Bizi Takip Edin

AMERİKA

Venezuela seçimlerinin büyük sürprizi: Brezilya Maduro’nun galibiyetini hâlâ tanımadı

Yayınlanma

Venezuela’da, Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun üçüncü kez başkan seçildiğini ilan etmesinin ardından Amerika kıtasındaki ülkeler sonuçlar konusunda bölündü.

Başını Arjantin ve Şili’nin çektiği Latin Amerika ülkeleri resmen Maduro’nun “seçimleri çaldığını” öne sürerken, Küba ve Nikaragua gibi ülkeler hızla Venezuela liderinin zaferini tebrik ettiler.

Bunların sürpriz olduğu söylenemez, zaten gerek Arjantin’in lideri Javier Milei’nin aylardır Maduro ve Bolivarcı Venezuela’ya yönelik sözleri, gerekse Küba yönetiminin Maduro’ya desteği sır değil.

Sürpriz olan ise, “sol” yönetimleri ile bilinen üç ülkenin hâlâ Maduro’nun galibiyetini tanımamış olması: Lula’nın Brezilya’sı, Obrador’un Meksika’sı ve Petro’nun Kolombiya’sı.

Üç ülke seçimlerdeki “şeffaflık eksikliği” hakkında bildiri hazırlıyor

Bloomberg’de yer alan habere göre, Brezilya, Venezuela’nın tüm oyları saymasını ve her seçim bölgesinden oy tutanaklarını yayınlamasını talep eden ortak bir bildiri yayınlamak üzere Meksika ve Kolombiya ile görüşmeler yürütüyor.

Venezuela’da Nicolas Maduro ile tarihsel olarak yakın bağları olan solcu devlet başkanları tarafından yönetilen üç ülkenin dışişleri bakanlıkları pazartesi günü yaptıkları açıklamalarda, Caracas sürecin şeffaflığını sağlayacak adımları atana kadar pazar günü yapılan seçimlerin sonucunu tanımayı reddetti.

Bloomberg’e konuşan yetkililer, Başkan Luiz Inacio Lula da Silva’nın Venezuela’daki durumdan rahatsız olduğunu ve Maduro’nun seçim sürecinde “şeffaflık vaatlerini sistematik olarak yerine getirmediğine” inandığını belirttiler.

Memnuniyetsizliğin altını çizen Brezilya Dışişleri Bakanlığı, ülkenin Caracas Büyükelçisine, Venezuela seçim ajansının pazartesi günü sonuçları onaylamak üzere düzenleyeceği törene katılmaması talimatını verdi.

Brezilya ve Kolombiya, aylardır “seçim” eleştirisi yapıyordu

Lula geçen hafta Maduro’nun “bir seçimi kaybettiğinizde çekip gitmeniz ve bir başkasına itiraz etmeye hazırlanmanız gerektiğini” öğrenmesi gerektiğini söylemişti.

Lula ayrıca Venezuela’nın iktisadi geleceğinin “uluslararası toplumun meşru kabul edeceği temiz bir seçime bağlı olduğu” uyarısında bulunmuştu.

Mart ayında Kolombiya ve Brezilya, Venezuela muhalefetinin bazı üyelerinin 28 Temmuz seçimleri için aday kaydının engellendiğini açıklamasının ardından alışılmadık bir adım atarak Venezuela’yı eleştirmişti.

Kolombiya Dışişleri Bakanlığı o dönem yaptığı açıklamada Maduro hükümetini uyararak, muhalif adayların oylamaya katılmasının engellenmesinin “uluslararası toplumun güvenini sarsabileceğini” ileri sürmüştü.

Brezilya Dışişleri Bakanlığı da süreci “endişeyle” takip ettiğini, özellikle de Venezuela’nın engelleme konusunda henüz bir açıklama yapmadığını söylemişti.

Her iki ülke de muhalefetin karşılaştığı sorunların “özgür ve adil seçimlere ilişkin endişeleri” artırdığını savunmuştu.

Venezuela Dışişleri Bakanı Yvan Gil ise ayrı ayrı yaptığı açıklamalarda Kolombiya ve Brezilya’yı ülkesinin içişlerine karışmakla suçlamıştı.

Muhalefet: Maduro’yu yendiğimize dair kanıtlarımız var

Venezuela muhalefeti, başkanlık seçimlerinde rakibi Edmundo González’in Maduro’yu mağlup ettiğine dair ellerinde kanıt olduğunu ileri sürdü.

González ve muhalefet lideri Maria Corina Machado pazartesi günü gazetecilere yaptıkları açıklamada, Gonzalez’in 6 milyondan fazla oy aldığını, Maduro’nun ise 2 milyondan fazla oy aldığını gösteren oy sayım cetvellerinin %70’inden fazlasını elde ettiklerini söyledi.

González ve Machado, Maduro tarafından kontrol edilen Venezuela seçim konseyinin, González’in %44 oy oranına karşılık başkanın %51 oy oranıyla seçimi kazandığını açıklamasından saatler sonra iddialarını duyurdular.

Muhalefete göre sonuçlar, seçim gözlemcilerinin oy sayımının doğruluğunu belirlemek için kritik öneme sahip olduğunu söylediği bireysel oy kullanma merkezlerinden gelen oy sayılarını içermiyordu.

Muhalefet sokağa da çıktı

Maduro’nun zaferinin pazartesi gece yarısından kısa bir süre sonra ilan edilmesi başkent Caracas’ta ve Venezuela genelinde öfkeli protestolara yol açarken, halk gece boyunca ve sabahın geç saatlerine kadar tencere ve tavalara vurdu.

Göstericiler, kalabalığı dağıtmak için göz yaşartıcı gaz atan polis memurlarıyla karşı karşıya geldi. Voice of America’nın iddiasında göre kuzeydeki Yaracuy eyaletinde en az bir kişi öldü.

Machado muhalefet destekçilerini salı günü Caracas’ta gösteri düzenlemeye çağırdı.

ABD “endişeli”, Biden Lula ile görüşecek

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, “Açıklanan sonucun Venezuela halkının iradesini ya da oylarını yansıtmadığına dair ciddi endişelerimiz var,” dedi.

Öte yandan Reuters’ın aktardığına göre Biden yönetimi pazartesi günü yaptığı açıklamada “seçim manipülasyonunun” Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun yeniden seçim zaferi iddiasının “her türlü güvenilirliğini” ortadan kaldırdığını söyledi ve ülkeye yönelik yeni yaptırımlara açık kapı bıraktı.

Adlarının açıklanmaması koşuluyla konuşan ABD’li yetkililer, Başkan Joe Biden’ın üst düzey yardımcılarının Maduro’dan oyların ayrıntılı bir dökümünü yayınlamasını talep ettiklerini ve bunun yapılmamasının uluslararası toplumu açıklanan sonucu kabul etmeye isteksiz bırakacağını söylediler.

Yetkililer yeni bir “cezalandırıcı önlem” açıklamadılar fakat Washington’un Caracas’a yönelik yaptırım politikasını Maduro’nun ileride atacağı adımlara göre değerlendireceğini söylediler.

Bir yetkili, “Potansiyel olarak yeni bir senaryoyla karşı karşıyayız. Venezuela’ya yönelik yaptırımlarla ilgili olarak nereye gidebileceğimizin haritasını çıkarırken bunu dikkate alacağız,” dedi.

Maduro yönetiminin “baskı ve seçim manipülasyonuna” başvurduğunu öne süren yetkililer, “sözde seçim sonuçlarının her türlü güvenilirliğinin ortadan kalktığını” söylediler.

Üst düzey bir ABD’li yetkili, yönetimin Venezuela’daki siyasi durumla ilgili olarak Brezilya ve diğer Latin Amerika hükümetleriyle temas halinde olduğunu söyledi.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada Biden’ın salı günü öğleden sonra Brezilya Devlet Başkanı Lula ile görüşeceği belirtildi.

AB yetkilileri Venezuela seçimleri gündemiyle toplanacak

Avrupalı diplomatlar bugün (30 Temmuz), Maduro’nun Venezuela’daki başkanlık seçimlerinde ilan ettiği zaferini tartışacaklar.

Avrupa Konseyi’nin Latin Amerika ve Karayipler Çalışma Grubu Brüksel saatiyle 10.00’da toplanacak.

Avrupa Birliği’nin en üst düzey diplomatı Josep Borrell X’te yazdığı mesajda, “Venezuela halkı ülkelerinin geleceği için barışçıl bir şekilde ve çok sayıda oy kullandı. Onların iradesine saygı gösterilmelidir,” dedi.

Borrell, oyların ayrıntılı sayımı ve seçim merkezlerindeki oy kayıtlarına erişim de dahil olmak üzere “seçim sürecinde tam şeffaflığın” sağlanmasının hayati önem taşıdığını da sözlerine ekledi.

AB’nin diplomatik servis sözcüsü Simon Stano ise, “Sahadaki ulusal, bölgesel ve uluslararası aktörlerle yakın temas halinde seçim sürecini ve sonuçlarını değerlendiriyoruz. Bununla birlikte, kusur ve eksiklik iddialarından endişe duyuyoruz,” dedi.

Elon Musk “diktatör” dedi, Maduro tepki gösterdi

Venezuela’da Maduro ve müttefiklerinin zafer kazandığı başkanlık seçimlerinin ardından, X’in sahibi Elon Musk, sosyal medya platformuna çıkarak Venezue liderini “büyük bir seçim sahtekârlığı” yapmakla suçladı.

Musk pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Diktatör Maduro’ya yazıklar olsun,” dedi.

Musk ayrıca “dostu” olarak nitelendirdiği Arjantin Devlet Başkanı Javier Milei’nin X’teki bir yorumunu da retweetledi. Milei, “Rakamlar ezici bir muhalefetin zaferini ilan etti ve dünya hükümetin yıllarca süren sosyalizm, sefalet, çöküş ve ölümden sonra yenilgiyi kabul etmesini bekliyor,” demişti.

Buna karşılık olarak Maduro da Musk’ı “Venezuela’da barışın baş düşmanı” olarak nitelendirdi.

Elon Musk’ın, “faşist ideolojinin, doğal olmayanın, toplum karşıtlığının temsilcisi” olduğunu savunan Maduro, “Elon Musk çaresiz durumda; kendini kontrol et. Bana bulaşan her kim olursa olsun kurur kalır,” cevabını verdi.

“Dövüşmek mi istiyorsun? Hadi yapalım. Elon Musk, ben hazırım. Senden korkmuyorum Elon Musk. Nerede istersen savaşalım,” diyen Maduro, Musk’ı “roketleri ve ordusuyla gelip Venezuela’yı işgal etmek istemekle” suçladı.

AMERİKA

FT anketi: Trump’ın politikaları ekonomiyi soğutacak

Yayınlanma

Financial Times (FT) tarafından yapılan bir ankete katılan önde gelen iktisatçılar, Donald Trump’ın kapsamlı gümrük vergileri ve federal hükümeti küçültme hamlesinin ABD’nin büyümesini yavaşlatacağı ve enflasyonu hızlandıracağı uyarısında bulundu.

İktisatçılar ayrıca, Trump yönetiminin etkili bir danışmanlar konseyini dağıtma kararının ardından, dünyanın en büyük ekonomisinde yatırımcılar için hayati önem taşıyan ülkenin ekonomik istatistiklerinin kalitesiyle ilgili endişelerini de dile getirdi.

FT-Chicago Booth anketi, Donald Trump’ın ABD’nin ticaret ortaklarına yönelik gümrük vergileri ve yönetiminin federal hükümeti keskin bir şekilde küçültme çabalarının tetiklediği ABD hisse senetlerindeki iki haftalık satışları takip ediyor.

Anket ayrıca çarşamba günü (19 Mart) Fed yetkililerinin iktisadi tahminlerini açıklayacağı karar öncesinde gerçekleşiyor.

Johns Hopkins Üniversitesinden iktisatçı Robert Barbera, “Gümrük tarifeleri, vergi indirimleri, kamu istihdamı ve harcamalarında kesintiler, eğitim finansmanına saldırılar ve [Fed] bağımsızlığı hepsi devrede. Benim 50 yıllık tahminlerimde böyle bir şey söz konusu olmamıştı,” dedi.

Chicago Üniversitesi Booth İşletme Okulu Clark Merkezi ile ortaklaşa gerçekleştirilen ankete katılanların neredeyse tamamı, tüketiciler ve işletmeler harcamalarını geri çektikçe iktisat politikası etrafındaki belirsizliğin büyümeyi azaltacağını söyledi.

Ankete katılan 49 iktisatçının ortalama tahmini, ekonominin 2025 yılında yüzde 1,6 büyüyeceği yönündeydi; bu oran aralık anketindeki yüzde 2,3’ten keskin bir düşüş gösterdi.

Geçtiğimiz yıl ABD ekonomisi yüzde 2,8 oranında büyüyerek G7 grubundaki en yüksek orana ulaşmıştı.

Trump’ın çelik ve alüminyuma getirdiği gümrük vergilerinin ABD ekonomisinde dalgalanmalara yol açtığına dair işaretler şimdiden görülmeye başlandı.

İşletmeler yeni siparişlerde düşüş bildirirken, tüketici duyarlılığı da geriledi. Sanayinin temel girdileri olan her iki metalin fiyatları da yükseldi.

Kanada ve Çin de ABD’ye karşı kendi gümrük vergileriyle misilleme yaparken, AB de bunu yapmakla tehdit ediyor.

İktisatçılar ayrıca Trump’ın politikalarının daha yüksek enflasyonu körükleyerek Fed’i %2’lik hedefinden daha da uzaklaştırmasını bekliyor.

Fed tarafından yakından izlenen çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksinin aralık ayındaki yüzde 2,5’lik tahmininden yıl sonuna kadar yıllık yüzde 2,8 oranında artmasını bekliyorlar. Söz konusu gösterge ocak ayında yıllık bazda yüzde 2,6 oranında artmıştı.

Harvard Üniversitesi profesörü ve Obama yönetiminde görev yapan Karen Dynan, “iktisatçıların tarihsel olarak belirsizliğin ABD’de büyüme için önemli olduğuna dair kanıt bulmakta zorlandıklarını” söyledi.

Dynan, “Fakat belirsizlik şu anda o kadar yüksek ki yatırımları azaltması muhtemel görünüyor. Ne kadar azalacağı ise belirsizliğin ne kadar süreceğine bağlı,” dedi.

Texas A&M Üniversitesinden Sarah Zubairy, “Sürekli geri adımlar, mahkemelerdeki itirazlar ve yeniden değerlendirmelerle hangi politika eylemlerinin kalıcı olacağı belli değil,” dedi.

Ankete katılanların yüzde 90’ından fazlası iktisadi verilerin kalitesiyle ilgili endişeleri olduğunu belirtirken, yarısından biraz fazlası çok endişeli olduklarını, geri kalanı ise biraz endişeli olduklarını söyledi.

Bu durum, Ticaret Bakanlığının geçen ay ekonomik verilerin kalitesinin artırılmasına yardımcı olan Federal İktisadi İstatistikler Danışma Komitesini dağıtma kararının ardından geldi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, 200’ün üzerinde Venezuelalıyı para karşılığı El Salvador’da hapse gönderdi

Yayınlanma

El Salvador Devlet Başkanı Nayib Bukele, ABD’li mevkidaşı Donald Trump’ın tartışmalı bir şekilde savaş zamanı mevzuatına başvurarak göçmenleri sınır dışı etmesinin ardından, Venezuelalı bir çetenin üyesi olduğu iddia edilen 200’den fazla göçmenin El Salvador’da hapsedilmek üzere ABD’ye uçtuğunu söyledi.

Bukele eylemi Pazar günü X’te, “Bugün Venezuela suç örgütü Tren de Aragua’nın ilk 238 üyesi ülkemize geldi,” diyerek duyurdu.

Pazar günü gerçekleşen sınır dışı işlemleri, ABD federal yargıcının sınır dışı kararının geçici olarak askıya alınmasına karar vermesine rağmen gerçekleşti.

Bukele, hakimin kararıyla ilgili bir makaleye yanıt olarak sosyal medyada “Tüh… Çok geç,” diye yazdı ve kahkahalarla ağlayan bir emoji ekledi.

Bukele, kelepçeli ve prangalı birkaç kişinin bir uçaktan ağır korumalı bir konvoya aktarıldığı bir video paylaşırken, başkanlık da mahkumların El Salvador’a vardıklarında başlarının tıraş edildiğini ve ardından ellerinin arkadan kelepçelendiğini gösteren bir dizi fotoğraf paylaştı.

Bukele, ABD’nin El Salvador’un adamların gözetimi için “çok düşük bir ücret” ödeyeceğini söyledi, fakat ne kendisi ne de Amerikalı yetkililer miktarı belirtmedi.

Pazar günü sert bir çıkış yapan Venezuela hükümeti, Trump’ın, “büyük çoğunluğu onurlu ve dürüst” işçiler olduğunu söylediği Venezuelalı göçmenleri “kriminalize ettiğini” söyledi.

Hükümet, bu eylemin hem ABD hem de uluslararası yasaları ihlal ettiğini de sözlerine ekledi.

Trump yönetimi mahkeme kararını temyize götüreceğini açıkladı. Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt, Trump’ın “Amerikan halkını acil bir tehditten korumak için başkan ve başkomutan olarak temel yetkilerini kullandığını” söyleyerek sınır dışı prosedürlerini savundu.

Leavitt Fox News Sunday Morning Futures programına verdiği demeçte Trump’ın “yasalar çerçevesinde hareket ettiğini” ileri sürdü.

Trump Cuma günü 1798 tarihli Yabancı Düşmanlar Yasasını devreye sokan bir emir imzalamış ama bu emir cumartesi gününe kadar kamuoyuna duyurulmamıştı.

Trump emrinde Tren de Aragua’nın “Maduro rejiminin gizli ya da başka bir şekilde yönlendirmesiyle ya da doğrudan Amerika Birleşik Devletleri topraklarına karşı düzensiz savaş yürüttüğünü” iddia etti.

Açıklamada Trump’ın Adalet Bakanı Pam Bondi’ye, tüm Tren de Aragua çetesi üyelerinin “derhal yakalanması, gözaltına alınması ve sınır dışı edilmesini” öngören kararı yürürlüğe koyması için 60 gün süre verildi.

Karar, 14 yaşından büyük olan ve ABD vatandaşlığına geçmemiş ya da yasal daimi ikamet sahibi olmayan tüm Venezuelalı Tren de Aragua üyeleri için geçerli olacak.

Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) ve müttefik bir grup olan Democracy Forward, Washington’daki ABD Bölge Mahkemesinden, 1798 yasasının barış zamanında kullanılmak üzere tasarlanmadığını savunarak sınır dışı edilmeleri engellemesini istedi.

Yargıç James Boasberg cumartesi günü yeni karar uyarınca sınır dışı işlemlerinin 14 gün süreyle durdurulmasına karar verdi.
Bondi yaptığı açıklamada kararı eleştirerek, bunun “halkı ve kolluk kuvvetlerini riske attığını” söyledi.

ABD Başkanına, düşman bir ülkenin vatandaşlarını gözaltına alma ya da sınır dışı etme yetkisi veren bu tartışmalı savaş zamanı yetkisi daha önce sadece üç kez, I. ve II. Dünya Savaşları da dahil olmak üzere büyük uluslararası çatışmalar sırasında  kullanılmıştı.

Bukele, geçtiğimiz ay ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile yaptığı görüşmede, aralarında Tren de Aragua ve Salvador’un kendi MS-13 çetesi üyelerinin de bulunduğu ABD’li mahkumları ülkesinde barındırmayı teklif etmişti.

Bukele, Latin Amerika ülkesinde şiddet yanlısı çeteleri başarılı bir şekilde çökerttiği iddiasıyla son derece popüler, fakat insan hakları gruplarının eleştirilerine maruz kalıyor.

Bukele, çete üyesi olduğu iddia edilen kişilerin, başkent San Salvador’un 75 km güneydoğusundaki bir ormanın kenarında bulunan ve 40.000 mahkum kapasiteli bir mega hapishane olan ülkenin maksimum güvenlikli Terörle Mücadele Merkezi’ne (CECOT) gönderildiğini söyledi.

Buradaki mahkumlar penceresiz hücrelerde tutuluyor, şiltesi olmayan metal yataklarda uyuyor ve ziyaretçi kabul etmeleri yasak.

El Salvador hapishanesi halihazırda MS-13 ve rakip Salvadorlu Barrio 18 çetelerinin yaklaşık 15.000 üyesini barındırıyor.

Rubio pazar günü yaptığı açıklamada, Venezuelalı göçmenlerin nakli kapsamında ABD’nin MS-13’ün “üst düzey liderlerini” ve “en çok aranan 21 kişiyi anavatanlarında adaletle yüzleşmek üzere” sınır dışı ettiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Beyaz Saray, TikTok’u yönetmesi için Oracle ile görüşüyor

Yayınlanma

Yazılım şirketi Oracle, TikTok’un işletilmesi için Beyaz Saray ile görüşmeleri hızlandırdı. POLITICO‘ya bilgi veren üç kişiye göre, uygulamanın Çinli kurucularının devam eden ABD operasyonunda nasıl bir rol oynayacağı konusunda önemli endişeler devam ediyor.

Bu kişilerden ikisi, Başkan Donald Trump’ın TikTok’u ABD mülkiyetine geçirecek bir anlaşmaya öncülük etmekle görevlendirdiği iki yetkili olan Başkan Yardımcısı JD Vance ve ulusal güvenlik danışmanı Mike Waltz’ın müzakerelerde başı çektiğini, senatörlerin ise her türlü görüşmeye dahil olmak istediklerini dile getirdiklerini söyledi. Üçüncü bir kişi ise Beyaz Saray’daki görüşmelerin ileri aşamalarda olduğunu belirtti.

Bu gelişme, Kongre’deki Cumhuriyetçilerin ve diğer “Çin şahinlerinin”, TikTok’un temel teknolojisini Çinlilerin elinde tutacak herhangi bir yeni sahiplik anlaşmasının, geçen yıl uygulamanın iki partili bir şekilde yasaklanmasına yol açan güvenlik endişeleri için yalnızca yüzeysel bir düzeltme olabileceğine dair devam eden uyarılarının ortasında geldi.

Toplantılara aşina olan dört kişiye göre, aralarında endişeli Cumhuriyetçilerin de bulunduğu önemli Kongre üyeleri, olası anlaşmayı ve artan ulusal güvenlik endişelerini görüşmek üzere bu hafta Oracle’ı bir araya getiriyor.

Oracle ile yapılan görüşmelere aşina bir kaynak, anlaşmanın esasen ABD hükümetinin Amerikalı kullanıcıların verilerini denetlemek ve Çin hükümetinin bu verilere bir arka kapıya sahip olmadığından emin olmak için Oracle’a bağlı olmasını gerektireceğini söyledi ama bu kişi, bunun “tutulması imkansız bir söz” olduğu konusunda uyardı.

Kaynak, “Oracle anlaşması ilerlerse, bu [algoritma] hâlâ Çinliler tarafından kontrol ediliyor olacak. Bu da tek yaptığınızın verileri yaymak için ‘Oracle’a güvenin’ demek ve verilere ‘arka kapı’ olmadığını garanti etmek olduğu anlamına gelir,” dedi.

Örneğin, algoritma ABD’li sahibi tarafından tamamen yeniden oluşturulmazsa ya da TikTok’un Pekin merkezli ana firması ByteDance operasyonlarında bir rol oynamaya devam ederse, Çin hükümeti tarafından kullanılabilecek güvenlik açıklarını koruyabilir.

TikTok ABD için bağımsız güvenlik müfettişleri olarak hizmet veren veri güvenliği şirketi HaystackID, şubat ayında yaptığı açıklamada, dahili veya harici kötü niyetli faaliyet belirtisi bulmadığını ve Çin ile paylaşılan herhangi bir korumalı ABD kullanıcı verisi tespit etmediğini söyledi.

Kaynaklara göre anlaşma, TikTok ve Oracle arasında Amerikalı kullanıcıların verilerinin Teksas’taki sunuculara taşınması ve Çin’deki ByteDance çalışanlarının bu verilere erişiminin engellenmesi için daha önce yapılan anlaşmaya bir gönderme olarak “Project Texas 2.0” olarak faturalandırılıyor.

Fakat Oracle’ın güvenliğini belirlemek için TikTok’un kaynak kodunu incelemesini de gerektiren bu anlaşma, uygulamanın Çin tarafından bir casusluk ve propaganda aracı olarak kullanıldığına dair Kongre ve Biden yönetiminin endişelerini yatıştıramamıştı.

Teknoloji odaklı yayın organı The Information geçen perşembe günü, Oracle’ın TikTok’u yönetmek için “önde gelen bir rakip” olduğunu ve ByteDance’ın bu rol için onu tercih ettiğini ileri sürdü.

Trump’ın ocak ayında Kongre’nin uygulamaya getirdiği yasağın uygulanmasını 75 gün süreyle erteleyen bir kararname imzalamasının ardından Çinli video paylaşım şirketine yeni bir sahip bulmak için 5 Nisan’a kadar süre tanınması gündeme gelmişti.

TikTok’un ana şirketi ByteDance’ın hisselerini satmak için belirlenen son tarihe uymaması ve Yüce Mahkeme’nin Kongre’nin yasağını onaylamasının ardından uygulama ocak ayında yaklaşık 12 saat boyunca kısa süreliğine karanlığa gömülmüştü.

Vance, cuma günü NBC News‘e verdiği mülakatta, nisan ayı başındaki son tarihe kadar bir TikTok anlaşmasına varılacağından umutlu olduğunu söyledi. Geçtiğimiz hafta Trump, yönetiminin bir anlaşma için “dört farklı grupla” görüştüğünü söylemişti.

Trump ocak ayında gazetecilere yaptığı açıklamada Oracle’ın kurucusu ve CEO’su Larry Ellison’ın TikTok’u satın almasına açık olduğunu söylemişti. Ellison uzun süredir Trump’ın destekçisi ve OpenAI, SoftBank ve MGX’i de içeren 500 milyar dolarlık bir yapay zeka altyapı girişimi olan Stargate projesinin bir parçası.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English