Amerika
ABD’de otomotiv sektöründe grev başladı

ABD’de ‘Üç Büyükler’ olarak bilinen General Motors, Stellantis ve Ford fabrikalarında Birleşik Otomotiv İşçileri (UAW) sendikasının çağrısıyla 12 bin işçi greve gitti.
İşçilerin bu üç şirket ile imzaladıkları sözleşmenin süresi Perşembe günü ABD saatiyle 23:59’de sona erdi ve patronlar sendikaların yeni sözleşme şartlarını kabul etmedi.
UAW Başkanı Shawn Fain yaptığı açıklamada, grevin ilk etapta GM’nin Missouri’deki Wentzville Montaj fabrikasını, Stellantis’in Ohio’daki Toledo Montaj fabrikasını ve Ford’un Wayne, Michigan’daki fabrikasını etkileyeceğini söyledi.
Fain, diğer tesislerdeki sendika üyelerini şimdilik sözleşmesiz çalışmaya devam etmeye yönlendirdiği için işçilerden tepki gördü.
İş bırakma eylemi, süresi dolan sözleşmeler kapsamındaki işçiler tarafından gerçekleştirilecek geniş çaplı bir grevin sadece küçük bir parçası olarak görülüyor. Fain, grevin Detroit’teki üç büyük otomobil üreticisine karşı aynı anda yapılan ilk grev olduğunu ve sendikanın otomobil şirketleriyle mücadelesinde yeni bir cephe açtığını söyledi.
Biden yönetimi, tam da Biden’ın yeniden seçilme çabalarının yoğunlaştığı bir dönemde ekonomiyi sarsabilecek bir grevden kaçınmak için çalışıyor.
Sendika, ilk dalgada kaç şantiyenin ya da hangi lokasyonların yer alacağını açıklamadı. Perşembe günkü duyuruda Fain, diğer tesislerin greve ne zaman katılacağı ya da nasıl belirleneceği konusunda, üyelerini ‘her an hazır’ olmaya çağırmaktan başka bir ipucu vermedi. Fain’a göre, “Bu strateji şirketlerin tahmin yürütmesini sağlayacak. Ulusal müzakerecilerimize pazarlıkta maksimum kaldıraç ve esneklik sağlayacak. Eğer elimizden geleni yapmamız gerekirse, yaparız.”
Geçmişte UAW, toplu sözleşmeleri yönlendirmek için genellikle tek bir şirketi seçiyordu. Örneğin, 2019’daki son grev sırasında sendika GM’de işi durdurdu ve bir anlaşmaya varmadan önce yaklaşık 50.000 işçiyi 40 gün boyunca grev hattında bekletti.
UAW, hayat pahalılığı düzenlemelerine ek olarak, iki kademeli ücret yapısının ortadan kaldırılması ve tesislerin kapatılması durumunda belirli hakların yanı sıra, yeni sona eren şartların yüzde 40’ına varan ücret artışları talep etti.
Şirketler bir dizi karşı teklif sundular, fakat hiçbiri sendikanın şartlarını karşılamaya yaklaşamadı. Perşembe günü GM, UAW üyeleri için ‘zorlayıcı ve benzeri görülmemiş’ bir anlaşma olduğunu söylediği, daha uzun süreli çalışanlar için anlaşmanın tamamına yayılmış yüzde 20’lik bir zam önerdi. Fain bu teklifleri ‘aşağılayıcı’ olarak nitelendirerek reddetti.
Wentzville fabrikasında 4.100 kişi çalışıyor ve Chevrolet Colorado ve Express ile GMC Canyon ve Savana dahil olmak üzere orta boy kamyonlar ve tam boy minibüsler üretiyor. Stellantis Toledo’nun 4.420 çalışanı var ve elektrikli versiyonu Wrangler 4xe de dahil olmak üzere Jeep Gladiator ve Jeep Wrangler üretiyor. Ford Michigan’da 4.900 kişi çalışıyor ve Ford Ranger ve Bronco modellerini üretiyor. Hedeflenen fabrikaların her birinde kaç çalışanın UAW üyesi olduğu veya Ford Michigan’daki son montaj ve boya hatlarında kaç çalışanın çalıştığı net değil.
Biden’ın ‘yeşil’ dönüşümü ve UAW’nin itirazı
UAW ile patronlar arasındaki çatışma ücretler ve sosyal haklar gibi geleneksel konulara odaklanmış olsa da, Biden’ın daha fazla elektrikli araç ürettirme çabası önemli bir ‘arka plan’ oluşturuyor.
UAW bu hamlenin sendikalı işler için risk oluşturduğunu düşünüyor. Fain, diğer konuların yanı sıra yönetimin içten yanmalı motorlardan elektrikli araçlara geçişi desteklemeye yönelik teşvikleri ele alış biçimini eleştiriyor ve UAW, başkanın yeniden seçilme kampanyasına da destek vermiyor.
Beyaz Saray, ‘örgütlü emeği güçlendirmek ve iklim değişikliği ile mücadele’ şeklindeki ikili amacının birbirini dışlamadığında ısrar ediyor ve otomobil şirketlerini elektrikli araç işlerinin ücret ve sosyal haklarını geleneksel montaj hattı işleriyle aynı seviyeye getirmeye zorluyor.
UAW ise elektrikli araçların geleneksel araçlardan daha az işçiye ihtiyaç duyduğunu ve yeni tesislerin çoğunun sendikal örgütlenme çabalarını engelleyen eyaletlerde ortaya çıktığını belirterek bu argümanlara şüpheyle yaklaşıyor. Sendika, Biden yönetimini sendikalı iş gücünün geçişten etkilenmemesini sağlamak için daha fazlasını yapmaya çağırıyor.
UAW Başkanı Shawn Fain, “Federal hükümet sadece gidişatı değiştirmek için gücünü kullanmamakla kalmıyor, aynı zamanda milyarlarca kamu parasıyla dibe doğru yarışı aktif olarak finanse ediyor,” diyerek, Biden’ın Enflasyonu Düşürme Yasası (IRA) kapsamında ‘temiz enerji’ dönüşümüne verdiği devlet teşviklerini ve vergi indirimlerine işaret ediyor.
Öte yandan eski ABD Başkanı Donald Trump da konu hakkında açıklama yaptı. Eski başkan Çarşamba günü UAW üyelerini 2024 seçimlerinde kendisine destek vermeleri için yönetime baskı yapmaya ya da alternatif olarak ‘sendikadan ayrılmaya ve çıkarlarınızı doğru şekilde koruyacak yeni bir sendika kurmaya’ çağırdı.
Şirketlerin kârlılık korkusu
Greve gidilen şirketlerin elektrikli araçlar söz konusu olduğunda durumları pek iç açıcı değil. Temmuz ayında Ford, EV biriminin bu yıl 4,5 milyar dolar zarar etmesini beklediğini açıkladı ve bu rakam daha önceki 3 milyar dolarlık tahmine göre yukarı yönlü revize edildi. GM şu anda EV işinin 2025 yılına kadar kârlı olmayacağını öngörüyor. Dolayısıyla elektrikli araçların üretimi söz konusu olduğunda maliyetleri düşürmenin en kolay yolu, işçi maliyetlerini düşürmek.
Üstelik, sektördeki en büyük oyuncu Tesla, sendika düşmanı yapısıyla biliniyor. Üç Büyükler’in şu anda işçilerine ödediği saatlik ücret 66 dolar seviyesinde. Tesla’da ise bu rakam sadece 45 dolar.
Otomobil üreticileri elektrikli araçlardan kâr elde edebilmek için bazı bilindik stratejiler izliyor. Birçoğu elektrikli otomobil üretimini ya yurtdışına ya da sendika dostu olmayan eyaletlere taşıyor. Sendika yapımı elektrikli araç satın alan tüketicilere IRA vergi indirimi verilmesi önerisi, geçen yaz yapılan müzakereler sırasında, bu hükmün yatırımları kendi eyaletindeki sendikasız firmalardan uzaklaştıracağından korkan Batı Virginia Senatörü Joe Manchin tarafından reddedilmişti.
Sendika düşmanı Cumhuriyetçi eyaletlere yatırım akıyor
Bu durum, Kuzey Carolina’dan Alabama’ya kadar uzanan yeni ‘batarya kuşağı’ da dahil olmak üzere Cumhuriyetçilerin kontrolündeki eyaletlerde yeni EV yatırımlarının yoğunlaşmasına katkıda bulunuyor. Yabancı otomobil üreticileri uzun zamandır daha düşük ücretler ve sendika karşıtı yasalar için Güney’e akın ediyor. Genel olarak, otomobil şirketleri bölgeyi elektriğe geçmek için iyi bir yer olarak görüyor.
Brookings Metro tarafından yakın zamanda yapılan bir araştırmaya göre IRA, CHIPS, Science Act ve Bipartisan Infrastructure Law’dan akan kamu paralarının beşte ikisi Güney’e gidiyor. Bu yatırımların yüzde altmış ikisi elektrikli araç ve batarya üretimi ya da temiz enerji teknolojilerine yapılıyor.
İşçiler arasında bölünme yaygınlaşıyor
Sendikanın diğer endişeleri arasında, Stellantis’in Samsung SDI ile yaptığı anlaşma da dahil olmak üzere, bu tür ortak girişimlerin endüstri standartlarını zayıflatmak ve işçileri birbirinden ayırmak için kullanılması yer alıyor.
EV’lerde kullanılan bataryaların üretimi, ABD fabrikaları için nispeten yeni teknikler içeriyor. Bunların üretimi için gerekli uzmanlığın çoğu ABD dışından geliyor, bu nedenle otomobil üreticileri yabancı firmalarla işbirliği yapıyor.
Bunlar arasında GM ile Güney Koreli LG Energy Solutions şirketi arasında bir ortaklık olan Ohio’daki Ultium Cells fabrikası da yer alıyor. Mevcut Ultium çalışanlarının çoğu GM’nin 2018’de kapattığı Lordstown fabrikasında çalışıyordu. Fakat yeni düzenleme kapsamındaki işler, bu işçilerin bir zamanlar sahip oldukları işlerden çok farklı: GM Lordstown’da ücretler saat başına 32 dolardan başlarken, yakın zamana kadar Ultium’da işe başlayan işçiler sadece 16,50 dolar kazanıyordu. Yedi yıl sonra, üretim işçileri saatte 20 dolar kazanabiliyordu.
Financial Times (FT), Chicago Fed’de politika danışmanı Kristin Dziczek’in verdiği bilgileri aktarıyor. Buna göre UAW çalışanlarının ücretleri geçici işçiler için saat başına 16,67 dolardan başlıyor ve 32,32 dolara kadar çıkıyor (Haftada 40 saat çalışıldığında bu rakam yılda 35.000 ila 67.000 dolar arasında değişmektedir.) Tüm tazminat, yasal maliyetler ve emekli yardımları dahil olmak üzere çalışan başına işgücü maliyetinin saat başına 66 dolar olduğu tahmin ediliyor.
Tehlikeli ‘yeşil’ işler
Görünüşte ‘yeşil’ olan bu işler aynı zamanda tehlikeli de olabiliyor. Ultium’un Ohio’daki tesisi bu yıl şimdiye kadar altı İş Güvenliği ve Sağlığı İdaresi (OSHA) şikayetine konu oldu. İşçiler yüzlerine zehirli kimyasallar püskürtüldüğünü ve çalışma alanlarının dumanla dolduğunu bildirdiler. Haziran ayı sonlarında arızalı bir akü alev aldı ve iki çalışan duman soluma nedeniyle hastaneye gönderildi.
Labor Notes’tan Keith Brenner Brown’ın haberine göre, altı Ultium işçisi, fabrikada OSHA tarafından zorunlu kılınan güvenlik duşlarının bulunmamasını protesto etmek için iş bıraktıktan sonra aylarca işten uzaklaştırıldı.
Üç Büyükler’in otomobillerinde Tesla tarzı marjlar peşinde koşmaları, Tesla tarzı işyeri güvenlik normlarına ‘ısınacaklarına’ dair korkuları da artırıyor. Forbes tarafından yapılan bir araştırma, Tesla’nın Fremont, Kaliforniya’daki fabrikasının 2014-2018 yılları arasında eyalet OSHA müfettişlerinden 54 ihlal aldığını ortaya koydu. Fabrikanın bu dönemdeki ihlalleri ve para cezaları, Ford ve GM’ye ait olanlar da dahil olmak üzere diğer 10 büyük ABD fabrikasının toplamını aştı.
‘Yeşil’ dönüşüm, işçileri de daha az ücrete mahkum ediyor
Fabrikalar elektrikli araçlar üretmek için yeniden düzenlenirken, bazı değişiklikler dikkat çekiyor.
GM’nin Detroit-Hamtramck ‘Fabrika Sıfır’ fabrikası bir buçuk yıl sonra elektrikli Hummer da dahil olmak üzere sadece elektrikli araçlar üretmek üzere yeniden açıldığında, içten yanmalı motorlu araçların montajına ayrılmış hatlar ortadan kaldırılmıştı.
Diğer değişiklikler ise işçilere aynı iş için daha az ücret ödemek ve elektrikli araç üretim sürecinin bazı kısımlarını ana sözleşmenin dışına çıkarmak üzere tasarlanmış görünüyor.
Fabrika Sıfır’daki akü montaj işi artık fabrikanın ayrı bir bölümünde GM Subsystems adlı GM’nin tamamına sahip olduğu bir yan kuruluşun çalışanları tarafından yapılıyor; daha önce bu işi yapan GM işçileri bu işlere uygun değildi ve ana sözleşme kapsamındaki işçiler, işin farklı bir toplu iş sözleşmesine tabi olduğu akü montajına geçemiyor.
Üç Büyükler ana sözleşmesi, şirketin kazandığı her 1 milyon dolar için fazladan 1 dolar kâr paylaşımı hakkı verirken, GM Subsystems çalışanları sadece 25 sent alıyor.
Ayrıca işçiler iş yerinde de daha az korumadan yararlanıyorlar. Fabrika Sıfır’da GM çalışanı olan Chris Viola geçtiğimiz günlerde şunları yazdı: “Yakın zamana kadar tüm birimleri için tek bir temsilci ile yetinmek zorunda kaldılar; haftada sadece 30 saat pazarlık birimlerini eğitmek ve savunmak için, geri kalan zamanda ise bir işte çalışan bir temsilci. Buna kıyasla, fabrikanın geri kalanında çalışan General Motors işçilerinin en az iki tam zamanlı temsilcisi var.”
Amerika
Musk-Trump kavgası: Tesla 153 milyar dolar değer kaybetti

Tesla, Donald Trump ve Elon Musk arasındaki gerginliğin tırmanmasıyla perşembe günü rekor bir satış dalgası yaşadı.
ABD Başkanının Musk’ın şirketleriyle olan ABD hükümeti sözleşmelerini feshedebileceğini işaret etmesinin ardından, elektrikli araç grubunun hisseleri yüzde 14’ün üzerinde değer kaybederek piyasa değerinden 153 milyar dolar sildi.
Trump, Truth Social platformunda, “Bütçemizde milyarlarca dolar tasarruf etmenin en kolay yolu, Elon’un devlet sübvansiyonlarını ve sözleşmelerini feshetmek,” diye yazdı.
Perşembe günkü düşüşle Tesla’nın hisse fiyatı yılbaşından bu yana yüzde 25 değer kaybetti.
Dünyanın en güçlü iki adamı arasındaki kavga, Musk’ın X’te defalarca yaptığı iğneleyici yorumlar ve Trump’ın, seçimlerden bu yana yakın müttefiki olan milyarderin “zayıfladığını” söylemesiyle devam etti.
Tesla hisselerinin satışı ABD borsalarında yankı buldu ve S&P 500 ile teknoloji ağırlıklı Nasdaq Composite endeksleri günü sırasıyla yüzde 0,5 ve yüzde 0,8 düşüşle kapattı. Her iki endeks de Trump ve Musk’ın hakaretler savurmaya başladığı öğle saatlerinde düşüşe geçti.
SpaceX ve Starlink değer kazandı
Tesla yatırımcıları birkaç ay boyunca inişli çıkışlı bir dönem geçirdi. Hisse senetleri, Trump’ın ikinci başkanlık dönemini kazanmasının ardından geçen yılın son çeyreğinde güçlü bir yükseliş yaşadı, fakat Trump’ın ticaret savaşının tetiklediği genel piyasa satışları nedeniyle aralık ortasından mart başına kadar düşüş yaşadı.
Musk’ın uzay keşif grubu SpaceX ve uydu geniş bant ağı iştiraki Starlink’in hisseleri, Tesla’nın düşüşüyle birlikte perşembe günü yükseldi. AST SpaceMobile yüzde 7,5 değer kazanırken, iletişim grubu EchoStar yüzde 17,4 sıçradı.
Musk’ın, Devlet Verimliliği Departmanı’nın (DOGE) başkanı olarak federal hükümet harcamalarında yaptığı kesintiler de tepkiyi beraberinde getirdi. Tesla patronu, işlerine yönelik “geri tepme”yi suçlayarak mayıs sonunda hükümet görevinden istifa etti.
Bazı yatırımcılar, Musk ve Trump’ın önceki dostane ilişkilerine rağmen, piyasanın bu kavgayı öngörmesi gerektiğini söyledi. Ünlü kısa vadeli satıcı Jim Chanos, X’te bunun “Şimdiye kadarki en öngörülebilir ayrılık” olduğunu söyledi.
Bannon’dan SpaceX’i devletleştirme ve Musk’ı sınır dışı etme çağrısı
Daha önce vize tartışması nedeniyle Musk ile ağır bir kavgaya tutuşan MAGA ideoloğu Steve Bannon, Trump’a SpaceX’e el koyma çağrısı yaptı.
Bannon, “War Room Live” programında, Trump’ın SpaceX’i kontrol altına almak için Kore Savaşı döneminden kalma milli güvenlik seferberlik yasası olan Savunma Üretim Yasasını kullanmak üzere bir başkanlık kararnamesi imzalaması gerektiğini söyledi.
Bannon, “ABD hükümeti onu ele geçirmeli,” dedi ve yönetimin ayrıca Musk’ın güvenlik iznini iptal etmesi ve soruşturma sonuçlanana kadar Musk’ın şirketleriyle tüm federal sözleşmeleri askıya alması gerektiğini savundu.
MAGA ideoloğu, Başkana Tesla liderinin sınır dışı edilme işlemlerini başlatması için de çağrıda bulundu. Bannon, “Elon Musk yasadışı. O da gitmeli,” dedi. Güney Afrika doğumlu Musk, yirmi yılı aşkın süredir ABD vatandaşı.
Musk ise Bannon’ın çağrılarına X’te verdiği yanıtta, “Bannon zirve geri zekalıdır,” dedi.
Steve Bannon, Elon Musk’a ‘ırkçı’ dedi, MAGA’dan atma sözü verdi
MAGA’daki bölünme ayyuka çıktı: JD Vance sesleri
Öte yandan Musk-Trump kavgası, Amerika’yı Yeniden Büyük Yap (MAGA) koalisyonundaki çatlakları da tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi.
Musk’ın, daha önce Başkana destek veren seçmen kitlesinde Trump aleyhine derin bir yara açabileceği düşünülüyor.
Örneğin, Musk’ın sosyal platformu X’te 1,2 milyon takipçisi olan sağcı influencer Ian Miles Cheong, Musk ve Trump arasındaki mücadele için “Paramı Elon’a yatırıyorum,” diye bir paylaşım yaptı.
Cheong ayrıca, “Trump görevden alınmalı ve JD Vance onun yerini almalı,” dedi.
30 dakikadan az bir süre sonra Musk, Cheong’un paylaşımını tek kelimeyle “Evet” ekleyerek yeniden paylaştı.
‘Büyük, güzel yasaya’ ne olacak?
Trump ve Musk arasındaki kişisel kavga sürerken, bombanın fitilinin Trump’ın Kongre’ye getirdiği harcama tasarısı üzerinden ateşlendiğini hatırlatmak gerekiyor.
The Hill’deki değerlendirmeye göre kavga, bazı Kongre Cumhuriyetçilerinin Musk’a olan öfkelerini daha açık bir şekilde dile getirmeye istekli hale getirebilir. Bu öfke bir süredir artıyordu.
Fakat Musk, tasarıya yönelik eleştirilerini sürdürüyor ve bu tutumu, Cumhuriyetçi Parti liderlerini rahatsız edecek.
Musk, bir dizi sosyal medya paylaşımında sadece Trump’ı değil, Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson ve Senato Çoğunluk Lideri John Thune’yi de hedef aldı ve hükümet harcamalarının kontrolden çıkmasının tehlikelerini dile getirdikleri geçmiş yorumlarını yeniden gündeme getirdi.
Kongre Bütçe Ofisine göre, bütçe tasarısının mevcut haliyle 10 yıl içinde 2,4 trilyon dolarlık ek bütçe açığı yaratması bekleniyor.
Musk, kendine özgü ateşli üslubuyla perşembe öğleden sonra yaptığı paylaşımlardan birinde, “Kongre Amerika’yı iflasa sürüklüyor!” iddiasında bulundu.
Kongre’deki Cumhuriyetçiler genel olarak Musk’tan çok Trump’a sadık.
Fakat Musk’ın tasarıyı batırmak için yeterli sayıda Cumhuriyetçi üyeyi kendi safına çekmesi son derece olası.
Elon Musk’tan Trump’a suçlama: Epstein dosyası neden gizli tutuluyor?
Politico: Trump, Musk ile olası bir yumuşamanın sinyali verdi
Öte yandan kavganın bir ateşkes ve “detant”, yani yumuşama ile şimdilik sona ereceğini ileri sürenler de var.
Başkan Trump, Elon Musk ile sosyal medyada bir gün süren atışmaların ardından perşembe günü POLITICO ile yaptığı röportajda kayıtsız bir tavır sergiledi.
Bundan ayrı olarak, Beyaz Saray danışmanları, gerginliğin tırmanmasını önlemek için başkanın Musk’a yönelik kamuoyu eleştirilerini yumuşatması için uğraştıktan sonra, barışı sağlamak için Tesla’nın milyarder CEO’su ile cuma günü bir telefon görüşmesi ayarladı.
Trump, bir zamanlar en büyük destekçisiyle yaşadığı kamuoyuna mal olan ayrılık hakkında POLITICO’ya verdiği kısa demeçte, “Oh, sorun yok. Her şey çok iyi gidiyor, hiç bu kadar iyi olmamıştı,” dedi.
Trump destekçisi hedge fon yöneticisi Bill Ackman da dahil olmak üzere yardımcılar ve müttefikler gerginliği yatıştırmak için aceleyle harekete geçti ve Musk da buna sıcak bakıyor gibi görünüyor.
Ackman, “@realDonaldTrump ve @elonmusk’ı destekliyorum ve onlar da büyük ülkemizin iyiliği için barış yapmalılar,” diye yazdı.
Musk da Ackman’a, “Haksız değilsin,” diye yanıt verdi.
Amerika
Elon Musk’tan Trump’a suçlama: Epstein dosyası neden gizli tutuluyor?

Elon Musk, ABD Başkanı Donald Trump’ı Jeffrey Epstein davasındaki belgelerde adının geçtiğini iddia ederek çocukların cinsel istismarına karışmakla suçladı ve belgelerin bu yüzden açıklanmadığını öne sürdü. Trump ise Musk’ı devlet desteklerini kesmekle tehdit ederek, milyarderin ABD Hükümet Verimliliği Dairesi (DOGE) başkanlığından ayrılması sonrası başlayan çatışmada karşılıklı suçlamalar devam etti.
Amerikalı milyarder Elon Musk, ABD Başkanı Donald Trump’ı Jeffrey Epstein davasındaki belgelerde adının geçtiğini öne sürerek çocukların cinsel istismarına karıştığını iddia etti ve bu durumun belgelerin hala kamuoyuna açıklanmamasının nedeni olduğunu belirtti.
Gerilim, Musk’ın ABD Hükümet Verimliliği Dairesi (DOGE) başkanlığından ayrılmasının ardından karşılıklı sert açıklamalarla yükselmişti.
SpaceX’in kurucusu Musk, Trump’ın seçim zaferinde kendi desteğinin kilit rol oynadığını savundu.
Musk, X’teki paylaşımında, “Ben olmasaydım Trump kaybederdi, Demokratlar Temsilciler Meclisi’ni kontrol ederdi ve Cumhuriyetçiler Senato’da 49’a karşı sadece 51 sandalyeye sahip olurdu,” ifadelerini kullandı.
Time to drop the really big bomb:@realDonaldTrump is in the Epstein files. That is the real reason they have not been made public.
Have a nice day, DJT!
— Elon Musk (@elonmusk) June 5, 2025
Trump’tan Musk’a sert yanıt ve tehdit
Donald Trump, Elon Musk’ın suçlamalarına sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yanıt verdi. Trump, bütçeden “milyarlarca dolar” tasarruf etmek amacıyla Musk’ın faaliyetleriyle ilgili tüm devlet sübvansiyonlarını ve sözleşmelerini durdurma tehdidinde bulundu.
Trump, “Biden’ın bunu neden yapmadığına hep şaşırmışımdır,” diye ekledi.
Basın mensuplarına konuşan Trump, Musk’ta hayal kırıklığına uğradığını belirterek seçimleri onun yardımı olmadan da kazanabileceğini vurguladı.
Trump, Musk’ın DOGE başkanlığı görevini özlediğini ve bu yüzden girişimcinin davranışlarının “düşmanca” bir hâl alabileceğini öne sürdü.
Truth Social’daki bir başka paylaşımında başkan, Musk’ın “çıldırdığını” ifade etti. ABD Başkanı, iş insanının “tükenme noktasında” olduğunu ve kendisinin ondan yönetimden ayrılmasını istediğini belirtti.
Trump ayrıca, Musk’ı “birkaç ay içinde” elektrikli araçlara yönelik devlet desteğinin sona erdirileceği konusunda bilgilendirdiğini ve bu önlemin satışların artışını teşvik ettiğini ifade etti.
Trump, “Herkesi bu gereksiz arabaları almaya zorlayan elektrikli araç lisansını elinden aldım ve o da çıldırdı,” diye yazdı.
İkili arasındaki açık çatışma, Musk’ın devlet görevinden ayrılmasının hemen ardından başladı.
Trump, 1 Haziran’da Musk’ın müttefiki ve SpaceX projelerine yatırım yapan Jared Isaacman’ın NASA başkanlığı adaylığını geri çektiğini duyurdu.
Bunun üzerine Musk, 4 Haziran’da federal bütçeyi “iğrenç bir kepazelik” olarak nitelendirerek tamamen gözden geçirilmesi çağrısında bulundu. Trump ise belgeyi imzaladığını ve Musk’ın projenin tüm detaylarından önceden haberdar olduğunu belirtti.
Jeffrey Epstein olayının geçmişi
Musk’ın bahsettiği Jeffrey Epstein, 2019 yılında hapishanede ölmüştü. Resmi açıklamaya göre ölüm nedeni intihardı.
Soruşturma, Epstein’ın reşit olmayanları evlerine ve özel adasına çekerek ticaretini yaptığına ve burada Amerikan ve dünya elitlerinin temsilcileri tarafından cinsel istismara uğradıklarına inanıyor.
Donald Trump, ikinci seçim kampanyası sırasında Lex Fridman’a verdiği bir röportajda Epstein’ın adasını ziyaret eden etkili kişilerin listesini yayınlama sözü vermişti.
Daha sonra, Trump’ın Beyaz Saray’a dönmesinin ardından bir dizi Amerikalı senatör, başkanı dava belgelerin gizliliğini kaldırmaya çağırdı. Ancak bu gerçekleşmedi.
Amerika
Trump’tan yeni çok ülkeli seyahat yasağı

ABD Başkanı Donald Trump çarşamba günü, ulusal güvenlik risklerini gerekçe göstererek 19 ülkeden gelen kişilere yönelik kapsamlı bir yeni seyahat yasağı getirdi.
Yasak, Afganistan, Burma, Çad, Kongo Cumhuriyeti, Ekvator Ginesi, Eritre, Haiti, İran, Libya, Somali, Sudan ve Yemen’den gelen kişilerin ABD’ye girişini tamamen kısıtlıyor. Başkan ayrıca Burundi, Küba, Laos, Sierra Leone, Togo, Türkmenistan ve Venezuela vatandaşlarının ABD’ye girişini kısmen kısıtlıyor ve sınırlandırıyor.
Yönetimin seyahat yasağı, ziyaretçilerin ve vize başvuru sahiplerinin güvenlik incelemesinin imkansız olduğu ve ulusal güvenliğe tehdit oluşturduğu ülkeleri belirlemeleri talimatını veren ilk günkü başkanlık kararnamesinin ardından aylardır hazırlık aşamasındaydı.
Kapsamlı planlama, Beyaz Saray’ın yasal engelleri aşma çabalarını gösteriyor: Trump’ın 2017’de çoğunluğu Müslüman ülkeleri hedef alan seyahat yasağı, bir dizi mahkeme yenilgisinin ardından nihayetinde hafifletilmiş bir versiyonuyla yürürlüğe girmişti.
Trump, Beyaz Saray tarafından yayınlanan bir videoda, “Bize zarar vermek isteyenlerin ülkemize girmesine izin vermeyeceğiz ve Amerika’nın güvenliğini sağlamaktan bizi hiçbir şey alıkoyamaz,” dedi.
Yasak, mevcut vize sahipleri, yasal daimi ikamet edenler, belirli vize kategorileri ve hükümetin ABD’nin ulusal çıkarlarına hizmet ettiğini belirlediği kişileri kapsamıyor.
Trump, Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun “yüksek riskli bölgeler” hakkında bir güvenlik incelemesi yaptığını ve hangi ülkelere yeni kısıtlamalar getirilmesi gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunduğunu söyledi.
Başkan, yönetimin terörist faaliyetler, vize güvenliği işbirliği, bir ülkenin yolcuların kimliklerini doğrulama yeteneği, vatandaşların sabıka kayıtlarının tutulması ve yasadışı vize süresini aşma oranları gibi faktörleri incelediğini de sözlerine ekledi.
Planlamaya aşina olan ve isminin açıklanmaması koşuluyla konuşan bir ABD’li yetkiliye göre, Beyaz Saray çok daha uzun bir ülke listesi hazırlamayı düşünmüştü.
Trump çarşamba günü yaptığı açıklamada, ülkelerin koşullarını iyileştirip ABD’nin güvenlik standartlarını karşılaması halinde listenin değiştirilebileceğini, risk teşkil eden diğer ülkelerin ise listeye eklenebileceğini söyledi.
Trump’ın bu kararı, Colorado eyaletinin Boulder kentinde bir adamın İsrail yanlısı protestoculara molotof kokteyli atıp “derme çatma bir alev makinesi” kullanarak terör endişelerini artırmasından sadece birkaç gün sonra geldi.
İç Güvenlik Bakanlığına (DHS) göre, Mısır vatandaşı Mohamed Soliman, 2022 yılında göçmen olmayan vizeyle ABD’ye giriş yaptı ve vizesinin süresi 2023 yılında doldu.
DHS’ye göre, Soliman 2022’de sığınma başvurusunda da bulunmuştu. Beyaz Saray, bu olayı kontrolsüz göçün ulusal güvenliğe nasıl bir tehdit oluşturduğunun bir örneği olarak öne çıkarırken, Soliman federal ve eyalet nefret suçlarıyla suçlandı.
Trump yönetimi, Soliman’ın ailesi olan eşi ve beş çocuğunu sınır dışı etmek için hızlıca harekete geçti, ama Kaliforniya’daki bir federal yargıç bu çabaları geçici olarak engelledi. Aile salı günü Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Birimi tarafından gözaltına alındı.
Trump, göçmenliği uzun süredir ulusal güvenlik meselesi olarak nitelendiriyor ve ikinci döneminde, belgesiz göçmenleri ülkeden hızla çıkarmak ve göçmenliği “istila” olarak ilan etmek için bu argümana daha da fazla ağırlık veriyor.
Beyaz Saray’dan mahkeme salonlarındaki Adalet Bakanlığı avukatlarına kadar, Trump yönetimi, başkanın ulusal güvenlik üzerindeki doğal yetkisi nedeniyle, ABD için önemli bir risk teşkil eden kişileri tek taraflı olarak belirleme yetkisine sahip olduğunu savunuyor.
Trump, Beyaz Saray tarafından yayınlanan ve yasağı duyuran videoda, “Colorado’nun Boulder kentinde meydana gelen son terör saldırısı, uygun şekilde güvenlik kontrolünden geçmemiş yabancı uyrukluların yanı sıra, geçici ziyaretçi olarak gelip vizelerinin süresini aşanların ülkemiz için oluşturduğu aşırı tehlikeyi bir kez daha ortaya koydu. Onları istemiyoruz. 21. yüzyılda, dünyanın dört bir yanından gelen tehlikeli yerlerden gelen yabancı vize süresini aşan kişiler tarafından birbiri ardına terör saldırıları gerçekleştirildi,” diyor.
-
Diplomasi2 hafta önce
Lavrov’un ziyareti ve Ermenistan’da son durum: Denge mi, savrulma mı?
-
Söyleşi2 hafta önce
Eski AP Türkiye Raportörü Kati Piri Harici’ye konuştu: AB’nin tutarlı bir Türkiye stratejisi yok
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın Rusya-Ukrayna barışını teşvik girişimi stratejik açmaza dönüştü
-
Dünya Basını2 hafta önce
Tantura katliamı: İsrail’in örtbas ettiği savaş suçu
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 1
-
Avrupa1 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Görüş1 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Rusya1 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı