Rusya karşıtı ittifakta uzun süredir gerilime neden olan Alman yapımı Leopard 2 ana muharebe tankları meselesi nihayet çözüme kavuşturuldu.
Dün ihracat lisansı için başvuran Varşova’nın talebini kabul eden Berlin, Leopard’a sahip olan ülkelerin yeniden ihracatına izin vermesinin yanı sıra kendisi de 14 tank göndereceğini açıkladı.
İzin kapsamında Polonya, elinde bulunan Leopard 2 tanklarının Ukrayna’ya sevk edilmesine başlarken, Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Almanya’dan 18 yeni Leopard 2 tankı alıp Ukrayna’ya göndereceklerini ilan etti.
Ukrayna Dışişleri Bakan Yardımcısı Andriy Melnyk ise eli yükselterek ülkesine savaş uçağı, savaş gemisi ve denizaltı da verilmesini istedi.
Alman hükümet sözcüsü Steffen Hebestreit, kararla birlikte ilk hedeflerinin Ukrayna’da hızla iki tank taburu oluşturmak olduğunu söyledi. Bu, aşağı yukarı 80 tanka eşit bir muharebe gücü demek.
Hebestreit, Ukrayna’ya desteğin içerisinde lojistik, mühimmat ve bakım gibi kalemlerin de yer aldığını, Ukraynalı askerlerin Almanya’da eğitileceğini de ekledi.
Baltık ülkeleri ve Polonya’nın yanı sıra İsveç, Finlandiya, Hollanda, İspanya ve Norveç’in da Leopard 2 sevkiyatı için uluslararası bir koalisyona sıcak baktığı belirtiliyor.
Britanya ve Fransa da Almanya’nın tank kararından duyduğu memnuniyeti açıkladı. Britanya Başbakanı Rishi Sunak, Almanya’nın ‘doğru kararı verdiğini’ söylerken, Fransa’da Elysee Sarayı da Paris’in Berlin’in kararının memnuniyetle karşıladığını açıkladı.
ABD de ‘Abrams’a yeşil ışık yaktı
Almanya’nın gündeme getirdiği ‘Abrams’a karşı Leopard’ formülüne karşı ilk etapta sesini yükselten ABD’nin de şimdi bu çizgiye geldiği görülüyor.
M1 Abrams tanklarının Ukrayna verilmesi durumunda hem savaşı tırmandırmasından hem de pratik değerinden endişe eder görünen Biden yönetimi, tutumunu yumuşattı.
CNN’e konuşan iki Amerikan yetkili, Beyaz Saray’ın Ukrayna’ya en az 30 Abrams M1 muharebe tankı göndermeye hazırlandığını söyledi.
Yetkililer, açıklamanın bu hafta içinde gelebileceğini söylerken, tankların sevkiyatının başlamasının ise normal şartlarda birkaç ayı bulabileceğini vurguluyorlar.
ABD’nin tankın yanı sıra az sayıda kurtarma aracı da göndereceği belirtiliyor. Kurtarma araçları, muharebe alanındaki tanklara destek veya hizmet ve bakım için alandan taşımak gibi görevlerde kullanılıyor.
Washington Post’a konuşan bir yetkili, Abramsların savaşta kullanımının önümüzdeki sonbaharı bulabileceğini söyledi.
Bugün, ABD, Almanya, Britanya ve Fransa’nın ulusal güvenlik danışmanlarının Washington’da Ukrayna gündemiyle toplanması bekleniyor.
Tanklar savaşın gidişatını değiştirebilir mi?
Ukrayna’nın uzun zamandır, Rusya’nın içine ve Rusya’nın ilhak ettiği Kırım, Donetsk ve Lugansk gibi bölgelere saldırmak için silah istediği biliniyor.
ABD yönetimi, tankın yanı sıra Rusya’nın içini vurabilecek uzun menzilli füzeleri de Kiev’e vermeye henüz yanaşmıyor.
Kiev’e verileceği ilan edilen tankların savaş meydanına bir hafta ya da bir ay içerisinde çıkması normal şartlarda mümkün değil. Askerlerin eğitiminin yanı sıra, bakım ve onarım işleri için gereken lojistiğin kısa sürede elde edilmesi zor görünüyor. Yukarıda da değinildiği üzere, M1 Abrams tanklarının Ukrayna’da kullanılmaya başlanması sonbaharı bulabilir.
Öte yandan Ukrayna ordusunun tanklarla birlikte Rusya’ya karşı mekanize gücü artırılmış bir savaş yürütmesi mümkün hale gelecek. NATO’daki bazı askeri uzmanlar, yeterli sayıda tankla birlikte Ukrayna’nın, daha önce erişemediği ve Rusya’nın elinde olan bazı bölgelere ulaşabileceğini düşünüyor.
Sovyet yapımı zırhlara karşı geliştirilen batı yapımı tankların Ukrayna’ya ‘psikolojik destek’ sağlayacağı da düşünülüyor.
Ukrayna Genelkurmay Başkanı Valery Zaluzhny’ye göre, ordunun Rusya’ya bir karşı saldırı başlatabilmesi için 300 ana muharebe tankına ve diğer silah sistemlerine ihtiyacı var.
Savaş başladığında Ukrayna’nın elinde Sovyet yapımı T-64, T72 ve T-80’lerden oluşan 900 civarında tank olduğu tahmin ediliyordu. Oryx’in hesaplamalarına göre, Ukrayna savaş boyunca 450 tankını kaybetti ve kalanlar da pek iyi durumda değil.
Ukrayna’nın bir süredir batılı ülkelerden edindiği ağır topçu sistemleri ile birlikte işletilecek tankların Rusya’nın savunma hatlarına karşı işe yaraması mümkün.
Batı kampında iki görüş
Atlantik Konseyi için bir makale kaleme alan Eric Adamson, Ukrayna’yı silahlandırma söz konusu olduğunda batı ittifakında bir bölünme olduğunu düşünenlerden.
Buna göre ilk kamp, Rusya’nın askeri olarak yenilmesini hedefliyor. Bu ülkelerin başını Baltık ülkeleri, Polonya, İskandinav ülkeleri ve diğer Doğu Avrupa ülkeleri çekiyor.
Diğer tarafta ise başta Almanya ve Fransa olmak üzere, güneydoğu Avrupa ülkeleri ve bir açıdan ABD yer alıyor. Bu ülkeler, köşeye sıkışmış ve düşüşteki bir Vladimir Putin’in kontrol edilemeyen gelişmelere yol açacağını düşünüyor ve ayrıca, Rusya’nın Avrupa’nın kaçınılmaz komşusu olduğunu savunarak, şu ya da bu şekilde bu ülke ile iş yapmak gerektiğine inanıyor.
Birinci kamptakiler, batının ‘Ukrayna silahlı kuvvetlerinin şemsiyesi altında yaşadığını’ düşünüyor ve Rusya’ya direnmemenin maliyetinin, Ukrayna’ya yardım etmekten daha fazla olacağını savunuyor.
Bu ülkeler, Ukrayna’nın Kırım’ı geri almasının Rusya’ya büyük bir darbe vuracağını ve Moskova’nın bir daha Avrupa’da önemli bir rol oynayamayacağına inanıyor.
İkinci kamptaki ülkelerin başını çeken Almanya ise, Başbakan Olaf Scholz’ün deyişiyle, Rusya ile eski düzene dönmeyi hedefliyor.
Bu tutum, Almanya’nın doğusundaki ve kuzeyindeki ülkelerle olan ilişkisini de değiştirmiş görünüyor. Örneğin Finler, eskiden bir ‘deniz feneri’ olarak gördükleri Almanya’yı artık bir model olarak görmüyorlar ve kararlarını alırken Berlin’i takip etmiyorlar.
ABD: Şimdi durmanın vakti değil
Rusya karşıtı koalisyonun başını çeken ABD ise Ukrayna ordusunu yeni bir karşı saldırıya hazırlıyor.
Lugansk’a yönelik bir karşı saldırı Kreminna’yı hedefliyor. Kremmina, Donbas’ın en önemli sanayi kentlerinden Severodonetsk ile Lısıçansk’a uzanan bir kapı olarak görülüyor. Rusya ve Lugansklı milisler bu bölgeyi geçen yaz aylarında ele geçirmişti.
Geçen Cuma günü Almanya’daki Ramstein Hava Üssünde yapılan toplantıda, ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in bu meseleyi gündeme getirdiğini ve Rusya’nın savunma hatlarını kırmak için Ukrayna’nın batının desteğine ihtiyaç duyduğunu söylemişti.
Politico’ya konuşan üst düzey bir ABD’li yetkili, “Ukrayna’yı, kendilerini savunmalarında desteklemek söz konusu olduğunda, şimdi yavaşlamanın zamanı değil,” diyor.
Her iki ülkenin de bahar aylarında yeni bir karşı saldırıya hazırlandığı biliniyor. Rusya da hem Lugansk hem Donetsk bölgelerindeki asker yığınaklarını artırmaya başladı.