Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

AB ve Britanya, OECD’yi petrol ve kömür sübvansiyonlarını yasaklamaya zorluyor

Yayınlanma

Financial Times’ın (FT) konu hakkında bilgi sahibi kişilerden aktardığına göre Britanya ve AB, önümüzdeki ay kapalı kapılar ardında yapılacak OECD toplantısında dünyanın en zengin ülkelerini yabancı petrol ve doğalgaz işletmeleri ile kömür madenciliğine yönelik sübvansiyonlara son vermeye zorlayacak.

Fosil yakıtlar için en büyük yabancı kamu finansman kaynağının kesilmesi önerisinin OECD’de hararetli tartışmalara yol açması bekleniyor.

Bu hamle, bazı OECD ülkelerinin kamu finansman kurumlarını Paris Anlaşması’nın iklim hedefleriyle uyumlu hale getirme taahhüdüne dayanıyor. Fakat yabancı projelere yönelik sübvansiyonları sona erdirme çabası, petrol ve gaz endüstrileri için yerel sübvansiyonların yaygınlığı engeline takılabilir.

ABD’li çevre kuruluşu Oil Change International’a (OCI) göre, OECD ülkelerinin ihracat kredi kuruluşları tarafından 2018-2020 yılları arasında kömür, petrol ve gaz projelerini desteklemek için yılda tahmini 41 milyar dolar harcandı. Mozambik dışında, bu süre zarfında en büyük alıcılar Kanada, BAE ve Rusya gibi gelişmiş ülkelerde faaliyet gösteriyordu.

Paris iklim taahhüdüne imza atmayan ülkeler var

OECD üyelerinin fosil yakıtlar konusundaki tutumunu yeniden belirleme hamlesi, iki yıl önce Glasgow’da düzenlenen BM COP26 zirvesinde İngiltere, Kanada, Fransa, İtalya ve ABD’nin de aralarında bulunduğu bazı üye devletlerin verdiği sözü temel alıyor. Bu ülkelerin 2022 yılı sonuna kadar uluslararası fosil yakıtlara yönelik yeni kamu desteğini sona erdirme sözü, emisyonların yakalandığı projeler ve Paris anlaşmasıyla tutarlı durumlar için istisnalar içeriyordu.

Hükümetler Glasgow’da ayrıca OECD ve çok taraflı kalkınma bankaları gibi kurumları, yönetim çerçevelerini Paris anlaşması hedefleriyle uyumlu hale getirmeleri için zorlama taahhüdünde bulunmuştu.

OECD’nin ihracat kredilerine ilişkin düzenlemesinde yapılacak değişiklikler gönüllülük esasına dayanacak. Ayrıca Japonya ve Güney Kore gibi Glasgow taahhüdünü desteklemeyen büyük fosil yakıt finansörlerini de içeren bir grup üye devletin mutabakatını gerektirecek.

Enerji krizi, AB’deki fosil yakıt teşviklerini artırdı

İngiltere’nin kredi kuruluşu UK Export Finance’e yakın kişiler, Kanada’nın önümüzdeki ay yapılacak toplantı öncesinde Birleşik Krallık’ın OECD’ye sunmayı planladığı teklifi desteklemeyi taahhüt ettiğini söyledi. Kanada Maliye Bakanlığı, ‘temiz ekonomiyi dünya çapında büyütmek ve teşvik etmek için OECD’de ve diğer uluslararası forumlarda benzer düşünen ortaklarla birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini’ söyledi.

AB ise üye devletlerin geçen ay bir taslak teklif üzerinde anlaşmasının ardından kendi teklifini sundu. Brüksel petrol, gaz ve kömüre verilen desteği sona erdirmek için yoğun bir çaba sarf ediyor. AB’nin yeni iklim şefi Wopke Hoekstra fosil yakıt sübvansiyonlarını ‘modası geçmiş ve verimsiz’ olarak nitelendirmişti.

Fakat Avrupa Komisyonu geçen hafta yayınladığı bir raporda, birlikteki toplam fosil yakıt sübvansiyonlarının bir önceki yıl yaklaşık 56 milyar avroda sabit kaldıktan sonra 2022’deki enerji krizi sırasında artarak 122 milyar avroya ulaştığını söyledi. Raporda, “Üye devletler fosil yakıt sübvansiyonlarını sona erdirmek üzere harekete geçmeyi hızlandırmalıdır,” denildi.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English