Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Yellen, Pekin ziyareti öncesi Çin Büyükelçisi ile görüştü

Yayınlanma

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, iki süper güç arasındaki ekonomik gerilimleri azaltmak için Pekin’e yapacağı ziyaret öncesinde Çin’in Washington elçisi Xie Feng ile “açık sözlü ve verimli bir görüşme” yaptığını söyledi.

Yellen ve Xie, Yellen’ın Perşembe günü Çin başkentine yaptığı ziyaretin de belirtilen hedefi olan “açık iletişim hatlarını korumaya ve ABD-Çin ikili ilişkisini sorumlu bir şekilde yönetmeye yönelik devam eden çabaları” desteklemek için pazartesi günü Washington’da bir araya geldi.

Hazine Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Bakan Yellen, makroekonomik ve finansal konular da dahil olmak üzere küresel zorluklar üzerinde birlikte çalışan iki büyük ekonominin önemini aktarırken endişe verici konuları gündeme getirdi” denildi.

Çin büyükelçiliği, Xie’nin ABD’den Çin’in temel endişeleri olan ticaret ve ekonomik sorunların çözümüne “büyük önem” vermesini istediğini bildirdi. Her iki tarafın da görüşmeyi “samimi ve yapıcı olarak” gördüğü ve iletişimi sürdürme konusunda mutabık kalındığı kaydedildi.

Xie, “Sağlıklı ve istikrarlı bir Çin-ABD ilişkisi, her iki ülkenin ortak çıkarlarına uygundur ve aynı zamanda uluslararası toplumun ortak beklentisidir” dedi.

Çetrefilli konular gündeme gelecek

Uzmanlar, uzun zamandır beklenen müzakerelerde, her iki tarafın mali departmanlarının siyasi engelleri aşmanın ve mali işbirliğini teşvik etmenin yollarını arayacaklarını, Washington’un Çin mallarına yönelik teknik kısıtlamaları ve tarifeleri de dahil olmak üzere çetrefilli ticaret konularının gündeme geleceğini söylüyor.

Yellen, Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Haziran ayında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Dışişleri Bakanı Qin Gang ve Wang Yi de dahil olmak üzere üst düzey diplomatlarla bir araya geldiği “çitleri onarma” gezisinden sonra ABD Başkanı Joe Biden’ın kabinesinden Çin başkentini ziyaret edecek ikinci üst düzey yetkili olacak.

Biden’ın Blinken’in ülkeyi terk etmesinden bir gün sonra Xi’ye tartışmalı bir şekilde “diktatör” olarak atıfta bulunması Pekin tarafından siyasi bir provokasyon olarak nitelendirilmişti, ancak Biden sözlerinin Çin ile gergin ilişkileri güçlendirme çabalarını baltalamadığını ve yakında görüşmeyi beklediğini söyledi.

Yellen’ın ziyareti, ABD’nin üzerinden uçtuğu iddia edilen bir Çin casus balonun düşürülmesinden sonra iyice gerilen ilişkileri “istikrara kavuşturmak” için Çinli ve ABD’li yetkililer arasında bu yıl yapılması beklenen bir dizi toplantının bir parçası.

Mayıs ayında Ticaret Bakanı Wang Wentao, Washington’da ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo ile ve Wang Yi, Viyana’da ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan ile bir araya gelmişti, ancak ordular arası iletişim hala kapalı.

Yellen’ın gezisinden önemli atılımlar beklenmiyor

Mayıs ayı sonlarında göreve başlayan Büyükelçi Xie, cumartesi günü Beyaz Saray Oval Ofis’te Biden ile bir araya geldi.

Büyükelçilikten yapılan açıklamaya göre,  Xie, Pekin’in ABD’nin Çin ile ilişkilerini istikrara kavuşturmak ve yeniden doğru yola getirmek için “aynı yönde” çalışacağına dair umutlarını dile getirdi. Biden, Xie’nin diplomatik kimlik bilgilerini de kabul etti.

Çin Maliye Bakanlığı, Yellen’ın ziyaretini tek satırlık bir açıklamayla doğruladı ve üst düzey yetkililerle görüşmeleri içereceğini söyledi.

ABD Hazine Bakanlığı ise, Yellen’in “endişe alanları hakkında doğrudan iletişim kuracağını ve küresel zorlukların üstesinden gelmek için birlikte çalışacağını” açıkladı. Ancak üst düzey bir ABD’li yetkili, Biden yönetiminin Yellen’ın gezisi sırasında önemli atılımlar beklemediğini kaydetti.

DİPLOMASİ

Beyaz Saray: Trump ile Putin’in görüşmesi olumlu seyirde

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bugün telefon görüşmesini gerçekleştirdi. Görüşmenin yerel saatle 10.00’da (TSİ 18.00) başladığı ve olumlu ilerlediği belirtildi. Görüşmede, Rusya-Ukrayna krizinin çözümünün ele alınması bekleniyordu.

Beyaz Saray İletişim Başkan Yardımcısı Dan Scavino, ABD Başkanı Donald Trump’ın Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefonda görüşmeye başladığını duyurdu.

Scavino, X hesabından yaptığı paylaşımda, “Başkan Trump şu anda Oval Ofis’te, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yerel saatle 10.00’dan (TSİ 18.00) itibaren görüşüyor. Görüşme olumlu ilerliyor ve hâlâ devam ediyor,” ifadelerini kullandı.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, bugün düzenlediği basın toplantısında, Putin ve Trump’ın 16.00 ile 18.00 (TSİ) arasında bir görüşme gerçekleştireceğini belirtmişti.

Peskov, Kremlin’in görüşmenin sonuçlarına ilişkin açıklama biçimini henüz belirlemediğini, fakat Putin’in telefon görüşmesinin ardından “bir şey söylemesinin pek muhtemel olmadığını” kaydetmişti.

Görüşmede, Rusya-Ukrayna krizinin çözümünün ele alınacağı bildirilmişti.

Peskov, “Liderler kendilerini zamanla sınırlamıyor ve gerekli gördükleri kadar konuşacaklar,” dedi.

11 Mart’ta Washington ve Kiev, Ukrayna’nın karşılıklı mutabakatla uzatma seçeneğiyle 30 gün boyunca ateşi kesmeyi kabul ettiğini belirten ortak bir açıklama yayımlamıştı.

ABD tarafı, bu teklifi Moskova’ya iletme taahhüdünde bulunmuştu.

Rusya Devlet Başkanı Putin, teklifi desteklemiş, ancak ateşkesin ayrıntılarına ilişkin soruların bulunduğunu belirtmişti.

Rusya Devlet Başkanı’nın yardımcısı Yuriy Uşakov, Ukrayna’da 30 günlük ateşkes önerisini “Ukrayna ordusu için geçici bir soluklanma, hepsi bu,” şeklinde değerlendirmişti.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD: Özgürlük Heykeli’ni Fransa’ya iade etmeyeceğiz

Yayınlanma

Trump yönetimi, Fransız bir siyasetçinin Özgürlük Heykeli’nin Fransa’ya iade edilmesi talebini değerlendirmeye almayacağını ilan etti.

Beyaz Saray Basın Sekreteri Karoline Leavitt, “Kesinlikle hayır. İsmi açıklanmayan bu alt düzey Fransız siyasetçiye tavsiyem, Fransızların şu anda Almanca konuşmuyor olmalarının tek sebebinin Amerika Birleşik Devletleri olduğunu hatırlatması olacaktır. Buna minnettar olmalılar,” dedi.

Açıklama, Avrupa Parlamentosu’nun Fransız üyelerinden Place publique (PP) üyesi Raphaël Glucksmann’ın bir parti kongresinde, Trump yönetimindeki Amerika’nın, Fransa’nın 1880’lerde diplomatik bağları resmileştirmek ve ABD’nin Büyük Britanya’dan bağımsızlığı ve köleliğin sona ermesini yüceltmek için ABD’ye hediye ettiği anıtın ruhunu artık temsil etmediğini söylemesinden bir gün sonra geldi.

Glucksmann, “Tiranların yanında yer almayı seçen Amerikalılara, bilimsel özgürlük talep ettikleri için araştırmacıları kovan Amerikalılara şunu söyleyeceğiz: ‘Bize Özgürlük Heykeli’ni geri verin’,” dedi.

Heykel ABD hükümetinin malı olduğu için Fransa’nın bunu “zorla” geri alması pek mümkün görünmüyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump ile Putin arasındaki telefon görüşmesinin ana başlıkları neler?

Yayınlanma

Rusya ve ABD başkanları Vladimir Putin ve Donald Trump, bugün ikinci resmi telefon görüşmelerini gerçekleştirecek.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, planlanan görüşmeden bir gün önce bu bilgiyi doğruladı. Peskov, “Evet, bu doğru. Salı günü böyle bir görüşme hazırlanıyor,” dedi.

Daha önce Kremlin ile olası bir teması Trump kendisi açıklamıştı. Trump, 17 Mart’ta basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “Salı günü Devlet Başkanı Putin ile görüşeceğim. Hafta sonu boyunca çok iş yapıldı. Çatışmayı bitirip bitiremeyeceğimizi anlamak istiyoruz. Belki başarabiliriz, belki başaramayız ama bence iyi bir şansımız var,” ifadelerini kullandı.

Reuters haber ajansının liderlerin hangi konuları ele alacağına ilişkin sorusuna Trump, “toprak” ve “nükleer santraller” konularını işaret etti.

Ayrıca Kiev ve Moskova ile “bazı varlıkların paylaşımı” konusunda görüştüğünü vurguladı. ABD Başkanı Özel Temsilcisi Steven Witkoff ise, “Hepimizin bildiği gibi Rusların hedefinde olan bölgeler var. Orada (Zaporojye Nükleer Santrali’nde) Ukrayna’ya oldukça fazla elektrik sağlayan bir nükleer reaktör bulunuyor. Bununla ilgilenilmesi gerekiyor. Limanlara erişim ve Karadeniz’de potansiyel bir anlaşma da gündemde,” diye konuştu.

Diğer yandan Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksandr Gruşko, İzvestiya gazetesine verdiği mülakatta Rusya’nın tutumunu izah etti.

Gruşko’ya göre, Ukrayna’da kalıcı barışa ulaşmak ancak ABD ve NATO’nun Moskova’ya “demir gibi güvenlik garantileri” vermesiyle mümkün olabilir. Bu garantilerin doğrudan bir parçası olarak Ukrayna’nın tarafsız statüsü ve ülkelerin Ukrayna’yı NATO’ya kabul etmeyi reddetmesi gerektiği belirtildi.

Hem Trump hem de yönetimindeki isimler, Kiev’in ittifaka girmesine gerek olmadığını defalarca vurguladılar. Fakat Ukrayna yönetimi, NATO’ya katılmanın önceliğini koruduğunu açıkladı.

Ayrıca Gruşko, NATO üyesi Avrupa ülkelerinin liderlerinin Ukrayna’ya barış gücü olarak asker gönderme niyetinde oldukları yönündeki açıklamalarını “saçma” olarak nitelendirdi.

Gruşko, bu çatışma bağlamında barışı koruma konusundaki konuşmaları “arabayı atın önüne koşma girişimi” olarak değerlendirdi.

Uluslararası bir anlaşmanın eşlik etmesi konusuna “ancak bu anlaşma geliştirildiğinde” yaklaşılabileceğine işaret eden Gruşko, söz konusu olanın, bu anlaşmanın belirli maddelerinin uygulanmasını izleyecek silahsız gözlemciler, sivil bir misyon veya garanti mekanizmaları olabileceğini vurguladı.

Askeri uzman ve Military Russia portalının kurucusu Dmiitriy Kornev, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte, yalnızca karşılıklı anlaşmalar ve formatların uygulanabileceğini söyledi.

Gözlemci formatlarının belirlenmesinin genellikle varsayımsal bir anlaşmanın başlangıç koşulları üzerinde fikir birliğine varıldıktan sonra başladığını açıklayan Kornev’e göre, ateşkes rejiminin şartlı gözlemcisi, Çin veya Hindistan gibi bir uluslararası kuruluş veya üçüncü bir ülke olabilir.

Ateşkesin sağlanmasına yönelik olası mekanizmalar, 11 Mart’ta Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde yapılan ABD-Ukrayna görüşmelerinin ardından aktif olarak tartışılmaya başlandı.

Bu görüşmelerin sonucunda Kiev, Amerikalılar tarafından önerilen 30 günlük bir ateşkesi kabul etmeye hazır olduğunu ifade etti. 14 Mart’ta Putin, Rusya’nın çatışmaları durdurma önerisine katıldığını, ancak bu önerinin uzun vadeli bir barışa yol açması gerektiğini vurguladı.

Devlet başkanı, ABD ve Ukrayna’nın bir aylık ateşkes ilan etme önerisi hakkında konuşurken, “Biz ‘evet’ diyoruz ama nüanslar var,” demişti.

Bu nüanslar arasında, Rus birliklerinin başarılı bir şekilde ilerlediği Kursk oblastı, ateşkes durumunda Kiev’e silah sevkiyatının devam etmesi ve Ukrayna’nın seferberliği yer alıyor.

Çözülmesi gereken bir diğer önemli konu ise ateşkesi sürdürme ve kontrol etme mekanizmalarının varlığı.

Rusya ile Ukrayna ihtilafı konusunda Trump’ın diyaloğunda bir ana kırmızı çizgi var: Zaman.

Vedomosti‘ye demeç veren Rusya Bilimler Akademisi Kuzey Amerika Araştırmaları Merkezi Başkanı Viktoriya Juravleva’ya göre, ABD Başkanı’nın 2026 kasım ayında yapılacak ara seçimler öncesinde Amerikan seçmenine “satmak” için bu alanda mümkün olan en kısa sürede sonuç alması gerekiyor.

Bu nedenle Trump, Rusya ile ikili ilişkileri iyileştirmekten bahsettiğinde, öncelikle Ukrayna ihtilafını çözmeyi umuyor, tersini değil.

Juravleva, “Trump, diplomatik alandaki faaliyetlerinin sonuç vermediğini düşünür düşünmez, tüm süreci tersine çevirmeye çalışabilir ve bundan Rusya da dahil olmak üzere herkesi suçlayabilir,” değerlendirmesini yaptı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English