Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Ukrayna Dışişleri Bakanı, Çin’in savaşın sona erdirilmesinde büyük potansiyele sahip olduğunu söyledi

Yayınlanma

Çin medyasında yer alan haberlere göre Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitro Kuleba salı günü yaptığı açıklamada, Çin’in Ukrayna savaşının sona erdirilmesine yardımcı olmak için “büyük bir potansiyele” sahip olduğunu ve her iki ülkenin de “birbirine güvendiğini” söyledi.

Kuleba, haber portalı The Paper’ın sorusuna cevaben yaptığı açıklamada “Ukrayna ve Çin arasındaki ikili ilişkilerde hiçbir zaman büyük bir sorun yaşanmadı, dolayısıyla güven var” dedi. Habere göre Kuleba ayrıca Kiev’in gelecekte Pekin ile daha fazla diyalog kurmayı beklediğini söyledi.

Kuleba’nın salı günü yaptığı açıklamalar, Pekin’in Rusya-Ukrayna savaşının 3. yılında barış görüşmelerine aracılık etmek üzere temaslarını sürdürdüğü ve İsviçre’nin üst düzey bir barış konferansı planlamak üzere Ukrayna ile birlikte çalıştığı sırada geldi.

Bu ayın başlarında Pekin’in Avrasya işlerinden sorumlu özel temsilcisi Li Hui, barış müzakereleri için nabız yoklamak üzere Kiev, Moskova ve Avrupa Birliği ülkelerine ikinci tur görüşmelere gitti. Ukrayna’da Kuleba ile görüşen Li Hui savaşa siyasi bir çözüm bulunması çağrısında bulundu.

Şubat ayında Kuleba, Münih Güvenlik Konferansı çerçevesinde Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile bir araya gelerek diyaloğun sürdürülmesi ve her düzeyde temasın korunması konusunda mutabık kaldı.

The Paper’ın haberine göre Kuleba her iki görüşmeyi de “anlamlı” olarak nitelendirdi ve Li’nin “durumun tam bir resmini elde etmek için tüm brifing ve toplantılara katıldığını” sözlerine ekledi.

Geçtiğimiz ay Çin’in en üst düzey yasama ve siyasi danışma organlarının yıllık toplantısı sırasında Wang Yi, Ukrayna savaşını sona erdirmek için uluslararası bir barış konferansı çağrısında bulunmuştu.

Pekin’de gazetecilere yaptığı açıklamada “Barış görüşmeleri başlatılamazsa, yanlış anlama ve yanlış hesaplamalar birikecek ve çoğalacak, böylece daha büyük bir kriz yaratacaktır” demişti.

Çin, İsviçre’nin barış zirvesine katılabilir

The Post’un daha önce bildirdiğine göre Çin’in İsviçre’nin ev sahipliği yapacağı Ukrayna barış zirvesine katılması ve Rusya’yı davet etmek için çalışması bekleniyordu.

Pazartesi günü Çin’in İsviçre Büyükelçisi Wang Shiting Zürih merkezli Neue Zurcher Zeitung’a yaptığı açıklamada Çin’in “katılma olasılığını incelediğini” söyledi.

Çin, Ukrayna savaşında kendisini tarafsız bir taraf olarak konumlandırdı ve çatışmanın birinci yıldönümünde 12 maddelik bir barış planı yayınladı.

Pekin’in Rusya’yı kınamaması ise Batı’nın tepkisine yol açtı.

Moskova dışişleri bakanlığına göre Li, Rusya dışişleri bakan yardımcısı Mikhail Galuzin ile yaptığı görüşmede, Rusya’nın Ukrayna için önerilen herhangi bir barış çözümüne dahil edilmesi gerektiği konusunda mutabık kaldı.

Geçtiğimiz ay Münih Güvenlik Konferansı’nda Wang, barış görüşmeleri için koşulların henüz uygun olmadığını ve hem Rusya hem de Ukrayna’nın endişelerinin dikkate alınması gerektiğini söylemişti. Wang, savaşın başladığı Şubat 2022’den bu yana Ukrayna’yı ziyaret etmedi.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Ukraynalı mevkidaşı Volodymyr Zelensky Nisan 2023’te telefonda görüştü.

Pazartesi günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in yeniden seçilmesi üzerine Xi tebriklerini iletti ve Çin-Rusya ortaklığına destek sözü verdi.

Geçtiğimiz ay Putin’in bu yıl Çin’i ziyaret etmeyi planladığını açıklayan Çin’in Rusya Büyükelçisi Zhang Hanhui’ye göre iki liderin bu yıl birkaç kez bir araya gelmesi bekleniyor.

DİPLOMASİ

Almanya, Suriye için 300 milyon avro ek yardım sözü verdi

Yayınlanma

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock pazartesi günü (17 Mart) Brüksel’de AB öncülüğünde düzenlenen bağışçılar konferansı öncesinde yaptığı açıklamada, ülkesinin Birleşmiş Milletler ve belirli kuruluşlar aracılığıyla Suriyeliler için 300 milyon avro (326 milyon dolar) daha yardım sözü verdiğini söyledi.

Baerbock, sağlanan fonların yarısından fazlasının Suriye’deki halka fayda sağlayacağını ve bunun ülkedeki HTŞ öncülüğündeki geçiş hükümeti olmadan uygulanacağını söyledi.

Dışişleri Bakanlığına göre bu finansman gıda, sağlık hizmetleri ve acil durum barınaklarının yanı sıra özellikle hassas durumdaki kişilere yönelik koruyucu tedbirlerin sağlanması için kullanılacak.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Litvanya, topraklarında nükleer silah konuşlandırmak için anayasayı değiştirmeyi planlıyor

Yayınlanma

Litvanya, müttefiklerden nükleer silah konuşlandırma teklifi gelmesi hâlinde anayasasını değiştirmeyi değerlendirecek. Litvanya Savunma Bakanı Dovilė Šakalienė, henüz somut bir teklif olmadığını ancak her senaryoya hazırlıklı olunması gerektiğini belirtti. Polonya da benzer şekilde ABD’den nükleer silah talep ederken, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance bu tür bir konuşlandırmaya karşı olduklarını ifade etti.

Litvanya Savunma Bakanı Dovilė Šakalienė, müttefiklerden ülkesinde nükleer silah veya bileşenlerinin konuşlandırılması yönünde somut teklifler gelmesi durumunda anayasayı değiştirmeyi değerlendireceklerini açıkladı.

Šakalienė, 14 Mart Cuma günü yaptığı basın toplantısında, “Müttefiklerimiz Litvanya’da nükleer silah veya unsurlarının konuşlandırılması için somut planlar sunarsa, Litvanya Cumhuriyeti Anayasası’nın 137. maddesinde değişiklik yapma ve diğer yükümlülükleri gözden geçirme olasılığını değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyoruz,” dedi.

Litvanya Anayasası’nın 137. maddesi, “Litvanya topraklarında kitle imha silahları ve yabancı devletlerin askeri üsleri bulunamaz,” hükmünü içeriyor.

Šakalienė, müttefiklerden henüz somut bir teklif gelmediğini, ancak Litvanya’nın her türlü senaryoya hazırlıklı olması gerektiğini vurguladı.

Bakan, “Şu anda bunlar sadece siyasi tartışmalar, somutlaşmış değiller. Ancak Savunma Bakanı olarak benim duruşum, bu konuda daha derin bir tartışmayı önceden başlatmamız gerektiği yönünde,” diye ekledi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, mart ayı başlarında Avrupa’nın savunma kapasitesini güçlendirme gereğini dile getirmiş ve Fransız nükleer cephaneliğinin Rusya’ya karşı nasıl bir caydırıcı faktör olabileceği konusunda müttefiklerle görüşmeler yapma sözü vermişti.

Fransa, şu anda Avrupa Birliği’ndeki tek nükleer güç konumunda bulunuyor.

Nükleer silahların konuşlandırılması konusu Polonya’da da aktif olarak tartışılıyor. Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda, geçen hafta yaptığı açıklamada, ülkenin “Rusya’ya karşı korunmak için” güçlü bir caydırıcı güce ihtiyacı olduğunu ve bu aracın nükleer silah olması gerektiğini belirtti.

Duda, ABD Başkanı’nın Ukrayna özel temsilcisi Keith Kellogg ile yakın zamanda bu konuyu görüştüğünü ve Donald Trump’ı Amerikan nükleer başlıklarını Polonya’da konuşlandırma olasılığını değerlendirmeye çağırdığını söyledi.

Polonya Başbakanı Donald Tusk da daha önce “nükleer şemsiyenin” Polonya’ya yayılması gerektiğini belirtmişti.

Tusk, Rusya’ya karşı korunmak için sadece güçlü geleneksel silahlı kuvvetlere (ordu personel sayısını 500 bine çıkarma planlarından bahsetti) değil, aynı zamanda nükleer silahlara da ihtiyaç duyulduğunu kaydetmişti.

Ancak ABD Başkan Yardımcısı JD Vance, kısa süre sonra bu tür eylemlerin olasılığını reddederek Washington’ın Doğu Avrupa’da nükleer silah konuşlandırılmasını desteklemediğini söyledi.

Vance, “Bu konuyu Başkan Trump ile görüşmedim, ancak nükleer silahların Avrupa’da daha doğuya yayılmasını desteklemesi beni şaşırtır,” diye vurguladı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump ve Putin, yarın telefon görüşmesi yapacak

Yayınlanma

Trump
ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yarın bir telefon görüşmesi yapacağını ve Ukrayna’nın Rusya ordusunun kontrolündeki bölgelerini ele alacağını açıkladı. Trump, savaşın sona erdirilmesi için iyi şansları olduğunu belirtirken, Ukrayna kaynakları mevcut temas hattının dondurulabileceğini ve söz konusu bazı bölgelerin Rusya kontrolünde kalabileceğini ifade etti.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile 18 Mart’ta bir telefon görüşmesi yapacağını açıkladı.

Reuters haber ajansına göre Trump, “Hafta sonu boyunca çok iş yapıldı. Bu savaşı sona erdirebilir miyiz diye bakmak istiyoruz. Belki başarırız, belki başaramayız ama bence çok iyi şanslarımız var,” dedi.

Trump, Putin ile Ukrayna’nın Rusya ordusunun kontrolüne geçen bölgelerini ve Zaporijya Nükleer Santrali’nin geleceğini görüşmek istediğini belirtti.

Trump, “Bence bunların çoğu zaten her iki taraf, Ukrayna ve Rusya tarafından tartışılıyor. Şimdiden belirli varlıkların paylaşımını konuşuyoruz,” diye konuştu.

ABD başkanının Orta Doğu özel temsilcisi Steve Witkoff, Trump ve Putin’in bu hafta “iyi ve olumlu bir görüşme” yapabileceğini belirtmişti. Witkoff, bu açıklamadan önce Kremlin’de Rusya Devlet Başkanı ile şahsen görüşmüştü.

Witkoff’un aktardığına göre, görüşmeler üç-dört saat sürdü ve Ukrayna’daki askeri çatışmaya çözüm bulma seçeneklerine odaklandı.

Witkoff, tarafların pozisyonlarının yakınlaştığını ve birkaç hafta içinde bir ateşkes sağlanmasını beklediğini ifade etti.

Bununla beraber Trump’ın özel temsilcisi, Moskova’nın kontrolünde bulunan bölgelerin ateşkes görüşmelerinin bir parçası olacağını da sözlerine ekledi.

Diğer yandan The Independent‘ın Ukraynalı kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Kiev’de mevcut temas hattının dondurulabileceği ve Rusya’nın kontrolündeki bazı bölgelerin ateşkes kapsamında Rusya kontrolünde kalabileceği kabul edildi. Fakat ek toprakların verilmesinin kırmızı çizgi olacağı vurgulandı.

Haberdeki kaynaklardan biri, “Örneğin, Zaporijya veya Herson’un tamamen teslim edilmesini talep etmek mantıklı değil; bu bizim için tamamen saçmalık gibi geliyor,” dedi.

Kiev’deki kaynaklar, kaybedilen toprakları diplomatik yollarla geri almak için “ellerinden geleni” yapacaklarını vurguladı.

RBK-Ukrayna ve European Pravda‘nın haberlerine göre, Kiev, kırmızı çizgilerini 11 Mart’ta Cidde’de yapılan görüşmelerde ABD tarafına iletti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English