Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Sivil itaatsizlik eylemleri İsrail’i karıştırdı

Yayınlanma

İsrail’de Başbakan Binyamin Netanyahu hükümetinin yargının yetkilerini kısıtlayan yasal düzenlemesine karşı dün ülke genelinde sivil itaatsizlik eylemleri başlatıldı. Polisin müdahale ettiği eylemler sırasında Netanyahu’nun eşi bir kuaförde saatlerce mahsur kaldı. Eylemler sürerken İsrail Meclisi, İsraillileri öldürmekle suçlanan Filistinli mahkumlara idam cezasını oyladı.

Foto: Mostafa Alkharouf/AA

İsrail Meclisi, hükümetin yargı düzenlemesi ve diğer yasama görüşmeleri için toplanırken ülke genelinde binlerce gösterici söz konusu yargı düzenlemesine karşı sivil itaatsizlik eylemleri düzenledi. Sabah saatlerinde göstericiler, Tel Aviv ile Kudüs arasındaki 1 numaralı otoyolu yanlarında getirdikleri dikenli tellerle kapattı. İsrail polisi buradaki göstericilere müdahale ederek yolu trafiğe açtı.

Tel Aviv’in farklı noktalarında da ellerinde İsrail bayrakları ve çeşitli pankartlar bulunan binlerce İsrailli sokaklara indi, kentteki kavşaklara doluşarak yolları kapattı. İsrail polisi, Tel Aviv’deki göstericilere cop, atlı polis birlikleri, ses bombaları ve TOMA’larla müdahale etti. Benzer şekilde, İsrailli göstericilerin, Netanyahu koalisyonunda yer alan bazı bakan ve milletvekillerinin dışarı çıkmasını engellemek için evlerinin önünde toplandığı bildirildi.

Muhalefetten eylemlere destek

İsrail’deki ana muhalefet partisi “Gelecek Var” ile muhalefetteki “İşçi Partisi”, milletvekillerinin Meclis Genel Kurulu’ndaki oturumu terk ederek “hükümetin saldırganlığı ve İsrail demokrasinin yıkımını protesto eden binlerce vatansever göstericiye” katıldığı duyurdu.

Kuaförde mahsur kaldı

Basında çıkan haberlere göre, Netanyahu’nun eşi Sara Netanyahu’nun gittiği kuaförün önünde toplanan yüzlerce kişi, dev İsrail bayrağı açtı, sloganlar attı. Haaretz, İsrail polisinin bölgeye takviye gönderdiği ve göstericileri güç kullanarak alandan uzaklaştırmaya başladığı bilgisini geçti. Başbakan Netanyahu, eşi henüz kuafördeyken sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Anarşistler (Yair) Lapid’in liderliğinde kırmızı çizgileri aşmaya devam ediyor. Şu anda karım Sara’yı tehdit ve taciz ediyorlar. Lapid ve muhalefete bunu derhal durdurmaları ve bu emsalsiz utanç verici durumu sonlandırmaları çağrısı yapıyorum” ifadesini kullandı. Muhalefetteki Lapid ve eski Savunma Bakanı Benny Gantz, protestoculara Netanyahu’nun salondan ayrılmasına müsaade etmesi çağrısı yaptı. İsrail televizyonları, Netanyahu’nun eşinin, polislerin güç kullanarak göstericileri uzaklaştırmasının ardından, yoğun güvenlik önlemleri altında Tel Aviv’deki kuaförden tahliye edilmesini canlı yayınladı.

Sara Netanyahu, eşinin yargılandığı yolsuzluk davalarından “pahalı hediyeler” dosyasında iş adamlarından on binlerce dolarlık hediyenin kendisine talebi doğrultusunda verildiği iddiasıyla yer alıyor.

Foto: Mostafa Alkharouf/AA

‘Teröristler!’

Olayla ilgili sosyal medya hesabından açıklama yapan Netanyahu’nun oğlu Yair Netanyahu, “Bunlar protestocu değil. Onlar anarşist bile değiller. Onlar terörist! Bu aydınlanmış Avrupalı solcular, barbar kardeşleri Filistinlilerin [ideolojik] ikizleri oldular. Bugün Tel Aviv’e giren bir sağcı, Ramallah’a yarmulka giyen bir Yahudi gibi. İyi ki bu sefer iş linçle bitmedi. Eninde sonunda tüm bunları organize ve finanse edenlerden hesap sorulacak ve sonu parmaklıklar ardına düşmek olacak” diye yazdı. Oğul Netanyahu, eğer aynı şeyin Yair Lapid ya da diğer eski başbakanların eşine yapılsa polisin farklı davranacağını iddia etti: “Polis onları kanlar içinde kaldırımdan doğruca polise veya Şin Bet’in sorgu odalarına sürüklerdi, hakim ve savcılık tutukluluk sürelerini 2040’a kadar uzatırdı.”

İdam yasası ilk oylamadan geçti

Dışarıda eylemler sürerken İsrail Meclisi, İsraillileri öldürmekle suçlanan Filistinli mahkumlara idam cezası verilmesini öngören yasa teklifini hazırlık oturumunda ilk kez onayladı. Meclis’ten yapılan yazılı açıklamada, hazırlık oturumunda 55 milletvekili lehte oy verirken, 9 milletvekili ise karşı oy kullandı. Hazırlık oturumunda onaylanmasının ardından yasayı hangi komitenin hazırlayacağını belirlemek üzere Meclis Komitesi’ne başvurulacak.

İsrail’de terör suçluları için idam cezası getiren yasa teklifi 26 Şubat’ta Meclis Komitesi’nde kabul edilmişti. Teklifin, Meclis’te yapılacak üç oylamada da onaylanarak yasalaşması halinde, “İsrail vatandaşlarına karşı” terör suçu işleyenlere idam cezası verilebilecek.

Etnik temizlik çağrısı

Öte yandan Netanyahu’nun koalisyon ortaklarından Dini Siyonizm Partisi lideri ve Maliye Bakanı Smotrich, bir panelde yaptığı konuşmada, Yahudi yerleşimcilerin 26 Şubat’ta Nablus’un güneyindeki Huvvara beldesinde Filistinlilere karşı giriştiği toplu saldırıları destekleyerek bölgede etnik temizlik çağrısı yaptı. Huvvara’nın “yok edilmesi” çağrısında bulunan sosyal medyadaki bir paylaşımı “neden beğendiği” sorulan Smotrich, “Çünkü Huvvara beldesinin yeryüzünden silinmesi gerektiğini düşünüyorum. Bence İsrail devleti bunu yapmalı. Bu, Tanrı esirgesin, vatandaşın eliyle yapılmamalı” dedi.

ORTADOĞU

İsrail Savunma Bakanı: Esir takası anlaşmasına “her zamankinden daha yakınız”

Yayınlanma

Hamas’ın yeni ateşkes teklifini İsrail’e iletmesinden sonra İsrail Dış İstihbarat Servisi Mossad Direktörü David Barnea, ateşkes şartlarını görüşmek için Katar’ın başkenti Doha’ya gitti. Hizbullah lideri Nasrallah da aynı gündemle Hamas heyetini ağırladı.

İsrail devlet televizyonu KAN’da yer alan haberde, Doha’ya giden Barnea’nın Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile görüşeceği belirtildi. Barnea ile Al Sani’nin görüşmesinde İsrail ile Hamas arasında esir takası konusunda gündeme gelen önerinin ele alınacağı ifade edildi.

Haberde, Barnea’nın Doha ziyaretinde müzakere heyetinde yer alan İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet (Şabak) Direktörü Ronen Bar ve İsrail ordusunda kayıp kişiler ve esirlerden sorumlu komutan Nitzan Alon’un yer almamasına dikkati çekildi.

Hizbullah-Hamas görüşmesi

Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah da Beyrut’ta, Hamas’ın Arap ve İslam Dünyasıyla İlişkiler Ofisi Başkanı Halil el-Hayye ile ateşkes müzakerelerini ele aldı.

Hizbullah’tan yapılan yazılı açıklamada, Nasrallah’ın, Hayye’nin başkanlık ettiği Hamas heyeti ile bir araya geldiği belirtildi.

İşgal altındaki Filistin toprakları ve özellikle de Gazze Şeridi’ndeki siyasi ve güvenlik konularının ele alındığı aktarılan açıklamada, görüşmede “Lübnan, Yemen ve Irak destek cephelerinin” de konuşulduğu ifade edildi.

Gazze Şeridi’nde ateşkes için son günlerde konuşulan öneri ve müzakerelerin ele alındığı vurgulanan açıklamada, görüşmede taraflar arasındaki koordinasyonu sürdürme konusunda mutabık kalındığı kaydedildi.

Mossad’dan 3 Temmuz’da yapılan yazılı açıklamada, esir takası müzakerelerinde arabuluculuk yapan tarafların, Hamas’ın ateşkes teklifine verdiği yanıtı İsrailli müzakere ekibine ilettiği duyurulmuştu. İsrailli yetkililere dayandırılan haberlerde Hamas’ın teklifinin olumlu olduğu değerlendirilmişti.

Ayrıca İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın esir yakınlarıyla yaptığı görüşmede, esir takası anlaşmasına “her zamankinden daha yakın olduğunu” söylediği aktarılmıştı.

Biden-Netanyahu görüşmesi

Netanyahu, Tel Aviv ile Hamas arasında esir takası anlaşmasına varılması için yapılacak müzakerelere İsrail’den bir heyet göndermeyi kararlaştırdığını duyurmuştu.

Öte yandan Netanyahu, ABD Başkanı Joe Biden ile telefonda görüştü. Görüşmeyle ilgili Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada ikilinin Biden’ın sunduğu plan çerçevesinde ateşkes ve esirlerin serbest bırakılması konularını ele aldığı aktarıldı. Ayrıca liderlerin aynı zamanda Hamas’tan gelen cevabı da görüştükleri bilgisine yer verildi. Açıklamada, Biden’ın Netanyahu’nun ateşkes için İsrail ekibinin ABD, Katar ve Mısırlı arabulucularla görüşmelerine yetki vermesini memnuniyetle karşıladığı belirtildi.

Ben-Gvir’den Netanyahu’ya tehdit

Öte yandan İsrail’in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in Hamas’la olası bir uzlaşı durumda koalisyon hükümetinden çekilme tehdidinde bulunduğu belirtildi.

Yerel basında çıkan haberlere göre Ben-Gvir, Hamas’ın esir takasına ilişkin yanıtının görüşüldüğü Güvenlik Kabinesi toplantısında Netanyahu’yu hedef aldı. Ben-Gvir, Netanyahu’nun Kabine’ye danışmadan Hamas ile dolaylı esir takası müzakerelerine İsrail’den bir heyet gönderme kararı almasını eleştirdi.

Netanyahu’nun Savunma Bakanı Yoav Gallant ve güvenlik yetkilileriyle kapalı kapılar ardından gizli görüşmeler yaptığını savunan Ben-Gvir, İsrail Başbakanı’nın Kabine’yi “dekoratif olarak kullandığını” ileri sürdü.

Toplantıda Ben-Gvir’in Netanyahu’ya hitaben, “Başbakan size söylüyorum, tek başınıza karar verirseniz bu sizin sorumluluğunuzdadır ve siz de yalnız kalırsınız” dedi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Gazze’nin ‘ertesi günü’ için “uluslararası yönetim” planı

Yayınlanma

ABD yönetimi ve İsrail’e sunulan Gazze için ertesi gün planı Gazze’yi geçici olarak yönetecek Çok Uluslu Otorite kurulmasına dayanıyor. Planda Filistin Otoritesi’ne kısmi bir rol bicilerken planın mimarına göre Gazze’de Hamas etkin olduğu sürece kendi hazırladıkları dahil hiçbir plan işe yaramayacak.

ABD’nin eski Türkiye ve Irak büyükelçisi James Jeffrey, Majalla için kaleme aldığı makalede Washington’da yapılan “Gazze” planını anlattı. Wilson Center’ın Orta Doğu Programı Başkanlığını yürüten Jeffrey, söz konusu planın Gazze’de uluslararası bir yönetim kurulması üzerinden şekillendiğini belirtti.

Düşünce kuruluşları ve medyadan uzman isimlerin katıldığı çalışmanın mayıs ayında Wilson Center’ın düzenlediği bir forumda tartışıldığını anlatan Jeffrey planın İsrailli ve ABD’li hükümet yetkilileri ve Arap muhataplarla da paylaşıldığını belirtti.

Jeffrey geliştirdikleri planın 11 Haziran’da Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın açıkladığı Biden yönetiminin, Arap devletlerinin “Gazze’nin istikrara kavuşturulması ve yeniden inşasında” rol oynayacağı bir “geçici güvenlik ve yönetişim girişimi” önerisiyle yakından örtüştüğüne dikkat çekti ve ekledi: “Planımız öncelikle Gazze’yi yönetecek ve Uluslararası Temas Grubu’na (ICG) rapor verecek Çok Uluslu Otorite kurulmasına odaklanmaktadır.”

Jeffrey planın ayrıntılarını şöyle anlattı:

“Bu iki oluşum ABD, İsrail, Mısır ve diğer kilit Arap ve G-7 hükümetleri tarafından hazırlanan uluslararası bir tüzükle oluşturulacak. Bu tüzük Filistin Yönetimi ile bir istişare mekanizması içerecek ve mümkünse ateşkese ilişkin 10 Mayıs Kararını takip eden bir BM Güvenlik Konseyi Kararı ile ‘desteklenecek.’ İsrail’in önerisindeki 2. aşama için yürütülecek ateşkes müzakerelerinde başka yasal temeller üzerinde de çalışılabilir.”

“Çok Uluslu Otorite, Yüksek Temsilci tarafından yönetilecek, Temas Grubu hükümetleri ve diğer hükümetlerin bağışlarıyla finanse edilecek; finans, güvenlik, ulaşım, bakanlık irtibatları, kamuoyu yoklaması ve halkla ilişkiler için kendi ekipleri olacak ve İsrail, Mısır ve diğer ülkelerden lojistik destek alacak. Geniş yönetişim ve güvenlik gözetiminden başlayarak işleyişinde merkezi yetkilere sahip olacak.”

ABD ve diğer ICG hükümetleri, Hamas sonrası oluşturulacak sivil polis ve jandarma, sorumluluklarını üstlenecek şekilde eğitilene kadar Çok Uluslu Otorite altında çok uluslu bir Polis Gücü organize edilecek. Bu güçte az sayıda Amerikalı sivil yetkili ve askeri personel yer alacak. Yine, özel güvenlik düzenlemelerinin ateşkesin ikinci aşaması için yapılacak müzakerelerde ele alınması gerekecek.”

“Otorite aynı zamanda Gazze’ye insani yardım, istikrar, kalkınma, yeniden inşa ve diğer yardımların sağlanmasında yer alan uluslararası, hükümet ve hükümet dışı kurum ve kuruluşların faaliyetlerini harekete geçirebilecek, koordine edebilecek ve birleştirebilecek.”

“Merkezi kontrol hem güvenlik için hem de yeniden yapılanma ve diğer uluslararası desteğin ateşkes hükümlerine bağlılığının sağlanması için gerekli.”

Jeffrey planla ilgili birkaç soruna dikkat çekti. Bunlardan ilkinin Biden yönetiminin Gazze için “sahada ABD askeri olmayacak” açıklaması olduğuna işaret eden Jeffrey, “İsrail’in liman kenti Aşdod’a taşınan yüzer iskelede ABD’nin zaten askerleri bulunuyor. Washington’un ayrıca 25 kadar ülkede konuşlanmış kuvvetleri var ve bunların bazıları son zamanlarda karada ve denizde ateş altında kaldı. Pek çok çatışmada ortaya çıkan gerçek, hiçbir uluslararası polis teşkilatının ABD desteği ve en azından ABD’nin sahadaki varlığı olmadan işlevini yerine getiremeyeceğidir” iddiasında bulundu.

Jeffrey’e göre ikinci sorun Filistin Yönetimi’nin rolü: “Plan, yukarıda belirtilen ICG ve Filistin Yönetimi arasındaki koordinasyonun ötesinde, maaşların ödenmesi, hizmetlerin finansmanı ve seyahat belgeleri de dahil Filistin Yönetimi’nin dahil olacağı alanları ortaya koyuyor. Özellikle Çok Uluslu Otorite’nin çekilmesinin ardından Filistin Yönetimi’nin yönetimdeki rolüne ilişkin olarak tüm ortaklar arasında daha fazla müzakere yapılması gerekecek.”

Üçüncü sorunun Hamas’ın durumu olduğunu söyleyen Jeffrey, “Planın kendisi Hamas’ın Gazze’deki kalıntılarının rolünü tartışmıyor. Ancak ne bu plan ne de Gazze’ye yönelik diğer yönetim, güvenlik ve yeniden inşa planları, İsrail karşıtı gündemiyle Hamas’ın etkin kontrolü elinde tutması halinde işe yaramayacaktır” dedi.

Jeffrey şöyle devam etti: “Başbakan Netanyahu, Biden’ın ateşkes önerisine yanıt verirken, Hamas’ın bu öneri altında bile yenilgiye uğratılması gerektiğini vurguladı. Aslında Başkan da ‘Hamas’ın iktidarda olmadığı Gazze’de daha iyi günlerin geleceğini’ belirtti. Muhtemelen, Başkan’ın Hamas’ın akıbetini ya da Hamas’ın taahhütlerini kapsayacağını belirttiği ateşkes kapsamındaki siyasi çözüm, İsrail önerisinin ikinci aşaması için yapılacak müzakerelerde ele alınacaktır.”

Jeffrey bu üç sorunun olası bir ‘ertesi gün’ geçici çözümünün en ciddi sorunları olduğunu ve tüm bölge halkları için daha iyi gelecek arayışındaki tüm tarafların olağanüstü çaba sarf etmesini ve önemli riskler üstlenmesini gerektireceğini yazdı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İran yeni cumhurbaşkanını seçiyor

Yayınlanma

İran’da 14’üncü dönem cumhurbaşkanı seçimlerinin ikinci turu için oy verme işlemi başladı. Oyunu kullanan İran lideri Hamaney, halkı sandığa çağırdı.

İran İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi, başkent Tahran’da düzenlediği basın toplantısında, oy verme sürecinin başladığını duyurdu.

Seçimde reformist aday Tebriz Milletvekili ve eski Sağlık Bakanı Mesud Pezeşkiyan ile muhafazakâr aday eski Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Said Celili yarışıyor.

İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, oyunu Tahran’da kabullerini gerçekleştirdiği İmam Humeyni Hüseyniyesi’ndeki salonda kurulan sandıkta kullandı. Oyunu kullandıktan sonra basın mensuplarına açıklama yapan Hamaney, “Halkın seçimlere ilgisinin öncekinden (ilk tur) daha fazla olduğunu duydum. Eğer öyleyse sevindirici” dedi.

Hamaney, “Yarın yeni cumhurbaşkanımızı göreceğiz. İnşallah halkımız oy verir ve en iyisini seçer” ifadelerini kullandı.

Pezeşkiyan’ın hedefi sandığa gitmeyenler, silahı ise “korku”

İçişleri Bakanlığı Seçim Merkezinin verilerine göre, 88 milyon nüfusa sahip ülkede, yaklaşık 62 milyon seçmen, 59 binden fazla merkezde kurulan sandıklarda oy kullanabilecek. Ayrıca 95 ülkede kurulan seçim merkezlerinde ülke dışındaki İran vatandaşları da sandığa gidebilecek.

Yerel saatle 08.00’de başlayan oy verme süreci saat 18.00’de sona erecek ancak bu süre ihtiyaç halinde İçişleri Bakanlığına bağlı Seçim Merkezinin kararıyla uzatılabilecek. Seçim sonuçlarına dair ilk verilerin gece yarısı yayımlanması, kesin sonuçların ise yarın sabah saatlerinde açıklanması bekleniyor.

İran’da cumhurbaşkanı 4 yıl görev yapıyor ve üst üste en fazla iki defa seçilebiliyor.

Anketlerde Pezeşkiyan önde

Öte yandan ülkede yapılan anketlerde, Pezeşkiyan öne çıkıyor.

Son olarak İranlı Öğrenciler Anket Ajansı (ISPA) tarafından 3 Temmuz’da ülke genelinde 3 bin 660 kişiyle yüz yüze yapılan kamuoyu yoklamasında, katılımcıların yüzde 49,5’i reformistlerin adayı Pezeşkiyan’a, yüzde 43,9’u ise eski Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Genel Sekreteri muhafazakâr aday Celili’ye oy vereceğini belirtti.

Katılımcıların yüzde 4,8’i oy kullanacağını ancak henüz karar veremediğini belirtirken, yüzde 1,8’i ise “boş oy” kullanacağını söyledi.

ISPA’nın ilk tur seçimleri için 26 Haziran’da yaptığı anketin sonuçları, adayların aldığı oy oranları açısından ülkedeki diğer anketler arasında en yakın sonucu vermişti.

İlk turda katılım yüzde 40’ta kaldı

İran’da 28 Haziran’da yapılan 14’üncü dönem cumhurbaşkanı seçiminde adaylardan hiçbiri yüzde 50’yi geçemeyince seçimi önde tamamlayan reformist aday Mesud Pezeşkiyan ile muhafazakâr aday Said Celili, 5 Temmuz’daki ikinci tura kalmıştı.

Yüzde 40 ile ülke tarihindeki en düşük katılımlı cumhurbaşkanı seçimi olan birinci turda Pezeşkiyan oyların yüzde 42,5’ini alırken, Celili’nin oyu yüzde 38,6 olmuştu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English