Bizi Takip Edin

ASYA

Tanınmayan Karabağ yönetiminin eski lideri Vardanyan gözaltına alındı

Yayınlanma

Azerbaycan Devlet Sınır Teşkilatı, sınır muhafızlarının tanınmayan Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin eski lideri ve iş insanı Ruben Vardanyan’ın Ermenistan topraklarına gitmeye çalışırken gözaltına alındığını bildirdi.

Kurumdan yapılan açıklamada, “27 Eylül’de, yasa dışı olarak ülke topraklarında bulunan sözde Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin sözde devlet bakanı görevini yapmış olan 1968 doğumlu Ruben Vardanyan, Laçın kontrol noktasında gözaltına alındı ve sınır gücü mensupları eşliğinde Bakü’ye götürüldü,” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada, Vardanyan’ın ‘hakkında karar verilmek üzere devlet yetkililerine teslim edildiği’ kaydedildi.

Vardanyan’a yakın bir kaynak, TASS‘a yaptığı açıklamada Vardanyan’ın Ermenistan’ın Syunik bölgesindeki Goris’e gitmeye çalıştığını söyledi. Kaynak, “Ruben Vardanyan Akari köprüsünden geçerken gözaltına alındı,” dedi.

Öte yandan eşi Veronika Zonabend, Vardanyan’ın gözaltına alındığı bilgisini doğruladı.


Vardanyan’ın resmi Telegram kanalında yer bulan paylaşımda ise “Bu sabah hayırsever, iş insanı ve Artsakh (Karabağ) Cumhuriyeti’nin eski devlet bakanı olan eşim Ruben Vardanyan, Artsakh’ı terk etmeye çalışırken sınırda Azerbaycanlı yetkililer tarafından yakalanarak gözaltına alındı,” denildi.

Erivan makamları, konuya ilişkin henüz bir açıklamada bulunmadı.

Daha önce Rusya vatandaşlığı bulunan Vardanyan, Eylül 2022’de vatandaşlıktan çıkmaya ve Dağlık Karabağ’a taşınmaya karar verdiğini açıklamıştı.

Aralık 2022’de Vardanyan’ın Rusya vatandaşlığından çıkma başvurusu kabul edilmişti. Kasım 2022’de Vardanyan, tanınmayan Dağlık Karabağ Cumhuriyeti’nin devlet bakanı olarak atanmış, Şubat 2023’te görevinden alınmıştı.

ASYA

Endonezya parlamentosunun orduya hükümette daha büyük rol vermesi tartışma yarattı

Yayınlanma

Endonezya Temsilciler Meclisi, Endonezya ordusu ile ilgili bir yasada yapılan değişiklikleri kabul ederek, aktif görevdeki personelin daha geniş bir yelpazedeki sivil kurumlarda görev almasına izin verdi.

Eleştirmenler bu değişikliklerin, 1998 yılında diktatör Suharto’nun devrilmesinden sonra ülkenin demokrasiye geçişinin bir parçası olarak sona erdirilen, ordunun hem hükümet hem de savunmada önemli bir rol oynadığı “ikili işlevine” geri dönüş sinyali olduğu konusunda uyarıyor.

Bu değişiklik, emekli bir general olan Devlet Başkanı Prabowo Subianto yönetiminde ordunun “yeniden dirilişinin” bir parçası olarak görülüyor. Subianto, seleflerinden çok daha fazla sayıda olmak üzere 12 eski subayı bakan ya da bakan yardımcısı olarak atadı ve bir askeri akademide bakanlar ve bölgesel hükümet liderleri için eğitim oturumları düzenledi. Katılımcıların askeri kıyafet giymeleri gerekiyordu.

Revize edilen mevzuat, muvazzaf askeri personelin sivil kurumlara katılımının genişletilmesi ve subayların emeklilik yaşının yükseltilmesi de dahil olmak üzere Endonezya Silahlı Kuvvetleri Kanunu’nun üç maddesinde önemli değişiklikler getiriyor.

Daha önce yasa, muvazzaf personelin askeri statülerinden feragat etmeksizin Savunma Bakanlığı, Devlet İstihbarat Teşkilatı ve Ulusal Direnç Enstitüsü de dahil olmak üzere 10 sivil kurumda görev almasına izin veriyordu.

Bu liste Ulusal Sınır Kontrol Ajansı, Ulusal Afet Yönetim Ajansı, Ulusal Terörle Mücadele Ajansı, Deniz Güvenlik Ajansı ve Başsavcılığı da kapsayacak şekilde genişletildi.

Emeklilik yaşı da çoğu rütbe için birkaç yıl yükseltildi. En kıdemli rütbe olan dört yıldızlı generaller için bu yaş 60’tan 63’e yükseltildi.

Savunma Bakanı Sjafrie Sjamsoeddin yasanın kabul edilmesinin ardından mecliste milletvekillerine yaptığı açıklamada “Yasada yapılan değişiklikler Endonezya ordusunun daha iyi, daha kapsamlı ve daha etkili bir yönde ilerlemesini sağlayacak” dedi. “Endonezya’nın egemenliğini koruma konusunda Endonezya halkını asla hayal kırıklığına uğratmayacağız” diye ekledi.

Endonezya Üniversitesi’nde hukuk profesörü olan Sulistyowati Irianto, yasada yapılan değişiklikleri gereksiz ve reformların tehlikeli bir şekilde tersine çevrilmesi olarak nitelendirdi.

Irianto, salı günü akademisyenler ve demokrasi aktivistleriyle birlikte düzenlediği basın toplantısındai “Bu yasa tasarısı için hiçbir aciliyet görmüyoruz. Aksine, bazı hükümleri Endonezya’da militarizmi yeniden tesis ediyor” dedi. Ordunun anayasal yetkisinin sivil yönetimi kapsamadığını vurguladı.

“Yasa henüz revize bile edilmedi, ancak ordu personeli şimdiden sivil görevlere yerleştiriliyor” dedi.

Prabowo iki aktif ordu üyesini kendi yönetimi içinde sivil pozisyonlara atadı. Teddy Indra Wijaya kabine sekreteri olarak görev yapıyor. Bu görev daha önce bakanlık düzeyinde bir görevdi ancak Prabowo göreve geldikten sonra Devlet Sekreterliği’ne bağlandı. Yarbay olan Wijaya daha önce Prabowo’nun savunma bakanı olduğu dönemde yardımcısı olarak görev yapmıştı.

Novi Helmy Prasetya, Devlet Lojistik Ajansı Prasetya’nın başına getirildi. Muvazzaf tümgeneral daha önce Askeri Akademi komutanı olarak görev yapmıştı.

Yasanın kabulü tartışmalara yol açarken, bazı uzmanlar ve aktivistler demokratik reformların geriye götürülebileceği endişesini dile getirdiler. Cumartesi günü, Güvenlik Sektörü Reformu için Sivil Toplum Koalisyonu’ndan üç aktivist, Cakarta’daki lüks bir otelde ordudaki yasal revizyonunu tartışan milletvekillerinin toplantısını protesto etti.

Irianto, Endonezya’nın bir hukuk devleti olarak kurulduğunu ve 1998 reformlarının önemli bir demokratik dönüm noktası olduğunu vurguladı. “Reformun ardından, Anayasa Mahkemesi, Yargı Komisyonu ve Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu da dahil olmak üzere devlet gücünü dengeleyecek kurumlar oluşturduk” dedi.

1998 öncesinde Suharto’nun 32 yıllık askeri ağırlıklı yönetimi sırasında subaylar, bakanlık görevleri de dahil olmak üzere stratejik hükümet pozisyonlarını ellerinde tutuyor ve parlamentoda ayrılmış sandalyelere sahip oluyorlardı. Uzmanlar yeni yasal düzenlemelerin eski günleri hatırlatan daha geniş değişimlere yol açabileceği endişesini paylaşıyor.

Okumaya Devam Et

ASYA

Kazakistan’da yolsuzlukla mücadele için kamu görevlileri hapishane turlarına çıkarılıyor

Yayınlanma

Kazakistan’da yolsuzlukla mücadele kapsamında kamu görevlilerine yönelik cezaevi gezileri düzenlenmeye başlandı. Yolsuzlukla Mücadele Teşkilatı, bu gezilerle memurların yolsuzluğun sonuçlarını görmesini ve yolsuzluğa karşı farkındalık oluşturulmasını amaçlıyor. Ayrıca, yolsuzluk ihbarında bulunan vatandaşlara da önemli miktarda ödül veriliyor.

Kazakistan’da Yolsuzlukla Mücadele Teşkilatı (Antikor) Sözcüsü Daniyar Bigaydarov, farklı kademelerdeki kamu görevlilerine, rüşvetle mücadele amacıyla düzenli olarak cezaevi gezileri düzenlenmeye başlandığını bildirdi.

Bigaydarov, “Yolsuzluk suçlarının önlenmesi, yolsuzluk karşıtı kültürün ve ahlaki ilkelerin oluşturulması amacıyla teşkilatın yerel departmanları, devlet memurları ve kamu sektöründe çalışanlar için sürekli olarak ıslah kurumlarına ve gözaltı merkezlerine geziler düzenlemektedir,” dedi.

Bigaydarov’un aktardığına göre, görevlilere suçlular için ayrılan hücreler, mahkumların havalandırma alanları ve soruşturma odaları gösteriliyor.

Geziye bakanlık yöneticileri, ilçe başkanları ve yardımcıları davet ediliyor.

Bigaydarov, şu ana kadar yaklaşık 2 bin kamu görevlisinin cezaevlerini gezdiğini belirtti.

Kazakistan’da yolsuzlukla mücadele, yolsuzlukla ilgili bilgi veren vatandaşların ödüllendirilmesiyle de destekleniyor.

Antikor verilerine göre, geçen sene 104 Kazakistan vatandaşı, yolsuzluk yapanları ihbar ettikleri için 35 milyon tenge (5,8 milyon ruble) üzerinde ödül aldı.

Bigaydarov, vatandaşların genelde cezai ve idari sorumluluktan kurtulmak için rüşvet istenmesi, görevi kötüye kullanma, akraba kayırmacılığı, devlet alımlarında usulsüzlükler ve diğer yasa dışı eylemler hakkında ihbarda bulunduğunu açıkladı.

Bigaydarov, “Bir vatandaş, rüşvet miktarının 120 milyon tengeden fazla olduğu bir bölgenin eski birinci vali yardımcısının yolsuzluğunu bildirdiği için 12,2 milyon tenge (yüzde 10) ödül aldı,” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

ASYA

Çin, stratejik mineraller için devlet fonlarını artırıyor

Yayınlanma

Çin, ABD ile rekabetin kızıştığı bir dönemde yerli madenlerin aranmasına yönelik devlet desteğini artırıyor.

Financial Times’ın resmi duyurular üzerine yaptığı bir analize göre, geçtiğimiz yıl Çin’in Sincan gibi en çok kaynak üreten bölgeleri de dahil olmak üzere 34 eyalet düzeyindeki hükümetinin en az yarısı, maden aramaları için artan sübvansiyonlar ya da genişletilmiş erişim ilan etti.

Finansman artışı, dünyanın stratejik mineralleri üzerindeki kontrolün ABD ve Çin arasında bir parlama noktası olarak ortaya çıkmasıyla geldi. Diğer yandan iki süper güç yarı iletkenler, elektrikli araçlar, robotik ve füzeler gibi ileri teknolojiler için gereken kaynaklar üzerinde rekabet ediyor.

Çin Doğal Kaynaklar Bakanlığı jeolojik keşif ve yönetim departmanı direktörü Xiong Zili bu yıl gazetecilere verdiği demeçte, “Maden aramalarında bir dizi büyük atılım gerçekleştirilerek, önemli endüstriyel zincirlerin ve tedarik zincirlerinin güvenliğini sağlama ve dış çevresel belirsizliklere yanıt verme yeteneği önemli ölçüde artırıldı” dedi.

Yeni maden arama planının yerli enerji kaynaklarını ve “stratejik” mineralleri artırmaya odaklandığını da sözlerine ekledi

Çin, ABD Jeoloji Araştırmaları tarafından takip edilen 44 kritik mineralden 30’unun dünyadaki en büyük üreticisi konumunda.

Pekin’in sektör üzerindeki hakimiyetini kırmak isteyen ABD Başkanı Donald Trump, ocak ayında Beyaz Saray’a dönüşünden bu yana yerli madenciliğin yanı sıra Grönland, Ukrayna ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti de dahil olmak üzere yurtdışındaki kritik madenlere erişime öncelik verdi.

Xi Jinping ise, 2012 yılında iktidardaki Çin Komünist Partisi’nin lideri olduğundan beri Çin’in bilim ve teknolojide kendine güvenmesine ve kendi kendine yetebilme kabiliyetinin geliştirilmesine odaklandı.

ABD ile gerilimin tırmandığı bir dönemde bu çaba daha da zorunlu hale geldi ve Xi tedarik zincirlerini güçlendirmeye, gelişmiş imalat ve yeni gelişen yüksek teknolojiye öncelik vermeye yöneldi.

Pekin’in maden tedarik zincirleri, ABD ile olan ticaret ve teknoloji savaşında kritik bir jeopolitik kaldıraç noktası. Hükümet 2022’den bu yana jeolojik keşif yatırımlarına yılda 100 milyar Rmb’den (13,8 milyar $) fazla kaynak ayırarak son on yılın en yüksek üç yıllık dönemini geçirdi.

Çin ayrıca geçtiğimiz yıl, ABD’nin Çin’e teknoloji ihracatını kısıtlamasına karşılık olarak, galyum, germanyum, antimon, grafit ve tungsten dahil olmak üzere birçoğu çip üretimi için hayati önem taşıyan stratejik minerallerin ihracatı üzerindeki kontrolü sıkılaştırdı.

Pekin merkezli danışmanlık şirketi Trivium China’nın müdür yardımcısı Cory Combs, Çin’in emtia piyasası döngülerinden “bağımsız olarak” yerli madencilik sektörüne sübvansiyonlar, vergi teşvikleri ve diğer türden destekler sağladığını söyledi.

Financial Times’a konulan Combs, “Piyasa açısından bakıldığında bu bir savurganlık. Ancak siyasi ve ekonomik güvenlik anlamında hiç de savurgan değil, maliyetine değer. Pekin’e göre para tek amaç değil” değerlendirmesini yaptı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English