Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Zelenski’nin ‘Küresel Güney’ hamlesinde Lula eksik

Yayınlanma

Japonya’nın Hiroşima kentinde düzenlenen G7 zirvesine katılan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, batının Rusya karşıtı politikasına katılmayan ‘Küresel Güney’ ülkelerine yönelik bir diplomatik hamle başlattı.

Cumartesi günü Hindistan Başbakanı Narendra Modi ile görüşen Zelenski, Telegram mesaj uygulamasında yaptığı açıklamada, ikilinin Ukrayna’nın seyyar hastaneler ve kara mayınlarının temizlenmesine ilişkin ihtiyaçlarını ele aldığını ve Hindistan’ı Ukrayna’nın barış formülüne katılmaya davet ettiğini söyledi.

Zelenski ayrıca, “Hindistan’ın kurallar temelinde yeniden yapılanmaya katılacağına inanıyorum,” dedi.

Modi’nin Twitter hesabı ikilinin el sıkışırken çekilmiş bir fotoğrafını paylaştı ve Zelenski’ye Hindistan’ın Ukrayna halkına insani yardıma devam etmeye hazır olduğunu ve barış için ‘diyalog ve diplomasiyi’ desteklediğini söylediğini belirtti.

Modi ayrıca, ülkesinin ve kendisinin çatışmayı bitirmek için ‘elinden geleni yapacağını’ söyledi. Hintli lider, ‘savaşın acısını’ kimsenin Ukraynalı mevkidaşından daha iyi anlayamayacağını savundu.

Hindistan, Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmayarak ikili ticareti artırdı. Yeni Delhi’nin Moskova’dan aldığı ucuz ham petrolü işleyerek Avrupa’ya sattığı da biliniyor.

Hindistan Dışişleri Bakanı Vinay Kwatra gazetecilere yaptığı açıklamada, Cumartesi günkü toplantıda Hindistan’ın Rusya’dan yakıt alımının görüşülmediğini söyledi.

Lula ile görüşmedi

Fransız bir cumhurbaşkanlığı kaynağı gazetecilere, Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva’nın da Hiroşima’da Zelenski ile görüşeceğini söylemişti.

Fakat Lula Pazartesi günü yaptığı açıklamada, G7 zirvesi çerçevesinde Japonya’da Ukrayna Devlet Başkanı ile bir araya gelmesinin söz konusu olduğunu fakat Zelenski’nin ‘geç kalması’ nedeniyle görüşmenin iptal edildiğini söyledi.

Lula, “Saat 15:15’te bu odada Ukrayna ile ikili bir görüşmem vardı. Bekledik ve geç kaldığı bilgisini aldık,” dedi.

Ukrayna Devlet Başkanı için “Belli ki randevuları vardı ve gelemedi,” diyen Lula, sözlerini şöyle sürdürdü: “Hayal kırıklığına uğramadım. Üzüldüm çünkü onunla görüşmek ve konuyu tartışmak isterdim. Zelenski bir yetişkin. Ne yaptığını biliyor.”

AFP’ye göre Lula yaşanan durumdan rahatsız oldu ve Ukraynalı mevkidaşının ‘Rusya ile barış görüşmelerine ilgi duymadığını’ söyledi. Ajans, Brezilya Devlet Başkanının aynı şeyi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için de söylediğini aktardı.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski ise, Brezilyalı mevkidaşı ile gerçekleştiremediği görüşmeye ilişkin olarak yaptığı açıklamada, ikili görüşmenin programlama sorunları nedeniyle gerçekleşmemiş olmasının mümkün olduğunu söyledi.

Zelenski gazetecilere verdiği demeçte, “Neredeyse herkesle, tüm liderlerle görüştüm. Hepsinin kendi programları var, bu yüzden Brezilya Devlet Başkanı ile görüşemedik,” dedi.

Lula ile görüşememesinin kendisinde hayal kırıklığı yaratıp yaratmadığı yönündeki bir soruya ise, “Onun hayal kırıklığına uğradığını düşünüyorum,” cevabını verdi.

Brezilya lideri Lula, savaşta ‘tarafsız’ kaldıklarını ve arabuluculuk rolünü oynamak istediklerini söylerken, ABD’nin çatışmayı kışkırttığını da dile getiriyor.

DİPLOMASİ

İngiltere, Ukrayna’ya binlerce asker göndermeye hazırlanıyor

Yayınlanma

The Times‘ın haberine göre, İngiltere, olası bir ateşkesi denetlemek üzere Ukrayna’ya binlerce askerini süresiz olarak göndermeyi planlıyor. İngiltere, Fransa, Türkiye, Kanada ve Avustralya’nın da aralarında bulunduğu ülkelerle birlikte Ukrayna’ya asker gönderme konusunda anlaştı.

The Times gazetesinin hükümet kaynaklarına dayandırdığı haberine göre İngiltere, Moskova ile Kiev arasında olası bir ateşkesi denetlemek üzere binlerce askerini Ukrayna’ya süresiz olarak göndermeye hazırlanıyor.

Hükümetten ismi belirtilmeyen üst düzey bir yetkili, “Bu, yıllar sürecek uzun vadeli bir taahhüt. Barış anlaşmasını sürdürmek ve Rusya’yı caydırmak için ne kadar gerekirse o kadar,” ifadelerini kullandı.

Gazetenin paylaştığı verilere göre, İngiltere, Fransa, Türkiye, Kanada ve Avustralya ile birlikte Ukrayna’ya asker gönderme konusunda anlaştı.

30’dan fazla ülke de misyonu silah ve lojistik destekle desteklemeyi kabul etti. Toplamda, Ukrayna’ya yardım etmek isteyen “gönüllüler koalisyonu” 30 bin kadar barış gücü gönderebilir.

Ancak bu birlik, yalnızca Moskova ile Kiev arasında bir barış anlaşması imzalandığında Ukrayna’ya gidecek.

‘Çatışmanın doğrudan tarafı olurlar’

Öte yandan Moskova, NATO ülkelerinin Ukrayna’ya asker konuşlandırmasına kesin bir şekilde karşı çıkıyor. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksandr Gruşko, bu tür girişimlerin tamamen yersiz ve anlamsız olduğunu belirterek, “Eğer bu birlikler orada bulunursa, bu durum onları çatışmanın doğrudan tarafı yapar ve tüm sonuçlarıyla birlikte çatışma bölgesinde yer aldıkları anlamına gelir,” dedi.

Gruşko, yalnızca barış anlaşmasının uygulanmasını izleyecek silahsız gözlemcilerin söz konusu olabileceğini belirtti.

Diğer yandan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, savaşın sona ermesinin ardından Ukrayna’da Avrupa barış gücünün konuşlandırılmasının Rusya’nın onayını gerektirmeyeceğini söyledi.

Macron, “Ukrayna egemen bir devlettir ve eğer müttefik askerlerin kendi topraklarında bulunmasını talep ederse, buna katılıp katılmamaya Rusya karar veremez,” ifadesini kullandı.

Aynı zamanda Macron, barış gücünün konuşlandırılmasının müzakerelerin bir maddesi olacağını belirterek, “Ukraynalıların hiçbir şekilde toprak tavizi vermemesi ve hiçbir güvenlik garantisi olmaması açık,” diye ekledi.

İngiltere ve Fransa tarafından hazırlanan plana göre, barış güçleri Kiev, Odessa ve Lviv’e gönderilebilir.

Bu güçler, Ukrayna ordusuna ikmal ve eğitim sağlamakla görevli “destek güçleri” olarak orada bulunacaklar.

Daha önce Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, olası bir barış anlaşmasının uygulanmasını etkili bir şekilde denetlemek için ülkeye 100 bin barış gücü askeri yerleştirilmesi çağrısında bulunmuştu.

ABD, Avrupa barış gücünün konuşlandırılmasını destekledi, ancak kendi askerlerini göndermeyi reddetti.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Ukrayna, barış için Rusya’ya yönelik yaptırımların hafifletilmesini kabul edebilir

Yayınlanma

Ukrayna, Rusya ile barış görüşmelerinde yaptırımların hafifletilmesini gündeme getirebileceğini açıkladı. Ukrayna Devlet Başkanı yaptırım politikalarından sorumlu yetkilisi Vladislav Vlasyuk, yaptırımların amacının Rusya’yı askeri müdahaleyi durdurmaya ve kalıcı barış anlaşması yapmaya zorlamak olduğunu belirtti. Vlasyuk, Rusya ile ilişkilerin normalleşme hâlinde enerji kaynaklarının Avrupa pazarına dönmesinin de değerlendirilebileceğini ifade etti.

Ukrayna makamları, Rusya’ya uygulanan yaptırımların hafifletilmesinin barış görüşmelerinde gündeme gelebileceğini belirtiyor.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in yaptırım politikalarından sorumlu yetkilisi Vladislav Vlasyuk, Politico’ya verdiği demeçte, Batılı ülkelerle Rusya arasındaki iş ilişkilerinin yeniden kurulmasının “zaman meselesi” olduğunu, ancak bunun belirli koşullar altında gerçekleşmesi gerektiğini söyledi.

Vlasyuk, yaptırımların “Ukrayna için adaleti sağlamaya ve güvenliğini temin etmeye yardımcı olması” hâlinde, nihayetinde bu yaptırımlardan vazgeçilebileceğini iddia etti.

Yetkili, ambargolar ve Rusya’nın enerji kaynaklarına uygulanan ithalat yasaklarının, “Rusya’yı askeri müdahaleyi durdurmaya ve kalıcı barış anlaşması yapmaya zorlamak” gibi somut hedefleri olduğunu, bunların sadece “basit birer ceza” olmadığını savundu.

Ayrıca Vlasyuk, Moskova’nın öncelikle askeri müdahaleyi sona erdirmek için somut adımlar atması gerektiğini, ancak bundan sonra yaptırımlar hakkında görüşmelere başlanabileceğini ifade etti.

Barışın tesis edilmesinin ardından, Avrupalı ülkelerin Rusya’nın petrol ve doğalgaz tedarikindeki “büyük potansiyelini kullanmaya çalışmamasının aptallık olacağını” söyleyen Vlasyuk, ancak, Avrupa’nın doğalgaz ithalatında yüzde 40’tan fazla oranla Gazprom’a bağımlı olduğu savaş öncesi dönemdeki gibi büyük miktarlarda olmaması gerektiğini de sözlerine ekledi.

Vlasyuk, “Ancak en önemlisi, Rusya bir noktada ortaklarına ve komşularına karşı az çok normal bir politikaya dönerse, rekabetçi pazarlardan dışlanmaması gerektiğini düşünüyorum,” dedi.

Avrupa Birliği (AB), Rus enerji kaynaklarından 2027 yılına kadar tamamen vazgeçmeyi hedefliyor.

Fakat, bu hedefe nasıl ulaşılacağına dair yol haritası bu yıl iki kez ertelendi ve şu anda ne zaman hazır olacağı bilinmiyor.

Bu arada, Doğu Almanya’daki bazı politikacılar ve sanayiciler, enerji maliyetlerini düşürmek için Rus gazı alımına yeniden başlanmasının iyi olacağını dile getirmeye başladı.

Bloomberg ve Reuters’ın haberine göre, Trump’ın danışmanları, petrol için belirlenen tavan fiyatı da dahil olmak üzere, kısıtlayıcı tedbirlerin hafifletilmesi için çeşitli seçenekler hazırlıyor.

Ayrıca, ABD’nin Rusya’ya yönelik politikasının daha geniş kapsamlı bir şekilde gözden geçirilmesi kapsamında, bazı milyarderler de dahil olmak üzere belirli tüzel ve özel kişilere uygulanan yaptırımların potansiyel olarak kaldırılması da değerlendiriliyor.

Rus şirketleri için enerji yaptırımları ilk sırada yer almasa da özellikle tanker filosuna uygulanan yaptırımların kaldırılmasını istiyorlar.

Ancak şirket temsilcileri, şirketler için en büyük yükün sınır ötesi ödemelerle ilgili sorunlar olduğunu belirtiyor. Rusya Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, ABD ile yapılacak müzakerelerde Rusya’nın hangi kısıtlamaların kaldırılmasını talep etmesi gerektiği konusunda şirketlerin görüşlerini almaya başladı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Rusya’dan Elon Musk’a Mars’a ortak sefer teklifi

Yayınlanma

Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev, Amerikalı milyarder Elon Musk’a 2029’da Mars’a ortak bir misyon düzenleme teklifinde bulundu. Dmitriyev, bu işbirliğinin insanlığın yücelmesine hizmet etmesi gerektiğini vurguladı. Daha önce Musk, Starship ile 2026’da Mars’a insan benzeri bir robot göndermeyi ve 2029’da ilk astronotları göndermeyi planladığını açıklamıştı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in müzakerecilerinden ve Rusya Doğrudan Yatırım Fonu (RDIF) Başkanı Kirill Dmitriyev, Tesla ve SpaceX’in CEO’su Elon Musk’a 2029’da Rusya ve ABD’nin ortak bir Mars misyonu düzenlemesini teklif etti.

Dmitriyev, bu teklifini X platformunda yaptığı bir paylaşımla duyurdu ve “Akıllarımız ve teknolojilerimiz, insanlığın yok edilmesine değil, yücelmesine hizmet etmeli,” ifadelerini kullandı.

Bu teklif, Dmitriyev’in 18 Şubat’ta Suudi Arabistan’da gerçekleşen Rusya-ABD görüşmelerine katıldığı sırada gündeme geldi.

Dmitriyev, görüşmelerde yatırım ve ekonomi konularından sorumluydu

RDIF’nin aktardığına göre, Dmitriyev toplantıda ABD temsilcileriyle ülkeler arasındaki iktisadi işbirliğinin yeniden tesis edilme potansiyelini görüştü.

Elon Musk daha önce 2026’nın sonlarında şirketi SpaceX’in Starship adlı uzay aracıyla Mars’a insan benzeri Optimus robotunu göndermeyi planladığını açıklamıştı.

Musk, başarılı bir iniş durumunda ilk astronotların Kızıl Gezegen’e inişinin 2029’da mümkün olabileceğini, ancak 2031’in daha gerçekçi bir tarih olduğunu belirtmişti.

Putin, 23 Şubat’ta Dmitriyev’i yabancı devletlerle yatırım ve ekonomik işbirliği konularında özel temsilcisi olarak atadı.

Bu görevinde Dmitriyev, Rusya’nın hem Küresel Güney ülkeleriyle hem de ABD de dahil olmak üzere Batı ile olan ticari ilişkilerini geliştirecek. Dmitriyev, RDIF başkanlığı görevini de sürdürecek.

ABD de Mars’ı keşfetmeye yönelik büyük planlarını defalarca dile getirdi. Örneğin, ABD Başkanı Donald Trump, 20 Ocak 2025’teki göreve başlama konuşmasında, “Oraya yıldızlı ve çizgili bayrağı dikmek” amacıyla Mars’a astronot gönderme niyetini açıklamıştı.

Yaptırım kısıtlamalarına rağmen Rusya ve ABD, uzay alanında işbirliğine devam ediyor. Şubat ayında Rusya’nın federal uzay ajansı Roskosmos ve NASA, çapraz uçuşlar konusundaki anlaşmayı 2026’ya kadar uzattı.

Putin de daha önce Elon Musk ile ortaklık olasılığına değinmişti. Şubat ayının sonlarında Putin, Musk’ın ABD devlet aygıtını yeniden yapılandırmayı tamamlaması ve bilime odaklanması durumunda Rus şirketlerinin onunla işbirliği kurabileceğini söylemişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English