyahu hükümetine Filistin topraklarını işgalinin maliyeti olduğunu hissettirecek somut ve gerçekçi tüm önerileri hayata geçirmeye hazırız” şeklinde konuştu.

7 Ekim’den bu yana 9 ülkenin daha Filistin Devletini tanıdığını dile getiren Erdoğan, “Güvenlik Konseyindeki direncin de aşılarak Filistin Devletinin Birleşmiş Milletler üyesi olduğu günleri göreceğine inanıyoruz” dedi.

İİT-Arap Birliği Olağanüstü Ortak Zirvesi’nin ilk toplantısı, İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırganlığını ele almak üzere Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da gerçekleştirilmesi öngörülen Arap Birliği Zirvesi ile 8. Olağanüstü İslam Zirvesi’nin tek çatı altında birleştirilmesi sonucunda 11 Kasım 2023’te Riyad’da yapılmıştı.

 

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Lübnan’da ateşkes diplomasisi hızlanırken işgalin genişletilmesine onay verildi

Yayınlanma

ABD Başkanı Trump, görevi devralmadan Lübnan cephesinde ateşkes sağlanması için Biden yönetimine mesaj iletti. Netanyahu, birinci adamını müzakere için ABD’ye gönderirken Genelkurmay Başkanı olası müzakerelerde el yükseltmek için Lübnan’ın güneyindeki işgali genişletme planını onayladı. Hizbullah ise uzun bir savaş için yeterli silah, teçhizat ve malzemeye sahip olduklarını açıkladı.

İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, Hizbullah ile ateşkesi görüşmek için ABD’ye gitti. ABD başkanı seçilen Trump’ın, Joe Biden yönetimine, İsrail ile Hizbullah arasında ateşkes sağlanması çabalarında ilerleme kaydedilmesi gerektiği mesajını ilettiği öne sürüldü.

İsrail basınında çıkan haberde, Başbakan Binyamin Netanyahu’ya yakınlığıyla bilinen İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’in Dermer’in geçen hafta Rusya’ya “gizli bir ziyarette” bulunduğu belirtildi. Dermer’in Rusya ziyaretinin Hizbullah ile ateşkese varılması çabalarının bir parçası olduğu ifade edildi. Hizbullah ile varılacak ateşkes görüşmelerinde “kilit role sahip olduğu” söylenen Dermer’in ofisi, Rusya ziyaretine ilişkin yorum yapmadı.

“Lübnan’da ateşkes” iddialarının perde arkası

Öte yandan Dermer’in Hizbullah ile ateşkesi görüşmek için ABD’ye gittiği kaydedildi. Axios’ta yer alan haberde, Dermer’in Trump ile de görüşmesinin planlandığı belirtildi.

Netanyahu, kabine toplantısı sonrası yayımladığı görüntülü mesajda, ABD Başkanı seçilen Donald Trump ile son birkaç günde önemli 3 görüşme gerçekleştirdiğini belirtmişti.

Yedioth Ahronot gazetesinin ismini açıklamayan ABD’li yetkililere dayandırdığı haberinde ise Trump’ın Biden yönetimine İsrail ile Hizbullah arasında ateşkese varılmasına ilişkin mesaj yolladığı belirtildi. Gazeteye konuşan ABD’li yetkililer, Biden’ın Kıdemli Danışmanı Amos Hochstein’ın iki tarafın da anlaşmaya varabileceğinden, bir yılı aşkın süredir devam eden çatışmalara ve İsrail’in Lübnan’ın güneyine düzenlediği saldırılara son vereceğinden emin olduğunu söyledi. Gazete ismini paylaşmadığı İsrail’deki siyasi yetkililere dayandırdığı haberinde ise “(Lübnan ile) ateşkes olasılığının da tartışıldığını” öne sürdü.

Öte yandan, İsrail Cumhurbaşkanlığı ofisinden yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un Biden ile salı günü Beyaz Saray’da bir araya geleceği belirtildi.

“Lübnan’da ateşkes” iddialarının perde arkası

Öte yandan İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’nin, Lübnan’ın güneyine yönelik kara saldırısının genişletilmesini onayladığı belirtildi.

İsrail devlet televizyonu KAN’ın haberinde, İsrail ordusu ve güvenlik teşkilatının geçen hafta Lübnan’a yönelik kara saldırısının sonlandırılmasını duyurmayı değerlendirdiği ileri sürülmüştü. Lübnan’dan çekilme konuşulurken ve ateşkes müzakereleri için diplomasi devreye girerken Halevi’nin yeni planı onaylaması masada el yükseltme taktiği olarak değerlendirildi.

WSJ: Hizbullah’ın direnişi İsrail için eziyete dönüşebilir

Hizbullah Sözcüsü Muhammed Afifi ise tüm cephelerde uzun sürecek bir savaş için yeterli silah, teçhizat ve malzemeye sahip olduklarını söyledi.

Afifi, Lübnan’ın başkenti Beyrut’un Hizbullah’ın kalesi olarak bilinen Dahiye bölgesindeki Seyyid el-Şüheda Külliyesinde “Şehitler Günü” dolayısıyla bir basın toplantısı düzenledi. İsrail ordusunun tüm imkanlarına rağmen Lübnan’ın güneyindeki hiç bir yerleşim yerinde tam olarak kontrolü ele geçiremediğini aktaran Afifi, İsrail’e seslenerek “Savaşınızı asla hava üstünlüğüyle ya da sivil, kadın ve çocukları öldürerek kazanamayacaksınız. Karada ilerleyemediğiniz ve etkili bir kontrol sağlayamadığınız sürece, asla siyasi hedeflerinize ulaşamayacaksınız ve kuzey halkı asla geri dönmeyecek” ifadelerini kullandı.

Afifi, İsrail tarafından Hizbullah’ın füze stokunun sadece yüzde 20’sinin kaldığına yönelik iddialarına ilişkin cevabı sahada verdiklerini belirterek Tel Aviv, Hayfa ve Golan’daki bazı noktaları füzelerle hedef aldıklarını dile getirdi.

“Özellikle ön saflarda, her düzeyde hazırlandığımız uzun bir savaş için yeterli silah, teçhizat ve malzemeye sahibiz” ifadesini kullanan Afifi, Hizbullah’ın Lübnan ordusuyla da iyi bir ilişki içerisinde olduğunu ve tüm çabalara rağmen bu bağın koparılmayacağını belirtti.

Hizbullah’la 8 Ekim 2023’ten beri kontrollü çatışmalara devam eden İsrail ordusu, 23 Eylül’den bu yana da Lübnan’ın güney kentlerinin yanı sıra Bekaa ve Baalbek bölgeleri ile başkent Beyrut’un güneyine saldırılar düzenliyor. İsrail, Hizbullah’ın, Litani Nehri’nin kuzeyine çekilmesini istiyor.  Lübnan Sağlık Bakanlığı verilerine göre, İsrail ordusunun 8 Ekim 2023’ten bu yana sürdürdüğü saldırılarda 194’ü çocuk ve 621’i kadın olmak üzere toplam 3 bin 189 kişi öldü, 14 bin 78 kişi yaralandı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Netanyahu “savaşı” bahane ederek yolsuzluk duruşmasında erteleme talep etti

Yayınlanma

İsrail basınında yer alan haberlere göre İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun hukuk ekibi Bölge Mahkemesi’ne başvurarak yolsuzluk davasındaki ifadesinin iki buçuk ay ertelenmesini talep etti. Avukatlar Netanyahu’nun savunma için hazırlanması gereken süre zarfında meydana gelen bir dizi “güvenlik” olayının bu görevi “imkânsız” hale getirdiğini iddia etti.

Talepte son aylarda savaşta yaşanan önemli gelişmelerin, acil güvenlik veya diplomatik ihtiyaçlar doğurduğunu ve başbakanın ifadesine hazırlanması için gerekli zamanı bu faaliyetlere ayırdığı ifade edildi. Bu küçük ertelemenin, savunmanın ifadeye düzgün bir şekilde hazırlanmasına olanak tanıyacağı ve kamu yararına zarar vermeyeceği savunuldu.

Yolsuzluk davalarına karşı koltuğunu korumaya çalışıyor

Süregelen savaşın Netanyahu’nun ifadesine hazırlanmasını engellediği gerekçesiyle savunmanın erteleme talep etmesi bekleniyordu; ayrıca başbakanın bu dönemde mahkemede bulunamayacağı da ileri sürülüyor çünkü mahkemenin güvenli bir oda veya sığınağı bulunmuyor. Pazar günü yapılan bir habere göre, Netanyahu şu anda güvenlik yetkililerinin talimatları doğrultusunda, Başbakanlık Ofisi’nin üst katındaki normal ofisi yerine bodrum katında güçlendirilmiş bir odada çalışıyor.

Kanal 12’nin haberine göre Netanyahu çalışma arkadaşlarına, geçen ay evinin Hizbullah’a ait bir İHA tarafından vurulmasının ardından daha iyi korunan bodrum katındaki odayı kullanması ve düzenli olarak vakit geçirdiği bilinen herhangi bir yerde bulunmaması yönünde talimat aldığını söyledi.

Hizbullah’ın 19 Ekim’de Lübnan’dan fırlattığı patlayıcı yüklü bir İHA Netanyahu’nun evinde olmadığı bir sırada infilak etmiş ve yatak odasının camını kırarak küçük çaplı hasara yol açmıştı.

Netanyahu, hakkındaki suçlamalar ilk kez gündeme geldiğinde istifa etmeyi reddetmiş ve ülkeyi yönetirken mahkemede yargılanabileceğini savunmuştu. Erteleme talebi, hükümet denetleme kuruluşlarının başbakanın görevden çekilmesini sağlamak için Yüksek Mahkeme’ye yeni dilekçeler sunmasına yol açabilir; önceki benzer dilekçeler daha önce reddedilmişti.

Daha önce temmuz ayında Netanyahu’nun hukuk ekibi, ifadenin kasımdan Mart 2025’e ertelenmesini istemiş, ancak mahkeme bu talebi reddetmiş ve tarihi aralık ayı olarak belirlemişti.

“Gül” ve “yaprak” Netanyahu’yu yakacak

Başbakan, iki davada dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma; üçüncü davada ise rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarıyla yargılanıyor. Yaklaşık beş yıl önce, Ocak 2020’de suçlandı ve dava o yılın mayıs ayında başladı.

Netanyahu, herhangi bir suiistimalde bulunmadığını ısrarla belirtiyor ve suçlamaların polis ve devlet savcılığı tarafından yürütülen bir cadı avının ürünü olduğunu iddia ediyor.

Netanyahu, henüz kürsüye çıkmadı; ancak birkaç kez mahkemeye katıldı. Ana sanık olarak, savunma tanıklarını sunarken çapraz sorguya tabi tutulacak ilk kişi olması planlanıyor.

Öte yandan dava sürecinin yavaş ilerlemesi eleştirilere yol açıyor. Mevcut durumda, davanın ve olası temyizlerin 2028-2029’dan önce sona ermesi pek olası görülmüyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English