Diplomasi
Tokayev, Rusya ile işbirliğinin ana hatlarını değerlendirdi

Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, 2024 yılında Kazakistan ile Rusya arasındaki işbirliğinin önemli projelerle güçlendiğini ve geleceğe yönelik planların sürdüğünü vurguladı. Ulaşım, enerji ve ekonomik alanlarda yapılan çalışmaların detaylarını paylaştı.
Rusya ile Kazakistan, farklı alanlarda ilişkilerini sistematik olarak güçlendiriyor. 2024 yılı, pek çok projenin dönüm noktası oldu. Bu konuda Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, 3 Ocak’ta Ana tılı gazetesine verdiği röportajda önemli açıklamalarda bulundu.
Tokayev, röportajında Kazakistan’ın gelişimine ilişkin temel görüşlerini belirtti. Örneğin, sistematik ve hatta sancılı ekonomik reformlara başlayan Astana’nın, ülkenin beş yıllık gelişimi için sağlam bir temel attığını söyledi. Bireysel adımları ve sel mücadeleleri gibi belirli sorunları sıraladı. Bu sorun, Kazakistan’ı “su ile ilgili doğal afetlere karşı dayanıklılığın artırılması gerekliliği” düşüncesine itti.
Diğer uluslararası olayları da gündeme getirdi. Özellikle, Kazakistan batısındaki Azerbaycan uçağı kazasının soruşturulması için 17 uluslararası uzmanın davet edilmesi, soruşturmanın objektifliğinin garantisi olarak vurgulandı.
Tokayev, faaliyetlerinin dış politikaya eğilimi olduğu yönündeki iddiaları yanlış buldu. Bu açıklama, Tokayev’in 2026 yılında BM Genel Sekreteri olma ihtimali hakkındaki söylentiler ışığında geldi
Finansal alanda işbirliği
Tokayev, hükümetin mali bloğunun çalışmalarını değerlendirdi ve parlamento seçimlerinin erken yapılma olasılığını reddetti. Ayrıca, iktidarın gerçekleştirdiği veya henüz tartışılan çeşitli girişimleri tanımladı.
2024 yılında Rusya ve Kazakistan, ulaşım ve lojistik alanında aktif bir işbirliği yürüttü. Tokayev, bu konuların Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapılan müzakerelerde ele alındığını belirtti.
Aralık 2024’te Kazakistan Ulaştırma Bakanı Marat Karabaev, ülke toprakları üzerinden Çin ve Rusya arasında yeni bir çok modlu transit koridorun oluşturulacağını açıkladı. Proje, Doğu Kazakistan’da 120 km demiryolu ve nehir limanı inşasını içeriyor.
Nihai çalışma alanı, Mayıs 2025’te Çin, Kazakistan ve Rusya Ulaştırma Bakanları düzeyinde gerçekleştirilecek üç taraflı toplantıda belirlenecek. Ayrıca, 2025 yılı için Kazakistan’ın Rusya ve Türkmenistan ile birlikte tek bir taşıma operatörü oluşturmayı planladığı belirtildi.
Bakan, bu önlemlerin rotanın taşıma kapasitesini iki katına çıkarmayı ve taşıma hacmini yıllık 20 milyon tona yükseltmeyi hedeflediğini vurguladı.
2022 yılında ülkede iktidarın değiştiği dönemde, Kazakistan’ın “hukuk ve düzen” ilkesine uyması gerektiğini ve devletin “adil” olması gerektiğini belirtti.
Tokayev, “hukukun üstünlüğü ilkesine dayanan bir devlet, tüm vatandaşların kanun önünde eşit olduğu, eşit fırsatların kanunların, kuralların ve normların sıkı bir şekilde uygulanmasına dayandığı” şeklinde açıkladı.
Cumhurbaşkanı, “2022 yılından bu yana devletin mülkiyetine yasa dışı edinilen finansal ve diğer varlıkların geri alınması çalışmaları neticesinde 2 trilyon tengeden fazla (4,1 milyar dolar) iade edildiğini” ifade etti.
Uluslararası işbirliği ve gelecek perspektifleri
Tokayev, 2022 yılından sonra Nazarbayev liderliğindeki Elbası kurumunun varlığının sürdürülememesinin nedenini açıkladı.
O dönemde, Nazarbayev’in istifasının ardından yükselip cumhurbaşkanının altında çalışmaya başlamasıyla “çifte yönetim” söylentileri ortaya çıktı.
Tokayev, Nazarbayev ile şu anda ayda bir kez iletişimde olduklarını ve aynı zamanda Rusya Devlet Başkanı Putin ile de görüşmelerinin olduğunu belirtti. “Nazarbayev’in aralık ayındaki Putin ziyareti, geçen yılın ikinci ziyareti gibi görünüyor. Görünüşe göre, eski dostlar ve meslektaşlar olarak bir araya geliyorlar; hatırlayacakları çok şey var. Bu tür toplantıların inisiyatifi Nazarbayev [Nursultan Nazarbayev] tarafından yapılıyor ve onlar için son derece önemli,” dedi.
2024 yılı, Kazakistan ve Rusya arasında 21. yüzyılda Dostluk ve İttifak Anlaşmasının imzalanmasının 11. yılıydı. Putin, 2024 yılında iki kez Astana’yı ziyaret etti. Temmuz başında Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesinde, Kasım sonunda ise devlet ziyareti kapsamında Kazakistan’ı ziyaret etti. Kremlin, “devlet ziyaretinin gerçekleşmesi, ikili ilişkilerimizin başarılı gelişimini vurguluyor” şeklinde değerlendirdi.
Tokayev, Putin’in kasım ziyaretini “Görüş gündemimiz oldukça yoğun oldu,” şeklinde değerlendirdi.
Cumhurbaşkanı “Ticari-ekonomik, ulaşım-lojistik, enerji, kültürel-eğitim alanlarında işbirliğini kapsayan tüm konuları detaylı bir şekilde ele aldık. Rus hükümetinin neredeyse yarısı Astana’ya geldi, bu da modern Kazakistan’ın Rusya için stratejik önemini gösteriyor,” dedi.
Astana’da Tokayev ile Putin arasında dört saat süren gayri resmi bir görüşme gerçekleşti. Cumhurbaşkanı, bu tür iletişimin “iki taraflı işbirliğinin ve uluslararası gündemin güncel sorunlarına ilişkin karşılıklı anlayışı güçlendirdiğini” belirtti.
Tokayev, “Kazakistan’ın çok yönlü dış politikasına, stratejik ortaklığımızın ve Rusya ile ittifak ilişkilerimize olan kesin bağlılığımızı açıkladım,” diye ekledi.
Görüşmede sadece ekonomi ve küresel politika değil, aynı zamanda 80. Zafer Yılı kutlamaları da ele alındı. Putin, Tokayev’i 2025 Mayıs ayında Büyük Anayurt Savaşı’nın 80. yıldönümüne ilişkin kutlamalara davet etti. Cumhurbaşkanı, bu yıldönümü ve hazırlıklarla ilgili ayrı bir röportajda, “Kazakistanlılar Nazizmin yenilgiye uğratılmasına önemli katkılarda bulundu,” diyerek savaş yıllarında ülkenin “güvenilir bir cephe gerisi” olduğunu belirtti.
Ticari ilişkiler ve ihracat
Tokayev, Putin’in Kazakistan’a yaptığı en çok ziyaret sayısının 33 olduğunu belirtti. “Ayrıca telefon görüşmeleri yapıyor, uluslararası forumlar kapsamında görüşüyoruz, kısacası sürekli iletişim halindeyiz,” dedi.
Tokayev, “Rusya, Kazakistan ile en aktif ticari-ekonomik ve yatırım işbirliğini geliştiriyor. Aksi olamaz, çünkü ülkelerimizi birbirine bağlayan dünyanın en uzun kesintisiz kara sınırıdır,” diye ekledi.
Kazakistan Stratejik Planlama ve Reformlar Ajansı’nın ulusal istatistik bürosuna göre, sadece 2024 yılının ilk 10 ayında Rusya’dan ithalat, aynı döneme göre yüzde 5,2 artarak 14,3 milyar dolar oldu. Bu arada, Rusya’nın Kazakistan’dan ithalatı biraz azaldı. Bu rakam, aynı dönemde yüzde 10,8 azalarak 7,55 milyar dolara düştü.
Putin’in Kazpravda gazetesine yayımlanan makalesinde, 2023 yılında mal ticaret hacminin 28 milyar doların üzerine çıktığı (Karşılaştırma için Çin ve Kazakistan’da 31,5 milyar dolar) ve ilk dokuz ayda 20 milyar dolara ulaşıldığı belirtildi.
Şu anda Kazakistan ile Rusya’nın özerk bölgeleri arasında yaklaşık 300 anlaşma mevcut ve iki taraflı ticaret hacminin yüzde 70’i bölgesel işbirliğine dayanıyor (sınır bölgelerinde ise yaklaşık yüzde 40).
Örneğin, Astrahan Oblastı, 2024 yılının ilk 10 ayında Kazakistan’a 15 bin ton tarım ürünü ihraç etti. Tokayev, Putin ziyareti öncesinde İzvestiya gazetesine yazdığı yanıt niteliğindeki makalede, 2023 yılında Rus şirketlerinin Kazakistan’a 3 milyar doların üzerinde yatırım yaptığını ve ülkesinin de Rus ekonomisine aynı miktarda yatırım yaptığını bildirdi. Ayrıca, Kazakistan ve Rusya, 18 milyar doların üzerinde 90 proje gerçekleştirdi ve 49 potansiyel proje halen uygulanma aşamasında.
Tokayev, Ulaan Köyü’ndeki Balhaş Gölü kıyısında bulunan nükleer santralin inşası konusunda kimin dahil edileceği sorusunu da yanıtladı. Kazakistan’da sonbaharda, ülkede nükleer enerji üretiminin gerekliliğine dair bir referandum yapıldı ve oyların üçte ikisi bu projeyi destekledi. Projenin karşıtları, 1949-1989 yılları arasında Semipalatinsk’ta gerçekleştirilen Sovyet nükleer testlerinin olumsuz sonuçlarına atıfta bulunarak çevresel riskleri vurguladılar.
Tokayev, bu konunun Putin’in Astana ziyareti sırasında ele alındığını belirtti. “Konsorsiyumda genel operatör olarak Kazak tarafının proje sahibi olarak yer alacağı konusunda anlaştık. ‘Rosatom’un, yurt dışında nükleer santraller inşa etme konusunda yüksek yetkinlikleri ve zengin deneyimi olan bir şirket olarak katılımı söz konusu,” diye konuştu.
Ayrıca, “Çin’in sivil nükleer tesisler inşa etmedeki büyük başarıları göz önüne alınarak Çin şirketiyle de görüşmeler sürüyor.” Tokayev, “Rosatom dışında, Çin Ulusal Nükleer Kurumu (CNNC), Güney Kore’nin Korea Hydro & Nuclear Power (KHNP) ve Électricité de France (EdF, Fransa) gibi diğer yabancı şirketlere de ilgi duyulduğunu” ekledi.
2025 yılında yarışma prosedürlerinin yapılacağı ve ardından hükümetin nihai kararı vereceği bildirildi. Tokayev, “Büyük ölçekli bir nükleer santralin Kazakistan için gerekli olduğuna inanıyorum. Ayrıca, yakın gelecekte ikinci ve belki de üçüncü bir nükleer santral inşa etmeye başlayacağımızı eklemiyorum,” ifadelerini kullandı. Nükleer endüstri, enerji açığını telafi edecek.
Tokayev, röportajında Rosatom projelerinden bahsetmedi. Öte yandan, Rus devlet şirketi Stepanogorsk Madencilik ve Kimya Kompleksi ile büyük uranyum yatağı Budyonovskoye’ye aktif olarak yatırım yapıyor.
Kazatomprom ile Uranium One (Rosatom’un iştiraki) ülkede birkaç ortak girişime sahip. Bunlar, Turkistan Bölgesi’ndeki Budyonovskoye yatağının 2 numaralı sahasında yüzde 50 ortaklığa sahip Karatau ve aynı yatağın 1, 3 ve 4 numaralı sahalarını geliştiren Akbastau (her biri yüzde 50) dahil.
Ayrıca, Güney Madencilik Kimya Şirketi’nde yüzde 30 Kazatomprom, yüzde 70 Uranium One ortaklığı bulunuyor. Rosatom ortak girişimlerinden biri, Çinli ortaklara devredildi.
Diplomasi
ABD ve Çin ticaret müzakereleri için ilk adımı atıyor

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent ve baş ticaret müzakerecisi Jamieson Greer’in, bu hafta sonu İsviçre’de Çin’in ekonomi sorumlusu He Lifeng ile bir araya geleceği bildirildi. Uzmanlara göre, bu görüşme, küresel ekonomiyi altüst eden ticaret savaşının çözülmesi yolunda atılacak ilk adım olabilir.
Salı günü geç saatlerde Washington tarafından duyurulan ve daha sonra Pekin tarafından da teyit edilen toplantı haberi, ABD hisse senedi endekslerinin yükselmesine neden olarak, ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük vergileriyle piyasayı sarsan hamlesinin ardından piyasalara rahat bir nefes aldırdı.
Çin ve Hong Kong borsaları da çarşamba günü Asya işlemlerinin başlamasıyla yükselişe geçti.
Çin’in başbakan yardımcısıyla yapılacak görüşme, dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki ticaret vergilerinin %100’ün çok üzerine çıkmasına neden olan aylarca süren gerginliğin ardından geliyor.
Planlamaya yakın iki kaynak Reuters‘a, iki tarafın daha geniş kapsamlı gümrük vergilerinin azaltılmasını görüşeceğini söyledi. Kaynaklar, müzakere ekiplerinin belirli ürünlere uygulanan gümrük vergilerinin kaldırılması, de minimis ve ABD’nin ihracat kontrol listesi ile ilgili ABD politikalarını da görüşeceğini belirtti.
ABD Ticaret Temsilciliği ve Hazine Bakanlığı, Greer ve Bessent’in perşembe günü birlikte Cenevre’ye gideceklerini ve İsviçre Cumhurbaşkanı Karin Keller-Sutter ile de karşılıklı ticarete ilişkin müzakereleri görüşmek üzere bir araya geleceklerini açıkladı.
Bessent, açıklamadan sonra Fox News Channel’ın “The Ingraham Angle” programında “Bence bu, gerilimin azaltılmasıyla ilgili olacak. İlerleyebilmemiz için önce gerilimi azaltmalıyız” dedi.
ABD’nin açıklamasının ardından, Çin Ticaret Bakanlığı sözcüsü, Çin’in ABD’li temsilcilerle görüşmeyi kabul ettiğini doğruladı.
Çin’in açıklamasında, “Küresel beklentileri, Çin’in çıkarlarını ve ABD sanayi ve tüketicilerinin taleplerini tam olarak dikkate alarak, Çin ABD ile yeniden müzakereye başlama kararı almıştır” denildi.
“Eski bir Çin atasözü vardır: Söylenenleri dinle, yapılanları izle. … (ABD) bir şey söyleyip başka bir şey yaparsa veya görüşmeleri baskı ve şantajı sürdürmek için bir bahane olarak kullanmaya çalışırsa, Çin asla kabul etmeyecektir” diye ekledi.
Bu, ABD Senatörü Steve Daines’in mart ayında Pekin’de Başbakan Li Qiang ile görüşmesinden bu yana Çin ve ABD’li üst düzey yetkililer arasında yapılan ilk toplantı olacak.
Pekin, son birkaç hafta içinde gerginliğin tırmanmasıyla kararlı söylemlerini büyük ölçüde sürdürdü ve Çin propagandasının “zehir içmek” olarak nitelendirdiği Trump’ın ek %145’lik gümrük vergilerine “asla diz çökmeyeceklerini” söyledi.
Ekonomistler, Trump’ın Çin ve düzinelerce diğer ülkeye uyguladığı gümrük vergilerinin küresel büyümeyi keskin bir şekilde düşürebileceğini tahmin ederken, Japon yatırım bankası Nomura geçen hafta bunun Çin’e 16 milyon iş kaybına mal olabileceği uyarısında bulundu.
Trump ve ticaret ekibi, Washington ile anlaşmaları kesinleştirmek ve mallarına ağır ithalat vergileri getirilmesini önlemek için acele eden başlıca ticaret ortaklarıyla yürütülen görüşmelerdeki ilerleme konusunda karışık sinyaller verdi.
Bessent, günün erken saatlerinde milletvekillerine, Trump yönetiminin 17 büyük ticaret ortağıyla müzakere halinde olduğunu, ancak Çin ile henüz müzakere yapmadığını ve bazılarıyla bu hafta içinde ticaret anlaşmaları açıklayabileceğini söyledi.
Trump, Kanada Başbakanı Mark Carney ile görüşmeden önce gazetecilere, kendisi ve üst düzey yönetim yetkililerinin önümüzdeki iki hafta içinde olası ticaret anlaşmalarını gözden geçirerek hangilerini kabul edeceklerine karar vereceklerini söyledi ve bu açıklama hisse senetlerinde düşüşe neden oldu.
Bessent, Fox News’e verdiği demeçte, iki tarafın cumartesi günkü toplantısında “ne konuşulacağını” belirleyeceğini söyledi.
Bessent, “Bakın, bunun sürdürülebilir olmadığı konusunda ortak bir çıkarımız var. %145, %125, ambargoya eşdeğer. Ayrılmak istemiyoruz. İstediğimiz şey adil ticaret” dedi.
Diplomasi
ABD’den Ukrayna’ya ‘sınır dışı edilen göçmenleri kabul et’ baskısı

The Washington Post’un haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump yönetimi bu yılın başlarında Ukrayna’dan, ABD’den sınır dışı edilen “belirsiz sayıda” üçüncü ülke vatandaşını kabul etmesini istedi. Ukrayna’nın bu talebe nasıl yanıt verdiği bilinmezken, El Salvador ve Meksika gibi bazı ülkelerin benzer talepleri kabul ettiği belirtildi.
The Washington Post (WP) gazetesinin ilgili belgelere dayandırdığı haberine göre, ABD Başkanı Donald Trump yönetimi bu yılın başlarında Ukrayna hükümetine, Amerika Birleşik Devletleri’nden sınır dışı edilen “belirsiz sayıda” üçüncü ülke vatandaşını kabul etmesi yönünde çağrıda bulundu.
Gazete, Ukrayna’da devam eden savaş, havalimanlarının çalışmaması ve ülkenin askeri ve mali desteğine bağımlı olması göz önüne alındığında bu talebin “sıra dışı göründüğünü” belirtti.
Belgelerde Kiev’in bu talebe tam olarak nasıl yanıt verdiğinin belirtilmediği aktarıldı.
WP‘ye göre, Ukraynalı bir diplomat ABD büyükelçiliğine, hükümetin bir yanıt formüle eder etmez bunu ileteceğini bildirdi.
Diplomat, Ukrayna’nın “Amerika Birleşik Devletleri tarafından sınır dışı edildikten sonra kendi vatandaşlarını kabul etme geçmişi” olduğunu ancak hükümetin şu anda “olağanüstü bir savaş zamanı durumuyla” karşı karşıya olduğunu söyledi.
Gazeteye konuşan iki Ukraynalı yetkili ise konunun en üst düzeyde hükümet yetkilileri arasında görüşülmediğini ifade etti.
Başka bir yetkili de ABD’nin sınır dışı edilenleri kabul etme yönünde herhangi bir “siyasi talebinden” haberdar olmadığını belirtti.
Gazete, Ukrayna’nın ABD’den hiçbir üçüncü ülke vatandaşını kabul etmediğini vurguladı.
Ocak ile mayıs ayları arasında benzer taleplerin birkaç ülkeye daha iletildiği, El Salvador, Kosta Rika, Panama, Meksika ve bir dizi başka devletin bu taleplere olumlu yanıt verdiği kaydedildi.
Buna karşılık Trump yönetiminin, bu ülkelere Washington ile ilişkilerin iyileştirilmesi ve başka teşvikler sunduğu ifade edildi.
Örneğin, sınır dışı edilen bir Iraklıyı kabul eden Ruanda hükümetine 100 bin dolar ödendiği, daha sonra ülkenin “uzun vadeli bir program” kapsamında on kişiyi daha kabul etmeyi onayladığı bildirildi.
Verilere göre, Trump yönetimi iktidarının ilk yılında 1 milyona kadar göçmeni sınır dışı etmeyi planlıyor.
Önceki rekor, Ocak 2009’dan Ocak 2017’ye kadar görev yapan 44. ABD Başkanı Barack Obama döneminde bir yılda 400 binden fazla sınır dışı etme işlemiyle kırılmıştı.
ABD’de ‘göçmen dostları’ ile ‘göçmen düşmanları’nın ortak sektörü: Özel göçmen hapishaneleri
Diplomasi
AB, Trump’a karşı 100 milyar avroluk misilleme hazırlığında

AB, ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük vergilerine karşı yanıt hazırlığında.
Euractiv’e konuşan üç kaynağa göre, Avrupa Komisyonu, Trump’ın AB ihracatına uyguladığı kapsamlı gümrük vergilerine yanıt olarak, ABD mallarını hedef alan yeni karşı önlemler hazırlıyor. Bu misillemenin 100 milyar avro civarında olacağı hesaplanıyor.
Yeni paket, hemen uygulamaya konulmak yerine, gergin transatlantik ilişkilerde AB’ye daha fazla koz sağlamak amacıyla tasarlanıyor. Trump’ın AB ve diğer ticaret ortaklarına gümrük vergileri uygulaması sonrasında, her iki taraf da ticaret savaşının tırmanmasını önlemek için görüşmelerini sürdürüyor.
Geçen hafta, üst düzey ticaret yetkilisi Sabine Weyand ve Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in sağ kolu Björn Seibert, AB ülkelerinin büyükelçilerine, ABD’ye çeşitli sektörlerde daha fazla AB yatırımı yapma planları hakkında bilgi verirken, bazı Amerikan sektörlerini 100 milyar avronun biraz altında gümrük vergileriyle tehdit etti.
100 milyar avroluk rakam ilk olarak Bloomberg tarafından açıklandı.
Diplomatlar, çarşamba günü Komisyon’dan daha fazla ayrıntı duymayı umuyorlar. Bu ayrıntılar arasında, AB’nin Beyaz Saray’a sunabileceği tavizler, daha fazla Amerikan gazı, soya fasulyesi ve silah satın almaktan Çin’e karşı potansiyel bir ittifaka kadar uzanıyor.
Konuya yakın bir kaynak, 100 milyar avroluk paketin, Trump’ı AB mallarına %20’lik gümrük vergisini yeniden uygulamamaya ikna etmek için devam eden çabaların başarısız olması durumunda kullanılmak üzere tasarlandığını söyledi.
Weyand, bu hafta Washington’da teknik görüşmelerde bulunuyor. Trump, %20’lik gümrük vergilerini temmuz ayına kadar askıya aldı.
Trump, AB’nin çelik, alüminyum ve otomobillerine gümrük vergileri ve tüm mallara %10’luk genel vergi getirmişti. Bu vergilerin tümü halen yürürlükte.
AB, ABD başkanının çelik ve alüminyuma uyguladığı %25’lik gümrük vergilerine yanıt olarak, ABD ekonomisine 21 milyar avroluk gümrük vergisi uygulayacağı tehdidini açıkça dile getirmişti.
Trump ayrıca ilaç, kereste, yarı iletkenler ve yabancı yapım filmlere ek gümrük vergileri uygulamakla tehdit etti. Bu vergilerin tümü AB’yi daha da etkileyebilir.
AB Ticaret Komiseri Maroš Šefčovič salı günü Avrupa Parlamentosu milletvekillerine yaptığı açıklamada, Trump’ın önlemlerinin AB’nin ABD’ye ihracatının %97’sini etkileyerek 549 milyar avro değerinde malı vuracağını söyledi.
Šefčovič, “Bu durum kabul edilemez ve hareketsiz kalmayı göze alamayız,” dedi.
-
Avrupa2 hafta önce
Almanya’da tren fabrikası tank üretimine başlıyor
-
Dünya Basını2 hafta önce
Şin-Bet Direktörü’nün yeminli beyanı ne anlama geliyor?
-
Amerika2 hafta önce
ABD’de çöküş sürüyor: Dow, 1932’den bu yana en kötü nisan ayını yaşıyor
-
Diplomasi2 hafta önce
Çin’in ABD’den enerji ithalatındaki düşüş Rusya’ya kapı açtı
-
Avrupa2 hafta önce
Alman eyaletleri silahlanma yarışına son sürat dahil oluyor
-
Ortadoğu2 hafta önce
ABD’den Suriye’ye “İran” baskısı: DMO terör örgütü ilan edilsin
-
Avrupa2 hafta önce
Orbán’ın vetoları AB’yi 7. maddeye itiyor
-
Avrupa2 hafta önce
Trump’ın tarifeleri Avrupa’da serbest ticaret yanlısı ülkeleri güçlendiriyor