Bizi Takip Edin

RUSYA

Wagner hakkında kim ne diyor?

Yayınlanma

23 Haziran akşamı Yevgeny Prigojin, Rus birliklerinin Rus paralı askeri şirketi Wagner’in mevzilerini vurduğunu iddia etti ve bunun intikamını alma sözü verdi. Ertesi sabah paralı askerler Rostov-on-Don’u ele geçirdi: paralı askerler kent merkezini işgal etti ve sokaklarda tanklar belirdi.

Prigojin, Rusya Savunma Bakanlığı temsilcileriyle görüşmeler yaptı, Sergey Şoygu’nun kendisine teslim edilmesini talep etti ve Moskova’ya “yürüyeceğini” ilan etti.

Vladimir Putin yaşananları “ihanet” ve “arkadan bıçaklanma” olarak nitelendirdi.

Çeşitli figürler ve siyasetçilerin yorumları şöyle:

Vladimir Zelenskiy, Ukrayna Devlet Başkanı

Kötülük yolunu seçen herkes kendini yok eder. Başka bir ülkenin hayatını yok etmek için ordu konvoyları gönderir ve hayat karşılık verdiğinde kaçmalarını ve onlara ihanet etmelerini engelleyemez. İnsanları aşağılıyor ve yüzbinlerce insanı savaşın içine atıyor, nihayetinde Moskova oblastında kendi silahlandırdıklarına karşı barikat kuruyor.

Rusya uzun zamandır zayıflığını ve yönetiminin aptallığını propaganda ile maskeliyordu. Ve şimdi o kadar büyük bir kaos var ki hiçbir yalan bunu gizleyemez. Ve bunların tamamı, başka bir şey yapmaktan aciz olduğu halde, tek bir adamın tekrar tekrar yaptığı, 1917’yle gözdağı verdiği şey.

Rusya’nın zayıflığı ortada. Tam anlamıyla bir zayıflık. Rus birlikleri ve paralı askerleri topraklarımızda ne kadar uzun süre kalırsa, Rusya o kadar fazla kaos, ıstırap ve sorun yaşayacaktır. Bu da çok bariz. Ukrayna; kalemizi, birliğimizi ve gücümüzü koruyarak Avrupa’yı Rus şeytaniliğinden ve kaosundan koruyabilir. Tüm komutanlarımız, tüm savaşçılarımız ne yapacaklarını biliyor. Ukrayna’ya şan olsun!

Vyaçeslav Volodin, Devlet Duması Başkanı

“Rusya’nın tarihi, dışarıdan gelen zorlukların ve tehditlerin toplumumuzu daha güçlü kıldığını göstermiştir. Birlikte her türlü zorluğun üstesinden gelebiliriz. Ülkenin sorunları ve dertleri her zaman sadece ihanet, iç karışıklık ve elitlerin ihaneti nedeniyle ortaya çıkmıştır. Rusya Federasyonu yurttaşlarının çıkarlarını temsil eden Devlet Duması milletvekilleri güçlerin birleştirilmesinden yanadır, Başkomutanımız Devlet Başkanı Vladimir Vladimiroviç Putin’i desteklemektedir. Wagner savaşçıları tek doğru seçimi yapmalıdır: halklarıyla birlikte, yasalara riayet etmek, anayurtlarının güvenliğini ve geleceğini korumak ve Başkomutanın emirlerini yerine getirmek.

Bunun dışındaki her şey ihanettir! Nazizm ideolojisini destekleyen, Rus yurttaşlarını yok eden ve ülkemizin güvenliğini tehdit eden ortak bir dış düşmanla karşı karşıyayız. Bu durumda daha da fazla birlik olmalı ve kazanmak için her şeyi yapmalıyız.”

Mihail Hodorkovskiy, vergi kaçakçısı eski Yukos patronu

“Prigojin’in kalkışması her ne kadar gönülsüz ve hazırlıksız olsa da Putin’in itibarına ağır bir darbe indirdi. Kremlin trolleri yarın her şeyin yoluna gireceğini iddia ediyor. Ne yazık ki bu olmayacak!

Prigojin’in savaşçılarının aslında konuşlandıkları yerin dışına çıkmadıkları ortaya çıksa bile (ki kesinlikle çıktılar), askeri şeflerin teşvikleri, Prigojin’e karşı açılan ceza davaları (Putin’in çetesi başka ne yapabilir ki) ve Kremlin’in korkakça sessizliği (“Putin biliyor” gibi, lanet olası lider) her şeyi anlatıyor; en iyi eğitilmiş silahlı oluşum kontrolden çıktı (hepimizin beklediği bir şey). Kremlin hırsızları haydutları bile bıktırmış durumda.

Ve hepsinden önemlisi Prigojin’in konuşmasıdır; savaş karşıtı muhalefetin savaş başladığından beri söylediklerini kelimesi kelimesine tekrarlamıştır: “Savaşın amacı hırsızlıktır, savaşın resmi gerekçesi (NATO’nun Rusya’ya saldırı hazırlığı) kimsenin inanmadığı bir saçmalıktır. Ordu, Putin’e yakın hırsızların elinde mahvoldu, Ukrayna’yı yenemez (neyse ki). Gerçek düşman Kiev’de değil, Moskova’da.” Ve bunu Putin’in en sadık adamları kendi kitlesine söylüyor.

Şu anda ülkemize yardım etmek için yapabileceğimiz şey, doğruyu söylediği sürece insanların Prigojin’i duymasına yardımcı olmaktır (ne diyorum ben!). Ve eğer Moskova’ya giderse, benzin ve mazot yardımı yapmak, onu durdurmak için gönderilecek olanları artık ortak bir düşmanımız olduğuna ikna etmek. Sözle ve eylemle ikna etmek.

Bu rejime karşı durmaya karar verirse şeytana bile yardım etmek için! Yardım etmek, zira bir işgal savaşı yürütmekten daha kötü bir suç yoktur. Eğer bir suçlu diğerini engellemek istiyorsa, bunu görmezden gelmenin zamanı değildir; şimdi yardım etmeliyiz ve sonra, eğer mecbur kalırsak, bununla da savaşacağız. Ve evet, bu sadece bir başlangıç. Bol şans!”

Dmitriy Rogozin, Roscosmos’un eski başkanı

“Cephedeki durumu Prigojin kadar iyi biliyorum ve tavrımı hiçbir zaman gizlemedim, ancak silahlı bir kalkışmanın gerekçesi ne olursa olsun, bu yine de savaşan bir ordunun gerisindeki silahlı bir kalkışmadır. Savaşta kişi siyasi hırslarını bir kenara itmeli ve elinden gelen her şeyle cepheyi desteklemelidir. Bunu zayıflatmaya yönelik her türlü teşebbüs düşmana yaranmaktan başka bir şey değildir.”

Vladimir Solovyov, Rusya’nın en ünlü gazetecisi

“Zor bir dönem. Bunu görecek kadar yaşamayı beklemiyordum. Ülke savaşta. Şimdi Zaporojye’den dönüyorum. Gerçek kahramanlarımızı kendi gözlerimle gördüm. Çok seyahat ederim. Soledar’da ve Artyomovsk’ta “müzisyenlerin” yanındaydım. Zaporojye ve Herson oblastında, Donetsk ve Lugansk oblastlarında kahramanlar gördüm, askerlerimizi ve gönüllü birliklerin subaylarını, Kızıl Ordu savaşçılarını gördüm.

Bugün duyduğum tüm sorular tek bir şey hakkındaydı: “Ülkede, geride neler oluyor?” 25 bin adam cephede çok faydalı olur. Bir yürüyüş gerekli. Lvov’a, Kiev’e ve gerekirse daha da uzağa.

Ama olup bitenlere baktığınızda şöyle düşünüyorsunuz: Ne oldu? Kornilov isyanı mı? Mussolini’nin Roma’ya yürüyüşü? Biz neden bahsediyoruz? Biz Rus halkıyız, anayurdumuzu seviyoruz. Şimdi sahiden de ülkenin iç çekişmelerde kaybolmasına izin mi vereceğiz?

Şimdi kim bu medya yaygarasına eşlik ediyor? Ukrayna Enformasyon ve Prikolojik Harp Merkezi’nin nasıl sevindiğine, Ukrayna medyasının nasıl coştuğuna bakın! Hodorkovskiy ve onun bir avuç rüşvetçi piçinin ne istediğine bir bakın! Beyler, aklınızı başınıza toplayın! Düşman dışarıda, Ukrayna’da. Ukronazizmle mücadele edilmeli. Çok geç olmadan durdurun. Ülkeyi kaybetmek istemiyoruz. İç savaştan daha kötü bir şey yoktur.”

Boris Akunin, yazar

“Rus devleti gözlerimizin önünde parçalanmaya başlıyor. İç Savaştan bu yana bu ölçekte (herhangi bir ölçekte) bir askeri kalkışma yaşanmamıştı.

Ve bu, istikrarın garantörü olan diktatörün kendisi tarafından kurgulanmıştır.

İlk olarak, paralı askerliği yasaklayan yasayı hiçe sayarak, kötü idare edilen silahlı bir yapı oluşturur. Bunu örtülü ödenekle finanse eder. Suçluların silah altına alınmasına izin verir. Büyük çetenin giderek daha “bağımsız” hale gelmesini sessizce izler.

Tüm bunlar, diktatörün sadece egosunu tatmin etmek için başlattığı şahsi savaşının arka planında gerçekleşiyor. Başı omuzlarının üzerine düşmüş, sessiz bir Rusya, kaptanın gemiyi neşeyle buzdağına doğru sürmesini izliyor.

Antik Roma’dan bu yana imparatorluklar bu şekilde dağılmıştır.”

Maksim Kononenko, köşe yazarı

“Prigojin’in motivasyonu elbette anlaşılabilir. Ancak anlayamadığınız bir şey var ki, o da tüm bunların ortasında bu adamın nasıl olup da mutfaktan bir şeyler kaptığı. Aynı zamanda tüm “Batılı ortaklarımızın” bu çatışmaya dahil olacağını ve sonuna kadar istifade edeceğini bilerek. Batiskafları unutarak. Haydut hayduttur. Stratejik hedefle işi olmaz. O sadece burada ve şimdi olan belirli bir hesaplaşmanın sonuçlarıyla ilgilenir.

Elbette Rostov’u ele geçirme teşebbüsü (genel olarak konuşursak, iki işgalden sağ çıkmıştır) onun adına üzücü bir şekilde sona erecektir. Eğer bir keskin nişancı tarafından indirilirse, onun adına üzülmeyeceğim. Dünden önceki gün o bir kahramandı. Bugün ise bir alçak ve bir hain. Ve biz hayatta kalacağız.”

Valeriy Fadeyev, Rusya Devlet Başkanı Danışmanı

“Hiçbir belirsizlik söz konusu olamaz: Rusya Devlet Başkanı’nın, Başkomutan’ın emir ve talimatlarına kayıtsız şartsız uyulmalıdır. Emir ve talepleri kesinlikle yasal olan ve itaat edilmesi gereken yetkililer vardır. Umarım Wagner savaşçıları sağduyu sahibi olur ve yasadışı eylemlerine son verirler.”

Sergey Mironov, Adil Rusya Partisi Genel Başkanı

“Ülkemiz bir ölüm kalım savaşı veriyor. Ve istikbalimiz için! Düşmana ülke içinde bir çatışma tatmini yaşatmaya en ufak bir hakkımız yoktur. Başkomutanımızın da dediği gibi, her türlü iç çekişme ülkemizin varlığına yönelik ölümcül bir tehdittir. Ve bunu gerçekleştirenler zaferimizi elimizin tersiyle itmektedir.

Batılı ülkeler cani faşist rejimi barışçıl kasaba ve köylerimizi bombalamaya, sivilleri ve savunmasız vatandaşları yok etmeye doğrudan teşvik ederken, hala bir siperde bulunan Anavatan savunucularının arasını açmak suçtur ve kabul edilemez. Hiç kimsenin en zorlu savaşlarda kazanılan zaferi, anayurdun çıkarlarına ters düşen kendi şahsi amaçları için kullanmaya hakkı yoktur. Bugün şahsi şikayetler kabul edilemez! Ve her kim şu ya da bu nedenle yanlış yönlendirilmişse bu suçları derhal durdurmalıdır. Cephede askeri güce ihtiyacımız var!

Ülkemiz, tarihinde bu tür suç eylemlerinin Rus devletini gereksiz yere kan dökülmesine ve zayıflamasına yol açtığı örnekleri hatırlamaktadır. Düşmana en ufak bir şans vermeyeceğiz. Ülkemiz istikbali için savaşmaktadır. Savunma Bakanlığı ya da Wagner’i taraf tutmak olmaz. Bir düşman tarafı ve Devlet Başkanı tarafından yönetilen bir Rus tarafı vardır.

Devlet Başkanı Vladimir Putin, kolluk ve özel kuvvetlere her türlü kanunsuz eyleme karşılık vermeleri için net talimatlar vermiştir. Onlar infaz edilmelidir.

Partinin tüm üyelerini ve destekçilerimizi bir kez daha Devlet Başkanı’nın etrafında toplanmaya çağırıyorum. Bu yıl 20 Mayıs’ta parti kongresinde, Vladimir Putin’i Başkomutan olarak koşulsuz destekleme ve 2024 yılında Rusya Federasyonu Devlet Başkanı olarak aday gösterme yönünde tek doğru kararı aldık.

Bugün hepimiz başkanımızın, ülkemizin ve halkımızın yanında olmalıyız.”

Ramzan Kadirov, Çeçenistan lideri

“Arkadaşlar, yoğun bir gece oldu ve uçuşlar bana bu iğrenç ŞEREFSİZLİK hakkındaki görüşlerimi burada dile getirme fırsatı vermedi! Tüm bunlar arkadan hançerleme ve gerçek bir kalkışmadır!

Savaşın şahsi şikâyetleri dile getirme ve arkamızdaki anlaşmazlıkları çözme zamanı olmadığı konusunda defalarca uyarıda bulundum. İç cephe her zaman sakin ve güvenli olmalıdır. Siperlerdeki askerlerin, karşılarında düşman ve arkalarında hain bir macera varken şu anda nasıl hissettiklerini bir düşünün. İstikrardan, devlet bütünlüğünden ve yurttaşların güvenliğinden bahsediyoruz. Tarih, bu tür eylemlerin kanlı sonuçlara yol açabileceğini göstermektedir. Özel askeri harekatta yeterince kayıp vermedik mi? Hala ülke içinde sorun yaratmak zorunda mıyız?

Halk tarafından seçilmiş, durumu tüm ayrıntılarıyla herhangi bir stratejistten, hatta bir iş adamından bile daha iyi bilen, sahadaki komutanları bizzat arayan ve harekatın gidişatı üzerinde tam kontrole sahip bir başkomutanımız var. Ve başkomutanın kararları ölçülü ve titiz bir şekilde alınır. Her birimiz haritanın sadece bir bölümünü görürken, o tamamını birden görüyor! Ve Vladimir Vladimiroviç’in ulusa sesleniş konuşmasında belirttiği kesinlikle doğrudur; bu bir silahlı kalkışmadır! Bu tür eylemlerin hiçbir gerekçesi olamaz! Vladimir Vladimirovi. Putin’in her sözünü tamamen destekliyorum!

Yurtsever savaşçılara sesleniyorum. Provokasyonlara kanmayın. Ulaşmaya çalıştıkları hedefler, size söyledikleri vaatler ne olursa olsun; böyle bir zamanda devletin güvenliği ve Rus toplumunun bütünlüğü her şeyden önemlidir! Batı’daki düşmanlarımızın bu durumdan nasıl istifade ettiklerini bir bakın. Vatandaşlarımızı korkutan ve istikrarsızlaştırıcı bir durum tehlikesi yaratan ne kadar çok ima, ne kadar çok yalan, ne kadar çok yanlış çağrı var. Ve bunlar Prigojin’in hain kalkışmasının beklenen sonuçlarıdır.

Yaşananlar Savunma Bakanlığı’na yönelik bir ültimatom değildir. Bu devlete karşı bir meydan okumadır ve bu meydan okumaya karşı, ordu, güvenlik güçleri, valiler ve sivil halk olarak, ülke liderinin etrafında toplanmak gerekir. Savunma Bakanlığı ve Çeçen Cumhuriyeti Federal Muhafız Teşkilatı askerleri tansiyonun yükseldiği bölgelere doğru yola çıktılar bile. Rusya’nın birliğini korumak ve devlet yapısını muhafaza etmek için her şeyi yapacağız! Kalkışma bastırılmalıdır ve bunun için sert önlemler alınması gerekiyorsa, biz hazırız!”

Ekaterina Şulman, siyaset bilimci

Sistemin çok hızlı tepki vermesi ilginç: bir yandan sadece insanlar yüksek teyakkuzda değil, aynı zamanda üç bölgede terörle mücadele harekâtı ilan edildi ve Devlet Başkanı bir konuşma yaptı. Öte yandan durumun gerektirdiği şekilde değil, alışkın olduğu şekilde tepki veriyor; konuşalım ve bir sürü evrak dolduralım. Devlet Başkanı’nın konuşması benim gözümde çok acıklı; “birleşelim, biz kardeşiz, aynı amacı taşıyoruz…” Bu arada, görünen o ki çok az insan Ukrayna ile savaşmakla ilgileniyor; birbirimizle uğraşmak çok daha ilginç.

Genel olarak yaşananlar, ne kadar çok otokrasi ve merkezileşme o kadar çok düzen şeklindeki popüler efsaneyi canlı bir şekilde ortaya koyuyor. Otokrasi ve istikrar arasındaki ilişki, var olan en uzlaşmaz ilişkidir.”

RUSYA

Güney Koreli şirketler Rusya’ya dönmek istiyor

Yayınlanma

The Korea Times‘ın haberine göre, İtalyan Ariston’un ardından Güney Koreli Hyundai, Samsung ve LG gibi büyük şirketler de Rusya pazarına geri dönmeyi değerlendiriyor. LG Moskova’daki fabrikasını kısmen yeniden faaliyete geçirirken, Hyundai ve Samsung durumu yakından takip ediyor ve savaş sonrası döneme hazırlanıyor. Şirketler, yaptırımların kalkması ve Çinli rakiplerin artan pazar payı gibi belirsizliklere rağmen Rusya pazarının önemini vurguluyor.

The Korea Times‘ın haberine göre, İtalyan Ariston’un ardından Hyundai Motor Group, Samsung Electronics ve LG Electronics gibi Güney Koreli büyük şirketler de Rusya pazarına geri dönmeyi değerlendiriyor.

LG Electronics, şirketin Moskova’daki elektrikli ev aletleri fabrikasının kısmen yeniden faaliyete geçtiğini belirtti.

Şirket, bu adımın Ukrayna’daki savaşın başlangıcından beri atıl durumda olan üretim hatlarının bozulmasını önlemek amacıyla atıldığını ve “fabrikada mevcut olan malzemelerin kullanıldığını” ifade etti. Fabrikada çamaşır makinesi ve buzdolabı üretiliyordu.

LG CEO’su Cho Joo-wan ise 25 Mart’ta yaptığı açıklamada, savaşın devam etmesi nedeniyle şirketin hâlâ “temkinli davrandığını” söyledi.

CEO Cho, “Yaptırımlar [Rusya’ya yönelik] kaldırıldığında faaliyete yeniden başlayabileceğimiz için durumu dikkatle takip ediyoruz,” ifadesini kullandı.

Hyundai Motor Group da durumu takip ediyor ve savaş sonrası Rusya pazarına girme senaryosunu değerlendiriyor.

Şirket, “Henüz karar alınmadı ve şirket durumun gelişimini dikkatle izliyor,” dedi.

The Korea Times‘ın yazdığına göre Hyundai Motor’un iştirakleri Kia, Hyundai Mobis ve Hyundai Steel’in yakın zamanda Rusya’da iş ilanı vermesi, şirketin Rusya pazarına geri dönme “ihtimalinin yüksek” olduğunu gösteriyor.

Hyundai ve Kia, savaş öncesinde ülkede lider otomobil markalarıydı.

Fakat grup, Aralık 2023’te St. Petersburg’daki fabrikasını 10 bin ruble gibi sembolik bir fiyata satarken, iki yıl içinde geri satın alma opsiyonunu da anlaşmaya eklemişti.

Bu nedenle, şirketin Rusya’daki fabrikasının faaliyetlerini yeniden başlatma kararını bu yıl sonuna kadar vermesi gerekiyor.

Samsung Electronics, 2022 yılında Kaluga’daki fabrikasının faaliyetlerini askıya almıştı.

Bu fabrikada yılda 1 milyon adet televizyon, monitör ve çamaşır makinesi üretiliyordu.

Şirket, paralel ithalat yoluyla ülkedeki satış noktalarını desteklemeye devam etti ancak Rusya Federasyonu’nda üretim yapmadı ve savaşın başlamasının ardından bazı üretim hatlarını yerli şirketlere kiraladı.

Şubat ayında Kommersant gazetesi, Samsung’un pazarlama harcamalarının yıl başından bu yana yıllık bazda yüzde 30 arttığını yazmıştı.

Korea Times‘a konuşan adı açıklanmayan bir holding temsilcisi, Rusya’nın Koreli şirketler için hâlâ büyük önem taşıdığını dile getirdi.

Temsilci, savaş sona erdiğinde “işleri yeniden başlatmak için muhtemelen her türlü çabanın gösterileceğini” ifade etti.

Ancak temsilci, Rusya Federasyonu’na yönelik hangi yaptırımların kaldırılabileceğinin ve “Koreli firmaların Çinli şirketlerin genişlettiği pazar payını nasıl geri kazanabileceğinin” henüz belli olmadığını da sözlerine ekledi.

Güney Kore Dışişleri Bakanlığı verilerine göre, ülkenin Rusya ile ikili ticaret hacmi 2021’de 29,9 milyar dolara ulaşmıştı.

Rusya Federasyonu o dönemde Güney Kore’nin en büyük 12. ihracat pazarı konumundaydı.

İtalyan ev aletleri üreticisi Ariston, geçtiğimiz günlerde Batılı şirketler arasında Rusya’ya geri döneceğini açıklayan ilk şirket olmuştu.

Şirket, Rusya’daki iştiraki Ariston Thermo Rus’un kontrolünü yeniden ele aldığını duyurmuştu.

Ariston, Rusya Federasyonu’ndaki faaliyetlerine mevcut yaptırımlara uyarak devam edeceğini vurguladı.

Kaç Batılı şirket Rusya’yı terk etti?

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rusya, Elon Musk’a Mars görevi için küçük boyutlu nükleer santral teklif etti

Yayınlanma

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev, milyarder Elon Musk’ın planladığı Mars görevi için Rusya’nın küçük boyutlu nükleer santral kullanımını önerebileceğini belirtti. Dmitriyev, Rusya’nın Mars görevi için sunabileceği gelişmiş teknolojik kabiliyetler olduğunu vurguladı ve Roskosmos ile Rosatom’un Musk ile çalışmaya ilgi duyduğunu ifade etti.

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Rusya’nın Amerikalı milyarder Elon Musk’ın planladığı Mars görevi için küçük boyutlu nükleer santral kullanımını önerebileceğini söyledi.

RIA Novosti ajansının haberine göre Dmitriyev, “Rusya, Mars görevi için küçük boyutlu nükleer santral ve diğer gelişmiş teknolojik imkanları sunabilir,” ifadesini kullandı.

Dmitriyev, nükleer santralin kullanımına ilişkin ayrıntı vermedi.

Bir yıl önce, Roskosmos’un eski başkanı Yuriy Borisov, Rusya ve Çin’in 2033-2035 yıllarında Ay’a nükleer güç ünitesi teslim etme ve kurma konusunda ortak projeyi görüştüklerini bildirmişti.

Rusya Devlet Başkanı tarafından Rusya ile ABD temaslarının yeniden kurulması sürecinde uluslararası işbirliği özel temsilcisi olarak atanan Dmitriyev, geçen haftalarda Roskosmos ve Rosatom’un özel Amerikan şirketi SpaceX’in başkanı Musk ile ortak çalışma konusundaki ilgisinden daha önce bahsetmişti.

RDIF başkanına göre, Rus şirketleri “Mars uçuşu da dahil olmak üzere yardımcı olabilirler”. Dmitriyev ayrıca yakın zamanda Musk ile olası görüşmelerin yapılacağını da duyurmuştu.

SpaceX’in kurucusu Musk, 2024 seçimlerinde Donald Trump’ın en büyük sponsorlarından biriydi ve Beyaz Saray’da başkanın en yakın danışmanlarından biri oldu.

Musk, mart ayında yaptığı açıklamada, Starship uzay gemisinin gelecek yılın sonunda Optimus adlı insansı robotla birlikte Mars’a gideceğini duyurdu.

Ayrıca Musk, 2029 gibi erken bir tarihte Kızıl Gezegen’e insan indirme olasılığını dışlamadığını, ancak bunun için 2031 yılını daha olası gördüğünü belirtti.

Daha önce X platformunda Musk’ın bir gönderisine Rusya ile ortak Mars görevi önerisiyle yanıt veren Dmitriyev, “Mars görevi için Rusya’nın sunabileceği çok şey olduğuna inanıyoruz, zira uygulanabilir olduğunu düşündüğüm bazı nükleer teknolojilere sahibiz,” dedi.

Moskova’nın Ukrayna’da askeri operasyon başlatmasının ardından ekonomik bağların çoğunun kopmasına rağmen, Rusya ve ABD uzay alanındaki işbirliğini sürdürüyor.

Özellikle Roskosmos ve NASA, Uluslararası Uzay İstasyonu’na (UUİ) yönelik çapraz uçuş anlaşmasını birkaç kez uzattı; son uzatma 2026 yılına kadar geçerli olacak.

Avrupa Uzay Ajansı’nın (ESA) ortak ExoMars gezegen araştırma projesinden çekilmesi ve Rus iniş platformu ile Avrupa yapımı gezgini taşıması planlanan görevin gerçekleşmemesi üzerine Rusya, 2022 yılında kendi Mars görevi üzerinde çalışmaya başlayacağını duyurdu.

Rusya’dan Elon Musk’a Mars’a ortak sefer teklifi

Okumaya Devam Et

RUSYA

Putin: Arktik’te işbirliğine hazırız

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Murmansk’taki Uluslararası Arktik Forumu’nda yaptığı konuşmada, ülkesinin Arktik’te hem dost hem de Batılı ülkelerle işbirliğine hazır olduğunu belirtti. Putin, Arktik Konseyi’nin zayıfladığını ifade ederken, NATO’nun bölgedeki artan faaliyetlerinden duyduğu endişeyi dile getirdi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 27 Mart’ta Murmansk’ta düzenlenen Uluslararası Arktik Forumu’nun genel kurul toplantısında yaptığı konuşmada, Rusya’nın Arktik’te hem dost ülkelerle hem de ilgi göstermeleri halinde Batılı ülkelerle işbirliğine hazır olduğunu belirtti.

Putin, Arktik’teki uluslararası etkileşimin şu anda en iyi dönemini yaşamadığını kaydetti.

Devlet Başkanı, daha önce işbirliği için Arktik Konseyi’nin kurulduğunu ancak bu mekanizmanın “bugün zayıfladığını” söyledi.

Putin, “Böyle durumlarda dedikleri gibi: İstemiyorsanız, siz bilirsiniz,” diye ekledi.

Vedomosti gazetesinin aktardığına göre Putin, ABD Başkanı Donald Trump’ın Grönland’ı Danimarka’dan satın alma fikrine de değindi.

Putin’e göre, “bu yalnızca ilk bakışta şaşırtıcı görünebilir”. Bunun sıra dışı konuşmalar olduğunu düşünmenin yanlış olduğunu belirten Putin, “Aslında ABD’nin bu tür planları 19. yüzyılın 60’lı yıllarında ortaya çıkmıştı. O zamanlar Amerikan yönetimi Grönland ve İzlanda’yı ilhak etme olasılığını değerlendiriyordu, ancak bu fikir o dönemde Kongre’den destek görmedi,” dedi.

Putin, daha sonra İkinci Dünya Savaşı sırasında ABD’nin adada askeri üsler kurması ve savaşın bitiminden sonra Danimarka’ya Grönland’ı satın alma teklifinde bulunması da dahil olmak üzere konunun tarihçesini anlattı.

Devlet Başkanı’na göre, bu konu genel olarak iki ülke arasındaki ilişkilere dair ve Rusya’yı ilgilendirmiyor, ancak “bizi elbette endişelendiren tek gerçek, NATO ülkelerinin genel olarak Uzak Kuzey’i giderek daha fazla olası çatışmalar için bir sıçrama tahtası olarak belirlemesi ve bu koşullarda asker kullanımını tatbik etmesi”.

Bunun yanı sıra Putin, Rusya’nın Arktik’te kimseyi tehdit etmediğini ancak bir müdahale hattı oluşturduğunu söyledi.

Putin, Arktik bölgesinin Rusya topraklarının dörtte birinden fazlasını oluşturduğunu, burada yaklaşık 2,5 milyon Rusya vatandaşının yaşadığını, ülkenin GSYİH’sinin yüzde 7’sinin ve ihracatının yaklaşık yüzde 11’inin buradan sağlandığını sıraladı.

Devlet Başkanı, son 10 yılda Kuzey Deniz Yolu’ndaki kargo akışının on kat arttığını belirtti: 2014’te 4 milyon ton iken 2024’te bu rakam yaklaşık 38 milyon tona ulaştı. 2030 yılına kadar kargo akışının 70-100 milyon tona ulaşması bekleniyor.

Putin, ana görevlerin, Kuzey Deniz Yolu’nu St. Petersburg’dan Murmansk üzerinden Vladivostok’a uzanacak Trans-Arktik Ulaşım Koridoru’nun kilit bir bölümü haline getirmekle ilgili olduğunu söyledi.

Putin’e göre, bu güzergâh “dünya sanayi, tarım, enerji merkezlerini ve tüketici pazarlarını daha kısa, güvenli ve ekonomik olarak kârlı bir güzergâhla birbirine bağlamalıdır”.

Putin, Trans-Arktik Koridoru’nun geliştirilmesi için birkaç görev belirledi. Rusya’nın şu anda dünyanın en büyük buzkıran filosuna sahip olduğunu kaydeden Putin, bu pozisyonları güçlendirmek ve şu anda yalnızca Rusya’da bulunan nükleer olanlar da dahil olmak üzere yeni nesil buzkıranları hizmete sokmak gerektiğini vurguladı.

Putin, “Bunlardan dördü -en yeni 22220 serisi- halihazırda Arktik’te görev yapıyor. Bu seriden üç atomlu buzkıran daha inşa ediliyor -Çukotka, Leningrad ve Stalingrad- ayrıca süper güçlü 120 megavatlık Rossiya buzkıranı da yapılıyor,” diye konuştu.

Putin ayrıca, Rusya’nın Arktik’te taşımacılığı sağlayacak kargo ve acil durum kurtarma gemileri de dahil olmak üzere kendi ticaret filosuna ihtiyacı olduğunu belirtti.

Mevcut kapasitenin bunun için yetersiz olduğunu kaydeden Putin, “Tüm yönlerde hareket etmek; hazır gemileri satın almak ve sipariş etmek, dünya üreticileriyle işbirliği kurmak ve genel olarak tüm Rus gemi inşa sistemini önümüzdeki stratejik görevlere göre inşa etmek gerekiyor,” dedi.

Hükümetin ise Rus gemi inşa ve onarım işletmelerini desteklemesi, tersane inşaatı konusunu çalışması gerektiğini ifade etti.

Diğer yandan Putin, Rusya’da Arktik üzerinden yük taşımacılığı yapacak yerli operatörler için koşullar yaratılması gerektiğini ve Rusya’nın burada ortak girişimler kurmaya hazır olduğunu söyledi.

Putin, “Uluslararası lojistik operatörleri bu tür şirketlere sadece sermaye ve teknolojiyle değil, aynı zamanda ticaret gemileri filolarının bir kısmıyla da kârlı bir şekilde yatırım yapabilir,” değerlendirmesini yaptı.

Rusya’nın kuzey limanlarının kapasitesini ve cirosunu artıracağını belirten Putin, Belarus, Çin, BAE ve diğer ülkelerin Arktik’in ulaşım altyapısının geliştirilmesine ilgi gösterdiğini de sözlerine ekledi.

Trans-Arktik Koridoru çerçevesinde çok modlu merkezler oluşturulacağını ifade eden Putin, hükümete Arktik’teki deniz limanlarının kapasitesini genişletme planlarını belirleme ve yenilerinin nerede ortaya çıkması gerektiğini tespit etme talimatı verdi.

Putin, Rusya’nın Arktik Demiryolu Poligonu geliştirme projesini de uygulayacağını söyledi: “Bugün RJD’nin (Rusya Demiryolları) gelişimi meselesini biliyoruz… Ancak bunun hakkında -şimdi söylediğim şey hakkında, Kuzey Demiryolu’nun geliştirilmesi hakkında- şimdiden düşünmek gerekiyor.”

ABD ve Rusya, Arktik’te işbirliği arayışında

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English