Ortadoğu
Axios: ABD’li özel güvenlik şirketleri Gazze’deki kilit kontrol noktasını işletecek

Axios’tan Barak Ravid’in iddiasına göre, ABD’li özel güvenlik şirketleri önümüzdeki günlerde Gazze’deki kilit bir kontrol noktasını işletmeye başlayacak ve bölgeye silahlı muhafızlar konuşlandıracak.
Buna göre on yıllardır ilk kez ABD’li özel güvenlik şirketleri Gazze’de faaliyet gösterecek. Şirketler bölgede, Gazze’deki rehine ve ateşkes anlaşması çerçevesinde kurulan ve ABD, Mısır ve Katar’ın desteğini alan çok uluslu bir konsorsiyumun parçası olarak faaliyet gösterecek.
ABD’li şirketlerin görevi Gazze’nin güneyinden kuzeyine giden Filistin araçlarını denetlemek ve roket ya da diğer ağır silahların taşınmadığından emin olmak.
2003 yılında Gazze’de bir ABD konvoyuna düzenlenen saldırıda üç ABD hükümeti güvenlik görevlisi öldürülmüştü. İsrailli yetkililer o dönemde saldırının arkasında Hamas’ın olduğunu söylemişti.
O zamandan bu yana güvenlik nedeniyle ABD hükümeti ya da ABD hükümeti destekli faaliyetlere Gazze’de önemli kısıtlamalar getirildi.
Axios’a göre çok uluslu güvenlik konsorsiyumunun kurulması Gazze anlaşmasının bir parçası olarak müzakere edilmişti ve yerinden edilmiş Filistinlilerin Gazze’nin kuzeyine geri dönmesiyle ilgili kilit bir anlaşmazlık noktasını çözmek için gerekliydi.
İsrail kuzeye geçecek tüm Filistinlilerin Gazze Şehri’nin güneyindeki önemli bir yol olan Netzarim koridorunda güvenlik kontrolünden geçmesini talep etti ama Hamas bunu reddetti.
Varılan uzlaşmaya göre araçlar Gazze’nin kuzeyine sadece tek bir yoldan gidebilecek ve Netzarim koridorunda üçüncü bir tarafın işleteceği bir kontrol noktasında denetleneceklerdi.
Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak, “Konsorsiyumun görevi, Selahaddin Yolu üzerindeki kritik bir araç kontrol noktasını denetlemek, yönetmek ve güvenliğini sağlamak, yerinden edilmiş Filistinlilerin kuzey Gazze’ye güvenli bir şekilde dönmesini kolaylaştırmak,” dedi.
Kaynak konsorsiyumun amacının araçların düzenli hareket etmesini sağlamak ve ateşkes şartlarına uygun olarak kuzeye silah taşınmasını engellemek olduğunu söyledi.
Konsorsiyum, İsrail ve Hamas’ın onayıyla ABD, Mısır ve Katar tarafından seçilen üç özel şirketten oluşuyor. Projede yer alan ABD şirketlerinden biri stratejik planlama ve lojistik şirketi olan Safe Reach Solutions (SRS). SRS kontrol noktası için operasyonel plan hazırladı.
İkinci şirket ise dünyanın dört bir yanında silahlı muhafızlar çalıştıran ABD özel güvenlik şirketi UG Solutions. Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak, korumalardan bazılarının ABD ordusunun özel kuvvetlerinde görev yapmış Amerikalılar olduğunu, diğerlerinin ise çeşitli yabancı uyruklara sahip olduğunu söyledi.
Üst düzey bir İsrailli yetkili, üçüncü şirketin Mısır istihbarat servisi tarafından onaylanmış bir Mısır güvenlik şirketi olduğunu ve bu şirketin de Gazze’ye güvenlik görevlileri göndereceğini söyledi.
Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak gelecekte başka üyeler ve uyrukların da olabileceğine dikkat çekti.
ABD’li yüklenicilerin rehine anlaşmasının ilk aşamasının sonuna kadar Gazze’de faaliyet göstermesi bekleniyor.
Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kaynak konsorsiyumun çok uluslu yapısının “uluslararası toplumun ateşkese verdiği desteği yansıttığını” söyledi. Kaynak, “Konsorsiyum tarafsızlığını ve barışa olan bağlılığını vurguluyor, ateşkesin uygulanmasını desteklemek ve Gazze’de uzun vadeli istikrarı teşvik etmek için güvenilir bir ortak olarak hizmet ediyor,” iddiasında bulundu.
Ortadoğu
ABD ve Erbil arasında imzalanan anlaşmaya Bağdat’tan itiraz

Irak Petrol Bakanlığı, ABD ve Erbil arasında toplam değeri 110 milyar dolar olan enerji anlaşması imzalamasını kabul etmediğini duyurdu.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başbakanı Mesrur Barzani’nin Washington’daki temasları kapsamında, IKBY ile 2 ABD’li şirket arasında toplam değeri 110 milyar doları bulan enerji anlaşmaları imzalandı.
IKBY Başbakanlığından yapılan açıklamada, Washington’da IKBY Doğal Kaynaklar Bakanlığı ile Amerikan enerji şirketi HKN Energy ve Western Zagros arasında enerji anlaşmalarının imzalandığı
Anlaşmaların, IKBY’nin petrol ve enerji sektörünün daha da geliştirilmesi ve ekonomik altyapısının güçlendirilmesi yönünde önemli bir adım teşkil ettiği ifade edilen açıklamada, bölgedeki ekonomik büyümeye ve istikrara doğrudan katkıda bulunmasının da beklendiği kaydedildi.
IKBY Başbakanı Barzani’nin Dış İlişkiler ve İklim Değişikliği Kıdemli Danışmanı Bayan Sami Abdul Rahman da X sosyal medya hesabından söz konusu anlaşmalara ilişkin paylaşım yaptı.
Abdul Rahman, Barzani’nin gözetiminde ABD şirketleri HKN Energy ve Western Zagros ile ömürleri boyunca toplam 110 milyar dolar değerinde iki enerji anlaşmasının imzalandığını kaydetti.
HKN’nin 8 trilyon standart kübik fit doğal gaz barındırdığı tahmin edilen Miran Gaz Sahası’nı geliştireceğini belirten Abdul Rahman, Western Zagros’un ise 5 trilyon standart kübik fit gaz ve 900 milyon varil petrol içeren Tophane-Kurdamir bloklarını geliştireceğini aktardı.
Abdul Rahman, bu anlaşmaların IKBY ve Irak’ta milyonlarca kişiye güç sağlamaya yeteceğini, enerji güvenliği ve ABD-IKBY bağları için bir dönüm noktası olduğu değerlendirmesinde bulundu.
Enerji anlaşmalarının imzalandığı Miran Gaz Sahası ve Tophane-Kurdamir blokları Süleymaniye kenti sınırlarında bulunuyor.
Bağdat: ABD ve Erbil anlaşması hukuka aykırı
Açıklamadan saatler sonra Irak merkezi hükümeti, anlaşmaları anayasaya ve yargı kararlarına aykırı bularak reddettiğini duyurdu.
Bakanlıktan konuyla ilgili yapılan yazılı açıklamada, “Irak Kürdistan Bölgesi Doğal Kaynaklar Bakanlığı’nın Süleymaniye vilayetindeki Miran ve Tophane-Kurdamir sahalarının yatırımıyla ilgili yaptığı anlaşmaları reddediyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Söz konusu işlemlerin, Irak Federal Yargıtayının daha önce verdiği kararlara aykırı olduğu belirtildi.
Petrol ve doğal kaynakların tüm Irak halkına ait bir servet olduğu ve bu kaynakların yatırım kararlarının yalnızca Irak merkezi hükümeti tarafından alınabileceği belirtilen açıklamada, söz konusu enerji anlaşmalarının Irak Anayasası ve Federal Mahkeme kararlarına dayanarak geçersiz olduğu vurgulandı.
Bağdat, IKBY’nin yabancı şirketlerle yaptığı üretim paylaşım anlaşmalarını yasadışı kabul ediyor ve bu şirketlerin Irak Petrol Bakanlığı ile yeni sözleşmeler imzalamasını talep ediyor.
Mart 2023’te Paris merkezli Uluslararası Tahkim Mahkemesi, Bağdat yönetiminin başvurusu üzerine Türkiye’nin IKBY’den gelen petrolü Bağdat’ın onayı olmadan Ceyhan Limanı üzerinden ihraç etmesini Irak-Türkiye Boru Hattı Anlaşması’na aykırı bularak Türkiye’nin Irak’a 1,5 milyar dolar tazminat ödemesine hükmetmişti.
Ortadoğu
Robert Ford: Ahmed Şara ile 2023’te İdlib’de görüştüm

ABD’nin Suriye’deki son Büyükelçisi Robert Ford, Ahmed Şara ile HTŞ lideri olarak İdlib’i yönetirken 2023 yılında İdlib’de bir araya geldiğini açıkladı. Ford, Şara’nın “terörist dünyadan” çıkıp siyasi alana geçmesi için yürütülen sürece destek verdiğini söyledi.
ABD’nin eski Şam Büyükelçisi Robert Ford, Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara (Colani) ile 2023 yılında Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib bölgesinde görüştüğünü açıkladı. Ford, bu bilgiyi ilk kez kamuoyuna açıklarken, söz konusu ziyareti İngiltere merkezli bir çatışma çözüm kuruluşunun davetiyle gerçekleştirdiğini belirtti ancak isim vermedi: “2023 yılında, çatışma çözümü konusunda uzmanlaşmış İngiliz bir sivil toplum kuruluşu, beni bu adamı terörist dünyadan çıkarıp normal siyasete kazandırma çabalarına yardımcı olmam için davet etti.”
“İlk başta oldukça tereddütlüydüm” diyen Ford, “Aklıma turuncu tulum giymiş, boğazıma bıçak dayalı görüntüler geliyordu. Ancak onunla daha önce görüşen kişilerle konuşunca risk almaya karar verdim” ifadelerini kullandı.
“Irak’taki yöntemler işe yaramıyor”
Şara ile ilk görüşmesini Mart 2023’te yaptığını belirten Ford, ilk karşılaşmalarını şöyle anlattı: “Onunla ilk kez tanıştığımda yanına oturdum. Aramızda yalnızca Roy’la aramdaki kadar mesafe vardı. Arapça olarak şöyle dedim, ‘Hayatta aklıma gelmezdi ki, senin gibi sakallı ve kamuflaj giymiş biriyle yan yana oturacağım.’ Bana baktı, oldukça yumuşak konuşan biri. Dedi ki, ‘Ben de asla böyle bir şey beklemezdim.’ Ve böylece oldukça medeni bir sohbet gerçekleştirdik.”
Şara’nın, El Kaide yıllarındaki taktiklerin İdlib’de artık işe yaramadığını kabul ettiğini aktaran eski büyükelçi, şu ifadeleri kullandı: “Colani, artık dört milyonluk bir nüfusu yönettiğini ve yönetmek için taviz vermeyi öğrenmek zorunda kaldığını söyledi. Bu açıklaması beni etkiledi. Terör saldırıları için hiçbir özür dilemedi ama artık farklı bir gerçeklikle karşı karşıya olduğunu kabul etti.”
“Onu Şam’da görmek hayal bile edilemezdi”
Ford, 2024 sonunda Şam’ın HTŞ öncülüğündeki cihatçı gruplar tarafından ele geçirilmesinin ardından, 2025 başında yeniden Suriye’ye gittiğini ve bu kez Şara ile Cumhurbaşkanlığı Sarayında görüştüğünü anlattı:
“Ona dedim ki ‘Hayatta tahmin etmezdim seni burada göreceğimi.’ Gülümsedi ve ‘Sizi şaşırtmayı seviyorum, Sayın Büyükelçi’ dedi. Espri anlayışı var. Genelde El Kaide bağlantılı kişilerde böyle bir özellik görmezsiniz.”
ABD Başkanı Donald Trump, Körfez turunun Riyad ayağında Ahmed Şara ile bir araya gelmiş ve Suriye’ye yönelik yaptırımları kaldıracağını açıklamıştı. 25 yıl aradan sonra iki ülke liderleri arasındakindaki bu ilk temasta Trump, Şara’nın önüne beş kritik şart koymuştu.
El Kaide’den devlet yönetimine
Ahmed Şara, 2000’li yılların başında Irak’ta El Kaide saflarında savaşan ve Musul çevresinde faaliyet gösteren üst düzey bir komutan olarak tanınıyordu. ABD Dışişleri Bakanlığı, o dönemde Musul’da gerçekleşen saldırılarda çok sayıda Amerikan askerin ve diplomatın hayatını kaybettiğini, bunların önemli bir kısmının Colani ve grubunun sorumluluğunda olduğunu açıklamıştı.
2010’ların ortasında Suriye savaşında El Kaide’nin uzantısı El Nusra Cephesi’nin lideri olarak ön plana çıkan Şara, daha sonra HTŞ’yi kurarak, Suriye’deki en etkili cihatçı figürlerden biri haline geldi.
Ortadoğu
Batı’nın Gazze eleştirisi üzerine, Trump’ın planını hatırlattı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Batı’nın Gazze eleştirisi karşısında, İsrail’in Trump’ın vizyonuna bağlı olduğunu söyledi ve saldırıların devam edeceğini duyurdu.
İngiltere, Fransa ve Kanada, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının genişlemesini sert şekilde kınayarak, askeri operasyonların derhal durdurulması ve insani yardımın engelsiz geçişine izin verilmesi çağrısında bulundu. Üç ülkenin yayımladığı ortak açıklamada, “İsrail, yeni askeri operasyonlarını durdurmaz ve insani yardıma koyduğu engelleri kaldırmazsa daha somut adımlar atacağız” denildi.
Açıklamada, Gazze’deki insani durumun “kabul edilemez seviyeye ulaştığı” vurgulanırken, yalnızca sınırlı miktarda yardımın bölgeye girişine izin verilmesinin yeterli olmadığı belirtildi. “İsrail hükümetini, Gazze’deki askeri operasyonlarını derhal durdurmaya ve insani yardım geçişini tam olarak sağlamaya çağırıyoruz” ifadeleri kullanıldı.
Kadın, çocuk ve yaşlıların çoğunluğunu oluşturduğu on binlerce sivilin hayatını kaybettiği saldırılar, uluslararası hukuk ve insani normlar çerçevesinde de tartışmalı bir boyuta ulaşmış durumda. Açıklamada, “İsrail hükümeti üyelerinin kullandığı nefret dilini kınıyoruz. Zorla yerinden etme, uluslararası insancıl hukukun açık ihlalidir” vurgusu yapıldı.
“İki devletli çözüm için hazırız” mesajı
Üç ülke, ateşkes ve esirlerin serbest bırakılmasının sivillerin çektiği acıları sonlandırmada kilit önemde olduğunu vurgularken, Katar, Mısır ve ABD öncülüğünde süren arabuluculuk çabalarına da destek verdi.
İngiltere, Fransa ve Kanada ayrıca, “İki devletli çözüme katkı sağlayacak şekilde Filistin devletini tanımaya ve bu yönde çalışmaya hazırız” mesajını paylaştı.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da X platformundan yaptığı açıklamada, “Gazze’deki insani acı seviyesi katlanılamaz boyuta ulaştı. İsrail’in askeri operasyonlarının genişlemesine şiddetle karşı çıkıyoruz” ifadelerini kullandı. Macron, 18 Haziran’da New York’ta düzenlenecek Filistin konulu uluslararası konferansta iki devletli çözüm için çalışılması gerektiğine dikkat çekti.
AB ülkelerinden kısıtlı yardım modeline eleştiri
İngiltere-AB Zirvesi sonrası yapılan bir diğer açıklama ise, insani yardımın siyasi ya da askeri hedeflere alet edilmemesi gerektiği yönündeydi. Birleşik Krallık, Avustralya, Kanada, Japonya ve Yeni Zelanda gibi 22 ülke ve Avrupa Birliği yetkililerinin imzasını taşıyan açıklamada, “Gazze açlıkla karşı karşıya. Yardım, bir an önce, tam erişimle ulaştırılmalı” denildi.
Açıklamada ayrıca, İsrail’in onayladığı yeni yardım modeli eleştirilerek, “BM ve insani yardım kuruluşları, insani ilkelere saygı göstermeyen hiçbir düzeneğe katılmayacaklarını net şekilde ifade etmiştir” denildi. Bu modelin hem yardım alanların hem de yardım çalışanlarının hayatını riske attığı, BM’nin bağımsızlığını zedelediği ve yardımın siyasallaşmasına yol açtığı vurgulandı.
Fransa’dan AB-İsrail Anlaşması için gözden geçirme çağrısı
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noel Barrot da AB-İsrail Ortaklık Anlaşması’nın gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Barrot, “Bu, insan onuruna karşı ağır bir saldırıdır. Uluslararası hukukun tüm kurallarının açık ihlalidir. Gazzelilerin acısını görmezden gelemeyiz. Bu durum bizi bu anlaşmaları yeniden değerlendirmeye zorluyor” ifadelerini kullandı. Fransa, Hollanda, İspanya ve İrlanda gibi ülkeler anlaşmanın askıya alınmasını tartışmaya açmış durumda.
2000 yılında yürürlüğe giren AB-İsrail Ortaklık Anlaşması, İsrail’e Avrupa pazarında önemli ticari ayrıcalıklar tanıyor. 2022’de ticaret hacmi 46,8 milyar avroya ulaşmış durumda. AB, İsrail’in en büyük ticaret ortağı konumunda.
Netanyahu’dan Batı’ya Trump yanıtı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise, İngiltere, Fransa ve Kanada’dan gelen eleştirilere karşılık, saldırıların sona erdirilmesi için ABD Başkanı Donald Trump’ın ortaya koyduğu vizyona bağlı olduklarını savundu.
Başbakanlık Ofisi’nden yapılan açıklamada, “İsrail, Başkan Trump’ın vizyonunu kabul etmekte ve tüm Avrupalı liderleri de aynı şeyi yapmaya çağırmaktadır” denildi. Açıklamada ayrıca, Hamas’ın silah bırakması, liderlerinin sürgüne gönderilmesi ve rehinelerin serbest bırakılması halinde saldırıların hemen durdurulabileceği ileri sürüldü.
-
Rusya2 hafta önce
Rusya’da havaalanlarında toplu uçuş ertelemeleri
-
Görüş2 hafta önce
Kim kazandı?
-
Görüş2 hafta önce
Hindistan-Pakistan savaşı henüz başlamadı
-
Görüş2 hafta önce
“Ölüm denir mi hiç öylesine?”
-
Söyleşi2 hafta önce
Alexander Rahr: Bu hükümetin dört yıl dayanması beni şaşırtır
-
Asya2 hafta önce
Cammu ve Keşmir: Yarım asırlık çatışmanın tarihi
-
Amerika1 hafta önce
Zuckerberg ve AI terapistler: Aklınıza mukayyet olun!
-
Görüş2 hafta önce
Çok kutupluluk çağında Türkiye’nin Antalya Diplomasi Forumu