Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD ara seçimleri: Ne Trump ne Biden

Yayınlanma

Cumhuriyetçiler beklentilerinin gerisinde kalırken, Demokratlar “rahat bir nefes aldı”, ancak yeterli değil…

ABD’de 2024 başkanlık seçimleri öncesi 8 Kasım’da düzenlenen ara seçimlerde, Amerikan Kongresi’nde çoğunluğu elinde tutan Demokratların yükselen enflasyon ve yönetim krizi karşısında “ağır bir yenilgiye uğrayacağı”, Cumhuriyetçilerin ise “kırmızı dalga” yaratarak oylarını üst seviyede artıracağı öngörülüyordu.

Ancak durum öyle olmadı. Henüz bütün eyaletlerde sayımlar tamamlanmasa da, çıkan sonuçlara göre Cumhuriyetçi oylarda makul seviyede artış görülürken, Demokratlar ise beklenen çöküşü yaşamadı ve birçok noktada oylarını korumayı başardı. ABD Başkanı Joe Biden, “Demokratlar için iyi bir geceydi” diyerek memnuniyetini dile getirdi.

Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçilere geçiyor 

Şimdiye kadar açıklanan sonuçlara göre Cumhuriyetçiler, Kongre’nin alt kanadı olan Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu almaya daha yakın. Cumhuriyetçiler Temsilciler Meclisi’nde 207 sandalyeyi, Demokratlar ise 189 sandalyeyi garantiledi. Çoğunluk için 218 oy gerekiyor.

Cumhuriyetçiler yeterli oya ulaştığı takdirde, Demokratlar Temsilciler Meclisi’nde üstünlüğü kaybetmiş olacak. Bu, Demokrat Nancy Pelosi’nin Meclis Sözcüsü olarak saltanatının sonu anlamına geliyor. Onun yerine Cumhuriyetçi Kevin McCarthy, yeni sözcü olma niyetini açıkladı.

Senato’da başa baş mücadele

Kongre’nin üst kanadı olan Senato’da ise yarış başa baş gidiyor. Senatoda durum, üç eyaletten çıkacak sonuçlara bağlı. Bu eyaletlerden Arizona’da Demokrat adayın, Nevada’da ise Cumhuriyetçi adayın öne çıktığı görülürken, Georgia’daki seçimler 6 Aralık’ta yapılacak ikinci tura kaldı.

Mevcut düzende Senato’da 50 Cumhuriyetçi ve 50 Demokrat senatör bulunuyor. 51 senatör sayısına ulaşan taraf, Kongre’nin bu kanadında çoğunluğun da sahibi olacak. Associated Press’in açıkladığı resmi olmayan sonuçlara göre, şu an Cumhuriyetçilerin elinde 49, Demokratların elinde 48 sandalye bulunuyor.

Trump hayal kırıklığına uğradı

Ara seçimler adaylar açısından referandum gibi değerlendiriliyor.

Donald Trump bu seçimler için çok iddialıydı ve zafer ilan etmeyi bekliyordu. Ancak Trump’ın “daha makul” adaylar yerine kendi belirlediği adaylar istenilen sonuçları alamadı. Trump’ın desteklediği Ohio eyaleti senatör adayı J.D. Vance şimdilik yarışı önde götürse de, Pensilyanya eyaletinden Cumhuriyetçilerin senatör adayı Dr Mehmet Öz, Demokrat aday Joe Fetterman’a karşı seçimi kaybetti. Biden ve Obama Fetterman’a destek için beraber poz vermişti.

Ayrıca, “Trumpsız Cumhuriyetçiler” tartışmasının yoğunlaştığı bir dönemde, 2024 seçimleri için Cumhuriyetçiler içinde Trump’ı zorlayacak isimlerden Florida Valisi Ron DeSantis 20 puan farkla yeniden göreve seçildi. Bu sonucun, Trump’ın başkanlık hayallerine gölge düşürebileceği yorumları yapılıyor.

Kutuplaşma devam ediyor

Bu seçim sonuçları, 2024 başkanlık seçimleri için ne Trump’a ne de 80 yaşındaki Biden’a tam destek anlamı taşımıyor. Ancak, ülkedeki kutuplaşmanın sürdüğü ortada. ABD’nin, şimdiden 2024 yarışının vahşi havasına girdiği söylenebilir.

En pahalı seçim

Mısır’da BM İklim Zirvesi’nde (COP27) ödenek tartışmaları devam ederken, iklim adaleti taahhütlerini yerine getirmeyen ABD’de ara seçimler için harcanan miktarlar eleştiri konusu oldu.

Open Secrets web sitesine göre, 2022’deki en pahalı iki seçim, Georgia ve Pensilvanya’daki Senato koltukları içindi. Bu seçimlerin eyaletler ve federal düzeyde toplam 16,7 milyar dolara mal olduğu ve bunun ülkenin en pahalı ara seçimi olduğu kaydediliyor.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English