Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD ekonomisi ikinci çeyrekte %2,8 büyüdü

Yayınlanma

ABD Ticaret Bakanlığı perşembe günü yaptığı açıklamada, ABD ekonomisinin ikinci çeyrekte yıllık %2,8 oranında büyüdüğünü, bu oranın tüketici harcamalarının artması ve işletmelerin stoklarını artırmasıyla ekonomistlerin beklediğinden daha yüksek olduğunu söyledi.

Ekonomistler geçtiğimiz çeyrekte yıllık bazda %1,9’luk bir büyüme bekliyorlardı. Ekonomi yılın ilk üç ayında %1,4 oranında büyümüştü.

Perşembe günkü verilerde yakından izlenen ve stoklar, ticaret ve hükümet harcamalarını dışarıda bırakan bir talep göstergesi, yani özel yurtiçi alıcılara nihai hizmetler, %2,6 arttı.

Tüketici harcamaları %2,3 artarak ilk çeyrekteki %1,5’lik büyümeyi geride bıraktı.

AMERİKA

Washington’ın ticaret kısıtlamaları Çin’deki ABD’li işletmeler için en büyük endişe kaynağı

Yayınlanma

Yeni bir ankete göre, Washington’un Pekin’e yönelik daha sert ticaret kuralları Amerikan ve Çinli şirketler arasındaki ilişkilere zarar verirken, bu durum Amerikan işletmeleri için büyük bir endişe kaynağı haline geldi.

ABD-Çin İş Konseyi, üyelerinin Beyaz Saray’ın Çin’deki Amerikan ticari faaliyetlerine daha fazla ihracat kontrolü, gümrük vergisi ve ticari düzenleme getirmesine neden olan ve yıllardır süren ikili gerilimlerden zarar gördüğünü söyledi. Konsey, Çin ile iş yapan 270’ten fazla Amerikan şirketinin oluşturduğu partiler üstü özel bir grup.

Konseyin yıllık üye anketinde, geçen yılki ankete kıyasla daha fazla katılımcının ABD’li düzenleyicilerin daha fazla inceleme yapacağını belirttiği ve bu oranın 9 puan artarak %34’e yükseldiği görüldü.

Ankete göre, ihracat kontrolleri Çin’de Amerikan şirketlerinin güvenilmez tedarikçiler olduğu algısını körükleyerek tedarik zincirinde aksamalara ve Çinli müşterilere yapılan satışlarda kayıplara yol açıyor. Raporda ayrıca ihracat kontrolleri, yaptırım politikaları ve yatırım taramaları nedeniyle kopan müşteri ilişkilerine de dikkat çekildi.

Raporda, “ABD iç siyaseti tartışmasız en büyük belirsizlik kaynağıdır” denildi. “Kasım ayındaki ABD seçimlerinin sonuçları ne olursa olsun, ABD’nin Çin’e yönelik kısıtlamaları muhtemelen öngörülebilir gelecekte sıkılaşmaya devam edecektir. Pekin’in bir sonraki ABD yönetiminin ve Kongresinin politikalarına nasıl karşılık vereceği Çin’deki iş ortamı üzerinde kalıcı etkilere sahip olacaktır” değerlendirmedi yapıldı.

Çin’in ekonomik yavaşlaması da endişe kaynağı

Dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki gerilim ankete katılan 140 ABD şirketi arasında en önemli endişe kaynağı olmaya devam etse de, bu yılki ankete eklenen yeni bir seçenek olan Çin’in ekonomik yavaşlaması bu yılın en önemli 10 sorunu arasında ikinci sırada yer aldı.

Yatırım bankaları Çin’in gayrisafi yurtiçi hasıla tahminlerini düşürdü ve Bank of America çarşamba günü büyüme tahminini %5’ten %4.8’e indirdi. Emlak sektöründeki çöküş, zayıf iç talep ve artan ticari gerilimler ekonomiyi olumsuz etkiledi.

Konsey anketi haziran ve temmuz aylarında, Çinli politika yapıcıların önümüzdeki beş yıl için ekonomi politikalarını şekillendirdiği kritik bir toplantı olan Pekin’deki üçüncü plenumdan önce gerçekleştirdi.

ABD ve Çin arasındaki jeopolitik rekabet yoğunlaştıkça, Washington çeşitli sektörleri hedef alan politikalarını güçlendirdi. Değişiklikler arasında yarı iletkenler üzerindeki ihracat kontrolleri ve Çin’in elektrikli araç ve bataryalarına yönelik gümrük vergisi artışlarının yanı sıra Çin’deki bazı yüksek teknoloji sektörlerine giden Amerikan yatırımlarını kısıtlayan kurallar da yer alıyor.

Amerikalı seçmenler 5 Kasım’da ülkenin bir sonraki lideri olarak Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve eski Başkan Donald Trump arasında seçim yaparak önümüzdeki dört yıl boyunca Çin ile ilişkilerin seyrini belirleyecek. Pekin’e karşı sert bir yaklaşım iki partinin de desteğini alıyor; hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi partiler Çin’den yapılan ithalata bağımlılığın azaltılmasının ve ABD’nin ticaret dengesizliğiyle başa çıkılmasının önemini vurguluyor.

ABD’li işletmeler, biri Çin diğeri Amerikan pazarı için olmak üzere iki paralel tedarik zinciri oluşturuyor, ancak çoğunluk hala Çin’in küresel rekabet güçleri için kritik öneme sahip olduğuna inanıyor.

Ankete katılanların %70’i Çin’deki tedarik zincirlerini gözden geçirdiklerini söyledi. Tedarik zincirlerinin bir kısmını Çin’den uzaklaştıranlar ise ABD, Güneydoğu Asya ve Hindistan’a yöneldi.

Anket raporu, Kasım 2023’teki Biden-Xi zirvesinin ardından yılın başında ihtiyatlı bir iyimserlikten bahsetti, ancak “iş ortamında önemli iyileştirmeler yapılacağına dair umutlar büyük ölçüde azaldı – en azından şimdilik” dedi.

Sıkılaştırılan düzenlemeler ve Çin’in ekonomik yavaşlaması nedeniyle, katılımcıların dörtte biri Çin’deki faaliyetlerine yapmayı planladıkları yatırımları azalttı veya duraklattı.

Faaliyetlerini Çin dışına taşıdıklarını veya taşımayı planladıklarını söyleyen katılımcıların oranı geçen yılla tutarlı olarak %19 civarında seyrediyor. Çin’de kalanlar ise bunu çoğunlukla Çinli müşterilere hizmet vermek için yapıyor.

Ankette ayrıca, Çin hükümetinin yabancı şirketler için pazara erişim konusunda iyileştirmeler yapmasına rağmen, güveni yeniden tesis etmek ve iç tüketimi artırmak için daha fazlasının yapılması gerektiği belirtildi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD Hazinesinden Rus bankalarının şubelerine ev sahipliği yapan ülkelere tehdit

Yayınlanma

ABD Hazine Bakanlığı’nın Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi (OFAC), Rus bankalarının yurt dışında şube veya bağlı kuruluş açmasının, Rusya’nın Ukrayna’daki savaş nedeniyle uygulanan yaptırımları aşma girişimi olabileceği konusunda diğer ülkeleri tehdit etti.

OFAC, yabancı bankaları Rus kredi kuruluşlarının yeni açılan yurt dışı şubeleri veya bağlı kuruluşlarıyla işlem yaparken dikkatli olmaları konusunda uyardı.

Bu uyarı, ABD yaptırımlarına tabi olmayan kuruluşları da kapsıyor.

Açıklamada, “Bu tür şube veya bağlı kuruluşlarla ilişki kuran yabancı finans kurumları, hesap hizmetleri, para transferleri veya ödeme işlemleri, ticaret finansmanı ve sigorta gibi diğer hizmetler de dahil olmak üzere önemli yaptırım riskleri taşıdıklarını göz önünde bulundurmalı,” ifadelerine yer verildi.

Bununla birlikte, gıda, tarım, tıp, enerji ve telekomünikasyon ile ilgili işlemlerin hala izin verilen faaliyetler olduğu belirtildi.

OFAC, Hazine Bakanlığı’nın ‘Rusya’nın savunma sanayiini finanse etme girişimlerini engelleme konusunda bir dizi araca sahip olduğunu’ vurguladı. Bu araçlardan biri, Banka Gizlilik Kanunu (BSA) olarak belirtildi.

2021’de ABD, BSA’da yapılan değişiklikle Amerikan düzenleyici kurumlarına, soruşturmalar kapsamında ABD’de muhabir hesabı bulunan yabancı bankalardan, yurt dışında saklanan bilgiler de dahil olmak üzere herhangi bir hesapla ilgili bilgi talep etme yetkisi verdi.

Yatırım bankeri Yevgeniy Kogan, Telegram kanalından yaptığı paylaşımda “OFAC’ın yeni uyarısı, hesapların kapatılması ve diğer ilgili finansal hizmetlerin askıya alınması uygulamasının genişlemesine yol açacak,” değerlendirmesini yaptı.

Kogan ayrıca, “ABD Hazine Bakanlığı herkesi o kadar korkuttu ki, bu artık ırk ayrımcılığını andırıyor. Rusya’da yaşamayan veya çalışmayan, ancak ek olarak Rusya pasaportu olan veya yabancı vatandaşlığında doğum yeri Rusya Federasyonu/SSCB olarak belirtilen kişilerle iş yapmaktan çekinilen vakalar var,” diye ekledi.

ABD’den Rusya ile işbirliği yapan Hindistan bankalarına yaptırım tehdidi

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD ordusu Gazze’deki ateşkes görüşmelerinin çökmesi halinde planlar hazırlıyor

Yayınlanma

ABD ordusu, İsrail ile Hamas arasındaki ateşkes görüşmelerinin çökmesinin daha geniş çaplı bir bölgesel çatışmayı tetikleyebileceği endişesiyle hazırlık yapıyor.

ABD Genelkurmay Başkanı General CQ Brown perşembe günü Financial Times’a (FT) verdiği demeçte, “Görüşmelerin durması ya da tamamen sona ermesi halinde bunun bölgedeki gerilimi nasıl etkileyeceğini ve böyle bir durumda hazırlıklı olmak için neler yapmamız gerektiğini düşünüyorum,” dedi.

Ukrayna temas grubunun Almanya’daki toplantısına giderken konuşan Brown, görüşmelerin başarısızlığa uğraması halinde bölgesel aktörlerin nasıl tepki vereceğini ve “potansiyel olarak yanlış hesaplama yoluna giren ve çatışmanın genişlemesine neden olan herhangi bir tür faaliyetlerini artırıp artırmayacaklarını” değerlendirdiğini söyledi.

Amerikalı general, “Çatışmayı nasıl genişletmeyeceğimize ama aynı zamanda güçlerimizi nasıl koruyacağımıza odaklanmış durumdayım,” dedi.

Rehine anlaşması hâlâ “yakın değil”

Brown’ın açıklamaları müzakerelerin çıkmaza girdiği bir dönemde geldi. İsrail ve Hamas, İsrailli rehinelerin ve Filistinli mahkumların serbest bırakılmasıyla ilgili ayrıntılar ve İsrail’in Gazze’nin Mısır sınırı boyunca uzanan ve Philadelphi koridoru olarak bilinen toprak şeridinde asker bulundurma ısrarı nedeniyle anlaşmazlık yaşıyor.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken perşembe günü yaptığı açıklamada ABD’nin “önümüzdeki günlerde” İsrail ve Hamas ile “kalan soruların tam olarak nasıl çözüleceğine dair düşüncelerini” paylaşacağını söyledi. Ardından da “evet ya da hayır kararı vermenin taraflara bağlı olduğunu” ekledi.

ABD görüşmeler konusunda iyimser kalmaya çalışırken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu kamuoyu önünde görüşmelerdeki ilerleme olduğu iddialarını reddetti ve perşembe günü Fox News’e verdiği demeçte bir anlaşmanın “yakın olmadığını” söyledi.

Üst düzey ABD’li yetkililer görüşmelerin %90 oranında tamamlandığını açıklamakla birlikte zor noktaların çözümsüz kaldığını kabul ediyorlar.

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby perşembe günü yaptığı açıklamada “Aksilik, aksilik ve daha fazla aksilikle karşılaştık. Kuşkusuz, yönetim olarak bu anlaşmayı hâlâ sonuçlandıramamış olmaktan dolayı hayal kırıklığına uğramış durumdayız,” dedi.

Üst düzey bir ABD’li yetkili, geçen hafta Hamas’ın elinde bulunan altı İsrailli rehinenin ölümünün “[müzakere] sürecine bir aciliyet duygusu getirdiğini” fakat aynı zamanda “Hamas’ın herhangi bir anlaşma yapmaya hazır olup olmadığının da sorgulanmasına yol açtığını” ileri sürdü.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English