Amerika
Trump FBI’ın başına “derin devletle” kavgalı Patel’i getirdi

ABD Başkanı seçilen Donald Trump, FBI direktörlüğüne Kash Patel’i seçti.
Trump Truth Social’da yaptığı paylaşımda, “Kashyap ‘Kash’ Patel’in Federal Soruşturma Bürosunun bir sonraki Direktörü olarak görev yapacağını açıklamaktan gurur duyuyorum. Kash parlak bir avukat, araştırmacı ve kariyerini yolsuzlukları ortaya çıkarmak, adaleti savunmak ve Amerikan Halkını korumakla geçirmiş bir ‘Önce Amerika’ savaşçısıdır,” dedi.
Hindistan’ın Gujarat eyaleti kökenli bir ailenin çocuğu ve eski bir kamu avukatı olan Patel, Temsilciler Meclisi İstihbarat Daimi Seçim Komitesinde personel olarak Trump yönetiminin dikkatini çekmeden önce birkaç yıl Adalet Bakanlığı savcısı olarak çalışmıştı.
Trump gibi FBI’ın açık sözlü bir eleştirmeni olan Patel, Amerikan “derin devletinin” varlığını ve bu kurumun Trump’a karşı önyargılı olduğu inancını kararlılıkla savunuyor.
Patel, 2019 yılında dönemin Başkanı Trump’ın yönetimine katıldı ve medyanın “Trump’a tam bağlılık” olarak tanımladığı bir tutum sergileyerek hızla yükseldi.
Amerikalıları “İsrail’i desteklemeye öncelik vermeye” çağırmıştı
Patel, Trump’ın ilk döneminde Ulusal Güvenlik Konseyinde terörle mücadele bölümünü denetlemek ve daha sonra Savunma Bakanlığında özel kalem müdürü olarak görev yapmak da dahil olmak üzere kilit görevlerde bulundu.
Patel ayrıca Trump’ı yücelten çocuk kitapları da yazmıştı: Krala Karşı Komplo. Kitapta Hillary Clinton, “Kral Donald”ın peşinden giden kötü karakter olarak gösteriliyor.
Seçimden önce Fox News’e konuk olan Patel, Amerikalıları “uyanmaya” ve İsrail’i desteklemeye daha fazla öncelik vermeye çağıran bir açıklama yapmıştı.
Patel, ABD ile İsrail arasında güçlü bir ortaklığa duyulan ihtiyacı vurgulayarak, Amerika’nın güvenliği ve küresel liderliğinin, ülkenin Orta Doğu’daki müttefikine olan bağlılığına bağlı olduğunu savunmuştu.
Arap ve Orta Doğu’dan sorumlu danışman “dünür” Boulos
Trump ayrıca pazar günü Truth Social’da yaptığı bir paylaşımla kızı Tiffany Trump’ın kayınpederi Massad Boulos’un Arap ve Orta Doğu işlerinden sorumlu danışman olarak görev yapacağını duyurdu.
Trump paylaşımında, “Massad başarılı bir avukat ve Uluslararası sahnede geniş deneyime sahip, iş dünyasında son derece saygın bir liderdir. Kendisi uzun zamandır Cumhuriyetçi ve Muhafazakâr değerlerin savunucusudur, Kampanyam için bir değerdir ve Arap Amerikan Toplumu ile muazzam yeni koalisyonlar kurulmasında etkili olmuştur,” dedi.
Lübnan asıllı Amerikalı tanınmış bir işadamı olan Boulos, Tiffany Trump’ın kocası Michael Boulos’un babası. Seçim, Trump’ın damadı Jared Kushner’in babası Charles Kushner’i Fransa Büyükelçisi olarak seçtiğini açıklamasından bir gün sonra gerçekleşti.
Ailesine ait otomobil şirketinin başında olan Boulos, özellikle Michigan’da Arap Amerikalı seçmenlerle Trump için kampanya yürüttü. Trump yaptığı duyuruda Boulos’u Orta Doğu’da barışı destekleyen bir “anlaşma yapıcı” olarak tanımladı.
Trump paylaşımında, “Massad bir anlaşma yapıcı ve Orta Doğu’da BARIŞ’ın sarsılmaz bir destekçisi. ABD’nin ve çıkarlarının güçlü bir savunucusu olacaktır ve onu ekibimizde görmekten memnuniyet duyuyorum!” dedi.
Boulos, Lübnan’daki sağcı Ketaib Partisi (Falanjistler) ve Beşar Cemayel’in oğlu Nedim Cemayel ile iyi ilişkilere sahip. Boulos, kasım ayının ortalarında Cemayel ile bir araya gelmişti.
Nadim Cemayel o dönem X’te yazdığı mesajda, “Bu, Lübnan’ın ABD yönetiminin ve endişelerinin merkezinde yer alması ve hepimizin bölgede istikrar ve barış için çalışması için bir fırsattır,” demişti.
Boulas ayrıca Lübnan Ekonomi Bakanı Emin Salam ve Ketaib lideri Sami Gemayel ile de görüşmüştü.
Öte yandan Associated Press’e (AP) haziran ayında verdiği bir mülakatta Boulos kendisini Suriye Cumhurbaşkanı Beşar Esad ve Hizbullah ile ilişkileri olan Lübnan Marada Hareketi lideri Süleyman Ferenciye’nin de dostu olarak tanımlamıştı.
Financial Times’a (FT) konulan bir Arap diplomat, Boulos’un Filistin Devlet Başkanı ile Trump kampı arasında bir iletişim kanalı açmak için eylül ayında BM Genel Kurulu sırasında Filistin lideri Mahmud Abbas ile de görüştüğünü söylemişti.
Nijerya’da otomotiv sektörü Boulos’un tekelinde
FT’deki portresine göre Boulos’un ailesi, birçoğu nesillerdir Nijerya’da yaşayan ve ülkenin en üst düzey siyasi liderlerine erişim ve nüfuz sahibi olan, ülkede iş yapan etkili Lübnanlı hanedanların bir parçası.
Boulos, 1926 yılında kurulan ve Batı Afrika ülkesinde Alman MAN grubunun otobüs ve kamyonlarının satış ve dağıtımını yapan kayınpederinin şirketi Scoa Motors Nijerya’nın genel müdürlüğüne kadar yükseldi.
Ayrıca Nijerya’da kendi adını taşıyan ve motosiklet, üç tekerlekli bisiklet ve motorlu bisikletlerin dağıtım ve montajını yapan Boulos Enterprises şirketini de yönetiyor.
FT’ye göre Nijerya pazarında neredeyse tam bir tekele sahip olan Boulos, Japon Suzuki araçlarının ve Çin’in Jincheng motosikletlerinin tek ithalatçısı ve distribütörü.
Ayrıca Boulos’un ABD merkezli birkaç şirketi de bulunuyor.
Eşi Sarah Fadoul Boulos da, Batı ve Orta Afrika’nın yanı sıra Avrupa ve Lübnan’a yayılan şirketlere sahip bir başka zengin Lübnanlı-Afrikalı iş adamının kızı.
Amerika
Trump, Guantánamo’ya nakilleri artıracak

Trump yönetimi, ABD’de “yasadışı” olarak bulunan binlerce yabancıyı, bu hafta içinde Küba’nın Guantánamo Körfezi’ndeki ABD askeri üssüne nakletmeye hazırlanıyor.
Washington Post’un (WP) haberine göre söz konusu yabancı uyruklular çeşitli ülkelerden geliyor. Bunlar arasında Birleşik Krallık, İtalya, Fransa, Almanya, İrlanda, Belçika, Hollanda, Litvanya, Polonya, Türkiye ve Ukrayna gibi dost Avrupa ülkelerinden yüzlerce kişi, fakat Haiti’den de dahil olmak üzere dünyanın diğer bölgelerinden gelenler de bulunuyor.
Yetkililer, Trump yönetiminin Birleşik Krallık, Almanya ve Fransa gibi yakın müttefikler de dahil olmak üzere, yabancıların ülkelerinin hükümetlerine, bu kişilerin kötü şöhretli askeri tesise nakledilecekleri konusunda bilgi vermeyeceğini de belirtti.
Hazırlıklar, 9.000 kişinin tıbbi muayenesini de içeriyor. Bu muayeneler, söz konusu kişilerin Guantánamo’ya gönderilebilecek kadar sağlıklı olup olmadıklarını belirlemek amacıyla yapılıyor.
Guantánamo, 11 Eylül saldırılarının ardından terör şüphelileri ve savaş alanlarında yakalananların tutulduğu hapishane olarak biliniyor.
İşgal altındaki Küba topraklarında bulunan tesislerin 9.000 yeni tutukluyu barındırabileceği henüz belli değil. Bu sayı, bu yılın başlarında üsse getirilen ve üsten gönderilen birkaç yüz göçmene kıyasla çok büyük bir artış anlamına geliyor.
Bununla birlikte, Trump yönetimi yetkilileri, Başkan’ın Amerikan tarihinin en büyük “kaçak göçmen sınır dışı etme” operasyonunu gerçekleştirme sözü vermesi nedeniyle aşırı kalabalık hale gelen yurt içi gözaltı tesislerinde yer açmak için bu planın gerekli olduğunu belirtiyor.
WP tarafından görülen bir belgede, hükümetin üs için kullandığı kısaltma olan “GTMO”nun “kapasitesinin dolduğu” belirtiliyor.
Ocak ayında Trump, tesise 30.000 kadar göçmen göndereceğini duyurmuştu. Mart ayında bu üste tutulan çok sayıda göçmen, yönetimin göçmenlere yönelik sert önlemlerini eleştirenlerin kapasite sorunları nedeniyle olduğunu düşündüğü bir hamle ile Louisiana’daki tesislere geri gönderilmişti.
Bir Pentagon yetkilisi, “Guantánamo Deniz Üssündeki devam eden görevlerde herhangi bir değişiklik yoktur ve gelecekteki görevlerle ilgili spekülatif yorumlarda bulunmayacağız,” dedi.
İç Güvenlik Bakanlığı (DHS), tutukluların Karayipler’deki üste geçirdikleri süreyi “en aza indirmeyi” planlıyor, fakat resmi bir belgeye göre Beyaz Saray bu tesisi daha uzun süreli gözaltı için kullanmaya karar verebilir.
Trump yönetimi yetkilileri, nakil için incelemeye alınan kişilerin ABD’de “yasadışı” olarak bulunduğunu ileri sürüyor.
Yetkililer, tutukluların çoğunun ülkesinin ABD’ye vatandaşlarını kabul etmeye hazır olduğunu bildirdiğini, fakat DHS’nin gözünde yeterince hızlı hareket etmediklerini belirtti.
Değişikliğe tabi olan bu planlar, Trump kabinesindeki göçmen karşıtı sertlik yanlılarının, belgesiz göçmenlerin sınır dışı edilme ve tutuklanma sayısının artırılması için baskı yapmasıyla ortaya çıktı.
Beyaz Saray Genel Sekreter Yardımcısı Stephen Miller geçen ay Fox News’e verdiği demeçte, “Başkan Trump’ın liderliğinde, ICE’nin [Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza] her gün en az 3.000 kişi tutuklaması hedefini belirliyoruz,” diyerek bu sayının artırılacağını taahhüt etmişti.
Beyaz Saray sınır sorumlusu Tom Homan da benzer görüşleri dile getirmiş, “Bu tutuklamaları ve sınır dışı etmeleri artırmalıyız,” demişti.
Amerika
Trump, ABD’deki göstericilere ‘hayvan’ dedi

Trump yönetiminin göçmenlere yönelik sert önlemlerine karşı protestolar ABD genelinde yayılırken, Başkan göstericilere ‘hayvan’ dedi.
Birçok örgüt, cumartesi günü (14 Haziran) başkanın 79. doğum gününde Washington’da düzenlenecek askeri geçit töreniyle eş zamanlı olarak gösteri düzenlemeyi planlıyor.
The Hill’de yer alan habere göre “No Kings” ve “50501” adlı gruplar, New York, Pennsylvania, Wisconsin, Tennessee, Florida, Alabama, Georgia, Teksas, Kaliforniya ve diğer eyaletlerde protesto gösterileri düzenlemek için işbirliği yaptı.
Cumhuriyetçi Teksas Valisi Greg Abbott, eyaletin Ulusal Muhafızlarını görevlendirmeye hazır olduğunu açıklarken, Austin, Teksas’ta da ayrı protestoların düzenlenmesi planlanıyor.
ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta
Protestolar, Los Angeles’ta Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Biriminin (ICE) baskınlarına karşı düzenlenen ilk gösterilerin ardından başladı. Bu gösterilerin bazıları şiddet olaylarına ve mülklerin tahrip edilmesine yol açtı.
Bunun üzerine Trump, Kaliforniya Valisi Gavin Newsom ve Los Angeles Belediye Başkanı Karen Bass’ın itirazlarına rağmen Ulusal Muhafızları çağırdı.
Daha sonra Pentagon, Newsom’un “provokatif” olarak eleştirdiği bir başka adımla 700 deniz piyadesini Los Angeles’a gönderdi.
Bu çatışma, yasal bir mücadeleyi başlattı ve şu anda ülke çapında yeni protestolara yol açıyor gibi görünüyor.
Protestocuların web sitesinde yayınlanan açıklamada, “Mahkemelerimizi hiçe saydılar, Amerikalıları sınır dışı ettiler, insanları sokaklardan kaybediler, sivil haklarımıza saldırdılar ve hizmetlerimizi kesti. Yolsuzluk çok ileri gitti. Taht yok. Taç yok. Kral yok,” denildi.
Protestocular, cumartesi gününe kadar Zoom üzerinden toplantılar düzenleyerek, başkanın yasadışı göçmenlere yönelik baskısına karşı sokaklarda mücadele etmek için planlar yapıyor, hazırlıklar yapıyor ve harekete geçiyor.
“No Kings”, Trump’ın ordunun 250. kuruluş yıldönümü şerefine düzenlediği devasa askeri geçit töreninde Washington’da protesto yapmak yerine, Philadelphia’da bir etkinlik düzenleyeceğini açıkladı.
Grup, internet sitesinde, “Bu doğum günü geçit töreninin ilgi odağı olmasına izin vermek yerine, o gün Amerika’nın hikayesini başka yerlerde yazacağız: İnsanlar, güçlü adam siyasetini ve yolsuzluğu reddetmek için ülke çapında topluluklar halinde bir araya gelecek,” diye yazdı.
Trump, Kuzey Carolina’daki Fort Bragg’da yaptığı konuşmada göstericileri “hayvanlar” olarak nitelendirmeden önce, sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda, Washington’daki askeri geçit törenini bozmaya çalışan protestocuların “çok büyük bir güç” ile karşılaşacaklarını söyledi.
Trump askerlere yaptığı konuşmada, “Bunlar hayvan, ama gururla başka ülkelerin bayraklarını taşıyorlar. Amerikan bayrağını taşımıyorlar. Sadece yakıyorlar. Bayrakların yakıldığını gördünüz mü?” dedi.
Trump, Amerikan bayrağının ABD’den ya da “ülkemizi seven insanlar tarafından” yakılmadığını ileri sürerek, Amerikan bayrağını yakanların bir yıl hapis cezasına çarptırılması gerektiğini savundu.
Öte yandan Başkan Trump ile Kaliforniya Valisi Newsom arasında başlayan gerilim büyüyor.
Newsom salı gecesi eyalet ve ulusa seslenerek Trump’ın “küstahça güç suistimali” yaptığını, bunun “patlamaya hazır bir durumu alevlendirdiğini” ve demokrasiyi tehdit ettiğini söyledi.
Trump ise Fort Bragg’da, Los Angeles’taki protestolarla ilgili şimdiye kadarki en sert söylemlerini kullandı. Trump, “Los Angeles’ı kurtaracağız ve yeniden özgür, temiz ve güvenli hale getireceğiz,” dedi.
Çarşamba günü ise Trump, asker gönderdiği için Los Angeles’ın “şanslı” olduğunu söyledi.
Amerika
Starbucks, Çin’deki iş ortaklığı için ‘büyük ilgi’ gördüğünü açıkladı

Starbucks’ın CEO’su, ABD’li kahve zincirinin Çin’deki büyümesini yeniden canlandırmak için dış yatırımcılarla ortaklık kurmayı düşündüğü için, şirketin Çin’deki işine ait hisselerin satışına “büyük ilgi” olduğunu söyledi.
Brian Niccol, Financial Times‘a verdiği röportajda, Starbucks’ın mart ayı sonu itibarıyla 7.758 mağaza işleten Çin biriminin azınlık hisselerinin satışını düşündüğünü söyledi.
Salı günü yaptığı açıklamada Niccol, “İyi haber, çok fazla ilgi gördük, gerçekten çok fazla ilgi” dedi ve ekledi: “İnsanlar Starbucks markasının değerini görüyor. Kahve kategorisinin büyüdüğünü görüyorlar. Bence, bu sayıyı 8.000’den 20.000’e nasıl çıkaracağımızı bulmak için bizimle ortaklık kurmak isteyeceklerdir.”
Çin anakarası, Seattle merkezli şirketin 1999 yılında ülkeye ilk girişinden bu yana ikinci büyük pazarı haline geldi. Çin, Starbucks’ın küresel genişlemesinin temelini oluştururken, yöneticiler orta sınıf tüketicilerin daha fazla özel kahve içeceğine bahis oynuyor. 2022 yılında şirket, 2025 yılına kadar anakarada 9.000 mağaza açma hedefi koydu.
Ancak, Starbucks’ın yüzlerce yeni mağaza açmasına rağmen, Çin’den elde edilen gelirler 2021’deki 3,7 milyar dolarlık zirveden 2024’te 3 milyar dolara geriledi. Luckin Coffee ve Cotti Coffee gibi daha düşük fiyatlı yerli rakipler çoğalırken, zayıf ekonomik koşullar tüketici talebine ilişkin endişeleri artırdı.
Bu hafta Starbucks, “Çin’in hızla büyüyen kahve dışı pazarı”nı hedeflemek için 20’den fazla buzlu ve çay bazlı içecekte ortalama 5 yuan (70 sent) fiyat indirimi yaptığını duyurdu. Son yıllarda, baloncuklu ve sütlü çay markaları da anakarada önemli ölçüde yaygınlaştı ve içecekleri 1 dolar gibi düşük fiyatlarla satmaya başladı.
Niccol, “Çin’deki stratejimiz daha rekabetçi olmak” dedi ve şirketin özellikle kahve dışı içecekler için “fiyatlandırma yapısını” düzeltmesi gerektiğini belirtti.
Eylül ayında CEO olan Niccol, Starbucks’ın bu hafta Las Vegas’ta üç günlük liderlik toplantısında 14.000 çalışanı bir araya getirirken konuştu. Starbucks Çin CEO’su Molly Liu da etkinlikte yer alan yöneticiler arasındaydı.
Starbucks, geçen yıl aynı mağaza satışlarının düşmesinin ardından Çin’de “stratejik ortaklıklar” araştırdığını açıklamıştı, ancak ayrıntıları hakkında çok az bilgi verdi.
Sürece yakın kaynaklar, Çinli ve küresel özel sermaye şirketleri ile stratejik yatırımcıların hisse satın almayı değerlendirdiğini, ancak bunun henüz ön aşamada olduğunu belirtti. Konuya yakın kaynaklara göre, süreci Goldman Sachs yönetiyor.
Niccol, hangi potansiyel yatırımcıların ilgi gösterdiğini açıklamayı reddetti, ancak şirketinin “bir ortak edinmenin mantıklı olup olmadığını görmek için süreci izlemeyi” planladığını söyledi.
“Bu konudaki tutumumuz esnek. Anlamlı bir hisseye sahip olmak istiyoruz” dedi.
Starbucks’ın aceleci olmadığını da ekledi ve “süreci akışına bırakacağız” dedi.
-
Görüş1 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Avrupa1 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Rusya1 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı
-
Asya2 gün önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Dünya Basını2 hafta önce
FP: ABD anlaşma değil teslimiyet istiyor
-
Dünya Basını4 gün önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Dünya Basını1 hafta önce
Rusya ve Ukrayna heyetleri tekrar İstanbul’da: Masada neler var?
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 2