Bizi Takip Edin

ASYA

2024 yılında Asya’nın en olaylı ülkesi: Güney Kore

Yayınlanma

Editörün Notu: 2024 yılı Güney Kore’de hem toplumsal hem siyasi anlamda yorucu bir dönem olarak tarih kayıtlarına geçti. Yılın son saatlerine girilirken ülkede siyasi krizler derinleşiyor. 13. Cumhurbaşkanı Yoon Seok-yeol’ün siyasi darbe girişimi ile aralık ayına giren Güney Kore halkı bu şoku atlamadan, yılın son günlerine elim bir uçak kazası ile uyandı. 179 kişinin hayatını kaybettiği kazada, ülkede 7 günlük milli yas ilan edildi ve 2025 kutlamaları iptal edildi.

Yorgun bir şekilde 2025’e adım atan Güney Kore’de bu yıl neler yaşandı:

  • Muhalefet liderine suikast girişimi (2 Ocak 2024)

Güney Kore’de ana muhalefetteki Demokratik Parti’nin lideri Lee Jae-myung Busan şehrinde bıçaklı saldırıya uğradı. Basın mensuplarının sorularını yanıtladığı sırada imza alma bahanesiyle Lee’ye yaklaşan saldırgan, elindeki kesici aletle Lee’yi boynundan yaraladı. Lee’nin suikast girişiminden sağ kurtuldu.

  • Kuzey Kore’den gelen “düşman” ilanı (15 Ocak 2024)

Yeni yılın hemen ardından 5 Ocak 2024’te Kuzey Kore, Yeonpyeong Adası’na topçu saldırısı başlattı. Kuzey Kore, “Koreler arası ilişkilerdeki tüm felaketin nedeninin Güney Kore hükümetinin olduğunu” ve “Güney Kore’nin değişmez ana düşman olduğunu” 15 Ocak 2024’teki Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti 14. Yüksek Halk Meclisi’nin 10. Oturumunda lider Kim Jong-un tarafından deklare etti.

  • First Lady Rüşvet Krizi (25 Ocak 2024)

Güney Kore First Lady’si Kim Keon Hee’nin lüks bir çanta hediyesi kabul ettiği iddiasıyla ilgili tartışma, iktidardaki Halkın Gücü Partisi’ni (PPP) karıştırarak ülkede büyük infial yarattı.  YouTube kanalı Voice of Seoul tarafından yayınlanan bir videoda, Amerikalı Rahip Choi Jae-young saatine takılı kamerayla gizlice rüşvet anını kaydetmişti. Choi’nin, 3 milyon won (2.200 $) değerindeki çantayı satın almak için bir mağazaya yürüdüğü ve sonra, Seul’de first lady’ye ait bir şirket olan Covana Contents’i ziyaret ederek çantayı verdiğini gösteriyordu.

Muhalefet uzun zamandır First Lady Kim’i hisse senedi fiyat manipülasyonuna karışmakla suçluyordu. Öte yandan muhalefet First Lady’in soruşturulması için parlamentodan tasarı geçirmek istemişti. Yoon bu iddialar nedeniyle eşinin soruşturulmasını talep eden bir yasa tasarısını veto etti.

Skandal aynı zamanda Yoon’un partisi içinde de ayrışmalara yol açtı. Ve nisan seçimleri için kamuoyunda tartışmalar yarattı.

  • Küba ile diplomatik ilişkilerin başlaması (14 Şubat 2024)

Kuzey Kore ile yakın ilişkilere sahip olan Küba Cumhuriyeti, 14 Şubat 2024’te, Kore Cumhuriyeti Daimi Misyonu ile New York’ta diplomatik bir misyon düzenledi. Güney Kore-Küba ilişkileri, Güney Kore hükümetinin 1948’de kurulmasından bu yana 76 yıl sonra ilk kez büyükelçi düzeyinde diplomatik ilişkilere yükseltildi . Küba, Güney Kore ile diplomatik ilişki kuran 193. ülke oldu.

  • Kore Cumhuriyeti Ulusal Meclisi seçimi (10 Nisan 2024)

Ana muhalefetteki Demokratik Parti (DP), Ulusal Meclis’teki 300 sandalyenin çoğunluğunu kazanarak iktidardaki Halkın Gücü Partisi’ni hezimete uğrattı. Demokratlar,  iktidar partisinin 108 sandalyesine karşılık 175 sandalye kazandı. Genel seçmen katılımı %67 oldu ve bu 32 yılın en yüksek seçmen katılım rekoru oldu. Muhalefetteki Kore Demokratik Partisi, anayasa tarihinde ilk kez bir muhalefet partisi olarak sandalye çoğunluğunu elde etti. Bu durum Yoon hükümetini “topal ördek” sürecine soktu.

 

  • Atık balonu krizi (28 Mayıs 2024)

Kuzey Kore, atık yüklü balonları Güney Kore’ye göndererek tansiyonu artıracak bir hamlede bulundu. Olayın başlangıcında sadece Daenam şehrine broşür gönderildiğinden şüpheleniliyordu ancak balonların içeriği kontrol edildiğinde atık maddeler olduğu tespit edildi. Olay iki ülke arasında tansiyonu artırarak Güney Kore’nin de Kuzey’e balonlar yollamasına neden oldu. Kuzey Kore yönetimi ise, bu hamleyi, Güney’in Kuzey’e yönelik dev hoparlörler de dahil olmak üzere uzun süreli propaganda çalışmalarına karşılık olarak yaptığını açıkladı.

  • Kuzey Kore ile drone krizi (11 Ekim 2024)

Güney Kore’ye ait insansız hava aracının (İHA) Kuzey Kore üzerinde tespit edilmesi ile birlikte 13 Ekim’den Kuzey Kore’den çok sert açıklamalar gelmişti. Kuzey Kore lideri Kim Jong-un savunma-güvenlik istişare toplantısı düzenledi ancak bu toplantı, Kore Halk Ordusu Genelkurmay Başkanlığı’na “Savaş zamanı düzenine göre tamamen silahlandırılmış sekiz topçu tugayının, ayın 13’ünde saat 20:00’ye kadar tam ateşe hazır duruma getirilmesi” gerektiğini belirten ve ‘ön operasyonel emrini’ onaylayan bir toplantı olarak kayıtlara geçti.

Kore İşçi Partisi Merkez Komitesi başkan yardımcısı Kim Yo-jong, 14 Ekim’de, insansız hava aracı olayından Güney Kore ordusunun sorumlu olduğunu söyleyen iki cümlelik kısa bir açıklama yaptı. Bu, olayın tekrarlanması durumunda ‘korkunç bir felaket’ uyarısında bulunan kız kardeş Kim Yo-jong, “Dikkatsiz meydan okuma Kore Cumhuriyeti’nin sefil sonunu hızlandıracak” diyerek sert bir uyarıda bulunmuştu.

  • Kuzey Kore’nin Gyeongui ve Donghae Hatlarını patlama olayı (15 Ekim 2024)

Kuzey Kore’nin, Askeri Sınır Hattının kuzeyindeki yer alan Koreler arası bağlantı hattı olarak bilinen Gyeongui Hattı ve Donghae Hattı üzerindeki ve demiryolunun  bir bölü Pyongyang tarafından havaya uçuruldu. Böylece bağlantı yolları tamamen ortadan kaldırılmış oldu. Artık iki ülke arasında karayolu teması ortadan kalkmış oldu.

  • Yoon’a karşı protesto ve istifa çağrılarının büyümesi (28 Eylül 2024) 

Güney Kore’de 28 Eylül’de işçi ve çiftçi sendikaları, kadınlar ve gençlerin de aralarında bulunduğu vatandaşlar, Yoon yönetiminin aşırı sağcı işçi karşıtı politikaları, yargı sisteminde yaptığı değişikler ve savcı atamalarının yanı sıra zenginlere yönelik vergi kesintilerini protesto ederek ülke çapında eş zamanlı protestolar gerçekleştirildi. Başkent Seul Jung-gu’daki Sungnyemun Kapısı önünde kurulan protesto alanlarında “Haydi! istifa için meydanı açın!” sloganları yükseldi. Protestolar yaklaşık 10.000 kişinin katılımı ile başlamış oldu.

Protestolar Aralık ayına kadar düzenli olarak sürdürüldü. Kore Konfederasyon Sendikası’nın katılımı ile yüzbinlerce kişi Yoon’un istifası için hafta sonları bir araya geldi.

  • SIKIYÖNETİN (3 Aralık 2024)

3 Aralık günü saat 22.23 sıralarında acil brifing düzenleyen Cumhurbaşkanı Yoon Seok-yeol, Kuzey Kore yanlısı ve devlet karşıtı güçlerini önlemek adına ülke çapında sıkıyönetim ilan ettiğini duyurdu. İlan ardından sıkıyönetim komutanlığı kuruldu ve sıkıyönetim birlikleri seferber edildi.  1979’den sonra Seul sokaklarında askeri zırhlı araçların görüldüğü ilginç bir manzara yaşandı.

Millet Meclisi ve siyasi partilerin her türlü siyasi faaliyetinin yasaklanması,  her türlü ifade ve basın özgürlüğünün kontrol altına alınması,  tek taraflı tutuklama, gözaltı, ve yargılama gibi sıkıyönetim kanunları uygulanmak istendi.  Ardından, General Park An-soo Sıkıyönetim Komutanlığı’na ait ilk bildiriyi yayınladı. 1. Özel Kuvvetler Tugayı ve 707. Özel Görev Grubuna ait seçkin özel kuvvetlerden oluşan silahlı birimler meclis binasına girmek için konuşlandırıldı.

Muhalefet ve iktidar partisinden Yoon’un darbe kararına karşı duran milletvekilleri, mecliste toplanarak 155 dakika boyunca direniş gösterdiler. 4 Aralık 2024 01:01’de 190 üye mevcut parlamento, anayasa tarihinde ilk kez sıkıyönetimin kaldırılmasını talep eden bir kararı oybirliğiyle kabul etti ve “Sıkıyönetim ilanı geçersiz kılınmıştır” kararını aldı. Sıkıyönetimin kaldırılması kararının alınması ve Cumhurbaşkanlığı’ndan üç saatten fazla bir süre yanıt gelmemesinin ardından 4 Aralık – 04.30: Bakanlar Kurulunun onaylamasıyla sıkıyönetim resmen yürürlükten kaldırıldı. Yoon’un azli için verilen önerge Ulusal Meclise sunuldu.

5 Aralık

Yoon, sıkıyönetim ilan etmesini kendisine önerdiği iddia edilen Savunma Bakanı Kim’in istifasını kabul etti. Genelkurmay Başkanı General Park An-su’nun istifası kabul edilmedi. Yoon hakkında “vatana ihanet” suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. 

7 Aralık

Yoon, sıkıyönetim ilanı nedeniyle kamuoyundan özür diledi. Yoon’un azline iliskin ilk önerge kabul edilmedi.

8 Aralık

Eski Savunma Bakanı Kim gözaltına alındı. 

9 Aralık

Yoon için seyahat yasağı çıkarıldı. 

10 Aralık

Güney Kore Ulusal Meclisi, Yoon dahil 8 kişinin ‘derhal’ gözaltına alınmasını talep eden tasarıyı kabul etti.

12 Aralık

Yoon, başarız darbe girişimini “idari eylem”oldugunu savunarak, azledilmesi ve yargılanması halinde buna karşı koyacağını bildirdi. Ana muhalefetteki Demokratlar, 12 Aralık’ta meclise, Yoon’un görevinden azledilmesini kapsayan yeni bir önerge sundu.

  • Yoon’un Görevden alınması (14 Aralık)

Sıkıyönetim ilanı nedeniyle 13. Cumhurbaşkanı Yoon’un azli için verilen ilk önerge mecliste yeterli çoğunluk barajına takılırken, muhalefetin yeni önergesi 204 evet oyuyla meclisten geçti ve Yoon azledildi.

  • Uçak Kazası ve Ulusal Yas (29 Aralık 2024)

Güney Kore’nin Muan şehrinde yolcu uçağının inişte kontrolden çıkması sonucu meydana gelen kazada 179 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi. Duvara çarpıp infilak eden uçaktan 2 kişi sağ olarak kurtulabildi. Uçak inmeden dakikalar önce kontrol kulesinin, “kuş çarpmasına” karşı uyardığı, uyarıyı alan pilotun kısa süre sonra inişe geçtiği açıklandı. Ülkede 1 haftalık ulusal yas ilan edildi.

ASYA

Güney Kore’de görevden alınan Başkan Yoon’u tutuklama girişimi başarısız oldu

Yayınlanma

Güney Kore’de yolsuzlukla mücadele müfettişleri ve polis, görevden alınan Devlet Başkanı Yoon Suk Yeol’u tutuklama çabalarını, cumhurbaşkanlığı güvenlik görevlileriyle yaşanan arbedenin ardından cuma günü askıya aldı.

Üst Düzey Yetkililer için Yolsuzluk Soruşturma Ofisi (CIO) gazetecilere gönderdiği mesajda, Yoon’un konutuna girerek tutuklama girişiminin “neredeyse imkansız” olduğuna karar verdiklerini söyledi.

CIO, emri yerine getirmeye çalışırken “caydırıcılıkla” karşılaşan personelinin güvenliğine ilişkin endişeler nedeniyle ofisin operasyonu yerel saatle 13:30’da durdurduğunu söyledi.

“Bundan sonra alınacak tedbirler değerlendirildikten sonra kararlaştırılacaktır” diyen ofis, ‘şüphelinin yasal prosedürlere uymayan zihniyetinden’ dolayı ‘üzüntü’ duyduğunu ifade etti.

Müfettişler günün erken saatlerinde Yoon’un Seul’ün Yongsan bölgesindeki konutuna, polisin yakındaki bir caddede toplanan ve görevden uzaklaştırılan başkanı tutuklanmaktan koruma sözü veren protestocuları dağıtmasının ardından girmişti.

CIO’nun bu hamlesi, salı günü Yoon’un gözaltına alınması için mahkeme onaylı bir emir almasının ardından geldi. Müfettişler sonunda Yoon’u gözaltına almayı başarırlarsa, ilk kez görevdeki bir Güney Kore Devlet Başkanı tutuklanmış olacak.

Yoon ve hukuk ekibi soruşturmayı gayrimeşru olarak nitelendirdi ve işbirliği yapmayı reddetti.

Devlet tarafından finanse edilen yayın kuruluşu KBS’den alınan görüntülerde müfettişlerin Yoon’un yerleşkesinin kapısından geçtiği görülüyor. KBS ve kablolu haber kanalı YTN, 2,700’den fazla polis personelinin seferber edildiğini, düzinelerce müfettiş ve polisin araziye girdiğini ve Yoon’un güvenlik görevlileriyle çatışmalar ve bazı fiziksel karşılaşmalar yaşandığını bildirdi. Yonhap Haber Ajansı Yoon’un iki avukatının daha sonra konuta girdiğini bildirdi.

Polise göre resmi konutta CIO’nun 30, polisin ise 120 memuru bulunuyordu. Yaklaşık 80 memur konuta girerken geri kalanı dışarıda bekliyordu.

Konuta girdiği bildirilen avukatlardan biri olan Yoon Kab-keun, cuma günkü hareketi hukuk dışı olarak kınadı ve yasal işlem başlatma sözü verdi.

Avukat cuma günü Nikkei Asia’ya gönderdiği mesajda “Anayasa Mahkemesi’ne ve [kararı veren] mahkemeye yakalama emrine karşı şikayette bulunduk ve yakalama emrinin yasadışı bir şekilde uygulanmasına karşı yasal yollara başvuracağız” dedi.

Gösterilerde ABD bayrağı açıldı

Yoon’a destek gösterilerinde ABD bayrağı açıldı

Bu arada konut önündeki protestolar sırasında Yoon’un 60’lı yaşlardaki bir destekçisi Güney Kore ve ABD bayrakları sallayarak “özgürlük ve demokrasinin korunması gerektiğini” savundu.

ABD, Kuzey Kore’yi caydırmayı amaçladığı iddia edilen bir güvenlik anlaşması kapsamında Güney Kore’de yaklaşık 28,000 asker bulunduruyor.

Yoon, 3 Aralık’ta ilan ettiği kısa süreli sıkıyönetim nedeniyle Ulusal Meclis milletvekillerinin 14 Aralık’ta kendisini görevden almasından bu yana görevden uzaklaştırılmış durumda. Anayasa Mahkemesi, yaklaşık altı ay sürebilecek bir süreçte yasama eylemini onaylama ya da reddetme konusunda karar vermeye başladı.

2022’de beş yıllık başkanlık dönemine seçilen muhafazakar eski başsavcı, gece yarısı aniden sıkıyönetim ilan edip orduya yasama meclisini basma emri verdiğinde Güney Kore’yi ve uluslararası toplumu şok etmişti.

Milletvekilleri hızla toplanarak bildiriyi reddetmek üzere oy kullandılar. Yoon daha sonra ertesi günün erken saatlerinde bunu geri çekti. Yoon’u görevden almaya yönelik ilk girişim, Yoon’un iktidardaki Halkın Gücü Partisi (PPP) milletvekillerinin boykotu nedeniyle usule ilişkin gerekçelerle başarısız oldu. Ancak ikinci girişim, yeterli sayıda PPP üyesinin muhalefetteki meslektaşlarına katılarak lehte oy kullanmasıyla başarılı oldu.

Güney Kore başbakanı cumhurbaşkanı vekilliğine getirildi, ancak muhalefet milletvekilleri Anayasa Mahkemesi yargıçlarının atanması konusundaki anlaşmazlık nedeniyle onu da görevden aldı. Aynı zamanda maliye bakanı olan Başbakan Yardımcısı Choi Sang-mok şu anda devlet başkanlığına vekalet ediyor.

Yoon’un görevden alınması Güney Kore kamuoyunun geniş kesimleri tarafından desteklenirken, çekirdek destekçileri buna karşı çıkıyor.

‘Ekonomimiz mahvoldu’

Eski bir başsavcı olan Yoon, nüfuz ticareti skandalı nedeniyle 2017 yılında görevden alınan muhafazakâr eski Devlet Başkanı Park Geun-hye’nin de aralarında bulunduğu kamuya mal olmuş kişilerle ilgili yüksek profilli soruşturmalar yürüterek adını duyurmuştu. Yoon’un savcılık geçmişi göz önünde bulundurulduğunda, Güney Kore’deki eleştirmenler, davranışlarına ilişkin yasal bir soruşturmada işbirliği yapmayı reddetmesini kınadılar. Sol görüşlü Kyunghyang Shinmun gazetesi cuma günkü başyazısında “Eski bir başsavcı olan Yoon Suk Yeol’un adaletin engellenmesine öncülük etmesi son derece çelişkili” dedi.

Yine cuma sabahı, Yoon’un 3 Aralık’ta sıkıyönetim ilan etmesinden bir ay sonra, muhafazakar Chosun Ilbo gazetesi, uzun süredir devam eden iç kaosun Güney Kore’nin ihracata dayalı ekonomisi için nasıl riskler oluşturduğunu ve para birimi won’un nasıl değer kaybettiğini anlatan bir başyazı yayınladı.

“Siyasi belirsizlik nedeniyle ekonomik duyarlılık donuyor” diye yazan Chosun, ‘Kötü siyasetin ekonomimizi mahvetmesine daha fazla izin verilemez’ diye ekledi.

Okumaya Devam Et

ASYA

DSÖ Çin’i, COVID-19’a neden olan virüsün kökenine ilişkin verileri paylaşmaya çağırdı

Yayınlanma

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünyayı kasıp kavuran virüsün ilk kez Çin’in Wuhan kentinde tespit edilmesinden beş yıl sonra Pekin’i koronavirüsün kökenine ilişkin verileri paylaşmaya çağırdı.

DSÖ pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Covid-19’un kökenlerini anlayabilmemiz için Çin’i veri ve erişim paylaşmaya çağırmaya devam ediyoruz. Bu ahlaki ve bilimsel bir zorunluluktur,” dedi.

DSÖ açıklamasında, ülkeler arasında “şeffaflık, paylaşım ve işbirliği” olmadan, dünyanın gelecekteki salgın ve pandemileri “yeterince önleyemeyeceği ve bunlara hazırlanamayacağı” belirtildi.

Çoğu bilim insanı virüsün hayvanlardan insanlara geçtiğine inanıyor. 2021 yılında DSÖ liderliğindeki bir ekip Wuhan’a giderek virüsün muhtemelen yarasalardan insanlara başka bir hayvan aracılığıyla bulaştığını söylemiş, fakat daha fazla araştırma yapılması gerektiğini de eklemişti.

Ne var ki geçen yıl FBI Direktörü Christopher Wray, ajansının Wuhan’daki “büyük olasılıkla potansiyel bir laboratuvar olayının” pandemiye yol açtığını değerlendirdiğini ve tartışmalı “laboratuvar sızıntısı” teorisini desteklediğini söyledi.

ABD istihbaratı bunu destekleyecek doğrudan bir kanıt bulamadı ve Çin de o dönemde bu iddianın “hiçbir inandırıcılığı olmadığını” söyledi.

Cumhuriyetçilerin liderliğindeki bir kongre alt komitesinin bu ayın başlarında salgınla ilgili iki yıllık bir soruşturmanın ardından virüsün Çin’deki bir laboratuardan kaynaklandığı sonucuna varmasının ardından virüsün kaynağı ABD’de de siyasi açıdan tartışmalı bir konu haline geldi.

Komisyondaki Demokratlar ise kendi raporlarını yayınlayarak, soruşturmanın “virüsün kökenini bulmada ya da yeni koronavirüsün nasıl ortaya çıktığına dair anlayışı geliştirmede başarısız olduğunu” savundu.

Pekin, salı günü DSÖ’nün yorumlarına karşılık vererek Covid ile ilgili bilgileri “hiç saklamadan” paylaştığını söyledi.

Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, “Covid-19 izlenebilirliği konusunda Çin en fazla veri ve araştırma sonucunu paylaştı ve küresel izlenebilirlik araştırmalarına en büyük katkıyı yaptı,” dedi.

Mao, “DSÖ’nün uluslararası uzmanları, Çin’e yaptıkları ziyaret sırasında gitmek istedikleri tüm yerlere gittiklerini ve görmek istedikleri tüm insanlarla buluştuklarını defalarca söylediler,” diye ekledi.

2023 yılında Wuhan’daki bir canlı gıda pazarından toplanan genetik veriler Çinli bilim insanları tarafından Covid-19’u rakun köpekleriyle ilişkilendiren uluslararası bir veri tabanına yüklendi. Uluslararası araştırmacılardan oluşan bir ekip, bu köpeklerin hastalığın “en olası taşıyıcıları” olduğunu söyledi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Japonya Başbakanı Ishiba, azınlık hükümetinden kaçınmak için koalisyon arayışında

Yayınlanma

Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba, çarşamba günü yayınlanan bir radyo programında, azınlık hükümetinin yönetimindeki çıkmazı kırmanın bir yolu olarak “büyük bir koalisyon kurma seçeneğinin muhtemel olacağını” söyledi.

Ishiba bu yorumu, yönetimini istikrara kavuşturmak için büyük iktidar ve muhalefet partilerinden oluşan bir büyük koalisyonu düşünüp düşünmediği sorulduğunda yaptı.

Başbakan ayrıca 24 Aralık’ta kaydedilen radyo programında, net bir amaç olmaksızın büyük bir koalisyon kurmamak için dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.

Çarşamba günü yayınlanan başka bir radyo programında, Ishiba’nın Liberal Demokrat Partisi’nin (LDP) küçük ortağı Komeito’nun başkanı Tetsuo Saito da büyük koalisyon kurma olasılığından bahsetti.

“Büyük koalisyonun önündeki engel mevcut seçim sistemidir” diyen Saito, Japonya parlamentosunun en önemli alt kanadı olan Temsilciler Meclisi için tek sandalyeli seçim sistemi reformuna ilişkin tartışmaların hızlandırılması gerektiğini belirtti.

Önceden kaydedilen radyo programında konuşan Saito, “Bence büyük bir uzlaşmaya varmamızı sağlayacak bir sistem üzerinde düşünmenin zamanı geldi” dedi.

İktidardaki LDP ve Komeito koalisyonu Ekim 2024 seçimlerinde Alt Meclis çoğunluğunu kaybederken, ana muhalefetteki Japonya Anayasal Demokrat Partisi (CDP) ve yine bir muhalefet partisi olan Halk için Demokrat Parti (DPP) büyük kazanımlar elde etti.

CDP’nin kıdemli milletvekillerinden Ichiro Ozawa çarşamba günü yaptığı açıklamada muhalefetin bazı politikaları hayata geçirmek için LDP ve Komeito ile işbirliği yapmak yerine onlardan iktidarı alması gerektiğini söyledi.

“Seçmenlerin ekim seçimlerinde LDP-Komeito koalisyonunu reddettiği açıktı. Muhalefet partilerinin bu iradeyi neden tam olarak karşılayamadıklarını bilmiyorum,” dedi Ozawa.

LDP ve Komeito, yasaları geçirmek üzere desteklerini kazanmak için esas olarak DPP ve Nippon Ishin no Kai ile müzakere ediyor. Buna karşılık DPP ve Nippon Ishin de kendi politikalarını desteklemeleri için onları yanlarına almaya çalışıyor.

Çarşamba günü yayınladığı ayrı bir Yeni Yıl mesajında Ishiba, “mümkün olan en geniş” uzlaşmaya varmak amacıyla diğer partilerin görüşlerini dikkatle dinleyeceğini söyledi.

Başbakan ayrıca ülkeyi yeniden canlandırma sözü verdi.

Japonya’nın azalan nüfusunun “sessiz bir ihtimal” olduğunu söyleyen Ishiba, ülke ekonomisinin ve bölgelerin azalan canlılığına ilişkin bir kriz duygusunu ifade etti.

“Japonya’ya bir bütün olarak canlılığını yeniden kazandıracağız” diyen Ishiba, yönetiminin Bölgesel Canlandırma 2.0 girişimini harekete geçirerek ‘Tokyo’daki aşırı yoğunlaşmayı düzelteceğini ve cazip bölge ve şehirlerin birbirine bağlı olduğu bir Japonya inşa edeceğini’ sözlerine ekledi.

Ishiba ayrıca, ücret artışları ve yatırımların öncülük ettiği “büyüme odaklı bir ekonomi” yaratmak amacıyla ücret artışlarının ve kurumsal sermaye harcamalarının teşvik edilmesine yardımcı olma sözü verdi.

Rusya-Ukrayna savaşı ve Kuzey Kore’nin nükleer ve füze gelişimine atıfta bulunan Ishiba, “aynı madalyonun iki yüzü gibi” diplomasi ve ulusal savunmayı teşvik ederek “Japonya’nın (ulusal) çıkarlarını koruyacağız” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English