Bizi Takip Edin

Diplomasi

İsrail’den Türkiye’ye “ticaret misillemesi” hazırlığı

Yayınlanma

İsrail, Türkiye’nin ticareti durdurma kararına misilleme olarak Türkiye ile arasındaki serbest ticaret anlaşmasını feshedeceğini duyurdu.

Reuters’ta yer alan habere göre İsrail Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Türkiye ile İsrail arasındaki serbest ticaret anlaşmasını feshetme ve Türkiye’den ithal edilen mallara yüzde 100 ek gümrük vergisi uygulamaya hazırlandıklarını, söz konusu planı hükümete sunacaklarını duyurdu.

Smotrich’in hükümetin onayına sunmaya hazırlandığı planı, Türkiye’den İsrail’e ihraç edilen mallara serbest ticaret anlaşması uyarınca uygulanan tüm indirimli gümrük vergilerinin kaldırılmasını öngörüyor. Ayrıca Türkiye’den ithal edilen tüm ürünlere, mevcut gümrük vergisi oranına ilaveten, değerinin yüzde 100’ü oranında ek vergi uygulanacak.

Smotrich, konuyla ilgili açıklamasında “Erdoğan’ın İsrail’den ithalatı durdurması bir ekonomik boykot ilanıdır ve Türkiye’nin yükümlülüğü olduğu uluslararası ticaret anlaşmalarının ciddi şekilde ihlali anlamına geliyor” dedi.

İsrail’in bu uygulamalarının Erdoğan iktidarda kaldığı sürece devam ettirileceğini söyleyen Smotrich, “Türk vatandaşları, Erdoğan’ın görev süresi dolduğunda aklı başında ve İsrail düşmanı olmayan bir lider seçerse, Türkiye ile ticaret yolunun yeniden açılması da mümkün olur” ifadelerini kullandı.

Smotrich, İsrail’in ticarette Türkiye’ye olan bağımlılığı azaltmak için ithalat kaynaklarını çeşitlendirilmesi sağlayacak adımlar atacağını belirtti.

İsrail İmalatçılar Birliği Smotrich’in planı için “uygun bir yanıt” dedi. Jerusalem Post’ta yer alan habere göre, yapılan açıklamada, sanayicilere ithalat alternatifleri için Çin, Doğu Avrupa, Yunanistan, Almanya, Güney Kıbrıs ve Tayvan’a yönelmeleri çağrısında bulunuldu.

Türkiye ticareti durdurma kararı almıştı

Türkiye Ticaret Bakanlığı bu ay başında İsrail ile her türlü ihracat ve ithalat işleminin durdurulduğunu duyurmuştu.

Ancak İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz, geçen hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geri adım attığını ve bu ülkeye yönelik ticaret kısıtlamalarının birçoğunu kaldırdığını öne sürmüştü. Bu iddiayı Ticaret Bakanı Ömer Bolat yalanlamıştı.

Ticaret Bakanlığı’ndan bir yetkili Reuters’a Türkiye’nin İsrail’e yönelik ihracat kısıtlamasını gevşetmesinin söz konusu olmadığı ancak kriterleri karşılayan bazı şirketlere mevcut siparişleri üçüncü ülkeler aracılığıyla yerine getirmek için üç ay süre tanıdıklarını söylemişti.

Diplomasi

ABD’nin İran saldırısı sonra ülkelerden ‘diplomasi’ çağrıları geldi

Yayınlanma

ABD’nin İran saldırısı, İsrail’in Tahran ile savaşının daha geniş bir bölgesel çatışmaya dönüşebileceği korkularını körükledi ve diğer ülkeler pazar günü diplomasi çağrıları ve uyarıcı açıklamalarla tepki göstermeye başladı.

ABD Başkanı Donald Trump perşembe günü, İran’a müdahale edip etmeyeceğine iki hafta içinde karar vereceğini söylemişti. Washington, pazar günü erken saatlerdeki saldırısıyla İsrail’in kampanyasına dahil oldu.

Saldırının ne kadar hasara yol açtığı henüz belli değil, ancak İranlı yetkililer “önemli bir hasar” olmadığını söyledi. Tahran daha önce ABD’nin İsrail’in saldırısına katılması halinde misilleme yapacağına söz vermişti.

İran ABD saldırısının ardından İsrail’e füze gönderdi. 10 füzenin isabet ettiği ve ciddi hasara yol açtığı kaydedildi.

İşte dünya çapında ABD’nin İran saldırısı sonrası hükümetlerin ve yetkililerin ilk tepkileri.

BİRLEŞMİŞ MİLLETLER

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, ABD’nin güç kullanmasından “ciddi şekilde endişe duyduğunu” söyledi.

“Bugün Amerika Birleşik Devletleri’nin İran’a karşı güç kullanmasından derin endişe duyuyorum. Bu, zaten gergin bir bölgede tehlikeli bir tırmanış ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan bir tehdittir. Bu çatışmanın hızla kontrolden çıkma riski artmaktadır ve bu da siviller, bölge ve dünya için felaketle sonuçlanabilir. Üye devletlere, gerilimi azaltma ve BM Şartı ve diğer uluslararası hukuk kuralları kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirme çağrısında bulunuyorum. Bu tehlikeli saatlerde, kaos sarmalının önlenmesi hayati önem taşımaktadır. Askeri bir çözüm yoktur. İlerlememizin tek yolu diplomasi. Tek umudumuz barış.”

MEKSİKA

Meksika Dışişleri Bakanlığı X hesabı:

“Bakanlık, Orta Doğu çatışmasına taraf olanlar arasında barış için diplomatik diyalog çağrısında bulunuyor. Dış politika anayasal ilkelerimiz ve ülkemizin barışçıl inancı doğrultusunda, bölgedeki gerginliğin azaltılması çağrımızı yineliyoruz. Bölge ülkeleri arasında barış içinde bir arada yaşamanın yeniden tesis edilmesi en yüksek önceliktir.”

VENEZUELA

Venezuela Dışişleri Bakanı Yvan Gil Pinto, Telegram’da:

“Venezuela, ABD’nin İran’a yönelik askeri saldırısını kınamakta ve düşmanlıkların derhal durdurulmasını talep etmektedir. Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti, İsrail Devleti’nin talebi üzerine ABD ordusu tarafından İran İslam Cumhuriyeti’nin Fordo, Natanz ve İsfahan kompleksleri dahil olmak üzere nükleer tesislerine yönelik gerçekleştirilen bombardımanı kesin ve kategorik olarak kınamaktadır.”

KÜBA

Küba Cumhurbaşkanı Miguel Diaz-Canel, X’te:

“ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik bombardımanını, Orta Doğu’daki çatışmanın tehlikeli bir şekilde tırmanmasına yol açan bir eylem olarak şiddetle kınıyoruz. Bu saldırı, BM Şartı ve uluslararası hukuku ciddi şekilde ihlal etmekte ve insanlığı geri dönüşü olmayan bir krize sürüklemektedir.”

YENİ ZELANDA

Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Winston Peters, “tüm tarafları müzakerelere dönmeye” çağırdı.

Peters, pazar günü gazetecilere Yeni Zelanda’nın Başkan Trump’ın eylemlerini destekleyip desteklemediğini söylemedi ve olayların henüz yeni olduğunu belirtti.

Üç kez dışişleri bakanlığı görevini yürüten Peters, krizin “şimdiye kadar karşılaştığı en ciddi kriz” olduğunu ve “daha fazla tırmanmanın önlenmesinin kritik önem taşıdığını” söyledi.

“Başkan Trump’ın İran’daki nükleer tesislere yönelik ABD saldırılarını duyurması da dahil olmak üzere, son 24 saatte yaşanan gelişmeleri takip ediyoruz. Orta Doğu’da devam eden askeri eylemler son derece endişe vericidir ve daha fazla tırmanmanın önlenmesi hayati önem taşımaktadır. Yeni Zelanda, diplomasiye yönelik çabaları güçlü bir şekilde desteklemektedir. Tüm tarafları müzakerelere dönmeye çağırıyoruz. Diplomasi, askeri eylemlerden daha kalıcı bir çözüm sağlayacaktır” ifadelerini kullandı.

ÇİN

Çin devlet medyasında yer alan kısa bir yorumda, ABD’nin “Irak’ta yaptığı hatayı İran’da tekrar edip etmediği” soruldu.

Devlet televizyonunun yabancı dil kanalı CGTN’nin çevrimiçi haberinde, ABD’nin saldırılarının tehlikeli bir dönüm noktası olduğu belirtildi.

Haberde, 2003’teki ABD’nin Irak işgaline atıfta bulunularak, “Tarih, Orta Doğu’daki askeri müdahalelerin genellikle uzun süreli çatışmalar ve bölgesel istikrarsızlık gibi istenmeyen sonuçlar doğurduğunu defalarca göstermiştir” denildi.

Haberde, askeri çatışmadan çok diyaloğa öncelik veren ölçülü ve diplomatik bir yaklaşımın Orta Doğu’da istikrar için en iyi umut olduğunu belirtildi.

JAPONYA

Japonya’nın NHK televizyonuna göre, Japonya Başbakanı Shigeru Ishiba’nın pazar öğleden sonra önemli bakanlarla bir toplantı düzenleyerek ABD saldırısının etkilerini görüşmesi bekleniyor.

Japonya’nın en yüksek tirajlı gazetesi Yomiuri, saldırıyla ilgili Tokyo’da ek baskı dağıtıyor.

GÜNEY KORE

Güney Kore cumhurbaşkanlığı ofisi, ABD saldırılarının güvenlik ve ekonomiye etkileri ile Güney Kore’nin olası tepkilerini görüşmek üzere pazar günü acil toplantı düzenleyeceğini açıkladı.

AVUSTRALYA

Cuma günü Tahran’daki büyükelçiliğini kapatarak personelini tahliye eden Avustralya, çatışmanın diplomatik yolla sona erdirilmesi için baskı yaptı.

Bir hükümet yetkilisi yazılı açıklamasında, “İran’ın nükleer ve balistik füze programının uluslararası barış ve güvenliğe tehdit oluşturduğunu açıkça belirtmiştik. ABD başkanının şimdi barış zamanı olduğu yönündeki açıklamasını not ediyoruz” dedi.

“Bölgedeki güvenlik durumu son derece istikrarsız. Gerginliğin azaltılması, diyalog ve diplomasi çağrımızı sürdürüyoruz.”

SUUDİ ARABİSTAN

Suudi düzenleyici makamlar, ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırılarının ardından Körfez bölgesinde “radyoaktif etki tespit edilmediğini” açıkladı.

Suudi Arabistan Nükleer ve Radyolojik Düzenleme Komisyonu, X’te yayınladığı bir açıklamada, “ABD’nin İran’ın nükleer tesislerini hedef alan askeri saldırıları sonucunda, Krallık ve Arap Körfezi ülkelerinin çevresinde radyoaktif etki tespit edilmedi” dedi.

ABD, İran’daki nükleer tesisleri bombaladı, İran misilleme başlattı, İsrail’de sirenler çalıyor

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Yeni Zelanda Başbakanı Luxon, Çin ziyaretinde Xi Jinping ile ticaret ve güvenlik konularını görüştü

Yayınlanma

Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ve Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, cuma günü Pekin’de bir araya geldi. Luxon’un ofisinden yapılan açıklamada, iki liderin, Güney Pasifik’teki zorlukları ve ikili ilişkileri yönetmek için görüştüğü belirtildi.

Luxon, “Devlet Başkanı Xi ile görüşmem, bu önemli ilişkinin derinliğini ve genişliğini değerlendirmek ve ikili bağlarımızı yeniden teyit etmek için değerli bir fırsat oldu” dedi. Başbakan, “uluslararası kurallara dayalı sistem”i vurguladı ve Çin’i “küresel sorunların çözümüne yardımcı olma” konusunda “önemli bir rol” oynamaya çağırdı.

“Güçlü ve yenilikçi ekonomik ilişkilerimizin nasıl geniş bir alana yayıldığını özetledim” dedi. “Ticaret ve ekonomi bağlarımız birbirini tamamlayıcı nitelikte ve her iki ülkenin refahına katkıda bulunuyor. Bu bağlar, Yeni Zelanda’nın ekonomisini büyütme hedefini de doğrudan destekliyor” ifadelerini kullandı.

Çin’in Xinhua haber ajansı, Xi’nin ülkesinin ve Yeni Zelanda’nın “birbirlerine saygı duymaları, farklılıkları kabul ederken ortak noktalar aramaları ve iki ülke arasındaki farklılıkları ve anlaşmazlıkları doğru bir şekilde görmeleri ve ele almaları” gerektiğini söylediğini aktardı.

Yeni Zelanda Başbakanı Luxon, Kasım 2023’te liderlik görevini üstlendiğinden bu yana ilk kez Çin’e üç günlük ziyarette bulunuyor. İki gününü Şanghay’da geçiren Luxon, Yeni Zelanda ve Çinli şirketler arasında 871 milyon Yeni Zelanda doları (520 milyon ABD doları) değerinde ticari anlaşmaların imzalanmasını denetledi. Ziyareti sırasında, Yeni Zelanda’yı Çinli turistler ve öğrenciler için bir destinasyon olarak tanıttı.

Luxon’un Çin ziyareti, Yeni Zelanda’nın Güney Pasifik’teki çıkarlarını, Pekin’in bölgede artan iddialı etksiyle tehlikede hissettiği bir bir dönemde gerçekleşti.

Yeni Zelanda Çağdaş Çin Araştırma Merkezi direktörü Jason Young, Wellington ve Pekin arasındaki canlı ticarete dikkat çekerek, mart ayında sona eren mali yılda Yeni Zelanda’nın 21,5 milyar Yeni Zelanda doları değerindeki ihracatının %20’sinin Çin’e yapıldığını belirtti. Nikkei Asia’ya konuşan Young, “Yeni Zelanda’nın çıkarlarına uygun ekonomik işbirliği alanları olduğu açıktır ve Yeni Zelanda hükümeti bunları güçlendirmeye ve olumlu ilişkileri sürdürmeye çalışmaktadır” dedi.

Aynı zamanda, Yeni Zelanda’nın başlıca ortağı olan ve yakın bağları bulunan Pasifik ada ülkesi Cook Adaları ile Çin’in ilişkisinin derinleşmesi Yeni Zelanda’yı tedirgin ediyor. Luxon’un ofisinden cuma günü yapılan açıklamada Cook Adaları veya Çin’in Pasifik’teki faaliyetleri hakkında herhangi bir yorum yer almadı, ancak Luxon, Xi ile “Hint-Pasifik bölgesinde istikrarın ve gerilimin azaltılmasının gerekliliğini” görüştüğünü söyledi.

27.000 kişinin yaşadığı Cook Adaları, Yeni Zelanda ile “serbest birlik” anlaşması imzalamıştır Bu anlaşma kapsamında Yeni Zelanda, küçük Polinezya takımadalarına mali, savunma ve dışişleri desteği sağlamakta. Ayrıca Cook Adaları sakinleri Yeni Zelanda pasaportuna sahip.

Wellington ve Avarua hükümetleri ayrıca savunma ve ulusal güvenlik konularında “işbirliği ve yardımlaşma” ve “her iki tarafı veya birini etkileyebilecek her türlü risk” konusunda birbirlerine danışma yükümlülüğü altındadır.

Şubat ayında Cook Adaları, Wellington’u şaşırtarak Çin ile beş yıllık Kapsamlı Stratejik Ortaklık Anlaşması’nın yanı sıra ekonomik işbirliği ve derin deniz maden arama ile ilgili diğer anlaşmalar imzaladı.

Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Winston Peters şubat ayında, Cook Adaları’nın “Yeni Zelanda’nın çıkarlarıyla önemli ölçüde çelişen” politikalar izlememesinin beklendiğini söyledi.

Perşembe günü Wellington, bu ayın başlarında Cook Adaları’na mali yıl için 18,2 milyon Yeni Zelanda doları tutarındaki kalkınma yardımını askıya aldığını doğruladı.

Peters’ın sözcüsü Nikkei’ye verdiği demeçte, ödemelerin “Cook Adaları ve Çin arasında imzalanan anlaşmalar ve bu anlaşmalar hakkında Yeni Zelanda ile istişare yapılmaması” nedeniyle “güven ve anlamlı katılım”ın yetersizliği nedeniyle askıya alındığını ve ilişkilerin onarılması ve güvenin yeniden tesis edilmesi için somut adımlar atıldığında yeniden başlayacağını söyledi.

ABD geri çekilirken Çin, Pasifik Adaları ülkelerine pazarlarını açma sözü verdi

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Paşinyan, Rusya vatandaşı milyarder Karapetyan’a karşı neden silaha sarıldı?

Yayınlanma

Rusya vatandaşı milyarder Samvel Karapetyan, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile yaşadığı anlaşmazlıkta Ermeni Kilisesi’ni desteklemesinin ardından Erivan’da tutuklandı. ‘İktidarı ele geçirme çağrısı yapmakla’ suçlanan Karapetyan’ın sahibi olduğu Ermenistan Elektrik Şebekeleri’nin de kamulaştırılması gündemde. Moskova ise süreci yakından takip ettiğini açıkladı.

Rusya vatandaşı milyarder Samvel Karapetyan, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile Ermeni Apostolik Kilisesi arasında yaşanan gerilimde kiliseye destek vermesinin ardından Erivan’da tutuklandı.

Sputnik Ermenistan ajansının 19 Haziran’da aktardığına göre, 18 Haziran akşamı mahkeme kararıyla iki ay süreyle tutuklanan Karapetyan, Erivan’daki Armavir adlı yeni cezaevine gönderildi.

Ermenistan Soruşturma Komitesi, Karapetyan’ı kamuoyuna açık bir şekilde iktidarı ele geçirme çağrısı yapmakla suçladı.

İş insanı suçlamaları reddederken, avukatları iddiaları “saçma ve yasa dışı” olarak nitelendirdi. Hükümet ayrıca, Karapetyan’ın sahibi olduğu Ermenistan Elektrik Şebekeleri şirketini kamulaştırmaya hazırlanıyor.

Kilise desteği tutuklama getirdi

Rus iş insanına yönelik soruşturmanın fitilini, Ermeni Apostolik Kilisesinin Eçmiadzin’deki merkezini ziyareti sırasında kiliseye verdiği destek ateşledi.

Karapetyan, News.am‘e verdiği demeçte, “küçük bir grubun” Ermenistan’ın ve kilisenin bin yıllık tarihini unutarak Ermeni Apostolik Kilisesine saldırdığını söylemişti.

Bu açıklamalardan bir gün sonra, 18 Haziran gecesi Karapetyan ve kardeşi Karen, Erivan’daki evlerinde gözaltına alınarak Soruşturma Komitesi’ne götürüldü.

Armenia Today gazetesinin haberine göre, güvenlik güçleri gözaltı öncesi evde arama yaptı ve daha sonra milyarderin evinin önünde toplanan yaklaşık 50 kişiyi de gözaltına aldı.

Mahkemenin tutuklama kararının hemen ardından avukatı aracılığıyla açıklama yapan Karapetyan, adliye önünde toplanan destekçilerine teşekkür ederek “Ermeni halkına ve Ermeni Apostolik Kilisesi’ne sadık kalacağını” ve hiçbir kararın “kendisini yolundan döndüremeyeceğini” belirtti.

Ermenistan’da iş insanı Karapetyan hakkında ‘darbe çağrısı’ soruşturması başlatıldı

Paşinyan ile kilise arasındaki gerilim

Ermenistan’da Ermeni Apostolik Kilisesi ile Başbakan Paşinyan arasındaki gerilim, mayıs ayı sonlarında Paşinyan’ın sosyal medyadaki paylaşımlarıyla tırmanmıştı.

Paşinyan, Ermeni Apostolik Kilisesi Katolikosu II. Garegin de dahil olmak üzere birçok din adamının bekarlık yeminine uymadığını ve görevlerini bırakmaları gerektiğini öne sürmüştü.

Kilise ise mevcut hükümetin politikalarını sık sık eleştirerek Paşinyan’ı istifaya çağırıyordu.

Karapetyan, gözaltına alındıktan sonra Taşir Grubu basın ofisi yöneticisi Zara Acemyan’ın Facebook hesabından yayımlanan açıklamasında, kendisine yönelik takibatın mevcut Ermeni yetkililerin acizliğini kanıtladığını ifade etti.

Ermeni Apostolik Kilisesi de yaptığı açıklamada, yetkililere Rus iş insanına yönelik takibata son verme çağrısında bulunarak, mahkemenin “utanç verici” kararının sadece kilisenin itibarına değil, Ermenistan’ın uluslararası imajına da bir darbe olduğunu vurguladı.

Karapetyan kim?

1965 yılında Ermenistan’ın Kalinino (1991’den sonra Taşir) şehrinde doğan Samvel Karapetyan, 1997’de Rusya’nın Kaluga kentinde Kalugaglavsnab şirketini satın aldı.

1999 yılında bu şirketin temelinde, inşaat, üretim, enerji ve satış firmalarının yanı sıra alışveriş merkezleri, oteller, restoranlar ve konut ağını da içeren 200’den fazla şirketten oluşan Taşir Grubu’nu kurdu.

Forbes‘a göre Karapetyan, 3,2 milyar dolarlık servetiyle Rusya’nın en zenginleri listesinde 44. sırada yer alıyor.

‘Paşinyan’ın eylemleri Karapetyan’ın reklamını yapıyor’

Öte yandan Kafkasya Enstitüsü’nden araştırmacı Grant Mikaelyan, Vedomosti gazetesine verdiği demeçte Karapetyan’ın iktidar ile kilise arasındaki mevcut krizi kendi siyasi hedefleri için kullanmaya karar verdiğini söyledi.

Mikaelyan’a göre, Rus iş insanının Ermenistan’da her zaman siyasi emelleri oldu ve aynı zamanda Paşinyan’ın politikalarından son derece rahatsız.

Mikaelyan, “Ermenistan başbakanının sosyal medyada Ermeni Apostolik Kilisesine yönelik hakaret seli ve bir iş insanının kişisel görüşünü ifade ettiği için tutuklanması, bu süreçte hukukun üstünlüğünün olmadığının bir göstergesi. Dahası, bugün resmi propaganda aktif olarak Karapetyan’ı Kremlin ile ilişkilendirmeye ve iş insanını Paşinyan’ı devirmek için bir koçbaşı olarak adlandırmaya çalışıyor,” dedi.

Paşinyan’ın politikalarından memnun olmayan yüksek bir vatandaş oranı olduğunu belirten siyaset bilimci, “Aslına bakılırsa, yetkililer bu uygunsuz eylemleriyle sadece iş insanının reklamını yapıyor,” diye ekledi.

Şirketine kamulaştırma kararı

Karapetyan’a yönelik operasyonların ortasında Paşinyan, Kasım 2020’den beri görevde olan Ulusal Güvenlik Teşkilatı Başkanı Armen Abazyan’ı da görevden aldı.

Paşinyan, parlamentodaki açıklamaısnda bu kararı, eski Ulusal Güvenlik Teşkilatı başkanının dinlenme zamanının gelmesiyle açıkladı.

Fakat Hraparak gazetesine göre, Abazyan’ın görevden alınmasının muhtemel nedeni, Karapetyan’ın evinin avlusunda bir “baskın şovu” düzenlemeyi ve “onu asfalta yatırmayı” reddetmesiydi.

Paşinyan aynı açıklama, iktidardaki “Sivil Sözleşme” partisinin, Taşir Grubu’na ait Ermenistan Elektrik Şebekeleri şirketinin kamulaştırılmasına yönelik bir yasa tasarısı hazırladığını da duyurdu.

Paşinyan, bu karara Ermenistan’ın bölgelerini ziyareti sırasında “neredeyse bir enerji krizi” tespit etmesi üzerine vardığını iddia etti.

Başbakana göre şirket, daha sonra toplumsal hoşnutsuzluk ve siyasi bir kriz yaratmak amacıyla ülkede kasıtlı olarak bu durumu yarattı.

Taşir Grubu, şirketi Rus şirketi Inter RAO’dan Eylül 2015’te, Erivan’da elektrik tarifelerindeki artışa bağlı büyük protestoların ardından satın almıştı.

Karapetyan, geçen sene Armenia Today‘e verdiği mülakatta, şirketi satın aldıkları sırada Ermenistan Elektrik Şebekelerinin faaliyetlerinin tamamen felç olduğunu söylemişti.

Milyardere göre, önceki sahipler “onlarca yıl modernizasyon için bir kuruş bile ayırmamıştı” bu nedenle şirketi 2016’dan bu yana sadece modernizasyon için yaklaşık 680 milyon dolar ve yeni kapasiteler oluşturmak için yaklaşık 150-200 milyon dolar harcamak zorunda kalmıştı.

Moskova ne söyledi?

Mikaelyan’a göre, Rus milyarderin tutuklanması Rusya-Ermenistan ilişkilerini olumsuz etkileyecektir. Uzman, Karapetyan’ın Rus iş dünyasında önemli bir aktör olduğunu ve bu nedenle Moskova’nın duruma tepkisiz kalamayacağını ve siyasi kanallar aracılığıyla serbest bırakılması için ısrarcı olacağını öne sürdü.

Tutuklamanın hemen ardından Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Moskova’nın Karapetyan etrafındaki durumu takip ettiğini belirterek, tüm yasal haklarının korunması için kendisine gerekli desteğin sağlanacağını vaat etti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English