Bizi Takip Edin

AVRUPA

AB, Çin stratejisini yeniden düzenleyecek

Yayınlanma

AB’nin baş diplomatı Josep Borrell ve bloğun diplomatik servisi (EEAS) tarafından hazırlanan bir belge, Cuma (bugün) Stockholm’de yapılacak ve bloğun Çin’e yaklaşımının ele alınacağı AB dışişleri bakanları toplantısı öncesinde yayınlandı.

‘Çin ile İlişkimizi Yeniden Şekillendirmek, Çin ile Angaje Olmak, Çin ile Rekabet Etmek’ başlıklı belgede, bloğun Pekin ilişkilerini ‘riskten arındırma’ stratejisi ortaya konuyor.

Belgede AB üyesi ülkelerden Çin’in ekonomi ve güvenlik konularında artan etkisi riskini azaltmak için de ‘fırsat penceresi’ yakalamaları isteniyor.

11 Mayıs Perşembe günü AB üyesi ülkelerin başkentlerine gönderilen belgede, AB’nin ‘yeni bir dünya düzeni inşa etmeye çalışan’ Çin’e karşı ‘açık görüşlü’ ama ‘çatışmacı olmayan’ bir yaklaşım benimsemesi gerektiği belirtiliyor.

AB’den dengeli yaklaşım

AB’nin belgesi, bloğun Çin’i eş zamanlı olarak bir ortak, bir rakip ve sistemik bir hasım olarak ele alma stratejisini teyit ederken, bu yaklaşımların dengesinin Çin’in Avrupa’nın angajmanına nasıl karşılık vereceğine bağlı olacağını söyledi.

AB üye ülkelerine ‘bu farklı unsurlar arasındaki ağırlık Çin’in davranışlarına göre değişse bile’ bu tanımlamaya sadık kalmaları çağrısında bulunuluyor.

Belgeye göre, Çin lideri Xi Jinping yönetiminde yükselen ‘milliyetçilik ve ideolojinin’ yanı sıra ABD-Çin rekabetinin artması ve Pekin’in ‘bölgesel ve küresel meselelerde’ rolünü artırması nedeniyle politika güncellemesine ihtiyaç duyuldu.

“Çin ve Avrupa birbirlerine daha fazla yabancılaşamazlar (…) Aksi takdirde, yanlış anlamaların büyümesi ve diğer alanlara yayılması riski vardır,” iddiasında bulunan belgede şunlar yazıyor: “Sistemik rekabet neredeyse tüm angajman alanlarında ön plana çıkabilir. Fakat bu durum AB’yi açık iletişim kanallarını korumaktan ve Çin ile yapıcı işbirliği arayışından alıkoymamalıdır.”

Belgede, “Riskin azaltılması, güvenli ve kurallara dayalı bir yaklaşımı teşvik ederken ekonomik ve ticari ilişkilerimizde öngörülebilirlik ve şeffaflık sağlayabilir,” deniyor.

Belgeye göre, AB’nin Tayvan Boğazı’nda ‘statükonun korunması ve gerilimin azaltılması için Çin ve ABD ile angaje olmak gibi temel bir çıkarı’ var.

Belgede, AB üyesi ülkelerin Pekin’i, yaptırımları delmek de dahil olmak üzere Rusya’yı desteklemekten kaçınması konusunda uyarması gerektiği de belirtiliyor.

Borrell’den ihtiyat çağrısı

Borrell ise, AB dışişleri bakanlarına gönderdiği ayrı bir mektupta, bloğun Pekin ile gelecekteki ilişkisini tanımlayacak üç yeni unsurun ana hatlarını çizdi: değerler, ekonomik güvenlik ve stratejik güvenlik.

Borrell, üye ülkelere gönderdiği mektupta, Ukrayna’da ne olursa olsun Çin’in yükselişinin engellenmeyeceğini analiz ediyor.

AB’nin diplomatik şefi, Çin ile teması kesmek yerine üyelere Pekin ile angajmana devam etmeleri çağrısında bulunuyor.

Mektupta, mümkün olan her yerde, ‘Çin liderliğinin giderek artan izolasyonunu kırabilecek ama en önemlisi AB’nin temel çıkarlarını ilerletecek’ işbirliğinin aranması gerektiği belirtiliyor.

AVRUPA

AP Başkanı Metsola: AB’nin içeride liderlik yapması gerek

Yayınlanma

Avrupa Parlamentosu Başkanı Roberta Metsola Euractiv’den Matthew Karnitschnig’e verdiği demeçte, ABD dünya sahnesinde geri çekilirken AB’nin anı yakalaması ve genişlemesi gerektiğini söyledi.

AB’nin genişlemesini jeopolitik bir gereklilik olarak nitelendiren Metsola, bloğun Ukrayna, Moldova ve Batı Balkanlar gibi ülkeleri entegre edememesi halinde boşluğu başkalarının dolduracağı uyarısında bulundu.

Başkan, Avrupa’nın hem küresel hem de transatlantik ilişkilerdeki güvenilirliğinin kendi komşuluk bölgesinde liderlik yapabilmesine bağlı olduğunu savundu.

Salı günü Brüksel’de Euractiv’in amiral gemisi Redux etkinliğinde bir mülakat veren Metsola, genişlemenin sadece yeni üyeler kazanmakla ilgili olmadığını, “Avrupa’da barış, istikrar ve demokrasiyi güvence altına almakla ilgili olduğunu” vurguladı.

Bazı üye ülkelerin AB’nin halihazırda çok büyük ve bürokratik olduğu yönündeki endişelerini kabul etmekle birlikte Metsola, Polonya’nın katılımı gibi geçmişteki genişlemelerin, genişlemenin Birliği zayıflatmak yerine güçlendirdiğinin kanıtı olduğuna işaret etti.

“Aynı argümanlar 20 yıl önce de ortaya atılmıştı,” diyen Metsola, kitlesel göç ya da iktisadi bozulma korkularının tahmin edildiği gibi gerçekleşmediğinde ısrar etti.

Metsola, Avrupa’nın başta Washington olmak üzere ortakları tarafından ciddiye alınabilmesi için, ‘açık ve liyakate dayalı bir katılım süreci’ de dahil olmak üzere, içeride liderlik göstermesi gerektiğini öne sürdü.

AP Başkanı, “Son on yılda Avrupa kazandığından daha fazla üye kaybetti,” diyerek onay bekleyen aday ülkeler için daha net bir yol çizilmesi çağrısında bulundu ve “Biz adım atmazsak, başkaları adım atacaktır,” dedi.

Metsola’nın salı günü yaptığı çıkış, geçtiğimiz hafta Avrupa Parlamentosu’nda patlak veren yolsuzluk skandalının ardından kamuoyuna yaptığı ilk açıklamalar oldu.

Belçikalı savcılar, Çinli Huawei şirketinin Avrupa Parlamentosu üyelerine yönelik lobi faaliyetlerinde yasaları ihlal ettiğini iddia ediyor.

Euractiv’e konuşan AP yetkilileri, skandalın ortaya çıkmasından bir gün sonra AP’nin Huawei lobicilerinin parlamento binasına erişimini engellediğini söyledi.

Devam eden soruşturmayla ilgili doğrudan yorum yapmaktan kaçınan Metsola, kurumun dürüstlüğünü savundu ve 2022 “Qatargate” skandalından bu yana uygulanan yolsuzlukla mücadele tedbirlerinin işe yaradığında ısrar etti.

Metsola, “Kuralları çiğnemeye çalışan insanlar her zaman olacaktır. Önemli olan onları daha erken yakalamak için tedbirleri güçlendirmiş olmamızdır,” dedi ve “birkaç kişinin” eylemlerinin bir bütün olarak AP’nin güvenilirliğine zarar vermeyeceğini savundu.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Polonya, Rusya ile sınırına mayın döşeyecek

Yayınlanma

Polonya, ‘Doğu Kalkanı’ programı kapsamında Rusya ve Belarus ile olan sınırına mayın döşeyeceğini açıkladı. Savunma Bakan Yardımcısı Pawel Bejda, RMF‘ye verdiği demeçte, bu amaçla Ottawa Sözleşmesi’nden çekileceklerini belirtti. Litvanya, Letonya ve Estonya’nın da Polonya’ya katılacağı bildirildi. Program, hendekler, tank engelleri, tahkimatlar, çitler ve gözetleme sistemlerini içeren 800 kilometrelik bir savunma hattı oluşturmayı hedefliyor.

Polonya Savunma Bakan Yardımcısı Pawel Bejda, RMF‘ye yaptığı açıklamada, “Doğu Kalkanı” programı kapsamında Rusya ve Belarus ile olan sınıra anti-personel mayınları yerleştireceklerini duyurdu.

Bejda, Polonya’nın bu kararı alabilmek için anti-personel mayın kullanımını yasaklayan Ottawa Sözleşmesi’nden çekileceğini belirtti.

Litvanya, Letonya ve Estonya’nın da Polonya ile birlikte hareket edeceği ve sözleşmeden çekileceği ifade edildi. Bu dört ülkenin tamamı AB ve NATO üyesi.

Bejda, Ottawa Sözleşmesi’nden çekilme nedenlerine ilişkin soruya, “Başka seçeneğimiz yok, sınırdaki durum ciddi,” şeklinde yanıt verdi.

Bakan Yardımcısı, “Belarus’un Rusya’nın tam kontrolü altında hareket ettiğine dair kesinliğe yakın endişelerimiz var. Vladimir Putin ne söylerse, Aleksandr Lukaşenko da ona razı olur. Ukrayna’ya hangi taraftan saldırdıklarını hatırlayın, Belarus topraklarından,” ifadelerini kullandı.

Şu anda Varşova’nın elinde anti-personel mayını bulunmadığını, ancak üretmeyi planladıklarını dile getiren Bejda, 1 milyon adet mayından bahsedildiğini belirterek, “Bunları Polonya Silah Grubu fabrikaları yapacak, ancak ayrıntılara girmek istemiyorum… Özel ve devlet savunma sanayisine eşit davranıyoruz,” dedi.

Rusya ve Belarus sınırında tahkimat oluşturulmasını öngören “Doğu Kalkanı” programı, geçen yılın mayıs ayında tanıtıldı.

Program kapsamında 800 kilometre hendek kazılması, tank engelleri, tahkimatlar, çitler yerleştirilmesi ve bir video gözetleme sistemi kurulması planlanıyor.

Genelkurmay Başkanı General Wieslaw Kukula da, Polonya’nın “savaşın kaçınılmazlığından” emin olana kadar tam olarak donatılmayacak mayın tarlaları hazırlama niyetinden bahsetti.

Kasım ayında, “Doğu Kalkanı”nın çitler, beton “ejderha dişleri” ve tanksavar hendeklerinin inşasını içeren ilk aşaması tamamlandı.

Başbakan Donald Tusk, Rusya Federasyonu’na bağlı Kaliningrad oblastı sınırındaki yapıları incelerken, “Bu, barışa yapılan bir yatırımdır,” diye konuştu.

“Sınırımızın barış zamanında güvenli, savaş zamanında ise geçilmez olmasını istiyoruz,” diyen Tusk, Varşova’nın NATO ve Avrupa Birliği’nin doğu kanadında stratejik bir konuma sahip olduğunu ve bu nedenle kıtadaki tüm güvenlikten sorumlu hissettiğini belirtti.

“Doğu Kalkanı” inşaat çalışmalarının 2028 yılına kadar sürmesi bekleniyor. Projenin toplam maliyetinin Polonya’ya 10 milyar zloti (2,5 milyar dolar) olacağı tahmin ediliyor.

Litvanya, Letonya ve Estonya da Rusya sınırına tanksavar mayınları yerleştirmeyi planlıyor.

The Times, bunun amacının “askeri tehdidi caydırmak ve savunmak” olan “Baltık Savunma Hattı”nda öngörüldüğünü bildirdi.

Gazeteye göre, proje ayrıca hendekler, dikenli teller, “ejderha dişleri” ve 1000 beton sığınağı içeriyor. Sınırların yakınına mühimmat depoları yerleştirilecek.

Aralık ayında, Avrupa Komisyonu (AK) Başkanı Ursula von der Leyen, Rusya ve Belarus ile komşu olan altı Avrupa ülkesi için 170 milyon avro alacağını duyurmuştu.

Polonya’ya 52 milyon avro, Finlandiya’ya ise 50 milyon avro tahsis edilmişti.

Listede ayrıca Letonya (17 milyon avro), Litvanya (15,4 milyon avro), Estonya (19,4 milyon avro) ve Norveç (16,4 milyon avro) yer alıyor.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Leyen 2030’a kadar ‘toplu silah alımı’ çağrısında bulundu

Yayınlanma

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen salı günü yaptığı açıklamada, “tehlikelerle dolu bir dünyada” ABD kıtadan çekilirken Avrupa Birliği ülkelerinin silah alımı konusunda işbirliği yapması gerektiğini söyledi.

Danimarka Kraliyet Askeri Akademisinde öğrencilere hitaben yaptığı konuşmada Leyen, “Üye devletlerin özellikle acil ihtiyaç zamanlarında Avrupa savunma tedarik zincirlerine tam olarak güvenebilmeleri gerekiyor. Bu da 2030 yılına kadar savunma ekipmanları için AB çapında bir pazar yaratmak anlamına geliyor,” dedi.

Konuşmasında Komisyon’un, ülkelerin savunma harcamaları için 150 milyar avroluk bir fon içeren ve beyaz kitap olarak adlandırılan ayrıntılı bir savunma önerisi yayınlamasından bir gün önceki düşüncelerini ortaya koydu.

Leyen, Avrupa’nın savunma harcamalarını ve askeri sanayi kompleksini artırmak, orduları yeniden silahlandırmak ve Ukrayna’yı desteklemeye devam etmek için bir dizi girişimin ana hatlarını çizdi. Kilit unsurlardan biri, ulusal talebi bir araya getirecek ve ortaklaşa silah tedarik edecek Avrupa Satış Mekanizması.

Avrupa’nın savunma sanayisinin büyümesi ve uzun vadeli yatırımlar yapabilmesi için şirketlerin “yatırımları yönlendirmek ve kapasiteyi artırmak için istikrarlı bir çok yıllık sipariş akışına” ihtiyacı olduğunu söyleyen Leyen, bu sürecin Avrupa’da yatırımla başladığını söyledi ve üye ülkeleri “daha fazla Avrupalı satın almaya” çağırdı.

Komisyon başkanı, “Birliklerin ve askeri teçhizatın hızlı bir şekilde taşınmasını kolaylaştıracak AB çapında işleyen bir kara koridorları, havaalanları ve limanlar ağına ihtiyacımız var. Aynı zamanda hava ve füze savunmasına, topçu sistemlerine, mühimmat ve füzelere yatırım yapmamız gerekiyor,” diye konuştu.

Leyen ayrıca AB dışındaki ülkelerin de bu çabalara katılması için kapıyı açık bıraktı. Leyen, “Güvenliğimiz bölünmez bir bütündür. Bu nedenle Birleşik Krallık ve Avrupa’daki, komşularımızdaki ya da Kanada’dan Norveç’e kadar G7’deki diğer ortaklarımızla ve hatta Hindistan ve Asya’nın diğer bölgelerine kadar güvenlik konusunda yeni bir çığır açmak için çalışıyoruz,” dedi.

Öte yandan Leyen, Trump’la ilişkiler konusunda dikkatli konuştu. Leyen, “En eski ortağımız olan ABD’nin odağını Hint-Pasifik bölgesine kaydırdığını görüyoruz. NATO ve ABD ile birlikte çalışmaya tamamen kararlıyız,” diye konuştu.

Ayrıca “Grönland’ın tüm halkına ve bir bütün olarak Danimarka’ya” Avrupa’nın her zaman “egemenlik ve toprak bütünlüğünden yana olacağı” konusunda güvence verdi.

Leyen, “Şimdi her Avrupalının neyin tehlikede olduğunu anlaması için dürüstçe konuşma zamanıdır,” dedi ve “bu on yılın ikinci yarısında ve sonrasında yeni bir uluslararası düzen oluşacağı” uyarısında bulundu. 

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English