Bizi Takip Edin

Amerika

ABD bankalarından büyük vurgun: Fed’in yüksek faizi 1,1 trilyon dolar kazandırdı

Yayınlanma

Financial Times’ın (FT) resmi veriler üzerinde yaptığı bir analiz, ABD bankalarının Fed’in iki buçuk yıllık yüksek faiz döneminden 1 trilyon dolar kazanç sağladığını ortaya koydu.

Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) verilerinin incelenmesi, kredi verenlerin Fed’deki mevduatları için daha yüksek getiri elde ettiklerini, fakat birçok tasarruf sahibi için faiz oranlarını daha düşük tuttuğunu gösterdi.

ABD’nin 4.000’den fazla bankasına sağlanan destek, kâr marjlarının artmasına yardımcı oldu. Bazı tasarruf hesaplarının faiz oranları Fed’in yüzde 5’in üzerindeki hedefi doğrultusunda artırılırken, mevduat sahiplerinin büyük çoğunluğu, özellikle de JPMorgan Chase ve Bank of America gibi en büyük bankalardakiler çok daha azını aldı.

Hiç faiz ödemeyen hesapları da içeren regülatör verilere göre, ikinci çeyreğin sonunda ortalama bir ABD bankası mevduat sahiplerine yıllık sadece yüzde 2,2 oranında faiz ödüyordu. Bu oran iki yıl önce ödedikleri yüzde 0,2’den daha yüksek fakat Fed’in bankaların alabileceği yüzde 5,5’lik gecelik faiz oranından çok daha düşük.

Bu verilere göre JPMorgan ve Bank of America’da yıllık mevduat maliyetleri sırasıyla yüzde 1,5 ve yüzde 1,7. FT’nin hesaplamalarına göre, mevduat sahiplerine yapılan bu düşük ödemeler bankalar için 1,1 trilyon dolar fazla faiz geliri anlamına geldi.

Bankalar Fed’den önce mevduat faizlerini düşürdü

Fed bu hafta ana politika faizini yarım puan düşürünce bazı ABD bankaları, kârlarını destekleyecek bir hamle olarak, indirimleri mümkün olduğunca çabuk mevduat sahiplerine yansıtmaya çalıştı. 

Konuyla ilgili bilgi sahibi bir kişiye göre, Fed’in geçen çarşamba günkü faiz indiriminden saatler önce Citi, zengin müşterilerine genellikle ayrıcalıklı faiz oranları uygulayan bankasındaki çalışanlarına, ABD merkez bankasının faizleri yarım puan düşürmesi halinde bankanın da yüzde 5 veya daha fazla ödeme yapan hesaplara uygulayacağı faiz oranını aynı şekilde düşüreceğini söyledi.

JPMorgan da 10 milyon dolar ve üzeri nakit parası olan müşterilerin tasarruf oranlarının 50 baz puan düşürüleceği ve gelecekteki indirimlerin Fed’in eylemlerine paralel olarak hareket edeceği söylendi. 

KBW ABD banka araştırmaları başkanı Chris McGratty, Fed’in faiz indirimi nedeniyle bankaların “kesinlikle” mevduat maliyetlerini düşürme kabiliyetine sahip olacağını söyledi ve “Bence agresifliğin derecesi bankadan bankaya değişecektir,” dedi.

JPMorgan, bankanın “adil ve rekabetçi bir oran sağlamayı” amaçladığını söyledi. Citi ve Bank of America yorum yapmayı reddetti. 

Küçük ve orta büyüklükteki bankalardan kaçış büyüklere yaradı

Bankaların, mevduat ve tasarruf hesapları için sundukları faiz oranlarını yükseltmekte yavaş, düşürmekte hızlı oldukları anlaşılıyor. 

Fed Mart 2022’de para politikasını sıkılaştırmaya başladığında birçok analist, yeni finansal teknoloji şirketlerinin rekabeti ve tüketicilerin nakit para taşıma kolaylığının artmasının bankaları mevduat sahiplerine yüksek oranlardan daha fazla pay vermeye zorlayacağını öngörmüştü.

Fakat FT’nin hesaplamaları, önceki Fed sıkılaştırma döngülerinden biraz daha az olsa da, bankaların kazancın çoğunu ellerinde tutabildiklerini gösteriyor.

Silicon Valley Bank ve bazı bankaların 2023’ün başlarında iflas etmesi, birçok orta ölçekli ve küçük bankayı mevduat sahiplerinin kaçmasını önlemek için faiz oranlarını yükseltmeye zorladı. Daha büyük bankalar, mevduat sahiplerinin bu küçük ve orta büyüklükteki bankalardan kaçışı sırasında nakit akışının arttığını gördü ve bu da daha yüksek oranlara uyum sağlama ihtiyacını ertelemelerine izin verdi.

FT’nin eldeki en son verilere dayanarak yaptığı hesaplamalara göre, ABD bankaları Fed’in Mart 2022’den bu yılın ortasına kadar uyguladığı yüksek faiz oranlarından elde edilen gelirin yaklaşık üçte ikisini elde etti.

Bankalar, mevduat sahiplerine yaklaşık 600 milyar dolar faiz ödediler. Fed’in faiz oranlarını en son artırdığı 2016 başından 2019 başına kadar olan dönemde ABD bankaları gelirin yüzde 77’sini elde etmişti.

Amerika

Trump’tan zenginler için vergi artışı önerisi

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump, yüksek gelirli Amerikalılar için en üst gelir vergisi oranını yüzde 37’den yüzde 39,6’ya çıkarmayı önerdi. Teklif, mevcut vergi indirimlerinin uzatılması için kaynak arayışının bir parçası olarak Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’a iletildi. Öneri, yıllık geliri belirli eşiklerin üzerindeki şahısları ve evli çiftleri etkileyecek.

ABD Başkanı Donald Trump, 7 Mayıs’ta Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson’a yüksek gelirli Amerikalılar için en üst gelir vergisi oranını artırmayı önerdi.

Bloomberg ve The New York Times‘ın haberine göre, Trump yıllık geliri 2,5 milyon dolar veya evli çiftler için 5 milyon doların üzerinde olanlar için oranı yüzde 37’den yüzde 39,6’ya çıkarmayı teklif etti.

Bloomberg‘in aktardığına göre, Trump ayrıca girişim sermayesi ve özel sermaye fonu yöneticilerine uygulanan taşınan kâr vergi indirimlerinin kaldırılması isteğini de yineledi.

Ajansın aktardığına göre, Temsilciler Meclisi Vergi Komisyonu Başkanı Jason Smith’in 9 Mayıs’ta Trump ile görüşmesi ve vergi tasarısının başkanın önceliklerine uygun olacağını bildirmesi bekleniyor.

Öte yandan The New York Times, Trump’ın ilk başkanlık döneminde, 2017 yılında “zenginlere yönelik vergi”nin en üst oranını yüzde 39,6’dan yüzde 37’ye düşürdüğünü belirtti.

Gazete, bu oranın hâlen aynı seviyede olduğunu ancak şu anda yıllık geliri 626 bin 350 doları aşanlar için geçerli olduğunu kaydetti.

Trump’ın önerisinin, vergi indirimlerinin uzatılmasına ilişkin yasa tasarısı görüşmeleri sırasında geldiği kaydedildi.

Bu yasa tasarısının maliyetini karşılamak için yasa koyucular, düşük gelirli Amerikalılara yönelik sağlık sigortası programı Medicaid’in kesilmesi de dahil olmak üzere kaynak bulmaya çalışıyor.

Bloomberg‘e sunulan bağımsız Tax Foundation’ın ön değerlendirmesine göre, zenginlere yönelik yeni vergi oranının on yıl içinde bütçeye 67,3 milyar dolar gelir sağlaması bekleniyor.

ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick, yaptığı açıklamada, zenginlere yönelik vergilerin artırılmasının, Trump’ın otelcilik sektörü çalışanları ve yaşlılar için vergi indirimleri gibi seçim vaatlerini finanse etmek için daha fazla kaynak yaratacak “akıllı” bir adım olduğunu söyledi.

Ancak ajans, kongrede bu konuda farklı görüşler olduğunu yazdı.

Bloomberg, Trump’ın daha önce zenginler için vergi indirimleri vaat ederek seçim kampanyası sırasında birçok zengin bağışçının desteğini aldığını belirtmişti.

ABD Başkanı, 2021 yılında “milyarder vergisine” karşı çıkmış, zenginlerin bu durumda ABD’yi terk edebileceğini savunmuştu.

Ancak bu bahar Semafor, Trump’ın en zengin Amerikalılardan bazıları için vergileri artırmayı değerlendirmeye hazır olduğunu yazdı.

ABD’nin dış yardımlarında ‘önce Amerika’ dönemi

Okumaya Devam Et

Amerika

Amerika’nın Sesi, Trump yanlısı içeriği yayınlayacak

Yayınlanma

Amerika’nın Sesi (VOA), ABD Başkanı Donald Trump’ı destekleyen One America News Network (OAN) televizyon kanalının programlarını yayınlamaya başlayacak.

Amerika Birleşik Devletleri’nin kamu yayıncısı Amerika’nın Sesi (VOA), ABD Başkanı Donald Trump’ın politikalarını destekleyen sağcı televizyon kanalı One America News Network (OAN) programlarını yayınlamaya başlayacak.

VOA’nın bağlı olduğu Küresel Medya Ajansı (USAGM) kıdemli danışmanı Kari Lake, OAN’ın VOA’ya haber akışını, içeriğini ve teknik desteğini ücretsiz olarak sağlayacağını belirtti.

Lake, X sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Bu, yalnızca uluslararası izleyici kitlesine yayın yapan USAGM haber ajanslarının tek finansman kaynağı olan Amerikalı vergi mükellefi için büyük bir faydadır,” ifadelerini kullandı.

OAN’ın sahibi iş insanı Charles Herring de Washington Post gazetesine yaptığı açıklamada bu bilgiyi doğruladı.

Amerika’nın Sesi radyosu, 83 yıllık tarihinde ilk kez mart ortasında yayınlarına ara vermişti.

Voice of America çalışanları mahkeme kararıyla işlerine dönüyor

Bu durum, Trump’ın VOA’nın yanı sıra Hür Avrupa Radyosu ve Hür Asya Radyosu gibi kuruluşları da bünyesinde barındıran USAGM’nin finansmanını askıya alan bir kararname imzalamasının ardından yaşanmıştı.

Karar sonucunda 1300’den fazla gazeteci süresiz idari izne gönderilmişti.

Daha önce yaklaşık 100 bin kamu çalışanını işten çıkaran iş insanı Elon Musk, Hükümet Verimliliği Dairesi (DOGE) koordinatörü olarak bu radyoların kapatılması çağrısında bulunmuştu.

Musk, Amerika’nın Sesi’ni “artık kimsenin dinlemediğini” iddia etmişti. Radyonun sunucularını “kendi kendine konuşan çılgın sol radikaller” olarak nitelendiren Musk, bu kuruluşların “Amerikalı vergi mükelleflerinin cebinden yılda bir milyar dolar yaktığını” söylemişti.

Amerika’nın Sesi’nin savunmasına uluslararası gazetecilik kuruluşları da katıldı. Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütü, Trump’ın kararının “dünya genelinde basın özgürlüğünü tehdit ettiğini ve Amerika’nın bilgi akışını destekleme yönündeki 80 yıllık çabalarını boşa çıkardığını” vurguladı.

22 Nisan’da bölge yargıcı Royce Lamberth, Amerika’nın Sesi çalışanlarının görevlerine iade edilmesine ve radyo ile çevrimiçi yayınların yeniden başlamasına hükmetti.

Ancak Trump’ın avukatları bu karara ABD temyiz mahkemesinde itiraz etti. Temyiz mahkemesi 3 Mayıs’ta gazetecilerin eski görevlerine iade edilmesi yönündeki kararı bozdu.

Buna rağmen mahkeme, Trump yönetimini Amerika’nın Sesi’nin “yasal olarak gerekli” yayın seviyesini sağlamakla yükümlü tuttu.

ABD Kongresi ise daha önce bu radyonun faaliyetinin zorunlu olduğuna karar vermiş ve yasama organının onayı olmadan finansmanının kesilmesini yasaklamıştı.

Okumaya Devam Et

Amerika

ABD’de yargıç, göçmenleri Libya’ya sınır dışı etme planını engelledi

Yayınlanma

Boston’daki bir ABD yargıcı, Trump yönetiminin göçmenleri Libya’ya sınır dışı etme planını geçici olarak durdurma kararı aldı.

Yargıç, bu kararın, göçmenlerin adil yargılanma hakkını güvence altına alan önceki kararını “açıkça ihlal edeceğini” belirtti.

Karar, iki ABD’li yetkilinin CBS’e, ABD’nin göçmenlere yönelik baskıyı artırma kapsamında yakında göçmenleri Libya’ya sınır dışı etmeye başlayabileceğini söylemesinin ardından geldi.

Sınır dışı etme haberine yanıt olarak, Libya Başbakanı Abdülhamid Dibeybe, X’te yaptığı açıklamada, ülkesinin “hiçbir bahaneyle göçmenlerin sınır dışı edilme noktası olmayı kabul etmeyeceğini” belirtti.

Aynı habere yanıt veren ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, konuyu tartışmayacaklarını söyledi.

CBS’e konuşan ve isminin açıklanmamasını isteyen yetkililer, ABD ordusunun göçmenleri bu hafta içinde Kuzey Afrika ülkesine uçuracağını söyledi.

Bu hamle tartışmalara yol açacak gibi görünüyor. Libya, on yıldan fazla bir süredir çatışmaların içinde ve ABD Dışişleri Bakanlığı, “suç, terör ve iç karışıklık” gibi faktörler nedeniyle Amerikalıların bu ülkeye seyahat etmemelerini tavsiye ediyor.

Göçmenlik avukatları, Trump yönetiminin sınır dışı işlemlerini engellemek için çarşamba günü hızlıca harekete geçti ve Massachusetts’teki bir yargıçtan “acilen” geçici bir engelleme kararı almasını istedi.

Avukatlar mahkemeye sundukları dilekçede, “Birçok güvenilir kaynak, sınıf üyeleriyle birlikte Libya’ya gönderilmek üzere ABD’den hemen kalkacak uçuşların hazırlandığını bildiriyor,” diye yazdı.

Boston’daki ABD Bölge Yargıcı Brian Murphy, çarşamba günü öğleden sonra geç saatlerde, Trump yönetiminin göçmenleri hızlı bir şekilde sınır dışı etme yetkisini kısıtlayan bir karar verdi.

Yargıç Murphy kararında, sınır dışı işlemlerinin, nihai sınır dışı emrine tabi göçmenlerin adil yargılanma hakkını koruyan daha önce verdiği ihtiyati tedbiri “açıkça” ihlal ettiğini belirtti.

Daha önceki karar, yetkililerin göçmenlere kendi dillerinde yazılı bildirimde bulunmalarını ve sınır dışı edilmekten korunmak için itirazda bulunmaları için anlamlı bir fırsat sunmalarını gerektiriyor.

Göçmenleri Libya’ya sınır dışı etme planından haberi olup olmadığı sorulan Başkan Donald Trump, “Bilmiyorum. İç Güvenlik Bakanlığına sormanız gerek,” dedi.

Libya, Trump yönetimi tarafından göçmenlerin sınır dışı edilmesini kabul etmesi istenen birkaç ülkeden biri olduğu düşünülüyor.

Bu hafta Ruanda, ABD ile görüşmelerin “erken aşamada” olduğunu doğrularken, Benin, Angola, Ekvator Ginesi, Eswatini ve Moldova da medya raporlarında adı geçen ülkeler arasında yer aldı.

ABD’nin Libya’ya kaç kişiyi sınır dışı etmeyi umduğu veya göçmenlerin Libya’nın hangi bölgesine gönderileceği belli değil.

Libya’nın batısı Dibeybe’nin başbakanı olduğu BM destekli bir hükümet tarafından yönetilirken, doğu ise askeri lider General Halife Hafter tarafından kontrol ediliyor.

Hafter’in oğlu geçen pazartesi Washington’da ABD’li yetkililerle görüşmüştü, fakat ABD Dışişleri Bakanlığı ve bir Libyalı sözcü, görüşmenin sınır dışı edilmeyle ilgili olmadığını açıkladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English