Bizi Takip Edin

AMERİKA

UCLA’de Filistin protestosuna saldıran grubu milyarder Bill Ackman ve Jessica Seinfeld fonlamış

Yayınlanma

ABD’de üniversite kampüslerinde Filistin’e destek eylemleri sürerken, geçen hafta Kaliforniya Üniversitesi, Los Angeles’ta (UCLA) bir grup İsrail yanlısı Filistin için eylem yapan gençlere saldırmıştı.

The Nation’da yer alan habere göre, İsrail yanlısı karşı protestocular milyarder Bill Ackman ve Jessica Seinfeld’in (komedyen Jerry Seinfeld’in eşi) de aralarında bulunduğu arkadaşları tarafından finanse edilen bir grup tarafından organize edildi.

Jessica Seinfeld, İsrail yanlısı UCLA eylemine yönelik bağış toplama kampanyasına GoFundMe’de 5.000 dolar bağışta bulunduğunu kendi sosyal medya hesabından paylaştı.

Seinfeld, ”Dün UCLA’de olduğu gibi daha fazla müttefiki desteklemek için GoFundMe’ye bağışta bulundum. Daha fazla şehir[de eylem] planlanıyor, bu yüzden lütfen elinizden geleni yapın. Bağışlar anonimdir. Gururlu Amerikalı Yahudiler olarak ışığımızı ve sevgimizi paylaşmaya devam edeceğiz,” diye yazdı.

Çarşamba günü itibariyle 93.000 dolardan fazla bağış toplayan sayfa, hafta sonundaki ilk açılışından bu yana organizatör adını ve açıklamasını da değiştirdi.

UCLA’deki saldırgan grupta İranlı monarşistler de yer alıyor

The Nation’ın aktardığına göre İsrail yanlısı protestocuların birçoğunun İranlı monarşistler olduğu görülüyor. Bu grup, İran’ın devrik şahı ile İsrail arasındaki eski ittifak nedeniyle İsrail yanlısı olma eğiliminde.

Aralarında aktör Melissa Barrera ve John Cusack’ın da bulunduğu diğer ünlüler, UCLA protesto kampını basan İsrail destekçilerinin görüntülerini sosyal medyada destekleme amacıyla paylaştı.

Milyarder hedge fonu yöneticisi Bill Ackman da, aralarında bir Yahudi kadının çatışma sırasında dövüldüğünü iddia eden bir hesabın da bulunduğu UCLA protesto görüntülerini X’te yayınladı ve George Washington Üniversitesi’nde düzenlenecek benzer karşı protestoyu finanse eden ayrı bir GoFundMe’ye 10.000 dolar bağışladı.

UCLA’in öğrenciler tarafından çıkarılan gazetesi Daily Bruin, İsrail yanlısı protestocuların birinin, “Onlar orada olabiliyorsa biz de olabiliriz. Sizler bunu almak isteyeceksiniz. Tarih yazılıyor,” dediğini ve bir noktada İsrail yanlılarının ‘siyah karşıtı ırksal bir hakaret’ dile getirdiğini öne sürdü. 

“Çadırlarda uyuyan beyinsiz koyunlar”

Beverly Hills’ten sadece ‘Nathan Mo’ olarak tanıtılan bir kişi tarafından başlatılan UCLA karşı protestosu için açılan GoFundMe’de ilk olarak, “Bir grubumuz ucla kampı için çok büyük bir şey planlıyor… kampın hemen yanına büyük bir ekran ve büyük hoparlörler getirip 7 Ekim’den kesintisiz klipler ve röportajlar yayınlamak için çalışıyoruz,” yazıyordu.

Mo daha sonra kampüs protestocularını ‘çadırlarda uyuyan beyinsiz eğitimsiz koyunlar’ olarak nitelendirdi.

Mo daha sonra, “Bunu doğru bir şekilde yapabilmek için çok sayıda ekipmana, lojistiğe, personele ve güvenliğe ihtiyacımız var. Eğer hepimiz elimizi taşın altına koyarsak, bunu efsanevi bir karşı hamle haline getirebilir ve 7 Ekim çığlıkları ve haykırışlarıyla onların sloganlarını bastırabiliriz,” diye yazdı.

Ackman’dan açıklama

Çıkan haberler üzerine X üzerinden bir açıklama yapan Ackman,  “UCLA kampüsünde veya başka bir yerde karşı protestoları finanse ettiğimi iddia ediyor. Bu tamamen yanlıştır. Ben protestoları finanse etmiyorum. Kampüste Hamas’ın GoPro görüntülerinden oluşan büyük video ekranları kuran UNC kardeşliğini ve bir grubu destekledim,” dedi.

Ackman, öğrenci birliğini desteklediğini ‘çünkü bayrağımızı koruma konusundaki vatanseverliklerinden ilham aldığını’ söylerken, “Hiçbir zaman bir protestoyu finanse etmedim ve herhangi bir konunun herhangi bir tarafındaki protestocuların şiddet eylemlerini desteklemedim,” iddiasında bulundu.

Daha önce Demokrat Parti’ye bağışta bulunduğu bilinen Ackman, 2024 başkanlık seçimlerinde Joe Biden’ı desteklemeyeceğini açıklamış ve ‘Donald Trump’a oy vermeye açık olduğunu’ ilan etmişti.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English