Bizi Takip Edin

AMERİKA

Brezilya ve Kolombiya’dan Venezuela’ya seçim eleştirisi

Yayınlanma

Kolombiya ve Brezilya, Venezuela muhalefetinin bazı üyelerinin 28 Temmuz seçimleri için aday kaydının engellendiğini açıklamasının ardından alışılmadık bir adım atarak Venezuela’yı eleştirdi.

Kolombiya Dışişleri Bakanlığı salı günü yaptığı açıklamada Devlet Başkanı Nicolas Maduro hükümetini uyararak, muhalif adayların oylamaya katılmasının engellenmesinin ‘uluslararası toplumun güvenini sarsabileceğini’ söyledi.

Dışişleri Bakanlığı, “Kolombiya, bazı başkan adaylarının kayıtları vesilesiyle meydana gelen son olaylardan duyduğu endişeyi ifade eder,” dedi.

Brezilya Dışişleri Bakanlığı da süreci ‘endişeyle’ takip ettiğini, özellikle de Venezuela’nın engelleme konusunda henüz bir açıklama yapmadığını söyledi. Her iki ülke de muhalefetin karşılaştığı sorunların ‘özgür ve adil seçimlere ilişkin endişeleri’ artırdığını savundu.

Brezilya, Yoris’in ismini anmadı ama adaylığının engellenmesinin, 2023 yılında Barbados’ta Maduro yönetimi ile dış destekli muhalefet arasında imzalanan anlaşmaya aykırı olduğunun altını çizdi. 

Venezuela hükümetiyle yakın ilişkiler içinde olan Kolombiya Devlet Başkanı Gustavo Petro ve Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva yönetimlerinin yorumları, pazartesi günü benzer endişelerini dile getiren Arjantin ve diğer altı Latin Amerika ülkesiyle benzer.

Venezuela Dışişleri Bakanı Yvan Gil ise ayrı ayrı yaptığı açıklamalarda Kolombiya ve Brezilya’yı ülkesinin içişlerine karışmakla suçladı.

Muhalefetin başkan adaylarından Corina Yoris’in adaylığının engellendiği açıklanmıştı. Muhalefetteki Üniter Platform (PUD), adayı Corina Yoris’i kaydettirmek için seçim konseyinin internet sitesine erişemediğini açıkladı. Daha önce PUD’un eski lideri María Corina Machado’nun adaylığı da engellenmişti.

Muhalefet lideri salı günü öğleden sonra ülkenin seçim konseyinin bir adayın kaydına izin vermek için 12 saatlik bir uzatma verdiğini duyurdu. 10 partili muhalefet koalisyonu PUD’un başkanı Omar Barboza, eski büyükelçi Edmundo Gonzalez’i başkanlık yarışına sokmayı seçtiklerini söyledi.

Fakat bu kararın, geçen yıl muhalefetin ön seçimini ezici bir çoğunlukla kazanan Machado da dahil olmak üzere en azından bazı kilit koalisyon üyelerinin desteğini kazanması pek olası değil.

Salı günü erken saatlerde Machado, geçen hafta yerine seçilen Yoris’i desteklemeye devam edeceğini söyledi. Bu tepki, muhalefet partisi A New Era’nın Zulia eyaleti valisi Manuel Rosales’i son başvuru tarihi geçmeden hemen önce yarışa kaydettirmek için yaptığı sürpriz hamlenin ardından geldi.

AMERİKA

Trump’ın bağışçıları başkan yardımcısı olarak Rubio’ya sıcak bakıyor

Yayınlanma

Florida’nın Cumhuriyetçi senatörü Marco Rubio, Donald Trump’ın başkan yardımcısı adayı olarak bağışçıların favorisi konumunda. 

Financial Times’ın aktardığına göre, Florida senatörünün geçen hafta Mar-a-Lago, Florida’da düzenlenen Cumhuriyetçi bir etkinlikte bağışçıların akınına uğradığı belirtiliyor. 

Bağış toplantısına katılan bir Cumhuriyetçi stratejist, “Marco açık ara en çok ilgi gören adaydı,” dedi. Başka bir kişi ise, “Başından itibaren Rubio’nun etrafını sardılar,” iddiasında bulundu.

Rubio 2016 yılında Cumhuriyetçi Parti’nin adaylığı için Trump’a karşı yarışmıştı. Bu kampanya sırasında Trump ona “Küçük Marco” lakabını takmış ve ikili Trump’ın ellerinin büyüklüğü konusunda atışmışlardı. Rubio o zamandan beri istihbarat komitesi başkan yardımcısı olduğu ABD Senatosu’nda Trump’a destek veriyor. 

Rubio, diğer senatörler JD Vance ve Tim Scott ile birlikte Trump’ın müttefiklerinin gözüne giren en son yüksek profilli Cumhuriyetçi olsa da, başkan yardımcısı olarak seçilmesi halinde, başkan ve başkan yardımcısının farklı eyaletlerde yaşamasını öngören anayasal zorunluluğu yerine getirmek için Florida’dan taşınması gerekecek.

Trump’ın başkan yardımcısı seçimi, temmuz ayında Milwaukee, Wisconsin’de yapılacak Cumhuriyetçi kurultay öncesinde Cumhuriyetçi partinin diğer kesimlerini kampanyasına dahil etme fırsatı sunacak.

2016’da Trump’ın Mike Pence’i seçmesi geleneksel muhafazakârların ve Evanjelik Cumhuriyetçilerin oylarını toplamasına yardımcı olmuştu.

Geçen hafta Mar-a-Lago’daki etkinliğe katılan Cumhuriyetçi bağışçı ve Palantir yöneticisi Jacob Helberg’e göre Trump, başkan yardımcılığı rolü için yarışılmasından keyif alıyor. Helberg, “[Trump] Bununla eğleniyor,” dedi.

FT’ye göre Trump sadakati ödüllendiriyor ama aynı zamanda Joe Biden’a karşı Beyaz Saray yarışı için ve hakkındaki birçok cezai ve hukuki suçlamayla ilgili artan yasal giderleri karşılamak için nakde ihtiyacı var. Bağışçılar, Ocak 2023’ten bu yana 76 milyon dolardan fazla dava ücretini ödedi.

Kuzey Dakota Valisi Doug Burgum, liberteryen girişimci Vivek Ramaswamy ve yatırımcı Rick Scott’ın da aralarında bulunduğu zengin potansiyel başkan yardımcısı adayları kendi paralarını adaylığa getirecek gibi görünüyor. Rubio ve Güney Carolina senatörü Tim Scott’ın da muhafazakâr ‘mega bağışçılarla’ güçlü bağları var.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Blinken, ciddi hak ihlalleri ile suçlanan İsrail birliklerini korumaya aldı

Yayınlanma

7 Ekim’den yıllar önce, İsrail güvenlik güçlerine bağlı dört birimdeki asker ve subaylar, ABD Dışişleri Bakanlığının daha sonra Filistinlilere karşı ciddi insan hakları ihlalleri olarak tespit edeceği suçları işlemişti.

2019’daki bir olayda, bir İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) askeri, Batı Şeria’da bir yol kenarında silahsız bir Filistinliyi vurarak öldürdü. Bu askere hapis cezası verilmedi, sadece üç ay kamu hizmeti cezası verildi.

ABD Leahy Yasaları uyarınca hükümet, bir grubun tecavüz ya da yargısız infaz gibi ihlallerde bulunduğuna dair güvenilir bilgiler olması halinde, suçu işleyen birim faili cezalandırmak için yeterli adımları atmadığı sürece, herhangi bir askeri ya da kolluk kuvvetini yardım almaktan men etmek zorunda.

Cuma günü Dışişleri Bakanı Antony Blinken Kongre’ye yaptığı açıklamada, dört vakada da asker ve subaylara verilen cezaların (toplum hizmeti cezası da dahil olmak üzere) yeterli olduğuna karar verdiğini söyledi. Dolayısıyla bu birlikler Amerikan askeri yardımı almaktan men edilmeyecek.

Birlikler yargısız infaz ve tecavüz ile suçlanıyor

Birliklerin isimleri daha önce Al-Monitor tarafından bildirilmişti. Bu dört birim Shimshon Taburu, Topraklardaki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü Batı Şeria Şubesi, Ma’avarim (Geçişler) Birimi ve Shahar Taburu. Bu birliklerden birine mensup askerler Filistinli kadınlara tecavüzle de suçlanıyordu.

ProPublica da Blinken’in gerekçelerini içeren notu ele geçirdi. Bazı uzmanlar bu karara katılmayarak İsrail’in 2019’daki davada aldığı cezanın yeterli olmadığını söyledi ve desteğin sürdürülmesi kararının İsrail’e özel muamelenin bir başka örneği olduğunu kaydetti.

Örneğin, ABD Dışişleri Bakanlığının uygulamakla yükümlü olduğu 1997 tarihli yasaların başyazarı olan eski Senatör Patrick Leahy’nin uzun yıllar yardımcılığını yapan Tim Rieser, kamu hizmetinin “uygun bir ceza olarak değerlendirilemeyeceğini” söyledi.

Rieser, Blinken’ın gerekçesinin “yasanın nasıl yazıldığı ve nasıl uygulanmasının amaçlandığı ile tutarlı olmadığını” söyledi. Eski bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi ise bunun bir “alay konusu” olduğunu söyledi.

Cumhuriyetçiler Biden’dan açıklama istiyor

Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson ve Senato Azınlık Lideri Mitch McConnell, İsrail’e silah gönderilmesindeki herhangi bir gecikme yaşanması hakkında açıklaması için Başkan Joe Biden’a baskı yapıyor.

Johnson ve McConnell, iki Cumhuriyetçi liderin nadir görülen ortak mektubunda “İsrail’e güvenlik yardımının ertelenmemesi gereken acil bir öncelik olduğunu” savundu.

Savunma Bakanı Lloyd Austin Çarşamba günü yaptığı açıklamada, İsrail’in Refah’taki yeni harekâtına ilişkin endişeler nedeniyle bazı silahların bekletildiğini ve yönetimin “kısa vadeli güvenlik yardımı sevkiyatlarını” gözden geçirdiğini söylemişti.

Kongre’nin İsrail’e milyarlarca dolar gönderen bir dış yardım tasarısı üzerinde yaklaşık yedi ay çalışmasının ardından McConnell ve Johnson, herhangi bir gecikmeden “endişe duyduklarını” söylediler.

İki Cumhuriyetçi lider, “Basında yer alan bu son haberler ve kritik silah sevkiyatlarındaki duraksamalar, İsrail’in güvenliğine olan bağlılığınızın sarsılmaz olduğuna dair verdiğiniz sözü sorgulatıyor. Bu tehlikeli dönemde ABD ve İsrail arasındaki görüş ayrılığı İsrail’in düşmanlarını cesaretlendirme riski taşıyor,” dedi.

Biden’dan silah sevkiyatlarının gözden geçirilmesinin zamanlaması, diğer sevkiyatların durdurulup durdurulmayacağı ve “en önemlisi bu hayati yardımın ilerlemesine izin vermek için gözden geçirmenin ne zaman sona ermesinin beklendiği” sorularına hafta sonuna kadar yanıt vermesini istediler.

McConnell çarşamba günü erken saatlerde konuyla ilgili olarak ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan ve İsrail savunma bakanı ile görüştüğünü söyledi.

İsrail Büyükelçisi’nden tepki

İsrail’in ABD Büyükelçisi Michael Herzog çarşamba günü, İsrail’i Gazze’deki 2,2 milyon Filistinliden insani yardımı kasten esirgemekle suçlayan 88 Demokrat Kongre üyesine sert bir mektup gönderdi.

Temsilciler Meclisi’nden 88 Demokrat geçen hafta Başkan Joe Biden’a yazdıkları mektupta İsrail’in gıda, su, ilaç ve diğer ihtiyaç maddelerinin ihtiyacı olan Filistinlilere ulaşmasını engellediğini savunmuştu. Temsilciler, sonuç olarak Biden yönetiminin İsrail’e daha fazla saldırı silahı vermeden önce en azından iki kez düşünmesini tavsiye etmişti.

Herzog, 88 temsilcinin tamamına aynı mektubu göndererek ‘tutumlarından duyduğu hayal kırıklığını’ iletti.

POLITICO’nun ele geçirdiği mektubunda Herzog, ”Savaşın hiçbir noktasında İsrail’in Gazze’ye insani yardım girişini kasten engelleme gibi bir politikası olmamıştır. Gazze’ye insani yardım akışında keyfi kısıtlamalar söz konusu değildir,” iddiasında bulundu.

İsrail’in ‘sadece silah ya da patlayıcı taşımadıklarından emin olmak için’ mal taşıyan kamyonları denetlediğini belirten Herzog, “Bugün İsrail’den Gazze’ye, üçü kuzey Gazze’ye olmak üzere dört insani yardım geçişi var,” dedi.

Büyükelçi mektubunu, milletvekillerinin İsrail’e daha fazla Amerikan silahı sevkiyatını tehlikeye atmamaları konusunda ısrar ederek ve bunun Hamas’ın ‘ekmeğine yağ süreceğini’ öne sürerek sonlandırdı.

Senatörlerden kampüslerdeki protestoculara karşı yasa tasarısı

Öte yandan ABD kampüslerinde devam eden Filistin yanlısı gösterileri bastırmak için faaliyetler de sürüyor.

Cumhuriyetçi Senatör Marsha Blackburn, çarşamba günü üniversite kampüslerindeki İsrail karşıtı protestocular için cezalar önerdi ve öğrenci kredilerine erişememeleri gerektiğini söyledi. 

‘Just the News, Noise’ adlı TV programında konuşan Blackburn, “Eğer yabancı bir öğrenciyseniz ve öğrenci vizeniz varsa ve ‘İsrail’e ölüm’ [ya da] ‘Amerika’ya ölüm’ [ya da] ‘Ben Hamas’ım’ [ya da] ‘Biz Hamas’ız’ diye bağırarak ABD’yi protesto ediyorsanız, öğrenci vizeniz derhal iptal edilmelidir. Sınır dışı edilmeli ve ülkeye yeniden girişiniz yasaklanmalıdır,” dedi.

Blackburn, Amerikalı bir öğrencinin de aynı şekilde protesto gösterisi yapıyor olması durumunda, federal öğrenci kredisine erişiminin engellenmesi gerektiğini savundu.

Blackburn bu hafta başında, Cumhuriyetçi Senatör Roger Marshall ile birlikte, ‘Yahudi halkına karşı şiddet çağrısında bulunan’ ya da ‘terörist gruplara bağlılık yemini eden’ kişileri ‘uçuş yasağı’ listesine alacak “Teröristlere Uçuş Yasağı Yasası” başlıklı bir yasa tasarısı sunmuştu.

Marshall’a (R-Kan) göre bu listeye “öğrenciler, öğretim üyeleri ve ücretli ajitatörler” de dahil. 

Blackburn, “Birisi size terörist olduğunu söylüyorsa ona inanmamız gerektiğine inanıyorum. İsimlerini terörist izleme listesine koyun ve uçuş yasağı listesine ekleyin, böylece yere çakılsınlar. Etrafta dolaşamayacak ve nefretlerini yayamayacaklar,” dedi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Biden’dan Cumhuriyetçileri yatıştırmak için yeni ‘iltica’ düzenlemesi

Yayınlanma

Axios’un edindiği bilgiye göre Biden yönetimi yetkilileri, bazı göçmenlerin sınırı geçtikten hemen sonra sığınma taleplerini daha hızlı bir şekilde reddedebilmek için yeni bir kural yayınlamaya hazırlanıyor.

Biden ve Demokratlar en hassas oldukları konulardan birinde saldırıya geçmeye çalışırken, seçim öncesinde yasadışı sınır geçişlerini engellemek için Cumhuriyetçilerin hücumlarından korunmaya çalışıyor.

Konu hakkında bilgi sahibi üç kaynağın Axios’a verdiği bilgiye göre, perşembe günü yayınlanması beklenen kural önerisi, göçmenlik bürosu yetkililerinin göçmenlerin sınırı yasadışı yollardan geçtikten sonra saatler olmasa da günler içinde sığınma taleplerini engellemelerine olanak tanıyacak. Bu süreç şu anda yıllar alabiliyor.

Kaynaklar, yeni kuralın ‘ulusal güvenlik riski’ olarak görülen kişileri hedef alacağını ve daha fazla göçmeni hızlı bir şekilde sınır dışı edebileceğini söyledi. Bu durum, Cumhuriyetçilerin göçü ‘suç artışları’ ile ilişkilendirdiği bir döneme denk geliyor.

Kaynaklar, Biden’ın sınır eylemlerine ilişkin zamanlamanın değişken olduğunu, ancak önerilen kuralın bu hafta içinde yayınlanmasının beklendiğini söyledi.

NBC’nin haberine göre, sınır planları geçen hafta Senato Çoğunluk Lideri Demokrat Chuck Schumer, Temsilciler Meclisi Azınlık Lideri Demokrat Hakeem Jeffries ve üst düzey Biden yetkililerinin katıldığı üst düzey bir toplantıda ele alındı.

Toplantı hakkında bilgi sahibi olan bir kaynağın Axios’a verdiği bilgiye göre toplantı, Demokratlar kasım ayından önce göç konusunun tartışılmasının önüne geçmeye çalışırken önümüzdeki haftalarda hem Kongre hem de başkanlığın sınır planları için strateji belirlemek üzere düzenlendi.

Amerikan sınır yetkililerinin sadece ekim ayından mart ayına kadar olan sürede 1,3 milyon göçmenle muhatap olduğu belirtiliyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English