Bizi Takip Edin

AMERİKA

Trump’ın bağışçıları artıyor

Yayınlanma

Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın milyarder destekçilerinin sayısında belirgin bir artış olduğu görülüyor.

İsrail’in Gazze’yi işgali ve ABD’deki Filistin yanlısı protestolar da bazı önemli isimleri Trump’a yönlendirmiş görünüyor. Bunun örneklerinden biri de Blackstone CEO’su Stephen Schwarzman’ın “ABD’de yükselen antisemitizmi” gerekçe göstererek Trump’a oy vereceğini açıklaması.

Bu hafta popüler “All-In” podcast’inin ortak sunucuları olan teknoloji yatırımcıları David Sacks ve Chamath Palihapitiya, San Francisco’da kişi başı en az 50.000 dolara mal olacak bir akşam yemeği düzenliyor. “Ayrıcalıklı oturma” ve Trump’la fotoğraf çektirme imkanı sunan VIP deneyimi için konukların 300.000 doları gözden çıkarmaları gerekiyor.

Savunma şirketi Anduril ve Oculus VR’ı kuran Palmer Luckey de Trump için Newport Beach, California’da bir etkinlik planlıyor.

Palantir yöneticisi Jacob Helberg, Joe Biden’ın 2020 kampanyasına yüz binlerce dolar vermişti, fakat kısa süre önce eski başkanın sınır politikaları ile İsrail yanlısı ve Çin karşıtı tutumunu gerekçe göstererek Trump’a 1 milyon dolar verdi.

Financial Times’a (FT) konuşan Helberg, “Palmer [Luckey], ben ya da David Sacks gibi insanlar açıkça Trump’ı desteklediğinde, sekiz yıl önce karşılaştığımız türden tepki ve tepkilerle karşılaşmıyoruz,” diyerek rüzgarın döndüğüne işaret etti.

Bu değişiklik, uzun süredir “liberal bir kale” olarak görülen Silikon Vadisi’nde de ifade özgürlüğü, teknoloji şirketlerine yönelik regülasyonlar ve vergiler gibi konulardaki endişelerden kaynaklanan kültürel bir değişime işaret ediyor.

Elon Musk Trump’a destek verecek mi?

Trump yanlısı teknoloji liderlerinin X, Tesla ve SpaceX’in sahibi Elon Musk’ı da eski başkanı desteklemeye ikna etmek için çaba sarf ettiği belirtiliyor.

Musk daha önce Biden, Hillary Clinton ve Barack Obama’yı desteklemişti.

Fakat geçtiğimiz yıl boyunca X’te ABD Yüksek Mahkemesi’ni Trump’ın sivil dolandırıcılık cezasını bozmaya çağırdı, eski başkanın söylemini savundu ve mizah anlayışını överken medyayı Biden’ı kayırmakla suçladı.

Musk iki hafta önce X’teki 185 milyon takipçisine, “Trump’a yönelik saldırılar halka ne kadar adaletsiz görünürse, anketlerde o kadar yükselecektir,” diye yazmıştı.

Dahası, Wall Street Journal’ın (WSJ) geçen hafta ortaya attığı iddiaya göre, yeniden seçilmesi halinde Trump, Musk’ı danışmanı olarak görevlendirmek istiyor.

İddiaya göre Musk, 2024 seçimlerini kazanması halinde Trump’a danışmanlık yapmayı görüştü. Musk, Trump’ı doğrudan cep telefonuyla arayarak kendisine ABD politikaları üzerinde önemli bir etki sağlayabilecek bir rolü araştırdı. WSJ’nin haberine göre potansiyel rolle ilgili görüşmeleri hangi tarafın başlattığı net değil.

Bununla birlikte, Musk, X’te yaptığı bir açıklamada WSJ’nin haberini yalanlayarak, “Olası bir Trump Başkanlığında benim için herhangi bir rol tartışması yapılmadı,” dedi.

FT’de yer alan bir habere göre ise Musk’ın yakın çevresindeki pek çok kişi Trump’ı “kurban” olarak görüyor ve Biden yönetiminin Musk’a karşı aşırı düşmanca davrandığını düşünüyor.

Musk’a yakın olan Trump yanlısı bir teknoloji girişim sermayedarı, “[Musk’ı] haksız yere hedef alabiliyorlarsa, bir sonraki adımda bizi de haksız yere hedef alabilirler. Üçüncü dünya böyle işliyor. Amerika böyle çalışmamalı,” dedi.

Musk’tan “Biden karşıtı” yemek

Musk henüz kimseye destek açıklamadı fakat Trump döneminde ABD’nin Atina Büyükelçisi olan Trevor Traina, Musk’ın temel olarak Trump’a destek verdiğini kabul edebileceklerini ileri sürdü.

İlk olarak Puck News’de yer alan bir habere göre Musk, nisan ayında Hollywood’da teknoloji yatırımcısı David Sacks ile birlikte milyarder girişimci Peter Thiel’in de yer aldığı bir davetli listesiyle “Biden karşıtı” bir akşam yemeği düzenledi.

FT’ye göre Thiel’in düşüncelerini bilen bir kişi, patronun herhangi bir adaya bağış yapmayı ya da destek vermeyi planlamadığını söyledi.

Düşünce kuruluşu TechFreedom’un başkanı Berin Szóka, Musk gibi teknoloji yatırımcılarının Trump’ın yanında yer alarak çevrimiçi konuşmanın ve içerik denetiminin nasıl düzenleneceği konusundaki savaşlarda “koz” arayışında olabileceğini söyledi.

Szóka, “Bir Trump yönetimi kendi şikayetlerine ve kültür savaşına hizmet etmek için nasıl bir savaşa girecek? Bunu önemseyen çok önemli bağışçılar var,” dedi.

Zenginlere vergileri indirme vaadi Trump’ı parlatıyor

Bloomberg’de yayınlanan bir habere göre, Trump’ın zenginler için vergileri azaltma ve regülasyonları ortadan kaldırma sözü verirken, Başkan Joe Biden’ın tam tersini istemesi de milyarderlerin tavır değiştirmesinde rol oynuyor.

Son bağış toplantısı, milyarder Howard Lutnick’in ev sahipliğinde Pierre’de düzenlenen geceydi. Bu geceye katılanların çoğunun, “sus payı” cezasına bakıp Trump hakkındaki fikrini değiştirmeyeceği tahmin ediliyor.

1789 Capital’in başkanı ve Trump için bağış toplama etkinliğinin ortak ev sahiplerinden Omeed Malik, “Bu kararın desteğim üzerinde sıfırdan daha az etkisi olacak,” diyor.

Perşembe günü, Trump hakkındaki kararın açıklanmasından saatler önce, New York’un bir diğer önde gelen milyarderi, hedge fon yatırımcısı Bill Ackman’ın da eski başkanı destekleme eğiliminde olduğu söyleniyordu.

Bağışçı şartı: Batı Şeria’da İsrail egemenliğinin tanınması

Trump’ın en önemli bağışçılarından olmak isteyen İsrailli-Amerikalı “hayırsever” Miriam Adelson’un ise ilginç bir şartının olduğu öne sürüldü.

Haaretz’de yer alan habere göre, Adelson Trump’ın en büyük bağışçısı olmak istiyor ama karşılığında Batı Şeria üzerinde İsrail egemenliğinin tanınmasını talep ediyor.

New York Times, 2016 yılında Trump’ın Cumhuriyetçi önseçimleri kazanması ancak Hillary Clinton’ın karşısına bağışçısız çıkmasının ardından kumarhaneler kralı Sheldon Adelson’ın kendisine bir anlaşma teklif ettiğini yazmıştı: ABD’nin İsrail Büyükelçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıması karşılığında 20 milyon dolar. Bu, her iki adam için de verimli ve ödüllendirici bir ilişkinin başlangıcı oldu. Sonuçta Adelson Trump’a 90 milyon dolardan fazla bağışta bulundu, elçilik Kudüs’e taşındı ve Trump’ın yardımcılarının tavsiyesine rağmen Adelson Trump’ın en etkili bağışçısı oldu.

Sheldon’ın ölümünden sonra dul eşi Miriam Adelson’un da kocasının dört yıl önce yaptığından çok daha fazla bağışı Trump’a yapmak istediği ama “hayırsever”in koşulları olduğu duyuruldu.

Herzliya’da ikamet eden ve Batı Şeria’daki yerleşimlerin gelişmesi için “mega” bağışlarda bulunan Adelson, İsrail’e yönelik eleştiri olarak yorumlanabilecek hiçbir şey duymak istemiyor.

New York Magazine’deki habere göre Trump’ın ikinci döneminden asıl istediği, İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak etmesi ve ABD’nin İsrail’in tüm topraklardaki egemenliğini tanıması. Bu koşullar altında Filistin Yönetimi’ne de yer yok.

AMERİKA

Trump’ın “51. eyalet” şakası Kanada’yı karıştırdı

Yayınlanma

Kanada Maliye Bakanı Chrystia Freeland’ın, başkan seçilen Donald Trump’ın yaklaşan gümrük vergisi tehditleriyle en iyi nasıl başa çıkılacağı konusundaki uzlaşmaz farklılıkları gerekçe göstererek istifa etmesiyle Kanada siyaseti karıştı.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Trump ile olası bir gümrük vergisi savaşına ilişkin korkularla bağlantılı bir iç siyasi krizle karşı karşıya kalırken, Seçilmiş Başkan, Kanada’nın ABD’nin 51. eyaleti olmasının “harika bir fikir” olacağını söyleyerek şaka yapınca işler daha da karmaşık hale geldi.

Trump çarşamba günü Truth Social platformunda yaptığı paylaşımda, “Birçok Kanadalı Kanada’nın 51. Eyalet olmasını istiyor. Vergilerden ve askeri korumadan büyük ölçüde tasarruf edecekler. Bence bu harika bir fikir. 51. Devlet!!!” dedi.

Leger tarafından yapılan bir ankete göre Kanadalıların %13’ü ülkenin ABD’nin bir eyaleti olmasını istiyor.

Trump, Trudeau’ya “Kanada Valisi” demişti

Trump aynı şakayı kasım ayı sonlarında Mar-a-Lago tatil köyünde verdiği bir akşam yemeğinde de yapmış ve izleyicilerden kahkahalar yükselmişti.

Fox News’e göre seçilmiş başkan, iki ülkenin birleşmesinin fentanil kaçakçılığı konusundaki endişelerini gidereceğini ve büyük ölçüde ABD’nin güney sınırını etkileyen bir sorun olan yasadışı göç akışını durduracağını öne sürmüştü.

Daha sonra Trump, Truth Social’da yaptığı başka bir paylaşımda da Başbakan Justic Trudeau’yu Kanada’nın “valisi” olarak adlandırmıştı ki bu, normalde ABD eyaletlerinin liderleri tarafından kullanılan bir unvan.

Bakan Freeland, istifadan önce Trudeau ile atıştı

Freeland ve Trudeau, kısa bir süre önce açıklanan iki aylık tatil satış vergisi ve Freeland’ın “maliyetli bir siyasi hile” olarak nitelendirdiği Kanadalılara 250 Kanada doları (168 avro) çek verilmesi konusunda anlaşmazlığa düştü.

Freeland, Trump’ın Kasım ayında yaptığı ülkeye %25 gümrük vergisi uygulama tehdidi bağlamında da Kanada’nın bu tür politikaları kaldırayamayacağını savunuyordu.

Freeland istifa mektubunda, “Ülkemiz ciddi bir meydan okumayla karşı karşıya. Bu da mali barutumuzu bugünden kuru tutmak anlamına geliyor, böylece yaklaşan bir tarife savaşı için ihtiyaç duyabileceğimiz rezervlere sahip olabiliriz,” dedi.

Muhalefetten ve iktidar partisinden erken seçim çağrısı

Kararının, Trudeau’nun bir hafta önce kendisine ülkenin maliye bakanı olarak kalmasını istemediğini söylemesinin ardından geldiğini söyledi. 

Hükümetin bütçesini sunmadan hemen önce gelen bu ayrılış, hükümeti zor durumda bıraktı ve Trudeau ile zaten kırılgan olan Liberal Parti’yi uçurumun kenarına getirdi.

Trudeau’nun partisinin üyeleri onu istifaya çağırırken, Kanada’nın üç muhalefet partisi lideri de pazartesi günü Trudeau’nun görevi bırakması gerektiğini söyledi.

Muhalefetteki Kanada Muhafazakâr Partisi lideri Pierre Poilievre de erken federal seçim çağrısında bulundu. Kanadalı siyasetçi, “Her şey kontrolden çıkmaya başladı. Bu şekilde devam edemeyiz,” dedi.

Olası Trump vergileri Kanada’yı felç edebilir

Kasım ayında Trump, yasadışı göç ve ABD’deki fetanil kriziyle mücadele etmek gerekçesiyle Kanada ve Meksika’dan ülkeye giren tüm ürünlere %25 oranında kapsamlı bir vergi uygulayacağını söylemişti.

Ekonomistler bu tür tarifelerin Kanada ekonomisine önemli ölçüde zarar vereceği uyarısında bulunuyor. ABD hükümetinin verilerine göre Kanada 2022 yılında ABD ithalatının yaklaşık 437 milyar dolarını gerçekleştirmiş ve aynı yıl ABD ihracatının da en büyük pazarı olmuştu.

Kanada toplam ihracatının yaklaşık %75’ini ABD’ye yapıyor.

Freeland, Trump’ın kasım ayında yaptığı açıklamanın ardından, “ABD’ye sattığımız şeyler gerçekten ihtiyaç duydukları şeyler. Onlara petrol satıyoruz, elektrik satıyoruz, kritik mineraller ve metaller satıyoruz,” demişti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Arjantin ile IMF arasında yeni program müzakereleri

Yayınlanma

Arjantin, Uluslararası Para Fonu ile mevcut 44 milyar dolarlık anlaşmanın yerini alacak yeni bir program arayışında.

Bloomberg’in aktardığına göre IMF Baş Sözcüsü Julie Kozack perşembe günü yaptığı açıklamada Javier Milei hükümetinin, selefinden devraldığı anlaşmanın son gözden geçirmelerini tamamlamak yerine yeni bir program üzerinde çalıştığını doğruladı.

Perşembe günü Washington’da bir basın toplantısı düzenleyen Kozack, “Yetkililer yeni bir programa geçmek istediklerini resmen ifade ettiler ve müzakereler şu anda devam ediyor,” dedi.

Arjantin ile IMF arasındaki görüşmeler, Ekonomi Bakanı Luis Caputo’nun ofisinden ve merkez bankasından yetkililerden oluşan bir ekibin bu ayın başlarında fon temsilcileriyle görüşmek üzere Washington’a gitmesinin ardından ivme kazandı.

Arjantin’in bir sonraki IMF programına ilişkin müzakerelerdeki temel soru, kurumun Milei’ye 44 milyar dolarlık yükü devretmenin ötesinde ek finansman sağlayıp sağlamayacağı ve ne kadar sağlayacağı. 

Arjantin lideri bu yılın başlarında 15 milyar doları telaffuz etmiş fakat son zamanlarda bu rakama atıfta bulunmamıştı. Caputo bu hafta yaptığı açıklamada yeni fonların programın bir parçası olmasını beklediğini söyledi.

Kabul edildiğinde bu, ülkenin 1958’den bu yana kuruluşla yaptığı 23’üncü, 2018’den bu yana ise üçüncü program olacak.

IMF’nin Arjantin’deki sicili, on yıllar boyunca yapılan pek çok anlaşmanın ekonomiyi toparlayamaması ve birbiri ardına gelen hükümetlerin küresel borç verici kurumun parasını harcarken program hedeflerini sıklıkla ihlal etmesi nedeniyle kötü.

Milei ve baş müzakerecisi Caputo’nun da IMF ile ilişkileri karışık. Başkan bu yılın başlarında fonun üst düzey yetkililerinden biri olan Rodrigo Valdes’i eleştirmiş, Valdes de müzakerelerden çekilmeyi tercih etmişti.

Caputo da 2018’deki ilk anlaşma sırasında IMF yetkilileriyle kur politikası konusunda anlaşmazlığa düşmüş ve o dönemde Arjantin’in maliye bakanı olarak kısa bir süre merkez bankası başkanlığı yaptıktan sonra istifa etmişti.

Bu arada IMF yönetimi bu yıl Milei ve Caputo’yu harcamaları kısmak, enflasyonu düşürmek ve ülkenin birçok döviz kuru arasındaki farkı kapatmakla övdü.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Cumhuriyetçilerin federal fon yasası Kongre’ye takıldı

Yayınlanma

ABD Temsilciler Meclisi, hükümetin kapanmasına sadece bir gün kala, dün gece federal fonların süresini uzatacak bir tasarıyı kabul edemedi. 

Harcama tedbirinin çökmesi, Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’ın defalarca taktik değiştirmek zorunda kaldığı kaotik bir mücadelenin uzamasına neden oldu.

Trump destekli tasarı, 30’un üzerinde Cumhuriyetçi ve neredeyse tüm Demokratların karşı çıkmasıyla gerekli üçte iki çoğunluğu sağlayamadı.

Nihai oylamada 235 üye tasarı aleyhinde, 174 üye ise tasarı lehinde oy kullandı; 38 Cumhuriyetçi tasarı aleyhinde, iki Demokrat ise tasarı lehinde oy kullandı.

Cumhuriyetçi muhalefetin düzeyi, Cumhuriyetçi liderlerin tasarıyı başka bir süreç altında gündeme getirmekte zorlanacağına işaret ediyor. 

Johnson başlangıçta Demokrat liderlerle hükümetin finansmanını 14 Mart’a kadar uzatacak yaklaşık 1.550 sayfalık bir tasarı üzerinde anlaşmaya varmıştı. Tasarı, afet yardımı, çiftlik yardımı ve Kongre üyeleri için maaş zammı da dahil olmak üzere partiler üstü yasama öncelikleriyle doluydu. 

Fakat Cumhuriyetçilerin sağ kanadı, Trump’ın milyarder danışmanı Elon Musk’ın özellikle eleştirdiği tasarıya yüklendi ve nihayetinde Trump, tasarıyı engelledi.

Bunun üzerine Johnson tasarıyı yeniden yazmak için kolları sıvadı ve Trump’ın talep ettiği iki yıllık borç tavanı uzatma maddesini ekledi.

Trump NBC’ye verdiği demeçte borç tavanının kaldırılmasını desteklediğini ve bunun gerçekleşmesi için “öncülük etmeye” hazır olduğunu söylemişti.

Trump’ın Kongre’deki en güçlü destekçilerinden bazıları da dahil olmak üzere Cumhuriyetçiler, en azından Demokratlar görevdeyken borç tavanının yükseltilmesine tarihsel olarak karşı çıkmışlardı. Şimdi ise Trump, tavanı tamamen kaldırmaları için onları zorlayacağını söylüyor.

Demokratlar perşembe günü kapalı kapılar ardında yapılan bir toplantıda tasarıya karşı çıkma kararı aldılar.

Demokrat Temsilci Jamie Raskin, “Anlaşmada yer alan pek çok önemli şeyi yerle bir eden bu teklifle geri dönmek, özellikle de liderliğimize danışmadıkları için bir hakaret ve aşağılamadır,” dedi.

Gözden geçirilmiş tasarı bazı muhafazakâr bütçe açığı savunucuları için de yetersizdi ve Teksaslı Cumhuriyetçi Temsilci Chip Roy tasarıya karşı çıkanlar arasındaydı.

Borç tavanı, ABD Hazinesi tarafından üstlenilebilecek ulusal borç miktarına ilişkin yasal bir sınır ve böylece federal hükümetin halihazırda aldığı borca ek olarak daha fazla borç alarak ne kadar para ödeyebileceğini belirliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English