Bizi Takip Edin

Diplomasi

Trump: Putin ile görüşme ‘iyi ve verimli’ geçti, ateşkes süreci başladı

Yayınlanma

Kremlin’in açıklamasına göre, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde, Ukrayna’nın enerji altyapısına yönelik saldırıların 30 gün süreyle durdurulması önerisini kabul etti. Putin, konuyla ilgili askeri komutanlığa talimat verdiğini belirtti. Trump ise telefon görüşmesini ‘iyi ve verimli’ olarak değerlendirdi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, ABD Başkanı Donald Trump ile 18 Mart’ta gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, ülkelerin karşılıklı enerji altyapılarını hedef alan saldırılarının 30 gün süreyle durdurulması önerisini kabul etti.

Kremlin’den yapılan açıklamaya göre, Putin konuyla ilgili askeri komutanlığa gerekli talimatları verdi.

Açıklamada, Moskova’nın “iyi niyet göstergesi” olarak, 23 ağır yaralı Ukraynalı askeri Kiev’e teslim edeceği ve “175’e 175” formülüyle esir takası yapacağı belirtildi.

Görüşmede Kursk oblastındaki durum da ele alındı. Kremlin, Putin’in, Trump’ın bu bölgede kuşatıldığını belirttiği Ukraynalı askerlerin hayatlarının korunması çağrısını dikkate alarak, “insani kaygılarla hareket etmeye” hazır olduğunu teyit ettiğini bildirdi.

Putin, Ukrayna ordusu askerlerinin teslim olmaları halinde hayatlarının ve onurlu muamelenin garanti edileceğini söyledi.

Rusya Devlet Başkanı, ayrıca, çatışmanın barışçıl çözümüne yönelik arayışlara bağlılığını vurgulayarak, olası çözümlerin ayrıntılı olarak incelenmesi için ABD ile birlikte çalışmaya hazır olduğunu ifade etti.

Putin, anlaşmanın kapsamlı, uzun vadeli ve Rusya’nın güvenlik alanındaki “meşru çıkarlarını” dikkate alması gerektiğini belirtti.

Kremlin, her iki liderin de Rusya-ABD ilişkilerinin normalleşmesine yönelik karşılıklı ilgilerini dile getirdiğini kaydetti.

Bunun yanı sıra Beyaz Saray, Trump ile Putin arasında enerji altyapısına yönelik saldırıların geçici olarak durdurulması konusunda varılan anlaşmayı bildirdi.

Washington, ayrıca, Karadeniz’de deniz ateşkesi ve olası bir tam ateşkes için “teknik müzakerelerin” başlayacağını duyurdu. ABD yönetimi, bu müzakerelerin “Orta Doğu’da derhal başlayacağını” belirtti.

Washington, her iki liderin de Rusya ile ABD arasındaki ikili ilişkilerin iyileştirilmesini son derece önemli gördüğünü vurguladı.

Açıklamada, Moskova ile Washington arasındaki yakınlaşmanın “geniş ekonomik fırsatlar sunduğu” ve “barışın sağlanmasının ardından küresel jeopolitik istikrara” katkıda bulunacağı ifade edildi.

Trump ve Putin, stratejik silahların yayılmasının sınırlandırılması konusunu da ele alarak, bu hedefe ulaşmak için diğer ülkelerle işbirliği yapma konusunda mutabık kaldı.

Beyaz Saray, “İki ülkenin liderleri, İran’ın İsrail’i asla yok etme kabiliyetine erişmemesi gerektiği konusunda hemfikir,” açıklamasını yaptı.

Trump: Ateşkes süreci başladı

Bunun yanı sıra ABD Başkanı Donald Trump, 18 Mart’ta Vladimir Putin ile yaptığı telefon görüşmesini “iyi ve verimli” olarak değerlendirdi. Truth Social platformundan yaptığı açıklamada Trump, görüşmede Ukrayna ve Rusya’daki enerji altyapısına yönelik saldırıların derhal durdurulması konusunda anlaşmaya varıldığını belirterek, Washington ile Moskova’nın tam bir ateşkes sağlamak ve nihayetinde “bu korkunç savaşı” sona erdirmek için hızlı hareket etme konusunda mutabık kaldıklarını kaydetti.

Trump, Putin ile yaptığı görüşmede olası bir barış anlaşmasının “birçok unsurunun” da ele alındığını ekledi.

Trump, “Hem Devlet Başkanı Putin hem de Devlet Başkanı Zelenskiy savaşın sona ermesini istiyor. Bu süreç tüm hızıyla başladı ve umarız, tüm insanlık adına, üzerimize düşeni yapacağız!” ifadelerini kullandı.

Diplomasi

Belarus, Rusya ile ortak ‘Batı-2025’ tatbikatını sınırdan iç bölgelere kaydırıyor

Yayınlanma

Belarus Savunma Bakanı Viktor Hrenin, Rusya ile eylül ayında yapılması planlanan “Batı-2025” ortak askeri tatbikatının ana manevralarının, bölgesel gerilimi azaltmak amacıyla batı sınırlarından ülkenin iç kesimlerine kaydırılacağını duyurdu.

Belarus Savunma Bakanı Viktor Hrenin, Rusya ile eylül ayında gerçekleştirilmesi planlanan “Batı-2025” ortak stratejik tatbikatının ana manevralarının, bölgesel gerilimi düşürmek amacıyla batı sınırlarından ülkenin iç kesimlerine kaydırılacağını açıkladı.

Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre Hrenin, bu kararın Minsk’in diyaloğa, uzlaşmaya ve gerilimi azaltmaya hazır olduğunu teyit ettiğini vurguladı.

‘Tatbikat kimseyi hedef almıyor’

Bakan Hrenin, tatbikatın herhangi bir ülkeye karşı yöneltilmediğini ve Avrupa’da NATO ülkeleri tarafından yürütülen operasyonel ve muharebe hazırlık faaliyetleriyle yoğunluk ve ölçek açısından “kıyaslanamaz” olduğunu belirtti.

Hrenin, “Batı” tatbikatlarının düzenlenmesinin “bazı Avrupa devletlerinin askeri-politik liderliği tarafından basmakalıp varsayımlara yol açtığını” ifade etti.

Savunma Bakanı’na göre, manevraların ülkenin içlerine kaydırılması ve parametrelerinin düşürülmesi, Minsk’in bu tutumunu destekliyor.

Rusya ve Belarus devlet başkanlarının 29 Eylül 2009 tarihli kararı uyarınca iki yılda bir düzenlenen ortak Rus-Belarus stratejik tatbikatı “Batı-2025″in eylül ayında yapılması planlanıyor.

Belarus Savunma Bakanlığı Uluslararası Askeri İşbirliği Dairesi Başkanı ve Savunma Bakan Yardımcısı Valeriy Revenko, tatbikata 13 binden fazla askerin katılacağını bildirmişti.

Belarus Güvenlik Konseyi Başkanı Aleksandr Volfoviç ise manevraların Rusya ve Belarus’un ortak savunma alanını korumayı amaçladığını kaydetmişti.

Rusya Savunma Bakanı Andrey Belousov, manevraların her iki ülkenin poligonlarında eş zamanlı olarak gerçekleştirileceğini söyledi.

Tatbikat hazırlıkları kapsamında, ocak ayı ortasında Belarus ve Rusya Birlik Devleti bölgesel kuvvetler grubunun Birleşik Komutanlığı’nın ortak kurmay eğitimi başlamıştı.

Litvanya, Rusya ve Belarus sınırına mayın döşemek için 1,1 milyar avro harcayacak

KGAÖ tatbikatlarıyla bağlantılı

“Batı-2025” tatbikatı, 1-6 Eylül tarihleri arasında yine Belarus topraklarında yapılacak olan Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) tatbikatlarıyla da bağlantılı olacak.

Planlanan tatbikatlar nedeniyle Bild gazetesi, Suwalki Koridoru sakinlerinin Rusya’nın bir “saldırı düzenlemesinden” endişe duyduğunu yazmıştı.

Suwalki Koridoru, Belarus ile Kaliningrad oblastı toprakları arasında yaklaşık 100 kilometre uzunluğunda bir kara şeridi olup, fiilen Polonya ve Litvanya sınırında yer alarak Baltık ülkelerini diğer NATO üyelerinden ayırıyor.

Alman ordusu Genel Müfettişi Carsten Breuer, bu bölgeyi Baltık bölgesinin savunması için hayati öneme sahip stratejik bir yer olarak nitelendirmişti.

Litvanya ve Polonya makamları henüz Suwalki Koridoru sakinlerini tahliye etme planlarını açıklamadı ancak Belarus ve Rusya ile olan sınırlarını mayınlama niyetinde olduklarını belirtmişlerdi.

Almanya, Belarus sınırına yakın bir noktada, Litvanya’da asker konuşlandırma kararı almıştı. Bild‘in haberine göre, Suwalki Koridoru sakinleri, Almanya Başbakanı Friedrich Merz’in Rusya topraklarına yönelik uzun menzilli silahlarla saldırı kısıtlamalarının kaldırıldığı yönündeki açıklamasının ardından bölgeyi terk etmeye başlamıştı.

Moskova, NATO ülkelerine saldırı planları olduğu iddialarını reddediyor. 2023 yılı sonunda dönemin Kaliningrad Valisi Anton Alihanov, Suwalki Koridoru’nun lojistik ve askeri teçhizatın hareketi için elverişsiz olan karmaşık arazi yapısı nedeniyle Rusya için ilgi çekici olmadığını belirtmişti.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Merz’den ABD’ye ‘Büyük Teknoloji’ tehdidi

Yayınlanma

Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Donald Trump yönetimi ile ticaret anlaşmazlığı tırmanırsa Avrupa Birliği’nin ABD’li “Büyük Teknoloji” şirketlerine misilleme yapabileceğini söyledi.

Avrupa’nın en büyük ekonomisinin lideri, gümrük vergilerini azaltmayı ve Beyaz Saray ile gerilimi yatıştırmayı hedeflerken, bloğun çıkarlarını koruması gerektiğini belirtti ve ABD’nin AB ile hizmet ticaretindeki fazlasına dikkat çekti.

Merz, pazartesi günü Berlin’de düzenlenen WDR Europaforum konferansında, “Şu anda ABD’li teknoloji şirketlerini güçlü bir şekilde koruyoruz, vergiler konusunda da. Bu durum değişebilir ama bu çatışmayı tırmandırmak istemiyorum. Birlikte çözmek istiyorum,” dedi.

AB ile ABD arasındaki ticaret görüşmeleri hassas bir noktada. Başkan Trump geçen hafta, 1 Haziran’dan itibaren AB ithalatına %50 gümrük vergisi uygulayacağı tehdidinde bulunmuş, fakat pazar günü Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından son tarihi 9 Temmuz’a ertelemişti.

Merz, von der Leyen’in yaklaşımını tam olarak desteklediğini ve Almanya’nın yan anlaşmalara girmeyeceğini, fakat ticaret konularının AB tarafından ele alınmasına izin vereceğini yineledi. Merz, blokun gerekirse harekete geçeceğini söyledi.

Merz, “Dikkatsizce ve telaşla tepki vermemeliyiz. Bizim görüşümüze göre gümrük vergileri bize zarar verecektir. Fakat başka bir şey yapamazsak, bu aracı kullanmak zorunda kalacağız,” dedi.

Trump, AB’nin ABD’yi istismar ettiğini ve bloğa mal fazlasını azaltması, katma değer vergisi gibi ticaret engellerini kaldırması ve işletmeler için düzenleyici engelleri ortadan kaldırması çağrısında bulundu.

AB, Beyaz Saray ile müzakereye hazır olduğunu ama tatmin edici bir çözüm bulunamazsa misilleme yapacağını söyledi.

Bloomberg’in hesaplamalarına göre, Trump’ın %50’lik gümrük vergisi tehdidi 321 milyar dolarlık mal ticaretini vuracak, ABD’’in gayri safi yurtiçi hasılasını %0,6’ya yakın bir oranda düşürecek ve fiyatları %0,3’ün üzerinde artıracak.

AB, 9 Temmuz’a kadar askıya alınan Trump’ın bazı metal vergilerine yanıt olarak 21 milyar avro (23,9 milyar dolar) değerinde ABD mallarına misilleme gümrük vergileri hazırladı. Müzakerelerin başarısız olması halinde bu vergilerin uygulanması hızlandırılabilir.

AB, müzakerelerin başarısız olması durumunda 95 milyar avro değerindeki Amerikan ürünlerine ek gümrük vergileri listesi hazırlıyor. Trump’ın “karşılıklı” vergileri ve otomotiv vergilerine yanıt olarak alınan bu önlemler, Boeing uçakları, ABD yapımı otomobiller ve burbon gibi endüstriyel ürünleri hedef alacak.

Gümrük vergileri konusunda Merz, ABD ve Avrupa’nın farklı yaklaşımları olduğunu söyledi.

Avrupa’nın görüşünün, bunların kimseye fayda sağlamadığı olduğunu söyleyen şansölye, “Trump için gümrük vergileri kendi ekonomisini korumak için bir araç ve bir tür sıfır toplamlı oyun: ‘Avrupa ekonomisi kötüye giderse, bizim için daha iyi olur’ [diye düşünüyor],” dedi.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

AB-ABD tarife geriliminde Çin faktörü

Yayınlanma

AB ile ABD arasında “bir ileri, bir geri” şeklinde devam eden tarife geriliminde Çin konusunun önemli rol oynadığı düşünülüyor.

ABD Başkanı Donald Trump, cuma günü AB’den duyduğu rahatsızlığı dile getirerek AB mallarına %50 tarife uygulamayı düşündüğünü açıklamıştı. Hazine Bakanı Scott Bessent ile Ticaret Bakanı Howard Lutnick de AB ile yaptıkları müzakerelerde yol alamadıklarını söyleyerek memnuniyetsizliklerini dile getirmişlerdi.

Fakat pazar günü Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile bir telefon görüşmesi yapan Trump, AB’ye yönelik tarifelerin temmuz ayına kadar ertelendiği “müjdesini” vermişti.

Wall Street Journal (WSJ), kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Trump yönetimi yetkilileri için önceliğin, AB’nin Çin mallarına yeni gümrük vergileri getirme taahhüdü olduğunu yazdı.

Habere göre Brüksel, hâlâ Pekin’e yönelik yeni vergilendirme yoluna girmiş değil ve Washington’un rahatsızlığı da buradan kaynaklanıyor.

Aynı kaynaklara göre, ABD ile ayrı ticaret müzakereleri kapsamında Birleşik Krallık, Çin çeliğine gümrük vergisi getirme yönünde adım atmayı kabul etti ve bu adım, Trump’ın bu ay açıkladığı ABD-Birleşik Krallık ticaret anlaşmasının imzalanmasına yardımcı oldu.

AB’nin yaklaşımına yakın kaynaklara göre, Brüksel yetkilileri Çin gibi “piyasa ekonomisi olmayan” ülkeleri ele almaya istekli olduklarını belirtti.

Müzakerelerde, AB gelecekte ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithal etmeyi, otomobiller ve diğer sanayi ürünleri ile bazı tarım ürünlerine uygulanan gümrük vergilerini düşürmeyi ve otomobillerin kayıt şartları gibi bazı tarife dışı ticaret engellerini kaldırmayı teklif etti. Brüksel ayrıca Çin’e karşı ortak iktisadi önlemler almaya da hazır. 

Fakat AB, karşılığında ABD’den gümrük vergilerinin karşılıklı olarak indirilmesini talep ediyor; özellikle ABD’nin AB ithalatına uyguladığı %10’luk asgari gümrük vergisini kaldırmasını istiyor.

AB, halk arasında popüler olmayan gıda standartlarını düşürmeye veya Trump yönetimiyle yakın bağları olan ABD’li teknoloji şirketlerinin talebi doğrultusunda mevcut dijital yasaları zayıflatmaya ise hazır değil.

WSJ’deki habere göre, ABD Başkanı sadece Netflix gibi yayın hizmetleri için ücretlerin düşürülmesini veya hatta kaldırılmasını ve Apple ve Meta gibi teknoloji şirketlerine uygulanan cezaların iptal edilmesini talep etmiyor. Bunların yanı sıra ve özellikle, AB’nin Çin’den ithalata gümrük vergisi uygulaması ve ABD’nin Çin’e karşı yürüttüğü iktisadi savaşı desteklemesi konusunda ısrarcı.

Brüksel ise henüz daha fazla taviz vermeye hazır değil. Avrupa Komisyonu, nisan başında askıya alınan 21 milyar avroluk gümrük vergisini herhangi bir zamanda yeniden uygulayabileceğini açıkladı. Ayrıca, 10 Haziran’a kadar 91 milyar avroluk başka bir karşı gümrük vergisi paketi hazırlıyor.

Müzakereleri sürdürmek üzere dün (26 Mayıs) ABD’ye bir AB heyeti gönderildi. Heyete Avrupa Parlamentosu Ticaret Komitesi Başkanı Alman SPD’li Bernd Lange başkanlık ediyor.

Görüşmelere yakın bir kaynak, AB’nin Çin’in kilit sektörlere sağladığı devlet sübvansiyonları konusunda ABD ile işbirliği yapmaya hazır olduğunu özel olarak belirtti.

AB Ticaret Komiseri Maroš Šefčovič, AB’nin ABD ile ticaret müzakerelerine tam olarak bağlı olduğunu ama çıkarlarını savunmaya hazır olduğunu söyledi.

Šefčovič, sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda, iki taraf arasındaki ticaretin eşsiz olduğunu, fakat “tehditlerle değil, karşılıklı saygıyla yönlendirilmesi gerektiğini” yazdı.

Çin, AB ihracatı için önemli bir pazar olmaya devam ediyor ve Avrupalı liderler Pekin ile yüksek profilli bir ticaret savaşı başlatmak konusunda isteksiz davranıyor.

Görüşmelerden haberdar olan kaynaklara göre, ABD, Japonya ve Güney Kore gibi diğer önemli ticaret ortaklarına da Çin ile ilgili benzer “iktisadi güvenlik” taleplerinde bulundu.

ABD, geçtiğimiz günlerde AB’ye, gümrük vergileri dışındaki engeller ve Çin’in iktisadi hakimiyetine ilişkin endişeleri ifade etmek için sıklıkla kullanılan “iktisadi güvenlik” kavramını da içeren, taviz istediği çeşitli alanları özetleyen bir belge gönderdi.

Konuyla ilgili bilgisi olan kaynaklara göre, çeşitli ticaret konularını ele alan AB’nin yanıtında, bloğun Çin konusunda işbirliğine hazır olduğu belirtildi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English