Bizi Takip Edin

Diplomasi

Almanya, HTŞ yönetimi ile sığınmacıların dönüşü için gizli görüşmeler yapıyor

Yayınlanma

Almanya’nın Suriyeli sığınmacıların geniş çaplı geri dönüşü için seçenekleri araştırdığı ve Federal İçişleri Bakanı Nancy Faeser’in HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani (Ahmed eş-Şara) ile görüşmelere başladığı bildiriliyor.

Alman gazetesi BILD’in edindiği bilgilere göre Berlin şartları müzakere etmek üzere Şam’a diplomatik bir ziyaret gerçekleştirmeyi düşünüyor.

İçişleri Bakanlığından bir sözcü Alman gazetesine yaptığı açıklamada Şam’daki geçici hükümetle özellikle Almanya’da yaşayan Suriyelilerin geri dönüşü konusunda görüşmelerin devam ettiğini doğruladı fakat bakanlık “belirli seyahat planları” hakkında yorum yapmaktan kaçındı.

Olası bir anlaşma Almanya’da yaşayan yaklaşık 974.000 Suriyelinin ülkelerine dönmesini sağlayabilir. Hükümet rakamlarına göre bu kişilerin yaklaşık 512.000’i yılda yaklaşık dört milyar avro tutarında devlet yardımı alıyor ki bu da yardım alan kişi başına ayda ortalama 664 avro anlamına geliyor.

Aralık ayından bu yana İçişleri Bakanlığı, Federal Göçmen Bürosu ile işbirliği içinde, gönüllü geri dönüşleri kolaylaştırmak için “pragmatik yolları” inceliyor. Önerilerden biri, Suriyelilerin Almanya’daki koruma statülerini hemen kaybetmeden kendi ülkelerindeki koşulları değerlendirmek üzere geri dönmelerine izin verilmesini içeriyor. Suriye’ye tek seferlik bir “keşif gezisinin” düşünüldüğü bildiriliyor.

Habere göre, göçten sorumlu İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Bernd Krösser’e yakın yetkililer, “Sünni İslam”a bağlı Suriyelilerin sonunda koruma statülerinin iptal edilebileceğini iddia ediyor.

Yetkililer, “Sünni” olarak tanımladıkları Suriye yönetimi altında bu kişilerin zulüm tehdidiyle karşı karşıya olmadığını savunuyor.

Suriye’nin sahil bölgesinde Alevilere yönelik katliamların ardından Almanya “kınama” açıklaması yapmıştı. Berlin, bugün düzenlenen Suriye bağışçılar konferansında Suriye’ye 300 milyar avro ek yardım yapacağını duyurmuştu.

Diplomasi

Ukrayna’dan Çin’e silah tedariki suçlaması

Yayınlanma

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Çin’in Rusya’ya topçu ve barut tedarik ettiğine dair ellerinde istihbarat bilgisi olduğunu iddia etti. Zelenskiy, Çin’in Rusya topraklarında silah üretimi organize ettiğinden şüphelendiklerini de belirtti. Rusya ve Çin ise bu iddiaları yalanladı.

Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Çin’in Rusya’ya topçu ve barut tedarik ettiğine dair ellerinde istihbarat bilgisi olduğunu öne sürdü.

Zelenskiy, bu bilgilerin hem istihbarat servislerinden hem de Ukrayna Güvenlik Servisi’nden (SBU) alındığını belirtti.

UNIAN‘ın aktardığına göre, Zelenskiy bir brifingde yaptığı açıklamada, “Önemli bir bilgi, pek hoş değil. Nihayet Çin’in Rusya Federasyonu’na silah tedarik ettiğine dair bilgi aldık,” dedi ve ekledi: “Bugün Güvenlik Servisi’nden, istihbaratlardan barut ve topçu hakkında genel bilgiye sahibiz.”

Zelenskiy ayrıca, Ukrayna’nın Çin’in Rusya topraklarında “bazı silahların” üretimini organize ettiğinden şüphelendiğini ve detayların önümüzdeki hafta açıklanacağını söyledi.

Nisan ayı başlarında Ukrayna ordusu, Donetsk oblastında Rusya ordusu için savaşan iki Çin vatandaşını esir aldığını iddia etmişti. Kısa bir süre sonra Zelenskiy, Kiev’in Rusya ordusu saflarında 150’den fazla Çin vatandaşının savaştığına dair bilgiye sahip olduğunu duyurmuştu.

Rusya Dışişleri Bakanlığı ise bu iddiaları yalanladı. Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrey Rudenko, iddiaları “tamamen yalan” olarak nitelendirdi ve Çin’in çatışmanın çözümü konusunda dengeli ve sorumlu bir duruş sergilediğini belirtti.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Cian da benzer bir açıklama yaparak, Pekin’in Ukrayna’daki çatışmalara katılmak üzere asker göndermediğini vurguladı.

Reuters‘a konuşan bir kaynağa göre, “Çinli yetkililer gerçekten de savaş taktiklerini incelemek amacıyla Çin Halk Kurtuluş ordusu (ÇHKO) subaylarını Rusya’ya gönderdi.”

Ajansın iddiasına göre, bu askerler Rusya topraklarında cephe gerisinde bulunuyor ve Rus birliklerinin eylemlerini gözlemlemek için temas hattına yakın bölgelere seyahat ediyorlar.

Kaynak, bu ziyaretlerin “yalnızca” Moskova ve Pekin’in rızasıyla gerçekleştiğini savundu.

Xi, Kim ve Putin Zafer Günü için Kızıl Meydan’da buluşacak mı?

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Ukrayna ve ABD, maden anlaşması için mutabakat zaptı imzaladı

Yayınlanma

Ukrayna ve ABD, maden anlaşması imzalamak amacıyla bir mutabakat zaptı imzaladı. Ukrayna Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Yuliya Sviridenko, anlaşmanın ekonomik ortaklık ve Ukrayna’nın yeniden inşası için yatırım fonu oluşturulmasını kapsadığını belirtti. Anlaşmanın metni üzerinde son çalışmaların yapıldığı ve parlamentolarda onaylanması gerektiği ifade edildi.

Ukrayna ve ABD, maden anlaşması imzalamak amacıyla bir mutabakat zaptı imzaladı. Ukrayna Birinci Başbakan Yardımcısı ve Ekonomi Bakanı Yuliya Sviridenko, Facebook hesabından yaptığı paylaşımda, “Bugün ABD ile ekonomik ortaklık konusunda ortak bir anlaşmaya doğru ilerledik,” ifadelerini kullandı.

Ayrıca, Ukrayna’nın yeniden inşası için bir yatırım fonu kurulmasına hazırlandıklarını belirten Sviridenko, “İlgili anlaşma, önemli yatırımlar, altyapının modernizasyonu ve Ukrayna ile ABD arasında karşılıklı fayda sağlayan bir ortaklık için fırsatlar yaratacak,” dedi.

Sviridenko’ya göre, Kiev ile Washington’ın anlaşma metni üzerindeki çalışmalarını tamamlaması, imzalaması ve parlamentolarda onaylaması gerekiyor.

Trump, imza tarihi için 24 Nisan’ı işaret etmişti

Daha önce ABD Başkanı Donald Trump, Ukrayna ile maden anlaşmasının 24 Nisan’da imzalanacağını açıklamıştı.

Hazine Bakanı Scott Bessent, anlaşmanın Washington ve Kiev’in daha önce üzerinde anlaştığı konulara dayanacağını belirtmişti.

Taraflar arasındaki anlaşmaya ilişkin son görüşmeler 11-12 Nisan tarihlerinde yapılmıştı.

Reuters ajansının kaynakları, Amerikan tarafının “maksimalist” talepleri nedeniyle görüşmelerdeki atmosferin “düşmanca” olduğunu belirtmişti.

Fakat Bloomberg‘e göre, Trump yönetimi, Rusya’nın tam ölçekli işgalinin başlamasından bu yana sağlanan Amerikan askeri yardımı için Ukrayna’nın “borcu” konusundaki taleplerini düşürdü.

Daha önce Beyaz Saray, Kiev’in anlaşma kapsamında 300 milyar dolar “tazminat” ödemesi konusunda ısrar ederken, şimdi Amerikan tarafı bu miktarı 100 milyar dolara indirdi.

Bu miktar, Kiev’in kendi tahminine yakın bir seviyede bulunuyor.

ABD’nin sunduğu ilk taslak tartışma yaratmıştı

ABD ve Ukrayna’nın maden anlaşmasını kış aylarında imzalaması bekleniyordu, ancak o dönemde Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy arasında Beyaz Saray’da yaşanan tartışma buna engel olmuştu.

Bu olayın ardından ABD, Ukrayna’ya daha sert bir anlaşma taslağı sunmuştu.

Özellikle Washington, anlaşma kapsamında tüm altyapı ve kaynak projelerine yatırım yapma konusunda “ilk teklif hakkı” ve kaynakları öncelikli olarak satın alma hakkı talep etmişti.

Daha önce Zelenskiy, Kiev’in ABD tarafından sağlanan askeri yardımı Ukrayna’nın “borcu” olarak görmeyeceğini belirtmişti.

Zelenskiy’e göre, Washington Kiev’e 100 milyar dolar yardım sağladı, ancak bu fonlar hibe niteliğindeydi. Bunun yanı sıra Zelensiy, anlaşma kapsamında “on nesil Ukraynalının” ödeme yapmak zorunda kalması durumunda ABD ile maden anlaşmasını imzalamayacağını dile getirmişti.

Mineral anlaşmasından Trump’a Javelin’li suikast planına

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Handelsblatt: İmamoğlu tutuklaması nedeniyle Almanya, Türkiye’ye Eurofighter satışını engelledi

Yayınlanma

Alman ekonomi gazetesi Handelsblatt Almanya’da görevini yeni CDU-SPD koalisyon hükümetine devretmeye hazırlanan SPD-Yeşiller koalisyonunun, Türkiye’ye Eurofighter tipi savaş uçaklarının satışını engellediğini yazdı.

Haberini, hükümet üyeleri arasında yapılan gizli görüşmeleri bilen çok sayıda kaynağa dayandıran Handelsblatt, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının Türkiye’ye Eurofighter satışına veto kararına gerekçe olarak gösterildiğini belirtti.

Haberde, İmamoğlu’nun tutuklanması nedeniyle Berlin’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı sert bir şekilde eleştirdiği, bunu “Türk demokrasisine saldırı” olarak nitelendirdiği kaydedildi. Bu nedenle de hükümetin silah ticaretini durdurmayı doğru bulduğu ifade edildi.

Gazetenin “içeriden” elde ettiği bilgilere göre, görevdeki Federal Şansölye Olaf Scholz (SPD) son yıllarda Türkiye’ye Eurofighter teslimatı konusundaki endişeleri gidermek için bizzat çaba sarf etti.

Erdoğan ile yapılan gizli görüşmelerde önemli ilerlemeler kaydedilmişti ve onay süreci “yolunda gidiyordu.” Haberlere göre, Yeşiller tarafından yönetilen Dışişleri ve Ekonomi bakanlıkları daha önce şüpheyle yaklaştıkları onaylarını çoktan vermişlerdi.

Fakat İmamoğlu’nun tutuklanması sürece darbe vurdu. Türkiye’deki iç siyasi gerilimlerin Almanya’yı zor durumda bıraktığını yazan Handelsblatt, “Berlin bir yandan hem Orta Doğu’da hem de Ukrayna’daki savaşta önemli bir rol oynayan Türk hükümetiyle iyi ilişkilerini sürdürmeye çalışıyor. Öte yandan, Türkiye’deki otokrasi eğilimi bu ülkedeki hükümetle ilişkileri zorlaştırıyor,” diyor.

Görevini CDU lideri Friedrich Merz’e devretmeye hazırlanan Şansölye Olaf Scholz, 19 Ekim 2024 tarihinde gerçekleştirdiği İstanbul ziyaretinde Eurofighter satış sürecinin başlatılması için ilk onayı verdiklerini resmen açıklamıştı.

Scholz, Birleşik Krallık öncülüğünde yürütülen sürecin başında olunduğunu, müzakerelerle sürecin ileriye taşınacağını söylemişti.

Eurofighter ihracatı, CDU/CSU ve SPD’den oluşan gelecekteki “siyah-kırmızı” federal hükümeti için de büyük olasılıkla bir yük olacak. Partiler koalisyon sözleşmelerinde silah ihracatına ilişkin zorlu iç tartışmaların üstesinden gelme sözü verdiler.

Koalisyon belgesinde, “İhracat kontrol lisansları daha hızlı ve daha koordineli bir şekilde gözden geçirilmelidir. [Amaç] Avrupa silah ihracatı düzenlemelerini uyumlu hale getirmektir,” deniyor.

Bu özellikle Eurofighter için önemli; zira savaş uçağı Almanya, İtalya, İspanya ve Birleşik Krallık arasında ortak bir proje. Berlin’in silah ihracatı konusundaki kısıtlayıcı tutumu nedeniyle konsorsiyum içinde yıllardır bir anlaşmazlık yaşanıyor.

Gazete, CDU/CSU’nun ihracatı onaylamaya SPD’den daha meyilli olmasını muhtemel görüyor. CDU/CSU parlamento grubuna göre Eurofighter konsorsiyumundaki ortak ülkelerin çıkarları göz önünde bulundurulmalı.

Öte yandan SPD, CDU lideri Friedrich Merz’in Erdoğan ile görüşmeler yapacağına ve Eurofighterları İmamoğlu’nun serbest bırakılması için bir koz olarak kullanacağına inanıyor.

Türk hükümeti toplam 40 adet Eurofighter Typhoon satın almayı planlıyor. Ankara, önümüzdeki yılın başlarında İngiltere’den Tranche 1 olarak bilinen ilk seriden 20 Typhoon uçağı satın almayı planlıyor. Bunu 20 adet ultra-modern Typhoon Tranche 4 uçağının satın alınması izleyecek. Bu tesislerin 2030 yılına kadar faaliyete geçmesi bekleniyor.

Satışı kabul eden İngilizlerle müzakereler halihazırda devam ediyor. Mart ayında Ankara’ya somut bir teklif sunuldu. Savunma Bakanlığına göre bu teklif şu anda inceleniyor. Bunun ötesinde Berlin ağzını sıkı tutuyor.

Bakanlık prensip olarak Türk Hava Kuvvetleri’nin operasyonel olabilmesi için her tür savaş uçağına ihtiyacı olduğunu söylüyor. Fakat Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşüyle birlikte konu başka bir hal alabilir. Handelsblatt’a göre Türkiye bir kez daha F-35 ve modern ABD yapımı F-16’lara umut bağlayabilir.

CDU/CSU ve SPD koalisyon sözleşmesinde “Alman güvenlik ve savunma sanayisine, yabancı ortaklarına ve müşterilerine güven veren stratejik odaklı bir silah ihracatı politikası” vaat ediyor.

Nitekim Türkiye, yıllar süren kısıtlamaların ardından geçen yıl bir kez daha Alman savunma sanayinin en büyük müşterilerinden biri oldu. Geçici rakamlara göre, torpidolar, güdümlü füzeler ve denizaltılar için parçalar da dahil olmak üzere ülkeye yaklaşık 231 milyon avro değerinde savunma ekipmanı teslim edildi.

Bu da Türkiye’yi Almanya’nın müşterisi ülkeler arasında beşinci sıraya yerleştirdi. 2020-2024 döneminde Almanya, İspanya ve İtalya’dan sonra Türkiye’nin en büyük üçüncü savunma ekipmanı tedarikçisi oldu. ABD ise dördüncü sırada yer aldı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English