Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD, Çin’e karşı Japon üssündeki askeri varlığını yeniliyor

Yayınlanma

Amerika Birleşik Devletleri Deniz Piyadeleri, Japonya’nın Okinawa Eyaletinde konuşlu kilit bir birimi 12. Deniz Kıyı Alayı olarak yeniden tanımladı. South China Morning Post’a göre, askeri yetkililer bu hamlenin, kuvvetin Hint-Pasifik’teki ada ortamlarında daha verimli çalışmasını ve Çin’in bölgedeki “saldırganlığına” daha iyi karşılık verebilmesini sağlamak için tasarlandığını söylüyor.

Japonya’nın en güney vilayetinde ABD Hava Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri ve Kara Kuvvetleri’nden önemli birliklerle birlikte yaklaşık 18.000 deniz piyadesi görev yapıyor.

Önceki yıllarda ABD bu varlığını “Rusya’dan ve Kuzey Kore’den gelebilecek füzelere” kadar çeşitli kaynaklardan gelebilecek tehditlere dayandırıyordu. Ancak ABD’li askeri yetkililer bugün meydan okumanın “çok açık bir şekilde Çin’den geldiğinin tespit edildiğini” söyledi.

Yeni alayın komutanı Albay Peter Eltringham çarşamba günü Hansen Kampı’nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada “Burada, nerede ve ne zaman olursa olsun beklenmedik durumlara yanıt vermeye hazır bir kuvvet olarak birinci ada zincirinde bulunmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

Birinci ada zinciri Asya anakarasının doğu kıyısının hemen açıklarında yer alan, güneyde Filipinler’den Tayvan’a, Okinawa’ya ve kuzeyde ana Japon takımadalarına kadar uzanan adalar dizisi. Bu adalar Çin deniz kuvvetlerinin Pasifik’e sınırsız erişimi önünde bir bariyer işlevi görüyor.

ABD ve bölgedeki müttefiklerinden Tayvan yakınlarında deniz tatbikatı

Çevik ve hareketli yeni alay

Bir ABD Deniz Piyadeleri yetkilisi This Week in Asia’ya verdiği demeçte, “Çin’in Tayvan’ı ele geçirmeye kalkışması durumunda ABD kuvvetlerinin müdahale etmesi gerekeceği varsayımıyla” 2,000 kişilik yeni kıyı birliğinin burada konuşlanacağını söyledi.

Operasyonel güvenlik nedeniyle ismini vermek istemeyen yetkili, “Bu yeni alay özellikle kıyı bölgelerinde faaliyet göstermek ve bu bölgeyi savunmak üzere inşa edildi” dedi.

“Geleneksel bir Deniz Alayı ile bu birlik arasındaki temel fark, doğası gereği çok daha hafif ve ‘seferi’ olmasıdır” diyen yetkili, yeni birliğin “kendi kendine yeten ve görevini yerine getirmek için tüm unsurlara sahip” olduğunu söyledi.

“Dünya Savaşı’nda ya da Vietnam Savaşı’nda gördüğümüz geleneksel birliklerden çok farklı bir şekilde çalışacak, daha çevik olacak ve çeşitli yerlerden bağımsız olarak konuşlanabilecek” diye ekledi.

Okinawa’daki daha geniş Deniz Kuvvetleri varlığını “ileri konuşlandırılmış hazır kuvvet” olarak tanımlayan yetkili, ABD “hükümetinin Çin’in bugün bu bölgedeki tehdit olduğu konusunda oldukça net olduğunu ve gerektiğinde bu tehdide yanıt verebilecek konumda olduğumuzu” belirtti.

South China Morning Post’a konuşan Tokyo’daki Uluslararası Hıristiyan Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler profesörü olan Stephen Nagy, ABD’nin bölgedeki kabiliyetlerini güçlendirdiğini ve Pekin’in ‘hırslarına’ karşı koymak için müttefik ülkelerle giderek daha yakın çalıştığını söyledi.

“Washington ve ortakları bugün Çin kuvvetlerinin gerçekleriyle başa çıkabilmek için bazı kuvvetlerin yeniden yapılandırılması gerektiğini fark ettiler” diyen Nagy’e göre Pekin, “ABD güçlerini kıyı şeridinden mümkün olduğunca uzağa itmek istiyor.”

Son yıllarda ABD Deniz Piyadeleri Japonya kuvvetleriyle daha yakın entegrasyon içide. ABD’nin 1.500 kişilik Amfibi Hızlı Konuşlanma Tugayı 2018’de Kyushu Adası’nın liman kenti Sasebo’da aktif hale getirildi ve burası aynı zamanda Japonya’nın güneyindeki önemli bir ABD deniz üssü olarak hizmet veriyor.

Helikopter taşıyıcıları, amfibi çıkarma gemileri, Osprey tilt-rotor asker taşıyıcıları ve amfibi çıkarma araçlarını kullanan tugay, tartışmalı Diaoyu Adaları gibi uzak bölgeleri savunmak ya da geri almak üzere tasarlanmıştır. Sasebo’daki ABD deniz üssü ayrıca, USS America amfibi saldırı gemisi tarafından yönetilen ve düşman topraklarına çıkarma yapılmasını kolaylaştırmak üzere tasarlanan Amerika Amfibi Hazır Grubu’nun sık sık uğradığı bir liman.

Destoyer’den uçak gemisine

Pazartesi günü Japonya’nın Deniz Öz Savunma Gücü savaş gemisi Kaga, büyük bir tadilattan geçtikten sonra bir dizi deniz denemesi için Kure tersanesinden ayrıldı. Resmi adı bu olmasına rağmen Japon gemisi artık bir “destroyer “e benzemiyor. Tam boy uçuş güvertesi, geminin önümüzdeki yıl konuşlandırılması beklenen ABD yapımı F-35B savaş uçaklarının yanı sıra helikopterleri de kullanabileceği anlamına geliyor.

Filodaki en büyük gemi olmasına rağmen Tokyo, eleştirmenlerin Japonya’nın anayasasında yer alan silahların sadece meşru müdafaa için kullanılması şartını ihlal ettiğini iddia edebileceği endişesiyle gemiyi resmi olarak bir uçak gemisi olarak tanımakta isteksiz davranıyor.

Yine de bu, Japonya’nın güney adaları ve çevresinde, ABD kuvvetleriyle işbirliği de dâhil olmak üzere, denizcilik ve havacılık saldırı yeteneklerini geliştirdiğinin bir işareti. Japonya’nın benzer şekilde ikinci bir “destroyer” olan Izumo’yu geliştirme çalışmaları da devam ediyor.

AMERİKA

ABD Gizli Servisi’nde büyük istifa dalgası

Yayınlanma

ABD Gizli Servisi’nde 2022-2023 döneminde 1400’den fazla personelin istifa ettiği belirtilirken, kurumun son 20 yılın en büyük personel kaybıyla karşı karşıya olduğu bildirildi.

The New York Times’ın federal verilere dayandırdığı haberine göre, 2022 ve 2023 yılları arasında ABD Gizli Servisi’ndeki 7 bin 800 çalışandan en az 1400’ü kurumdan ayrıldı.

Bu rakam, kurumun son 20 yılda yaşadığı en büyük personel kaybına işaret ediyor.

Gazete, 20’den fazla mevcut ve eski Gizli Servis çalışanıyla gerçekleştirdiği görüşmelerde, ayrılan personelin çoğunlukla “en iyi eğitimli mensuplar” olduğunu ortaya koydu.

İstifaların başlıca nedenleri arasında karşılığı ödenmeyen fazla mesailer, terfi ve işe alımlardaki kayırmacılık ile insansız hava araçları gibi yeni teknolojilerin kullanımında yaşanan sorunlar yer alıyor.

Uzmanlar, Gizli Servis’in işe alım standartlarında da düşüş yaşandığına dikkat çekiyor.

Kurum, 2024 yazı itibarıyla 8 bin 100 personele ulaşmış olsa da bu sayı 2026 yılına kadar sorunsuz operasyon yürütebilmek için gerekli görülen 10 bin hedefinin oldukça altında kalıyor.

Kurum Geçici Müdürü Ronald L. Rou Jr., NYT‘ye verdiği demeçte bu zorlukları kabul ederek, kurumun eğitimli ajan sayısını artırması ve teknolojik altyapısını güçlendirmesi gerektiğini vurguladı.

Bu toplu istifalar, siyasi kampanyalar ve çok sayıda kongrenin düzenleneceği yoğun 2024 takvimi öncesinde gerçekleşiyor. Son aylarda başkan adayı Donald Trump’a yönelik iki suikast girişiminin yaşanması durumun ciddiyetini artırıyor.

Trump, temmuz ayında Pennsylvania’daki seçim kampanyası etkinliğinde kulağından yaralanmış, eylül ayında ise Trump International Golf Club’da bir Gizli Servis görevlisi, çit dışında dürbünlü tüfek tespit etmişti.

Şüpheli şahıs, Trump’tan 270-460 metre uzaklıkta yakalanmış, üzerinde dürbünlü bir AK-47, iki sırt çantası ve bir GoPro kamera ele geçirilmişti.

İlk saldırı girişiminin ardından Gizli Servis, Trump’ın güvenlik önlemlerini artırdığını açıklamıştı. İç Güvenlik Bakanı Alejandro Mayorkas olayı güvenlik zafiyeti olarak değerlendirerek bağımsız soruşturma sözü vermişti.

Fakat ikinci saldırı girişimi sonrasında, ajanların golf kulübü arazisinde önceden gerekli aramaları yapmadığı ortaya çıktı. Gizli Servis bu hatayı kabul ederek, sorumlu personel hakkında işlem başlatılacağını duyurdu.

FBI, Florida’daki olayı “Trump’a suikast girişimi” olarak soruşturuyor

Okumaya Devam Et

AMERİKA

CIA, Çin, İran ve Kuzey Kore’de casus ağını genişletiyor

Yayınlanma

CIA, Rusya’daki ‘başarılı uygulamasının’ ardından, Çin, İran ve Kuzey Kore’deki potansiyel muhbirler için güvenli iletişim talimatları yayımladı.

Associated Press‘in haberine göre, ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA), Rusya’da gizli bilgi paylaşmak isteyenlere yönelik bir kullanım kılavuzunu ‘başarıyla test ettikten sonra’, diğer ülkelerdeki potansiyel muhbirlere de ulaşmaya karar verdi.

Kurum, internette Korece, Farsça ve Mandarin Çincesi dillerinde, potansiyel muhbirlerin ABD istihbaratıyla güvenli bir şekilde irtibata geçebilmeleri için gerekli adımları detaylandıran talimatlar yayımladı.

Kuzey Kore, İran ve Çin’de yaşayanları hedef alan bu talimatlar, kullanıcının kimliğini gizlemek için tasarlanmış özel araçlar kullanarak CIA ile internet sitesi veya dark web üzerinden iletişim kurmanın yollarını sunuyor. Teşkilat, benzer bir talimatı Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin ardından Rusça olarak yayımlamıştı.

CIA, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Dünyanın dört bir yanından insanlar bizimle temas kurmaya çalışıyor ve biz de onlara bunu nasıl güvenli bir şekilde yapabileceklerini öğretiyoruz. Bu yöndeki çabalarımız Rusya’da başarılı oldu ve diğer otoriter ülkelerdeki insanların da iş yapmaya açık olduğumuzu bilmelerini istiyoruz.”

Talimatlar Telegram, YouTube, X, Facebook, Instagram ve LinkedIn gibi sosyal medya platformlarında yayınlanıyor. CIA, kısıtlamaları aşmak ve gözetlemeyi önlemek için potansiyel muhbirlere sanal özel ağlar (VPN’ler), özel tarayıcılar kullanmalarını ve internet tarama geçmişini silmelerini öneriyor.

Teşkilat, güvenliğin, diğer faktörlerin yanı sıra, belirli bir programın seçimine bağlı olduğu konusunda uyarıda bulunuyor: “Merkezi Rusya, İran, Çin veya ABD’ye dostça davranmadığı düşünülen başka bir ülkede olmayan bir VPN sağlayıcısı kullanın.”

The Wall Street Journal‘ın geçen yıl mevcut ve eski Amerikan istihbarat yetkililerine dayandırdığı haberine göre, savaştan ve Rusya’daki gelişmelerden duyulan memnuniyetsizlik, hükümet yetkilileri ve diğer Ruslar arasında muhbir toplamak için uygun bir zemin yaratıyor.

Yetkililer, CIA’in güvenli internet kanalları aracılığıyla kendisiyle temas kurma çağrısının sonuç verdiğini belirtti.

Geçen yılın mayıs ayında teşkilat özel bir Telegram kanalı oluşturdu ve burada yayınladığı mesaj ve videolarla Ruslara ABD istihbaratıyla iletişim kurma yollarını ve neden iletişime geçmeleri gerektiğini anlattı.

Şimdi Koreliler, İranlılar ve Çinliler için de paylaşımlar yapılmaya başlandı. En son ocak ayında Ruslar için yapılan paylaşımlar 47 bin ila 61 bin arasında görüntülenirken, 2 Ekim’de yeni alıcılar için yapılan paylaşımlar yaklaşık 6 bin kez görüntülendi.

New York Times, CIA’in Ukrayna’ya ‘gizli desteğini’ yazdı

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Elon Musk’ın satın almasından bu yana Twitter’ın değeri yüzde 79 azaldı

Yayınlanma

Elon Musk’ın 44 milyar dolara satın aldığı Twitter’ın (şimdiki adıyla X) değeri, Fidelity’nin son değerlemesine göre yüzde 79 oranında düşerek yaklaşık 9,4 milyar dolara geriledi.

TechCrunch‘ın haberine göre, danışmanlık firması Fidelity’nin son değerlemesi, Elon Musk’ın sahibi olduğu sosyal medya platformu X’in (eski adıyla Twitter) değerinin, orijinal satın alma fiyatı olan 44 milyar doların dörtte birinden daha azına düştüğünü ortaya koydu.

Bu değerleme, ağustos sonu itibarıyla X’teki hissesinin değerini yüzde 78,7 oranında azaltan Fidelity Blue Chip Growth Fund’ın yakın zamanda açıklanan verilerine dayanıyor.

Karşılaştırma yapmak gerekirse, Fidelity başlangıçta mavi çip fonu aracılığıyla X’e 19,66 milyon dolar yatırım yapmıştı.

Bu, Fidelity’nin X’teki hissesinin değerinde gördüğü ilk düşüş değil.

Daha önce, temmuz sonu itibarıyla Fidelity, X’teki hisselerine yaklaşık 5,5 milyon dolar değer biçmişti. Yüzde 78,7’lik düşüş, Fidelity’nin şu anda X’e bir bütün olarak yaklaşık 9,4 milyar dolar değer biçtiği anlamına geliyor.

X, aynı adı taşıyan bir sosyal ağ geliştiren Amerikan teknoloji şirketi. Eskiden Twitter olarak bilinen platform, şirketin şu anki sahibi Elon Musk tarafından yeniden yapılandırıldıktan sonra adını değiştirdi. Musk, Twitter’ı 27 Ekim 2022 tarihinde satın almıştı.

Elon Musk, “trans yasasını” gerekçe göstererek şirketlerini California’dan taşıma kararı aldı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English