Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Üç İsrailli rehineye karşılık 90 Filistinli esir serbest bırakıldı

Yayınlanma

Hamas ve İsrail arasında varılan karşılıklı esir takası mutabakatı kapsamında serbest bırakılan 3 kadın İsrailli rehineye karşılık İsrail, 90 Filistinli çocuk ve kadın esiri işgal altındaki Batı Şeria’da bulunan Ofer Askeri Cezaevi’nden serbest bıraktı.

Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, Gazze şehir merkezindeki Saraya Meydanı’nda, Hamas ile İsrail arasında varılan ateşkes anlaşması kapsamında 3 İsrailli kadın esirin Uluslararası Kızılhaç Komitesine teslim edilme anını gösteren bir video yayımladı.

Video görüntüsünde, teslimin Gazze’deki Saraya Meydanı’nda, yüzlerce Filistinli sivilin yanı sıra maskeli bazı Hamas mensuplarının katılımıyla gerçekleştirildiği yer alıyor.

Teslimleri sırasında 3 kadın esire Kassam Tugaylarının logosu ve “Aksa Tufanı Anlaşması” yazılı karton kutuların ve üzerinde ne yazdığı belirtilmeyen bir belgenin verildiği görülüyor.

Videoda kadın esirlerin, İsrail’in daha önce bıraktığı ve kötü muamele ve travma belirtilerinin olduğu Filistin esirlerin aksine, oldukça sağlıklı ve mutlu oldukları dikkati çekiyor.

Hamas’ın teslim ettiği 28 yaşındaki Emily Damari, 24 yaşındaki Romi Gonen ve 31 yaşındaki Doron Steinbrecher, kısa bir süre sonra anneleriyle buluştu ve Re’im Üssü’nde İsrail ordusu tarafından kurulan bir komplekste ilk tıbbi değerlendirmelerden geçirildi.

Ardından ailelerinin geri kalanıyla bir araya gelmek ve tedavi edilmek üzere İsrail’in merkezindeki Tel Hashomer Hastanesi’ne hava yoluyla nakledildiler. Üçlüyü taşıyan minibüsler hastaneye ulaştığında yollara dizilen, tezahürat yapan ve şarkılar söyleyen yüzlerce kişi tarafından hastane dışında karşılandılar.

Öte yandan Filistinliler de 90 Filistinli kadın ve çocuk esiri karşılamak için işgal altındaki Batı Şeria’daki Ramallah kentine bağlı Beytunya beldesinde toplandı.

İsrail askerleri, soğuk nedeniyle ateş yakarak bölgede bekleyen Filistinlilere ara ara göz yaşartıcı gaz ve ses bombaları atarak müdahale etti. Saatler yerel saatle 01.00’e doğru gelirken çok sayıda İsrail askeri cipi ve iş makinaları, Beytunya beldesine baskın düzenledi.

Göz yaşartıcı gaz ve ses bombasıyla müdahalenin ardından İsrail askeri cipleri, bölgedeki Filistinlileri alandan uzaklaştırdı.

İsrail askerlerinin Beytunya beldesine düzenlediği baskından kısa süre sonra Filistinli esirleri taşıyan, Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) himayesindeki otobüs Ofer Askeri Cezaevi’nden ayrıldı.

Otobüs, Beytunya beldesinden ilerleyerek Ramallah’taki Filistinli esirlerin teslim edileceği Manara Meydanı’na doğru hareket etti.

İsrail askerlerinin yoldan uzaklaştırdığı Filistinliler, esirleri taşıyan otobüsü gördükten sonra coşku içerisinde ıslıklarla tezahürat yaptı.

Filistinli 1 kadın esirin eksik çıkması gecikmeye neden oldu

Filistin’deki Esirler Medya Ofisi, yaptığı yazılı açıklamada, Ofer’den serbest bırakılan esirlerin isimleri üzerinde yapılan incelemeler sırasında bir kadın esirin eksik olduğunun tespit edilmesi sonucu teknik ekiplerin uzlaşılan esir listesine uyulması için İsrail güçlerine baskı yapmak amacıyla arabulucular ve Kızılhaç ile iletişim kurduğunu, kısa süre sonra esirlerin yola çıkacağını bildirdi.

İsrail’den Kanal 12 televizyonu ise sorunun daha sonra çözüldüğünü ve esirlerin yola çıktığını aktardı.

Anlaşma kapsamında serbest bırakılan 90 Filistinli esirden 69’unun kadın, 20’sinin çocuk olduğu bildirildi.

İsrail basını, Ofer Askeri Cezaevi’nden serbest bırakılan Filistinlilerden 78’inin işgal altındaki Batı Şeria’dan, 12’sinin ise işgal altındaki Doğu Kudüs’ten olduğunu yazdı.

Filistinliler, Ramallah’taki Beytunya beldesinde toplandı. Ofer Askeri Cezaevi’ni gören tepeden serbest bırakılan Filistinli esirleri taşıyan konvoyun hareket etmesini bekledi. Cezaevi önündeki hareketlilik, bekleyen kalabalığın coşkusunu artırdı.

Ayrıca İsrail ordusunun Ofer Cezaevi yakınlarında Filistinli esirlerin serbest bırakılmasını bekleyenlere insansız hava araçlarıyla gözyaşartıcı gaz bombaları attığı görüldü.

İsrail ordu sözcüsü Avichay Adraee, Filistinlileri, Ofer Askeri Cezaevi’nden esirlerin serbest bırakılması süresince ve sonrasında yapılacak yürüyüşler ve kutlamalara katılmamaları konusunda uyararak müdahale tehdidinde bulunmuştu.

552 yardım tırı Gazze’ye girdi

Öte yandan ateşkesin ilk gününde 552 yardım tırı Gazze’ye giriş yaptı.

Gazze’deki İçişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, “Pazar sabahından beri 552 yardım tırı Gazze Şeridi’nin sınırından giriş yaptı. Bunların 242’si Gazze’nin kuzeyine geçti” ifadeleri kullanıldı.

Yardım tırlarında yakıt, sağlık malzemesi ve temel gıda ürünlerinin yanı sıra sebze ve meyvelerin de bulunduğu aktarıldı.

Açıklamada, Gazze’nin ihtiyaçlarını karşılamak üzere daha fazla insani yardımın bölgeye ulaştırılması için çalışmaların sürdüğü ifade edildi.

Ateşkesin ilk aşamasında, günde 600 tır insani yardımın Gazze’ye girmesi, anlaşmanın yürürlüğe girmesinden 7 gün sonra ise Refah Sınır Kapısı’nın açılması öngörülüyor.

ORTADOĞU

“İlgi var ancak yaptırımlar yatırımları engelliyor”

Yayınlanma

ahmed şara-silikon vadisi

Suriye Yatırım Ajansı Başkanı Eymen Hamaviye, Batı’nın Suriye bankacılık sektörüne yönelik yaptırımlarının, ülkeye yapılacak kritik yatırımları engellediğini söyledi. Hamaviye’ye göre, Beşar Esad’ın düşüşünden bu yana yabancı yatırımcılar ilgi duymasına rağmen yaptırımlar nedeniyle yatırım yapmaktan çekiniyor.

Hamaviye, Reuters’a verdiği demeçte, “Yaptırımlar her şeyi durdurdu. Şu anda en çok Suriye halkını etkiliyor ve onların çektiği sıkıntıları artırıyor” dedi.

Hamaviye, Esad’ı deviren ve yönetimi ele geçiren Heyet-i Tahrir eş-Şam (HTŞ) tarafından Suriye Yatırım Ajansı’nın başına getirildi. Suriye Yatırım Ajansı, 2007 yılında yatırım çekmek amacıyla kurulmuştu.

Hamaviye, ağırlıklı olarak Suriyeli, Türk ve Körfez Arap ülkelerinden iş insanlarının yanı sıra bazı Avrupalı yatırımcılardan da talepler geldiğini belirtti. Yatırımcıların hastane inşaatı, rüzgâr enerjisi projeleri ve gayrimenkul geliştirme gibi birçok alandaki projelerle ilgilendiğini söyledi.

Hamaviye, “Ancak hepsi, bankacılık sektörünün yaptırımlar altında olması nedeniyle yatırım yapmanın zor olduğunu söylüyor. Kimse bir çantayla milyonlarca avro getiremez. Bugünün dünyasında işler böyle yürümüyor” dedi.

ABD, ocak ayında Suriye’ye yönelik yaptırımlarda enerji sektörü ve Suriye yönetimine yapılan mali transferleri kapsayan altı aylık bir muafiyet getirdi. Ancak Suriye Merkez Bankası’na yönelik yaptırımlar devam ettiği için ülke, uluslararası finans sisteminin dışında kalmaya devam ediyor.

AB de ocak ayı sonunda Suriye’ye yönelik geniş kapsamlı yaptırımları hafifletmeye yönelik bir yol haritası üzerinde anlaştı. AB diplomatları, bu sürecin bankacılık sektörüne yönelik bazı yaptırımların kaldırılmasını da içerebileceğini söylüyor ancak detaylar henüz Brüksel’de netleştirilmiş değil.

“Şu ana kadar atılan adımlar yetersiz” diyen Hamaviye, uluslararası toplumun Suriye’de yatırımların güvenli bir bankacılık sistemi üzerinden yürütülmesini sağlaması gerektiğini vurguladı. Hamaviye, “Bence herkesin çıkarı, bu işlemlerin şeffaf bir bankacılık sistemi üzerinden yürütülmesinde. Aksi takdirde, gayri resmi para transfer ağları devreye girer” ifadelerini kullandı.

Silikon Vadisi’nden Şam’a ziyaret

Öte yandan siyaset ve iş dünyasından Suriye’ye yapılan ziyaretler devam ediyor. Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Silikon Vadisi’nden gelen Suriyeli-Amerikalı uzmanlardan oluşan bir heyetle görüştü.

Silikon Vadisi’nde çalışan Suriyeli bilişim mühendisleri geçen hafta Şam’da düzenlenen konferansta öğrenciler ve sektör çalışanlarıyla bir araya gelmişti. Konferansın katılımcıları, Suriyeli mühendislerin bilgi ve tecrübelerini ülkelerine aktarmasının önemini vurgulayarak bilişim sektörünün ülke ekonomisine katkı sağlayabileceğini belirtti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İran müzakereye hazır ancak “maksimum baskı altında” değil

Yayınlanma

İran dini lideri Hamaney’in ABD ile müzakerelerin “akıllıca” olmadığını söylemesinden sonra daha önce müzakerelere yeşil ışık yakan İran hükümeti yetkilileri, ABD ile yaptırımların kaldırılması konusunda müzakereye hazır olduklarını ancak bunu Trump’ın “maksimum baskı” politikası altında yapmayacaklarını söyledi.

ABD Başkanı Donald Trump, geçen hafta İran’a yönelik “maksimum baskı” kampanyasını yeniden devreye sokarak Tahran’ın nükleer silah elde etmesini engellemeye yönelik yaptırımları sıkılaştırdı. Ancak aynı zamanda, İran ile bir anlaşmaya açık olduğunu ve İran Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan ile görüşmeye istekli olduğunu dile getirdi.

İran hükümeti de ABD ile müzakereler konusunda istekli açıklamalar yaparken ülke lideri Ayetullah Ali Hamaney, cuma günü Tahran’da katıldığı bir etkinlikte “Trump’ın ilk başkanlık dönemindeki eylemleri” ışığında, Washington ile müzakerelerin, “akıllıca” olmayacağını söyledi.  Tüm stratejik kararların nihai onay makamı konumundaki Hamaney, “böyle bir hükümetle müzakere yapılmaması gerektiğini” belirtti.

Hamaney’den hükümete “ABD” uyarısı

Dini liderden gelen bu uyarının ardından hafta sonu, üst düzey yetkililer ve milletvekillerinin katıldığı bir konferansta konuşan Dışişleri Bakanı Abbas Irakçi, “Yaptırımların kaldırılması müzakereleri gerektirir, ancak maksimum baskı politikası altında değil. Müzakere, zayıf bir konumdan yapılamaz. Bu, müzakere değil, bir tür teslimiyet olur. Biz asla bu şekilde masaya oturmayız” dedi.

Cumhurbaşkanı Mesut Pezeşkiyan da bugün, 1979 İslam Devrimi’nin yıl dönümü için düzenlenen gösterilerde, baskılara boyun eğmeyeceklerini söyledi.

Tahran’daki Özgürlük Meydanı’nda halka seslenen Pezeşkiyan, “Eğer ABD müzakerelerde samimiyse neden bize yaptırım uyguluyor” diye sordu. İran’ın savaş peşinde olmadığını vurgulayan Pezeşkiyan, ancak “baskılara boyun eğmeyeceklerini” belirtti.

İran devlet televizyonu, ABD ve İsrail’den gelen baskının arttığı bir dönemde, İran’ın birlik içinde olduğunu göstermek amacıyla düzenlenen gösterilere yüz binlerce kişinin katıldığını aktardı. Göstericiler, “Amerika’ya ölüm” ve “İsrail’e ölüm” şeklinde sloganlar attı.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail heyeti “ikinci aşama” için Katar’da

Yayınlanma

Netzarim Koridoru

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun sözcüsü, İsrail heyetinin pazar günü ateşkes anlaşmasının ikinci aşamasına ilişkin görüşmelerde bulunmak üzere Katar’a ulaştığını açıkladı. Bu gelişme, İsrail ordusunun, Hamas ile yapılan ateşkes anlaşması kapsamında Gazze’de önemli bir geçiş noktasından çekilmesiyle aynı zamana denk geldi.

İsrail ile Hamas arasındaki dolaylı müzakerelerin, Netanyahu’nun geçen hafta ABD’ye yaptığı ziyaretin ardından bu hafta yeniden başlaması bekleniyor. Ancak Reuters’ın haberine göre Netanyahu’nun ofisinden bir kaynak, İsrail heyetinin şimdilik yalnızca teknik konuları görüşeceğini, savaş sonrası Gazze’nin yönetimi gibi daha büyük meselelerin ise daha sonraki aşamalarda ele alınacağını belirtti.

Geçen hafta, ABD Başkanı Donald Trump, Filistinlilerin Gazze’den tahliye edilmesi ve bölgenin ABD’ye ait olması gerektiğini savunan sürpriz bir açıklamada bulundu. Washington, Gazze’yi yeniden inşa edeceklerini söylerken, Trump’ın bu çıkışı büyük tepki çekti. Trump yönetimi daha sonra bu ifadeleri yumuşatarak, Filistinlilerin Gazze’ye geri dönebileceğini ancak bölgenin patlamamış mühimmatlardan temizlenmesi ve yeniden inşa edilmesi gerektiğini belirtti.

Buna rağmen Trump’ın planı, kamuoyunda “etnik temizlik” olarak nitelendirilmeye devam ediyor. İsrail ise Trump’ın açıklamalarına destek verdi. Netanyahu’nun güvenlik kabinesinin yarın hem Trump’ın önerisini hem de ateşkesin ikinci aşamasını görüşmek üzere toplanması bekleniyor.

19 Ocak’ta başlayan ateşkesin ilk aşaması altı hafta sürecek. Bu süreçte, Hamas’ın 33 İsrailli rehineyi serbest bırakması karşılığında İsrail de yaklaşık 2.000 Filistinli mahkûmu tahliye edecek.

İsrail ordusu Netzarim Koridoru’ndan çekildi

Ateşkes anlaşmasının arabuluculuğunu ABD, Katar ve Mısır üstlendi. Anlaşma gereği İsrail ordusu, pazar günü Gazze’yi ikiye bölen Netzarim Koridoru’ndaki son mevzilerinden tamamen çekildi. İsrail’in çekildiğini duyurmasının ardından bölgeden geçen çok sayıda Filistinli görüntülendi. Uzun araç kuyrukları oluşurken, Hamas yönetimindeki polis güçleri bölgedeki geçişleri düzenlemek için konuşlandı. Reuters’in paylaştığı görüntülerde, İsrail askeri araçlarının kıyı şeridinden ayrılarak İsrail sınırına doğru hareket ettiği görüldü.

Ateşkes anlaşması kapsamında, eski Amerikan askerlerinden oluşan özel güvenlik görevlileri de Netzarim Koridoru’ndan geçen araçları denetlemek için görevlendirildi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English