Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Tokayev, Rusya ile işbirliğinin ana hatlarını değerlendirdi

Yayınlanma

Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, 2024 yılında Kazakistan ile Rusya arasındaki işbirliğinin önemli projelerle güçlendiğini ve geleceğe yönelik planların sürdüğünü vurguladı. Ulaşım, enerji ve ekonomik alanlarda yapılan çalışmaların detaylarını paylaştı.

Rusya ile Kazakistan, farklı alanlarda ilişkilerini sistematik olarak güçlendiriyor. 2024 yılı, pek çok projenin dönüm noktası oldu. Bu konuda Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev, 3 Ocak’ta Ana tılı gazetesine verdiği röportajda önemli açıklamalarda bulundu.

Tokayev, röportajında Kazakistan’ın gelişimine ilişkin temel görüşlerini belirtti. Örneğin, sistematik ve hatta sancılı ekonomik reformlara başlayan Astana’nın, ülkenin beş yıllık gelişimi için sağlam bir temel attığını söyledi. Bireysel adımları ve sel mücadeleleri gibi belirli sorunları sıraladı. Bu sorun, Kazakistan’ı “su ile ilgili doğal afetlere karşı dayanıklılığın artırılması gerekliliği” düşüncesine itti.

Diğer uluslararası olayları da gündeme getirdi. Özellikle, Kazakistan batısındaki Azerbaycan uçağı kazasının soruşturulması için 17 uluslararası uzmanın davet edilmesi, soruşturmanın objektifliğinin garantisi olarak vurgulandı.

Tokayev, faaliyetlerinin dış politikaya eğilimi olduğu yönündeki iddiaları yanlış buldu. Bu açıklama, Tokayev’in 2026 yılında BM Genel Sekreteri olma ihtimali hakkındaki söylentiler ışığında geldi

Finansal alanda işbirliği

Tokayev, hükümetin mali bloğunun çalışmalarını değerlendirdi ve parlamento seçimlerinin erken yapılma olasılığını reddetti. Ayrıca, iktidarın gerçekleştirdiği veya henüz tartışılan çeşitli girişimleri tanımladı.

2024 yılında Rusya ve Kazakistan, ulaşım ve lojistik alanında aktif bir işbirliği yürüttü. Tokayev, bu konuların Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapılan müzakerelerde ele alındığını belirtti.

Aralık 2024’te Kazakistan Ulaştırma Bakanı Marat Karabaev, ülke toprakları üzerinden Çin ve Rusya arasında yeni bir çok modlu transit koridorun oluşturulacağını açıkladı. Proje, Doğu Kazakistan’da 120 km demiryolu ve nehir limanı inşasını içeriyor.

Nihai çalışma alanı, Mayıs 2025’te Çin, Kazakistan ve Rusya Ulaştırma Bakanları düzeyinde gerçekleştirilecek üç taraflı toplantıda belirlenecek. Ayrıca, 2025 yılı için Kazakistan’ın Rusya ve Türkmenistan ile birlikte tek bir taşıma operatörü oluşturmayı planladığı belirtildi.

Bakan, bu önlemlerin rotanın taşıma kapasitesini iki katına çıkarmayı ve taşıma hacmini yıllık 20 milyon tona yükseltmeyi hedeflediğini vurguladı.

2022 yılında ülkede iktidarın değiştiği dönemde, Kazakistan’ın “hukuk ve düzen” ilkesine uyması gerektiğini ve devletin “adil” olması gerektiğini belirtti.

Tokayev, “hukukun üstünlüğü ilkesine dayanan bir devlet, tüm vatandaşların kanun önünde eşit olduğu, eşit fırsatların kanunların, kuralların ve normların sıkı bir şekilde uygulanmasına dayandığı” şeklinde açıkladı.

Cumhurbaşkanı, “2022 yılından bu yana devletin mülkiyetine yasa dışı edinilen finansal ve diğer varlıkların geri alınması çalışmaları neticesinde 2 trilyon tengeden fazla (4,1 milyar dolar) iade edildiğini” ifade etti.

Uluslararası işbirliği ve gelecek perspektifleri

Tokayev, 2022 yılından sonra Nazarbayev liderliğindeki Elbası kurumunun varlığının sürdürülememesinin nedenini açıkladı.

O dönemde, Nazarbayev’in istifasının ardından yükselip cumhurbaşkanının altında çalışmaya başlamasıyla “çifte yönetim” söylentileri ortaya çıktı.

Tokayev, Nazarbayev ile şu anda ayda bir kez iletişimde olduklarını ve aynı zamanda Rusya Devlet Başkanı Putin ile de görüşmelerinin olduğunu belirtti. “Nazarbayev’in aralık ayındaki Putin ziyareti, geçen yılın ikinci ziyareti gibi görünüyor. Görünüşe göre, eski dostlar ve meslektaşlar olarak bir araya geliyorlar; hatırlayacakları çok şey var. Bu tür toplantıların inisiyatifi Nazarbayev [Nursultan Nazarbayev] tarafından yapılıyor ve onlar için son derece önemli,” dedi.

2024 yılı, Kazakistan ve Rusya arasında 21. yüzyılda Dostluk ve İttifak Anlaşmasının imzalanmasının 11. yılıydı. Putin, 2024 yılında iki kez Astana’yı ziyaret etti. Temmuz başında Şanghay İşbirliği Örgütü zirvesinde, Kasım sonunda ise devlet ziyareti kapsamında Kazakistan’ı ziyaret etti. Kremlin, “devlet ziyaretinin gerçekleşmesi, ikili ilişkilerimizin başarılı gelişimini vurguluyor” şeklinde değerlendirdi.

Tokayev, Putin’in kasım ziyaretini “Görüş gündemimiz oldukça yoğun oldu,” şeklinde değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı “Ticari-ekonomik, ulaşım-lojistik, enerji, kültürel-eğitim alanlarında işbirliğini kapsayan tüm konuları detaylı bir şekilde ele aldık. Rus hükümetinin neredeyse yarısı Astana’ya geldi, bu da modern Kazakistan’ın Rusya için stratejik önemini gösteriyor,” dedi.

Astana’da Tokayev ile Putin arasında dört saat süren gayri resmi bir görüşme gerçekleşti. Cumhurbaşkanı, bu tür iletişimin “iki taraflı işbirliğinin ve uluslararası gündemin güncel sorunlarına ilişkin karşılıklı anlayışı güçlendirdiğini” belirtti.

Tokayev, “Kazakistan’ın çok yönlü dış politikasına, stratejik ortaklığımızın ve Rusya ile ittifak ilişkilerimize olan kesin bağlılığımızı açıkladım,” diye ekledi.

Görüşmede sadece ekonomi ve küresel politika değil, aynı zamanda 80. Zafer Yılı kutlamaları da ele alındı. Putin, Tokayev’i 2025 Mayıs ayında Büyük Anayurt Savaşı’nın 80. yıldönümüne ilişkin kutlamalara davet etti. Cumhurbaşkanı, bu yıldönümü ve hazırlıklarla ilgili ayrı bir röportajda, “Kazakistanlılar Nazizmin yenilgiye uğratılmasına önemli katkılarda bulundu,” diyerek savaş yıllarında ülkenin “güvenilir bir cephe gerisi” olduğunu belirtti.

Ticari ilişkiler ve ihracat

Tokayev, Putin’in Kazakistan’a yaptığı en çok ziyaret sayısının 33 olduğunu belirtti. “Ayrıca telefon görüşmeleri yapıyor, uluslararası forumlar kapsamında görüşüyoruz, kısacası sürekli iletişim halindeyiz,” dedi.

Tokayev, “Rusya, Kazakistan ile en aktif ticari-ekonomik ve yatırım işbirliğini geliştiriyor. Aksi olamaz, çünkü ülkelerimizi birbirine bağlayan dünyanın en uzun kesintisiz kara sınırıdır,” diye ekledi.

Kazakistan Stratejik Planlama ve Reformlar Ajansı’nın ulusal istatistik bürosuna göre, sadece 2024 yılının ilk 10 ayında Rusya’dan ithalat, aynı döneme göre yüzde 5,2 artarak 14,3 milyar dolar oldu. Bu arada, Rusya’nın Kazakistan’dan ithalatı biraz azaldı. Bu rakam, aynı dönemde yüzde 10,8 azalarak 7,55 milyar dolara düştü.

Putin’in Kazpravda gazetesine yayımlanan makalesinde, 2023 yılında mal ticaret hacminin 28 milyar doların üzerine çıktığı (Karşılaştırma için Çin ve Kazakistan’da 31,5 milyar dolar) ve ilk dokuz ayda 20 milyar dolara ulaşıldığı belirtildi.

Şu anda Kazakistan ile Rusya’nın özerk bölgeleri arasında yaklaşık 300 anlaşma mevcut ve iki taraflı ticaret hacminin yüzde 70’i bölgesel işbirliğine dayanıyor (sınır bölgelerinde ise yaklaşık yüzde 40).

Örneğin, Astrahan Oblastı, 2024 yılının ilk 10 ayında Kazakistan’a 15 bin ton tarım ürünü ihraç etti. Tokayev, Putin ziyareti öncesinde İzvestiya gazetesine yazdığı yanıt niteliğindeki makalede, 2023 yılında Rus şirketlerinin Kazakistan’a 3 milyar doların üzerinde yatırım yaptığını ve ülkesinin de Rus ekonomisine aynı miktarda yatırım yaptığını bildirdi. Ayrıca, Kazakistan ve Rusya, 18 milyar doların üzerinde 90 proje gerçekleştirdi ve 49 potansiyel proje halen uygulanma aşamasında.

Tokayev, Ulaan Köyü’ndeki Balhaş Gölü kıyısında bulunan nükleer santralin inşası konusunda kimin dahil edileceği sorusunu da yanıtladı. Kazakistan’da sonbaharda, ülkede nükleer enerji üretiminin gerekliliğine dair bir referandum yapıldı ve oyların üçte ikisi bu projeyi destekledi. Projenin karşıtları, 1949-1989 yılları arasında Semipalatinsk’ta gerçekleştirilen Sovyet nükleer testlerinin olumsuz sonuçlarına atıfta bulunarak çevresel riskleri vurguladılar.

Tokayev, bu konunun Putin’in Astana ziyareti sırasında ele alındığını belirtti. “Konsorsiyumda genel operatör olarak Kazak tarafının proje sahibi olarak yer alacağı konusunda anlaştık. ‘Rosatom’un, yurt dışında nükleer santraller inşa etme konusunda yüksek yetkinlikleri ve zengin deneyimi olan bir şirket olarak katılımı söz konusu,” diye konuştu.

Ayrıca, “Çin’in sivil nükleer tesisler inşa etmedeki büyük başarıları göz önüne alınarak Çin şirketiyle de görüşmeler sürüyor.” Tokayev, “Rosatom dışında, Çin Ulusal Nükleer Kurumu (CNNC), Güney Kore’nin Korea Hydro & Nuclear Power (KHNP) ve Électricité de France (EdF, Fransa) gibi diğer yabancı şirketlere de ilgi duyulduğunu” ekledi.

2025 yılında yarışma prosedürlerinin yapılacağı ve ardından hükümetin nihai kararı vereceği bildirildi. Tokayev, “Büyük ölçekli bir nükleer santralin Kazakistan için gerekli olduğuna inanıyorum. Ayrıca, yakın gelecekte ikinci ve belki de üçüncü bir nükleer santral inşa etmeye başlayacağımızı eklemiyorum,” ifadelerini kullandı. Nükleer endüstri, enerji açığını telafi edecek.

Tokayev, röportajında Rosatom projelerinden bahsetmedi. Öte yandan, Rus devlet şirketi Stepanogorsk Madencilik ve Kimya Kompleksi ile büyük uranyum yatağı Budyonovskoye’ye aktif olarak yatırım yapıyor.

Kazatomprom ile Uranium One (Rosatom’un iştiraki) ülkede birkaç ortak girişime sahip. Bunlar, Turkistan Bölgesi’ndeki Budyonovskoye yatağının 2 numaralı sahasında yüzde 50 ortaklığa sahip Karatau ve aynı yatağın 1, 3 ve 4 numaralı sahalarını geliştiren Akbastau (her biri yüzde 50) dahil.

Ayrıca, Güney Madencilik Kimya Şirketi’nde yüzde 30 Kazatomprom, yüzde 70 Uranium One ortaklığı bulunuyor. Rosatom ortak girişimlerinden biri, Çinli ortaklara devredildi.

DİPLOMASİ

NATO yetkilisi: Batılı yatırımcıların silah endüstrisinden uzak durması aptalca

Yayınlanma

NATO Askeri Komitesi Başkanı Amiral Rob Bauer Financial Times’a (FT) verdiği demeçte, finans kuruluşlarını artan güvenlik tehditlerine uyum sağlamaya çağırırken, Batılı derecelendirme kuruluşları, bankalar ve emeklilik fonlarının savunma yatırımlarından kaçınmakla “aptallık” ettikleri iddiasında bulundu.

Bauer, yatırımcıların “kolektif savunmadaki” rollerini anlamamalarının, Ukrayna savaşının ardından önemli hükümet fonlarını kaçırma riski anlamına geldiğini söyledi.

Bauer, “Trilyonlarca dolar sizi neden ikna etmiyor? Ticari içgüdülerinize ne oldu? Aptal mısınız siz? Ben de emeklilik fonlarına bunu söylüyorum. Aptal mısınız?” diye sordu.

Yatırım getirisine bakıldığı takdirde bile, “önümüzdeki 20 yıl boyunca harcanacak çok fazla para” olduğunu savunan NATO yetkilisi, “Bu, Çin ve ABD arasındaki gücün yeniden dengelenmesiyle ilgili. Eğer tektonik plakalar kayarsa, depremler olur. Jeopolitik güç plakaları değişirse savaşlar olur. Dünya savaşları olacağını sanmıyorum ama şu anda gördüğümüz gibi bölgesel savaşlar muhtemelen yakın geleceğimizin bir parçası olacak,” dedi.

Almanya’nın Rheinmetall ve Norveç’in Kongsberg Gruppen gibi birçok büyük Avrupa silah şirketinin hisseleri, hükümetin tank, füze ve top siparişlerinin artması ve yatırımcıların NATO’nun yeniden silahlanmasının önümüzdeki yıllarda kazançları artıracağına dair bahisleri nedeniyle geçtiğimiz yıl yükseldi. 

Fakat bazı Avrupa bankaları, silah üreticilerinin üretimlerini artırmalarına yardımcı olmak için onlara kredi verme konusunda hala isteksiz. Bu durum özellikle daha geniş bir tedarik zinciri için hayati önem taşıyan küçük üreticiler için ciddi bir sorun teşkil ediyor.

NATO ülkelerindeki savunma girişimlerine yapılan risk sermayesi yatırımları 2019’dan bu yana dört kat artmış olsa da, Avrupa’daki bazı kurumsal fonların çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim (ESG) kaygıları nedeniyle silahlanmaya yatırım yapması hâlâ yasak.

AB ortak bütçesinde de savunmaya yönelik doğrudan yatırımlara ilişkin bir yasak bulunuyor.

Üç yıllık görev süresinin ardından bu ayın sonunda NATO’daki görevinden ayrılacak olan Hollandalı deniz subayı Bauer, bu politikaların geçerliliğini yitirdiğini savundu.

NATO yetkilisi, “Hâlâ insanları öldürdükleri için savunma yeteneklerine yatırım yapmanın etik olmadığını söyleyen emeklilik fonları ve bankalar var. Bir de sürdürülebilirlik hedefleri meselesi var ve onlara şunu söylüyorum: gidin ve Gazze’yi ziyaret edin. Gidin ve Ukrayna’yı ziyaret edin. Gidin ve Yemen’i ziyaret edin. Gidin ve Suriye’yi ziyaret edin ve bir bakın. Savaşın ne yaptığını göreceksiniz,” dedi.

Bauer, “caydırıcılık amacıyla savunmaya yatırım yapmanın” aslında “en iyi sürdürülebilirlik önlemi” olduğunu ileri sürdü.

Bauer ayrıca doğudaki bazı NATO üyelerine “Rusya’ya ve tehdide daha yakın oldukları için” daha düşük kredi notu verildiğine dikkat çekti. NATO yetkilisi, “Eğer NATO’nun bir parçasıysanız, cezalandırılmak yerine bir bonus alacağınız varsayılır,” diyerek buna tepki gösterdi.

S&P Global Ratings geçen yıl mayıs ayında Estonya, Litvanya ve Letonya’nın notunu düşürürken Ukrayna’daki savaşın üç Baltık ülkesi üzerindeki iktisadi etkisini gerekçe göstermişti.

“Stratejik düşünme eksikliğinin bazen şaşırtıcı olabildiğini” kaydeden Bauer, işletmeler için sadece bir sonraki çeyreğe bakmanın yeterli olmadığını savundu.

Çok sayıda iş insanı için güvenlik tehdidinin “hâlâ çok uzakta bir şey” olduğunu fakat durumun böyle olmadığını savunan Bauer, geçen yıl Los Angeles’ta Amerikalı bir finansçının ev sahipliğinde düzenlenen bir finans toplantısına katıldıktan sonra “şok olduğunu”, orada askeri üniforma giyen tek kişinin kendisi olduğunu ve savunmanın kimsenin radarında olmadığını söyledi.

Bauer, “Paranın güvenlikten kopuk olduğu fikri endişe verici çünkü ekonomiler ancak istikrarlı ve güvenli bir ülkede gelişir. Ve bu istikrar ve güvenlik 75 yıldır NATO tarafından garanti altına alınmıştır,” iddiasında bulundu.

Savunmanın bir maliyet değil yatırım olduğunu savunan Bauer, “Ve pek çok insanın kafasında değişmesi gereken şey de budur. Yatırımcıların, derecelendirme kuruluşlarının vs. kafasında bu otomatik bir bağlantı gibi görünmüyor [bu süreç] rahatsız edici derecede yavaş,” dedi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Alman Rheinmetall’den Ukrayna’ya 180 bin Gepard mermisi

Yayınlanma

Alman savunma sanayi şirketi Rheinmetall, Aralık 2024’te Ukrayna Savunma Bakanlığı’na 35 mm kalibrelik 180 bin mermi tedariki için sipariş aldığını duyurdu. Bu mermiler, Gepard hava savunma sistemleri için üretilecek.

Söz konusu siparişin toplam maliyeti açıklanmazken, iki basamaklı milyon avro seviyesinde olduğu tahmin ediliyor.

Üretimin, Almanya’nın Unterlüß kentindeki fabrikada yapılacağı belirtiliyor.

Teslimatların 2026’da başlaması ve finansmanın Almanya tarafından sağlanması planlanıyor. Almanya, şimdiye kadar Ukrayna’ya 55 Gepard hava savunma sistemi gönderdi.

Rheinmetall, 17 Aralık 2024’te yaptığı açıklamada, Ukrayna’ya 2025’in ilk yarısında 20 adet Marder 1A3 piyade savaş aracı teslim edileceğini duyurdu.

Şirket, Ukrayna ordusuna şimdiye kadar yüzlerce bu tip zırhlı araç sağladı.

Rheinmetall CEO’su Armin Papperger, 26 Ekim 2024’te Ukrayna’da faaliyet gösteren TСN kanalına verdiği röportajda, şirketin ülkedeki ilk savunma sanayi tesisini faaliyete geçirdiğini açıkladı.

Bu tesiste, Lynx piyade savaş araçlarının üretimine başlandığı belirtildi. Rheinmetall, bu ortak girişimde yüzde 51 hisseye sahip.

Alman silah devi Rheinmetall, Ukrayna’da dört fabrika kurmayı planlıyor

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Çin, Xi ve Trump’ın ABD seçimlerinden bu yana temas halinde olduğunu doğruladı

Yayınlanma

Çin, Devlet Başkanı Xi Jinping’in Beyaz Saray’a dönmeye hazırlanan ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump ile iletişim halinde olduğunu ilk kez teyit etti.

Haber, Trump’ın pazartesi günü Amerikalı muhafazakâr radyo sunucusu Hugh Hewitt’e verdiği röportajda Xi ile temsilcileri aracılığıyla görüştüklerini ve “muhtemelen çok iyi anlaşacaklarını” söylemesinden bir gün sonra geldi.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Guo Jiakun salı günü bu açıklamalarla ilgili bir soru üzerine Pekin’in Trump’ın yorumlarına “önem verdiğini” söyledi.

“Çin ve ABD çeşitli yollarla iletişimi sürdürdü” dedi.

“Çin, iki ülkenin ve dünyanın yararına olacak şekilde Çin-ABD ilişkilerinin istikrarlı, sağlıklı ve sürdürülebilir büyümesini ilerletmek için karşılıklı saygı, barış içinde bir arada yaşama ve kazan-kazan işbirliği ilkeleri çerçevesinde ABD ile birlikte çalışmaya hazırdır” ifadeleri kullanıldı.

‘Öngörülemezlik’

Daha önce de Pekin’in, Beyaz Saray’a dönmeden önce Trump ve üst düzey yardımcılarıyla bağlantı kurma çabasında olduğu basına yansımıştı. Trump’ın ilk 100 gün icraatları merak konusu olurken, ABD’nin seçilmiş başkanının ikinci dönemi Çin’e yönelik yaklaşımının erken bir testini teşkil edebilir.

Ancak Trump’ın “öngörülemezliği” ve iki güç arasındaki köklü yapısal gerginlikler göz önüne alındığında bu çabaların geniş kapsamlı bir etki yaratması beklenmiyor.

Tayvan, Güney Çin Denizi ve fentanil gibi konularda sert bir yaklaşım sergilemesi beklenen Trump döneminde ilişkilerin daha da gerilmesi ve hatta Covid-19’un kökenleri hakkındaki tartışmaların yeniden canlanması muhtemel.

Trump’ın göreve gelir gelmez Çin ürünlerine yeni vergiler getirme sözü vermesi de, Pekin’in yeni kısıtlamalarla misilleme yapma ihtimalini gündeme getirdi.

Öte yandan, Trump’ın Xi Jinping’i 20 Ocak’taki yemin törenine davet etmesi bazı Çinli uzmanlar tarafından bir “iyi niyet göstergesi” olarak algılandı.

Pekin Üniversitesi Uluslararası ve Stratejik Çalışmalar Enstitüsü’nün kurucu başkanı Wang Jisi, China-US Focus web sitesine yayınlanan bir röportajında, bu olumlu sinyallerin “somut eylemlere dönüşmesi” halinde, daha fazla fikir birliği sağlanmasına ve potansiyel olarak ilişkilerin geliştirilmesine yardımcı olabileceğini belirtti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English