Bizi Takip Edin

AVRUPA

Sırbistan ile Kosova anlaşmaya yakın

Yayınlanma

Sırbistan ile Kosova arasında dün Avrupa Birliği (AB) nezaretinde gerçekleşen toplantıda Brüksel’in teklfi zımni onay aldı. Taraflar henüz imza atmadı ve gözler, mart ayında yapılması planlanan ikinci tur görüşmelere çevrildi.

Brüksel’de Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandr Vučić ve Kosova Başbakanı Albin Kurti arasındaki görüşmelere ev sahipliği yapan Avrupa Birliği’nin (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, her iki liderin de önerdikleri metin üzerinde ‘daha fazla tartışmaya gerek olmadığı’ konusunda mutabık kaldıklarını söyledi.

Kosova ve Sırbistan liderleri olmadan basın mensuplarına konuşan Borrell, “Bugün ilerleme kaydedildi ve tarafları angajmanları için takdir ediyorum” ifadelerini kullandı.

Görüşmelerin son turu aylarca süren ‘mekik diplomasisinin’ ardından gelirken, AB’li üst düzey diplomatlar diyalogun ilk kez kriz yönetiminden normalleşmeye ilişkin gerçek tartışmalara doğru ilerlediğini belirtti.

Borrell, “Aynı zamanda, bugün taraflarca kabul edilenlerin uygulanmasını sağlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Anlaşmaya varmak önemli ama üzerinde mutabık kalınanların uygulanması daha da önemli” diye ekledi.

Yetkili, nihai anlaşmanın uygulanmasına yönelik adımları belirleyecek olan ek belgenin karara bağlanması için önümüzdeki ay liderler düzeyinde yeni görüşmeler yapılacağını da sözlerine ekledi.

11 maddelik plan

Fransa ve Almanya tarafından sunulan ve AB üyesi 27 ülkenin tamamı tarafından desteklenen belge, pazartesi gecesi kamuoyuyla paylaşıldı.

11 maddelik belgeye göre taraflar, birbirlerinin statülerinin tanınmasına halel getirmeksizin anlaşmazlığı çözmek için şiddete başvurmayacak ve Belgrad da Kosova’nın temel taleplerinden biri olan uluslararası kuruluşlara katılımını engellemeye çalışmayacak.

Metnin birinci maddesi, “Taraflar birbirleriyle eşit haklara dayalı, normal ve iyi komşuluk ilişkileri geliştireceklerdir. Taraflar, pasaport, diploma, plaka ve gümrük damgaları dahil olmak üzere kendi belgelerini ve ulusal sembollerini karşılıklı olarak tanıyacaklardır” şeklinde.

Belgrad’a Kosova’yı bağımsız bir devlet olarak tanıması şart koşulmayacak, ancak pasaport, diploma ve plaka gibi resmi belgeleri tanımayı ve Kosova’nın AB de dahil uluslararası örgütlere üyeliğini engellememeyi kabul edecek.

4. maddeye göre de ‘Sırbistan, Kosova’nın herhangi bir uluslararası örgüte üyeliğine itiraz etmeyecek.’

Bununla beraber plan, her iki tarafa da ‘Kosova’daki Sırp toplumu için uygun bir özyönetim düzeyi ve Sırbistan’ın mali desteği olasılığı gibi belirli alanlarda hizmet sunma kabiliyeti sağlama’ çağrısında bulunuyor.

Sırbistan, Kosova’nın Sırpların çoğunlukta olduğu bir belediyeler birliği kurması konusunda ısrarcı olsa da Priştine, egemenliğini zayıflatacak ve anayasasını ihlal edecek ayrılıkçı bir enklav yaratılmasından korktuğunu savunarak bu talebe karşılık vermede isteksiz.

Öte yandan 5. madde, AB antlaşmalarında yer alan ‘temel değerlere’ özel bir atıfta bulunarak, “Taraflardan herhangi biri, diğer tarafın AB yolunda kendi değerlerine dayalı olarak ilerlemesini engellemeyecek veya başkalarını engellemeye teşvik etmeyecektir” ifadelerini içeriyor.

Ek görüşmeler devam edecek

Ayrıca diğer tartışmalı konuların, anlaşmanın ve önceki taahhütlerin uygulanmasına ilişkin bir ekin parçası olması bekleniyor.

Borrell, bu ekin anlaşmanın ‘ayrılmaz bir parçası’ olduğunu ancak pazartesi günü üzerinde anlaşmaya varılmadığını dile getirdi.

Yetkili, önümüzdeki ay yapılacak bir sonraki AB zirvesinden önce eke son şeklini vermek amacıyla mart ayı ortası ya da sonunda bir liderler toplantısı daha düzenleneceğini de sözlerine ekledi.

Sırbistan, ilgili toplantının 18 Mart’ta Kuzey Makedonya’da yapılmasını öneriyor.

Pazartesi günkü toplantı öncesinde Almanya Başbakanı Olaf Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, her iki lidere de ortak bir mektup yazarak anlaşmayı desteklemeleri çağrısında bulunmuştu.

ABD’nin Batı Balkanlar’dan sorumlu üst düzey diplomatı Gabriel Escobar da aynı gün Brüksel’deydi.

Belgrad umutsuz, Priştine olumlu bakıyor

Bunun yanı sıra toplantının akşam geç saatlerde sona ermesinin ardından hem Kurti hem de Vučić, birbirlerini anlaşma konusunda daha fazla ilerleme kaydedememekle suçladı.

Sırbistan Cumhurbaşkanı, anlaşmanın hızlı bir şekilde uygulanması umutlarını söndürmeyeceğini ve taviz vermeyeceğini ifade etti.

Vučić, “Görüşmemiz iyi oldu ve bölgedeki insanların güvenliğini tehlikeye atacak tek taraflı eylemelerin üstesinden gelebileceğimize inanıyorum” diye konuştu.

Görüşmelerin ‘özel bir şey olmadığını’ vurgulayan Vučić, “Bir yol haritamız yok, millet, yok. Oturup yol haritası üzerinde çalışmamız gerekiyor” yorumunu yaptı.

Kurti ise daha olumlu konuştu, Sırp tarafının hazır olması halinde anlaşmayı imzalayacağını açıkladı.

Brüksel’de basın mensuplarına konuşan Kurti, “Hepimizin hemfikir olmasına rağmen bu akşam anlaşmayı imzalamamış olmamız üzücü” ifadelerini kullandı.

Anlaşmanın taraflar arasında eşitliği, simetriyi ve iyi komşuluğu tam manasıyla tesis ettiğini savunan Kurti, “Sırbistan ile ilişkilerimizin normalleşmesi ve iyi komşuluğa giden doğru bir yolda olduğumuza inanıyorum” değerlendirmesinde bulundu.

AVRUPA

Alman hükümeti bütçe açığının nasıl kapatılacağı konusunda anlaşamıyor

Yayınlanma

Alman hükümeti yakın zamanda alınan bir üst mahkeme kararının yarattığı bütçe açığını kapatmak için çabalarken, önerilen çözümler üç partili koalisyonu çatırdatıyor.

Alman Anayasa Mahkemesinin yakın zamanda aldığı karar, ülkenin bütçesinde 60 milyar avroluk bir boşluk yarattı ve COVID-19 kriziyle gerekçelendirilen borcun ‘İklim ve Dönüşüm Fonu’ için kullanılmasını yasakladı.

Liberal FDP’li Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner cumartesi günü Funke Mediengruppe’ye verdiği demeçte, “Üç büyük maliyet bloğuyla uğraşmak zorunda kalacağız,” dedi. Lindner, bunların sosyal harcamalar, uluslararası yardım ve sübvansiyon programlarını içereceğini söyledi.

Lindner, 2024 yılında 17 milyar avronun hâlâ kayıp olduğunu ve kayıp 60 milyar avronun önümüzdeki birkaç yıla yayılacağını açıkladı.

Lindner, Almanya’nın kalkınma yardımları ve iklim finansmanında yurtdışında lider olduğunu belirterek, “Belki de ikinci sıra ile olan fark azaltılabilir,” dedi.

Alman hükümeti, borç frenini bu yıl içinde kaldırmayı hedefliyor

Şansölye Scholz’un partisi SPD ise Lindner ile benzer düşünmüyor. SPD’li Kalkınma Bakanı Svenja Schulze, Linder’in değerlendirmesiyle ilgili olarak Focus Online’a verdiği demeçte, “Dünyanın en güçlü üçüncü ekonomisiyiz ve en büyük dördüncü donörüyüz. Arkadan bakarsanız bu sadece birinciliktir,” dedi.

SPD lideri Lars Klingbeil dpa’ya yaptığı açıklamada, kullanılmayan COVID borçlarının iklim fonuna aktarılmasının mümkün olmadığını belirterek, “SPD olarak bizim için bu, doğal olarak diğer iki şey hakkında şimdi konuşmamız gerektiği anlamına da geliyor,” dedi. Bu iki başlık, vergileri yükseltmeme ve anayasal borç freni. Koalisyon hükümeti, bunları sorgulamamayı kabul etmişti ama şimdi bu anlayış birliği bozuluyor.

FDP, Klingbeil’in bu tür tartışmaları başlatmasından memnun değil zira vergileri artırmama sözü FDP’nin koalisyon hükümetine katılması için bir koşuldu. FDP Genel Başkan Yardımcısı Johannes Vogel, “Vergi artışları sadece koalisyon anlaşmasında haklı olarak reddedilmekle kalmıyor, aynı zamanda rekabet gücümüz için de tamamen yanlış bir şey olacaktır,” dedi.

Vogel ayrıca gelecek yıl için borç freninin askıya alınmasını da reddetti. Vogel ntv.de’ye yaptığı açıklamada, “Devletin bir gelir sorunu yok, ancak şimdi daha net bir şekilde önceliklerini belirlemeli, reform ihtiyacının farkına varmalı ve elindeki kaynakları hassas bir şekilde kullanmalı,” dedi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Kiev’de seferberlik kapsamında silah altına alınanların terhis edilmesi talebiyle miting

Yayınlanma

Ukrayna’nın başkenti Kiev’de dün, Rusya’nın Şubat 2022’de askeri müdahalesinin başlamasından bu yana seferberlik kapsamında silah altına alınan askerlerin terhis edilmesi talebiyle miting düzenlendi.

Strana haber portalında yer alan habere göre gösteri Kiev’deki belediye binası önünde yapıldı. Gösteriye Ukraynalı savaş esirlerinin esir takasının yeniden başlatılmasını talep eden yakınları da katıldı.

Ukrayna’da yayımlanan Hromadske gazetesine göre, askerlerin 18 ay hizmet ettikten sonra terhis edilmelerini talep eden asker yakınları da bir önceki gün, kentin Bağımsızlık Meydanı’nda miting düzenledi.

Yanı sıra Lviv, Odessa ve Suma gibi ülkenin farklı bölgelerinde de benzer mitingler yapıldığı bildirildi.

Askeri personelin terhis edilmesini talep eden gösteriler kasım ayında Kiev’de ve diğer bölgelerde iki kez gerçeklemişti. Daha önce Ukrayna Devlet Başkanlığı’nın internet sitesinde, cephe hattındaki askeri personelin hizmet süresinin 18 ay ile sınırlandırılması önerisini içeren bir dilekçe yayımlanmıştı.

Söz konusu dilekçede, devlet başkanı tarafından değerlendirilmek üzere 25 bin imza yer almıştı. Ukrayna parlamentosu da benzer terhis koşullarını belirleyecek bir yasa tasarısı sundu ancak henüz değerlendirmeye alınmadı.

Ukrayna Devlet Başkanı, kamu görevlileri ve milletvekillerinin silah altına alınması önerisini değerlendirecek

Bununla birlikte Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, daha önce vatana ihanetle suçlanan milletvekili Aleksandr Dubinskiy tarafından Yüksek Rada’ya (parlamento) sunulan ve kamu görevlileri ile milletvekillerine yönelik askerlik hizmeti yasa tasarılarının derhal ele alınması yoluyla adil bir seferberlik uygulanması çağrısında bulunan dilekçeyi değerlendirmeye alacağı duyuruldu.

Dilekçe metninde, “Ukrayna Devlet Başkanı’na, vatandaşların, özellikle de milletvekillerinin ve kamu görevlilerin adil bir şekilde seferber edilmesine katkıda bulunacak yasa tasarılarını acil olarak tanımlaması talebiyle başvuruyoruz,” denilmişti.

Ukrayna liderine yapılan çağrının yazarı, şu anda vatana ihanetle suçlanan ve gözaltında tutulan milletvekili Dubinskiy’di. Metinde Dubinskiy, kamu görevlileri ve milletvekillerinin seferberlikten kaçınmasına imkân sağlayan mevcut kuralların toplumsal gerilim üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu ve vatandaşların anayasa önünde eşitliğini ihlal ettiğini belirtmişti.

Ukrayna’da geçen yılın şubat ayından bu yana genel seferberlik uygulanıyor ve söz konusu uygulama birkaç kez uzatıldı.

Diğer yandan seferberlik uygulamasına dair medyada periyodik olarak askerlerin celp dağıtırken vatandaşlara güç kullanmaları, sağlık nedenleriyle askerliğe elverişli olmayan kişilerin silah altına alınmaları, milletvekillerinin ve kamu görevlilerinin askerlik çağındaki oğullarını yurt dışına kaçırmalarına dair haberler yer alıyor.

CNN: Yabancı paralı askerler gerçek savaşa şahit olduktan sonra Ukrayna’yı terk ediyor

Okumaya Devam Et

AVRUPA

FT: AB’nin Ukrayna’ya 50 milyar avroluk yardımı bütçe anlaşmazlıkları nedeniyle tehlikeye girdi

Yayınlanma

İngiliz Financial Times (FT) gazetesinin ilgili tartışmalara katılan temsilcilere dayandırdığı haberinde, Avrupa Birliği’nde (AB) bütçe konusunda yaşanan anlaşmazlıkların, 14-15 Aralık tarihlerinde düzenlenecek AB zirvesinde karara bağlanacak olan dört yıllık yardım programı kapsamında Ukrayna’ya 50 milyar avro sağlanmasını tehlikeye attığı belirtildi.

Haberde, AB ülkelerinin ‘zirve öncesinde Ukrayna’ya 50 milyar avro mali yardımın yer aldığı ortak bütçeyi yenileme konusunda anlaşmaya varmaktan çok uzak’ olduğu kaydedildi.

Gazeteye konuşan ismi belirtilmeyen bir yetkiliye bütçe konusunda anlaşmaya varmak ‘çok ama çok zor’ olacak.

Öte yandan Kiev yönetiminin 2027 yılına kadar ödeme gücünü koruyabilmesi için söz konusu yardıma ihtiyacı olduğu biliniyor.

Gazete, uzun vadeli yardımın yanı sıra önümüzdeki dört yıl boyunca Ukrayna’ya 20 milyar avroluk askeri yardım önerisinin onaylanmamasının ‘yaz aylarındaki karşı taarruzun başarısız olması ve Batı desteğinin azalmasına ilişkin artan endişelerin ardından durumun Kiev’i zora sokacağını’ söyledi.

Yetkili, “Hakikat anı yaklaşıyor,” vurgusunu yaptı.

Daha önce Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Ukrayna ile üyelik müzakerelerine başlanması konusunun AB zirvesinin gündemine alınmaması gerektiğini söylemişti.

Orban, Budapeşte’nin söz konusu müzakerelere karşı olduğunu, zira Ukrayna’nın buna hazır olmadığını ve böyle bir adımın sonuçlarının analiz edilmediğini düşündüğünü ifade etmişti.

AB Komisyonu, Ukrayna’ya 18 milyar avroluk makro-finansal yardım programı kapsamında yardımlarda bulunuyor. 20 Haziran’da Komisyon, AB ülkelerini 2024-2027 dönemi için topluluk bütçesine ek katkıda bulunmaya çağırmıştı, bu da önümüzdeki dört yıl boyunca Ukrayna için 50 milyar avroluk bütçe yardım programının onaylanması için gerekli.

Belçika, Macaristan, Slovakya ve diğer bazı ülkeler, ekim ayı sonunda Brüksel’de düzenlenen AB zirvesinde, üye ülkelerden Ukrayna’ya ilave bütçe katkısı tahsis edilmesi fikrini veto etmişti. Bu nedenle Ukrayna’ya yönelik uzun vadeli AB yardım programları henüz kabul edilmedi.

ABD Dış İlişkiler Konseyi eski başkanı Haass: Ukrayna’nın kaybettiği toprakları geri kazanması mümkün değil

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English