Bizi Takip Edin

Diplomasi

Starmer’ın Trump’a sunacağı Ukrayna barış gücü planı İngiliz medyasında

Yayınlanma

Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, Amerika’nın korumasını elde etmek kaydıyla, ABD Başkanı Donald Trump’a, Ukrayna’ya 30.000 civarında Avrupalı asker gönderme planını sunacak.

Başbakanın önümüzdeki hafta Washington’da bir araya gelecek olan ABD Başkanına Avrupa güçlerinin ateşkes anlaşmasını nasıl denetleyebileceğini ayrıntılarıyla anlatması bekleniyor.

Fakat planlar hakkında bilgi sahibi Batılı yetkililerin The Telegraph’a aktardığına göre İngiliz lider, Trump’tan Rusya’nın herhangi bir ateşkes şartını ihlal etmesi halinde ölümcül güçle karşılık vermek üzere Doğu Avrupa’da ABD savaş uçakları ve füzelerinin hazır bulundurulmasını isteyecek.

İngiliz-Fransız “güvence gücü” stratejisi, Trump’ın Vladimir Putin’le barış görüşmeleri başlatmasına yanıt vermeye çalışan Avrupa’nın en önde gelen Ukrayna destekçisi ülkesine bu hafta başında Paris’te yapılan acil bir toplantıda sunuldu.

Plan, ABD başkanının herhangi bir anlaşma yapıldıktan hemen sonra Ukrayna’dan ve herhangi bir ateşkesten elini eteğini çekeceği korkusunun ortasında hazırlandı.

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ukrayna’daki herhangi bir barışı koruma operasyonunun tek sorumluluğunun Avrupalılar ve Kanada’ya ait olacağını söylemişti.

Başbakan Starmer, kıtanın ve Kiev’in Trump’ın barış çabalarının dışında kaldığı görülürken Washington ile Avrupa arasında bir “köprü” görevi göreceğine söz verdi.

İngiliz lider, çatışmalar sona erdikten sonra “Rusya’nın üçüncü kez işgal etmesini engellemek” için müdahil olmaya devam etmenin ABD’nin çıkarına olduğunu savunacak.

İngiliz-Fransız planına göre, Avrupa liderliğindeki 30.000’den az asker Ukrayna şehirlerine, limanlarına ve nükleer santraller gibi diğer kritik altyapı tesislerine, mevcut cephe hatlarından uzakta konuşlandırılacak.

Batılı bir yetkili, savaşın parçaladığı ülkeye çok daha büyük bir güç yerleştirmek yerine, misyonun “neler olup bittiğinin tam bir resmini” sağlamak için istihbarat, gözetleme ve keşif uçakları, insansız hava araçları ve uydular da dahil olmak üzere “teknik izlemeye” dayanacağını söyledi.

Yayınlanan haritaya göre İngiliz-Fransız birlikleri Poltava, Dnipro ve Krıvıy Rih kentlerine konuşlandırılacak. ABD ise Ukrayna ile Rusya askerleri arasında temas hattında hava gücü ve uydu gözetim desteği verecek.

Kaynak, Ukrayna’nın hava sahasını yeniden açmak ve ticari uçuşları mümkün kılmak için operasyonun “saldırıları izlemek ve vurmak” için yeterli ateş gücüyle destekleneceğini de sözlerine ekledi.

Donanma devriye gemileri de Rusya’nın ticari nakliye rotalarına yönelik tehditlerini izlemek üzere Karadeniz’e gönderilecek.

Batılı yetkililer tarafından özetlenen plan, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’in bir barış anlaşması imzalamanın olası bedeli olarak talep ettiği 200.000 kişilik barış gücü misyonunun çok gerisinde kalıyor.

Fakat Almanya, İspanya ve İtalya’nın sahaya asker göndermeye karşı çıkmaları nedeniyle Avrupa’nın Ukrayna’nın geleceğini güvence altına alma seçenekleri sınırlı görünüyor.

Paris’teki görüşmelerden ayrılırken Starmer, böyle bir operasyonun Rusya’yı tekrar saldırmaktan caydırmak için bir “ABD desteğine” ihtiyaç duyacağını söylemişti.

Batılı yetkili, “Geri destek gücünün amacı, konuşlandırılan her türlü kuvvetin Rusya tarafından zorlanmayacağına dair güven duymak olacak,” dedi.

Geri destek gücü, Romanya ve Polonya’da konuşlanmış ve Rusya’nın gelecekteki herhangi bir saldırısına karşılık vermeye hazır ABD savaş uçaklarını da içerebilir.

Çok daha büyük bir çok uluslu kara gücü de NATO’nun doğu sınırlarında konuşlandırılabilir ve gerektiğinde Ukrayna içindeki Avrupa birliklerini korumak üzere harekete geçebilir.

Bu strateji aynı zamanda NATO birliklerinin Ukrayna’yı desteklemek üzere Rus güçleriyle doğrudan çatışmaya girmemesi yönünde uzun süredir devam eden politikayı da karşılıyor.

Trump’ın geri destek gücünü onaylayacağı umuluyor çünkü bu, savaş sonrasında Ukrayna’ya hiçbir ABD askerinin konuşlandırılmayacağı anlamına geliyor.

The Telegraph’a konuşan Avrupalı bir yetkili NATO’nun, bir üyeye yapılan saldırının tüm üyelere yapılmış sayılacağını öngören 5. Madde karşılıklı savunma hükmünü de tartışmaya açması gerektiğini söyledi.

Bu maddenin Ukrayna’da konuşlu Avrupa birliklerini kapsaması beklenmese de, bazı ülkeler Moskova’nın bu konuşlanma nedeniyle kendi topraklarına saldırmaya karar vermesi halinde bu korumanın devam edeceği konusunda ısrarcı olacaklardır.

Diplomasi

İsrail’den Macron’a ‘Yahudi devletine karşı Haçlı Seferi’ suçlaması

Yayınlanma

Yisrael Katz

Tel Aviv yönetimi, Filistin devletini tanımanın ahlaki sorumluluk olduğunu söyleyen Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron’a İsrail’e karşı “Yahudi devletine karşı Haçlı Seferi düzenleme” suçlaması yöneltti.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, resmi ziyaret için gittiği Singapur’da, İsrail-Filistin çatışmasıyla ilgili konuştu.

Filistin devletinin tanınmasının ahlaki bir görev ve siyasi bir gereklilik olduğunu vurgulayan Macron, bu tanımanın gerçekleşmesi için yerine getirilmesini beklediği koşullardan bahsetti. Macron bu bağlamda, Filistin devletinin İsrail’i ve bu ülkenin güven içinde yaşama hakkını tanıması, Hamas’ın silahsızlanması, Hamas’ın Filistin yönetimine katılmaması ve esirlerin serbest bırakılması gibi koşulları anlattı.

İsrail’in gelecek saat ve günler içinde Gazze Şeridi’ndeki insani duruma uygun bir çözüm sunmaması halinde Macron, bu ülkeye karşı daha sert bir ortak tutum sergilenmesi gerektiğini vurguladı.

Macron, böyle bir durumda Avrupa Birliği’nin (AB) kendi kurallarına uyması, insan haklarına saygıyı ön koşul sayan süreçleri sona erdirmesi ve yaptırım uygulaması gerekeceğini belirtti, “Ancak İsrail’in tutumunu değiştireceğine ve sonunda insani bir çözüm olacağına dair umudum var” dedi.

“Onlar kağıt üzerinde biz sahada…”

Macron’a ilk tepki İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz’tan geldi. Katz, işgal altındaki Batı Şeria’da 22 yeni yerleşim biriminin onaylanmasının Macron’a mesaj olduğunu söyledi.

Batı Şeria’da gasp edilen Filistin toprakları üzerinde inşasına onay verilen 22 yeni yasa dışı yerleşim biriminden biri olan Sa-Nur’a giden Katz, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bu (22 yasa dışı yerleşimin inşasına onay verilmesi) Macron ve arkadaşlarına açık bir mesaj. Onlar, Filistin’i kağıt üzerinde tanıyacak ve biz sahada Yahudi İsrail devletini kuracağız. O kâğıt (Filistin’i tanıma kararı) tarihin çöp kutusuna atılacak” ifadelerini kullandı.

Haçlı Seferi suçlaması

İsrail Dışişleri Bakanlığı’nın, X hesabından yapılan açıklamada ise Macron’un İsrail’in Gazze’de neden olduğu insani felakete ilişkin söylediklerinin gerçeği yansıtmadığı iddia edildi.

İsrail’den Avrupa’ya ilhak tehdidi: Filistin’i tanırsanız…

Macron’u “Yahudi devleti İsrail’e karşı Haçlı Seferi düzenlemekle” suçlayan Bakanlık, Gazze’de ablukanın olmadığını, İsrail’in yardım girişini kolaylaştırdığını ileri sürdü.

Açıklamada, ABD-İsrail güdümündeki Gazze İnsani Yardım Vakfı’nın faaliyetleri övüldü ve 900 tır yardımın Gazze’ye giriş yaptığı söylendi. Bununla birlikte, Birleşmiş Milletler’e (BM) ait tırlardaki yardımların beklediğini belirten Bakanlık böylece bu yardımların dağıtılmadığını kabul etti.

Fransa’nın Hamas’a baskı uygulaması gerektiği buna karşın Macron’un Filistin devletinin kurulması için çaba sarf ettiği ve “bu devletin milli gününün ise 7 Ekim olacağı” ileri sürüldü.

Dışişleri de ilhakla tehdit etmişti

İsrail kabinesi, Batı Şeria’da gasp edilen Filistin toprakları üzerinde 22 yeni yasa dışı yerleşim biriminin kurulmasına onay vermişti.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar da aralarında Fransa ve İngiltere’nin de bulunduğu ülkelerin Filistin’i tanıması halinde Batı Şeria’daki yasa dışı yerleşim birimleri ile Ürdün Vadisi’ni tek taraflı ilhak edebilecekleri tehdidinde bulunmuştu.

İsrail’in işgali altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te gasbedilen Filistin toprakları üzerinde 250’ye yakın yasa dışı yerleşim birimi bulunuyor.

Filistin kentlerini hatta köylerini bile birbirinden ayrılan bu yasa dışı yerleşim birimleri, bölgedeki işgali daha da derinleştiriyor.

Bu yasa dışı yerleşim birimlerindeki Filistin topraklarını gasp eden İsrailliler, Batı Şeria’da sık sık Filistinlilerin köylerine saldırıyor, evleri, araçların yanı sıra tarım arazilerini ateşe veriyor, zeytin ağaçlarını kesiyor.

Yasa dışı saldırıları nedeniyle Batı Şeria’da işgalin boyunduruğu altındaki Filistinlilerin hayatı daha da güç hale geliyor.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

NYT, Ukrayna’nın çözüm muhtırasının ayrıntılarını yazdı

Yayınlanma

The New York Times gazetesi, Ukrayna’nın çatışmanın çözümü için hazırladığı muhtıra taslağının kara, deniz ve havada ateşkes ile bu koşulların denetlenmesi için uluslararası ortakların katılımını içerdiğini duyurdu. Rusya ve Ukrayna heyetleri, 2 Haziran’da İstanbul’da yapılması planlanan ikinci tur müzakerelerde kendi çözüm önerilerini ele alacak.

The New York Times gazetesi, adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir Ukraynalı yetkiliye dayandırdığı haberinde, Ukrayna’nın çatışmanın çözümü için hazırladığı muhtıra taslağının önemli maddelerini kamuoyuna duyurdu.

Habere göre taslak; kara, deniz ve havada kapsamlı bir ateşkesin sağlanmasını ve bu ateşkes koşullarının uygulanmasının uluslararası ortaklar tarafından denetlenmesini içeriyor.

İki ülke arasındaki müzakerelerin ikinci turunun ise 2 Haziran’da Türkiye’nin İstanbul şehrinde yapılması planlanıyor.

Müzakereler İstanbul’da sürecek

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, 28 Mayıs’ta yaptığı açıklamada, görüşme girişiminin kendilerinden geldiğini ve Rus tarafının krizin çözümüne ilişkin tüm boyutları kapsayan kendi muhtıra taslağını hazırladığını belirtmişti.

Lavrov, bu taslağın Ukrayna tarafına iletildiğini ifade etmişti.

Ukrayna Savunma Bakanı ve Ukrayna heyetinin başkanı Rüstem Umerov ise daha önce yaptığı bir açıklamada, Kiev’in kendi muhtıra versiyonunu Moskova’ya ilettiğini doğrulamıştı.

Umerov, Ukrayna’nın Rus tarafıyla görüşmeye karşı olmadığını ancak diyaloğun verimli olması ve çatışmanın sona ermesine gerçek anlamda katkı sağlaması için Moskova’dan yanıt niteliğinde bir belge beklediklerini vurgulamıştı.

Kremlin’den ‘gizlilik’ açıklaması

Kremlin’den bugüjn yapılan açıklamada, her iki tarafın hazırladığı muhtıra taslaklarının müzakereler başlamadan önce kamuoyuyla paylaşılmayacağı ve bu belgelerin İstanbul’daki görüşmede ele alınacağı kaydedildi.

Açıklamada, gizliliğin müzakere süreci açısından önemli olduğu vurgulandı.

Taraflar arasındaki ilk doğrudan müzakere turu 16 Mayıs’ta yine İstanbul’da gerçekleşmişti.

Bu görüşmenin ardından taraflar, çözüm pozisyonlarını hazırlama, “1000’e 1000” esasına göre kapsamlı bir esir takası yapma ve diyaloğu sürdürme konularında anlaşmaya varmıştı.

Trump’ın Rusya-Ukrayna barışını teşvik girişimi stratejik açmaza dönüştü

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Bessent: ABD-Çin ticaret görüşmeleri durma noktasına geldi

Yayınlanma

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, ABD ve Çin arasındaki ticaret görüşmelerinin “biraz durma noktasına geldiğini” söyledi.

Bu açıklamalar, iki tarafın iki hafta önce Cenevre’de yapılan görüşmelerde, yüzde 145’e kadar yükselen karşılıklı gümrük vergilerini azaltacak bir ateşkes üzerinde anlaşmaya vardıklarından bu yana çok az ilerleme kaydettiğini gösteriyor.

Bessent Fox News’e verdiği demeçte, “Önümüzdeki birkaç hafta içinde daha fazla görüşme olacağını ve bir noktada Başkan ile parti başkanı Xi arasında bir telefon görüşmesi olabileceğini düşünüyorum. Görüşmelerin büyüklüğü göz önüne alındığında… bu, her iki liderin de birbirleriyle görüşmesini gerektirecek. İkisi arasında çok iyi bir ilişki var ve Başkan Trump tercihlerini açıkladığında Çinlilerin masaya oturacağından eminim,” dedi.

Çin Dışişleri Bakanlığı Bessent’in açıklamalarına yorum yapmaktan kaçındı.

Trump, çeşitli vesilelerle Xi ile telefon görüşmesi yapma olasılığını gündeme getirdi. 12 Mayıs’taki görüşmelerden önce ikilinin görüştüğünü iddia etti, fakat Çin bunu sürekli olarak yalanladı.

İsviçre’deki görüşmelerin ardından iki ülke, en az 90 gün boyunca birbirlerinin mallarına uyguladıkları gümrük vergilerini düşüreceklerini açıkladı.

ABD’nin bu yıl Çin’e uyguladığı ek vergiler yüzde 30’a, Çin’in vergileri ise yüzde 10’a indirilecek. Anlaşma kapsamında Çin, ABD’ye uyguladığı tarife dışı önlemleri “askıya alma veya iptal etme”yi de kabul etti, fakat ayrıntılar hakkında bilgi vermedi.

Çin Ticaret Bakanlığı, görüşmelerin ardından her iki tarafın “Çin-ABD ekonomik ve ticari danışma mekanizması kurarak, ekonomik ve ticari alanlardaki karşılıklı endişeler konusunda yakın iletişim kurmak ve daha fazla danışma yapmak” konusunda anlaştığını açıkladı.

Bakanlık, iki tarafın düzenli olarak veya gerektiğinde “Çin ve ABD arasında dönüşümlü olarak veya karşılıklı olarak kararlaştırılan üçüncü bir ülkede” danışmalar yapacağını belirtti. 

Fakat o zamandan bu yana, her iki taraf da görüşmelerle ilgili çok az kamuoyu açıklaması yaptı ve Trump yönetimi, Çinli şirketlerin ABD teknolojisini kullanmasına daha fazla kısıtlama getirdi.

Cenevre görüşmelerinden kısa bir süre sonra Washington, Huawei tarafından üretilen yapay zeka çiplerini kullanan şirketlere, ABD’nin ihracat kontrollerini ihlal ettikleri için cezai yaptırımlarla karşı karşıya kalabilecekleri uyarısında bulundu.

ABD Ticaret Bakanlığı da, yarı iletkenlerin tasarımında kullanılan yazılımları sunan ABD şirketlerine, Çin’in gelişmiş çipler geliştirmesini zorlaştırmak amacıyla, Çinli gruplara hizmet satmayı durdurmaları talimatını verdi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English