Avrupa
Ukrayna İyileştirme Konferansı Londra’da başladı: Hedef Kiev’i ‘özel sektör’ ile buluşturmak

İlki geçen yıl İsviçre’nin Lugano kentinde düzenlenen ‘Ukrayna İyileştirme Konferansı’nın ikincisi 21-22 Haziran tarihlerinde Londra’da toplanacak.
Ukrayna’nın savaş sonrası yeniden inşası için özel sektörle Ukrayna’nın müttefik devletlerini bir araya getirmeyi hedefleyen konferans, aslında 2017-2022 arasında yapılan Ukrayna Reform Konferansı’nın bir devamı niteliğinde. ‘Reform’ ile hedeflenenler arasında adem-i merkeziyetçilik, özelleştirmeler, devlet işletmelerinin reforme edilmesi, toprak reformu, enerji sektörü reformu gibi adımlar yer alıyordu.
Nitekim bu seneki konferansı Ukrayna ile birlikte ortak düzenleyen Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, geçen sene Lugano’da ilan edilen ‘Lugano Deklarasyonu’ndaki ilkelere bağlılığın altı çizilerek, ‘hükümetlerin ve uluslararası finans kuruluşlarının bunu nasıl destekleyebileceği de dahil olmak üzere, özel sektör yatırımlarının en iyi nasıl sağlanabileceği’ üzerine odaklanılacağı belirtiliyor. Lugano Deklarasyonunda da Ukrayna’nın yeniden inşası için gerekli olan ‘uluslararası finans kuruluşları’ ile olan ilişkilerin ve borçlanmanın ilkeleri tarif ediliyordu.
Lugano Deklarasyonuna göre, Ukrayna’nın ‘iyileştirilmesinde’ yenilikçi yaklaşımlar önemliydi. Bu yenilikçi yaklaşımlar arasında dijital dönüşüm, yeşil enerjiye geçiş, ulusal ve uluslararası yenilikçi sürdürülebilir finans sayılıyordu.
İşte bu kapsamda Birleşik Krallık hükümeti, yeni konferansın duyurusunu şöyle bitiriyor: “Ukrayna önemli bir ekonomik potansiyele sahiptir. Konferansa katılan uluslararası toplum, Ukrayna’nın ekonomik toparlanmasına yardımcı olmak üzere özel sektörün potansiyelini ortaya çıkarmak ve böylece ülkenin modern, istikrarlı ve dirençli bir demokrasi olarak daha güçlü bir şekilde geri dönmesini sağlamak istiyor.”
Açılış konuşması Sunak’tan
Konferansın açılış konuşmasını ortak düzenleyiciler yaptı. İlk olarak sözü alan Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski tarafından hayata geçirilen reformların Ukrayna’yı ‘daha açık, daha şeffaf ve yatırıma hazır’ hale getirdiğini söyledi.
Rusya’yı Ukrayna ekonomisini yok etmeye çalışmakla suçlayan Sunak, “Başkan Zelenski’nin hükümeti daha açık, daha şeffaf ve yatırıma hazır olmak için reformlar yapmaya kararlıdır,” dedi.
Ukrayna’yı ‘canlı, dinamik, yaratıcı ve bastırılmayı reddeden bir Avrupa ülkesi’ olarak tanımlayan İngiliz lider, Ukrayna’nın savunmasına ve karşı taarruzuna desteklerinin süreceğini vurguladı.
Konferansın açılışında Sunak, Ukrayna için 3 milyar dolarlık Dünya Bankası kredi garantisini de içeren yeni İngiliz fonlarını açıkladı. Sunak ayrıca Londra’nın kalkınma finansmanı kurumu olan British International Investment adına 250 milyon sterlin taahhüt etti. Sunak,
“Barışı kazanırken ve hak ettikleri geleceği inşa etmek için tüm yaratıcılıklarını ve meydan okumalarını kullanırken Ukrayna’nın yanında olacağız,” ifadelerini kullandı.
Sunak, ‘Ukrayna’nın potansiyelini ortaya çıkarmak için’ konferansta bulunan hükümetler, uluslararası finans kuruluşları ve iş dünyası liderlerinden oluşan bir ortaklığı hayata geçirmek gerektiğini de sözlerine ekledi.
Zelenski: Yeniden inşa için ‘gerçek projeler’ gerekli
Sunak’ın ardından video konferans yoluyla seslenen Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Ukrayna’nın yeniden inşası için gerçek projelere yönelmek gerektiğini söyledi.
“Anlaşmalardan gerçek projelere geçmeliyiz,” diyen Zelenski, konferanstakilere ‘somut şeyler sunabilecek’ bir Ukrayna heyeti olduğunu belirtti.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise ‘özel sektör’ ve ‘reform’ vurgusu yaparak, “Ukrayna bu reformlarla özel yatırımcılara da güçlü bir mesaj göndermektedir: Ukrayna’da yatırım yapmak için ihtiyaç duydukları şeffaflığı, adaleti ve işleyen kurumları elde edecekler. Bu özellikle önemli çünkü özel sektörün de adım atmasına ihtiyacımız var. Çünkü Ukrayna’nın hayallerini gerçekleştirmesine yardımcı olacak olan, paha biçilmez uzmanlığı ve finansal ateş gücüyle özel sektördür,” dedi.
Tekeller çıkarma yapıyor
Ukrayna’nın yeniden inşasında önemli bir pay kapması beklenen uluslararası dev şirketler de konferansta yerlerini almış durumda.
Geçen seneki Lugano toplantısında Ukrayna Başbakanı Denys Şmıgal, yeniden inşa maliyetinin 750 milyar dolardan fazlasına ulaşabileceğini söylemişti.
Dünya Bankası, BM, Avrupa Birliği ve Ukrayna hükümeti tarafından yapılan daha yakın tarihli bir çalışma, ekonominin daha geniş çaplı toparlanması için 441 milyar dolar gerektiği tahmininde bulundu.
Acil ihtiyaçlar açısından, Dünya Bankası Ukrayna’nın çatışmaların yol açtığı hasarı onarmak için 14 milyar dolara ihtiyacı olduğunu tahmin ediyor.
Konferansa katılan şirketler arasında BT, Virgin, Sanofi, Philips, Hyundai Engineering ve Citi gibi tekeller de yer alıyor.
Geçen yıl İsviçre’de düzenlenen konferansta Ukrayna, savaştan bu yana Batılı ülkeler tarafından dondurulan milyarlarca Rus varlığının Ukrayna’nın kurtarılması için kullanılması çağrısında bulunmuştu.
Bu konu henüz tartışma aşamasında. Fakat İngiltere bu hafta bu yönde bir adım atarak Rusya’ya yönelik yaptırımları genişletti ve Ukrayna savaş için tazminat alana kadar fonların dondurulmasını sağladı.
Birleşik Krallık Dışişleri Bakanı James Cleverly, Rusya’nın ödeme yapması gerektiği fikrinin ‘doğal adalet’ olduğunu ileri sürdü. Cleverly, “Bu basit ilkeye göre, kırarsan satın alırsın,” dedi.
Konferansa destek veren 38 ülkeden 400’den fazla şirketin yıllık toplam gelirinin 1,6 trilyon doların üzerinde olduğu belirtiliyor. Konferansa, başta müteahhitlik olmak üzere, Türk şirketler de katılıyor.
Blinken-Fidan görüşmesi olacak
Öte yandan Londra’daki konferansa birçok ülkeden diplomat da katılıyor.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile yeni Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın konferans sırasında görüşecekleri Washington tarafından açıklandı.
Blinken’ın Fidan ile görüşmesi Türkiye saati ile 15.30’da yapılacak. Voice of America’ya konuşan diplomatik kaynaklar, görüşmenin ana gündemini Türkiye’nin İsveç’in NATO üyeliğine devam eden itirazının oluşturacağını aktardı. İki bakan, 8 Haziran’da telefonda görüşmüştü.
Avrupa
Almanya’da milyoner sayısı %18 arttı

Federal İstatistik Ofisi’nin açıkladığı rakamlara göre, Almanya’da geliri en az bir milyon avro olan milyoner sayısı %18 artarak 34.500’e yükseldi.
Wiesbaden merkezli istatistikçiler, istatistiklerin mevcut olduğu en son dönem olan 2020 ve 2021 verilerini karşılaştırdı.
Yetkililere göre, zenginlerin sayısındaki artış, 2021’deki yüksek enflasyonla kısmen açıklanabilir. Enflasyon etkisi hesaba katılmadığında, milyonerlerin sayısı 2020’ye göre yine de %12 artmış oluyor.
Milyonerler ortalama 2,8 milyon avro kazandı. On kişiden altısı, gelirinin büyük bir kısmını ticari faaliyetlerden elde etti. Milyonerlerin %20’sinden biraz azı çalışırken, %15’i “serbest meslek” sahibi olarak nitelendiriliyor.
junge Welt’in aktardığına göre sendika bağlantılı Hans Böckler Vakfı (HBS) bu rakamlar hakkında endişelerini dile getirdi. HBS’nin Ekonomi ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü bilimsel direktörü Bettina Kohlrausch çarşamba günü AFP’ye verdiği demeçte, kriz dönemlerinde milyoner sayısındaki artışın yoksulların sayısındaki artışla dengelendiğini söyledi.
Kohlrausch, rakamların özellikle düşük ve orta gelirli birçok insanın Almanya’daki sosyal eşitsizlikle ilgili endişelerinin “haklı” olduğunu gösterdiğini ekledi.
Avrupa
AB ulaştırma bakanları ‘uçuş iptalleri’ konusunda anlaşamıyor

AB ulaştırma bakanlarının yolcu hakları konusunda bir araya geldiği bugün, geciken uçuşlar için tazminat talep etme hakkı belirsizliğini koruyor.
Mevcut AB kurallarına göre, uçuşunuz üç saatten fazla gecikirse tazminat talebinde bulunabiliyorsunuz. Fakat, şu anda AB toplantılarına başkanlık eden Polonya, bu eşiği yükseltmek istiyor. Bu durumda, tazminat almaya hak kazanan gecikmeli uçuşların sayısı azalacak.
Dün dağıtılan AB içi bir uzlaşma metninde, tazminat için bekleme süresinin kısa uçuşlar için dört saate, uzun uçuşlar için altı saate çıkarılması ve çok kısa uçuşlar için özel bir üç saatlik eşik getirilmesi önerildi.
Polonyalıların argümanı, bunun havayolu şirketlerini, kendilerine daha ucuza gelen uçuşları iptal etme davranışından vazgeçmeye teşvik edeceği yönünde. Bir AB diplomatı, “Yolcular, tazminat alıp uçuşlarının iptal edilmesindense, gecikmeli de olsa varış noktalarına ulaşmayı tercih ediyor,” dedi.
Berlin ve Madrid, üç saatlik kuralı korumak istedikleri için engel çıkarıyorlar. BEUC gibi tüketici grupları da bu görüşe katılıyor.
Fakat diplomatlar, İtalya ve İrlanda gibi düşük maliyetli havayolu şirketlerinin güçlü olduğu ülkelerin eşik değerinin yükseltilmesinden yana olduklarını belirttiler.
Değişiklikler müşterilerin cebine de yansıyabilir. Berlin, 300 avroluk sabit bir talep ücreti istiyor; ama Polonya’nın uzlaşma teklifinin en yüksek tutarı 500 avro olacak. Şu anda geri talep edilebilen maksimum tutar 600 avro.
2024 yılında uçuşların sadece %65’i zamanında varış noktasına ulaştı ve 2035 yılında gecikmelerin altı kat daha fazla olması bekleniyor.
Avrupa
Moldova: Rusya, Transdinyester’e 10 bin asker konuşlandırmayı planlıyor

Moldova Başbakanı Dorin Recean, Rusya’nın Ukrayna’nın Odessa oblastı ile sınırı olan tek taraflı bağımsızlığını ilan eden Transdinyester Moldova Cumhuriyeti’ne 10 bin asker konuşlandırmayı planladığını iddia etti. Recean, Moskova’nın bu amaçla eylül ayındaki parlamento seçimlerine müdahale ederek Kişinev’de kendisine sadık bir hükümet kurmayı hedeflediğini öne sürdü.
Moldova Başbakanı Dorin Recean, Rusya’nın Ukrayna’nın Odessa oblastı ile sınırı bulunan ve tek taraflı bağımsızlığını ilan etmiş olan Transdinyester Moldova Cumhuriyeti’ne 10 bin asker konuşlandırmayı planladığını öne sürdü.
Financial Times‘a konuşan Recean, bu bilginin istihbarat verilerine dayandığını ve Kremlin’in bu hamle için eylül ayında yapılacak parlamento seçimlerine müdahale ederek Kişinev’de kendisine sadık bir hükümet kurmayı amaçladığını iddi etti.
Başbakan Recean, “Bu, Moldova demokrasisini baltalamaya yönelik devasa bir çaba. Onlar [Ruslar] Transdinyester bölgesindeki askeri varlıklarını güçlendirmek istiyorlar,” dedi.
Recean, Moskova’nın müdahalesinin “internet propagandası ve partilere ile seçmenlere yönelik yasa dışı para transferlerini içerdiğini” savundu.
Recean’a göre, Rusya 2024 yılında nüfuz kampanyalarına Moldova’nın gayri safi yurtiçi hasılasının yüzde 1’ine denk gelen bir meblağ harcadı ve bu durum, AB’ye katılım referandumunun sadece yüzde 0,7’lik bir oy farkıyla geçmesine neden oldu.
Başbakan, “10 bin askerin Ukrayna’nın güneybatı kesimi ile NATO üyesi olan Romanya üzerinde ne tür bir etki ve baskı oluşturacağını tahmin edebilirsiniz,” diye ekledi.
Transdinyester’deki mevcut Rus askeri varlığı
Rusya’nın halihazırda 33 yıldır ayrılıkçıların kontrolünde olan Transdinyester’de az sayıda askeri bulunuyor.
Ancak, bu bölgenin denize çıkışı olmaması ve Ukrayna ile Moldova tarafından çevrelenmiş olması nedeniyle Rusya’nın buraya ek asker göndermesi mümkün görünmüyor.
2023 yılında bölgenin Rusya Federasyonu’ndaki temsilcilik başkanı Leonid Manakov, bölgede 450 Rus barış gücü askerinin konuşlu olduğunu ve toplamda 3 bin 100’e kadar asker yerleştirilebileceğini söylemişti.
Bölgede ayrıca, barış gücü operasyonuna destek sağlayan ve Sovyetler Birliği döneminden kalma 20 bin ton mühimmatın bulunduğu depoları koruyan yaklaşık 1000 kişilik bir Rusya Operasyonel Asker Grubu da bulunuyor.
Moldova’nın talepleri
Moldova, defalarca Kremlin’den, bölgenin “işgalci güçler” ve “ulusal güvenlik tehdidi” olarak algıladığı askerlerini Transdinyester’den çekmesini talep etti.
Benzer bir çağrıyı içeren bir karar Birleşmiş Milletler’de (BM) kabul edilmiş, ancak Rusya bu kararı uygulamayı reddetmişti.
Tiraspol, Moskova’ya çağrıda bulunmuştu
Geçen yılın şubat ayında Tiraspol, Kişinev’in “baskısı”, “soykırım politikası” ve “dilin zorla dayatılması” nedeniyle Moskova’dan müdahale talebinde bulunmuştu.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Ukrayna’da savaşı başlatma kararından bahsederken benzer ifadeler kullanmıştı. Bu durum, benzer bir senaryonun Moldova’ya karşı da devreye sokulabileceği yönünde tahminlere yol açtı.
Savaşın başlamasının ardından Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Moldova Cumhurbaşkanı Maya Sandu’nun NATO’ya “can attığı” için Moldova’nın “bir sonraki Ukrayna” olabileceği konusunda defalarca uyarıda bulunmuş ve Rusya’nın “Transdinyester’de yaşayan 220 bin vatandaşının bir başka Batı macerasının kurbanı olmasına izin vermeyeceğini” beyan etmişti.
-
Dünya Basını2 hafta önce
Çin’de üretilen güneş panelleri ve bataryalar neden bu kadar ucuz?
-
Diplomasi2 hafta önce
Lavrov’un ziyareti ve Ermenistan’da son durum: Denge mi, savrulma mı?
-
Görüş2 hafta önce
Rusya ile müzakerelerde aklıselimin galip gelme ihtimali
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın Rusya-Ukrayna barışını teşvik girişimi stratejik açmaza dönüştü
-
Söyleşi2 hafta önce
Eski AP Türkiye Raportörü Kati Piri Harici’ye konuştu: AB’nin tutarlı bir Türkiye stratejisi yok
-
Dünya Basını2 hafta önce
Tantura katliamı: İsrail’in örtbas ettiği savaş suçu
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 1
-
Avrupa6 gün önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor